Dinine gönülden bağlı bir lider Atatürk(Atatürk hayranları bu resimler kaçmaz)

Pesimistyle!

Profesör
Katılım
13 Temmuz 2009
Mesajlar
2,115
Reaksiyon puanı
50
Puanları
0
Akhun Aktosun´isimli üyeden Alıntı
benim anlamadığım, bir insan ülkeyi kurtarıyorsa ve gelecek nesillerin huzurlu yaşamasını sağlıyorsa, başarıları sayesinde bugünleri görebiliyorsak, o kişinin dini görüşleri bizi niye ilgilendiriyor?
Eğer Atatürk'ün bahsettigi gelecek nesiller bizler isek sence biz Huzurlumuyuz ?


Içki Tüketiminde Dünya üçüncüsü ,

Sigara Tüketiminde Avrupa Birincisi ,

Rüşvet Ve Yolsuzlukta Dünyada 8. Sırada Gelen ,

Halkı Mutsuz ülkeler Arasında Ilk Beşte ,

Enflasyon'da Dünya Ikincisi

Günde 16,2 Trilyon Lira Faize Veren, Toplanan Verginin % 66'sı Iç Borça Giden ,

Sosyal Güvende Oecd ülkeleri Arasında Sonuncu ,

çocuk Işçi çalıştırmada Dünyada Dördüncü ,

200. 000 Sokak çocuğu Olan ,

Birbirlerine Güven Duymada Sondan Ikinci Olan ,

Son üç Yılda Uyuşturucu Kullanımında % 350 Artış Olan ,

Günlük 66 Milyon Ekmek üretilen Türkiye'de 12 Milyonunun Israf Edildiği ,

400.000 'den Fazla Kahvehane'nin Bulunduğu ,

" Para Birimi En Düşük ülke " Olarak 2000 Yılında Guiness Rekorlar Kitabına Giren ,

Ahlakı Yapısı çökmüş : Mardin Midyad'ta 12 Yaşında Kıza Tecavüzden Aralarında Yüzbaşı, şube Müdürü , Okul Müdür Yardımcısı ,veznedar ,memur.olan Yaklaşık 30 Kişi Tutuklanır.
Bu değil mi huzur?
 

twilight_flame

Doçent
Katılım
14 Mayıs 2008
Mesajlar
618
Reaksiyon puanı
20
Puanları
18
Eğer Atatürk'ün bahsettigi gelecek nesiller bizler isek sence biz Huzurlumuyuz ?
Bu değil mi huzur?

Şuandaki huzursuzluğunun sebebi neden Atatürk olsun? O zamanki şartlarda kadınlarımızın tecavüzüne engel olduğu, insanlarımızın ölümlerine engel olmak ve özgür olmasını sağlamak amacıyla milleti uyardığı için huzursuz mu oldun yani?

Ne kadar acayip bakıyorsunuz olaya onu anlamıyorum. Zaten krizleri de Atatürk çıkardı değil mi? Mezardan geldi çıkardı.

Afedersiniz ama bu zihniyetle yoldan geçen köpeği araba çarpsa köpek ölse diyeceksiniz ki Atatürk ülkeye arabaların gelmesini sağladı ondan öldü.

Atatürk zamanındaki büyümelerimizi göremeyecek daha doğrusu görüpte hoşuna gitmeyince bugünkü olanlar ile Atatürk'ü yargılamaya kalkan kişilerdeki zihniyet nasıl bir zihniyettir çözmeye çalışıyorum.

Osmanlı Devleti sonunda çöktüğü için onu kuran Osman Bey'de suçlu o zaman. Yok mu başka arttıran? Birşeylere neden olan ama sonunda kötü şeyler olan herkesi suçlayalım hadi.

Ne süper bir zihniyetiniz varmış şaşırdım kaldım.
 

Pesimistyle!

Profesör
Katılım
13 Temmuz 2009
Mesajlar
2,115
Reaksiyon puanı
50
Puanları
0
Şuandaki huzursuzluğunun sebebi neden Atatürk olsun? O zamanki şartlarda kadınlarımızın tecavüzüne engel olduğu, insanlarımızın ölümlerine engel olmak ve özgür olmasını sağlamak amacıyla milleti uyardığı için huzursuz mu oldun yani?

Ne kadar acayip bakıyorsunuz olaya onu anlamıyorum. Zaten krizleri de Atatürk çıkardı değil mi? Mezardan geldi çıkardı.

Afedersiniz ama bu zihniyetle yoldan geçen köpeği araba çarpsa köpek ölse diyeceksiniz ki Atatürk ülkeye arabaların gelmesini sağladı ondan öldü.

Atatürk zamanındaki büyümelerimizi göremeyecek daha doğrusu görüpte hoşuna gitmeyince bugünkü olanlar ile Atatürk'ü yargılamaya kalkan kişilerdeki zihniyet nasıl bir zihniyettir çözmeye çalışıyorum.

Osmanlı Devleti sonunda çöktüğü için onu kuran Osman Bey'de suçlu o zaman. Bunu sürdürüp gidelim hadi kim arttırıyor.
Çarpıtma konuyu hemen atlıyorsunuz respector vardı senle o zaten her hayırda bir şer arıyorsunuz. alıntı yaptıgım kişi cevaplasın isterim.
 

twilight_flame

Doçent
Katılım
14 Mayıs 2008
Mesajlar
618
Reaksiyon puanı
20
Puanları
18
Çarpıtma konuyu hemen atlıyorsunuz respector vardı senle o zaten her hayırda bir şer arıyorsunuz. alıntı yaptıgım kişi cevaplasın isterim.

Burası bir forum ve laf söylemeye çalıştığın kişi de benim ATAM. O zaman bende cevap veririm.

Söylediklerim doğru olunca niye şer arıyormuşuz? Atatürk'e pislik atmak amacıyla onunla alakası olmayan şeyleri sıralamış bir de laf söylüyorsun.

