Şener olmadı Kemal verelim

Alemci_Dayı

Profesör
Katılım
25 Mayıs 2008
Mesajlar
1,532
Reaksiyon puanı
18
Puanları
0
41_25x25.jpg
ERGUN BABAHAN



Şener olmadı Kemal verelim


A719353EBF6DC34BB30DED08y.jpg

Siyaset mühendislerinin işi zor gerçekten. 2002'den beri boşuna kürek çekiyorlar.
Eskiden vapurlarda seyyar satıcılar vardı.
Taraktan kaleme kadar her şeyi satarlar, daha doğrusu satmaya çalışırlardı.
Tarak beğenmeyene kalem, ayna beğenmeyene defter satmaya çalışırlardı.
Sizin tercihiniz onlar açısından çok önemli değildi açıkçası.
Onlar sizi mutlaka bir tarak veya kaleme ihtiyacınız olduğuna iknaya uğraşırdı.
Siyaset mühendisleri de bugün aynı konumda...
Sizi güçlü bir tek parti iktidarının kötülüğü konusunda iknaya çalışıyorlar.
Eskiden amaçları kendi istediklerini iktidar yapmaktı.
Şimdi AK Partili bir koalisyona fit durumdalar.
Geçmişte lider adayı pompalarlardı.
Hüsamettin Özkan'dan Mesut Yılmaz'a, Kemal Derviş'ten İsmail Cem'e kadar herkese gaz verdiler.
2000 seçimleri öncesi Türkiye'ye gelmiş olan yabancı bir gözlemci, AK Parti diye bir oluşumun farkında olmaz, sosyaldemokrat olduğunu iddia eden bir partinin sandıkta oyları silip süpüreceğini düşünürdü.
Büyük çoğunluk o günkü manşetleri unuttu elbette ama Allah'tan arşivler orada duruyor.
Dayak yiye yiye bugünkü soldan bir şey çıkmayacağını kabullenmek zorunda kaldılar.
Bu kez plan AK Parti'nin kapatılması üzerineydi.
Kapatılırsa aynı hareketin devamı bir parti daha güçlü gelebilirdi.
Bunun önlenmesi için Abdullah Gül de iddianameye dahil edildi, parti kapatılırsa istifa edip partinin başına geçmesin diye.
Bununla da yetinilmedi kale içeriden yıkılmak istendi ve bütün fişler Abdüllatif Şener'in üstüne oynandı.
Öyle ki, AK Parti'nin kapatılacağı döneme denk düşecek şekilde Abdüllatif Şener biyografisi piyasaya sürüldü.
Ama kahpe dünya küresel olmuştu, artık tek başlarına parti kaderi belirleme güçleri kalmamıştı.
Artık 1960'ta değildik.
'Ordu-millet elele' sloganı darbe ve iktidar getirmiyor, üstelik Kandıra'nın yolunu açıyordu.
Yani dünya top olmuştu, elbette onlar açısından.
Ama huylu huyundan vazgeçmez.
Şimdi de Kemal Kılıçdaroğlu'na aynı muameleyi yapıyorlar, sadece birkaç ay sonra unutup kenara atmak için. (Kemal Bey geçmiş gazetelere baksın bu gerçeği hemen görür.)
Engin'e göre (Ardıç), birileri Kemal Bey'i İstanbul'a başkan yapmaya çalışıyormuş.
Kemal Bey'den iyi bir Maliye Bakanı olur ama halka yakın olması gereken belediye başkanı olmaz.
Defolu Sefa Bey'den bile az oy alır, bizden söylemesi.



03.Ekim.2008​
KaynaK
 

yer6

Profesör
Katılım
5 Eylül 2007
Mesajlar
2,398
Reaksiyon puanı
54
Puanları
228
yaa başka tutuncak dal kalmadı.bırakın kılıçdaroğluna güvensinler artık.komik durumlar ama :D
 

legolas4444

Profesör
Katılım
1 Mayıs 2008
Mesajlar
1,367
Reaksiyon puanı
16
Puanları
218
Senin bütün Akp en kemal kılıçdaroğluna kurban olsun.Tabii partideki yolsuzlukları ortaya çıkarınca rahatsız oldunuz.Acıyorum sizlere. Adamın söylediği herşey doğru çıktı siz hala kabul etmiyorsunuz. Acıyorum sizlere.
 

