Sürünen şeyler

*SiRiNe*

Dekan
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Demet Akbağ soruyor: “En popüler dört yanıtı arıyoruz. Yüz kişiye sorduk. Sürünen bir şey söyleyiniz!”

Bu yarışmayı (Familien Duell) Almanya’da yaşadığım yıllarda sabahları bayılarak izlerdim. Kendimi hep o Alman sunucunun yerine koyar “vay be adam dokuz senedir bunu sunuyor başka da bir şey yapmıyor” diye gıpta ederek, çok neşeli, çok sabırlı, çok komik hallerine bir sebep bulmaya çalışırdım. Neyse, şimdi gecenin bir yarısı uykum kaçmış, kanallar arasında dolaşırken “aileler yarışıyor”un Türk versiyonunu görünce hemen durdum. Demet o sırada işte o soruyu sordu. Yarışmayı bilen biliyordur, bir aileden beş kişi bir araya geliyor ve bir ekip kuruyor. Yüz kişiye sorulan soruların en popüler yanıtlarını bulmak için karşılıklı iki takım yarışıyor. Çok şeker, çok eğlenceli bir yarışma. Ancak...

Size bana sürünen bir şey söyleyin desem ne dersiniz? “Yılan” en popüler yanıt olarak ilk sırada. Siz de bu yanıtı verirsiniz eminim. Nitekim takımlardan biri üniversite öğrencisi genç kuzenlerden oluşuyordu ve butona hızla basıp “yılan” yanıtını verip ve öncelik hakkını aldılar. Geriye kalan üç yanıtı bulmaları gerekiyordu. İkinci yanıtı “parfüm” olarak verdiler. Demet Akbağ tekrar etti: “SÜRÜNEN bir şey söyleyiniz!” yarışmacı kendinden gayet emin bir şekilde “Parfüüüm. Hani vardır ya, süründüm çıktım filan, öyle yani” Demet içini çekerek yanıtı tekrar etti ve doğal olarak ilk eksilerini aldılar. Sonraki yarışmacı “krem” dedi. Demet Akbağ sevecen ve sabırlı bir ifadeyle “bakınız, sürünen bir şey soruyoruz, sürdüğünüz bir şey değil” dedi. Yarışmacı “e parfüm sürünüyorsa krem de sürünebiliriz” dedi. Demet bu diyaloğun peşini bıraktı ve yanıtı tekrar etti. İkinci eksi puanlarını aldılar. Üçüncüde de doğru yanıtı bulamazlarsa hak karşıya geçtiğinden çok dikkatli yanıt vermeleri gerekiyordu. Üçüncü yarışmacı “sürüngen” yanıtını verdi ve söz hakkı karşı takıma geçti. Yanılmıyorsan onlardan biri de “güneşyağı” türevinden bir öneri de bulundu ama takım kaptanları “kertAnkele” diyerek en popüler ikinci yanıtı bulmak kaydıyla puanları topladı.

Mezuniyetlerine az bir zaman kalmış olan bu şeker, sevimli, güzel, yakışıklı üniveriste öğrencilerinin “sürünmek-sürmek ve sürülmek” fiillerinden bihaber olmasının sorumlusu sizce kim? Gençleri her şeyde “cahiller, tembeller, okumuyorlar, merak etmiyorlar, sormuyorlar” diyerek suçlayalım en kolayı bu ama sorumlusu kim? Önümüzdeki yıl tezini yazacak olan bu genç adam parfümün sürünmediğini ne zaman anlayacak? Parfümü, kremi, yağı “sürersin!” Ardahan’a, Van’a, Halep’e “sürülürsün!” Bir de yerlerde sürünürsün ki en popüler son yanıt hadisenin açıklmasıydı. Şöyle ki:

Sürünen dört şeye verilen en popüler dört yanıt: Yılan, kertenkele, timsah ve ÖĞRENCİ!

Eh, “tabii ki” yerine sürekli “tabi ki DE” diyen ve bu saçma ikinci eki nasıl olup da diline yerleştirdiğine inanamadığım o kadar çok basın ve televizyon ünlüsü var ki... Ne fiiller, ne tanımlar, ne ekler gördük son on yılda kötü İngilizceden berbat Türkçeye dönüşen.

Bu yazıya başlamadan önce bir arkadaşıma elektronik posta gönderdim. Arabayla İtalya turuna çıkacakmış, benden otel, restoran, mekân önerileri istedi. Bir restoranın adını anımsayamadım ve yardımcımdan filanca ceketin cebindeki üzerinde yabancı yazılar olan kibriti getirmesini istedim. Her yerden toparladığı bir tomar kibritle geldi. Evet hepsinin üzerinde yabancı isimler vardı haklıydı. Les Ambassadeurs, Zuma, Fishmekan, Poseidon, Da Mario, Mezzaluna, Sunset, La Favorita, The Plaza, Happily ever after... Bunların hepsi İstanbul’daki restoranlar... Ne Türkçesi, neyin peşindeyim, deli miyim neyim?

Beni support etmeyen bir public ve daha önemlisi bir “trend” varken dışarıda benimki abesle iştigal! Hakikaten sürünüyoruz...


İclal AYDIN
 
Üst