2000 yılında olan olaydan Atatürk'ün nasıl sorumlu olduğunu çıkartıyorsun onu anlamıyorum. Ha diyorsan ki Kurtuluş Savaşı'nda ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasında büyük rol oynadı. Kadınlarımıza tecavüz edilmesini engelleyenler arasında vardı. Özgürlüğümüzü kazananlar arasında vardı ondan dolayı suçlu diyorsan. Küçükken ateşli hastalık geçirip geçirmediğini merak ederim.

Bir insanın kurduğu ülkenin 90 yık sonraki yanlışlıklarından kuran kişi sorumlu tutulamaz. Bu saçmalık, mantıksızlık ve ahlaksızlıktır.

Ayrıca farkettin mi ama vefat etmiş ve ülke yönetimine o dakikadan sonra müdahale etmesi imkansız kişiyi yargılayacak kadar mantıksız, ahlaksız ve konuyu çarpıtan ben değilim ;)
 

Pesimistyle!

Profesör
Katılım
13 Temmuz 2009
Mesajlar
2,115
Reaksiyon puanı
50
Puanları
0
Burası bir forum ve laf söylemeye çalıştığın kişi de benim ATAM. O zaman bende cevap veririm.

Söylediklerim doğru olunca niye şer arıyormuşuz? Atatürk'e pislik atmak amacıyla bu zamana kadar gelmiş şeyleri sıralamış birde laf ediyorsun.

2000 yılında olan olaydan Atatürk'ün nasıl sorumlu olduğunu çıkartıyorsun onu anlamıyorum. Ha diyorsan ki Kurtuluş Savaşı'nda ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasında büyük rol oynadı. Kadınlarımıza tecavüz edilmesini engelleyenler arasında vardı. Özgürlüğümüzü kazananlar arasında vardı ondan dolayı suçlu diyorsan. Küçükken ateşli hastalık geçirip geçirmediğini merak ederim.

Bir insanın kurduğu ülkenin 90 yık sonraki yanlışlıklarından kuran kişi sorumlu tutulamaz. Bu saçmalık, mantıksızlık ve ahlaksızlıktır.

Ayrıca farkettin mi ama vefat etmiş ve ülke yönetimine o dakikadan sonra müdahale etmesi imkansız kişiyi yargılayacak kadar mantıksız ve konuyu çarpıtan ben değilim ;)
Şimdi senle öyle bir polemiğe girerdim ama ne oldugunu bildigiim için gülmekten başka bir şey yapmıyorum :D :4::dil::dil::dil:
 

twilight_flame

Doçent
Katılım
14 Mayıs 2008
Mesajlar
618
Reaksiyon puanı
20
Puanları
18
Şimdi senle öyle bir polemiğe girerdim ama ne oldugunu bildigiim için gülmekten başka bir şey yapmıyorum :D :4::dil::dil::dil:

Evet evet öyle. senin o dediğinden. Kısa ve net. Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'ni kurması, özgürlüğünün elinde olmasını sağlaması ve kadınlarına tecavüzü engellemesi zoruna gidiyorsa söyle.

Zoruna gitmiyorsa pislik atmaya çalıştığın kişinin kim olduğunu bil ve ona göre konuş.
 

Neanderthal

Profesör
Katılım
17 Ocak 2009
Mesajlar
2,733
Reaksiyon puanı
18
Puanları
218
Atatürk ün dindar bir kişilik olduğuna bende inanmıyorum.
Sonuçta herkesin inancı kendine..Ama müslümanlara iyi göstermek adına Atatürk ü Dinci, Solculara iyi göstermek için SOlcu ya da Sosyalist, fenerlilere iyi göstermek için fenerli yapmaktan kaçınmak gerekiyor bence.

Atatürk ün olmadığı şey kalmadı ki... Dini inançları zayıfsa -ki ben öyle olduğuna inanıyorum- bırakın zayıf kalsın. Gerçekler konuşulmalı bu ülkede, işimize gelenler değil.
Askerliğine, Liderliğine diyecek bir sözümüz yok ama Atatürk ü olmadığı kalıplara sığdırmamak gerekiyor.

Ben dindar birisiyim ama sırf bana ve benim gibilere iyi görünmesi için Atatürk ü de dindar yapmanıza gerek yok. Ülkesini seven biri zaten Atatürk ü sever. Ölmüş adamı rahat bırakmak gerekir artık.

"Atatürkçü" maskesi altında ISLAM dinini karalayıp Atatürk ü bu hallere düşürenlere ithafen...
Saygılarımla.

Altına imzamı atarım.
 

m!ndf!elds

Doçent
Katılım
18 Mart 2008
Mesajlar
892
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
Mustafa Kemal Atatürk elbetteki bir Peygamber değil.Doğruları da olabileceği gibi yanlışları da olabilir,bu çok doğal bir şey. Fakat bu ülke için yaptıklarından sonra ona dil uzatmak terbiyesizliktir.
 

Hammers

Doçent
Katılım
13 Haziran 2009
Mesajlar
629
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
Atatürk dindar olabilir ama hangi dinde?
Atatürk e Müslüman, deist,ateist,yahudi vs.. diyenler var. Meclisteki son konuşmasından müslüman olmadığını söyleyebiliriz.

Atatürkün dinsiz olup olmaması beni bağlamaz çünkü o kendi bileceği bir iş. şimdi günahıyla sevabıyla toprağın altında

Toprağın altında değil. Mumyalanmış şekilde yatıyor. İslamiyette kişi mumyalanmaz. İslami usüllere uygun gömülmedi.

Kişi ahirette sevdiği ile beraberdir. Kimi örnek olarak aldığınıza dikkat edin.

