Yasaklı Site Özgürlüğüne Kavuştu

Bu konuyu okuyanlar

v0ld3m0rt1s

Asistan
Katılım
17 Nisan 2011
Mesajlar
451
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
hitmanman Nickli Üyeden Alıntı İnsan oluşumunu yanlış yerde arıyorsun günümüz bilim ile teknoloji sayesinde canlı klonlanıyor.Yaratıcıyı başka yerlerde aramalısın .

Bilime göre yoktan var vardan yok edilemez. O zaman herşey durup duruken mi oldu. Evren vs ? Zaten var mıydı ? Peki var olan bir şey nasıl var olacak ? Bilim açıklasın bunu. Bilimin doğruları olduğu yerde yanlışlarıda var. Asla yanılmaz diye birşey mi var. O zaman 100 sene önce uçamıyorduk bilim asla yalnılmıyor olsaydı ?

Evren nasıl oluştur ? Bir şeyler mi patladı ? Peki o birşeyler nasıl oluştu ? Bilime göre var olan birşeyin başı, sonu ortası var değil mi ? Bana evrenin başlangıcını göster ? Nasıl ortaya çıktı ?
 

Finix

Daha mükemmel bir Troy
Katılım
4 Haziran 2008
Mesajlar
11,527
Reaksiyon puanı
2,285
Puanları
113
De getin yav. Saçma sapan bir ton şey konuştunuz; Mutasyonlardı vırttı zırttı. Zaten bazıları dini her yere koymayada müsaitmiş. Kardeşim, insan bir bilimsel olarak tartışır sonra dine göre bakar.

Kii, bazıları dindar insanları aşağılamaktanda hiç çekinmiyormuş. "Genital kafa" ne ya? "Genital kafa" ne? Saçma sapan insanlardan, saçma sapan yorumlar gelir.

Söylemek istiyorum. Materyalist biri olarak dediklerinizin çoğu mantıksız geldi. Bazıların konuşmaları hoşuma gitti. Ama gerisi konuşmasın yav.
 

hitmanman

Öğrenci
Katılım
5 Temmuz 2011
Mesajlar
9
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0

hitmanman Nickli Üyeden Alıntı İnsan oluşumunu yanlış yerde arıyorsun günümüz bilim ile teknoloji sayesinde canlı klonlanıyor.Yaratıcıyı başka yerlerde aramalısın .

Bilime göre yoktan var vardan yok edilemez. O zaman herşey durup duruken mi oldu. Evren vs ? Zaten var mıydı ? Peki var olan bir şey nasıl var olacak ? Bilim açıklasın bunu. Bilimin doğruları olduğu yerde yanlışlarıda var. Asla yanılmaz diye birşey mi var. O zaman 100 sene önce uçamıyorduk bilim asla yalnılmıyor olsaydı ?

Evren nasıl oluştur ? Bir şeyler mi patladı ? Peki o birşeyler nasıl oluştu ? Bilime göre var olan birşeyin başı, sonu ortası var değil mi ? Bana evrenin başlangıcını göster ? Nasıl ortaya çıktı ?

Ben yaratanı inkar etmiyorum ki 1000 yıldan beri aynı soruların cevabını arıyoruz neden farklı bir soru oluşturup onu aramıyoruz ben size bunu anlatmaya çalıştım yok leylek yok sperm yumurta nefs üzerinden yaratanı anlamaya çalışıyorsunuz olacak iş mi ? Tanrı zevkte mi gizli?
 

byharby

Profesör
Katılım
31 Ağustos 2009
Mesajlar
1,365
Reaksiyon puanı
21
Puanları
38
Allah'ın varlığına inanmayan biri bir ottan farksızdır. Neden çünkü Allah'ın varlığına inanan biri ahirete de inanır, bir "ot gibi" doğup büyüyüp yaşayıp sonra sadece toprak olmayacağını , ondan sonrasının da olduğuna inanır. Bir bitki bile fotosentez yaparak ömrü boyunca faydalı olmuştur. Peki materyalist herhangi bir arkadaş sen ne yaptın? Öyle "bilimin ışığı" zırvalarıyla nereye vardın? Ya daha doğrusu nereye varabilirsin? Genelde işiniz gücünüz "yaratılışın olmadığını ispatlamak" da ondan böyle konuşuyorum. Bakınız japonlara adamlar bilimi kullanarak acayip, güzel işler çıkarıyorlar, gelir düzeyleri de yüksek, sosyal devlet imkanları da çok güzel ancak intihar oranları da çok yüksek. Neden materyal açıdan doygunluğa ulaşıyorlar belki ama ruhlarını doyuramıyorlar. İnançları bu derinlikte değil. Velhasıl dünyayı görmek için önce inanç penceresinden bakmalısınız. O andan itibaren zaten güzel göreceksiniz. Yaratıcının varlığına inanan kişi aynı zamanda bilimsel bilgiyi de iyi şeyler için kullanır. Atom bombası, insan klonlamak , yapay bilmem ne zarı v.s. bunlar iyi şeyler değildir. Ancak bilimsel metodlarla üretilmiş/bulunmuşlardır. Yeterince toparladım mı bilmiyorum ama umarım buradan vermek istediğim mesajı çıkarabilirsiniz diye düşünüyorum.Saygılar.
 

v0ld3m0rt1s

Asistan
Katılım
17 Nisan 2011
Mesajlar
451
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
Ben yaratanı inkar etmiyorum ki 1000 yıldan beri aynı soruların cevabını arıyoruz neden farklı bir soru oluşturup onu aramıyoruz ben size bunu anlatmaya çalıştım yok leylek yok sperm yumurta nefs üzerinden yaratanı anlamaya çalışıyorsunuz olacak iş mi ? Tanrı zevkte mi gizli?[/QUOTE]

Öncelikle üslubunu düzelt. Bir kere ben öyle birşey demedim. Onun için o düşünceyi savunma veya yerme ihtiyacı duymuyorum. Örnekleme yanlış da olsa saygı duymak gerek.

Benim tepkim, "Yaratıcıyı başka yerlerde aramalısın" bu cümlene oldu. O da arkadaşla ilgili bir tartışmanmış. :) Rahatsız ettiysem kusura bakmayın. :)
 

huanglee

Öğrenci
Katılım
10 Temmuz 2011
Mesajlar
16
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
bu çok bilgili arkadaşlardan hala mutasyonların nasıl çalıştığı konusunda bir yorum göremedik...düşündürücü...çünkü eğer mutasyonların nasıl çalıştığı konusunda bir yorum yazarlarsa açıkları çok net ortaya çıkacak(ama alıntı yapmadan ama)(bi ara loto sistemi felan deyip milleti inandırmaya çalışıyorlardı oda tutmadı zaten)

---------- Post added at 13:08 ---------- Previous post was at 12:59 ----------

şunuda ekleyeyim;
muhetlif forumların birinde doktor geçinen arkadaşlardan birine şu soruyu(beyin hakkında bilinenler bilinmeyenlerden fazlamıdır azmıdır?) sormuştumda verdiği cevap çok ilgi çekiciydi;(bilinenler bilinmeyenlerden azdır)
O zaman sormazlarmı adama sen daha doğru dürüst ne olduğunu bilmediğin bir sistemin nasıl oluştuğuyla ilgili nasıl yorum yapıyorsun?bu bir kutunun içinde ne olduğunu bilmeden o kutu içindeki cismin nasıl oluştuğuyla ilgili yorum yapmak kadar saçma birşeydir.
 

