Öz kızını türban takmadığı için öldürdü

yusufsan21

Dekan
27 Eylül 2008
6,978
35
228
herkesin kaynağı kendine doğru geliyor. ve herkesede doğrusu budur işte olarak kabul ettirmeye çalışıyor. yakında tırıvırıhaber.com diye bi site açacam kaynak olarak orayı gösterecem :D


Millet türbana saldırırken böyle demedin. Şimdi yalan olduğu çıkınca kaynaktan bahsetmeye başladın.

tırıvırı diye kaynak yaparsan ancak tıro vırolar sana inanır :D
 

respector

Asistan
15 Mart 2009
475
2
0
Habere göre türbanı (bu kelimeden nedense hoşlanmıyorum. Belki de sürekli olarak bu kelime üzerinden haber yaptıklarındandır) ne için takacak bu kız? Dini, islam için. Dinimiz ne emrediyor? Bir canlı başka bir canlıyı haksız yere öldüremez. (Burada hak savaş vs gibi durumlar) E habere göre bu adam kızını türban takmadığı için öldürmüş. Kızını öldüren adamın imanından direk olarak şüphe (gerçi şüphesi falan kalmamış ya neyse) ederim ben. Yani iki durum birbirini karşılamıyor. Uyduruk olduğu direk olarak ortada.

Respector, sen işine gelmeyince hemen bir yana kıvırıyorsun. Direk bir konu altında da, "Sen beni hangi sıfatla yargılıyorsun?" tarzı bir cümle kuraraktan "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" a getirmişsin lafı. Çok komiksin.

İyi bol bol gülersin işte...

Din için, namaz kılınır, oruç tutulur, hacca gidilir, fitre zekat verilir ama türban takılmaz. Muğlak ifadeler dışında Kuranda türbanla ilgili hiç bir şey yok. Hz Muhammed'in (S.A.V) eşleri türbanlımıydı...? Hz Muhammed'in soyundan gelen Ürdün kralının eşi bile türban takmıyor (başı tamamen açık) Türbanı getirip İslamın başına bağlayan, türbanı, sakalı islam sayan ama kalbinde fitne fesat odaları zihniyete yazıklar olsun!

Bunlarda komik mi? Yoksa hazmedilemediği için komik saçma vs. mi sayılacak?

flood için özür ama düzenleyemiyorum.

Yazıyı yalanlayanlar sadece muhafazakar haber siteleri ve onların okuyucu yorumları. Okurlar nedense "kız isteyerek türban takıyordu" dan emin. Tipik bir kadının yerine erkeğin düşünme durumu. Kız erkek arkadaşı olduğu için öldürülmüş. O zaman formülümü değiştiriyorum: Türban + sevgili: Babadan gelen ölüm.

TSK'nın "bu belge sahte" diyen mahkeme kararına inanmaz ama islamik bir haber sitesinde ki " valla yalan bu haber"le anında ikna olursunuz.

Enteresan...
 

anarchst

Profesör
16 Nisan 2008
1,652
4
216
Millet türbana saldırırken böyle demedin. Şimdi yalan olduğu çıkınca kaynaktan bahsetmeye başladın.

tırıvırı diye kaynak yaparsan ancak tıro vırolar sana inanır :D


o halde bugünki ilk mesajımıda oku ondan sonra bıdı bıdı et...

sebep ne olursa olsun öz babası tarafında öldürülen 15 yaşında bir kız çocuğunun ölümü var ortada. öncelikle bunun için o babanın türk olmasından kendi şahsıma utanıyorum...

ayrıca ben eminim ki burda bir çok insan var sebep türban yüzündense babaya hak verecek olan...

senin kaynak diye gösterdiğin sitenin amacının ne olduğunu anlamak için ne dahi olmak gerekir nede orada geçen haberleri okumak gerekir. siteye şöyle bir bakmak yetiyor. ayrıca o sitenin yöneticilerine söyle batmayan mayo reklamları insanın abdestini kaçırtabilir kaldırsınlar onu ordan :hammer:
 

Alemci_Dayı

Profesör
25 Mayıs 2008
1,532
18
0
Sebep her ne olursa olsun Cinayet işleyen bir insan gideceği yer CEHENNEM'dir , biz MÜSLÜMANLAR böyle inanırız ..