Atatürk ü mükkemmelleştirmeye çalışan bir kısım insanlar var. Atatürk ile anlatılan şeylerin hepsi doğru değil. Çünkü herkes kafasına estiği gibi kullanıyor Atatürk ü.

ali_riza_bey.jpg


Bu Atatürk ün babası olarak inanılan "Ali Rıza Bey" in fotoğrafı. Sabah gazetesi yazarlarından Engin Ardıç' ın "Gerçeklerin açıklanması tokat etkisi yapıyor" adlı yazısında şu cümleler yazıyor:
"Ali Rıza Bey hakkında bilgilerimiz daha da az, hemen hemen yok gibi. Elimizde gerçek bir resmi bile yok. Otuzlu yıllarda, bir yerlerden Selanikli bir subay resmi bulmuşlar, "Atatürk ün babası" diye sallamışlar. Buna bizzat Atatürk gülmüş de, "bizim peder bu değildir" demiş!!"
 

GKHNCKR

Profesör
Katılım
7 Mayıs 2009
Mesajlar
3,980
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Konu kısır bir tartışmaya doğru yol alıyor. Bu tartışmada düzeyli olabilen başta twilight_flame olmak üzere her arkadaşa teşekkür ederek, kendi adıma bitirmek istiyorum.
 

twilight_flame

Doçent
Katılım
14 Mayıs 2008
Mesajlar
618
Reaksiyon puanı
20
Puanları
18
Bir insanı sevmek ve onu örnek almak cehennemliği gerektirmez. İslamiyet'in neresinde yazıyor bu?

Ayrıca Engin Ardıç'ın -miş'li, -muş'lu yani geçerliliği olmayan sadece kulaktan duyma olayları anlattığı da aşikar değil mi?

Ayrıca "Atatürk'ün babası olarak anılan kelimesi" başlı başına bir terbiyesizliktir ve haysiyetsizlik örneğidir.
 

Hammers

Doçent
Katılım
13 Haziran 2009
Mesajlar
629
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
Bir insanı sevmek ve onu örnek almak cehennemliği gerektirmez. İslamiyet'in neresinde yazıyor bu?

Ayrıca Engin Ardıç'ın -miş'li, -muş'lu yani geçerliliği olmayan sadece kulaktan duyma olayları anlattığı da aşikar değil mi?

Ayrıca "Atatürk'ün babası olarak anılan kelimesi" başlı başına bir terbiyesizliktir ve haysiyetsizlik örneğidir.

Benim dediğim hadis. İslamiyet' in neresinde yazıyor bu biraz saçma kaçtı soru olarak. İslamiyet bir Din. Kitap gibi bir şey değil.

O yazıyı bizzat kendim okudum. Dikkat edersen mışlı bir cümle yok.

Atatürk ün babası olarak anılan da demedim inanılan dedim. Atatürk son meclis konuşmasında "gökten indiği sanılan kitaplar" diyebiliyor. Bende "inanılan" dedim ne varki bunda. Sen inanmıyor musun?
 

baaydin

Profesör
Katılım
2 Kasım 2007
Mesajlar
2,172
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0
Koskoca Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu olan Atatürk'ü ne olup ne olmadığı konusunda eleştirmek bize yada size düşmez herkes haddini bilsin. saçma sapan yorum yapan yada Atatürk şöle idi böle idi diyen terbiyesizleri önce siz kendiniz nesinizki böyle bir insana dil uzatıyorsunuz diye sormak istiyorum. Yediğimiz ekmeği içtiğimiz suyu ve özgür olarak inançlarımızı yerine getirdiğimiz bu güzel ülkeyi ona borçluyuz bir daha söylüyorum herkes haddini bilsin.
 

twilight_flame

Doçent
Katılım
14 Mayıs 2008
Mesajlar
618
Reaksiyon puanı
20
Puanları
18
Benim dediğim hadis. İslamiyet' in neresinde yazıyor bu biraz saçma kaçtı soru olarak. İslamiyet bir Din. Kitap gibi bir şey değil.

O yazıyı bizzat kendim okudum. Dikkat edersen mışlı bir cümle yok.

Atatürk ün babası olarak anılan da demedim inanılan dedim. Atatürk son meclis konuşmasında "gökten indiği sanılan kitaplar" diyebiliyor. Bende "inanılan" dedim ne varki bunda. Sen inanmıyor musun?

""Ali Rıza Bey hakkında bilgilerimiz daha da az, hemen hemen yok gibi. Elimizde gerçek bir resmi bile yok. Otuzlu yıllarda, bir yerlerden Selanikli bir subay resmi bulmuşlar, "Atatürk ün babası" diye sallamışlar. Buna bizzat Atatürk gülmüş de, "bizim peder bu değildir" demiş!!""

Şu cümlenin sonundaki demiş sözcüğünün kesinliğini bana kanıtlayabilir misin?

Ayrıca inanılan demek terbiyesizlik olmadığı anlamına mı geliyor? Biraz empati yap istersen. Atatürk yerine o cümleye kendini koyarsan ne demek istediğimi anlayabileceğine inanıyorum.

Son olarak belki bilmen gerekir ortalıkta dolaşan hadislerin çoğunluğunun yalan olma ihtimali de var ;)

Birde İslamiyet tabiki bir din ancak onun bir kaynağı var. Ben o kaynaktan bahsetmek istemiştim. Şimdi saçmalık düzeldiyse yanıtını verebilir misin?
 

m!ndf!elds

Doçent
Katılım
18 Mart 2008
Mesajlar
892
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
"Ali Rıza Bey hakkında bilgilerimiz daha da az, hemen hemen yok gibi. Elimizde gerçek bir resmi bile yok. Otuzlu yıllarda, bir yerlerden Selanikli bir subay resmi bulmuşlar, "Atatürk ün babası" diye sallamışlar. Buna bizzat Atatürk gülmüş de, "bizim peder bu değildir" demiş!!"

O yazıyı bizzat kendim okudum. Dikkat edersen mışlı bir cümle yok.