Majeste

Profesör
Katılım
7 Mart 2007
Mesajlar
1,953
Reaksiyon puanı
21
Puanları
0
http://www.google.com.tr/search?hl=tr&q=after hiroshima&gs_sm=s&gs_upl=0l0l0l0l0l0l0l0l0l0l0ll0&biw=1024&bih=653&um=1&ie=UTF-8&tbm=isch&source=og&sa=N&tab=wi
önce bir bu linkteki görüntülere bakın.kelime oyunlarına gerek yok mutasyonlar zararlımı yararlımı görmüş olursunuz.ayrıca ben evrimin tek sac ayağı vardır felanda demedim yoğunlaştığım nokta mutasyonlardı sadece ve zaten şimdi mutasyonlar hakkında söyleyeceklerimi söyleyeceğim;
çok büyük oranda zararlı olan mutasyonların bir canlıya yeni yetenekler kazandırması hiç de öyle 3-5 kelimeyle anlatılacak kadar basit bir şey değildir.mesela bir dönem gözün evrimi ile ilgili tartışmaların ardından şöyle bir şablon çıktı ortaya;
http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Dosya:Gozun_evrimi_diyagrami.svg&filetimestamp=20091222112222
göz gibi kompleks bir organın evrimleşmesi için belki milyonlarca mutasyonun gerçekleşmesi gerekirken 6 bölümlük bir resimle evrimciler açıklayabildiklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar.
mutasyonun mesela göz gibi bir organı geliştirebilmesi için şu şekilde işlemesi lazım
diyelim dna üzerinde 10 milyon adet nükletid diziliminde ekleme olacak.eğer tek bir nükleotitde adenin sitozin guanin timin de farklılık olursa o organ hiç bir işe yaramaz.o zaman evrimin bu yapıyı oluşturabilmesi için.aynı anda aynı saniye içinde bu 10 milyon adetlik nükleotit diziliminin tek bir mutasyonda gerçekleşmesi lazımdır.
yani eğer ATSGGTGTSG şeklinde devam etmesi gerekiyorsa önce A sonra T sonra S sonra G... şeklinde devam etmelidir.eğer araya tek bir tane yanlış nükleotit girerse o organ oluşmaz(bu mutasyonların üreme hücrelerinde olması gerekliliğinden bahsetmiyorum bile).Yanlış mı söylüyorum?
Benim sizden anlatmanızı istediğim şey işte bu...

---------- Post added at 10:56 ---------- Previous post was at 10:51 ----------

mutasyon meselesinde evrimciler söylecek tek kelime bulamaz ancak taassup yaparlar.
ayrıca yararlı mutasyon göster dediğimizdede gösterebilecekleri tek örnek bakterilerdir.oysa insanlardan bahsettiğimizde son 100 yılda insan hakkında bir tane yararlı mutasyon olmuşmu?Ey evrimciler bana "bak son yüzyıl içerisinde insan vücudunda şöyle bir mutasyon oldu buda şu şekilde pozitif etkidi" diyebiliyormusunuz?
Daha mutasyonun nasıl çalıştığını bile anlatamıyorsunuz!!

---------- Post added at 11:01 ---------- Previous post was at 10:56 ----------

şu resimle sadece alay edilir:tt2:
upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/thumb/5/5a/Gozun_evrimi_diyagrami.svg/429px-Gozun_evrimi_diyagrami.svg.png

bu çok bilgili arkadaşlardan hala mutasyonların nasıl çalıştığı konusunda bir yorum göremedik...düşündürücü...çünkü eğer mutasyonların nasıl çalıştığı konusunda bir yorum yazarlarsa açıkları çok net ortaya çıkacak(ama alıntı yapmadan ama)(bi ara loto sistemi felan deyip milleti inandırmaya çalışıyorlardı oda tutmadı zaten)

---------- Post added at 13:08 ---------- Previous post was at 12:59 ----------

şunuda ekleyeyim;
muhetlif forumların birinde doktor geçinen arkadaşlardan birine şu soruyu(beyin hakkında bilinenler bilinmeyenlerden fazlamıdır azmıdır?) sormuştumda verdiği cevap çok ilgi çekiciydi;(bilinenler bilinmeyenlerden azdır)
O zaman sormazlarmı adama sen daha doğru dürüst ne olduğunu bilmediğin bir sistemin nasıl oluştuğuyla ilgili nasıl yorum yapıyorsun?bu bir kutunun içinde ne olduğunu bilmeden o kutu içindeki cismin nasıl oluştuğuyla ilgili yorum yapmak kadar saçma birşeydir.

Eğer bir konuda hakkında yeterli bilgiye sahip değilsen, lütfen ya yazdıklarımı oku, öğren, ya da sus!

Mutasyonun ne demek olduklarını yazımda anlattım. Onu okuyabilir veya direkt internette araştırmalar yapabilirsin. Ancak şu konuda tedirginim. Bilgi, alsa tek kaynaktan ulaşılmaz. Bilginin doğruluğunu savunacaksan, birçok kaynak tarayıp, tümünü sorgulayıp öyle öğrenirsin. Dolayısıyla, eğer mutasyonlar ile ilgili araştırmanı, Hiroşima resimlerinde olduğu gibi yaparsan, aynı cahilliğe düşersin. Çünkü, daha mutasyonun ne demek olduğunu bilmeden, Hiroşima'da yaşanan felaket sonucunda doğan bebeklerin durumunu sadece mutasyona bağlayarak, mutasyonları kötü olarak algılaman tamamen cahilcedir. Umarım bunu sürdürmezsin.

Çünkü, o bebeklerin durumu sadece mutasyonla açıklanmaz. Embriyolojik gelişimde maruz kaldıkları radyasyon sebep olmuş olabilir. Ayrıca bu resimlerin gerçek olmama ihtimali de var. Bu şekilde insanları savaşa karşı olmaya çağıran kimseler, bu resimleri üretmiş olabilir. Bu yüzden, eğer böyle bir iddia atacaksan, altını desteklemelisin. "Alın bu bebeklerin eli yüzü düzgün değil, mutasyon olmuş; dolayısıyla mutasyon zararlıdır" demek hiçbir yerde işe yaramaz. ;)

Maalesef aynı şeyi gözün evriminde de yapmışsın. Olayı bilmediğin gibi aşamaları ÖZETLEYEN bir grafiğe bakıp "bakın ne kadar basitçe, dolayısıyla gerçek olamaz" demek sadece seni gülünç duruma sokar. Başka da bir işe yaramaz. Eğer gözün evrimini tartışmak istiyorsan, önce öğreneceksin. (Wiki'deki yazı fena değildir ama yine de başka kaynakları da kullan.) Sonra bildiğin şeyi tartışacaksın. Boş boş laflarla dönmüyor bu tartışmalar. ;)

Gözün evrimi, daha önce de söylediğim ve her şeyin evrimi için geçerli olan, evrim mekanizmalarının tümü birlikte işleyerek oluşmuştur. Daha önce saydığım evrim mekanizmalar evrimin her yerinde rol alır. Sadece mutasyonu bilip, dolayısıyla, evrimin sana imkansız gelmesi, pek normaldir. Ancak, bilmemene rağmen, çıkıp kesin yargılarda bulunman üzgünüm ki cahilliğindendir.

Daha önce de yazdığım gibi mutasyonlar genlerde oluşan rastlantısal değişikliklerdir ve zararlı olup olmadığı sadece sonucu görüldükten sonra anlaşılır. Ve üstelik bazı mutasyonlar, bir çevrede yararlıyken, diğer çevrede zararlı olabilir (örneği önceki yazımda vardır).

