Fetihler ve fatihler

Bu konuyu okuyanlar

Murataltug

Müdavim
Katılım
15 Ekim 2017
Mesajlar
5,873
Reaksiyon puanı
3,096
Puanları
113
Yaş
38
II. SELîM -TUNUSUN FETHİ
enfal.de.com dan alıntıdır

İkinci Selim Han zamanında İspanya’nın Tunus’tan elini çekmemesi yıllarca süren harplere sebep oluyordu. Cezâyir beylerbeyi Kılıç Ali Paşa Tunusa yürümüş ve 30.000 kişilik kuvvetle Hafsî Sultânı Mevlây Hamîd’i yenip, tunusu ikinci defâ fethetmişti. Kıbrıs Seferine katılma emri aldığından, Tunus’a Ramazan Beyi bırakarak donanmasıyla Kıbrıs Seferine katılmıştı.

İspanya Kralı Don Juan büyük bir donanmayla Tunusa yürüdü. İspanyolların sivil katliâma girişeceklerini anlayan Ramazan Bey, Kayrevân’a çekildi Tunus İspanyolların eline geçti (Ekim 1573). Don Juan, Tunus hükümdârlığını Mevlây Muhammed’e verip İspanya’ya döndü.

stratejik ehemmiyeti büyük olan Tunus’un, İspanyol hâkimiyetinde zulümkâr bir hükûmette olması, Akdeniz hâkimi Türkler için tehlikeydi. Bu sebeple 2. Selim Han, Tunus işinin hâlledilmesi için Kapdân-ı deryâ Kılıç Ali Paşa, ve kara serdârı Koca Sinan Paşayı Tunus’a gönderdi (15 Mayıs 1574). İki yüz ellinin üzerinde harp gemisi ve kırk-elli bin civârında askerden meydana gelen muhteşem Osmanlı donanması, Tunus önlerinde Halk-ul-Vâd Kalesine çıkarma yaptı.

İspanyolların zaptedilemez diye öğündükleri tunusun Halk-ul-Vad, kalesi fethedilip Mevlây Muhammed’le kale komutanı Don Pietro esir edilerek İstanbul’a gönderildi.Bastion Kalesinin fethiyle Tunus fethedildi Tunus, Cezâyir ve Trablusgarb gibi eyâlet hâline getirildi ve beylerbeyliğine Ramazan Paşa tâyin edildi. Ve Tunus’ta üç asırdan fazla sürecek olan Osmanlı idâresi başladı.
--- Gönderi Güncellendi ---
II. SELîM -TUNUSUN FETHİ
enfal.de.com dan alıntıdır

İkinci Selim Han zamanında İspanya’nın Tunus’tan elini çekmemesi yıllarca süren harplere sebep oluyordu. Cezâyir beylerbeyi Kılıç Ali Paşa Tunusa yürümüş ve 30.000 kişilik kuvvetle Hafsî Sultânı Mevlây Hamîd’i yenip, tunusu ikinci defâ fethetmişti. Kıbrıs Seferine katılma emri aldığından, Tunus’a Ramazan Beyi bırakarak donanmasıyla Kıbrıs Seferine katılmıştı.

İspanya Kralı Don Juan büyük bir donanmayla Tunusa yürüdü. İspanyolların sivil katliâma girişeceklerini anlayan Ramazan Bey, Kayrevân’a çekildi Tunus İspanyolların eline geçti (Ekim 1573). Don Juan, Tunus hükümdârlığını Mevlây Muhammed’e verip İspanya’ya döndü.

stratejik ehemmiyeti büyük olan Tunus’un, İspanyol hâkimiyetinde zulümkâr bir hükûmette olması, Akdeniz hâkimi Türkler için tehlikeydi. Bu sebeple 2. Selim Han, Tunus işinin hâlledilmesi için Kapdân-ı deryâ Kılıç Ali Paşa, ve kara serdârı Koca Sinan Paşayı Tunus’a gönderdi (15 Mayıs 1574). İki yüz ellinin üzerinde harp gemisi ve kırk-elli bin civârında askerden meydana gelen muhteşem Osmanlı donanması, Tunus önlerinde Halk-ul-Vâd Kalesine çıkarma yaptı.

İspanyolların zaptedilemez diye öğündükleri tunusun Halk-ul-Vad, kalesi fethedilip Mevlây Muhammed’le kale komutanı Don Pietro esir edilerek İstanbul’a gönderildi.Bastion Kalesinin fethiyle Tunus fethedildi Tunus, Cezâyir ve Trablusgarb gibi eyâlet hâline getirildi ve beylerbeyliğine Ramazan Paşa tâyin edildi. Ve Tunus’ta üç asırdan fazla sürecek olan Osmanlı idâresi başladı.
--- Gönderi Güncellendi ---
IV. MURÂD HAN enfal.de.com dan alıntıdır
REVAN SEFERİ

Murâd Han, Safevî saldırılarına karşılık ordunun başında 18 Mart 1635’te Revan Seferine çıktı zorbaları cezâlandırarak 27 Temmuz 1635’te Revana ulaştı. kuvvet, heybet ve dehşetinden ürkülen Sultan Murâd Hana ordu içinde büyük bir hürmet hissi uyandı. 28 Temmuz 1635 Revan kuşatmasında bütün muhârebe plânları tatbik edildi. Sultan Murâd Han ilk gece yaralanan askerleri ateş hattından geriye çektirerek hastahâne çadırlarında, tedâvi ettirdi top atışları askerleri coşturdu. Revanda Safevîler teslim olmak istediler.

8 Ağustos 1635’te Revan kalesi teslim alındı tâmir edilip, içine on iki bin asker ve cephâne konularak muhâfızlığına Vezir Murtaza Paşa bırakıldı. 11 Eylül 1635’te Tebriz zaptedildi. Safevî ordusu, Osmanlılarla muhârebeye cesâret edemedi Aras Nehri taraflarındaki Zeynelli aşîreti Pasin-Erzurum, Tercan-Erzincan arâzilerine iskân edildi Sultan Murâd Han, Revan Seferine çıkışından on ay sonra 27 Aralık 1635’te İstanbul’a döndü. Osmanlı ordusunun ayrılmasıyla; Safevîler, 1 Nisan 1636’da Revan’ı işgâl etti
--- Gönderi Güncellendi ---
IV. MURÂD HAN enfal.de.com dan alıntıdır
Bağdat seferi

Revan kalesinin fethinden sonra Murâd Hanın Revandan ayrılmasıyla; Safevîler, 1 Nisan 1636’da Revan’ı işgâl etti Murâd Han sefer hazırlıklarına başladı 8 Mayıs 1637’de Bağdat Seferine çıktı. kuşatmanın başladığı sırada Pâdişâhtan, İmâm-ı A’zam türbesini ziyâreti istendi. Sultan; "Bağdat, sapıkların pis ayaklarıyla kirlenirken, gidip o yüce İmâmı ziyâretten hayâ ederim." cevâbını verdi. muhâsaraya başladı. Şehirde Bektaş Han Türkmen’in kumandasında 40.000 kişilik Safevî garnizonu bulunuyordu. Şâh Sâfî Osmanlı muhâsarasına müdâhaleye cesâret edemiyordu. Murâd Han, 12.000 sipâhiyi İran içlerine soktuğu hâlde, Şâh savaş meydanına çıkamadı. Şâh, Bağdat’taki kuvvetine güveniyor, Pâdişâhın muhâsaradan çekilip gideceğini zannediyordu.

Pâdişâhın ve seksen altı yaşındaki şeyhülislâmın ön safta olduğu kuşatmada dehşetli vuruşmalar oldu. Muhâsaranın otuz yedinci gününde ön safda kahramanca çarpışarak askeri coşturan Sadrâzam Tayyar Mehmed Paşa, birkaç kuleyi ele geçirerek şehit oldu. Kemankeş Mustafa Paşa, birkaç kuleyi ele geçirdi. muhâsaranın otuz dokuzuncu günü taarruza karar verildi. şiddetli hücum karşısında kale teslim oldu.Böylece on dört sene önce ihânetlen Safevîlerin eline düşen Bağdat artık kesin olarak Osmanlı idâresine geçti.
--- Gönderi Güncellendi ---
III. SELİM ve dönemi akka kuşatması
enfal.de.com dan alıntıdır

Bonapart ve ordusu Osmanlı ülkesinde mahsur kaldı .Selim Han, Sayda Vâlisi Cezzâr Ahmed Paşayı Mısır Seraskerliğine tâyin etti Tırhala Mutasarrıfı Köse Mustafa Paşa deniz yoluyla Mısır’a gönderildi. Bonapart, Mısır’dan çıkmak için, Akka’yı kuşattı. Akka Kalesi,Mısır Seraskeri Cezzar Ahmed Paşa nın Nizâm-ı Cedid askerince, kahramanca müdâfaa edildi. Bonapart’ın taarruzu, Fransızların hîleleri Akka’da neticesiz kaldı. Cezzar Paşa ve Nizam-ı Cedidin karşısında Bonapart; "Akka olmasaydı, Doğu İmparatoru olurdum." kendisine bağlanan Fransız ordusunu vebâ salgını, sefâlet ve mağlubiyetle Kahireye çekip, yüzüstü bırakarak, 1799 da Fransa’ya kaçtı.

Mısır’da kalan Fransızlar, Osmanlılara karşı yenildiler 27 Haziran 1801 de Fransızlar Mısır’ı boşalttı. 25 Haziran 1802 de Osmanlı-Fransız anlaşması, Fransız harbine son verdi. Mısır Vâliliğine, 1805’te Kavalalı Paşa tâyin edildi. Bonapart’ın Çanakkale ve Boğazları almak istemesiyle 24 Eylül 1805’te Osmanlı-Rus ittifâkı yenilendi.Bonapart tehlikesine karşı İngiltere ve Avrupa devletleri Osmanlılara yardım talebinde bulundular. Fakat,ittifak uzun sürmedi.
--- Gönderi Güncellendi ---
III. SELİM ve dönemi
enfal.de.com dan alıntıdır

Arabistan Yarımadasındaki Vehhâbiler, Avrupanın yardımlarıyla, 18 Şubat 1803’te Tâif’i kuşattı Mısır Vâlisi Kavalalı Paşa, Vehhâbi isyanını bastırıp, Arabistan ve Mısır’da huzuru sağladı
Selim Han zamânında İngiltere Ortadoğu’da; Rusya ve Avusturya Balkanlarda Osmanlı Devletinin iç işlerine karışıp, müdâhale etmeleri, osmanlıyı Fransa’ya yakınlaştırdı sebep oldu. Eflâk Beyi Konstantin İpsilanti ile Boğdan beyi Aleksandr Moruzzi, Rus yanlısı olduklarından azledilince, Rusya, General Michelson komutasındaki Rus Ordusuyla, Eflâk veBoğdan’ı işgâle başladı. Vezir-i âzam İbrâhim Hilmi Paşa, sefere Serdar-ı ekrem tâyin edildi.

Rusya’nın Balkanlara girmesiyle, İngiltere on altı gemilik filosunu İstanbula gönderdi. İngiliz donanması, Fransa ile münâsebetlerin kesilmesini, Osmanlı-İngiliz ittifakının yenilenmesini teklif ettiler. teklifi ağırlaştırarak Eflâk ve Boğdan’ın Rusya’ya, Çanakkale Boğazının İngiltere’ye teslimini teklif ettiler. İngiltere’nin teklifleri akıl ve hayâle sığmayacak bir masal olduğundan, İngilizler oyalanılarak, boğazlar tahkim edildi. Boğazlara 1200 den fazla top yerleştirildi. İngiliz kuvveti geri çekildi.
--- Gönderi Güncellendi ---
BESLAN BASKINI
vadetamam.com dan alıntıdır

Meşhur Beslan Baskını…Tüm dünyada Çeçen Mücahid Lider Şamil Basayeve, “terörist” damgasının vurulmasına sebeb olan olay…
ne olmuştu Beslan’da?..

Takvim yaprakları 21 Haziran 2004’ü gösteriyordu.Şamil Basayev ve 80 Çeçen mücahid kamyonlarla İnguşetya’nın Başkenti Nazran’a ilerliyordu.ilk silah sesleri duyuldu üç gün süren Nazran Şehir Operasyonları başladı
Basayev’in bizzat katıldığı saldırılarda Nazran
Polis ,Güvenlik ve İstihbarat binaları imha edildi 180’den fazla Rus askeri öldürüldü araçlar hurdaya döndü Basayev Nazran’daki FSB üssünü ve İnguş ordusunun cephanelerini ele geçirdi yaptığı konuşma Rusya Devleti tarafından internetten kaldırıldı.Şamil Basayev konuşmasında; ‘Putine silahları bizim için özenle koruduklarından dolayı teşekkür ediyor borcumuzu Çeçenistan’da fazlasıyla ödeyeceğiz Ya zafer ya ölüm Allahu Akbar! Demişti
--- Gönderi Güncellendi ---
Çaldıran Savaşı (23 Ağustos 1514)

Şah Osmanlı Ordusunu çetin yollarda yorup savaş meydanına çıkartmaya niyetlenmişti. Beklediği gibi oldu. Osmanlı Ordusu, aylarca süren sefer yolunda zorluklar yaşamış, Yeni Çeriler huzursuzlanmış Padişahları Sultan Selim’in çadırına ok atacak kadar fütursuzlaşmışlardı. Şah savaş meydanına indi Çaldıran Ovasında Osmanlı ordusunu karşılamak üzere hazırlandı.

Osmanlı Ordusu, Çaldırana tepeden indi Ordunun merkezinde Sultan Selim ve Kapıkulu Askerleri bulunuyordu. Sağ cenahta Anadolu Beylerbeyi Hadım Sinan Paşa, sol cenahta Rumeli Beylerbeyi Hasan Paşa bulunuyordu. Ordunun en önünde Azap askerleri konuşlanmıştı. Şah ın ordusu sağ cenahta en büyük kumandan Durmuş Han Şamlu Nur Ali, sol cenahta Diyarbakır Beylerbeyi Ustacluoğlu Mehmet Han bulunuyor, Şah ve muhafızları ordunun en gerisinde ihtiyatta duruyorlardı.

