Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Ölüm biriktirdim aklıma, unutmaması için siyah ipler bağlattım kafatasıma. O kadar çoktular ki...
İpler o kadar uzun yıllar kaldılar ki başımda, bazen çok sıkıntı verdiler, bazen yaşamaktan soğuttular, ama çoğu zaman yerinde davranmamı sağladılar...Kahkahalarla gülerken birden durup yüzümü astı onlar... Çünkü aklıma "Ya şu an yakınlarımdan biri öldüyse?" sorusunu getirdiler, ruhum karışmıştı sanki birbirine.
Herkes mi böyleydi acaba yoksa yalnız ben mi? Diğerlerine baktığımda da kafalarında siyah ipler görüyordum. Onların ki de aynı işi görüyor mu ki? Neyse boşver...
Eski zamanlardı bu zamanlar, şimdi başımdaki o ipler eskidi, rengi attı... Bembeyaz oldular... Ruhu çağrıştıtırcasına, ölüme az kaldığını anlatırcasına...
sonunda karamsarlar haklı çıksa da iyimserlerin yolculuğu daha eğlenceli geçecektir...
anonim
kurşun kalem olayı hoşuma gitti...
limited
her neyse sayfaları tek tek okuyamadım. başkası sorduysa şu sorumu ya da cevabı burada mevcutsa kusura bakma. acaba tam bir öykü bir hikaye roman... yazdın mı hiç?
Ben safım, ben arıtılmış günahların en yumuşak kıvamıyım. Ben kayıbım, anlam veremediğin hayatının anlamıyım...
Kazazede saatlerin günde 2 kere kazandığı gerçeğini bilmek ve tek hakkının kaldığını söyleyememek kıvrandırıyor yerlerde... Ezan okunuyor; gözlerim kan çanağıyken, üstelik horoz tam da vaktinde öterken... Zedelenmişlerin hiç hakkı kalmamışken...
Üşendiğim yollara bakıyorum şimdi, üzerinde dolansaydım ya, uzaktan bakmak başka üstüne basmak başka. Kaldırım çizgilerini saymak ya da yere bakmamak, yukarı bakmak, doğan güneşle saati anlamak...
Derin izler yaratamayan basit cümleler kuruyorum sürekli. Özne, tümleç, yüklem... Yeterli olduğunu düşünüyorum. Fazlasına lüzum yok...
Zaruri ihtiyaçları karşılama modundayım, kendimin modunu alıyorum 2 çıkıyor. Ne hikmetse... Mod almayı öğrenemediğimi farkedip hayatımın anlamsızlaştığını hissediyorum. İşin kötü yanı kendimden bahsetmeyi sevmeyen ben iki saattir 1. tekil şahıs eki kullanıyorum.
Çekim ekinin uydusu var mı diye düşündüğüm de oldu. Yoksa nereden gelecek bu çekme kuvveti değil mi? Sonrasında yapım ekine sardım. En sevdiğim ekti ilkokuldan beri. Belki de ci cı cü gördüğünde "Aaa yapım eki işte" diye kendini sevindirdiğin en kolay eklerden olduğu içindir. Ama ilkokulda Türkçe dersinden her seferinde kesin 5 alacağım diye girdiğim her sınavdan 4 alır çıkardım. Belki de Türkçenin sadece özne tümleç yüklem yapım ve çekim eki tarafından oluşmadığındandır.
Yazar sapıtmaya başlamıştır ve hayatında bir şeylerin ya çok iyi ya da çok kötü gittiğini düşünmektedir. İşin içinden çıkamamıştır. Bu yüzden çocukluğuna dönmüş olabilir. Hmm rahat bırakalım bir müddet.