Tekrar ediyorum, eğer evrim veya herhangi bir konuda tartışmak istiyorsan, önce öğreneceksin; sonra başlayacaksın. Sen bilmediğin sürece burada hiçbir sağlıklı tartışma dönmez. Eğer öğrenmeyi düşünürsen, Google üzerinden bulabileceğin kaynakları öneririm. Ancak bu kaynakları iyi değerlendirmelisin. Evrim teorisi ile ilgili bir kaynak asla taraflı olmamalıdır. Çünkü evrim bilimsel bir teoridir ve bilimde taraf yoktur. Eğer inançlı veya inançsız kimseler, evrim ile ilgili yazılarını taraflı bir şekilde yazmışlarsa bunlardan kaçınmalısın. Her zaman tarafsız kaynakları seçmeli ve her konu için birden fazla kaynağı tarayarak öğrenmeni sağlamalısın. Aksi takdirde, çarptırılmış bilgilerle dolman pek mümkün, burada görüldüğü gibi... ;)

Diğer mesajında beyinden bahsetmişsin. Açıkçası beyinle ilgili de birçok muhabbet dönüyor ve bu muhabbetler genelde konuyla ilgili bilgisiz insanlar tarafından yapıldığı için sonunda; "Biz sadece beynimizin %1'ini kullanıyoruz, Einstein bile %4'ünü kullanıyormuş düşünsene" gibi konuşmalar görülebilir.

Eğer ciddi anlamda bilimsel araştırmalar yaparsan böyle bir şeyin olmadığı ve beyinle ilgili birçok şeyin bilindiğini görebilirsin.

Beyinde birçok sinir hücresi vardır ve bu hücreler bilgiyi iletmekten çok işlemek ve saklamak üzerine özelleşmişlerdir. Zaten bunlar böyle özelleştiği için o organa beyin diyoruz. Bu sinir hücrelerine bağlı iletimi sağlayan diğer sinir hücreleri, (duyu organları aracılığıyla) algıladığı bilgiyi beyne taşır ve işlenmesini sağlar. Burada işlenen bilgiler hafıza hücreleri tarafından depolanır, ancak kısa dönem, uzun dönem hafıza "olayı" vardır. Beyin bir bilgiyi uzun süre hatırlayacaksa, uzun dönem hafızesında saklamalıdır. Bunun için de insanlar bilgileri uzun süreler hatırlamak için en etkili şekilde öğrenmelidir. Tekrarlar, uygulamalar bunun içindir.

Beyin ile ilgili daha ayrıntılı ve teknik bilgiyi yine makaleleri arayarak bulabilirsin. Bu konuda Google Scholar'ı öneririm. Ancak, yazıları daha fazla İngilizce bulman muhtemeldir, çünkü ülkemizde Biyoloji pek gelişmiş değil. Tıp da uygulamalara yoğunlaştığı için kimse oturup beyni araştırmıyor. Varsa da çok ses duyurmuyor.

Son olarak cevap geciktiğinde "N'oldu, sustunuz kaldınız" gibi çocukça şeyler yerine bekleyebilirsin. Daha sağlıklı bir tartışma için bu önemlidir.

@huanglee

Konuda sadece şu noktada bir eksiğin var. Siz yazmasaydınız zaten ben yazacaktım. DNA yarı korunumlu olarak eşleniyor. Yani Adenin yerine Guanin veya Timin gelmesi düzeltilebilir şu şekilde. Atıyorum aşağıdaki DNA parçası eşleniyor. I. zincir anlamlı zincir, 2. zincir tamamlayıcı zincir.

A-T----------------- T-A
G-S----------------- S-G
S-G --- Eşleme --- G-S
T-A ----------------- T-A
S-G------------------ G-S
G-S ------------------S-G

Normal olarak yukaridaki gibi eşlenir. Eşlenmiş DNA da şöyle bir problem olmuş ise


T-A
S-G
G-S
T-A
?-S
S-G

Bu kaynak DNA dna dan tekrar okunup düzeltilir. Mutasyon ise şu şekilde olur.

T-A
S-G
G-S
T-A
?-?
S-G

ki şimdiye kadar olan çok hücreli dokuların veya organların veya organizmaların mutasyondan sonra hayatta kaldığı görülmemiştir. Sizlerde zaten sadece bakteri gibi tek hücrelilieri örnek olarak gösterebilirsiniz. :)

Bi deney vardı aklımda değil. Dünya ilk zamanlarında. İşte Metan Gazı, azot vs. vs. gazlardan oluşuyormuş atmosferi. Sonra enerji yüklenmesiyle işte öncelikle Besin zincirinin alt tabakası üreticiler yani otlar ama canlı bir birim oluşturamadılar. Sadece amino asit yığılmaları oluştu ama onlarda kendi kendi asla protein gibi karmaşık bir yapı oluşturamadı :)

http://tr.wikipedia.org/wiki/Miller-Urey_Deneyi
http://www.evrenvebilim.com/yeryuzunde_hayat.html


DNA'nın düzeltme mekanizmasını çok kapsamlı olmasa da iyi anlatmışsın. İnsanda buna benzer bir sistem vardır. Vücudumuzda sürekli mutasyonlar gelişir (yanılmıyorsam günde 10.000). Ancak bunlar çoğu zaman bir etkide bulunmaz. Bunun birincil sebebi DNA'nın büyük bir kısmının (%98) protein kodlamayan genlerden oluşmasıdır. Yani oluşan mutasyonlar yüksek olasılıkla bu bölgelerde oluşacağı için bireylerde bir etki görülmez. Diğer neden ise senin bahsettiğin düzeltme mekanizmasıdır. Bu mekanizma sayesinde mutasyonlar düzeltilir ancak düzeltilemeyenler de vardır.

Önceki yazımda insanlarda görülen yararlı bir mutasyondan bahsetmiştim. Onu tekrar okumanı öneririm. Ancak buna rağmen bakteride oluşan mutasyon da evrime kanıttır. Çünkü yaşam tek hücrelilerle başlamıştır.

Değindiğin deney Miller-Urey deneyi. Amacı ilkel atmosferi modelleyip, "acaba organik moleküllerin yapıtaşları oluşuyor mu" diye araştırmak. Araştırmalar sonucunda, bilim insanları organizmaların yapıtaşlarını oluşturan molekülleri elde edebilmiştir, üstelik bu deney birçok üniversite tarafından tekrar edilmiş; hatta diğer gezegenlerde yaşam olabileceği konusu bile bu deney tekrar edilerek araştırılmıştır.

Ancak bu konuda kesin bir yargıya varmadan önce olayı öğrenmemen seni cahilce bir söyleme itmiş. Bu modellemeden direkt protein beklemek yerine, daha da işi abartıp direkt bir tek hücreli canlı beklemediğin için aslında şanslı olsam da, protein bekliyor olman çok yanlıştır.

Bu deneyle amino asitler, organik bazılar, su, karbonmonoksit vs. moleküller elde edilmiştir. Peki, amino asitlerden proteinlerin oluşması mı beklenir? Hayır. Çünkü bu tepkime için enzim gereklidir. Ancak organik bazlardan bir nükleik asit olan RNA, oluşabilmiştir. RNA'nın hem bilgiyi taşıyabilmesi hem de enzim olarak görev yapabilmesi DNA'nın oluşmasını; o da santral dogma dediğimiz olayın sayesinde proteinlerin oluşmasını sağlamıştır. Elbette bu süre içinde evrim her alanda sürmektedir, ve RNA, DNA veya protein üretebilecek ortamlar sağlandığında başarıyla sonuçlanmış ve doğal seçilim ile seçilmiştir.