Alemci_Dayı

Profesör
Katılım
25 Mayıs 2008
Mesajlar
1,532
Reaksiyon puanı
18
Puanları
0
Senin bütün Akp en kemal kılıçdaroğluna kurban olsun.Tabii partideki yolsuzlukları ortaya çıkarınca rahatsız oldunuz.Acıyorum sizlere. Adamın söylediği herşey doğru çıktı siz hala kabul etmiyorsunuz. Acıyorum sizlere.



Acı acı gülümsüyorum senin gibilere ..
 

Reallist

Profesör
Katılım
7 Nisan 2008
Mesajlar
1,272
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Senin bütün Akp en kemal kılıçdaroğluna kurban olsun.

28 Şubat sürecinin "dindar avcısı" Batı Çalışma Grubu'nun, SSK'nın başında olduğu dönemde, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nu da adım adım izlediği ortaya çıktı... Peki, Kılıçdaroğlu hangi sebepten fişlenmiş? İşte cevabı...

28 Şubat döneminde irticai faaliyetleri izlemek üzere oluşturulan Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) sadece dindarları değil çeşitli etnik grupları ve sol görüşlü bürokratları da fişlediği ortaya çıktı.

Kurulduğu 28 Şubat 1997 tarihinden itibaren öğretmenlerden müsteşarlara, memurlardan özel sektör yöneticilerine kadar her alanda 'irtica'ya bulaştığı iddia edilen kişileri takip eden BÇG'nin dönemin SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu'nu da yakın mercek altına aldığı ortaya çıktı. BÇG arşivinde yer alan yüzlerce sayfalık belgelerde Kemal Kılıçdaroğlu'nun çalıştığı dönemde kurumda Kürtçü, mezhepçi ve bölücü faaliyetlerde bulunduğu iddia ediliyor.

ÇARPICI BELGELER

Dönemin SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu'nun dosyasında nüfus verilerinden eğitim amaçlı olarak gönderildiği Paris'teki faaliyetlerine kadar çarpıcı bilgilere yer verildiği ortaya çıktı. MİT raporuna atfen düşülen notta Kılıçdaroğlu'nun burslu olarak gönderildiği dönemde Paris Kürt Enstitüsü'nün müdavimlerinden olduğu iddia ediliyor. Kılıçdaroğlu'nun gerçek soyadının Karabulut olduğunu ve 1966 yılında değiştirdiğine dikkat çekilirken, Dersim isyanına katılan Kureyşan aşiretine mensup olduğu iddia ediliyor. Ayrıca annesinin isminin Yamoş olmasına dikkat çekiliyor.

BÖLÜCÜ KADROLAŞMA

Kılıçdaroğlu'nun başkanlığı döneminde 10 bine yakın kişinin işe alındığına dikkat çekilirken, söz konusu şahısların tamamına yakınının 'Alevi - Kürt' olduğunun altı çiziliyor. Ayrıca 100'den fazla PKK ve TKLP terör örgütü mensubunun da kritik noktalara yerleştirildiği belgeleriyle ortaya konurken, "Haklarında kamu hizmetinden ömür boyu men kararı olan çok sayıda örgüt mensubu kritik noktalarda işe alınmıştır. SSK Ankara Başhekimi yapılan Dr. G.A'nın kuruma aldığı ambulans telsizleri kırsalda ölü ele geçirilen PKK militanlarının üzerinde çıkmıştır. İstihbarat kurumlarının uyarılarına rağmen çok sayıda örgüt mensubu Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki kurumlara yönetici olarak atanmıştır" uyarısı yapılıyor.