Yok şu nedenle yok bu nedenle öldürmüş diyebilirler , hiç bir neden ALLAHIN verdiği canı almak için bir sebep olamaz , ALLAHIN VERDİĞİ CANI ALLAH ALIR ..

Ha bu dünyada birine ceza verilecek ise DEVLET cezasını keser , diğer bir değişle ' Şeriatin Kestiği Parmak Acımaz '
 

aGrasiwe

Öğrenci
24 Haziran 2009
23
0
0
başka ne olması lazım; Vakit,Zaman, Yeni Şafak, Sabah, Bugün, Kanal 7, Haber 7, STV, Taraf gibi kağıt parçalarını mı referans versin? :devil: :devil:


bu saydığın gazetelerin hepsi dürüst haber yapan gazetelerdir emin ol bunlar dışındaki gazetelerden kesinlike şüpe duyacaksın bu bir gerçek !!!
 

quazar

Doçent
6 Haziran 2007
805
5
0
Daha şimdi okudum haberi ama cinayetin sebebinin türbanla uzaktan yakından alakalı olmayacağını anlayacak kadar ve haberin kasıtlı yapılmış bir yalancıktan ibaret olduğunu anlayacak kadar zeka sahibiyim. Önceki mesajları ile buna inanan zavallıcıklar oy kullanıyorlar birde...
 

recepivedick

Asistan
8 Haziran 2009
110
0
0
Millet türbana saldırırken böyle demedin. Şimdi yalan olduğu çıkınca kaynaktan bahsetmeye başladın.

tırıvırı diye kaynak yaparsan ancak tıro vırolar sana inanır :D

asıl senin kaynağın yalan çıktı

senin takip ettiğin sahte müslümanlar senide kandırıyorlar sen hala uyu bakalım ne zaman uyanıcaksın
 

mc92001

Doçent
11 Şubat 2009
786
16
18
Muğlak ifadeler dışında Kuranda türbanla ilgili hiç bir şey yok. Hz Muhammed'in (S.A.V) eşleri türbanlımıydı...?

kardeşim sen türban deyince ne anlıyorsun bilmiyorum. ama hazreti muhammed'in eşleri örtülü idi. Bakınız Ahzab Suresi Ayet 59:

Ey Peygamber, hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle! Baş ve boyunlarını örtmek için cilbablarını üzerlerine alsınlar.
(cilbab'ın ne olduğunu da kendiniz bakıverin artık.)



ayrıca bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma hastalığına sende yakalanmışsın. Allah acil şifalar versin. Bir kere bile Kur'an-ı Kerim meali okumadığın belli.

Nur Suresi 31.Ayet:
Mü'min kadınlara da söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar. Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da oğullarından ya da kocalarının oğullarından ya da kendi kardeşlerinden ya da kardeşlerinin oğullarından ya da kız kardeşlerinin oğullarından ya da kendi kadınlarından ya da sağ ellerinin altında bulunanlardan ya da kadına ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah'a tevbe edin ey mü'minler, umulur ki felah bulursunuz."

İnşallah araştırma gayreti içerisinde olursunuz. bu konu ordan burdan duyulan klişe laflarla geçiştirilecek kadar basit değil.
Saygılar.
 

ARAP65

Asistan
5 Mayıs 2007
173
0
0
Arkadaşlar bilip bilmeden haksız eleştri yapmayın. bu haberin aslı şu; kız babasının tüm uyarılarına rağmen gece hayatı içine gömülmüş bir durumda, gece başka evlerde kalıyor. Baba ikna edemeyince gece uykuda boğuyor. Kartel Medya haberleri böyle çarpıtıp veriyor. ve bizim saf ,nsanımızda heme inanıveriyor. Saygılar...
 

respector

Asistan
15 Mart 2009
475
2
0
kardeşim sen türban deyince ne anlıyorsun bilmiyorum. ama hazreti muhammed'in eşleri örtülü idi. Bakınız Ahzab Suresi Ayet 59:

Ey Peygamber, hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle! Baş ve boyunlarını örtmek için cilbablarını üzerlerine alsınlar.
(cilbab'ın ne olduğunu da kendiniz bakıverin artık.)



ayrıca bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma hastalığına sende yakalanmışsın. Allah acil şifalar versin. Bir kere bile Kur'an-ı Kerim meali okumadığın belli.