Sana önerim, konular daha ayrıntılı şekilde okuman, öğrenmen ve sonra bir yargıya ulaşmandır. Aksi takdirde, boş bilgiye dayanan yargılarının bir önemi yoktur.
 

euphoriazoca

Asistan
Katılım
1 Mayıs 2009
Mesajlar
413
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
Bakma arkadaşlar aylak oldukları için hemen cvp yazabiliyorlar Majeste:D Yoksa aylak olmasalardı bu fikirlere nasıl sahip olabilirlerdi öyle değil mi!
 

Majeste

Profesör
Katılım
7 Mart 2007
Mesajlar
1,953
Reaksiyon puanı
21
Puanları
0
Bakma arkadaşlar aylak oldukları için hemen cvp yazabiliyorlar Majeste:D Yoksa aylak olmasalardı bu fikirlere nasıl sahip olabilirlerdi öyle değil mi!

Aylak demeyelim de biraz bilgisizler. Elbette herkes her konuda bilgili olmak zorunda değil ancak bilgili olmadıkları konularda atıp tutmaları hiç hoş değil.

Dediğin gibi hemen mesaj yazabiliyorlar, çünkü mesajları hakkında bir şey bilmedikleri ancak anlayamadıkları ve anlayamamalarına rağmen taraflı bir yargıya sahip oldukları konularda yazıyorlar. Bunlar hiçbir araştırma ve sorgulama gerektirmiyor.

Bu yüzden de yanlış fikirlere sahip oluyorlar.

Umarım "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya" devam etmezler. Çünkü bu onlara hiçbir şey kazandırmıyorken, buradaki tartışmalara da bir nitelik getirmiyor.
 

braveheart.fb

Profesör
Katılım
21 Mart 2009
Mesajlar
1,985
Reaksiyon puanı
92
Puanları
48
Bir an için canlıların evrimleştiğini kabul ettiğimizi var sayalım.Bir tesit açısından canlıların evrimleşerek bugüne gelmesi sorun değildir.Zira iman ettikleri yaratıcı bunu pekala yapabilecek güçtedir..Ancak tanrıyı merkeze koymadan Materyalist bir bakışla evrimin doğruluğunu savunmak ideolojik bağnazlıktan öte bir şey değildir.

Evrim Teorisin bilimsellik kriterlerinden olan deney ve gözlem evrelerini geçemediği çok açıktır. Tek hücreli organizmaların zamanla daha karmaşık organizmalar dönüştüğü ve memeli hayvanların insanlara kadar geliştiği yönündeki süreci gözlemleyen biri var mı? Hayır. Bu süreç yavaş yavaş olduğunu göre bu durumda şu an hali hazırda milyonlarca yarı insan yarı maymun yarı kedi yarı aslan vb canlıların olması gerekirdi. Peki bu süreci şu anda kimse gözlemliyor mu? Hayır.
 

Majeste

Profesör
Katılım
7 Mart 2007
Mesajlar
1,953
Reaksiyon puanı
21
Puanları
0
Bir an için canlıların evrimleştiğini kabul ettiğimizi var sayalım.Bir tesit açısından canlıların evrimleşerek bugüne gelmesi sorun değildir.Zira iman ettikleri yaratıcı bunu pekala yapabilecek güçtedir..Ancak tanrıyı merkeze koymadan Materyalist bir bakışla evrimin doğruluğunu savunmak ideolojik bağnazlıktan öte bir şey değildir.

Evrim Teorisin bilimsellik kriterlerinden olan deney ve gözlem evrelerini geçemediği çok açıktır. Tek hücreli organizmaların zamanla daha karmaşık organizmalar dönüştüğü ve memeli hayvanların insanlara kadar geliştiği yönündeki süreci gözlemleyen biri var mı? Hayır. Bu süreç yavaş yavaş olduğunu göre bu durumda şu an hali hazırda milyonlarca yarı insan yarı maymun yarı kedi yarı aslan vb canlıların olması gerekirdi. Peki bu süreci şu anda kimse gözlemliyor mu? Hayır.

Materyalist bakış gibi bir felsefe, bilim yaparken uygulanmaz. Evrim teorisi, bilimsel bir teori olarak herhangi bir felsefe üzerine kurulmamıştır. Eğer bilimin nasıl bir "bakış" ile yapıldığını merak ediyorsan bilimsel yöntemi araştırmanı öneririm.

Bilimsel yöntem sayesinde doğadaki bir olay, tarafsız ve doğru bir şekilde açıklanabilir. Elbette bu açıklama için bilimsel yöntemin gerektirdiği deneyler ve gözlemler, ayrıca birçok bilim insanı tarafından doğru olduğu sonucu alınan hipotezler ve teoriler sayesinde getirilir.

Evrim teorisi bilimsel bir teori olduğu için elbette deney ve gözleme dayalı bulgulara sahiptir. Ancak, senin beklediğin bulgu, tamamen bilim-dışıdır. Bilimsel teorilere karşı yapılan sorgulamalar çok önemlidir ancak bu sorgulamaların da bilimsel niteliği olmalıdır.

Bilimsel olarak yarı-aslan, yarı-kedi gibi bir evrim gerçekleşmediği için, beklediğin bulgu imkansızdır ve bunun alınamaması sadece sorgulamanın yanlış olduğunu gösterir. Evrim, değişikliklerin yıllarca doğal seçilim tarafından desteklenmesi sonucu elde edilir. Bu değişiklikler, uzun yıllar gerektirir ve yeni bir tür elde etmek, bir insan ömrü süresince imkansızdır.

Ancak mümkün olan evrimler vardır. Örneğin, bakterilerde sitrat molekülünün kullanımı. Lenski tarafından yapılan bu deney 20 yıl sürmüştür ve E. coli bakterileri yıllar sonunda bir mutasyon sonucu sitrat molekülünü işleyebilir hale gelmişlerdir. Bu deneyde bakterinin kullanılması, evrimin yani değişimin, 20 yıl gibi bir sürede görülebilmesi içindir. Çünkü bakteriler çok hızlı çoğalır ve ortamlarına çok iyi adapte olabilirler. Bunun sebebi yüksek mutasyon hızıdır ve bu sayede elde edilen genetik çeşitliliktir.

Ancak aynı şeyi memeliler için düşünmek çok zordur çünkü örneğin insan doğurganlığına geç ulaşır ve embriyo gelişimi için bile ortalama 8-9 ay gereklidir. Bu da bahsettiğin anlamda görülebilen evrimi imkansız kılar.

Ancak, elde edilen fosiller, geçmiş ile ilgili bilgiler vermektedir ve bunlara dayanarak insanlarda bulunan evrimi, yani değişiklikleri görebiliriz.

Evrim dediğin gibi yavaş ve sürekli gerçekleşir. Şu an herhangi yarı-insan, yarı-maymun göremiyorsan, ve bunun cevabını evrimle alamıyorsan, sorunu gözden geçirmeni öneririm. Eğer evrimin bunu iddia ettiğini düşünüyorsan, bunu öğrendiğin kaynağı sorgulamanı öneririm.
 

v0ld3m0rt1s

Asistan
Katılım
17 Nisan 2011
Mesajlar
451
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
Anladığım kadarıyla sen kendinle çelişiyorsun ?

Evrim mutasyonla olur ? Hiç yoktan en önemli adımı mutasyondur ?

Senin insanda evrim diye nitelendirebileceğin bir örnek verebilir misin ? (Art niyetli bir soru değil. Eğer cevabın düşündüğüm gibi ise birşeyler söylemek isterim.)
 

mcht_z

Asistan
Katılım
12 Kasım 2010
Mesajlar
239
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Tabi bu mantıkla hareket edilirse, Müslüman olmayan; 1 tane o...pu, 1 tane p...k, 1 tane de i...ne bulup, Müslüman olmayanlar, ....., ....., ..... dır demekte mümkündür. İşte çağdaş ve medeni olduklarını iddia insanların halleri, konuşmaları ve kültürleri... Yazıklar olsun...
 

v0ld3m0rt1s

Asistan
Katılım
17 Nisan 2011
Mesajlar
451
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
Tabi bu mantıkla hareket edilirse, Müslüman olmayan; 1 tane o...pu, 1 tane p...k, 1 tane de i...ne bulup, Müslüman olmayanlar, ....., ....., ..... dır demekte mümkündür. İşte çağdaş ve medeni olduklarını iddia insanların halleri, konuşmaları ve kültürleri... Yazıklar olsun...

