- Katılım
- 30 Mayıs 2007
- Mesajlar
- 6,902
- Reaksiyon puanı
- 181
- Puanları
- 1,243
(Bir önceki sayfanın mesajlarını daha önce okursanız daha iyi olur.)
Yazılara parça parça olduğundan ötürü parça parça cevap veriyorum ve malesef kopmalar başlıyor.
İslam dünyası sadece Türkiye ile sınırlı değil dediğim zaman, daha önceki yazımı yine gözden kaçırmış olduğunuzu görüyorum. Çünkü bilginin "ülke bazında" aranmaması gerektiğini söylemiştim. Oysa hangi ülkeleri örnek alabileceğimizi sormuşsun sevgili arkadaşım. Örnek alabileceğimiz ve tamamı süper harika olan bir tek ülke bile yok. O yüzden bilgiye bilgi bazında yaklaşalım, ülke veya kişi bazında değil. İslam dünyasından kasıt olarak da "yer-mekan" anlamayalım. İslam dünyasından kasıt insanlar topluluğudur. Sen "İslam dünyasının kabul ettiği kitap" dediğin zaman bu sanki "İslam'ın görüşü budur" anlamına gelen bir iddia taşıyordu. Ben o cümleyi sadece buna istinaden söyledim.
demişsin ama ben Kur'anda kadının dövülmesini bildiren hiç bir ayete rastlamadım? Eğer bu konuda ayetler var dediğin ayetleri yazabilirsen ayrıca konuşabiliriz. Bir de peygamberinin cinsel hayatını konuşan bir topluluk da düşünemiyorum doğrusu. Yani müslüman halkın cehaletini İslam'ın kendisine karşı kullanırsanız, yarın size de daha önceden söylediğim cümleyi kanıt olarak getirirler: "Ateistlerin tamamına yakını ahlaksız, kötü ve pis insanlar, o halde siz haklı değilsiniz" derler; ki bu da mantıkla bağdaşmaz. O yüzden, kendi kafasından peygambere cinsel hayat biçenleri bir kenara itelim.
Öyle uydurma rivayetler okuyorum ki bu konuda, benim bile yüzüm kızarıyor, bir peygamberin nasıl yüzü kızarmaz diyorum. Bırak peygamberi, normal bir insan bile söz ettiğim o uydurma rivayetlerdeki gibi davranmaz.
--
Sevgili arkadaşım, dediğim gibi, bence modern düşüncenin eşitlik anlayışından yanlış etkilenmişsiniz.
"Öyle ağır ki, hiç bir erkek kaldıramaz" dediğim olay için empati talebinde bulunmuşsun. Dört kadınla evlenmek kaidesiz ve süresiz bir ruhsat gibi algılanmış ve hatta Arabistan'da bir çok kişi bunu "fırsat" bilmiştir yazık ki. Oysa aklı başında alimler, bunu sakın ola yapmayın diyor bugünlerde. Hatta yıllar öncesinde de. Bu konuda "tam" bir empati, erkek ve kadının "tam" eşitliği ile mümkün olur. Oysa sen kendin de söyledin kadın ve erkek arasında farklar olduğunu. Örneğin yine Arabistan'da hırsızlık iddasında bulunulan kişinin eli bileğinden kesilir. Oysa İslam bu cezanın verilebilmesi için o kadar ağır şartlar koymuş ki, o şartların hepsini taşıyıp da peygamber zamanında eli kesilen bir kişiyi bile hatırlamıyorum! Oysa hırsızlık o zaman da vardı! Üstelik de Araplar hüküm gereğini de bilmedikleri için insanlara eziyet ederek elleri bileklerinden kesiyorlar. Siz ise malesef bu tür olguları İslam'dan değil, etrafınızdan aldığınız için İslam'a bir eleştiri olarak yöneltiyorsunuz. Bir noktaya kadar bunu makul karşılıyorum kendimi sizin yerinize koyup empati yapınca. Bu konu bizi başa döndürecek bunu da biliyorum, dedim ya, araştırmanızın sonlanacağı yer burası değil. Çünkü nehrin kaynağına gitmek yerine "bak işte görüyorum nehirde pislik var" demeyi tercih ediyorsunuz.
"Kadın ve erkek tamamen eşittir" demek, kadın ve erkeğin doğasını reddetmektir. Yani inanç bir kenara dursun, yaratıcı da dursun, insanın kendi içine bakarak görebileceği bir şey bu. Zaten bunu kabul etmek için yaratıcıyı kabul etmek de şart değildir. Önceki mesajımdan anlamadığın yeri bu cümle ile daha açık ifade etmiş oldum sanırım.
Yazılara parça parça olduğundan ötürü parça parça cevap veriyorum ve malesef kopmalar başlıyor.

İslam dünyası sadece Türkiye ile sınırlı değil dediğim zaman, daha önceki yazımı yine gözden kaçırmış olduğunuzu görüyorum. Çünkü bilginin "ülke bazında" aranmaması gerektiğini söylemiştim. Oysa hangi ülkeleri örnek alabileceğimizi sormuşsun sevgili arkadaşım. Örnek alabileceğimiz ve tamamı süper harika olan bir tek ülke bile yok. O yüzden bilgiye bilgi bazında yaklaşalım, ülke veya kişi bazında değil. İslam dünyasından kasıt olarak da "yer-mekan" anlamayalım. İslam dünyasından kasıt insanlar topluluğudur. Sen "İslam dünyasının kabul ettiği kitap" dediğin zaman bu sanki "İslam'ın görüşü budur" anlamına gelen bir iddia taşıyordu. Ben o cümleyi sadece buna istinaden söyledim.
Sadece veda hutbesi değil sayın Elmacik, bu konuda ayetler var
demişsin ama ben Kur'anda kadının dövülmesini bildiren hiç bir ayete rastlamadım? Eğer bu konuda ayetler var dediğin ayetleri yazabilirsen ayrıca konuşabiliriz. Bir de peygamberinin cinsel hayatını konuşan bir topluluk da düşünemiyorum doğrusu. Yani müslüman halkın cehaletini İslam'ın kendisine karşı kullanırsanız, yarın size de daha önceden söylediğim cümleyi kanıt olarak getirirler: "Ateistlerin tamamına yakını ahlaksız, kötü ve pis insanlar, o halde siz haklı değilsiniz" derler; ki bu da mantıkla bağdaşmaz. O yüzden, kendi kafasından peygambere cinsel hayat biçenleri bir kenara itelim.

--
Sevgili arkadaşım, dediğim gibi, bence modern düşüncenin eşitlik anlayışından yanlış etkilenmişsiniz.

"Kadın ve erkek tamamen eşittir" demek, kadın ve erkeğin doğasını reddetmektir. Yani inanç bir kenara dursun, yaratıcı da dursun, insanın kendi içine bakarak görebileceği bir şey bu. Zaten bunu kabul etmek için yaratıcıyı kabul etmek de şart değildir. Önceki mesajımdan anlamadığın yeri bu cümle ile daha açık ifade etmiş oldum sanırım.