Bu kılıf bu minareye uymadı!
İZMİR Barosu eski başkanı Avukat Noyan Özkan, "bilgi edinme hakkı yasasından" yararlanarak, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e bir soru sormuş.
Soru malum: Hediyeler ne oldu?
Bu soruya Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı’nın verdiği yanıtı dün Milliyet’te Melih Aşık’ın köşesinde okudum.
Özetle deniliyor ki: "Bu hediyeler devleti temsilen Cumhurbaşkanı’nın şahsına verildi, bu hediyelerin kayda geçirilmesi konusunda yerleşmiş standart bir uygulama yok, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu, Mal Bildiriminde Bulunulması Yönetmeliği ve Devlet Memurları Kanunu, cumhurbaşkanlarını bağlamaz!"
Üç ana iddia var, yanıt bekleyen.
1- Evet, yabancı devlet adamları veya yerli kişi ve kuruluşlar bu armağanları Abdullah Gül’e Cumhurbaşkanı olduğu için veriyorlar. Bıyıklarını beğendikleri için değil. Burada aynı fikirdeyim. Ama hediyelerin şahsına verildiği yorumu hiçbir şeye uymuyor. Abdullah Gül’e verilen hediyeler Abdullah Gül’ün şahsında Türkiye Cumhuriyeti’ne veriliyor. Bu nedenle hediyeler Gül ve ailesine değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne aittir.
2- Standart uygulama olmaması iddiası doğru değil. Son iki cumhurbaşkanı hayattalar. Bakın bakalım kendilerine o dönemde verilen hediyeler nerede duruyor? Alıp evlerine götürmüşler mi? Ahmet Necdet Sezer’in, görevden ayrılırken geride bıraktığı hediyelerin listesi yeni yayımlandı, mürekkebi bile kurumuş değil.
3- Bir ülkenin yasalarının o ülkenin cumhurbaşkanını bağlamayacağı iddiası ise bana "Keskin zeká keramete kıç attırır" atasözünü hatırlatıyor. Genel Sekreter Yardımcısı kusura bakmasın ama hangi okulun arka kapısından çıktığını merak ettim. Cumhurbaşkanı’nın "sorumsuzluğu" konusu başka, bir ülkenin yasalarına her vatandaşın uyma mecburiyeti başka bir konudur. Üstelik cumhurbaşkanının yasalara uyması sadece bir zorunluluk değil aynı zamanda işgal ettiği makama kendisinin duyması gereken saygıdan kaynaklanır, ahlaki değerlerden güç alır.
Sonuç: Bu yanıtlar olmadı. Sözü dolaştırmayı bırakıp yanıt vermelisiniz. Suudi Arabistan Kralı’nın, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın eşlerine getirdiği değerli armağanlar ne oldu? Nasıl bir işlem yapıldı? Eğer yapıldıysa, bu işlemin yapılış tarihi nedir?
Kaynak http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/8561830.asp?yazarid=148&gid=61&sz=10977
İZMİR Barosu eski başkanı Avukat Noyan Özkan, "bilgi edinme hakkı yasasından" yararlanarak, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e bir soru sormuş.
Soru malum: Hediyeler ne oldu?
Bu soruya Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı’nın verdiği yanıtı dün Milliyet’te Melih Aşık’ın köşesinde okudum.
Özetle deniliyor ki: "Bu hediyeler devleti temsilen Cumhurbaşkanı’nın şahsına verildi, bu hediyelerin kayda geçirilmesi konusunda yerleşmiş standart bir uygulama yok, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu, Mal Bildiriminde Bulunulması Yönetmeliği ve Devlet Memurları Kanunu, cumhurbaşkanlarını bağlamaz!"
Üç ana iddia var, yanıt bekleyen.
1- Evet, yabancı devlet adamları veya yerli kişi ve kuruluşlar bu armağanları Abdullah Gül’e Cumhurbaşkanı olduğu için veriyorlar. Bıyıklarını beğendikleri için değil. Burada aynı fikirdeyim. Ama hediyelerin şahsına verildiği yorumu hiçbir şeye uymuyor. Abdullah Gül’e verilen hediyeler Abdullah Gül’ün şahsında Türkiye Cumhuriyeti’ne veriliyor. Bu nedenle hediyeler Gül ve ailesine değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne aittir.
2- Standart uygulama olmaması iddiası doğru değil. Son iki cumhurbaşkanı hayattalar. Bakın bakalım kendilerine o dönemde verilen hediyeler nerede duruyor? Alıp evlerine götürmüşler mi? Ahmet Necdet Sezer’in, görevden ayrılırken geride bıraktığı hediyelerin listesi yeni yayımlandı, mürekkebi bile kurumuş değil.
3- Bir ülkenin yasalarının o ülkenin cumhurbaşkanını bağlamayacağı iddiası ise bana "Keskin zeká keramete kıç attırır" atasözünü hatırlatıyor. Genel Sekreter Yardımcısı kusura bakmasın ama hangi okulun arka kapısından çıktığını merak ettim. Cumhurbaşkanı’nın "sorumsuzluğu" konusu başka, bir ülkenin yasalarına her vatandaşın uyma mecburiyeti başka bir konudur. Üstelik cumhurbaşkanının yasalara uyması sadece bir zorunluluk değil aynı zamanda işgal ettiği makama kendisinin duyması gereken saygıdan kaynaklanır, ahlaki değerlerden güç alır.
Sonuç: Bu yanıtlar olmadı. Sözü dolaştırmayı bırakıp yanıt vermelisiniz. Suudi Arabistan Kralı’nın, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın eşlerine getirdiği değerli armağanlar ne oldu? Nasıl bir işlem yapıldı? Eğer yapıldıysa, bu işlemin yapılış tarihi nedir?
Kaynak http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/8561830.asp?yazarid=148&gid=61&sz=10977