Evet bende ekleyecektim de bunu zahmete girmeyeyim dedim :)

Bu arada C++ biliyor musun ? :)
 

Majeste

Profesör
Katılım
7 Mart 2007
Mesajlar
1,953
Reaksiyon puanı
21
Puanları
0
anladığım kadarıyla sen kendinle çelişiyorsun ?

Evrim mutasyonla olur ? Hiç yoktan en önemli adımı mutasyondur ?

Senin insanda evrim diye nitelendirebileceğin bir örnek verebilir misin ? (art niyetli bir soru değil. Eğer cevabın düşündüğüm gibi ise birşeyler söylemek isterim.)

Bu konuda yazdığım önceki mesajım sorularına cevap veriyor.

Merhabalar,

Öncelikle mesajınızda gördüğüm bir sorundan bahsetmek istiyorum.

Bir soru soruyorsunuz veya anlatılması gereken bir şey... Ancak bunun hakkında bilginiz olmadığı sorunuzdan ve isteğinizden belliyken, sormadan veya istemeden önce "bu imkansızdır, evrimin sac ayağı mutasyondur" gibi söylemlerde bulunuyorsunuz.

Buradaki sorun şu ki, bilmediğiniz konuda bu şekilde bir yargıya ulaşmanız mantıksal olarak imkansızdır. Aynı zamanda, her şeyi bilmeniz de mümkün değil ancak bilmeyip de böyle "ortaya sallamak" hiç hoş değil.

Bahsettiğiniz malum mutasyonlar öldürücü değildir ancak öldürücü de olabilir. Birçok yararlı mutasyon da tarihte görülmüştür, ağaşıda örnekler vereceğim. Ayrıca, mutasyonlar evrimin sac ayağı falan değildir, elbette önemlidir ancak mutasyonlar evrimin diğer birçok mekanizmasından (doğal seçilim, cinsel seçilim, genetik sürüklenme, gen akışı, ...) sadece biridir.

Mutasyon, genetik materyalde meydana gelen değişim demektir. Bu değişim birçok çeşitte olabilir. Genetik dizilimde tek bir nükleotid değişebilirken, birçok nükleotid grup olarak silinebilir, kopyalanabilir, taşınabilir.

Bu değişimlerin faydalı olup olmadığını, değişimden anlayamayız. öncelikle bakmamız gereken o değişimin bireye ne kattığıdır. Yani, mutasyon olması demek, "bireye zarar geldi" demek değildir, sadece "bireyin genetik materyalinde bir değişiklik oldu" demektir ve bu değişikliğe göre birey bundan yararlanabilir, zarar görebilir veya nötr durumda kalabilir.

Klasik bir örnek olarak tek mutasyonun hem yararlı hem de zararlı olabileceğini göstermek istiyorum. Diyelim ki, vücudunuzda hastalık yapıcı bir bakteriye karşı bağışıklık var. Ve size, bu bakteri bulaştığında hastalık geçirmiyorsunuz. Ancak, bakteride gerçekleşen bir mutasyon sebebiyle, artık savunma sisteminiz ona cevap veremiyor ve bakteri yaşamaya dolayısıyla hastalık yaymaya başlıyor. Bu durumda, gerçekleşen o mutasyon, sizin için zararlıdır ancak bakteri için yararlı bir mutasyondur. Bu sayede bakteri sizin vücudunuzda yaşayabilirken ve çoğalabilirken, siz belki hastalık sebebiyle çok zor bir durumda kalacaksınız.

Bu örnekte görüldüğü gibi gerçekleşen herhangi bir mutasyonun faydalı olup olmadığı, mutasyon gerçekleştikten sonra, çevre şartları ile birlikte, bireye kattığı avantaj/dezavantaj sonrasında karar verilebilir. Aksi takdirde net bir şey söylemek imkansızdır.

Birkaç tane yararlı mutasyon örneği verip, kapatmak istiyorum. Aids virüsüne (hiv) karşı direnci artırtığı bulunan ccr5 genindeki 32 silinme tipi mutasyon, faydalı mutasyona örnektir. Bu sayede, virüs sinir hücrelerinde tutunacak reseptör bulamıyor ve hastalık yapamıyor.

Diğer örnek ise orak hücre anemisi. Bu, kanda oksijen taşıyan hemoglobinde meydana gelen bir nokta mutasyon (adeninin timine dönüşmesi) sebebiyle olur. Bu mutasyon nedeniyle hemoglobinler orak şeklini alır. Bu durum ilk başta düşünüldüğünde zararlı olarak görülür. çünkü orak şeklini alan hemoglobinler artık daha az oksijen taşıyabilecektir. Ancak afrika'da insanlar için durum böyle değildir. Onlar bu mutasyon sayesinde öldürücü sıtma hastalığından korunabilir. Dişi sivrisineklerde üremesini gerçekleştiren, sıtma hastalığına sebep olan, plazmodyumlar artık insanlarda hemoglobinlere tutunamaz ve insanlar bu şekilde hastalıktan kurtulur. Bu mutasyon görüldüğü gibi taşınan oksijen miktarını azaltsa da, ölümcül bir hastalıktan korumaktadır. Dolayısıyla faydalıdır.

"canlının sistematik olarak evrimleşmesi" yukarıda açıkladığım sebeple sadece mutasyon tarafından gerçekleşmez (hatta çok nadir, belki hiç diyebiliriz). Canlıların evrimleşmesi, türleşmesi, evrimin diğer mekanizmaları öğrenilerek anlaşılabilir. Bunlar, doğal seçilim, cinsel seçilim, genetik sürüklenme, gen akışı, rastgele çiftleşme gibi çoğaltılabilir. Bunlarla birlikte doğanın baskılaması sonucu, türler zaman içinde değişir. örneğin, bir ortamda yaşayan primat ataları, bir felaket sonucu ormanlarını kaybetmiş olabilirler. Bu yüzden artık ağaçlar yerine, yerde yaşamak zorunda kalırlar. Yerlerde bulunabilecek uzun otlar sebebiyle, onların artık 4 ayakları üzerinde gezmeleri dezavantajlıdır. Ve zamanla yukarıdaki mekanizmalar dahilinde 2 ayak üzerinde durabilen bireyler populasyonda görünmeye başlar. Bu bireyler avantajlıdır; üreme ve hayatta kalma şansları yüksektir. Dolayısıyla bu sayede genlerini çocuklarına aktarır ve uzun yıllar sonra 2 ayak üzerinde durabilen primatlar evrimleşmiştir. Bu şekilde birçok evrim açıklanabilir.

Eğer canlıların evrimini merak ediyorsanız, yapmanız gereken ilk şey evrimin mekanizmalarını ve türleşmeyi öğrenmek. Daha sonra tümüne açıklama getirebilirsiniz.

Saygılarımla.
 

v0ld3m0rt1s

Asistan
Katılım
17 Nisan 2011
Mesajlar
451
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
Bu konuda yazdığım önceki mesajım sorularına cevap veriyor.