Osmanlı ve safevi kuvvetleri eşit durumdaydılar. Osmanlı ve Safevi güçleri 100 Bin kişiydi. galibiyeti savaş stratejileri ve askeri yetenek belirleyecekti
Osmanlı ordusunun en muntazam birliği Yeni Çerilerdi.Safevi Ordusu ise mükemmel niteliklerdeki süvarilerden oluşuyordu.
--- Gönderi Güncellendi ---
Çaldıran Savaşı (23 Ağustos 1514)

Çaldıran Savaşı fevkalade bir şiddetle başladı. Safevi Ordusu Osmanlı Ordusunun sol cenahını bozguna uğrattı. Topların zamanında ateşlenememesi nedeniyle Safeviler ilk başta üstün geldi Beylerbeyi Hasan Paşa ölünce Osmanlı sol kanadında düzensizlikler başladı Hadım Sinan Paşa’nın yerinde hamleleri Zamanında ateşlenen toplar Safevi Ordusunun sol cenahına büyük zayiatlar verdirdi

Safevi Ordusunun sol cenah kumandanı Ustacoğlu Mehmet öldürüldü. Her iki orduda ağır zayiatlar vermiş, kumandanları öldürülmüştü Yeni Çeriler Safevi Ordusunun sağ cenahını bozguna uğrattı Şah İsmail kolundan yaralanmışdı.Safevi Ordusu, geri çekilmeye başladı.

Şah İsmail, Çaldırandan sonra Tebriz’e çekildi Sultan Selim’in Tebriz’e girmesiyle iranda konaklamıştı. Sultan Selim Tebriz’i almadan geri dönünce şah yeniden saltanat makamına geçti ancak Çaldıran hezimeti Şah İsmail’in ruhsal çöküntü içerisine girmesine sebep oldu.

Şair ve Edebiyatçı olan Şah İsmail, Çaldırandan sonra devlet işlerini bırakıp edebiyat ile ilgilendi Devletin idaresini vezirlerine, valilere ve emirlere bıraktı. Safeviye tarikatının idaresindeki olan Safevi Devleti, Şah İsmail’in pasifiğine rağmen yıkılmadı. Saltanat Tarikatı Safeviye ailesi Şii Türkmenler ile Bâtınilik Anadolu Türkmenlerinin desteği ile ayakta durabiliyordu.
--- Gönderi Güncellendi ---
Talha uğurluel
İnebahtı’nın İki Yüzü

Venedik ve ceneviz denizci olsada osmanlılar denizlere hakim olmak ister Bu amaçla Sancak Lala Mustafa Paşa’ya verilir ve Kıbrıs üzerine Sefer-i Hümayun açılır.Kıbrıs Fethedilir Osmanlı Sancağı dalgalanmaya başlar. Her önünden geçişlerinde top atışları ile selamladıkları Efendimiz’in mübarek halaları Hala Sultan için güzel bir külliye imar edilecektir.

Kıbrıs’ın alınması Avrupa’yı telaşlandırmıştır. İmadüddin Zengi’nin Urfa’yı, Eyyübi’nin Kudüs’ü almasında olduğu gibi Haçlı Seferine hazırlanacaklardır. Avrupa seferberlik eder. Haçlı Donanması hazırlanır. Osmanlılar Akdeniz’e açılmıştır. Güçlüdür kuvvetine üstünlüklerine güvenmektdir İşte ne olduysa o zaman olur İnebahtı’da gafil yakalanan donanmamız yakılır.

İnebahtı yenilgisi Osmanlıda şaşkınlıkla karşılanır. Yenilgi beklenmemektedir.zafer Avrupa’da büyük bir heyecan meydana getirecektir. Haftalarca şenlikler yapılır her yere bu destanı kazırlar seviyesiz heykellerle şehirler süslenir. acele etmektedirler. Çünkü Osmanlılar Karlofçadan sonra belini doğrultamayacak olan devlet değildir daha.

Tarih şahittir ki 2.Viyana Bozgunu sonrasında avrupalılar sevinecek ve sürüler halinde Osmanlı’nın üzerine üşüşeceklerdir. koca yiğit kendisine gelemeyecektir. Fakat acı günlerin yaşanması için daha yüzyıl geçmesi gerekecektir.
İnebahtı yenılgisinden sonra Topkapı Sarayı’nda görüşmeler yaşanmaktadır. Kubbealtında demir gibi sağlam yerinde kararlılıkla duran bir adam nice vezirin aksine oldukça sakindir. Bu kişi Sokullu Mehmet Paşa’dan başkası değildir.
--- Gönderi Güncellendi ---
Talha uğurluel
İnebahtı’nın İki Yüzü

Kaptan Paşa, Kılıç Ali Reis’in yüzünde endişe hakimdir. Sokullu, kendisine endişeye mahal olmadığını inebahtı’da yakılan donanmanın yerine yenisinin yapılmasını emreder. Kılıç Ali Reis nasıl olacağını sorar. Sokullu paşaya Paşa paşa bu devlet o kadar güçlü ve kuvvetlidir ki isterse bir sene içinde yelkenleri atlastan, direkleri altından gemiler yapmaya muktedirdir.” cevabını verecektir.

Sokullu’nun dışa karşı da tavrı değişmez. Divan-ı Hümayunda Venedik elçileri Osmanlı’nın belini büktüklerini düşünmektedir huzura girişlerinde Sokullu Venedik elçisine hitaben, – “Siz İnebahtı’da donanmamızı yakarak sakalımızı kestiniz, biz Kıbrıs’ı alarak kolunuzu kestik. Kesilen kol bir daha çıkmaz ama sakal daha gür çıkar.” diyecektir.

İnebahtı yenilgisinden sonra Kılıç Ali Paşa yoğun çalışmalar sonrasında devasa bir hazırlar.donanma ile Akdeniz’e açıldıklarında Avrupa’nın yüreği ağzına gelir Çünkü avrupa donanması İnebahtıdan sonra yıpranmıştır Yeniden Osmanlıdan af dileyerek barış anlaşması imzalayacaklardır.

İnebahtı yenilgisinden sonra Şehirlerinin en görkemli yerlerine diktikleri, Osmanlı’yı al aşağı ettiklerini gösteren heykelleri, kilise duvarlarına kapladıkları mozaik İnebahtı resimleri ve bunun gibi daha nice seviyesiz bir takım eserler tarihe tanıklık etmek üzere günümüze kadar gelecek ve avrupa kendi lisanları ile bize yalan bir tarih anlatmaya devam edeceklerdir.
--- Gönderi Güncellendi ---
Selçuklu tahtında Çağrı Bey’in oğlu Alparslan vardır. gözüpek sultan Ortadoğu ile uğraşırken diğer hedefi Anadolu’dur. Anadolu’da son derece güçlü Bizans vardır. Fatımilerin fikirleri, Hasan Sabbah’ın Batıni faaliyetleri genişlemektedir. mücadele bundan sonra başlar. Büyük Selçuklular Nizamülmülk’ün girişimleri ile Nizamiye Medreseleri olarak adlandırılacak eğitim faaliyetine girişirler. amaçları yatılı kurumlarla akılcı, araştırmacı, inançlı, bir nesil yetiştirmektir

Selçukluların önünde yeni bir kapı vardır. Diyar-ı Rum denilen stratejik önemli, göç ve ticaret yolları üzerinde bulunan ve iklimi ile yaşanılacak bir coğrafyadır. Bizans, Selçuklulara geçit vermek istemeyecek,Malazgirt Meydanında ağır bir yenilgiye uğrayacaktır. Artık kapılar açılmış Anadolu toprakları yeni sahiplerini beklemektedir.

Büyük Selçuklular görüşlülükle anadolu topraklarına hırs sebebiyle direkt girmezler. Selçuklu Sultanı Alparslan, kumandanlarını yanına çağırarak Anadolu topraklarını kendilerine tahsis eder. bu kumandanlar Anadolu’nun ilk fatihleri olacaklardır. İsimlerinin başında melik sultan gibi debdebeli unvan yoktur.çok daha anlamlı ve yüce bir unvan taşımaktadırlar: Gazi!

Mengücek, Danişment, Artuk, Saltuk Sökmen Gaziler hedeflerine hızla ilerlerler. Buraları ele geçirecek, yurt edinecek, toprakları vatan edineceklerdir. Danişment Gazi Tokat ve Niksar, Mengücek Gazi Sivas ve Divriği, Artuk Gazi Mardin, Saltuk Gazi de Erzurum’u kendisine merkez seçer.

Anadolu beylikleri yeni topraklarda yer edinirken hareketin başı Büyük Selçuklular Anadolu’ya asıl kuvvetleri ile girmemişler beyliklere lojistik destek vermişlerdir Alparslan’ın Anadolu’ya gönderdiği ilk Anadolu beylikleri yaşam alanı olarak belirlediği coğrafyayı, değil yağmalamak ve sömürmek aksine ihya eylediğini, nice hayır eserleri ile donattıklarını göreceğiz.
--- Gönderi Güncellendi ---
Anadolu Selçuklular, Süleyman Şah’tan başlamak üzere fethettikleri yerlerde önemli yatırımlar yapmışlardır.Kılıçarslanların temellerini attığı Konya Alaaddin Külliyesi Sivas, Kayseri, Amasya Selçuklu eserleri ile donatılacaktır. Sadece Alaaddin Keykubat’ın Antalya Yivliminare, Niğde Alaaddin, Sultanhan, Malatya Ulucami vb. yüzlerce eserde adı vardır, karısı Hunat Mahperi Hatunun Kayseride dev bir camisi, medresesi ve hamamı, kızı Şahcihan’ın sadaka taşları ile süslü kütüphaneli bir kümbeti vardır.

Alaaddin Tepesi etrafındaki Karatay’dan Sırçalı’ya eğitim kurumu selçuklunun ilim seferberliğini anlatmak için yeter. Devletlerin güçlü olduğu dönemlerde hizmetlerin yapılması normaldi. Büyüklük sadece alicenap olmakla, para denmediği günlerde dağıtmakla olmuyor. Asıl büyüklük, sıkıntılı günlerde, herkesin kaçacak delik aradığı dönemlerde birilerinin elinden tutup çevreye ümit dağıtabilmekten geçiyor.
--- Gönderi Güncellendi ---
Talha uğurluel
Önden gelenler
İLİM VE MÜCADELE DEVLETİ SELÇUKLULAR
ANADOLU’NUN ZARAFET TİMSALLERİ
Selçuklu başveziri sahip ata

Selçukku başveziri Hoca Sahip Ata Tam beş Selçuklu sultanına 20 yıl boyunca başvezirlik yapmış Başvezirlik dışındaki vazifeleri ile birlikte düşünürsek 1245-1285 yıllarında 40 sene devlete hizmet etmiş bir kişi. Dönemi Tarih okuyan hiç kimsenin yaşamak istemeyeceği bir dönem, Moğolların Anadolu’yu istila ettikleri, Anadolu Selçuklularının düşmanın elinde oyuncak haline geldiği bir dönem.

Bu insanı büyük yapan Anadolu Selçuklularına uzun yıllar adilane bağlı kalması değil, sıkıntının had safhaya çıktığı günlerde, herkesin ümidini kaybettiği demlerde gelecek adına ümitlerini kaybetmeyerek farklı çıkış yolları araması olmuştur. İnsan yetiştirmenin önemiyle insana yapılan yatırımın gelecek yatırımı olduğunu düşünerek çevresini, çağ aşan eğitim kurumları ile donatmıştır

Anadoluyu Moğolların işgal ettiği her tarafı ateşlerin sardığı, mal ve can derdine düşüldüğü bir dönemde Sahip Ata gibi adanmış, insanlar fedakârlığın en büyüklerini göstermişlerdir.ortada devlet ve devlete ait paranın bulunmadığı günlerde tüm mallarını yine Anadolu’nun mirasına yatırmışlar, ilim ve irfan yuvaları açmaya devam etmişlerdir
.
Sahip Ata, sadakatle ülkesine hizmet ederken, şahsi malıyla her yeri mamur eylemiş,sıkıntıların geçeceğini, yetişmiş nesillerle hakimiyetin sağlanabileceğini görmüştür.Anadolu Selçukluları olarak yıkılsada kısa bir süre sonra ikinci Anadolu beylikleri döneminde ortaya konan muhteşem eserler eğitilmiş neslin neler yapabileceğini göstermektedir.

Karaman’dan Tire’ye, Beyşehir’den Selçuk’a kadar nice başkent,beyliklerin ilim ve irfanıyla süslüdür. bu müthiş birikim Osmanoğulları’nın ismi altında bir araya gelecek ve tarihin eşine az rastladığı bir cihan devletine kapı açılacaktır.
--- Gönderi Güncellendi ---
Talha uğurluel
Önden gelenler
İLİM VE MÜCADELE DEVLETİ SELÇUKLULAR
ANADOLU’NUN ZARAFET TİMSALLERİ

Selçuk Bey ve selçuklulara kadar Anadoluya niceleri gelmişlerdir. Hititlerden Trak lara Perslerden İskender’e, Romalılara ve Haçlılara kadar. Kimi yarımadayı kan gölüne çevirmiş, kimi arkasında hapishaneler ve işkence merkezleri bırakmış, Ama hiçbiri sınıf, ırk, renk ayırımı gözetmeksizin insanlığı kucaklayan eğitim kurumları, imaretler, kervansaraylar camiler mescitlerle süslememiştir.

Anadolu’ya sonradan gelen selçuklular Anadolu’nun gerçek sahipleridir bu topraklara en güzel yatırımı onlar yapmış, bu topraklar ile özdeşleşerek ‘Anadolu insanı’ adını onlar almıştır. Bugün Anadolu’nun dört bir yanında gözümüze çarpan bu muhteşem eserler de her gelen giden misafirine bunu anlatmaya devam etmektedirler.