Bu söylediğine kendin de inanmıyorsun umarım?
 

Hammers

Doçent
Katılım
13 Haziran 2009
Mesajlar
629
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
""Ali Rıza Bey hakkında bilgilerimiz daha da az, hemen hemen yok gibi. Elimizde gerçek bir resmi bile yok. Otuzlu yıllarda, bir yerlerden Selanikli bir subay resmi bulmuşlar, "Atatürk ün babası" diye sallamışlar. Buna bizzat Atatürk gülmüş de, "bizim peder bu değildir" demiş!!""

Şu cümlenin sonundaki demiş sözcüğünün kesinliğini ban akanıtlayabilir misin?

Ayrıca inanılan demek terbiyesizlik olmadığı anlamına mı geliyor? Biraz empati yap istersen. Atatürk yerine o cümleye kendini koyarsan ne demek istediğimi anlayabileceğine inanıyorum.

Son olarak belki bilmen gerekir ortalıkta dolaşan hadislerin çoğunluğunun yalan olma ihtimali de var ;)

Evet kanıtlarım. O "demiş" kelimesi alıntının içine dahil. Link aşağıda
Zübeyde Hanım, Meryem Ana mıdır?

İnanılan, inanan kimselerin olduğu anlamına geliyor.

Hadislerin nasıl toplanıldığını zannediyorsun? Ne dediğini bilmiyorsun hadislerin yalan olma ihtimali var diyorsun. Bu imkansız. Büyük hadis alimleri kaynaktan tam olarak emin olmazsa onu kitabına eklememiştir.
 

twilight_flame

Doçent
Katılım
14 Mayıs 2008
Mesajlar
618
Reaksiyon puanı
20
Puanları
18
Evet kanıtlarım. O "demiş" kelimesi alıntının içine dahil. Link aşağıda
Zübeyde Hanım, Meryem Ana mıdır?

İnanılan, inanan kimselerin olduğu anlamına geliyor.

Hadislerin nasıl toplanıldığını zannediyorsun? Ne dediğini bilmiyorsun hadislerin yalan olma ihtimali var diyorsun. Bu imkansız. Büyük hadis alimleri kaynaktan tam olarak emin olmazsa onu kitabına eklememiştir.

bir gazetenin bunu yazması doğru olduğu anlamına denk gelmez. Eğer öyleyse şuanda dünya da temiz adam yoktur. Ayrıca babası olduğuna inanılan diye bir olay olamaz. Babasıdır. Gerçekte olan birşeye inanılmaması mümkün değildir. (Bir örnekle açıklamak gerekirse terbiyesizlik olarak algılama ama birisi sana baban olduğuna inanılan adam ne iş yapıyor dese gayet doğal mı karşılarsın?)

Son olarak hadisler konusunda hadislerin kesinliği kanıtlanamaz. Daha doğrusu hadis olduğu kanıtlanamaz. (En azından hepsinin) Yoksa hadislerin varolduğu konusunda hemfirkiriz ama bu hadistir denilen herşey hadis olmayabilir. Sadece Kur'an'ı Kerim ile karşılaştırılarak doğrudur gibisinden yorum yapılır.

Kulaktan duyduğun herşeye inanmaman dileğiyle.
 

Hammers

Doçent
Katılım
13 Haziran 2009
Mesajlar
629
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
bir gazetenin bunu yazması doğru olduğu anlamına denk gelmez. Eğer öyleyse şuanda dünya da temiz adam yoktur. Ayrıca babası olduğuna inanılan diye bir olay olamaz. Babasıdır. Gerçekte olan birşeye inanılmaması mümkün değildir. (Bir örnekle açıklamak gerekirse terbiyesizlik olarak algılama ama birisi sana baban olduğuna inanılan adam ne iş yapıyor dese gayet doğal mı karşılarsın?)

Son olarak hadisler konusunda hadislerin kesinliği kanıtlanamaz. Sadece Kur'an'ı Kerim ile karşılaştırılarak doğrudur gibisinden yorum yapılır.

Kulaktan duyduğun herşeye inanmaman dileğiyle.

Hadisleri çok hafife alıyorsun. Herşeyin açıklaması Kur'an da yazmaz. Onu hadisler ve sünnetler açıklar. Hadislerin nasıl toplandığının yazıldığı kitaplar var. Mesela Doç.Dr. İbrahim Canan önderliğinde hazırlanan Akçağ yayımevi 1988 yayımlı Kütüb-i Sitte eserinin birinci kitabında bu konuya genişçe yer verilmiş.

İnanılan muhabbetini bu kadar boşa çevireceğini bilse idim bildiğimiz yada bize öğretilen yazardım.

Ben okuduğuma inanırım. Sana da böyle yapmanı tavsiye ederim.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
@twilight, o şiirde açıkça "Atatürk olmasaydı baban belli olmazdı" diyor; yeterince açık bir cümle?

twilight_flame dedi ki:
Ayrıca bizim kültürümüz yani Türk kültürü özgürce yaşamak ve insanların düşüncelerine saygı göstermek, Atalarımıza bağlı olmaktır. Seninkisi cehalet ise bilemeyeceğim.

Malesef kardeşim, sırf bir şeyi atalar yapıyordu diye yapmak bağnazlık ve gericiliktir. Senin müslüman olduğunu biliyorum; fakat eğer bu tutumunda devam edersen Allah'ın ayetini reddetmiş olacaksın:

Bakara dedi ki:
Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun" denildiğinde, "hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız" derler. Ya ataları bir şey düşünmeyen, doğru yolu bulamayan kimseler olsa da mı?