Şimdi birşeyler yazmak isterdim ama akşamları ilginç bir ruh halim oluyor. Belki yarın yazarım. ya da ölünce öğreniriz neyin ne olduğunu sonsuza kadar yaşamayacağız ne de olsa. :) Birbirimizi kırmanın anlamı yok boşu boşuna :)

@mcht_z

Zaten aklımda vardı güçlü programlama dilleri öğrenmek. Bu Qt ve C++ merakı da N900'ün abisi N9'un duyrulaması ile alevlendi :)
Sonra bi kendime geldim. Bu sene YGS-LYS sınavım var sen ne yapıyorsun çocuk dedim :)
En iyisi kazanabilirsem Yazılım Mühendisliğine gidince ya da sınav bitince ilgi ve alakamı yoğunlaştırmak akıl kârı gözüktü :)

Belki seneye fikir alışverişlerinde bulunuruz diye düşünmüştüm :)
 

mcht_z

Asistan
Katılım
12 Kasım 2010
Mesajlar
239
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Şimdi birşeyler yazmak isterdim ama akşamları ilginç bir ruh halim oluyor. Belki yarın yazarım. ya da ölünce öğreniriz neyin ne olduğunu sonsuza kadar yaşamayacağız ne de olsa. :) Birbirimizi kırmanın anlamı yok boşu boşuna :)

@mcht_z

Zaten aklımda vardı güçlü programlama dilleri öğrenmek. Bu Qt ve C++ merakı da N900'ün abisi N9'un duyrulaması ile alevlendi :)
Sonra bi kendime geldim. Bu sene YGS-LYS sınavım var sen ne yapıyorsun çocuk dedim :)
En iyisi kazanabilirsem Yazılım Mühendisliğine gidince ya da sınav bitince ilgi ve alakamı yoğunlaştırmak akıl kârı gözüktü :)

Belki seneye fikir alışverişlerinde bulunuruz diye düşünmüştüm :)


Anladım başarılar diliyorum sana... Elbette fikir alılverişinde bulunuruz buna sevinirim :) Qt ve C++ iyidir :)
 

huanglee

Öğrenci
Katılım
10 Temmuz 2011
Mesajlar
16
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
​yine demogoji yine taassup...majeste arkadaşım bak sorulan sorulara cevap veremeyeceksen ve eğer söyleyeceğin tek şey araştır ya da cahil gibi aşağılayıcı laflar olacaksa bu konu altında yazman çok anlamsız tekrar yazıyorum;
1-)ben evrimin tek sac ayağı vardır demedim mutasyon konusunu açtım ama bu konuda batacağını anladığın için sürekli lafı çevirmeye çalışıyorsun
2-)benim söylemediğim lafları söylemişim gibi gösterip birde cevap verme
3-)beyin hakkında söylediğim şeye bir cevap veremediğin için bu konuda yine araştır gibi beylik laflar etmeni anlabiliyorum
4-)mutasyon nasıl çalıştığı konusunda bir açıklama yapmamış olman manidar.benim iki önceki mesajımı oku ve eğer orada mutasyonla ilgili yanlış birşey söylemişsem ona göre cevap ver taassup yapma.öyle ki hastalık derecesine gelmiş sende taassup.
5-)Hiroşima sonrası ile ilgili verdiğim link hakkındaki yorumun çok komik açıkçası.neymiş resimler gerçek olmayabilirmiş de bebeklerin öyle olması radyasyonun etkisi olabilirmiş mutasyonu değilmişmiş.Pardon ama sorarım ben sana zaten radyasyonun mutasyon yaptırıcı etkisi yokmuydu?bu kadar bilgisizmisin?radyasyonla mutasyon arasında hiçbir bağlantı yokmuş gibi konuşman evrimi nasıl körü körüne savunduğunu gösteriyor
6-)ben doktor değilim ve beyinle ilgili makale okumayacağım şimdi...ama senin gibi bilgili(!) birisini bulmuşken sormak isterim;hafıza öğrenme hayal etme bildiğim kadarıyla açıklanamıyor ama öyle bir konuşuyorsun ki sanki bunların hepsinin nasıl oluştuğunu biliyorsun.Eğer biliyorsan söylede anlayalım
:cool:
 

Majeste

Profesör
Katılım
7 Mart 2007
Mesajlar
1,953
Reaksiyon puanı
21
Puanları
0
​yine demogoji yine taassup...majeste arkadaşım bak sorulan sorulara cevap veremeyeceksen ve eğer söyleyeceğin tek şey araştır ya da cahil gibi aşağılayıcı laflar olacaksa bu konu altında yazman çok anlamsız tekrar yazıyorum;
1-)ben evrimin tek sac ayağı vardır demedim mutasyon konusunu açtım ama bu konuda batacağını anladığın için sürekli lafı çevirmeye çalışıyorsun
2-)benim söylemediğim lafları söylemişim gibi gösterip birde cevap verme
3-)beyin hakkında söylediğim şeye bir cevap veremediğin için bu konuda yine araştır gibi beylik laflar etmeni anlabiliyorum
4-)mutasyon nasıl çalıştığı konusunda bir açıklama yapmamış olman manidar.benim iki önceki mesajımı oku ve eğer orada mutasyonla ilgili yanlış birşey söylemişsem ona göre cevap ver taassup yapma.öyle ki hastalık derecesine gelmiş sende taassup.
5-)Hiroşima sonrası ile ilgili verdiğim link hakkındaki yorumun çok komik açıkçası.neymiş resimler gerçek olmayabilirmiş de bebeklerin öyle olması radyasyonun etkisi olabilirmiş mutasyonu değilmişmiş.Pardon ama sorarım ben sana zaten radyasyonun mutasyon yaptırıcı etkisi yokmuydu?bu kadar bilgisizmisin?radyasyonla mutasyon arasında hiçbir bağlantı yokmuş gibi konuşman evrimi nasıl körü körüne savunduğunu gösteriyor
6-)ben doktor değilim ve beyinle ilgili makale okumayacağım şimdi...ama senin gibi bilgili(!) birisini bulmuşken sormak isterim;hafıza öğrenme hayal etme bildiğim kadarıyla açıklanamıyor ama öyle bir konuşuyorsun ki sanki bunların hepsinin nasıl oluştuğunu biliyorsun.Eğer biliyorsan söylede anlayalım
:cool:

Yazılarımı okuyup anlamanı bekleyeceğim. Ondan sonra tartışabiliriz. Eğer gerçekten tartışmak istiyorsan, bunu düzgün ve mantığa uygun yapmalısın. Mutasyonla ilgili açıklamalar yapmama rağmen "mutasyon nasıl çalıştığı konusunda bir açıklama yapmamış olman manidar" yazman açıkçası amacının tartışmak yerine sadece olayı karıştırmak olduğunu gösteriyor.

Ayrıca, eğer beyinle ilgili makale okumayacaksan, yani bu konuda bilgisiz kalmaya devam edeceksen, "hafıza öğrenme hayal etme bildiğim kadarıyla açıklanamıyor" demen, ne yazık ki çok anlamsız kalıyor. Eğer bunu söyleyebiliyorsan, araştırmışsın ve bir bilgi bulamamışsın demektir. Eğer hiç araştırma yapmadıysan, bu da tek amacının ortalığı karıştırmak ve saçma sapan bir tartışma tutturmak olduğunu ortaya koyar.

