Chester Merve
Profesör
- Katılım
- 22 Ağustos 2008
- Mesajlar
- 1,034
- Reaksiyon puanı
- 1
- Puanları
- 0
İyi günler Sn. SDN okurları;
Bundan 3 gün önce yazdığım bir yazı (bkz. Ajanlara Taş Çıkartan Windows-SDN) Windows'un casus olduğunu iddia eden bir denemeydi. Ancak yazım anasayfada yayınlandıktan sonra, elimde kanıt olmadığını söyleyen bir çok kişiyle karşılaştım. Bu yüzden onların aklında şüphe bırakmak istemiyorum. Bu yazımı da o sebeple yazmaktayım. Ancak öncelikle şunu söylemeliyim ki, ben bir "Windows hater" değilim. Ben bir "vatan evladı"yım. Sadece milli bilgilerimizin çalınmaması taraftarıyım. Lafı fazla uzatmadan, özetle size kaynaklarımı sunmak istiyorum.
2001 yılının Mart ayında dünyadaki herkesi rahatsız eden bir skandal ortaya çıkar. Alman ordusu, Microsoft'un casus yazılım kullandığını düşündüğü için hassas bölgelerdeki bilgisayarlarında Microsoft yazılımları kullanmak istemediğini açıklar. Sebebi ise Microsoft yazılımlarının gizli şifrelerinin Amerikan ulusal güvenlik kurumlarının elinde olmasıdır. Alman ordusu ve Dışişleri Bakanlığı güvenlik açıklarını kapatmaya çalışırlar. Bu haber, Alman dergisi Spiegel'de yayınlanır. Dergi, gizli bilgilerinin Microsoft tarafından "çalınmasından" rahatsız olan Alman ordusunun Microsoft'a savaş açacağını söyler. Yine aynı habere göre, Amerikan istihbarat dairesi NSA'nın Microsoft'un kaynak kodlarına sahiptir ve bununla istediği tüm şifreli dökümanlara ulaşabilmektedir. Ve bu, Amerikan gizli istihbarat servisinin istediği an Alman Genel Kurmayı'nın en gizli görüşmelerini yan odadaymış gibi rahatça dinleyebileceği anlamına gelmektedir. Tabi ki gizliliği tehlikede olan tek ülke Almanya değildir. Almanya'nın iddiasına göre Microsoft ürünlerini kullanan bütün ülkelerin en gizli görüşmeleri, saklanan dökümanları, video konferansları, kısacası herşey CIA merkezindeki bilgisayarlardan izlenebilmektedir. Başka bir iddia ise, her seçilen ABD başkanının, istihbarat servislerinin rolünü "ekonomik bir çıkar elde etmek" olarak açıklamasının aslında "elektronik ortamdaki gizli bilgileri çalmak" olduğudur. Ayrıca firmaların, rakiplerinin sırlarını öğrenme şansı olan CIA'den yardım alıp almadığı da o günlerde bayağı tartışma konusu olmuştur. Tüm bu skandallardan sonra Almanya kendi işletim sistemini yazarak açıklarını kapatmaya başlamıştır.
Aslında tüm bu iddiaların ulaştığı tek yer, Amerika'nın Microsoft kodlarına sahip olduğu, bunlarla her türlü bilgiye ulaşabilme şansının olmasıdır.
Yani Microsoft'un casusluk yaptığı zaten önceden kanıtlanmış bir olay. Peki şimdi merak ediyorsunuz, neden hala dünyanın %98'i Microsoft kullanıyor? Sebebi çok basit. Daha iyi bir işletim sistemi yazamadıkları için. Tarihi güçlü olan yazar. Microsoft işini iyi yapan bir pazarlama devi. Ayrıca bu büyük baskının yanı sıra Microsoft, dünyanın tamamına hükmetmek isteyen bir ülkenin, günün herhangi bir saatinde Antartika'daki 2 bilim adamının konuşmasını dinleyebilecek teknolojiye sahip istihbarat servislerine sahip bir süper gücün markası. Ülkeler kendi işletim sistemini yazamıyorlar. Neden? Beyin olmadığı için mi? Hayır. İzin veren yok.
Bu işin altında ne tür siyasi oyunlar dönüyor bilmiyorum ancak bildiğim tek şey Microsoft'un bir yazılım devi değil pazarlama devi, bir casus olduğu ve devletimizin izlendiği.
2 güçlü olasılık.. Biri hepinizin katılabileceği bir olasılık. Microsoft'un bir pazarlama devi olduğu ve bu yüzden dünyanın %98'ine hükmettiği. Diğeri ise bu işin içinde siyasi olaylar olduğu. Bu da benim çok güçlü olduğunu düşündüğüm bir olasılık. Özellikle Amerika'nın Orta Doğu planlarını düşünürsek...
Şimdi emin olun ki boş konuşmuyorum. Bunlar gerçek. Kanıt istiyorsanız evet kanıt burda. Etrafımıza biraz bakmamız yeterli bunu görebilmek için. At gözlükleriyle bakıyoruz dünyaya, olaylara.. Yoksa korkuyor muyuz söylemeye, Windows'un bir casus olduğunu? Ben korkmuyorum. Ortada gerçekler varken asla korkmam. CIA dünyanın en iyi istihbarat servisi olabilir belki ama ben onu ülkemde istemiyorum !
Umarım kendimi bu sefer doğru anlatabilmişimdir. Casussuz günlere diyerek huzurunuzdan ayrılıyorum Sn. SDN okurları ve yönetimi..