Kusura bakma kardeşim, bizler bunu kabul edemeyiz. Körü körüne sırf atalarımız yapmış diye onların yaptığı her şeyi yapamayız. Üstelik sen kendin de zaten söylüyorsun o hatasız değildi diye. (Ki nitekim Atatürk benim atam değil, sizin de atanız değil; sadece meclis tarafından bu soyadı verilmiştir kendisine. Dolayısıyla sanki bütün atalarımız Mustafa Kemal gibi düşünüyormuş gibi dile getirmek tutuculuktur. Üstelik Mustafa Kemal'in kendisi gibi düşünmeyen kişileri astırdığını da biliyorsunuz.)

Her fırsatta Atatürk olmasa Kurtuluş Savaşı olmazdı diyorsunuz. O zaman Kazım Karabekir olmasa Atatürk de olmazdı sözüne neden cevap vermiyorsunuz. Açınız, Atatürk'ün yakın arkadaşı Rauf Orbay'ın hatıratını okuyunuz. Bakın ne diyor, Kazım Paşa 15.000 kişilik ordusunu peşine takıp emrindeyim paşam demeden önce ki Mustafa Kemal, Rauf Orbay'a diyor ki: "Yapacak bir şeyimiz yok Rauf, en iyisi bu hengamede zarar görmeyecek bir yere sığınalım". Rauf Orbay diyor ki: "Mustafa Kemal'i şimdiye hiç böyle çökmüş ve yeis'e (ümitsizliğe) kapılmış görmemiştim". Yani Kazım Paşa olmasaydı Mustafa Kemal çekip gidecekti. Fakat el ele verdiler ve ülkeyi kurtardılar. O yüzden "Atatürk olmasa Kurtuluş Savaşı olmazdı" demek, Raufların, Kazımların, Refetlerin, Alilerin hakkını yemek ve kişiyi ilahlaştırmaktır.

Gelin görün ki Atatürk savaş kazanıldıktan sonra arkadaşlarını birer birer susturdu, Kazım Paşayı da astırmak istedi; fakat halk engel oldu..

Rahat rahat oruç tutup dini gerekleri yerine getirdiğim için mutluyum demişsin; hani? Rahat rahat dini inancı gereği başını örtenler okula gidemiyor. Dini inancı gereği oruç tutmak isteyenlere askerde engel olunuyor; "geçmişte sahurda tavuk yenilmiş ve zehirlenme vakası yaşanmış" gibi komik bir bahaneyle. Ya askerde rahat namaz kılamıyorlar. Lütfen şartlar müsait şeklindeki yalana sığınmayalım, zira biz bu ülkeyi cephede namaz kılanlarla kurtardık.

Tekrar söylüyorum, Atatürk'ün şahsi hayatındaki dini inanışı bizi kesinlikle ilgilendirmez. Fakat ülkeyi yönettiği müddetçe dini görüşleri önemlidir; aynı bugün sizin Tayyip Erdoğan'ın ya da Abdullah Gül'ün veya benzerlerinin dini inanışını sorgulamanız gibi.
 

Eric_Draven

Öğrenci
Katılım
21 Ağustos 2009
Mesajlar
19
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Evet kanıtlarım. O "demiş" kelimesi alıntının içine dahil. Link aşağıda
Zübeyde Hanım, Meryem Ana mıdır?

İnanılan, inanan kimselerin olduğu anlamına geliyor.

Hadislerin nasıl toplanıldığını zannediyorsun? Ne dediğini bilmiyorsun hadislerin yalan olma ihtimali var diyorsun. Bu imkansız. Büyük hadis alimleri kaynaktan tam olarak emin olmazsa onu kitabına eklememiştir.

Bu iki hadiste Kütüb-i Sitte'de yer alır...

hadis no : 2293
ravi: ebu hüreyre
tanım: resulullah (sav) buyurdular ki: "sizden birinin içine onu bozacak irin dolması, şiir dolmasından hayırlıdır." (el-hudri'den müslim'in kaydettiği bir diğer rivayette şöyle denmiştir; "resulullah (sav) yürümekte iken karşısına şiir irşad eden bir şair çıktı. efendimiz: "şeytanı tutun" veya "şeytanı yakalayın" diye emretti.)

kaynak: buhari, edeb, 92; müslim, şiir 7, (2257); ebu davud, edeb 95, (5009); tirmizi, edeb 71, (2855)

-----------------

hadis no : 2291
ravi: übey ibnu ka'b
tanım: resulullah (sav) buyurdular ki: "şiirde hikmet vardır"

kaynak: buhari, edeb 90; ebu davud, edeb 95, (5010); tirmizi, edeb 69, (2847); ibnu mace, edeb 41, (3755)


Hz. Muhammed'e ve onun dilinden gönderilen Allah kelamı Kuran-ı Kerim'e inancım tam fakat hadislere güvenmiyorum. İncil Hz. İsa'nın ölümünden yüzyıllar sonra yaşamış kişilerin hz. isa'nın hayatından hatırlayabildiklerini kağıda dökmesidir. Bir nevi hadislerden oluşan kutsal kitaptır ve güvenilmezdir.

Hadisler en çok İslamiyeti ve Hilafeti yaralayan Emevi ve Abbasi Sultanlarının işine yaramış onlarda saltanatlarını korumak için bu hadis üretim işine hız verip hadisleri neredeyse Kuranın önüne geçirmişlerdir. Yoksa Hilafeti demokratik seçimden çıkarıp baba oğul saltanatına çevirmelerini, Hz. Muhammed'in torunu, Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hüseyin'i çoluk çocuğuyla nasıl şehid ettiklerini nasıl örtbas edip ilgiyi başka taraflara çekebilirlerdi....

Buhari ise Mekke ve Medine'den binlerce kilometre ötede doğup büyüyen Buharalı bir Araptır ve Hz. Muhammed'İn ölümünden 200 yıl sonra yaşamıştır.

Kısacası, bu hadis işine çok güvenen çok yanılır...
 

