Toplumumuz Neden Kitap Okumaz?

sdnxx

Asistan
Katılım
5 Ocak 2010
Mesajlar
288
Reaksiyon puanı
10
Puanları
0
Toplumumuz neden kitap okumaz?

Okuma denildiği zaman hemen insanımız Japonlarla karşılaştırılır, oranlar verilir. Doğrusu bu verileri ve karşılaştırmaları çok sağlıklı bulmuyorum. Çünkü bu tür kıyaslamalarda insanımız üstü kapalı aşağılanır.

Oysa meselenin özü, insanımızın neden okumadığıdır. Geriye bakıp, insanımızın okumaması için yapılanları görünce, ‘herhalde Japonlar kesinlikle kitabın yanına yanaşmazdı.’ diye düşünmeden edemiyor insan.

Bizim toplumumuzun okumaması için statükocu zihniyet elinden geleni yapmış geçmişte. Çünkü milletimiz kırmızı, aksiyoner bir millet olduğu için onu elde tutmanın tek çaresi cahil bırakmaktır. Bu millet okumaya, düşünmeye başladığı zaman statükocu zihniyet sonunun geleceğini düşünmüş hep. Günümüzdeki kavganın sebeplerinden en önemlisi de budur aslında. İinsanımızın bir kısmının statükonun haksızlıklarına, yaptığı alengirli işlere bakarak ona diklenmesinin en önemli sebebi okuyarak kendisine gelmesidir. Buradaki okumaktan kasıt; hür iradeyle bilgi verici, ufuk açıcı bireysel okumalardır.

12 Eylül darbesinden sonraki manzarayı yaşı kırkın üzerinde olan herkes iyi hatırlar. Her gün onlarca terörist yakalanır tek kanal olan TRT de gösterilirdi. Resim şuydu:

Saçı sakalı birbirine karışmış teröristler sıra sıralanmış, onların önüne silahlar, en öne de kitaplar dizilmiş olurdu. Bunun anlamı şuydu:

BU terörist, kitap okudu sonra da eline silah aldı terörist oldu. İşte sonun da böyle oldu. Cunta, üstü kapalı topluma ‘kitap okumayın’ diyordu. Okuyacaksanız da beninim yazdırdığım resmi tarih vs gibi kitapları okuyun. Okullardaki öğretmenler öğrenciye kitap tavsiye eder hale gelmişlerdi. Çünkü tavsiye ettiği kitap öğretmenin başına iş açabilirdi. Nihayetinde öğrenciye kitap okuttuğu için birçok öğretmen soruşturma geçirip ceza aldılar. Öğretmenlerdeki bu korku hâlâ da kısmen devam etmektedir.

Biraz daha geçmişe gidersek, sayısız Osmanlı eserinin milli şef döneminde imha edildiğini görürüz. Özellikle milli Şef döneminde kitap okumak cesaret isteyen bir eylem olmuş. Üç kişi bir araya gelip Kuran okuyamaz olmuş insanlar. Kimisi buna itiraz edebilir bunun hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Dedesi evinin alt katında üç kişi birlikte Kuran okuduğu için üç ay hapis yatmış birisi olarak bunun canlı şahidiyim. Sadece Risale-i Nur okuduğu için bu ülkede 60 binin üzerinde insan yargılandı, cezaevlerine kondu. Daha yeni yaşadığımız 28 şubat döneminde birçok kamu görevlisi okuduğu kitaplardan dolayı sürgün edilmiştir. Hatta yerinden sürülmek istenen kimi kamu görevlilerinin masasının gözüne ideolojik kitap atılıp sürgün edildiği bir gerçek. Kimse buna da itiraz etmesin bunun da canlı tanığıyım. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün

Aslında Cunta zihniyetinin kitap düşmanı olması çok normaldir. Çünkü dünyadaki bütün toplum mühendisleri önce toplumların zihinlerini kontrol altına almak ister. Tarih boyunca da böyle olmuştur. Daha yakın bir geçmişte Irak’ı işgal eden Amerikan askerlerinin günlerce dünyanın en zengin kütüphanelerine sahip olan Bağdat kütüphanelerinin yağmalanmasına, yakılmasına seyirci kalması hatta el altından teşvik etmesi manidar değil midir? Hatta Moğol istilalarında ilk önce şehirlerdeki (Bağdat-SİVAS) kütüphanelerin yakılıp yıkılması da buna bir örnektir.

Uzak geçmişte olduğu gibi yakın geçmişinde de bu ve bunun gibi badireleri atlatan bir toplumun, okumaması çok normal değil midir? Bundan dolayı okumayan insanlara kızamıyorum. Şimdilerde bir kavga haline gelen referandumda ‘’Evet’’ dememe rağmen, ‘’Hayır’’ diyenlere de hiç kızmıyorum. Üzerinde bunca oynanmış bir toplumun aklının karışık olması son derece normaldir. Zira okumayan bir toplum neye hayır neye evet dediğini bilemeyebilir hatta bundan dolayı kavga edebilir. Tıpkı şimdilerde olduğu gibi.

İyi okumalar

Arif AKPINAR
 
Üst