RTE'nin oğlu Burak Erdoğan'ın Sevim Tanürek'e çarptığı kaza

Bu konuyu okuyanlar

nagaracuga

Doçent
Katılım
4 Ocak 2008
Mesajlar
692
Reaksiyon puanı
493
Puanları
63
Bu hadise zaman zaman insanların kafalarını bulandırmak için kullanılmaya çalışılıyor. Seçim dönemlerinde veya bazı tartışmalarda bir bakıyorsunuz konuyu bu kazaya getirenler ve hatta "Sevim Tanürek Cinayeti" gibi ağır itham içeren ifadeler kullananlar olabiliyor.

Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Ahmet Burak Erdoğan'ın, şarkıcı Sevim Tanürek'e çarptığı kazada hatalı olmasına rağmen babasının nüfuzu ile serbest kaldığı iddia ediliyor.

O dönemde RTE'nin böyle bir nüfuzu var mıydı?

Kaza 28 Şubat Süreci olarak bahsedilen dönemin başladığı 28 Şubat 1997'den sonra 11 Mayıs 1998 tarihinde olmuş. Bu arada Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisi 6 Aralık 1997'de okuduğu şiirde geçen "minareler süngü, camiler kışlamız" gibi ifadelerden dolayı 11 Şubat 1998 tarihinde DGM savcılığı tarafından hakkında iddianame hazırlanarak "halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" suçlamasıyla karşı karşıya kalmıştır.

Benim hatırladığım o günlerde medyada ciddi bir Erbakan ve Erdoğan karşıtlığı vardı, hatta yanlış hatırlamıyorsam bazı televizyon kanallarında Erdoğan'ın kazanın izlerini sildirmek için belediyenin aracını gönderdiği iddia edilmişti.

Nüfuzunu kullandığı iddia edilen Recep Tayyip Erdoğan 26 Mart 1999 tarihinde yukarıda bahsi geçen şiir davası neticesinde hapse girmiş ve 24 Temmuz 1999 tarihinde tahliye edilmiştir. Bu ceza ile ilgili olarak Hürriyet Gazetesi'nde Recep Tayyip Erdoğan için "Muhtar bile olamaz" şeklinde başlık atılmıştır.

Ahmet Burak Erdoğan'ın mahkemede ifade verdiği tarih ise Ağustos 1999. Artık Recep Tayyip Erdogan İBB başkanı değildir ve kendisinden siyaseten bitmiş biri olarak bahsedilmektedir. Ayrıca kullanabileceği nüfuzu olsaydı kendisi şiir okumaktan hapse girip çıkar mıydı?

Mahkeme ile ilgili haber metninde şöyle bir detay var: "Geçen yıl 11 mayısta, Şişli Abide-i Hürriyet Caddesi’nde karşıdan karşıya geçerken Erdoğan’ın kullandığı 34 ABR 93 plakalı otomobile çarpması sonucu Tanürek hayatını kaybetmişti. Oğlu Cavit Ürek ile eşi Ahmet Ürek bir süre önce mahkemeye dilekçeyle başvurarak Erdoğan hakkındaki şikayetlerini geri almışlardı."

Mahkeme sonucunda Sevim Tanürek 8/8 kusurlu bulunmuştur.

Bu konuyu bulandırmak için ortaya atılan hatta Vikipediye bile eklenmiş olan şöyle bir iddia var:
"Ahmet Burak Erdoğan hakkında kusursuzluk raporu veren Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi’nin başındaki Eyüp Çakmak, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarında Türkiye Denizcilik İşletmeleri (TDİ) A.Ş.’ye genel müdürü olmuştur."

Burada bahsi geçen Eyüp Çakmak'ın öz geçmişi nasıldır?

1978-1980 arası Aydın Yün Mensucat Fabrikası İşletme Müdürü
1980-1985 arası YSE 1.Bölge Müdürlüğünde İçme Suları Bakım İşletme Şefi
1985-1996 arası Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinde Uzman Raportör
1996-2002 arası Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinde Daire Başkanı
olarak görev yapmış.

CV'sinde idarecilik/müdürlük bulunan birinin 2004 yılında Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürlüğü'nde Genel Müdür Yardımcısı olmasının sebebi güya Sevim Tanürek'i 8/8 kusurlu bulması olarak lanse edilmeye çalışılıyor. Halbuki bu tür görevleri ifa eden kimselerin daha sonra başka kurumlarda benzer görevlere getirilmesi yaygın bir durumdur.

Bu hadisenin üzerinden kaç seçim geçmiş olmasına rağmen hâlâ ısıtılıp tekrar gündeme getirilmesi de ayrı bir abes durum değil midir? RTE'nin oylarına % kaç etkisi olduğu zannediliyor acaba?
 
Son düzenleme:

MadResister

Doçent
Katılım
11 Mayıs 2019
Mesajlar
868
Reaksiyon puanı
394
Puanları
63
Hocam bu hadiseyi ilk BOLD Medya sayesinde öğrenmiştim. Hiç şaşırmıyorum.
 
Üst