Kanıt kaynaklarım için Chip Dergisi'ne sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Bundan 3 gün önce yazdığım bir yazı (bkz. Ajanlara Taş Çıkartan Windows-SDN) Windows'un casus olduğunu iddia eden bir denemeydi. Ancak yazım anasayfada yayınlandıktan sonra, elimde kanıt olmadığını söyleyen bir çok kişiyle karşılaştım. Bu yüzden onların aklında şüphe bırakmak istemiyorum. Bu yazımı da o sebeple yazmaktayım. Ancak öncelikle şunu söylemeliyim ki, ben bir "Windows hater" değilim. Ben bir "vatan evladı"yım. Sadece milli bilgilerimizin çalınmaması taraftarıyım. Lafı fazla uzatmadan, özetle size kaynaklarımı sunmak istiyorum.
2001 yılının Mart ayında dünyadaki herkesi rahatsız eden bir skandal ortaya çıkar. Alman ordusu, Microsoft'un casus yazılım kullandığını düşündüğü için hassas bölgelerdeki bilgisayarlarında Microsoft yazılımları kullanmak istemediğini açıklar. Sebebi ise Microsoft yazılımlarının gizli şifrelerinin Amerikan ulusal güvenlik kurumlarının elinde olmasıdır. Alman ordusu ve Dışişleri Bakanlığı güvenlik açıklarını kapatmaya çalışırlar. Bu haber, Alman dergisi Spiegel'de yayınlanır. Dergi, gizli bilgilerinin Microsoft tarafından "çalınmasından" rahatsız olan Alman ordusunun Microsoft'a savaş açacağını söyler. Yine aynı habere göre, Amerikan istihbarat dairesi NSA'nın Microsoft'un kaynak kodlarına sahiptir ve bununla istediği tüm şifreli dökümanlara ulaşabilmektedir. Ve bu, Amerikan gizli istihbarat servisinin istediği an Alman Genel Kurmayı'nın en gizli görüşmelerini yan odadaymış gibi rahatça dinleyebileceği anlamına gelmektedir. Tabi ki gizliliği tehlikede olan tek ülke Almanya değildir. Almanya'nın iddiasına göre Microsoft ürünlerini kullanan bütün ülkelerin en gizli görüşmeleri, saklanan dökümanları, video konferansları, kısacası herşey CIA merkezindeki bilgisayarlardan izlenebilmektedir. Başka bir iddia ise, her seçilen ABD başkanının, istihbarat servislerinin rolünü "ekonomik bir çıkar elde etmek" olarak açıklamasının aslında "elektronik ortamdaki gizli bilgileri çalmak" olduğudur. Ayrıca firmaların, rakiplerinin sırlarını öğrenme şansı olan CIA'den yardım alıp almadığı da o günlerde bayağı tartışma konusu olmuştur. Tüm bu skandallardan sonra Almanya kendi işletim sistemini yazarak açıklarını kapatmaya başlamıştır.
Aslında tüm bu iddiaların ulaştığı tek yer, Amerika'nın Microsoft kodlarına sahip olduğu, bunlarla her türlü bilgiye ulaşabilme şansının olmasıdır.
Yani Microsoft'un casusluk yaptığı zaten önceden kanıtlanmış bir olay. Peki şimdi merak ediyorsunuz, neden hala dünyanın %98'i Microsoft kullanıyor? Sebebi çok basit. Daha iyi bir işletim sistemi yazamadıkları için. Tarihi güçlü olan yazar. Microsoft işini iyi yapan bir pazarlama devi. Ayrıca bu büyük baskının yanı sıra Microsoft, dünyanın tamamına hükmetmek isteyen bir ülkenin, günün herhangi bir saatinde Antartika'daki 2 bilim adamının konuşmasını dinleyebilecek teknolojiye sahip istihbarat servislerine sahip bir süper gücün markası. Ülkeler kendi işletim sistemini yazamıyorlar. Neden? Beyin olmadığı için mi? Hayır. İzin veren yok.
Bu işin altında ne tür siyasi oyunlar dönüyor bilmiyorum ancak bildiğim tek şey Microsoft'un bir yazılım devi değil pazarlama devi, bir casus olduğu ve devletimizin izlendiği.
2 güçlü olasılık.. Biri hepinizin katılabileceği bir olasılık. Microsoft'un bir pazarlama devi olduğu ve bu yüzden dünyanın %98'ine hükmettiği. Diğeri ise bu işin içinde siyasi olaylar olduğu. Bu da benim çok güçlü olduğunu düşündüğüm bir olasılık. Özellikle Amerika'nın Orta Doğu planlarını düşünürsek...
Şimdi emin olun ki boş konuşmuyorum. Bunlar gerçek. Kanıt istiyorsanız evet kanıt burda. Etrafımıza biraz bakmamız yeterli bunu görebilmek için. At gözlükleriyle bakıyoruz dünyaya, olaylara.. Yoksa korkuyor muyuz söylemeye, Windows'un bir casus olduğunu? Ben korkmuyorum. Ortada gerçekler varken asla korkmam. CIA dünyanın en iyi istihbarat servisi olabilir belki ama ben onu ülkemde istemiyorum !
Umarım kendimi bu sefer doğru anlatabilmişimdir. Casussuz günlere diyerek huzurunuzdan ayrılıyorum Sn. SDN okurları ve yönetimi..
Kanıt kaynaklarım için Chip Dergisi'ne sonsuz teşekkürlerimi sunarım.