Ben burada sadece bilgili insanlarla, bilimsel tartışmalar yaparım. Eğer bu tartışmalardan rahatsız oluyorsan, devam etmeyebilirsin; eğer devam edeceksen, mantıklı davranmanı öneririm. Aksi takdirde, ilerideki mesajlarına cevap alamayabilirsin.
 

huanglee

Öğrenci
Katılım
10 Temmuz 2011
Mesajlar
16
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
arkadaşım ne makalesinden bahsediyorsun ben doktor değilim ki?temel biyoloji bilgim var o kadar bir de forumlarda doktor geçinenlerden edindiğim bilgiler...
Bak belli oluyor ki zamanı çok kıymetli olan birisi değilsin herkese laf yetiştirme gibi bir çaban var paragraf paragraf mesajlarda yazıyorsun o zaman bir zahmet sorduğum sorularada cevap ver.her defasında yazdıklarını okuyorum acaba bu defa birşey söylemişmi diye ama yok.ben ise çok netim bir takım iddialarda bulunuyorum ve bu iddialarla ilgili evrimcilerden cevaplar bekliyorum ama bana söylenen tek şey araştır oku makalelerle uğraş.ben araştırma yapacaksam yeri burası değil ki zaten!!dolayısıyla eğer cevap veremiyorsan cevap veremiyorum de!!!
Şimdi;Sorularımı gayet açık ve net bir şekilde tekrarlayacağım ve yenilerinide ekleyeceğim!
1-)mutasyonlar hakkında söylediklerimde yanlış olan nedir?eğer yanlış birşey yoksa söylediklerimi kabul etmişsin demektir.yok eğer yanlış birşey varsa o zaman bir zahmet mutasyonların nasıl bir sistematik içerisinde çalıştığını bizlere açıkla(evrim özelinde)
2-)eşeyli üremeyle neslin devamında -dişi ve erkek-ikisinde birisi olmazsa olmaz.öyleyse bu iki cins aynı anda nasıl oluşmuştur bunu da açıkla lütfen.
3-)arılar(bkz.arıların haberleşme danslarında geometriyi kullanmaları) ve sair hayvanat bilimin akıl sır erdiremediği davranışlarda bulunur.Mesela arı geometriyi özelde altıgeni nereden bilmektedir?
4-)Hafıza öğrenme hayal kurma gibi beyinsel işlevler nasıl gerçekleşmektedir genelde bilim özelde evrim bunlara bir açıklama getirebilmektemidir?(bilim ve evrimin ruhu hepten inkar ettiğini kabul ediyoruz)
 

Majeste

Profesör
Katılım
7 Mart 2007
Mesajlar
1,953
Reaksiyon puanı
21
Puanları
0
arkadaşım ne makalesinden bahsediyorsun ben doktor değilim ki?temel biyoloji bilgim var o kadar bir de forumlarda doktor geçinenlerden edindiğim bilgiler...

Forumlarda doktor geçinen insanlardan edindiğin bilgilerle tartışma yürümez, kusura bakma. Git adam akıllı kaynaklardan öğren. Eğer öğrenmeyi düşünmüyorsan, yarım yamalak yanlış bilgilerinde konuşma, bunun yerine susmayı dene.
 

huanglee

Öğrenci
Katılım
10 Temmuz 2011
Mesajlar
16
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Anlaşıldı klasik evrimci figürleriyle tartışmadan kaçmayı deniyorsun.oysa ki eğer bu konularda azıcık güvenin olsaydı kendine sorduğum sorulara cevap verirdin.(gerçi veremyeceğini biliyorum çünkü kime sorduysam suspus oldu)
 

execute

Asistan
Katılım
15 Şubat 2011
Mesajlar
469
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Anlaşıldı klasik evrimci figürleriyle tartışmadan kaçmayı deniyorsun.oysa ki eğer bu konularda azıcık güvenin olsaydı kendine sorduğum sorulara cevap verirdin.(gerçi veremyeceğini biliyorum çünkü kime sorduysam suspus oldu)

boş boş boş bunlar. Hep aynı nakarat. Şöyle çıkmadı ki karşıma bi tane evrimci. İnsan fiziki evrimi nasıl geçirir bi göstereyim. Kaynak olarak kullansınlar
 

Majeste

Profesör
Katılım
7 Mart 2007
Mesajlar
1,953
Reaksiyon puanı
21
Puanları
0
Anlaşıldı klasik evrimci figürleriyle tartışmadan kaçmayı deniyorsun.oysa ki eğer bu konularda azıcık güvenin olsaydı kendine sorduğum sorulara cevap verirdin.(gerçi veremyeceğini biliyorum çünkü kime sorduysam suspus oldu)

İnsanların susması, senin ön yargılı tavırlarından dolayıdır. Yalan yanlış bilgilerle çıkıp, evrim teorisine laf atarsan, yazılanı okumayıp, ona göre cevap vermez hala aynı soruyu tekrar edersen, kimsenin seninle tartışmaya devam etmemesi normaldir.

Görmeni bekliyorum ama hala devam ediyorsun. Ben buradan amacının öğrenmek değil, ancak yazılanları göz ardı edip, olayı sonuçsuz bırakmak, sonrasında da bakın "sus pus oldular" demek olduğunu görebiliyorum.

Yoksa, sorduğun soruların cevapları vardır.

1- Mutasyonlarla ilgili yanlış bildiklerini yazılarımda açıkladım, eğer okumayı denersen, anlayabilirsin.

2- Eşeyli üreme, evrimi hızlandıran en önemli olgulardan biridir. Eşeyli üreme, elbette mayoz bölünmenin evrimleşmesiyle sağlanmıştır. Mayoz bölünme sayesinde, canlılar farklı eşeyler üretip, çeşitlilik sağlayabilmiş ve onlara değişen zaman koşullarına daha kolay adapte imkanı sağlamıştır. Mitoz bölünmede genetik çeşitlilik sadece mutasyonlarla sağlanırken, burada krossing-over, rastlantısal dağılma gibi mayoza özgü olaylar çeşitliliği çok daha fazla artırmıştır.

Ayrıca dişi-erkek ayrımı, sonradan insanlar tarafından verilen bir isimdir. Aslında farklı eşey üreten her birey, yani mayozla üreyen her birey ayrı bir eşey yani ayrı bir cinsiyettir ancak biz daha genel benzerlikleri taşıyanları birleştirerek, bunu insan için ikiye indirebiliyoruz. Ancak mantarlarda 36.000 farklı cinsiyet görülür. Ve bu gibi örnekler oldukça fazladır.

3- Arılar, gelişmiş beyne sahiptirler ve çok özel yetenekleri vardır. Öyle ki, beyin büyüklüğü/vücut büyüklüğü oranları bizden fazladır. Arılar hormonlar yardımı ile ve bizlerin davranışları gibi geliştirdikleri davranışları ile bu yeteneklerini gösterirler. Aslında bakarsanız, bizim yeteneklerimiz de benzer kimyaya sahiptir.

Altıgen olayı insanların çokça kullandığı bir konudur ve yanlış anlaşılmaktadır. Şöyleki, incelendiğinde altıgen olmayan petekler de olacaktır ancak peteklerin çoğunun altıgen olması, oluşturulan yuvarlak peteklerin birbiri ile sıkışmaları sonucu yaptıkları kuvvet sebebiyledir. Yani onlar sadece en uygun seçil olarak (hücre de temel olarak yuvarlaktır) yuvarlak olarak oluştururlar ancak bunlar her taraftan birbirlerini sıkıştırınca altıgene benzer şekiller ortaya çıkar.

4- Hafıza, beyinde hippokampusta bulunan hafıza hücreleri tarafından tutulur ve bu hücreler alınan bilgilerin işlenmesi sonucu işlenme sıklığı, işlenirken bulunulan duruma göre güç seviyesi gösterir. Yani, çok fazla tekrar ettiğiniz bilgi, sürekli bir yerde gördüğünüz bir şekilde, hafıza hücrelerinizde daha uzun süre tutulur ve hatırlanması da kolaydır.