Selçuklular gelmiş, işin çilesini çekmiş, yapılması gerekeni yapmıştı.arkadan gelecekler huzur içinde gelebilirlerdi. izleyecekleri yollarda güvenlikleri sağlanmıştı.Bizansın hüküm sürdüğü ortamlar şimdi Türk-İslam birlikleri tarafından denetleniyordu.Ermeni çeteleri Hıristiyan Gürcü birlikleri kalmamıştı Haçlılar buralara ulaşamamış, Batıniler sinsi faaliyetlerini
gerçekleştirememişlerdi.

Karmatiler ve Şiilerin oyunları tesir etmez olmuştu. Çevrede güven ve sükûn hakimdi. Kimse yol kesemiyor, haraç alamıyordu. kervansaraylar inşa edilmişti. Ticaret güvenlik demekti. vakıf kervansaraylarında masraf yapmadan kalınabiliyordu. Yolcular, tüccarlar, gezginler hizmetlerden istifade edebiliyorlardı. Yol güzergâhlarına şifahaneler inşa edilmişti. Artık arkadan gelenlerin sığınacakları bir adresleri vardı.


ihtisas sahibi doktorlar öğrencileri ile staj görüyor şifahanelerde şifa dağıtıyorlardı. Sadece kervansaraylar değil, özel misafirler için hankâhlar da kurulmuştu. Eğer ilmi bir seviyenin üzerinde iseniz hankâhlarda ağırlanır hizmetiniz görülür, ilminizden istifade edilirdi hankâhlarda insanlar toplanır ilim halkalarında gezici derviş ve alimlerden ilim devşirmeye çalışırlardı.

Artık Mevlânâ’lar gelebilirdi; çünkü hankâhlar da inşa edilmiş misafirlerini beklemeye başlamışlardı. Dört bir yan medreselerle donatılmış toprakların Türk-İslam boyası ile boyanması, insanların eksikliğini hissettikleri ahlaki seciyeleri kazanması gerekiyordu.


önden gelenler medreseleri inşa ettiler. Dönemin abidevi binaları oldu bunlar. Görenler parmaklarını ısırıyorlardı. ünlü tarihçi Aksarayi, Sahip Ata Fahreddin Ali’nin Sivas Gökmedrese’si için, “Timur dahi bunu gördükte hayretten parmağını ısırup….” diye sözlerine devam etmektedir. Artık arkadan gelenlerin ilim dağıtacakları yerler hizmete girmişti. Medreseler hocalarını, alimlerini, Mevlânâ’larını bekliyordu.
--- Gönderi Güncellendi ---
II. SELîM
enfal.de.com dan alıntıdır
Kıbrısın fethi

1569 da İskenderiyede Venedik korsanlarının Müslümanları esir alıp Kıbrıs’ta satmalarına hiddetlenen Selim Han, derhâl Venedikten Kıbrıs’ı terketmelerini istedi Venediğin reddiyle sefer hazırlıklarına başlandı.Kıbrıs’ın fethi mecbûrîydi Ortadoğu ve Kuzey Afrika ya Kıbrıs üzerinden lojistik destekler daha rahat ulaştırılabilirdi. Kıbrısdan geçen Osmanlı gemileri, Akdeniz’deki Hıristiyan korsanları tarafından vurularak soyuluyor, Venedik korsanları himâye ediyordu.İkinci Selim Han, kıbrıs seferine Lala Mustafa Paşayı tâyin etti Lala Mustafa Paşa, bütün Avrupa devletlerinin Venedik’e yardım etmelerine rağmen, 8 Eylül 1570’te Lefkoşe’yi 1 Ağustos 1571’de de Magosa’yı alarak Kıbrıs’ın fethini tamamladı.

Kıbrıs kuşatmasında Venedik Papa İspanya Malta Şövalyeleri ve Venedik arasında ittifak kuruldu ittifaka, Toskana, Ceneviz, Savoia ve Ferrara gibi küçük Hıristiyan devletçikleri de katıldı. İspanyol Kralı nın kardeşi Don Juan’ın komutasındaki 206 gemiden Haçlı donanması, 6 Ekim 1571’de inebahtıda Kılıç Ali Paşanın muhâlefetine rağmen, Kapdân-ı deryâ Müezzinzâde Ali Paşa, düşmana saldırdı yönünde karar aldı. 7 Ekim’de Osmanlı donanması büyük bir yenilgiye uğradı. sağ kanat komutanı Kılıç Ali Paşa, Malta donanmasını yok edip kayıp vermeden bölgeden çekildi.

İnebahtı başarısı Hıristiyanlara hiçbir kâr getirmedi. Hıristiyanlar kazandıkları zaferin sarhoşluğuyla meşgulken Selim Hanın emriyle bir donanma vücûda getirildi. Kılıç Ali Paşa, 13 Haziran 1572’de büyük bir donanmayla İstanbul’dan ayrıldı. İnebahtı’da gâlip gelen düşman donanması çok yıpranmıştı İnebahtı galibiyetini kutlamak isteyen haçlılar müthiş bir Osmanlı donanmasını görünce, Osmanlı donanmasının karşısına çıkamadılar Venedik, 7 Mart 1573’te Kıbrıs’ın Osmanlı Devletine âit olduğunu kabul etti.yıllık 500 dukalık haraç, 1500 dukaya çıkarıldı. Kıbrıs Seferinin tazminâtı olarak üç yüz bin duka altını verdi
--- Gönderi Güncellendi ---
Tunusun işgali
KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMI

Barbaros, Istanbulda gemi inşaatıyla meşgul olur. denize açilan Hayreddin Paşa, italya'nın güney sahillerindeki Reggio, Sperlonga ve Fondi gibi şehirlere baskınlar düzenleyip Andrea Doria'yı üzerine çeker tunusa yönelir. Tunus Hânedanı Mevlay Hasan kaçar

Osmanlıların Tunus'a hakim olmaları, Akdeniz hâkimiyeti için önemlidir Akdeniz'in Türk hâkimiyetinde olması, Avrupa deniz ticaretine büyük bir darbedir Akdeniz'deki denizciler şarlkeni Osmanlılar'a karşı kışkırtamaktadırlar Bunlara, Saint Jean şövalyeleri de katılmıştır Tunus hakimi Mevlay Hasan şarlken'e sığınmıştır

Sarlken'in Doria komutasındaki Haçlı donanması Halkulvad'i ele geçirmeyi başarır. Tarihçi Lütfi Paşa Tunus Hâkimi'nin Sarlken'e müracaatini "Memleket senin, ben dahi senin,Rumiler hile ile memlekete müstevli oldular. ifadelerini kullanır. Halkulvad'dan sonra Tunus alınır. yağmalar ve katliamlar yapılır. harpte Mevlay Hasan Şarlken ile birlik Olmuştur Tunus kalesinin düşmesinde büyük rol oynamıştır. Tunus sultanlığını elde eden Hasan, beş sene ispanyol himayesinde kalmış, oğlu tarafindan hal'edilmiştir.
--- Gönderi Güncellendi ---
Korfu Seferi
KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMI

Venedik iki taraflı bir siyaset takib ediyordu
Osmanlılar aleyhine ittifaklara giriyor. Şarlken ile ittifak edip Türk gemilerini vuruyordu. Osmanlı elçisi Yunus Beye saldırıp düsmanlığını ortaya koydu Papa, Türkler'e karşı Hiristiyanları toplamış Şarlken ile Fransa Kralının arasını bulup on senelik mütareke yaptırmıştı. Venedik te dahil olmuştu.

Kanunî'Irakayn seferinden sonra Istanbul'da gemiler inşaa etti Vezir Lütfi Paşa ile Barbaros Paşa denize açıldı Kanunî, oğlu Selim ve Mehmed ile birlikteyken Andrea Doria Osmanlı filosuna hücum etti Barbaros hareket ettiyse de yakalayamadı. Amiral, Barbarostan kaçıp kurtuldu
Doriadan ümidini kesen Barbaros ve Osmanlı donanması, Lütfi Paşa ile Preveze'ye gelir.

Kanunî, Lütfi Paşa'ya Venedikliler'e ait Korfu'nun muhasarasını emr eder. Ve Bastia'da karargâh kurar.tam kale fethedilecekken kuşatmanın kaldırılmasını emreder. havalar soğumuş kusatma zamanı geçmistir kusatma esnasında bir top mermisi askerin içine düser. dört gazi şehid olur. Padişah: " Bir mücahid kulumu böyle bin kaleye vermem" diyerek kusatmayi kaldirir.
--- Gönderi Güncellendi ---
Preveze Zaferi
KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMI

Barbaros Paşa venedikden döndükten sonra Kanunî Boğdan seferi için hazirlanır Preveze zaferinde Osmanlılar, karada ve denizde üç ciddi harekât başlatmıştı Hayreddin Pasa ikinci adalar seferine Mısır valisi Hadım Süleyman Paşa Hind seferine Kanunî, ordu-yu humâyunla Boğdan'a yürüyordu. Ayrı ve çok uzak sahalarda icrâ edilen büyük teşebbüsler, Osmanlının iktisadî ve askerî gücünün büyüklüğünü gösterir.

l538 de Kanunî, Barbaros Hayreddin Paşa'ya denize açılmasını emreder. Andrea Doria'nin Girit'e geldigi haberini alan Barbaros, 40 gemi ile
Akdeniz'e açılır. Kendisine 3.000 yeniçeri ile deniz ulemasından bazı sancakbeyleri katılmıştı
Ege Denizi'nin kontrolünde çok önemli olan Girit, Venediklilerdeydi Barbaros Ege fetihlerinden sonra Girid'e asker çıkarır. Ve Preveze'ye yönelerek buradan ayrılır Doria ise Korfu'ya çekilmıştir

Barbaros'un Ege ve Akdeniz'deki faaliyetleri, şarlken'i ve Papa yı Osmanlıların aleyhindeki çalışmalarına hız vermiştir Venedik Alman, ispanyol, Portekiz, Malta, Ceneviz ve Papalık gemileri birleşmiştir öyle bir donanma toplanmıştı ki, tarih, sâhid olmamıştır . düşmanın durumunu öğrenen Barbaros, Preveze'ye dogru hareket eder.

Emrinde l22 gemi vardi. Doria'nın idaresindeki Haçli gemisi ise 302 idi. l62'si kadırga idi. gemilerde 2500 top ve 60.000 asker vardı. Osmanlı donanması düşmana nazaran üçte birdi Osmanlı donanmasında 8.000 cenkçi müttefik gemisinde altmis bin asker vardı.Haçlı reisleri, kudretlerinden azametlerinden ve zaferden emindiler galibiyet ve başarı meyvelerini savaş başlamadan önce paylaşmışlardı.
--- Gönderi Güncellendi ---
Avrupa'lı yazarlar, preveze savaşını küçümsemişlerdir Doriayı düştüğü durumdan kurtarmak istemişlerdir .Osmanlıların denizlerde prestij kazandıklarını söyleyen Renzo Sertoli başarıyı anlatırken "Türklerin stratejik ve taktik zaferi, denizlerdeki prestijini artırmıştı. Süleyman, adam seçme kabiliyetiyle Osmanli sultanlarının ihmal ettikleri denizlerde prestij kazanmasını bilmişti" der.

Boğdan seferinden dönen Kanunî, Barbaros'un zafer haberini Divan-i Humâyûnda zafernâmeyle okutturmuş ülkenin her tarafina duyurarak şenlik ve dualarla kutlanmasini emretmiştir.

Preveze'den kaçmak, ispanyollara otuz yıllık bir mahcubiyet, ağır zararlar ve deniz yenilgilerine mal olmuştu. Akdeniz egemenliğini kazanacakken şarlken Andrea Doria vasıtasiyla rezil bir halde akdenizi Türklere bırakmıştı. aynı rezilligi Cezayir'de Cerbe muharebesindede görmüştü.

Preveze ispanyol armadası için, utanç günü oldu. kaçışın tepkileri yıllarca ve asırlarca görüldü.
Kardinal Guglielmotti, Preveze muharebesini şöyle özetlemişti: O ana kadar denizlerde korkak ve ümitsiz bulunan Türkler, başarının kusurlu taraflarını başkalarına yüklemeyi asla düşünmediler. Bundan sonra biz, Hiristiyan filoları Türklerin önünden daima kaçacaktık .

Preveze zaferinden sonra, Hersekin kıyısı Nova 24 Agustos l539'da ele geçirilir. Haçlı ittifakından ayrılan Venedikliler, Osmanlılara yanaşırlar. Kanunî tarafindan kabul edilmezler imzalanan antlaşma sonucunda Mora'daki Malvasia ve Napoli Osmanlılara terkedildi. Dalmaçya ve Ege'de Osmanlı hâkimiyeti tanındı. Venedikliler, 300.000 altin vermeyi kabul ettiler.
--- Gönderi Güncellendi ---
Fransa'ya Ikinci Yardim Seferi
Trablusgarb kuşatması
KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMI

l55l de 90 kadırgalık Osmanlı donanması, Sinan Paşa idaresinde Turgud Reis ile birleşerek Trablusgarb'a hareket eder. Buranın, Maltadaki Saint Jean sövalyelerinde bulunması Müslüman halkın mücadelesine sebep olmus, müslümanlar Kanunîden yardim istemislerdir Kanunî, Enderûn agalarindan Muradı göndermiştir. Sinan Pasa, Trablusgarbı Murat Aga ile kuşatır. şehir teslim olunca idaresi Murad'a verilir Turgut Reis ise Karlieli Sancakbeyligine getirilir

Osmanlı donanması l552 de Kaptan-ı Derya Sinan Paşa komutasında Fransa Kralı Henri'nin, şarlken ile aralarındaki düşmanlıktan ikinci defa Fransa'ya yardıma gidiyordu.sefere Karlieli sancakbeyi Turgud Reis ve Fransada üç gemi ile katılmıştı Turgud Reis, Sicilyayı vurmakla memur edilmişti. Andrea Doria'nin Napoliye geçmesiyle Ponza adalarında pusu kurulur.Doria yenilerek kaçar. 5 Agustos l552'de Doria'nin 7 gemisi zaptedilir.