Yine BÇG fişlerine göre; Kılıçdaroğlu başkanlığı döneminde özellikle bölgesel kadrolaşmaya gitmiş. Batı illerinde ve özellikle büyükşehirlerde yüzde 50'ye varan personel açığı varken Tunceli, Sivas, Elazığ ve Amasya gibi bölgelerde yüzde 80'den fazla personel istihdam edilerek bölgecilik mezhepçilik yapılmış. Söz konusu belgelere göre yüze yakın akrabasını kurumda işe almış. BÇG belgelerinde işe alınan bütün akrabalarının tek tek nüfus örneklerine yer verilmiş.

MAHKEMELERE MARKAJ

'GİZLİ' ibareli BÇG notlarında Kemal Kılıçdaroğlu'na atfedilen iddialardan en dikkat çekici olanı ise yüksek yargı ile olan ilişkileri. Kemal Kılıçdaroğlu'nun özellikle Danıştay 5. dairesi ve bölge idare mahkemesi ile yakın ilişki içinde olduğuna dikkat çeken fişlerde 'idare mahkemesinden ve 5. daireden çok sayıda kararı lehine çıkartmıştır. Mahkeme üyelerinden bazıları ile aynı apartmanda oturmakta ve briç oynamaktadır" bilgisine yer verilmiş.

BATI ÇALIŞMA GRUBUNUN RAPORUNDAKi DiĞER iDDiALAR

Kılıçdaroğlu döneminde işe alınan bazı görevliler olaylı 1.5.1997 tarihli Kadıköy 1 Mayıs'ında olay çıkarmış, polise saldırmış ve halen polisin takibinde olan kişiler.

Kurumun yaptığı ihalelerde kendisine yakın Alevi - Kürt müteahhitlere 25 trilyonluk ihale kazandırmıştır. İhale alan firmalar ve yapılan usulsüzlükler belgeleriyle dosyaya eklenmiş.

Kurumun bankalardaki parasını gizleyerek, kurumun bina ve arsalarını Emlak Bank'a devrederek ve Libya'daki müteahhitlere yanlış prim oranı uygulayarak devleti trilyonlarca lira zarara uğratmıştır.

Kılıçdaroğlu , PKK'ya 1992 yılında 25 milyon TL ve 9 milyon TL olmak üzere iki defa para yardımı yaparken yakalanan, örgütle doğrudan irtibatları delillendirilmiş Dr, M.I., mahkeme kararıyla görevden alınmasına rağmen önce Van, ardından da Kars devlet hastanesine başhekim olarak atamıştır.

Örgüte yakınlığı ile bilinen doktorları ve idarecileri Doğu ve Güneydoğu'ya atayarak kadrolaşma hareketi yapmıştır.

Raporun sonuç bölümünde ise; "Sonuç olarak, uğruna binlerce şehit verdiğimiz ülkemizin bölünmez bütünlüğünü hedef alan ve irticai faaliyetlere benzer yakın tehlike arzeden Kürtçülük, mezhepçilik ve bölücülük faaliyetlerini alenen sürdüren Kemal Kılıçdaroğlu'nun faaliyetleri için tedbir alınmalıdır" deniliyor.

BÇG NiN FiKiR BABASI ORGENERAL ÇEVİK BiR

Tarihe 28 Şubat kararları olarak geçen 28 Şubat 1997 Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında alınan 18 maddelik kararlardan birisi. Toplantıda alınan kararların uygulanıp uygulanmadığının denetlenmesi için MGK bünyesinde oluşturulan Batı Çalışma Grubu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkayaya bağlı olarak çalıştı. Fikir babası ise, dönemin güçlü ismi Org. Çevik Bir'di.

Çevik Bir emekli olduktan sonra "amaç irtica hakkında bilgi bankası oluşturmak" şeklinde grubun felsefesini özetledi. Valiler, devlet memurları, işadamları, gazeteciler, üniversite öğretim üyeleri irtica ile mücadele adına fişlenmiştir. Bazı öğretim üyelerinin ünvanları alınmış, bazılarının görev yerleri değişmişti. Kurulduğu dönem içinde hiçbir yasal dayanağı olmayan bu grup eski başbakanlardan Mesut Yılmaz döneminde yasallaştırılmış, daha sonra ise başbakanlık takip kuruluna dönüştürülmüştür.