Nur Suresi 31.Ayet:
Mü'min kadınlara da söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar. Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da oğullarından ya da kocalarının oğullarından ya da kendi kardeşlerinden ya da kardeşlerinin oğullarından ya da kız kardeşlerinin oğullarından ya da kendi kadınlarından ya da sağ ellerinin altında bulunanlardan ya da kadına ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah'a tevbe edin ey mü'minler, umulur ki felah bulursunuz."

İnşallah araştırma gayreti içerisinde olursunuz. bu konu ordan burdan duyulan klişe laflarla geçiştirilecek kadar basit değil.
Saygılar.

Araştırmadığımı nereden biliyorsunuz...?

Öncelikle senin yazdığın ayete bir İslam profesörünün görüşleri ile karşı çıkayım;
Kaynak: Prof. Dr. Hüseyin Hatemi İlâhi Hikmette Kadın-Say:225-249

33/59 : Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına söyle, dış giysilerini (cilbâb) üzerlerine alsınlar. Tanınıp incitilmemeleri için bu çok daha uygun bir yoldur...

Ayet; Peygamber ailesine mensup hanımlarla, mü'minlerin kadınları, evlerinin dışına çıktıkları zaman, tanınmaları ve dolayısıyla sarkıntılıktan korunmaları için dış giysilerini (cilbâb) üzerlerine örtmeleri için uyarmaktadır. Mü'minlerin kadınlarından maksat, cariye olmayan hür müslüman kadınlarıdır. İslâmiyet'ten evvel Arabistanda kabile savaşları oluyordu. Savaşta esir düşen insanlar diğerlerine köle oluyor, bir eşya gibi başkalarına da satılabiliyordu. İşte ayette Mü'minlerin (iman edenlerin) kadınları ifadesi cariyeler ile hür müslüman kadınları birbirinden ayırmak için kullanılmıştır.

Ayetin indiği dönemlerde Arap evlerinin içinde tuvalet yoktu. Bu ihtiyacı gidermek için hür kadınlar dışarıya çıktıklarında, o devirde devlet koruması ve otoritesi olmadığından, bazı ahlâksız serserilerin saldırısına ve cinsel tacizine uğramaktaydılar. Sarkıntılık edenler, cariye sanmıştık diye kendilerini savunuyorlardı. Olay Peygamber Efendimize anlatılmış, ayet de bunun üzerine inmiştir. Hür müslüman kadınların cariyelerden ayırt edilebilmesi için, dış elbise (cilbâb) giymeleri önerilmektedir. Cilbâb, vücudun bütün bölümünü kaplayan geniş bir örtüdür. Baş kapanacak veya saçın bir teli bile görünmeyecek diye bir kayıt yoktur.

Dışarı çıkarken cilbâb giyilmesini öneren ayet, hür müslüman kadınları ile cariyeleri ayırmak için geçici bir gerekçeye dayandığından, hükmü de geçicidir. Bugün cariyelik diye bir sınıf yoktur. Bütün insanlar hürdür, devlet otoritesi tamdır, her mensubunu koruyacak şekilde yapılanmıştır. Çağımızda, müslüman kadınlar dış elbise almaya lûzum görmeden dışarıya çıkabilmektedirler. Şu halde ayetteki gerekçe kalktığı için hükmü de geçersizdir. Nitekim Ülkemizde uygulama da böyle olmuştur. Cilbâb giyilmeden Nûr 31 ayetinin öngördüğü bir giysi ile dışarıya çıkma, İslâmiyet'e uygun bir örtünme tarzıdır.