Trablusgarbın alınması ile Osmanlılar Doğu ve Orta Akdeniz'e kesin olarak yerleşmişlerdir Trablusgarbın, Osmanli idaresine geçmesinden Malta'daki Saint Jean sövalyeleri rahatsız olmuş Papa'nın teşvikleriyle ispanya, Papalık, Cenova, Floransa, gibi Akdeniz'Hiristiyan devletleri haçlı ittifakı kurmuşlardır .fransızlar ve Venedikliler,ittifakı gizlice destekliyorlardı.
--- Gönderi Güncellendi ---
Malta Kuşatması
Enfal.de.comdan alıntıdır

Malta Adası, Şarlken tarafindan Saint Jean şövalyelerindeydi şövalyeler, korsanlık faaliyetleriyle Türk gemilerini vuruyor Osmanlı ticaretine zarar verip savaşıyorlardı

Yıllarca "ahali-i Islâm-i nüsret encâma zarar ve haşaretten hâli olmayan" Maltaya sefer kararı alınır
Malta seferine Kızılahmedlü Mustafa Paşa serdar tayin edilir Donanma Cerbe fatihi Kaptan-i derya Piyâle Paşa'nın emrine verilir. Turgud Reis Piyâle Paşa'ya yardımda bulunur

Saint Helen kalesi on yedi günde 24 Haziran l565 te alınır Malta muhasara edilir. şiddetli çarpismalar, Osmanli ordusunda büyük zayiatlara yol açar. Sicilya genel valisinin Ispanya, Fransa ve Papa'nin 72 kadirga on bin askerle yardıma gelmesi ve deniz mevsiminin geçmesiyle kalenin alınamayacağı anlasilarak kusatmaya son verilir.

Turgut gibi büyük bir denizci ile 20.000 askerin şehadetine mal olan kuşatma kaldırılır muvaffakiyetsizlik üzerine Malta seferi için Serdar tayin edilen Mustafa Paşa vezirlikten azl olunur.
--- Gönderi Güncellendi ---
Sakız Adası'nın fethi
Enfal.de.comdan alıntıdır

Piyâle Paşa, adadaki büyük kiliseyi câmi haline getirir. Ceneviz, Ege'deki son kolonisini kaybetmiştir Türkleri Rumlar sevinçle karşılamıştır.Sakız Adası da diğer komşu adalar gibi Osmanlı hâkimiyetinin sağladığı müsamaha hoşgörü ve huzurdan sonuna dek faydalanmıştır.

Sakız Adasının fethiyle Kanunî, "eyü tedarük olunmuş" diyerek memnuniyetini izhar etmistir Sakız'ın bir sancak halinde Kaptanpaşa eyâletine ilhakı uygun görülmüş sancakbeyligine Kırşehir Beyi Gazanfer Bey tevcih olunmuştur Sakızın gelirleri ile nüfusu tesbit edilmiş Sakızın ileri gelenleri Istanbul'a gönderilmiştir
--- Gönderi Güncellendi ---
Sakız Adası'nın fethi
Enfal.de.comdan alıntıdır

Piyâle Paşa, adadaki büyük kiliseyi câmi haline getirir. Ceneviz, Ege'deki son kolonisini kaybetmiştir Türkleri Rumlar sevinçle karşılamıştır.Sakız Adası da diğer komşu adalar gibi Osmanlı hâkimiyetinin sağladığı müsamaha hoşgörü ve huzurdan sonuna dek faydalanmıştır.

Sakız Adasının fethiyle Kanunî, "eyü tedarük olunmuş" diyerek memnuniyetini izhar etmistir Sakız'ın bir sancak halinde Kaptanpaşa eyâletine ilhakı uygun görülmüş sancakbeyligine Kırşehir Beyi Gazanfer Bey tevcih olunmuştur Sakızın gelirleri ile nüfusu tesbit edilmiş Sakızın ileri gelenleri Istanbul'a gönderilmiştir
--- Gönderi Güncellendi ---
Süleyman Paşa zebidin fethi
Enfal.de.comdan alıntıdır

Mısırın ilhakıyla Osmanlıyı kabul eden Zebid hâkimi Barsbay'in ölümüyle yerine geçen Nâhuda Ahmed, Osmanli hâkimiyetini tanımaz Hadım Süleyman Paşanın davetlerini reddeder ve " Biz memleketi kılıcımızla feth ettik.almak isteyen varsa gelsin kılıcı ile alsın" der. anlasma yapılır. Nâhuda Ahmed her yıl l.000.000 akça şartıyla Zebid Beyligi'nde kalacaktır.

Nâhuda' Osmanlı hâkimiyetine girmiştir Süleyman Aga, tarafından hil'at, sancak ve berat verilerek geri dönülür Nâhuda Ahmed,antlaşmayı bozup Aden kalesini alacağını söyler. Süleyman Paşa, donanmasını Salif iskelesine çikarir. Nâhuda Türk, Arab ve Habeşlilerden meydana gelen ordusuyla yenilerek Zebid'e çekilir. Hadım Süleyman Paşa 24 Subat l539'da Zebid'e girer. Nâhuda'yı Divan-i Âlî'de idam ettirir. 6 Mart l539 Cuma günü Padişah adına hutbe okutturularak Zebid vilayeti Osmanlı topraklarına ilhak edilir
--- Gönderi Güncellendi ---
Açe sultanlığı
Enfal.de.comdan alıntıdır

Seydi Ali Reis'ten sonra süveyş kaptanlığına Kurdoğlu Hızır Reis getirilmişti. Portekizliler, Hind adalarını ele geçiriyordu ada devletlerinden en güçlüsü Açe islâm Devletiydi Sumatra ve Malaka yarımadasında hüküm sürüyordu. Açe hükümdarı Sultan Alaeddin, Osmanlı Devleti'nden yardım istemiş istanbul'a elçi göndermisti.

Elçinin gelişi, Sultan Süleymanın Sigetvar seferine tesadüf etmiştir . Osmanlı Devleti, Süveyş'teki donanma ile yardıma karar verir. yirmiden fazla gemi ile Süveyş kaptani Kurdoglu Hızır Reis yardıma memur edilir. denize açılmak üzere iken Yemen'de ayaklanma olur. Zeydî imamı Mutahhar isyan ederek San'a ile Yemeni ele geçirir Kurdoğlu Hızır Bey, Yemen serdarı Sinan Paşayı Yemen'deki isyana görevlendirdiğinden Açe seferi yarım kalır Açe Devleti'ne gönderilmesi gereken levazimatlar top dökebilen san'atkârlar ve iki gemi Açe Islâm Devleti'nin hizmetine girerler
--- Gönderi Güncellendi ---
Kanuni dönemi Hint deniz seferlerinin sonuçları
Enfal.de.comdan alıntıdır

Osmanlıların, XVI. asırdaki uzak denizlerdeki faaliyetleri,portekiz hâkimiyetine büyük bir engeldir seferler sonucu baharat ticareti canlanmış Kızıldeniz limanları, Portekizden kurtulmuşlardır . Bu da Osmanlilarin Kizildeniz ve Basraya hâkim oldukları l540 tan itibaren başlamıştır.
Basra ve Kizildeniz kervanları Akdeniz ticaretini canlandırmış, Haleb, Trablus şam, iskenderiye Kahire liman ve şehirleri gelişmiştir Portekiz baharat ticareti gerilemiş, Osmanlı gümrüklerinde büyük artışlar meydana gelmiştir. Sumatra'daki Açe Sultanlığından baharatlar Kızıldeniz'e akmıştır
--- Gönderi Güncellendi ---
ÇALDIRAN SAVAŞI KARDEŞLER SAVAŞI

öncü kuvvetlerin komutani Mihaloglu Memed Bey, Sah'in emîri Ustacluoglu'nun Hoy'a geldigini, Sah Ismail'in de yaklasmakta olduğunu bildirdi yavuz Sah'i karsilamak üzere harekete geçer.Makû ile Hoy arasinda Tebriz'e 20 fersah mesafede bulunan Çaldiran tepelerine ulasir.

Selim, çaldıranda tertibatlar almis safakla birlikte savasa girismek veya askere 24 saat istiraat etmek üzere Divâna müracaat eder yol yorgunlugu münasebetiyle savasa girisilmesini tehlikeli bulan devlet büyükleri, askere 24 saat istirahat verilmesinin uygun bulur Buna karsilik, askerin içinde Alevî ve Siîlerin bulunmasindan ve düsmanla anlasabileceklerini düşünen Rumeli Defterdari Pîrî Mehmed hemen savasa baslanilmasinı belirtir teklif, Sultan Selim tarafindan kabul görür. safakla birlikte savaş nizami alinır
--- Gönderi Güncellendi ---
ÇALDIRAN ZAFERI KARDEŞLER SAVAŞI

Safevî ordusunda piyade ve atesli silahlar bilinmiyordu.Iran'da top kullaniliyor idiyse de meydan muharebelerinde kullanilmasina ehemmiyet verilmiyordu.Sah Ismail, casuslari vâsitasiyle, Sultan Selim'in askerî tertibatindan haberdar oldugu için askerini iki kola ayirmisti.
Sah ın süvarileri, Osmanli kuvvetlerine denkti Iran ordusu, kendi topraklarinda savaştığı için yorgun degildi. 2500 kilometrelik yoldan gelen Osmanli askerleri yorgundu. yiyecek sikintisi vardi.

Sayica Osmanli kuvvetleri kadar olan Sah'in ordusu dinçti. ordu, Tebriz gibi kisa bir mesafeden gelmisti. Asker iyi beslenmis sahlari için her türlü fedakârliga hazir, ona bagli idi. Topuz, yay ve mizraklarla donatilmis savasçilarin atlarina çelik eyerler vurulmustu. zaferden zafere kosmus bir hükümdara mâlik olduklarindan dolayi da mâneviyatlari yüksekti.

Osmanli toplarinin ates açmalari üzerine Siî ordusu dagilir. Şii Ustaçluoglu olmak üzere pek çok komutan öldürülmüstü.savas, Osmanlilarin lehine döndü.Yavuz Rumeli askerlerine yeniçerileri yardima göndermis,ates etmelerini emr etmisti. böyle bir durumda Siî ordusunda panik esmeye baslar. vaziyeti düzeltmek ve ordunun moralini takviye etmek için her tarafa kosan Sah Ismail, birkaç defa at degistirmis, atindan düsüp yere yuvarlanmisti. üzerine yürüyen bir Osmanli süvarisinin, Sah onu öldürmek üzere iken,en yakin adami Mirza Sultan Ali esareti göze alarak onu kurtarır

esir olmaktan kurtulan Sah aksama hiç bir ümid kalmayınca görünce, Tebriz'e kaçmis,Sultaniyeye çekilmek zorunda kalmisti. Onun kaçmasi üzerine Siîler, karsi koymaktan vaz geçerler.bir kismi esir, bir kismi maktul düser. Lütfi Pasa, Siîlerin hezimeti ile sonuçlanan Çaldiran Savasi'na " Sûfi-kiran " adini verir.
--- Gönderi Güncellendi ---
selim han-güneydoğu anadolu-diyarbakır

Yavuz Sultan Selim'in, Çaldiran'da Sah Ismail'e karsi kazandigi zafer,Güney Dogu Anadolu'yu Osmanli Türkleri'ne açmis ve bölgeyi Siî tehlikesi ile Iran kültürünnden kurtarmisti.Dogu Anadolu'da, çalismalar yapiliyor bölgede yasayan,ve Sia baski ve nüfuzundan nefret eden Sünnî Kürd ve Türkmen ahali, Iran hegemonyasini kirip Osmanlilara baglanmak istiyordu.

Yavuz döneminde Güney Dogu Anadolu'nun merkezi, o zamanki ismiyle "Âmid" denen Diyarbakir sehri idi. sehir, hem tarihî, hem de stratejik önemli büyük bir sehir idi. Osmanlilar burayi elde edebilirlerse bölgeyi Iran tehdidinden kurtarabilirlerdi. Bu gaye için Diyarbakir'in alinmasi kararlastirilinca Siî Iran idaresinden Osmanlilara iltica eden meshur âlim ve tarihçi Idris-i Bitlisî vâsitasiyle bütün bölgenin sulh yoluyla alinmasi için tesebbüslerde bulunulur ve basari saglanir.

Çaldiran muharebesinden sonra halki Sünnî olan Dogu Anadolu beyleri, Yavuz Sultan Selim'in tarafini tutmuslardi.Diyarbekir olmak üzere birçok sehir kapilarini Osmanlilara açmisti. bazi sehirler, Mardin, Iran kuvvetlerinin elinde kalmisti. Biyikli Mehmed Pasa, Diyarbekir beylerbiyligine getirilerek bölgenin idaresi onun yönetimine verilmis ve meshur tarihçi Idris-i Bitlisî bas müsavir olarak onun yanina verilmisti.

Sah Ismail, Osmanli ordusundan kaçip gizlendigi yerden çikip tekrar Tebriz'e dönünce Diyarbakir'a, Çaldıranda maktul düsen Ustacluoglu Mehmedin onun kardesi Karahan'i yollamis,ve Diyarbakir muhasara altina almisti. Yavuz, buranin muhasaradan kurtarilmasi için Biyikli Mehmed Pasa'yi memur eder. Bu esnada Sivas Beylerbeyi Sadi Beyi de Mehmed Pasa'ya yardima gönderir. Idris-i Bitlisî de on bin gönüllü ile iltihak eder. Diyarbakir üzerine yürüyen kuvvetlere karsi koyamayacagini anlayan Karahan, muhasarayi kaldirip Mardin taraflarina çekilir.
--- Gönderi Güncellendi ---
Yavuz sultan selim -memluklular
MERC-I DÂBIK SAVASI

Yavuz mektubunda Kansu Gavri'yi, Sah Ismail'i ve elçilerine hakaretten savasa davet edip: nerede ve nasil isterse kendisi ile karsilasmaya hazir oldugunu bildirir. Misir Sultani'ndan gelen Yavuz, "Bana, gönderecek, ulemâdan bir zât yokmuydu?" diyerek Memlûk elçisini tahkir ile gönderdikten sonra Ayintab (Gaziantep) istikametine dogru yol alir. Malatya'yi zapt eder. Ayintabta vali Yunus ve kendilerine iltihak edenlerle birlikte, Haleb'e bagli bazi sehirleri de alirlar.Haleb'in ekâbir ve ümerasi da kendilerini Memlûklularin elinde birakmamak sartiyle Osmanli ordusunu memnuniyetle karsilayacaklarini bildirmislerdir.