Muvahhid

Doçent
Katılım
9 Aralık 2008
Mesajlar
581
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Bu iki hadiste Kütüb-i Sitte'de yer alır...

hadis no : 2293
ravi: ebu hüreyre
tanım: resulullah (sav) buyurdular ki: "sizden birinin içine onu bozacak irin dolması, şiir dolmasından hayırlıdır." (el-hudri'den müslim'in kaydettiği bir diğer rivayette şöyle denmiştir; "resulullah (sav) yürümekte iken karşısına şiir irşad eden bir şair çıktı. efendimiz: "şeytanı tutun" veya "şeytanı yakalayın" diye emretti.)

kaynak: buhari, edeb, 92; müslim, şiir 7, (2257); ebu davud, edeb 95, (5009); tirmizi, edeb 71, (2855)

-----------------

hadis no : 2291
ravi: übey ibnu ka'b
tanım: resulullah (sav) buyurdular ki: "şiirde hikmet vardır"

kaynak: buhari, edeb 90; ebu davud, edeb 95, (5010); tirmizi, edeb 69, (2847); ibnu mace, edeb 41, (3755)


Hz. Muhammed'e ve onun dilinden gönderilen Allah kelamı Kuran-ı Kerim'e inancım tam fakat hadislere güvenmiyorum. İncil Hz. İsa'nın ölümünden yüzyıllar sonra yaşamış kişilerin hz. isa'nın hayatından hatırlayabildiklerini kağıda dökmesidir. Bir nevi hadislerden oluşan kutsal kitaptır ve güvenilmezdir.

Hadisler en çok İslamiyeti ve Hilafeti yaralayan Emevi ve Abbasi Sultanlarının işine yaramış onlarda saltanatlarını korumak için bu hadis üretim işine hız verip hadisleri neredeyse Kuranın önüne geçirmişlerdir. Yoksa Hilafeti demokratik seçimden çıkarıp baba oğul saltanatına çevirmelerini, Hz. Muhammed'in torunu, Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hüseyin'i çoluk çocuğuyla nasıl şehid ettiklerini nasıl örtbas edip ilgiyi başka taraflara çekebilirlerdi....

Buhari ise Mekke ve Medine'den binlerce kilometre ötede doğup büyüyen Buharalı bir Araptır ve Hz. Muhammed'İn ölümünden 200 yıl sonra yaşamıştır.

Kısacası, bu hadis işine çok güvenen çok yanılır...

Kırmızıyla yazdığım yeri oku çünkü o zaman birçok şair Peygamber Efendimize hakaret ediyordu. ki bahsedilen şair kafirdir..
 

Hammers

Doçent
Katılım
13 Haziran 2009
Mesajlar
629
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
Eric_Draven hadis yorumlamak sıradan insanların işi değildir. Bunun ilmini gören bilinin yapması gerekir. Dediğin hadislere gelince yorumunu okudum ve kısaca yazıyorum:
Bu hadis (ilk olan) şiir ezberlemeyi zemmetmektedir (kötülemektedir). Burada şiire zemm mutlaktır. Yani az olmuş çok olmuş, muhtevaca hayır olmuş, şer olmuş ayırım yapılmamış, hepsi toptan zemmedilmiştir. Şiir karşısında böyle bir tavır, başka rivayetlere aykırıdır. Ülema bu hususta ihtilaf eder. Cumhur, iyi ve kötü şiiri ayırır, zemmi "şiirin kişiye galebe (üstünlük) çalmış olması ile veya şiirin mezmum (kötü) olması ile veya o kimsenin kâfir olması ile" izah eder. .. "Kişinin, içini tamamiyle şiirle doldurup birbaşka şeye yer vermemesi halinde zemm vaki olmaktadır" denmiştir. ..

Bu hadiste, şiiri zemm ederken Resûlullah (sav)'in şiddeti ve mübalağalı bir üsluba başvurduğu dikkat çekici bir husustur. "Mübalağalı" diyoruz, çünkü müteakip (takip eden) rivayetlerde görüleceği üzere, Efendimizin şiir karşısındaki tavrı her seferinde bu kadarki gibi sert değildir, bilakis şiire yer vermiştir. İbnu Hacer bu sertliği Hz. Peygamber'in muhataplarında görülen aşırı şiir düşkünlüğüyle izâh eder ve: "Çünkü hitap ettiği kimseler, şiire son derece kıymet veren, fazlaca teveccüh edip (yönelip) onunla meşgul olan kimselerdi. Bu yüzden Kur'an'a ve zikrullah'a ve ibadete yönelmeleri için onları şiirden zecretti (yasakladı).." der. Bunlara, emredilen kadar yer verdikten sonra başka şeyler meşgul olmanın zarar vermeyeceğini ilâve eder.

Kendi kafandan hadis yorumlama bir daha.
 

twilight_flame

Doçent
Katılım
14 Mayıs 2008
Mesajlar
618
Reaksiyon puanı
20
Puanları
18
@twilight, o şiirde açıkça "Atatürk olmasaydı baban belli olmazdı" diyor; yeterince açık bir cümle?



Malesef kardeşim, sırf bir şeyi atalar yapıyordu diye yapmak bağnazlık ve gericiliktir. Senin müslüman olduğunu biliyorum; fakat eğer bu tutumunda devam edersen Allah'ın ayetini reddetmiş olacaksın:



Kusura bakma kardeşim, bizler bunu kabul edemeyiz. Körü körüne sırf atalarımız yapmış diye onların yaptığı her şeyi yapamayız. Üstelik sen kendin de zaten söylüyorsun o hatasız değildi diye. (Ki nitekim Atatürk benim atam değil, sizin de atanız değil; sadece meclis tarafından bu soyadı verilmiştir kendisine. Dolayısıyla sanki bütün atalarımız Mustafa Kemal gibi düşünüyormuş gibi dile getirmek tutuculuktur. Üstelik Mustafa Kemal'in kendisi gibi düşünmeyen kişileri astırdığını da biliyorsunuz.)