Bende karşıt görüşümü destekleyen bir şeyler yazayım o halde;

ÖRTÜNME

Kur'ân ; dürüst, namuslu ve ahlâklı bir toplumu öngörmektedir. Bunun için toplumun çekirdeğini teşkil eden ailenin kadın ve erkek bireylerini uyarıyor: Bakışlarınızı kontrol edin ve ırzlarınızı korumak için örtünün. Kadına, hem kendi iffetini ve hem de erkeğin korunmasına yardımcı olması için daha kapsamlı örtünmeyi öngörüyor. Kadının erkekten biraz daha fazla kapanması, dişi olarak yaratılışının gerektirdiği yükümlülükten kaynaklanmaktadır. Oysa Allah katında kadın ile erkek eşittir ve bu gerçek Kur'ân'ın birçok ayetleri ile açık bir şekilde vurgulanmıştır. Tevbe 9/71 : «Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerine veli (Dost, arkadaş, yardımcı, koruyup gözetleyicileridir.»

Cenâb-ı Allah; özenerek en güzel biçimde var ettiği kadın ve erkek kullarının, yaratılışa yakışır şekilde güzel ve süslü giysiler içinde olmasını istemektedir. İlkel, bayağı bir giyimle kendilerini çirkinleştirmemelidir. Temiz ve güzel giyinmek inananlara helâldir ve Allah'ın emridir.

Kur'ân'da sadece iki ayette açıklanan örtünme, en önemli hüküm gibi gösterilmeye çalışılmış, toplumumuzda sorun haline getirilmiştir. Oysa İslâmiyetin esası TAKVA'dır ve yüzlerce ayetle belirtilmiştir. İnsanları Cenâb-ı Allah'a ulaştıracak ve rahmetine, sevgisine kavuşturacak örtünme, ancak TAKVA ELBİSESİ ile olur. A'raf 7/ 26 : «Ey Ademoğulları (kadınlar ve erkekler)! Size ayıp yerlerinizi örtecek örtü ve bir de süs elbisesi indirdik. Fakat TAKVA ELBİSESİ hepsinden hayırlıdır.»

Örtünme; toplumumuzda ciddi huzursuzluklara neden olmak tadır, bunun için sorunun acilen çözülmesi gerekir. Kur'ân'ın emrettiği yol, çağdaş bir Din Şûrasıdır. Böylece anlaşmazlıklar Cenâb-ı Allah'ın öngördüğü gibi çözüleceğinden, toplumdaki sorunlar da ortadan kalkacaktır.
(Bkz. Bu Kitap - Anlaşmazlıklarınızı Allah'a Arzedin)

KADINLAR ERKEKLERE ÇEKİCİ GÖSTERİLDİ

3/14 : Kadınlardan...gelen zevklere aşırı düşkünlük, insanlara süslü (çekici) gösterildi. Bunlar, sadece Dünya hayatının geçimidir. Asıl varılacak güzel yer, Allah'ın yanındadır.

Ayet, insanlara yaratılıştan verilen tutkuyu belirtmektedir. Kadın, erkeğin vazgeçilmez bir tamamlayıcısıdır. Onlarla eşleşerek yuva kurmak, cinsel istekleri tatmin etmek ve çoluk-çocuk sahibi olmak, Yüce Yaratıcı'nın koymuş olduğu hükümlerdir ve Dünya hayatının devamını sağlayan bir yoldur. Kadınların çekiciliğinden kaynaklanan bu zevklere, aralarında evlilik bağı olmayan kişiler arasındaki cinsel ilişki (zina) gibi saptırmalar ile ilâhî yasalar aşılırsa, nefislerin kötü sıfatlarına esir olunur ki, böylece dünyadaki sınavı kaybetmek ve azab (sıkıntı) çekmek kaçınılmaz olur.

İMAN SAHİPLERİ NAMUSLARINI KORUSUNLAR

24/30-31 : İnanan erkeklere söyle : Bakışlarını kontrol altına alsınlar, ırz ve namuslarını korusunlar... İnanan kadınlara da söyle : Bakışlarını kontrol altına alsınlar, ırz ve namuslarını korusunlar...

Ayette belirtildiği gibi; gözlerdeki cinsel istek ile dolu bakışları kontrol etmek ve iffetin korunulması icabı olan örtünme emri kadınlardan önce erkeklere verilmiştir. Dinen, vücudun örtünmesi gerekli mahrem yerlerine avret denir. İslâm bilginleri bu yerin, erkeklerde diz kapağı ile göbek arasındaki kısım olduğunda birleşmişlerdir. Kadında ise örtünme, zinet (süs) yerlerinin ilâvesi ile biraz daha fazladır.