Memlûk Sultani Kansu Gavri, yaninda Abbasî Halifesi el-Mütevekkil Alallah oldugu halde 80.000 kisilik ordusuyla Haleb'den çikarak Merc-i Dâbik'a karargâh kurar.Selim'e gönderdigi mektupta özür diler. Selim,bu özre güvenebilirmiydi? Gavrinin Haleb'e gelisi de kendi ifadesine göre sadece teftis içindi.savastan sonra karargâhinda l00 kantar altin ve 200 kantar gümüsten ibâret olan ordu hazinesinin ele geçirilmesi düsünülürse, sadece memleketi teftis degil, Yavuz'u maglub ettikten sonra, Istanbul'u zaptetmek gayesiyle lüzumlu masraflari beraberinde getirdigi rivayet edilmektedir.gavrinin Kilis tarafındanMerc-i Dâbik a gelmesi bütün baris ümidlerini bosa çikarmisti.

Merci-i Dâbik'a, Memlûk ordusundan sonra gelen Osmanli ordusunun sag kolunda, Anadolu Beylerbeyi Zeynel Pasa, Sol kolunda Rumeli Beylerbeyi Küçük Sinan Pasa, merkezde Kapikulu askerleriyle Yavuz Sultan Selim yerlerini almis bulunuyorlardi. Ön tarafa zincirler ile birbirlerine baglanmis toplar yerlestirilmisti. Osmanlilar, âdetleri üzerine hilâl seklindeki harp nizamlarini uyguladilar. Osmanlilarin bu harp düzenine karsilik Memlûk ordusunun sag kolunda Haleb Nâibu's-saltanasi Hayir Bey, sol kolda Sam Nâibu's-saltanasi Sibay, merkezde de Sultan Gavri maiyetiyle cephe almislardi.

Merc-i Dâbik hezimetinden sonra, Misir'a kaçan Memlûk emirlerinin gayretleriyle Kahire'de Memlûk Devleti'nin basina Tomanbay getirilmisti.Yavuz Sultan Tomanbay'a iki elçi gönderrek hâkimiyetini tanimak sartiyle Gazze'den öteye olan Misir topraklarini Memlûklar'a birakmak istedigini,belirterek sulh teklifinde bulunacaktı Tomanbay, Sultan Selim'in sartlarini kabul edip sulh istediyse emirler, siddetle karsi koyarak bu teklifleri reddederler.


Yavuz Sultan Selim, Haleb Ulu Câmii'nde hatibin kendisine Mekke ve Medine'nin hâkimi mânasina gelen "Hâkimu'l-Haremeyn es-Serifeyn"yerine kendisine "Hâdimu'l-Haremeyn es-Serifeyn" (Haremeyn'in hizmetkâri) ünvanin verilmesini istemisti. Böylece Isâm tarihinde diyânetperverligin üstün oldugunu gösterdigi gibi, Hz. Peygamber'in,Züheyr'in kasidesine karsi bürdesini (hirka) vermesini örnek alarak böyle bir harekette bulunmustur. Bu hareket Selim'in Islâm'a ve Resûlullah'a ne kadar bagli oldugunun en açik nümûnesidir
--- Gönderi Güncellendi ---
Yavuz sultan selim ridaniye savaşı
kahirenin fethi

Yeniçerilerin mukavemeti üzerine geri çekilmek ve muvaffakiyetten ümidini keserek kaçmak zorunda kalan Tomanbay'i takib eden Osmanli kuvvetleri, Kahire'nin bir kismini ele geçirirler Selim, üç gün sonra yaninda halife ve dört mezebin kadilari oldugu halde Kahire'ye girip Bulak'ta ordugâh kurar. Osmanlilar, Ridaniye savasinda Kahire'yi ele geçirmek üzere giristikleri tesebbüslerde zorluklarla karşılaşmışlardır gecesi, yatsi namazindan sonra, on bin kisi ile Selim'in karargâhina hücum eden Tomanbay, Osmanlilarla siddetli çarpismalara girismis,Kahire'de hendekler kazdirip barikatlar kurdurtmak suretiyle sokak savaslarina baslamistir.

Vezir-i a'zam Yunus Pasa yeniçeri bölükleri dünyanin en büyük sehri oldugu Kahire'ye girerek memluklularla sokak savaslarina istirak eder. Kahire'liler de Osmanlilar'a karsi savasmis damlardan Osmanli askerlerine taş atmislardi. Tomanbay ve halkin çabalari, Kahire'nin Osmanlilar'in eline geçmesine engel olamadi. çabalardan bir sonuç alamayan Tomanbay, ele geçmemek için kadin kiyafetine girip Kahire'yi terk eder.

Tomanbay, yavuzdan kaçip kurtulmus olmasina ragmen, Misir'in ümerâsi, teslim oldu içlerinde Canberdî Gazalî de vardi.son taarruzda Tomanbay, dörtbin telef ve bir hayli esir birakmisti. Said taraflarina kaçan Tomanbay'dan aff edilmesi için yavuza mektuplar gelir. kendisine emannâme gönderilip iki defa aff edilir. Buna ragmen o, emannâme getiren hey'ete itimad edemiyerek, hey'et azalarini öldürtür.

Memluk sultanı Tomanbay, yavuz tarafından Sehsüvar oglu Ali Bey'e teslim edilir. Ali Bey, 2l Rebiülevvel 923 (l3 Nisan l5l7)'de Bâbu Züveyle" denilen yerde onu asarak idam eder. Idam için bu geçen yerin seçilmesinin sebebi Memlûklarin, Ali Bey'in babasini burada asmis olmalariydi.
--- Gönderi Güncellendi ---
Bâyezid devrinde Midilli'ye hücum eden Fransiz donanmasi püskürtülerek, Venedik ve Fransiz bozguna ugratilmislardir. Burak Reis'in sehâdetiyle sonuçlanan Osmanli Venedik deniz muharebesi, Endülüs'te son Müslüman Devleti Girnata Sultanligi'nin Bâyezid'e müracaati ve Kemal Reis'in komutasinda Ispanya sahillerinden Müslümanlari alip Afrika kitasina geçirmesi Türk denizcilik tarihinde parlak bir sayfa açmisti.
--- Gönderi Güncellendi ---
Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.
--- Gönderi Güncellendi ---
Gürcü seferi

Tahmasbın, harekete geçmesiyle Kanunî Diyarbekir'e gelir. iki devlet arasinda bulunan Gürcistan'in iranlilar'a yanaşarak iki yüzlü hareketleri ve sınır tecavüzlerinden dolayı işin sağlam bir sonuca bağlanması gerekiyordu.

Gürcüler, Livane Artvin sancağına girip ispir'e dayanmışlardı.Padişah, Diyarbekirde III. Vezir Ahmed Paşa başbuğluğunda Erzurum,Karaman, Dulkadir ve Rum Beylerbeyileri ile Sancakbeylerini yeniçeri Kethüdalarını, gürcü seferiyle görevlendirir

Gürcü Atabeyi Keyhüsrev'in merkezi Tortuma yürüyen Ahmed Paşa, ll Eylül l549 'da burayı kuşatır. Corci Aga teslimi reddettigi için savasa giriilir. Toplarla dövülen kale surları yıkılıp tortum feth olunur. Ahmed Paşa, Tortum Çayını ele geçirir. Fethedilen yerlere dört sancak itibar edilir
ikinci iran seferinde Hakkari'yi içine alan Van eyâleti kuruldu Atabeglerin yurdu dört sancak haline getirildi Sirvan ülkesi Osmanlilar'ın yardımı ile bagimsizligini kazanmıştır
--- Gönderi Güncellendi ---
Nahcivan Seferi

Osmanlı orduları vandan çekilince Tahmasb, Sirvan'ı ele geçirdi Özbek hükümdarı Abdüllatif Han ile Şehzade Barak Han'ın Amuderya'yı geçip Horasan'a akin etmeleri üzerine Tahmasb, Kazvin'den Sultaniye yaylaklarına vararak hazırlıklara başlamıştı.

Ubeyd Han oğlu Abdülaziz Han ölünce Özbek Hanları, ülkesi Buhara'yı ele geçirmek üzere dönmüşlerdi. ferahlayan şah, Tebriz'e ve Karabağa gelip. Sirvanşahlardan Derviş Mehmed Hanın ülkesi Seki'yi istila eder.Erzurum Beylerbeyliğine getirilen Van Beylerbeyi Iskender Pasa, Gürcü Atabeylerin elinde kalan son yerleri Ardanuç'u almış sancak merkezi haline getirmistir.

İskender Pasa, Ardanuç'ta Akkoyunlulardan kalma eski bir câmii kalıntılarını onarttirarak, buraya bir boyahane ile 6l dükkân vakfetmiştir.sancak merkezi haline getirilen ardanuç kısa zamanda islâmlaşmıştır İskender Pasa'nin Ardanuç'u fethettiğini duyan Keyhüsrev,Tahmasb'dan yardım isteyince o da iskender Paşa üzerine yürür. kışın yaklaşması ile sonuç alamadan Karabağ'a döner.

Tahmasb,ordusuyla Osmanlı topraklarını işgale başlar. İskender Paşa'yı sıkıştıran Tahmasb, Ahlat ve Van civarını yakıp yıkar. Ahlat'ı ele geçiren Şah, büyük bir katliam yaptırır. Erciş ve Bargiriyi de zapteden Safevîler Doğu Anadolu'da tahrip ve öldürme faaliyetlerine devam ederler.

Kanunî Erdel harekatını durdurup, doğu seferine hazırlıklara başlar Kanunî, Rumeli askerini Sokollu Mehmed Paşa komutasında Anadolu'ya gönderir.Rüstem Paşa yeniçeri ve bölük halkıyla istanbul'dan hareket eder.

Kışı Haleb'de geçiren Kanunî, Diyarbekir divanında askerin Erzurum'da toplanmasını emreder Tahmasb pasif savunmasını sürdürür. Kanunî yetişmeden Hakkari, Gevaş, Van ve Adilcevaz taraflarını yağmalayıp yakıp yıktırır.

Kars ovasinda gelen Kanunî, Tahmasbı savasa davet eder. Rafizîlik'ten ve halkin mallarini yagmalamaktan vazgeçmesini,bütün korkusu top ve tüfek ise bunlari birakabilecegini, savasmak için sadece kilicin yeterli olacagini bildirir Kanunî, mektubunda tahmasbı ulemanın verdiği fetvalarla Hz. Peygamberin şeriatına davet ediyordu.

Kanunî, Nahçıvan'a ulaşır.çevrenin çöle dönmüş olduğunu görür. saray ve konakları yağmalar Tahmasb Osmanlının karşısına çıkmaktan çekinir Kanunî geri dönme kararı alır.Osmanlı kuvvetleri ile Safevîler arasinda çarpışmalar meydana gelir.Safevîler dağıtılır. Osmanli ordusu geri dönerek Beyazit'a gelir.

Şahın mektubunu taşıyan elçiler Tahmasbın, Padişah, şarka on defa gelse bile karşısına çıkılmayacağını belirtiyor barış istiyordu. Osmanlılar 'ın cevabı ülkesinde oturup, fitneye fesada karışmaması idi. Kanunî, Safevîler'in kutsal saydıkları Erdebil ve Tebriz'i tehdidde bulunmuştu buda Safevîler'i korkutup telaşa düşürmüştü.

Safevi düşmanlığının kaldırılması ve barış
mütarekesini uygun karşılayan Kanunî, şahın elçisine baharda Osmanlı ordusunun harekete geçip Erdebil ve Tebriz'i tahrib edeceğini ispatlamış; Tahmasb'i barış hususunda harekete geçmeye mecbur birakmistir.
--- Gönderi Güncellendi ---
Cezayir müslümanlarının kurtarılması
KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMI

Osmanlı Deveti'ne baş vuran barbaros l5l9 da Yavuz'a bağlılığını arzettiginden Sultan Selim askerî yardim ve beylerbeyilik hil'ati yollamıştır. Afrika'da olanları öğrenen Sultan Selim, Hızır Reis nasruddindir, hayrüddindir" diye memnuniyetini ifade ederek onun Cezayir hâkimi olarak tanındığını belirten bir hatt-i serif gönderir.

Barbarosa 2000 kisilik bir yardimci birlik gönderilmesi kararlaştırılır. hutbenin Padişah adına okundugu Cezayir, Osmanlı topraklarına katılmıştır Hızır bundan sonra Hayreddin diye anılmaya başlanır. Barbaros, Cezayir hâkimi olmuştur

Barbaros'un, Akdeniz'deki başarıları şarlken'i rahatsız eder Şarlken, Akdeniz'deki problemi bertaraf etmek için meşhur kaptan Ceneviz'li Andrea Doria'yi görevlendirir. amiral, Barbaros'u aramaya baslar. düsman sahillerini vuran Barbaros, büyük bir ganimet ile Cezayir'e döner.

Barbaros, esirlerden, Andrea Doria hakkinda bilgi alır. Cerbe adasındaki Sinan Reisi yardıma çağırır. İspanya adına hareket eden Andrea Doria, Çerçel adasına hücum eder. Barbaros'un geldigini duyunca geri çekilip kaçar

Kanunî, Barbaros'u takip eder. Barbaros da ona bilgiler verir Kanunî, l532 de Alaman seferindeyken Şarlken, Andrea Doria'yı Moraya gönderir Barbaros, onbeş gemiyle Endülüs Müslümanlarını Afrika yakasina geçirmek üzere gönderilir.