Bugün


Yolsuzlukları Kılıçdaroğlu düzeltecek ???Yukarıyı dikkatlice oku. İstanbula Belediye başkanı olsun görürüz hiltonu aydın doğana nasıl veriyor. Kavgada bundan çıkmadımı zaten ?
 

legolas4444

Profesör
Katılım
1 Mayıs 2008
Mesajlar
1,367
Reaksiyon puanı
16
Puanları
218
28 Şubat sürecinin "dindar avcısı" Batı Çalışma Grubu'nun, SSK'nın başında olduğu dönemde, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nu da adım adım izlediği ortaya çıktı... Peki, Kılıçdaroğlu hangi sebepten fişlenmiş? İşte cevabı...

28 Şubat döneminde irticai faaliyetleri izlemek üzere oluşturulan Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) sadece dindarları değil çeşitli etnik grupları ve sol görüşlü bürokratları da fişlediği ortaya çıktı.

Kurulduğu 28 Şubat 1997 tarihinden itibaren öğretmenlerden müsteşarlara, memurlardan özel sektör yöneticilerine kadar her alanda 'irtica'ya bulaştığı iddia edilen kişileri takip eden BÇG'nin dönemin SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu'nu da yakın mercek altına aldığı ortaya çıktı. BÇG arşivinde yer alan yüzlerce sayfalık belgelerde Kemal Kılıçdaroğlu'nun çalıştığı dönemde kurumda Kürtçü, mezhepçi ve bölücü faaliyetlerde bulunduğu iddia ediliyor.

ÇARPICI BELGELER

Dönemin SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu'nun dosyasında nüfus verilerinden eğitim amaçlı olarak gönderildiği Paris'teki faaliyetlerine kadar çarpıcı bilgilere yer verildiği ortaya çıktı. MİT raporuna atfen düşülen notta Kılıçdaroğlu'nun burslu olarak gönderildiği dönemde Paris Kürt Enstitüsü'nün müdavimlerinden olduğu iddia ediliyor. Kılıçdaroğlu'nun gerçek soyadının Karabulut olduğunu ve 1966 yılında değiştirdiğine dikkat çekilirken, Dersim isyanına katılan Kureyşan aşiretine mensup olduğu iddia ediliyor. Ayrıca annesinin isminin Yamoş olmasına dikkat çekiliyor.

BÖLÜCÜ KADROLAŞMA

Kılıçdaroğlu'nun başkanlığı döneminde 10 bine yakın kişinin işe alındığına dikkat çekilirken, söz konusu şahısların tamamına yakınının 'Alevi - Kürt' olduğunun altı çiziliyor. Ayrıca 100'den fazla PKK ve TKLP terör örgütü mensubunun da kritik noktalara yerleştirildiği belgeleriyle ortaya konurken, "Haklarında kamu hizmetinden ömür boyu men kararı olan çok sayıda örgüt mensubu kritik noktalarda işe alınmıştır. SSK Ankara Başhekimi yapılan Dr. G.A'nın kuruma aldığı ambulans telsizleri kırsalda ölü ele geçirilen PKK militanlarının üzerinde çıkmıştır. İstihbarat kurumlarının uyarılarına rağmen çok sayıda örgüt mensubu Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki kurumlara yönetici olarak atanmıştır" uyarısı yapılıyor.

Yine BÇG fişlerine göre; Kılıçdaroğlu başkanlığı döneminde özellikle bölgesel kadrolaşmaya gitmiş. Batı illerinde ve özellikle büyükşehirlerde yüzde 50'ye varan personel açığı varken Tunceli, Sivas, Elazığ ve Amasya gibi bölgelerde yüzde 80'den fazla personel istihdam edilerek bölgecilik mezhepçilik yapılmış. Söz konusu belgelere göre yüze yakın akrabasını kurumda işe almış. BÇG belgelerinde işe alınan bütün akrabalarının tek tek nüfus örneklerine yer verilmiş.