Her fırsatta Atatürk olmasa Kurtuluş Savaşı olmazdı diyorsunuz. O zaman Kazım Karabekir olmasa Atatürk de olmazdı sözüne neden cevap vermiyorsunuz. Açınız, Atatürk'ün yakın arkadaşı Rauf Orbay'ın hatıratını okuyunuz. Bakın ne diyor, Kazım Paşa 15.000 kişilik ordusunu peşine takıp emrindeyim paşam demeden önce ki Mustafa Kemal, Rauf Orbay'a diyor ki: "Yapacak bir şeyimiz yok Rauf, en iyisi bu hengamede zarar görmeyecek bir yere sığınalım". Rauf Orbay diyor ki: "Mustafa Kemal'i şimdiye hiç böyle çökmüş ve yeis'e (ümitsizliğe) kapılmış görmemiştim". Yani Kazım Paşa olmasaydı Mustafa Kemal çekip gidecekti. Fakat el ele verdiler ve ülkeyi kurtardılar. O yüzden "Atatürk olmasa Kurtuluş Savaşı olmazdı" demek, Raufların, Kazımların, Refetlerin, Alilerin hakkını yemek ve kişiyi ilahlaştırmaktır.

Gelin görün ki Atatürk savaş kazanıldıktan sonra arkadaşlarını birer birer susturdu, Kazım Paşayı da astırmak istedi; fakat halk engel oldu..

Rahat rahat oruç tutup dini gerekleri yerine getirdiğim için mutluyum demişsin; hani? Rahat rahat dini inancı gereği başını örtenler okula gidemiyor. Dini inancı gereği oruç tutmak isteyenlere askerde engel olunuyor; "geçmişte sahurda tavuk yenilmiş ve zehirlenme vakası yaşanmış" gibi komik bir bahaneyle. Ya askerde rahat namaz kılamıyorlar. Lütfen şartlar müsait şeklindeki yalana sığınmayalım, zira biz bu ülkeyi cephede namaz kılanlarla kurtardık.

Tekrar söylüyorum, Atatürk'ün şahsi hayatındaki dini inanışı bizi kesinlikle ilgilendirmez. Fakat ülkeyi yönettiği müddetçe dini görüşleri önemlidir; aynı bugün sizin Tayyip Erdoğan'ın ya da Abdullah Gül'ün veya benzerlerinin dini inanışını sorgulamanız gibi.


Atatürk'ü sen atan olarak kabul etmeyebilirsin. Ancak Atatürk Türk kökenlidir. Hatta sarışın ve mavi gözlü değil diye Türk olmadığını iddia etmişler ve Türk boylarından birine mensup olduğu belirtmişlerdir. Sen Türk değilim diyorsan olabilir ben Türk'üm ve benim ATAM oluyor.

Ben daha önce de belirttim tek başına değildir diye ama nedense görememişsiniz sanırım ve ayrıca belirtmiştim her insanın hataları olabilir.

Ayrıca askeriyede oruç tutturulmuyor demişsin. Askeriye de oruçun neden tutturulmadığı sağlık açısından problem olabileceğini düşünüyorum ve oruç tutturulmamasını o nedenle anlayış ile karşılıyorum. Çünkü bir insan askeri eğitim alırken her ne kadar inanç olarak hazır dahi olsa biyolojik olarak problem çıkar.

Askeriye de namaz kıldırılmıyor demişsin. Bunu tam olarak bilmiyorum ancak yerine göre kıldırılmamalarını da anlarım. Sonuç itibariyle hazırlıklı olmak zorundalar her harikarda.

Son sözüne katılmıyorum. Ülkeyi iyi yönetebilecek kişilerin olması kafidir. Dindar olması veya olmaması önemli değildir. Ancak din oyuncak boyutuna getirilir ve onun üzerinden oy kazanılmaya çalışılıyorsa kusura bakma ama benim dinim 3-5 şahsiyetin kişisel çıkarları amacıyla kullanılacak kadar küçük değildir.


Kendi kafandan hadis yorumlama bir daha.

Diğerleri kitaptan mı açıp bakıyorlar? Belki bir yerde okumuştur arkadaşımız olamaz mı? O da okuduğuna inanıyor niye tepki gösteriyorsun?
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
@twilight kardeşim kendini kandırıyorsun. Dediğim gibi, "atalarına uyabilirsin" fakat biz Kur'anda "doğruya davet ettiğinde atalarının peşine giderler, ya ataları yanlış yoldaysa" diyen ayete inanıyoruz. Dolayısıyla hem hatası vardır deyip hem de yaptıklarının tümüne uyamayız.

Oruç ve namaz konusunda sizleri ikna etmiş olabilirler; fakat ben o namaz ve orucu getiren peygamberi örnek alıyorum, generalleri değil. Nitekim o peygamber oruçluyken savaşa gidiyor, savaştayken namaza duruyordu. Dolayısıyla yüz yıldır savaşmayan ülkemizde askerin 5dk namaza ayırmasına aksilik çıkarmak, apaçık din düşmanlığıdır. 5dk namaz kılınca 24 saat hazırlıksız kalırmış gibi düşünmediğiniz belli aslında, sadece kılıf bulmak denilir buna. Ya da peygamber ve binlerce sahabe savaşta bile, çölün ortasında o sıcak kumların üzerinde bile oruç tutarlarken, savaş ortamında olmayan ülkemizde eğitim bahanesiyle oruç tutturulmasının da kötü niyet olduğu açıktır.

Maalesef insanlar ne söylenirse ona inandığı için bu şartlar hiç değişmeyecek, biz de hüccet tamam deyip el çekeceğiz. :)

Hayırlı Ramazanlar.
 

Hammers

Doçent
Katılım
13 Haziran 2009
Mesajlar
629
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
Diğerleri kitaptan mı açıp bakıyorlar? Belki bir yerde okumuştur arkadaşımız olamaz mı? O da okuduğuna inanıyor niye tepki gösteriyorsun?