O, Müslümanlari gemilere, bindirerek yetmiş bin Endülüs Müslümanını Cezayir taraflarına taşır. Müslümanların din degistirip Hiristiyanlaşmasına mani olunur müslümanlar büyük bir zulümden kurtarılır. Din ve insanlik tarihi bakimindan fevkalade önemli bu iş yedi sefer sonucu olmuştur
--- Gönderi Güncellendi ---
Rodos'un Fethi
Kaynak enfal.de. com

Sultan Süleyman'in Akdeniz'de Osmanli hakimiyeti için giristigi büyük mücadelede, Rodos ilk, Malta seferi ise son dönemi ifade Dünya saltanatının ikinci yilinda Rodos'u ele geçirmesi, Dogu Akdeniz'de Osmanli hâkimiyetini sagladı ve mücadele Orta ve Bati Akdeniz'e intikal etti

1309'dan beri Saint Jean şövalye tarikatının elinde bulunan Rodos adası eskiden beri Osmanlıların istedikleri önemli yerlerdi. Sultan Süleyman, Belgradı aldıktan sonra bu mes'eleyi halletmek istiyordu.fethi zarurî kılan sebepler vardı.fetih Osmanli ülkesine ilhak edilmis Misir, Suriye ve Dogu Akdeniz sahillerinin emniyetinde önemliydi

Rodos ve adaların Osmanlıların elinde bulunması gerekiyordu.Sultan Selim, saltanatının son yıllarında, Şövalyeler üzerine yürümek için büyük bir donanma hazırlamış ancak gerçeklestiremeden hayata gözlerini kapamıştı.Hıristiyanlığın, kalesi Rodos'ta ki şövalyeler, Osmanlı hac gemilerine saldırmışlar, Canberdi Gazali'ye yardımda bulunmuşlardır

Rodos'ta Cem Sultan'in oğlu Muradı taht vârisi olarak ortaya sürmüşler kalelerinin sağlamlığına güvenen olan Rodos şövalyeleri, korsanlık faaliyetleriyle Müslümanların yollarını kesip gemilerini alıyor, Osmanlı sahillerinde fesatlıklarda bulunuyorlardı.Müslümanları esir alıp adalarında işkence yaptıkları biliniyordu.

Kanunî, siyasî ve stratejik sebeplerden Rodos problemini halletmek istiyordu. babasından miras olarak devr aldığı bir meseleyi halletmek niyetinde idi. Rodos'u feth etmek suretiyle dedesi Sultan Mehmed'in gerçekleştiremediği bir şeyi yapmış olacaktı.

Fâtih han zaferlerinde sadece iki yerde istediğini yapamadı Bunlardan biri Belgrad, diğeri Rodos'tu genç Süleyman, saltanatının ilk yılında Belgrad'ı zapt ederek Fâtih hanın düşüncesini gerçekleştirdi Belgradın arkasından Rodosa yönelmesinde, rodosun fethedilememiş olmasıda etkili olmuştur

Rodos'un fethinde Divan-i Hümayûn Rodos seferine taraftar değildi Şövalyelerin şöhreti, adanın müstahkem olup muhasaraya dayanabilmesi Avrupa'nın derhal yardımda bulunabileceğini düşünüyorlar sonu tehlikeli bir sefere girişmeyi doğru bulmuyorlardı

Vezir-i A'zam Pirî Mehmed Pasa Çoban Mustafa Paşa denizci Kurdoglu Müslihiddin Reis, Rodos seferine taraftar olup Avrupadan endise edilmemesi gerektiğini ileri sürüyorlardi.

casuslarıyla Rodosda bilgi toplayan Kanunî, sefere karar verir Hammer'in ifadesiyle " Kur'an-i Kerim'in emriyle Üstad-ı A'zamdan mektuplan teslim olmasinı ister ve kabul ederse şövalyelere hürriyet ile mallarına dokunulmayacağına dair, yerlerin ve göklerin yaratıcısı Allah, O'nun elçisi Hz. Muhammed ve Peygamberler adina yemin eder teklifi Üstad-i A'zam red eder

Avrupa devletleri birbirleri ie mücadele ettiklerinden, Rodos ile ilgilenecek durumda değillerdi. Rodos ile ilgilenecek tek devlet Venedikliler ticaret antlaşması ile pasifize edilmislerdi. Divan'daki sefer kararından sonra Osmanlı ordusunun rodos seferinin hazırlıklarına başlar

Rodos seferine çıkacak osmanlı ordusunun
başına serdar olarak ikinci vezir Çoban Mustafa getirilir. seferi haber alan Rodos Üstad-i A'zamı kaleyi tahkim ettirmis, yiyecek depolatmış,limana zincir çektirerek, Papa ve Fransa'dan yardim istemiştir

Osmanlı donanması, 5 Haziran l522'de 300 gemi ile Çoban Mustafa komutasında harekete geçer. Donanmada onbin deniz ve itfaiye neferi bulunuyordu. Sultan Süleyman istanbul'dan kapıkulu ve timarli sipahileriyse karadan yola çıkmıştı.sefere nadir bir istisna olarak, Seyhülislâm Zenbilli Ali Cemalî Efendi de katılmıştır.

Osmanlı donanması, Rodosdaki Gnido adasına varmıştı Osmanli donanması, Rodos kalesinin dogusundaki bir limana demir atar. Kaleyi ablukaya alır Padişahı bekler. yüzbin kişilik ordu, surlara mevzilenir. Ingiliz, Fransiz, Italyan,avrupa milletlerine mensub şövalyeler Rodos burcunu müdafaaya başlamışlardı.

Çarpışmalar, Alman burcuna top atışı ile başlar. Kanunî, Kızıltepede otağını kurdurarak kuşatmayı idare eder. Şiddetli Osmanli hücumlari, beş ay devam eder. dayanamayacaklarini anlayan sövalyeler, kaleyi teslim edeceklerini Kanunî'ye bildirmek zorunda kalirlar.

21 Aralik 1522'de rodos teslim alınır 2l3 yıllık Haçlı Devleti tarihe karışır. Katolik Hiristiyanlar Yakın Doğu'dan uzaklaştırılır sövalyeler adadan çekilir Hıristiyanlara dinî âyin ve inançlarda serbestlik vergi ve devşirme alınmaması imtiyazları verilmiştir

Hiristiyanligi kabul eden Sultan Cem'in oglu Murad iki oğlu ile ortadan kaldırılır. Şövalyelerin Rodos'u terkiyle Pâdisah Câmie çevrilen Saint Jean Kilisesinde Cuma namazi kılmıştır. imamlığı, sefere katılan Şeyhülislam Zenbilli Ali Efendi yapmıştır.

Rodos, Midilli sancağına bağlanarak Dizdarzâde Mehmed Bey'in idaresine verilmiştir. Osmanlılar,sefer sonrası Anadolu sahillerinde Bodrum, Aydos, Tahtalı kalelerini, Leros, Sömbeki, Kalimnos, Limonsa adalarini ele geçirmislerdir.

Rodos kalesi ve adasiyle birlikte Oniki adanin tamami ve Bodrum teslim olmuştur. Bodrum'un fethi, Anadolu tarihinde önemliydi burasi, Anadolu'da Hiristiyanlarin elinde bulunan tek toprak parçasi idi.

Kanunî, Rodos şehrinde kaleyi gezerken Noel kutlanıyordu Papa Hadrianus,Saint Pierre kilisesinde Noel âyinindeyken kilise şaçağından bir tas Papanin ayagina yuvarlanır. Kardinaller hâdiseyi Rodos'un düşmesine isaret saydilar.

Rodos'un fethi, Türk topçulugunun Avrupa karşısındaki üstünlüğünü gösterdi alınması mümkün görülmeyen Hıristiyanlığın kalesi rodosun zapti, Avrupa'da büyük bir hayret uyandırmıştır. Rodos'un fethinde Rodos hapishanelerinde bulunan alti bin
Müslüman esir kurtarilmistir.

Rodos'a Türk göçmenleri yerleşti câmi, imâret, mektep, medrese, çeşme ve yol yapılıp ada imar edildi Rodos,sancak merkezi oldu bahriye sancakbeyleri Tümamiral ve valiler tayin edildi.

Kanunî Yeşil Melek kasırgasına binip Rodos'tan ayrılırken Aydın, Midilli, Karasi, Menteşe ve Saruhan sancakbeylerini Anadolu beylerbeyi Kasım Paşa'nın nezaretinde Rodos'taki insaat , imar ve iskân işleri bitinceye kadar adada kalmalarını emr ederek istanbul'a yola çıkar

Kanunî 29 Ocak l523'te yedi ay on iki gün süren ikinci seferi rodos sefer-ini bitirerek istanbul'a gelmiştir Rodos'un fethinde Venedik ve Şah ismail cülûstan beri ilk defa taziyet ve tebrik vecibesini yerine getirmis, Rodosun fethine memnunluk bildiren mektup ve elçiler göndermiştir

Rodos'un fethi ile Avrupa'da Kanunî'nin şöhreti artmis Belgrad ve Rodos Hiristiyanların iki kilit noktasi müstahkem kaleleri düsürülmüştür bu sefer Osmanlilarin ileride basaracaklari daha büyük fetihler için bir işaret sayıldı.
--- Gönderi Güncellendi ---
İRAN SEFERLERİ

Sultan Selim'in vefatıyla umutlanan ismail, Anadolu propagandasını arttırıp Kanunî'nin cülusunu tebrik etmedi şah Ismail ölünce küçük çocuk onbir yaşındaki Tahmasb tahta geçti iran Gilan beyliği ve Sünnî ulema Osmanlilardan yardim istedi

Kanunî'nin niyeti Türkistan'a varıncaya kadar bütün Türk illerini tek bayrak altında toplamak Kızılbaş
Safevî tehlikesinin kökünü kazımaktı.Mohaç seferinden önce Doğu'ya sefer yapmayi düşünmüş Tahmasb'a "Tehdidnâmeler göndermişti
Doğu ile ilgilenmeye karar veren kanuni. Nihayet iran'a harbin açılmasına karar verir

Safevîler iran'ında Şiilik hâkimdi. Etnik bakımdan safeviler Türk ve Türkmen olmakla beraber, mezheplerinin farklı olmasi onları, Osmanlı Türklerinden ayırıyordu. Şah ismail, ve oğlu Tahmasb Türk idiler. Ancak iran Şii Mezhebi savunuculari olarak Sünnî Osmanlılarla kıyasıya mücadele ediyorlardı.birlik söz konusu olamazdı.
Safevîler, Keyhüsrev'lerin, Dârâ'ların tahtında eski iranı temsil ediyordu

Arab ve Acem'e girilmesiyle "Irakayn Seferi" olarak anılan bu harekatın, faydası, Bağdad ve çevresinde, osmanlı hâkimiyetinin kurulmasıdır sefer sonucu, Osmanlıların karşısına çıkamayan Safevîler'in ortadan kaldırılamayacağı anlaşılmıştır ve Osmanlı safevibseferlerinin asıl gâyesi, Safevîleri belirli bir sınır dışında tutmak olmustur


Irakayn seferi sonrası büyük Vezir-i A'zam ibrahim Paşa, l5 Mart l536'da idam edilecektir. Irakayn seferindeki hataları yetkilerini sınırsızca kullanmasi Defterdar Çelebi'nin öldürülmesindeki rolleri Kanunî'nin çok sevdigi vezirini devlet selâmeti için gözden çıkarmasına yol açmistir
--- Gönderi Güncellendi ---
BAĞDAT SEFERİ KAYNAK ENFAL.DE.COM

Bağdad'ı ele geçiren Zülfikar Bey şehrin anahtarını istanbul'a gönderir Osmanlilar, Viyana kusatmasinda iken Tahmasb, Bağdadı ele geçirir Kanunî'nin çıkacağı Doğu seferinden önce, Bağdad ile Bitlis'te meydana gelen hâdiseler, doğu seferini zaruriyet haline getiriyordu

Türkmen Musul oymağından Zülfikar Han,Kelhur Hâkimi idi. Bağdad Beylerbeyi amcasını asker bulundurmadan yaylaya çıkmasıyla bir baskınla öldürüp 40 gün kusattigi Bağdadı almış kendisini Bağdad Beylerbeyi ilan etmişti. Tebriz'in kendisini cezalandıracağını bilen Türkmen Beyi, Bagdad'ın anahtarlarını Kanunî'ye göndermiş kanuni adına sikke kestirip hutbe okumuştu. Osmanlılara bağlılığını ilana başlamıştı.

Padişah,Viyanadayken Irak'a yardım edemedi. Tahmasb, ordusu ile Bağdadı günlerce kuşatmış l0 Haziran l529 da Zülfikar Han ile kardeşi Ahmed Bey'i uyurken öldürerek Bağdad kalesini ele geçirmişti Irak merkezi bağdat Osmanlılar'a tabi olmuş ancak korunamamıştı buda Padişahı manevî bir borç altına sokmustu

İran harbindeki ikinci hâdise ise iran beylerinden Ulama Han'ın Osmanlılar'a, Osmanli ümerâsindan Bitlis Hâkimi Şeref Hanın ise Safevîler'e sığınmamalarıdır. Şah Kulu isyanında Şah Ismail'in yanına kaçan Ulama Han, Azerbaycan Beylerbeyi ve önemli bir siyasetçiydi Şah ın basveziri Çuha Sultan'ın, isfahanda Samlu Hüseyin Han tarafindan öldürülmesiyle şahtanvezirlik istemişti

Ulama han Şaha gitmek isterken, rakipleri onu âsi gösterir beylerinin ve aşiretinin ezilmesinden ürken Ulama Han, sancaklarıyla Vanda Osmanlılara bağlılık bildirir. İstanbulun buyruğuyla, Bitlis Beyi Şeref Bey'in "vasıtasıyla istanbul'a gelir Ulama,Şeref Hanın şah'a meyli olduğunu söyler ocaklık statüsü kaldırılıp beylerbeyilik haline getirilen Bitlis ulamaya verilir

Seref Han, Sünnîdir Bitlis'in iran toprağı olduğunu ilan etmiş ve Tahmasb'dan yardım istemiştir. O Osmanlılar 'ın, kendisini ata topraklarından mahrum edeceğini sanıyordu. Dulkadir ve Diyarbakır Beylerbeyi yardımıyla Bitlis'i kuşatan Ulama, Safevî ordusunun yardıma geldigini duyunca Diyarbekir'e çekilmistir.

