Serdar ÇALIŞKAN
Öğrenci
- Katılım
- 10 Şubat 2008
- Mesajlar
- 2
- Reaksiyon puanı
- 0
- Puanları
- 0
Su Damlası
Şimdi nerede olduğunu bilmiyordu? İlk yolculuk anını hatırladı. Dev dağlar gibi olan dalgalar arasında birden bire havalanmış rüzgar atına binmişti. Ne çok su damlası vardı yanında. Nereye gidiyorlardı?
O da arkadaşları da bilmiyordu. Uzun bir yolculuk mu olacak kısa bir yolculuk mu olacaktı? Yanından geçen kuşlara baktı. Belki onlar gittikleri yeri bilebilirlerdi. Ama sorusunu nasıl soracaktı. Kuşlar o sorusunu soramadan süzülüp gittiler. Yeryüzündeki her şey minnacık gözüküyordu, tıpkı kendisi gibi. Az sonra bir titreme aldı kendisini ve aşağı doğru süzüldüğünü fark etti; ama kanatları yoktu. Buralara kadar nasıl gelmiş ve nasıl iniyordu? Toprağa düştü. Ondan sonra karanlık karanlık…işte şimdi nerede olduğunu bilmediği yerdeydi. Hareket başladı su damlası hareket ediyordu. Işığı gördü rahatladı –yaşasın ışık ışık dedi ve düştü toprağa benzer bir yere. burası toprak değildi ama topraktaki gibi çatlaklar burada da vardı. Bir mendile yapıştı su damlası. Düştüğü yeri daha iyi görebilmişti. Ağlayan yaşlı bir adamın yüzüne düşmüştü. Canlılığa vesile olan su damlası üzüldü. –Neden ağlıyordu bu adam? Hiçbir zaman bilemeyecekti tıpkı kuşlara soramadığı nereye gidiyoruz sorusunun cevabı gibi….
Şimdi nerede olduğunu bilmiyordu? İlk yolculuk anını hatırladı. Dev dağlar gibi olan dalgalar arasında birden bire havalanmış rüzgar atına binmişti. Ne çok su damlası vardı yanında. Nereye gidiyorlardı?
O da arkadaşları da bilmiyordu. Uzun bir yolculuk mu olacak kısa bir yolculuk mu olacaktı? Yanından geçen kuşlara baktı. Belki onlar gittikleri yeri bilebilirlerdi. Ama sorusunu nasıl soracaktı. Kuşlar o sorusunu soramadan süzülüp gittiler. Yeryüzündeki her şey minnacık gözüküyordu, tıpkı kendisi gibi. Az sonra bir titreme aldı kendisini ve aşağı doğru süzüldüğünü fark etti; ama kanatları yoktu. Buralara kadar nasıl gelmiş ve nasıl iniyordu? Toprağa düştü. Ondan sonra karanlık karanlık…işte şimdi nerede olduğunu bilmediği yerdeydi. Hareket başladı su damlası hareket ediyordu. Işığı gördü rahatladı –yaşasın ışık ışık dedi ve düştü toprağa benzer bir yere. burası toprak değildi ama topraktaki gibi çatlaklar burada da vardı. Bir mendile yapıştı su damlası. Düştüğü yeri daha iyi görebilmişti. Ağlayan yaşlı bir adamın yüzüne düşmüştü. Canlılığa vesile olan su damlası üzüldü. –Neden ağlıyordu bu adam? Hiçbir zaman bilemeyecekti tıpkı kuşlara soramadığı nereye gidiyoruz sorusunun cevabı gibi….