murad_dördüncü
Asistan
- Katılım
- 8 Ekim 2020
- Mesajlar
- 459
- Reaksiyon puanı
- 551
- Puanları
- 93
- Yaş
- 32
Herkese selamlar.
Soru basit aslında.
Bekar erkekler için bu devirde zinaya düşmemek mümkün mü?
Mümkünse nasıl?
Hepimiz yiyoruz, içiyoruz ve uyuyoruz. Yani nefsimizin uyanmasını veya en azından canlı kalmasını sağlayan bu aktiviteleri her gün yapıyoruz. Ve nefs canlı kalıyor.
Dışarıya çıkıyoruz veya sosyal medyada dolaşırken yarı çıplak, güzel, çekici, alımlı ve bakımlı bir kız görüyoruz. Ve halihazırda canlı olan nefs uyanıyor.
Uyanan nefs beyne sinyal gönderiyor. Karmakarışık bir yapıya sahip olan beyin, hayaller ve fanteziler kurmaya başlıyor. Bunu siz istemiyorsunuz, dikkatini başka şeylere vermeye çalışıyorsunuz ama beyin işte, bir kere başladı ya bitirecek o hayali bir şekilde.
Bir zaman sonra kendi kendinize sorular sormaya başlıyorsunuz. Hayaller neden hayaller olarak kalmalı ki?
Aslında bu soru tıpkı Alice Harikalar Diyarı’ndaki Şapkacı’nın (Mad Hatter) arada Alice’e sorduğu “Bir kuzgun neden çalışma masasına benzer? - Why is a raven like a writing desk?” sorusu kadar saçma ve anlamsızdır ama aslında derin düşününce bir o kadar da anlamlıdır. Nitekim Lewis Carroll’ın da okurlarına bunu hissettirmek istemesi değil miydi nihai amacı?
Velhasılıkelam, işte o hayaller, hayaller olarak kalmayabiliyor.
Sizler ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi belirtebilirsiniz.
Görüşlerinizi belirtirken gerçek hayatı ve günümüz dünyasını baz alarak belirtiniz.
Soru basit aslında.
Bekar erkekler için bu devirde zinaya düşmemek mümkün mü?
Mümkünse nasıl?
Hepimiz yiyoruz, içiyoruz ve uyuyoruz. Yani nefsimizin uyanmasını veya en azından canlı kalmasını sağlayan bu aktiviteleri her gün yapıyoruz. Ve nefs canlı kalıyor.
Dışarıya çıkıyoruz veya sosyal medyada dolaşırken yarı çıplak, güzel, çekici, alımlı ve bakımlı bir kız görüyoruz. Ve halihazırda canlı olan nefs uyanıyor.
Uyanan nefs beyne sinyal gönderiyor. Karmakarışık bir yapıya sahip olan beyin, hayaller ve fanteziler kurmaya başlıyor. Bunu siz istemiyorsunuz, dikkatini başka şeylere vermeye çalışıyorsunuz ama beyin işte, bir kere başladı ya bitirecek o hayali bir şekilde.
Bir zaman sonra kendi kendinize sorular sormaya başlıyorsunuz. Hayaller neden hayaller olarak kalmalı ki?
Aslında bu soru tıpkı Alice Harikalar Diyarı’ndaki Şapkacı’nın (Mad Hatter) arada Alice’e sorduğu “Bir kuzgun neden çalışma masasına benzer? - Why is a raven like a writing desk?” sorusu kadar saçma ve anlamsızdır ama aslında derin düşününce bir o kadar da anlamlıdır. Nitekim Lewis Carroll’ın da okurlarına bunu hissettirmek istemesi değil miydi nihai amacı?
Velhasılıkelam, işte o hayaller, hayaller olarak kalmayabiliyor.
Sizler ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi belirtebilirsiniz.
Görüşlerinizi belirtirken gerçek hayatı ve günümüz dünyasını baz alarak belirtiniz.