Ahlat'ta şah'a ziyafet çeken Şeref Bey, tahmasba armağanlar sunar, kendisine de murassa kılıç kemeri ve altın sırmalı kaftan hediye edilir. Tahmasb,ferman vererek "Eyâlet penâh" diye hitab eder.Tahmasb, Osmanlılara bağlı bir uç beyliğini himayesine almış ve iran savaşına sebep olmustur

Bu, bir Osmanli toprak parçasının başka bir devlete geçmesi demektir Osmanlı siyaseti bunu kabul etmez bunun üzerine iran seferi elzem hâle gelmiştir. İrana bizzat hükümdar sefere çıkmıştır
O, iranı ortadan kaldırıp, Sünnî Türkistan'la birleşmek,ve kendisini arkadan vuran şii kösteğini ortadan kaldırmak arzusunda idi.

Kanuninin Anadolu'yu isyanlarla karıştıran şiîliğe karşı düsünce ve tutumunu gösteren gazeli Sultan II. Mahmud'un kızı Âdile Sultan tarafindan hicri l308 miladi l890 yılında istanbul'da bastırılmıştır
"Allah, Allah diyelüm, Sancak-ı Sâhî çekelüm,
Yürüyüp her yanadan şark'a sipahî çekelüm,
İki yerden kuşanalum yine gayret kuşağın,
toz ile toprağa, bu râhi çekelüm.
Gözüne, sürme deyü dûd-i siyahi çekelüm.
Bize farz olmus iken : olmamız Islâm'a zahîr,
Nice bir oturalum, bunca günahı çekelüm,
Umarum rehber ola bize Ebûbekr ü Ömer,
Ey Muhibbî, yürüyüp Sark'a sipahî çekelüm.


BAĞDAT SEFERİ

Tahmasbın muhtemel bir harekâtina karşı acele yetişmesi arzulanan Kanunî, iran sınırlarına yola çıkar.Konya'dan geçerken Allah'a hamd ve senâ ile büyük şair ve mutasavvıf Mevlana Celâleddin-i Rûmî'nin türbesinde semâ âyininde bulunulur. tilâvet ve Mesnevî'den parçalar okunması dervişlerin ney sesleri kanuniyi çok memnun etti

Sultan Süleyman, Tebriz'e girerken şehir halkı tarafindan tezahüratla karşılandı. Pâdişah'la serasker ibrahim paşanın orduları birlesti divan toplanarak seraskere, beylerbeyilerine, ağalara, hil'atleri giydirildi. Ordu ihsanlara kavuştu

Ordu,yoluna devam eder. Tahmasb geri çekilir Şahın taraftarları Osmanli bayragi altına geçerler. Tahmasb, Osmanli ordusunun önüne çıkmaktan çekinip yıpratma taktikleri kullanıyor Osmanlı ordusunun geçeceği yerleri tahrib ettiriyordu.

Irak-ı Acem'e giren Osmanli ordusu ıssız ve harab bir arazide çok güç şartlar altında Sultaniye'ye gelebilmişti. Havaların soğuması, erzak darlığının başgöstermesiyle Bağdad'a yüründü yürüyüs, dünya tarihinde eşine ender rastlanan bir vak'aydı
hayvanlar telef olmuş, toplar büyük zarar görmüşlerdi.esyalar kayıp ve zayi' oldu. toplar yolda bırakılıp toprağa gömüldü.

Bu işler, serasker kethüdası Basdefterdâr Iskender Çelebi'yi alakadar ediyordu.İbrahim Pasa ile arasında anlaşmazlık vardı yollardaki telefe çok kızan Pâdisah'a, işin sorumlusu olarak Iskender Çelebi gösterildi. Başdefterdar azledilerek zeâmetleri alınır.

birçok güçlükler yenilerek Bagdada varılır. Bağdad önlerinde kale muhafızı Tekelü Mehmed maiyetindekilerle şehri terk eder Bağdad, mukavemetsiz olarak 28 Kasim l534 te teslim olur. iki gün sonra da Pâdisah sehre girer Bağdad, Osmanlı ülkesine ilhak edilerek Bati'da "Dâru'l-cihad" Belgrad' Doğu'da ise "Dâru's-selâm" denilen Bağdad, Osmanli ülkesine katılmış olur bağdad
Birçok evliya türbesini bulundurdugu için "Burc-i evliyâ", Abbasî halifelerinin baskenti olduğundan "Dâru'l-hilâfe", isimleriyle anılıyordu.

Kanunî, Bağdad da birçok mübarek yeri ziyâret ve tamir ettirmişti.imam A'zamın Şia tarafindan yağmalanan kabrini buldurup ziyâret ederek temizletir üzerine çini ile türbe ve câmi yapılmasını emreder.Imam Musa Kazım 'ın ve islâm büyüklerinin türbelerini ziyâret eder Sünnî ve Şiileri memnun eder.Şeyh Abdülkadir Geylanî'nin kabri üzerinde bir türbe ve imâret yaptırır.
--- Gönderi Güncellendi ---
BUDİN SEFERİ
Kaynak enfal.de.com

Ferdinand yıllar sonra Zapolya'nın ölümüyle küçük Sigismund'u tanımayarak tekrar ayaklanacak ve Kraliçe isabella'nın Osmanlıları yardıma çağırmasıyla, Macaristanın durumu yeniden gözden geçirilerek Budin tamamen Osmanli idaresine geçecektir.

Zapolyanın l540 daki ölümüyle Macaristan işleri karismaya başlar. Kraliçe isabella istanbuldan oğlu Sigismund'un Macar Kralı olmasını ister Fakat, Ferdinand ile Şarlken Budin'i muhasara ederler. başarı elde edemezler. Macaristan'a yeni bir sefer mecburiyeti doğar.

kanuni l54l de Budin'in Ferdinanda geçmemesi için Rumeli Beylerbeyi, ve üçüncü vezir Sokullu Mehmed Paşa 'yı 3 bin yeniçeri ve süvariyle budine gönderir. kendiside sefere çıkar. Budin'i alamayan Ferdinand kaçmak istediyse de muvaffak olamayarak imha edilir.Ordugâhları Türklerin eline geçer. Başkomutanları öldürülür. Padişah Budin'e yaklaştığında böyle müjdeli bir haber alır

savaşda Avusturyalılar, ordugahların etrafina hendekler kazıp manialar koydular ve İstabur - Tabur" adi verilen istihkâmlar yapmışlardı. Macarlarca bu tahkimata verilen "Tabur" adi, tarihlerimizde "Istabur" şeklinde ifade edildiğinden, Kanunî'nin dördüncü Macaristan seferine "Istabur seferi" denilmiştir.

Budinde küçük kral, Padişah ın karargahına getirilir. piyadeler Budin'e girer Kraliçeye Budin'in küçük Kral Sigismund büyüyünceye kadar Türk idaresinde kalacagi söylenir. Sigismund,ahidnâme ve nâib olan annesiyle birlikte Zapolyanın eski beylik mahalli Erdel (Transilvanya )'e gönderilir.

Böylece Zapolyanın idaresindeki Macaristan Osmanlı topraklarına ilhak olunup on iki sancaklık Budin Beylerbeyliği kurulur Beylerbeyliğe Bagdad Valisi aslen Macar olan Süleyman Pasa tayin edilir Macaristan, Osmanlılara, Ferdinand'a ve Sigismund'a ait olmak üzere üç kısma ayrılır
--- Gönderi Güncellendi ---
MOHAÇ SAVAŞI
Kaynak enfal.de.com
Kanunî, sabah namazından sonra,gözleri yaşlı ellerini göğe kaldırarak askerlere hitab etti İlahî, kudret ve kuvvet senden, imdad ve himaye senden. Ümmet-i Muhammed'e yardım et. Müslümanı yerindirme, kâfiri sevindirme " diye dua eder.

Bu duayla Osmanlı saflarındaki askerlerde cesaret ve din şevki artar. süvariler, atlarından sıçrayıp yere atladılar. Yüzlerini toprağa sürüp secde ettiler Allah'tan zafer dilediler.şevk ile atlarına bindiler Padişahları ugrunda canlarını vereceklerine and içtiler.

Padişah, cenk elbisesiyle merkezdeki yerini almıştı. Sabah namazından saatler geçtigi halde taarruz başlamadı Kanunî, düşmanın yaklasmasini bekliyordu. Nihayet bekledigi an geldi ikindi vakti Macarlar taarruza geçti mohaç savaşı 29 Agustos l526 (20 Zilkade 932) Çarbamba günü ikindi vakti Macar hücumuyla başladı

Osmanlılar 'ın savaş planına vakıf olmayan Macarlar, altmış bin kişilik bir hücum ile işi halledeceklerini ümit etmişlerdi.Osmanlılar ise Macarları merkeze çekip çenbere alarak imha etmek istiyorlardi.

Macar komutanı Piyer Pereney ile Papaz Tomori, bütün kuvvetleriyle Vezir-i A'zam ve Rumeli askerine hücum ettiler. Osmanlı kuvvetleri geri çekilip düşmanı içeriye aldılar. Macar kuvvetleri içeri alınıp toplarin önüne getiriliyordu. Bâli Bey kuvvetleri, düşmanın arkasını çevirerek Macar süvarilerini ikiye ayırdılar.

Macarlarin Kral Layoş komutasindaki kolu, Anadolu kuvvetlerine yüklendi. Padişah ordusunun kalbine hücum ettiler. Kendisini muvaffak gören düsman içeri girdi. 35 Macar şövalyesi Kanunî'ye sokulup Pâdişahı esir alıp öldürmeye yemin etmislerdi. Bunlar, Marczalinin komutasında bulunuyorlardı.

Yeniçerilerin siddetle çarpistigi Padişahın etrafinda küçük bir kuvvetin kaldığı bir anda Marczali ile Kanunî bizzat karşı karşıya geldi marczalinin arkadaşları, imha edilmişlerdi. Kanunî, tek başına üç sövalye ile dövüştü bir kaç ok yediyse de oklar, zırhı delemedi.Kanunî, üç şövalyeyi bizzat kendi kılıcıyla öldürdü

Macar kuvvetleri topların önüne getirildi "akıncı" ve "deli" kuvvetlerince çevrildi 300 topa ateş verilince Macarlarn dehşete kapılıp darmadağın oldular. savaşta komutan olan layoşun bataklikta ölüsü bulunmustu Osmanlilarin kilicindan kurtulan askerler gece bataklığa düşüp boğulmuşlardı.

Mohaç Muharebesi iki saat sürdü.Osmanlı ordusunun mevcudu 300 bin, Macarlarınki l50 binden fazla idi. tarihçi Peçevî, "Mohaç gazasında ikiyüz bin kâfir katl ve esir olundu denilse belki noksanı var, mübalağası yoktur" derken, iki tarafin kuvvetlerinin denk oldugunu belirtmek ister.

Lütfü paşa da Macar askerlerini şu ifadelerle dile getirir: "200 bin atli otuz bin piyade tüfenk Macar kuvvetleri 230 bin civarında idi. savaş Osmanlı planına uygun cereyan etti Kral Layoş, askerini üçe ayırmış, toplara karşı,bir gedik bulamamıştır. Osmanlıların Rumeli ve Anadolu kolu Macarları çenbere almıştır.

Osmanlılar, mohaç ovasında Allah Taala'nin: âyet-i kerimesi'nin işaret ettigi gibi galip gelmişlerdi. Macar Kralının komutası altında Macarlar'dan Alman, Leh, Çek, italyan ve ispanyollar'dan meydana gelen büyük bir ordu bulunmakta idi.

Mohaç zaferinin ertesi günü akıncılar, düşman ülkelerine akınlara gönderilmişti. Macar ordusu imha olunmuştu. Osmanlıların önünde engel kalmamıştı. Mohaç ovasındaki üç günlük istirahattan sonra Osmanlı ordusu Macaristan ın başkenti Budin üzerine yürür. l0 Eylül l526'da şehir teslim olur.
--- Gönderi Güncellendi ---
İBRAHİM PAŞA TEBRİZ KUŞATMASİ
Kaynak enfal.de.com

2l Ekim l533 de Vezir-i A'zam Damad Ibrahim Paşa bağdada gönderilir. İbrahim Paşa,Konyadayken Ulama Han Bitlis'e girip ve Şeref Han'in başını keser. Şeref Han'ın oğlu III. Semseddin, karşı duramayacağını anladığından Ibrahim Paşa'ya müracaat eder. Bitlis'i ocaklik hâline getirilip Seref Han'ın oğlu III. Semseddin'e verilir. bölgede Şeref Hanlar'ın nüfuzu büyüktü.Bitlis Valisi olarak 4l yil idarede bulunmuştu.

Ulama Han "Ahlat, Adilcevaz, Erciş ve Van'ı Osmanlılar'a itaat ettirmiştir Tahmasb harb hazırlıklarına başlar Bağdadı ele geçirmek isteyen ibrahim Paşa, Tebriz üzerine hareket eder. Sadrazam'ın ordusu Sa'dabad civarında konakladığı zaman, Tebriz halkının ileri gelenleri, bağlılık arzederler. Böylece Ibrahim Pasa, l3 Temmuz l534 te savaşmaksızın Tebriz'i ele geçirir.

Paşa, tebrizde müstahkem bir ordugâh inşa ettirerek l000 kisilik bir kuvvet koyar. Şehre kadı tayin ederek her türlü yağma ve kanunsuz hareketler yasaklanır paşa kimseyi incitmemeye ve halkı memnun etmeye son derece dikkat ediyordu. İbrahim Paşa'nn hareketleri kısa zamanda meyvesini verip tesirini gösterecektir.