İffetin (namusun) korunulması; yalnız kadınlar için değil, önce erkekler için farzdır. İffetli olma emrinin öncelikle erkeklere verilmesi, bu konuda onların kadınlardan daha çok tahrik olmasından kaynaklanmaktadır. Kur'ân'ı Kerîm; erkeklere aile bağlarının korunması için, Hz. Yusuf'un kıssasını örnek olarak vermektedir. Öyküde, üvey kardeşleri tarafından kıskanılan Hz. Yusuf kuyuya atılır. Onu bulan ve ölümden kurtaran kervancılar, Mısır'da zengin ve büyük mevki sahibi bir tüccar olan Aziz'e satarlar. O da karısına : Yusuf 12/21 «Ona iyi bak, belki bize yararı dokunur, ya da onu evlât ediniriz.) dedi. Böylece Biz Yusuf'a o yerde güzel bir imkân verdik...» Hz. Yusuf, olanakları geniş bir ortamda yetişerek bilgi ve görgüsünü arttırdı. Evin hanımı, çok yakışıklı bir genç olan Hz. Yusuf'a aşık olur ve gönlünü hoş etmek ister. Yusuf 12/24: «...Kadın(Aziz'in eşi) onu (Hz.Yusuf'u) arzulamıştı.Rabbinin doğruyu gösteren delili olmasaydı o da onu arzulamıştı...»

Hz. Yusuf; kendisine iyilik eden ve güvenen efendisine hıyanet etmemiş, kadını arzu etmesine rağmen Rab'bine sığınmakla nefsine hakim olmuş ve böylece doğru yolu bulmuştu. Yusuf 12/32-33: «(Kadın) dedi ki: Kendisine emrettiğimi yapmazsa, elbette zindana atılacak ve alçalanlardan olacaktır! Yusuf dedi : Rabbim; bana göre zindan, bunların beni çağırdığı şeyden iyidir...» Aziz'in karısının isteğine hayır diyen Hz. Yusuf zindana girmiş, suçsuz olduğunu ancak birkaç yıl sonra kanıtlayabilmişti.

Bu öyküden alınacak önemli ders; kadın veya erkeğin iffetinin korunulması, bez parçaları ile aşırı bürünüp örtünmekle değil, ancak Allah'a içtenlikle iman ederek O'nun ilâhî yasalarına uymak ve takva sahibi olmakla mümkündür.

Kadınlar da erkeklere cinsel istek ile bakmamalı, onları yoldan çıkarmamalıdır. Gözlerin şehevî bakışları gibi dar veya şeffaf elbise giyerek vücut teşhirciliği ve duyguları okşayan sözler de erkeği tahrik etmektedir. Kur'ân, Ahzâb 33/32-33 ayeti ile kadınları şöyle uyarmaktadır : «... Sözü duyguları okşayan bir biçimde söylemeyin ki, kalbinde kötülük bulunan biri ümide kapılmasın...İlk cahiliye yürüyüşü gibi kendinizi teşhir ederek (kırıta kırıta) yürümeyin... » Konuşmalarda ve yürüyüşlerde dişilik değil, ciddiyet ve kişilik sergilenmelidir. Kadın hiçbir zaman bir şehvet aracı olmamalı; iyi bir eş, mükemmel bir anne ve topluma birçok alanlarda hizmet veren bir varlık olduğunu unutmamalıdır.

Evlilik dışı cinsel ilişkiler (zina), kadın ve erkek için ayni derecede toplumu sarsacak kötü işlerdir. İsra 17/32 :« Zinaya yaklaşmayın, çünkü o, açık bir kötülüktür, çok kötü bir yoldur! » Zina, kadın için olduğu kadar, erkek için de çirkindir. Aralarında değer farkı olmadığı gibi, her ikisi de birbirine eşittir. Nûr 24/3 : «Zina eden erkek, zina eden... kadından başkasıyla evlenmez; zina eden kadın da zina eden... erkekten başkasıyla evlenmez. Böyleleriyle evlenmek inananlara haram kılınmıştır.»

