*SiRiNe*
Dekan
- Katılım
- 22 Kasım 2007
- Mesajlar
- 5,336
- Reaksiyon puanı
- 2
- Puanları
- 0
Aynen böyle demek istiyorum.
Zaten diyorum.
Oysa ben Allah’ ın adını teröre karıştırmak istemiyorum.
Haberler, fotoğraflar, görüntüler... Bakarken hem ağlayıp hem küfrediyorum.
Aslında çok da bakamıyorum, inanın yüreğim kaldırmıyor.
Kimin kaldırır ki!
Bütün bunların olmamış olmasını istiyorum.
Artık yeter!
İsyan ediyorum.
İsyan!
Hiçbirimizin dayanacak gücü kalmadı.
Ne güçlü milletmişiz be kardeşim!
Bunları söylüyorum; ama teröre yenik düşmüş olmak da istemiyorum.
Kabul edemiyorum.
“Böyle söyleme Yonca, iyi şeyler düşün Yonca,” diyorum. İyi şeyler var hala, onları yaz, onlara odaklan...” Ama çok zorlanıyorum, çoook.
Ne o fotoğraflara bakacak yüreğim var, ne de acı içindeki insanlara söyleyecek sözüm.
Hepimiz acı içindeyiz, her birimiz.
Sözde yaz gelmiş; hani mutlu mevsim, eğlenceli mevsim dersiniz... Oysa bizim halimize bakın!
İnsancıklar bu tatil havasında, (sanki insanda tatil yapacak hal kalır bu ülkede!) iki arada bir derede mutlu olmaya çabalarken,
Esnaf belki yüzü gülecek diye kös kös beklerken,
Onca politik ve ekonomik sıkıntıya rağmen hepimiz ayakta durmaya, dayanmaya çalışırken...
Esnaf neredeyse kepenk kapatacak kadar bunalacak, tek müşteriye şükredecek, işler o kadar duracak, insanların içini karalar bağlayacak,
O da yetmeyecek,
Ülkede zan altında kalmayan bir tek ağaçlar ve böcekler kalacak -ki onlar da iktidara yakın olmak durumunda-
Düşünün hele...
Bütün bunlar yetmeyecek,
Ülkede bir de terör esecek!
Başımıza gelmedik daha ne kaldı bilmiyorum.
Artık,
Enayi gibi kandırılmaktan,
Aptal yerine konulmaktan,
Her şey güllük gülistanlıkmışcasına yaşamaya çalışmaktan bıktım.
Bir ülke bu kadar mı sömürülür, bu kadar mı çıkmaza sokulur, bu kadar mı zavallı hale düşürülür!
İnsanlar bu kadar kolay mı harcanır,
Oyunlar bu kadar mı sığ oynanır,
Öfke bu kadar mı pompalanır,
Nefret bu kadar mı iyi pazarlanır...
Pes diyorum!
Hangi birine yanıp neye, kime kızmalı...
Cevabını inanın bilmiyorum.
Oyunların, ince hesapların kurbanı olup
Her sohbetimizin konusunun bunlar olmasından ve bir tek çözüme ulaşamamış olmaktan da nefret ediyorum.
Vallahi de bıktım, billahi de bıktım.
Seyrederken bizi, düştüğümüz hali...
Kafamı duvarlara vurmak istiyorum.
Bir şekilde dayanıp ayakta duracağız elbet...
Ümid ediyorum.
Herkese,
Hepimize,
Sabır diliyorum.
Yonca TOKBAŞ
Zaten diyorum.
Oysa ben Allah’ ın adını teröre karıştırmak istemiyorum.
Haberler, fotoğraflar, görüntüler... Bakarken hem ağlayıp hem küfrediyorum.
Aslında çok da bakamıyorum, inanın yüreğim kaldırmıyor.
Kimin kaldırır ki!
Bütün bunların olmamış olmasını istiyorum.
Artık yeter!
İsyan ediyorum.
İsyan!
Hiçbirimizin dayanacak gücü kalmadı.
Ne güçlü milletmişiz be kardeşim!
Bunları söylüyorum; ama teröre yenik düşmüş olmak da istemiyorum.
Kabul edemiyorum.
“Böyle söyleme Yonca, iyi şeyler düşün Yonca,” diyorum. İyi şeyler var hala, onları yaz, onlara odaklan...” Ama çok zorlanıyorum, çoook.
Ne o fotoğraflara bakacak yüreğim var, ne de acı içindeki insanlara söyleyecek sözüm.
Hepimiz acı içindeyiz, her birimiz.
Sözde yaz gelmiş; hani mutlu mevsim, eğlenceli mevsim dersiniz... Oysa bizim halimize bakın!
İnsancıklar bu tatil havasında, (sanki insanda tatil yapacak hal kalır bu ülkede!) iki arada bir derede mutlu olmaya çabalarken,
Esnaf belki yüzü gülecek diye kös kös beklerken,
Onca politik ve ekonomik sıkıntıya rağmen hepimiz ayakta durmaya, dayanmaya çalışırken...
Esnaf neredeyse kepenk kapatacak kadar bunalacak, tek müşteriye şükredecek, işler o kadar duracak, insanların içini karalar bağlayacak,
O da yetmeyecek,
Ülkede zan altında kalmayan bir tek ağaçlar ve böcekler kalacak -ki onlar da iktidara yakın olmak durumunda-
Düşünün hele...
Bütün bunlar yetmeyecek,
Ülkede bir de terör esecek!
Başımıza gelmedik daha ne kaldı bilmiyorum.
Artık,
Enayi gibi kandırılmaktan,
Aptal yerine konulmaktan,
Her şey güllük gülistanlıkmışcasına yaşamaya çalışmaktan bıktım.
Bir ülke bu kadar mı sömürülür, bu kadar mı çıkmaza sokulur, bu kadar mı zavallı hale düşürülür!
İnsanlar bu kadar kolay mı harcanır,
Oyunlar bu kadar mı sığ oynanır,
Öfke bu kadar mı pompalanır,
Nefret bu kadar mı iyi pazarlanır...
Pes diyorum!
Hangi birine yanıp neye, kime kızmalı...
Cevabını inanın bilmiyorum.
Oyunların, ince hesapların kurbanı olup
Her sohbetimizin konusunun bunlar olmasından ve bir tek çözüme ulaşamamış olmaktan da nefret ediyorum.
Vallahi de bıktım, billahi de bıktım.
Seyrederken bizi, düştüğümüz hali...
Kafamı duvarlara vurmak istiyorum.
Bir şekilde dayanıp ayakta duracağız elbet...
Ümid ediyorum.
Herkese,
Hepimize,
Sabır diliyorum.
Yonca TOKBAŞ