Irakayn seferi sonrası büyük Vezir-i A'zam ibrahim Paşa, l5 Mart l536'da idam edilecektir. Irakayn seferindeki hataları yetkilerini sınırsızca kullanmasi Defterdar Çelebi'nin öldürülmesindeki rolleri Kanunî'nin çok sevdigi vezirini devlet selâmeti için gözden çıkarmasına yol açmistir
--- Gönderi Güncellendi ---
2. Macaristan Seferi Viyana Kuşatması
Kaynak enfal.de.com

Osmanlılar sayesinde Macar Kralı seçilen Zapolya, bu imkanı değerlendiremez. Osmanlılar'a karşı avrupadan yardım ister Macar kralı seçilmiş Ferdinand Budine yürür zapolya kuvvetlerini Tokaj'da mağlup eder zapolya kayınpederi Lehistan Kralı'nın yanına sığınmak zorunda kalır

Zapolya, Osmanlılar'dan tekrar yardım ister. yardım talebi, Osmanlıları sür'atlen harekete geçirir 29 Subat l528 antlaşmasına göre Osmanlı Devleti, Zapolyayı hükümdar olarak tanır. Ferdinand vergi vermek şartıyla Macar Kralı olarak tanınmasını istediyse de teklif kabul edilmez Budin'in Zapolyaya iade etmesi istenir.

Kanunî, Vezir-i a'zam ibrahim Paşaya II. Macaristan seferinin serdarlığını tevcih ederek büyük yetkiler vermisti.kanuni Macaristan yönetimine asker ve kaynak kullanmak yerine, Zapolyanın idaresinde yarı bağımlı bir Macar Devleti'ni Habsburglar'a karşı tampon bir devlet olarak birakmayi tercih ediyordu
--- Gönderi Güncellendi ---
VİYANA SEFERİ

Budin'e giren Kanunî, Ferdinand ile karşılaşmak niyetiyle Viyana'ya hareket eder ordu, Avusturya - Macar sınırındaki Ovar kasabasini ele geçirir Viyana önlerinde toplanmaya baslar.Ferdinand'in ise kuvvet toplamak için Avusturya içlerine çekilmisti.

Viyana şehrinin muhasarasında Osmanlı ordusu hazırlıksızdı Belgrad, Mohaç ve Budin'deki ağır toplar olmaksızın, orta ve hafif toplarla kalede istenilen gedikler açılamadı. Almanlar, kaleyi büyük bir fedakarlıkla savunuyorlardı. Surların önünde iki taraf da ağır zayiatlar veriyordu.ancak Surlar altından lağım açılamıyordu.

aralıksız süren çalışmalar sonucu surlarda gedikler açılıp hücumlarda bulunuldu havaların soğumaya başlaması, kışın yaklaşması erzak sıkıntısının had safhaya ulaşması, askerin gücünü etkiliyordu. Kanunî, l7 günlük muhasarayi kâfi görmüştü ancak bu kadar kisa sürede böyle müstahkem bir mevkiin düsürülmesi, ordu ne kadar kuvvetli olursa olsun imkansızdı.

l4 Ekim l529'da hücum başarıya ulaşmayınca, muhasaranın kaldırılmasına karar verilir. Halbuki son hücumda gedikler açılmış kalenin dayanma gücü tükenmek üzeredir kışın kar ve yağmurun yağması üzerine "Pâdisah-ı islâm emriyle leskere (askere) zarar ve ziyan müretteb olmasın diye kanuni "bir adami on bunun gibi hisara vermezen" deyip kuşatmayı kaldırır

Kanunî haklı ve yerinde bir karar alarak Kış ve soğukların bastırmasıyla viyana kuşatmasını kaldırır hakan askerini düsünmüştür bölgedeki kar yağışı ve şiddetli kış soğukları felaket getirebilirdi. Şarlken (Charles Quint) Avrupa'dan topladığı kuvvetleri Linz'e yığıyordu. Viyana ancak iki hafta dayanabilirdi. Ancak kale feth edilse bile sonra ne olacaktı ?

Kanunî çekilir çekilmez, Linz'deki Alman ordusu şehri muhasara edecekti. muhasara için Viyana'da çok büyük bir askerî güç bırakmak icab ediyordu. Şehirde, Türk topçu ateşinden yıkılmadık bir yer kalmamıştı. Böylece şarlken taht şehrinin tahribi ile cezalandırılmıştı.

Kanunînin viyana seferinde l4 bin Osmanlı askeri şehid olmuş ve yaralanmıştı. Almanya tamamen perişan olmuştu. Viyana sefer-i hümayûnu 7 ay, 7 gün devam etmişti. Macaristan'daki Osmanlı hakimiyeti sağlamlaşmış, Avusturya ve Kuzey Macaristan tahrib edilmiş saldırı ihtimali ortadan kalkmıştı.
--- Gönderi Güncellendi ---
Belgrad'in Fethi
Kaynak enfal.de.com

Canberdi Gazalî'nin isyanında Macaristan'a sefere karar verilir. stratejik önemi olan Belgrad, Avrupa seferleri için bir üs durumunda idi. stratejisinden dolayi Fâtih han da burayı almak için tesebbüslerde bulunmustu. askerî güçlerine güvenen Macarlar, Pâdisahi tebrik ietmedikleri gibi haracı istemek üzere Macaristan'a gönderilen Osmanli elçisini öldürmüslerdi.

elçiyi öldürmekle yetinmemiş kulakları ile burnunu keserek Süleyman hana göndermişlerdi.insanlık tarihi için yüz karasi bir vahset sergilemişlerdi olumsuz gelişmeler üzerine harp kaçınılmaz hale gelmisti.Kanunî, kendisine ve devletine yapılan hakaretin cezasına inandığı için harp hazırlıklarına başlanılması için emirler göndermisti.

İran hudud güvenliği sağlanıp savas kararı alındıktan sonra babasi ve dedeleri II. Bayezıd ile II. Mehmed'in türbelerini ziyaret ettikten sonra l8 Mayis l52l' de bizzat kendisinin başında bulundugu Osmanlı ordusu, Belgrada hareket eder. müzakerelerde Veziriazam Pîrî Mehmed Paşa'nın görüşüyle Belgrada yürünmesi Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşa'nın ise Bögürdelen hisarini almasi kararlastirilmistir

Sabacz böğürdelen hisarını kuşatan Ahmed Paşaya kaledeki garnizon, direniyor kendisini savunuyordu.muhafizlar yok edildiler.kuşatmada Osmanlılardan epeyce şehid verildi. Ahmed Pasa, büyük bir mücadeleyle 7 Temmuz'da Sabacz (Bögürdelen)i zaptetti Böylece Kanunî ilk fethini gerçekleştirmiş oluyordu.

Sultan Süleyman, Ahmed Pasa ile sancakbeylerini huzuruna kabul ettikten sonra sabacz kalesine gelir.istihkâmların arttırılmasını ve Sirmi'ye geçmek için Sava üzerine köprü yaptırır. Süleyman han gayretleri artırmak için nehir kenarinda çardak altinda insaatin tamamlanmasini bekler. manevî bir destek ve etki altinda kalan ordu can ve başla köprü inşaatını ongünde tamamlar

Belgrad kuşatmasında Pîrî Paşa Zemin Kalesini ele geçirir Pîrî Paşa' yı çekemeyen Ahmed Pasa'nin tesiriyle Belgrad muhasarası kaldırılıp Budine yürüme kararı alınır ancak karardan vazgeçen Sultan Süleyman,l Agustos'ta Zemin civarına otağ kurup, belgrad kuşatmasının sonuçlandırılması emrini verir.

Şiddetle kuşatılan Belgrad dayanamayacağını anlayınca eman dileyerek kaleyi teslim eder. Kale halkı Macaristan'a giderken, Sırplı olan bir kısımda evlad, ve mallariyla Istanbul'a nakl olunarak Yedikulede iskan edilir mahalleye Belgrad Mahallesi denilmeye başlanır.

Fetihten sonra 200 top ile tahkim edilen Belgrad Kalesi, ve Semendire 900 bin akça has ile Bosna Sancakbeyi Yahya Paşa oğlu Bâli Bey muhafazasina tayin edilirken Bosna Sultanzâde Hüsrev Bey'e verilir.

Belgrad seferinde Osmanli ordusunda filler de bulunuyordu iki tane olduğu belirtilir Kanunî'nin ilk seferine Edirne, Filibe Sofya medreseleride iştirak etmislerdir. Belgrad, ele geçirildiğinden itibaren Avrupa seferlerinde en mühim üslerden biri olmus "Dâru'l-cihâd" adini almistir.

Sultan Süleyman, Belgrad'dan iki yaşındaki oğlu Murad'in,ve kızının ölüm haberini almış. İstanbul'a girdikten on gün sonra da dokuz yaşındaki oglu Mahmud çiçek hastalığından öldü Vezirler, cenazeye yaya refakat ettiler. Bunlar Sultan Selim türbesinin yanina defn edildiler.
--- Gönderi Güncellendi ---
l562)Bogdan Seferi
KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMI

II. Bâyezıttan beri boğdan Osmanlılara bağlı bir voyvodalıktı voyvodalık Kili ve Akkirman kaleleriyle devletin nüfuzuna girmiş yarim asırdan fazla devleti uğraştıracak hareketlerde bulunmamışlardı. voyvodalık vergi vermekte ihmal göstermişse de göz yumulmuş sadece ikaz edilmişti.

Kanunî, Macaristan seferinde boğdanı Voyvoda Petru Rares'e bırakmıştı. Voyvodalık, her yıl Osmanlı Devleti'ne 4000 duka altın, 40 kısrak ve 20 tay göndermekle yükümlü tutulmuş. kararlaştırılan hediyeler bizzat Rares'ten alınarak karşılığında vezirlere mahsus samur kürk sancakbeyi alâmeti olarak iki tug hediye edilmişti

Rares, gizlice Osmanli Devleti aleyhinde çalışmaya başlamıştı. Ferdinand ile muhabere müzakerelerine baslayan Rares, Erdel sınırlarına tecavüz etti Zapolyaya karşı Ferdinand ile birleşti vergilerini göndermedi Osmanlılara bagli Venedikli Gritti'yi öldürttü

Rares'in bu faaliyeterinden Kanunî l538 Mayıs'ında Boğdan üzerine yürümeyi kararlaştırır. Barbaros'un donanma ile denize açıldığının ertesi günü istanbul'dan hareket eden Osmanlı ordusu, Edirne'ye ulaştığında Kanunî "Seferimiz Boğdan üzerinedir" diyecektir. Kanunî, Rares'in azıgnlığa son verip itaat etmesi halinde merhametli davranacağını bildirmişti.

Rares'in samimi olmadigi anlasilmis sefere devam edilmiştir. dehşete düşen Rares, Transilvanyaya kaçmıştır Osmanlı ordusu Yaş sehrini yakip yıkmış Suçeva sehrini almıştır. Kanunî, umumi af ilan ederek voyvoda seçilmesini ister. Kanunî Rares'in kardeşi Lacustayı voyvoda arayarak berat verir.

sefer sonunda Osmanlılar, Prut ile Dinyester nehirleri arasındaki yerleri ele geçirirler Elde edilen yerler, sancak haline getiriliŕ. yıktırılan Kili kalesi inşa edilip Akkirman müstahkem bir kâle haline getirilir Bender sehri ele geçirilir Boğdana voyvoda vaziyete hâkim olamaz Sultan Süleyman, voyvodaliğı tekrar rarese verir
--- Gönderi Güncellendi ---
Kırım seferi
KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMI

Kanunî döneminde Kırım da kardes kavgaları artmıştı. Kanuni mücadeleyi takip ediyordu islâm Giray'ın yerine hanlığa tayin edilen Sahib Giray, Kırımda kendini mücadelenin içinde bulmustu eski han islâm Giray, Sahib Giray'ın Osmanlı destegi ile hanlığa oturmasını hoş karşılamamıştı.

Sahib Giray muhaliflerini yok etmeye başlamıştı. Nogayları kendi tarafına çekmis ve islâm Giray'ın, öldürülmesinden sonra Nogaylar'a karşı cephe almıştır. Sahib Giray, yegeni Baki'yi saflarina çekmiş Moskova seferinde ortadan kaldırmıştır.
otorite tanımayan Nogaylar'a karşı Sirinlerle birleserek l546 - l547'de Kirim tarihinde "Nogay Kırımını gerçekleştirmistir. .

Kırım da, Osmanlı modeliyle hâkimiyet tesisine çalisan Sahib Giray ın Kanunî'nin teveccühüne mazhar olması, vezirler arasinda aleyhine bir faaliyete sebep oldu. Sahib Giray vezirleri tahrikten çekinmiyordu. Kanunî'nin iran seferine kuvvet göndermemesi, gözden düşmesine yol açmıştır

Girayın müstakil bir hanlık kurmaya çalıştığı söylentileri kuvvetlenmiştir. Kazan hanlığına Devlet Girayın tayinini istemiş rakipten kurtulmayi ümid etmişti. Fakat kendisi azlolunur. Osmanlı Devleti tarafindan Kırıma gönderien Devlet Giray, Sahib Girayı yakalayarak üç oglu ile birlikte öldürür.

Ruslar düşmanı olan Sahib Giray ortadan kalktıktan sonra ivan Vasili, Kazan ile Ejderhanı zaptederek çar ünvanını almıştı Devlet Giray Ruslarin eline düşen Ejderhanlığını geri almış Moskova akınlarıyla Ruslar vergiye bağlanmıştı.

Devlet Giray, Zigetvarda Mirzalar komutasında Tatar askeri göndermiş. Bu kuvvetler, Erdel Beyi Sigismund ile birlikte Avusturyalılar in eline geçen yerlerin alınmasında büyük hizmetler görmüşlerdi.
 
Üst