Okuduğu yeri belirtmiş zaten. Kütüb-i Sitte'de de var demiş. Bende diyorum ki ona kendi kafandan yorumlama böyle şeyleri çok şükür ki bu konuda bilgi sahibi olan, bunları yorumlayacak insanlar var.
 

twilight_flame

Doçent
Katılım
14 Mayıs 2008
Mesajlar
618
Reaksiyon puanı
20
Puanları
18
@twilight kardeşim kendini kandırıyorsun. Dediğim gibi, "atalarına uyabilirsin" fakat biz Kur'anda "doğruya davet ettiğinde atalarının peşine giderler, ya ataları yanlış yoldaysa" diyen ayete inanıyoruz. Dolayısıyla hem hatası vardır deyip hem de yaptıklarının tümüne uyamayız.

Oruç ve namaz konusunda sizleri ikna etmiş olabilirler; fakat ben o namaz ve orucu getiren peygamberi örnek alıyorum, generalleri değil. Nitekim o peygamber oruçluyken savaşa gidiyor, savaştayken namaza duruyordu. Dolayısıyla yüz yıldır savaşmayan ülkemizde askerin 5dk namaza ayırmasına aksilik çıkarmak, apaçık din düşmanlığıdır. 5dk namaz kılınca 24 saat hazırlıksız kalırmış gibi düşünmediğiniz belli aslında, sadece kılıf bulmak denilir buna. Ya da peygamber ve binlerce sahabe savaşta bile, çölün ortasında o sıcak kumların üzerinde bile oruç tutarlarken, savaş ortamında olmayan ülkemizde eğitim bahanesiyle oruç tutturulmasının da kötü niyet olduğu açıktır.

Maalesef insanlar ne söylenirse ona inandığı için bu şartlar hiç değişmeyecek, biz de hüccet tamam deyip el çekeceğiz. :)

Hayırlı Ramazanlar.

Ben hataları olabilir diyorum. Bize bahşedilen düşünme yeteneğini kullanarak kendime göre doğru olmayan şeyleri tabiki desteklemem. Ancak bazı yanlışları var diye bir insanı da tamamen silip hadi onu geçtim saygısızca yazı yazılmasını onaylamam. (Saygısızlık yapmayanlar için değildir sözüm yanlış anlaşılmasın.)

Ancak askeriye konusunda yanlış düşünüyorsunuz. Asker tamam savaş yapmıyor ancak her zaman savaşa hazır olmak zorundadır. Zaten Türkiye'nin dış düşmanlarının yanında içteki düşmanlar daha fazla rol oynamaktadır. O nedenle asker sürekli hazır olmalıdır.

Siz bu olaya biraz ön yargılı bakıyorsunuz. Biyolojik olarak o kadar eğitimi kaldırmaları çok çok zor. Çünkü 30 kg ağırlık ile kilometrelerce koşarak eğitim alan askerler var. Sadece ön yargılı olarak bakarsanız size herşey doğru olarak görünür ancak yarın birgün eğitim sırasında oruçlu olan bir askerin başına birşey gelmesi riskini kimse göze almaz. Şayet ben komutan olsam bende göze almam açık söylemek gerekirse.

Tek Türkiye dizisini izledin mi bilmiyorum ama oradaki bir saçmalık dikkatimi çekmişti. Askerler çatışırken biri arkadaşlarını korumakla yükümlü iken namaz kılıyordu. Bunun gibi şeylerin askeriye de olması ne yazık ki zor ki sürekli askerlerimizi pusuya düşürmeye çalışan insan müsveddelerinin olmasını da yabana atmayın.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
O zaman asker tuvalete de gitmemelidir. Örneğin tuvalete gidiyor ve 10 dk orada kalıyor. Yemek de yememelidir, örneğin yarım saat yemek ve traşla meşgul oluyor. Kıyafetlerini de çıkarmamalıdır, bir kaç dakika da onunla meşgul oluyor. Hiç banyo da yapmamalıdır, 15dk da oraya gidiyor. Yapma arkadaşım, 5dk namaz kılmakla savaş kaybetmeyiz. :)

Nitekim Kurtuluş Savaşında cephede dedelerimiz cemaat namazına duruyorlardı. Peygamber bile öyle yapıyordu diyorum, yanlış düşündüğümü söylüyorsun. Bunlar benim değil, peygamberin sünnetidir.
 

turgay_1905

Asistan
Katılım
8 Aralık 2006
Mesajlar
367
Reaksiyon puanı
2
Puanları
18
İsmet İnönü kapatılan mason derneklerini açtırdı, kendisi de zaten masondu, islamiyetten kopmuştu
tabiki kapatılan mason dernekleri öyle ya da böyle çalışmalarına devam edecek, bugün mason localarını kapatsan bile onlar gene bir yolunu bulur ama en azından eskisi gibi kolay olmaz ve yakalandıkları anda güm
Atatürk'ün maalesef mason arkadaşları çoktu, onlar derneklerin kapatılmasına dair bilgileri masonlara sızdırdılar, masonlar da tedbir aldı
bunca yıldır neden millet kandırıldı ,dernek ve vakıfların kapatılacağı masonlara söylenmiş onlarda fesh etmişler diyorum,tabi bu bilginin kim tarafından söylendiği meçhul.ismet inönü masondu neden Atatürk daha sonra onu yanından uzaklaştırmadı,zira Kazım karabekirin ve diğer paşaların başlarına neler geldiğide ortada.son olarak ismet paşaya islamiyetten kopuk tu diyorsunuz,Atamızın cenaze namazının kılındığına tek kare de olsa bir resim yok,ama ismet paşanın son anlarında yanında kuran okunduğu ve cenazesi de camide kılındığı ortada aradaki bu çelişkiyide açıklarsanız sevinirim.
 
Üst