MAHKEMELERE MARKAJ

'GİZLİ' ibareli BÇG notlarında Kemal Kılıçdaroğlu'na atfedilen iddialardan en dikkat çekici olanı ise yüksek yargı ile olan ilişkileri. Kemal Kılıçdaroğlu'nun özellikle Danıştay 5. dairesi ve bölge idare mahkemesi ile yakın ilişki içinde olduğuna dikkat çeken fişlerde 'idare mahkemesinden ve 5. daireden çok sayıda kararı lehine çıkartmıştır. Mahkeme üyelerinden bazıları ile aynı apartmanda oturmakta ve briç oynamaktadır" bilgisine yer verilmiş.

BATI ÇALIŞMA GRUBUNUN RAPORUNDAKi DiĞER iDDiALAR

Kılıçdaroğlu döneminde işe alınan bazı görevliler olaylı 1.5.1997 tarihli Kadıköy 1 Mayıs'ında olay çıkarmış, polise saldırmış ve halen polisin takibinde olan kişiler.

Kurumun yaptığı ihalelerde kendisine yakın Alevi - Kürt müteahhitlere 25 trilyonluk ihale kazandırmıştır. İhale alan firmalar ve yapılan usulsüzlükler belgeleriyle dosyaya eklenmiş.

Kurumun bankalardaki parasını gizleyerek, kurumun bina ve arsalarını Emlak Bank'a devrederek ve Libya'daki müteahhitlere yanlış prim oranı uygulayarak devleti trilyonlarca lira zarara uğratmıştır.

Kılıçdaroğlu , PKK'ya 1992 yılında 25 milyon TL ve 9 milyon TL olmak üzere iki defa para yardımı yaparken yakalanan, örgütle doğrudan irtibatları delillendirilmiş Dr, M.I., mahkeme kararıyla görevden alınmasına rağmen önce Van, ardından da Kars devlet hastanesine başhekim olarak atamıştır.

Örgüte yakınlığı ile bilinen doktorları ve idarecileri Doğu ve Güneydoğu'ya atayarak kadrolaşma hareketi yapmıştır.

Raporun sonuç bölümünde ise; "Sonuç olarak, uğruna binlerce şehit verdiğimiz ülkemizin bölünmez bütünlüğünü hedef alan ve irticai faaliyetlere benzer yakın tehlike arzeden Kürtçülük, mezhepçilik ve bölücülük faaliyetlerini alenen sürdüren Kemal Kılıçdaroğlu'nun faaliyetleri için tedbir alınmalıdır" deniliyor.

BÇG NiN FiKiR BABASI ORGENERAL ÇEVİK BiR

Tarihe 28 Şubat kararları olarak geçen 28 Şubat 1997 Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında alınan 18 maddelik kararlardan birisi. Toplantıda alınan kararların uygulanıp uygulanmadığının denetlenmesi için MGK bünyesinde oluşturulan Batı Çalışma Grubu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkayaya bağlı olarak çalıştı. Fikir babası ise, dönemin güçlü ismi Org. Çevik Bir'di.

Çevik Bir emekli olduktan sonra "amaç irtica hakkında bilgi bankası oluşturmak" şeklinde grubun felsefesini özetledi. Valiler, devlet memurları, işadamları, gazeteciler, üniversite öğretim üyeleri irtica ile mücadele adına fişlenmiştir. Bazı öğretim üyelerinin ünvanları alınmış, bazılarının görev yerleri değişmişti. Kurulduğu dönem içinde hiçbir yasal dayanağı olmayan bu grup eski başbakanlardan Mesut Yılmaz döneminde yasallaştırılmış, daha sonra ise başbakanlık takip kuruluna dönüştürülmüştür.

Bugün


Yolsuzlukları Kılıçdaroğlu düzeltecek ???Yukarıyı dikkatlice oku. İstanbula Belediye başkanı olsun görürüz hiltonu aydın doğana nasıl veriyor. Kavgada bundan çıkmadımı zaten ?


Hükümete yandaş medya..Tabii tabii hemen inandım..Deniz fenerini unutturmak için daha neler yapacaklar kimbilir?
 
Üst