Hayal kurma da aynı şekilde beyinde gerçekleşen biyokimyasal olaylarla açıklanır. Dışarıdan görülen, alınan bilgiler beyinde tutulur ve bu bilgiler, hayal kurma sırasında kullanılır. Bunlar elbette hafızadan, beklentilerden veya en çok ilgiye değer nesnelerden oluşabilir.

Beyin oluşumunun bireylere çok büyük katkısı vardır. Evrimsel süreçte bu sayede daha iyi aletler yapılabilmiş ve diğer hayvanlar üzerinde üstünlük kurulabilmiştir. İnsanın marifeti de zaten buradan gelir. Beynin yapısı ve barındırdığı hücre tipleri sebebiyle, hayal kurma, düşünme, rüya gibi birçok kavram da oluşmuştur. Bunlar da aynı şekilde bize avantaj sağlar. Örneğin, rüya, öğrenme açısından çok önemlidir.

Bu açıklamalar sana, bir Biyoloji lisansı okutmak için değil, olayla ilgili fikrin olsun ve bunlardan yola çıkarak araştırma yap diye yapılıyor. Ben burada sana tüm ayrıntıları, deney sonuçlarını ve makaleleri anlatamam.

Ayrıca, soru sormak için de olayı bilmek gereklidir. Olayı hiç bilmeden ortaya soru atmak, hem de bunu taraflı ve ön yargılı bir şekilde yapmak, sana cevap gelmemesine neden olabilir. Bunun sebebini, direkt olarak "zaten cevabı bilmiyorlar" olarak algılamak ise tamamen senin kendini kandırma yöntemindir. Çünkü, sen bunu dışarıdan belirleyemeyeceğin gibi, onların cevabı bilmiyor olması bir cevabın olmadığı anlamına gelmez. Ayrıca, eğer çok ilgiliysen, sen araştırır ve bulursun. Aksi takdirde aynı göndü ve cahillik devam eder, hiçbir sonuç alamazsın.

Eğer aynı şekilde devam edersen, tüm sataşmalarına rağmen cevap vermeyeceğimi belirtmek istiyorum.

---------- Post added at 21:15 ---------- Previous post was at 21:11 ----------

boş boş boş bunlar. Hep aynı nakarat. Şöyle çıkmadı ki karşıma bi tane evrimci. İnsan fiziki evrimi nasıl geçirir bi göstereyim. Kaynak olarak kullansınlar

İnsanlar bilmedikleri şeyler "boş boş" diye betimleyerek, bilgiden kaçma belirtisi gösterir. Eğer o bilginin yanlış olduğunu düşünüyorsan, "boş boş" demek yerine yanlışlığını gösterirsin.

Eğer bilgilerle savaşamayıp, işi kavgaya getirmişsen, işte o en aciz olduğun durum demektir. Bu da açıkçası beni üzer, ancak evrim savunucularının seni böyle görmesi, onlar adına sevindirici olabilir. Bu onların bilgilerinin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha kanıtlar.

Eğer evrim teorisine kaynak olarak bir şey sunmak istiyorsan; bu kaynak, çürütse de, kanıtlasa da bunu klavye arkasından değil de araştırmalarla, bilimsel sorgulamalarla yaparsan, bir değer olur. Aksi takdirde sadece gülünç duruma düşersin.
 

mcht_z

Asistan
Katılım
12 Kasım 2010
Mesajlar
239
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Ben genel itibariyle artık bu konulara cevap vermiyorum ama, yaşadığım çevre itibariyle şu yazmış olduğun bilgiye bir cevap vereceğim:

"Altıgen olayı insanların çokça kullandığı bir konudur ve yanlış anlaşılmaktadır. Şöyleki, incelendiğinde altıgen olmayan petekler de olacaktır ancak peteklerin çoğunun altıgen olması, oluşturulan yuvarlak peteklerin birbiri ile sıkışmaları sonucu yaptıkları kuvvet sebebiyledir. Yani onlar sadece en uygun seçil olarak (hücre de temel olarak yuvarlaktır) yuvarlak olarak oluştururlar ancak bunlar her taraftan birbirlerini sıkıştırınca altıgene benzer şekiller ortaya çıkar."

Bu bilgi yanlıştır. Ben en az on-beş senedir doğanın içinde biri olarak, kovanları ve arıları da olan biri olarak şunu söyleyebilirim ki bu bilgi kesinlikle yanlıştır. Zira bazı yaban arıları vardır ve bu arılar çok küçük gruplar halinde toplamda 4-5 petek oluşturabiliyorlar hatta 3 tane oluşturduklarını da gördüm ve hepsi altıgendir. Bunlar bir birlerine bir baskı yapıyor olamazlar...
 

Majeste

Profesör
Katılım
7 Mart 2007
Mesajlar
1,953
Reaksiyon puanı
21
Puanları
0
Ben genel itibariyle artık bu konulara cevap vermiyorum ama, yaşadığım çevre itibariyle şu yazmış olduğun bilgiye bir cevap vereceğim:

"Altıgen olayı insanların çokça kullandığı bir konudur ve yanlış anlaşılmaktadır. Şöyleki, incelendiğinde altıgen olmayan petekler de olacaktır ancak peteklerin çoğunun altıgen olması, oluşturulan yuvarlak peteklerin birbiri ile sıkışmaları sonucu yaptıkları kuvvet sebebiyledir. Yani onlar sadece en uygun seçil olarak (hücre de temel olarak yuvarlaktır) yuvarlak olarak oluştururlar ancak bunlar her taraftan birbirlerini sıkıştırınca altıgene benzer şekiller ortaya çıkar."

Bu bilgi yanlıştır. Ben en az on-beş senedir doğanın içinde biri olarak, kovanları ve arıları da olan biri olarak şunu söyleyebilirim ki bu bilgi kesinlikle yanlıştır. Zira bazı yaban arıları vardır ve bu arılar çok küçük gruplar halinde toplamda 4-5 petek oluşturabiliyorlar hatta 3 tane oluşturduklarını da gördüm ve hepsi altıgendir. Bunlar bir birlerine bir baskı yapıyor olamazlar...

Bununla ilgili bir fotograf sağlayabilirsen, daha net bir şekilde tartışabiliriz. Çünkü, o peteklerin ne durumda olduklarını bilmiyoruz. Belki de onlar daha büyük bir parçaydı ve diğer parçaları alındı. Eğer yapımından itibaren gözlemlediysen ve sonunda sadece 3 tane peteği altıgen şeklinde yaptıysalar, bunu resmedip, bu konuda yapılan çalışmalara katkıda bulunabilirsin.

Ben sana ayrıca kraliçe (ana) arının tek bir ayrı petekte geliştiğini ve bu peteğin altıgen olmadığını, düzensiz olduğunu hatırlatmak isterim. Eğer bu hayvanlar hepsini altıgen şeklinde oluşturuyorsalar, bu petek de aynı şekilde olmalıydı.
 

mcht_z

Asistan
Katılım
12 Kasım 2010
Mesajlar
239
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Kraliçe arının geliştiği petek çok daha farklı. Bir petekten ziyade ona arıcılıkta "meme" diyorlar. Bir fotoğraf da sağlamaya çalışacağım... Eğer bulabilirsem birkaç petekten oluşan ufacık bir petek topluluğunu buraya koyacağım... Bu bilgiden 0 eminim...

---------- Post added at 22:05 ---------- Previous post was at 21:48 ----------

Bakın bahsettiğim bu türden bir şey. Gerçi burada yaklaşık on küsur petek var. Aslında iddiama yeterli olsa da ben çok daha küçüğünü bulup bizzat resmini çekip buraya koymaya çalışacağım...

f0w12.jpg
 
Üst