CHP'den Utanç Duyuyorum

Bu konuyu okuyanlar

Reallist

Müdavim
Katılım
7 Nisan 2008
Mesajlar
1,272
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Martin Schulz, "CHP, Baykal çizgisi utanç verici" derken Ufuk Uras ise Mesut Yılmaz'a yüklendi: "Yılmaz, başka yüzyıldan sesleniyor gibiydi"

Avrupa Parlamentosu (AP) Sosyalist Grubu Başkanı Martin Schulz, ultra milliyetçi ve otoriter bir politika izlemesinden dolayı Türkiye'deki Deniz Baykal liderliğindeki CHP çizgisinden, sosyal demokrasi adına utanç duyduklarını söyledi.

Schulz görüşlerini, bir konferans için bulundukları Strasbourg'da bağımsız milletvekili Mesut Yılmaz ve ÖDP milletvekili Ufuk Uras ile görüşmesinde dile getirdi. Schulz görüşmede, "CHP, Baykal çizgisi utanç verici. Bu kadar yasakçı, aşırı milliyetçi bir yaklaşımın savunulması sosyal demokrasi adına utanç verici" dedi. Martin Schulz'un sosyal demokrasi adına duyduğu utancı dile getirdiği görüşmeyle ilgili bilgi veren Ufuk Uras, "Schulz CHP ve Baykal'ın ultra milliyetçi, otoriter, yasakçı çizgisinden utandığını söyledi. Ben de ülkemizde farklı dinamiklerin olduğunu ve bu badireden hukuk ve demokrasini güçlendirilmesiyle çıkacağımızı söyledim" dedi.

Fransa'nın Strasbourg şehrinde, "Kendine özgü şartları nedeniyle Türkiye'de parti kapatılabilir ve asker kışlasına dönemez" diyen Rize bağımsız milletvekili Mesut Yılmaz'ın konferans salonundakini yankısını Ufuk Uras şöyle anlattı: "Başka bir yüzyıldan gelen bir ses gibiydi." Soğuk savaş döneminden kalma Mesut Yılmaz tarzı siyaseti Türkiye'nin denediğini ve her seferinde duvara çarptığını söyleyen Ufuk Uras, "Toplantıda Mesut Yılmaz'dan sonra ben konuştum. Benim eleştireceğim konuları o öneri olarak söyledi. Bana gollük pas verdi" dedi. Esas tehlikenin yeni 28 Şubat arayışları olduğunu ifade eden Uras, "28 Şubat başarılı olsaydı bugün bunları tartışıyor olmazdık. Yanlışta ısrar edilmemeli. Mücadele demokrasi içinde olmalı" diye konuştu.

Türkiye'nin aydınlık yüzü olan darbeye, vesayete, parti kapatmalara karşı olanları Strasbourg'da anlattığını belirten Uras, "Ülke sadece darbecilerden, çetelerden, karanlık güçlerden ibaret değil. Mesut Yılmaz da benim gördüğüm AKP'ye karşı bir seçenek, bir merkez olarak kendini tanımlamaya çalışıyor. Ama siyasetin geleceğini belirleyecek olan akım özgürlük, eşitlik ve adalet olacak. Deli gömleğini atmayı hedef alanlar kazanacak, deli gömleğinin bağını daha da sıkalım diyen iradelerin şansı olmayacak" diye konuştu.

Mesut Yılmaz'ın savunduğu "Türk laisizmi" ile otoriter laiklik tarifini kastettiğini dile getiren Ufuk Uras, "Biz demokratik laikliği savunuyoruz. Yılmaz'ın savunduğu tanımlama AKP öncesi iktidarların başarısızlığının tescilidir. Bu sonuca neden olan siyasi figürler AKP sonrasını da şekillendiremez. Bu bit pazarına dönmek olur" şeklinde konuştu.

Bugün yargının kararına mutlak saygı gösterilmesini isteyenlerin uluslararası hukuk ilkelerini atladığına dikkat çeken Uras şöyle dedi: "Anayasa'nın 90. maddesi Türkiye Cumhuriyeti'nin altına imza attığı bütün uluslararası anlaşmaları iç hukuk hükmü olarak kabulünü öngörüyor. Kanun devletinden hukuk devletine geçmezsez 3. dünya ülkesi olmayı sürdürürüz. Nasıl kişiler içe kapanırsa travma yaşar. Hukuk alanında da içe kapanıyor ve aynı travmayı ülke olarak yaşıyoruz. Avrupalılar'ın bize en çok sorduğu, merak ettiği Türkiye'nin bu badireyi nasıl atlatacağı."

Aktifhaber
 
Üst