Cenâb-ı Allah; ırzlarını koruyan kadın ve erkekler için şöyle buyurmaktadır : Ahzâb 33/35 : «Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır; ... Irz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar...»

SÜSLERİNİ (ZİNETLERİNİ) ÖRTSÜNLER

Nûr 24/31 : İnanan kadınlara da söyle : Bakışlarını kontrol altına alsınlar, ırzlarını korusunlar. Süslerini (zinetlerini) açıkta kalanlar dışında göstermesinler. Örtülerini (hımar) göğüs yırtmaçlarının üstüne kapatsınlar...

Ülkemizde büyük anlaşmazlıkların ve tartışmaların sebep olduğu ayet budur ve birçok yorumlara mesnet teşkil etmiştir.

Kadınlarda örtünme; ırzların korunması ile ilgili üreme organlarının kapatılması mecburiyetinden başka, zinet (süs) yerlerinin de ilâvesi ile erkeklerden biraz daha fazladır.

Zinetlerini (süslerini) açıkta kalanlar dışında göstermesinler. Burada zinet kelimesinin anlamı önem kazanmaktadır. Zinet mana olarak süs demektir. Kadında süs ise, hem zinet takılarını ve hem de vücudunun çekici yerlerini ifade etmektedir. Şu halde, kadının takıları ile vücudunun çekici yerlerinin gösterilmesi yasaklanmıştır. Ancak ayette (Ma zahara minhâ) açıkta kalan zinetlerin sınırlarının neler olduğunda kesin bir ifade bulunmamaktadır. Birçok İslâm bilgini, Kur'ân'ın verileri ve Sünnet'e göre vücudun abdest yerleri olan bileklere kadar ayaklar, dirseklere kadar eller, yüz ve mesh edilen başın örtünmeye dahil edilmediğinde birleşmişlerdir. Örtünmede kadına; Süslerini açıkta kalanlar dışında göstermesinler. ifadesi ile iklim şartları, örf ve adetlere göre bir esneklik tanındığı da anlaşılmaktadır.

Örtülerini (hımar) göğüs yırtmaçlarının üstüne kapatsınlar. Ayetin anlaşılabilmesi için «hımar» kelimesinin manası çok iyi bilinmelidir. Arapça büyük lügatlara göre hımar (humur'un tekili) : Örtü, örtmek, herşeyin üstünü örten şey, kadın ve erkeklerin başlarını örten şey demektir. Böylece de hımar kelimesi; yalnızca hanımların baş örtülerinin özel ismi olmadığı, genel olarak örtü anlamında kullanıldığı anlaşılmaktadır. Çok sıcak bir ülke olan Arabistan'da kadın ve erkekler başlarındaki örtülerle sokağa çıkıyor, güneşin aşırı etkisinden ancak böyle korunabiliyorlardı. Arap lisanında; kadınların başlarına örttükleri örtünün özel adı ise hımar değil, mikna ve nasıfydır.
(Bkz.Prof.Dr. Zekeriya Beyaz-İslâm ve Giyim Kuşam-Say:280-283)

Ayette, saçların örtünmesine ait açık bir ifade bulunmamaktadır. Eğer saç mutlaka örtülmesi gerekse idi, kesin bir hüküm ile belirtilirdi. Ayrıca saç, vücudun çekici bir yeri de değildir.Hımar kelimesini kadının baş örtüsü olarak kabul edip, dolayısiyle saça da örtünme yükümlülüğü getirmek, ayetin amaçladığı hüküm ile ne kadar bağdaşır? Ayetten çıkan mutlak emir, kadın vücudunun çekici yeri olan göğüs bölgesinin kapatılmasıdır. Böylece o bölgeye gerdanlık gibi bir zinet de takılmış ise, bu da örtülmüş olacaktır.

Kur'ân; gerek erkeğe ve gerekse kadına, bakışlarını kontrol altına almalarını istedikten sonra, her iki cinse de örtünme emri vermiştir. Ancak erkek üremedeki görevi icabı, daha kolayca tahrik olabilme özelliğinden dolayı, kadına daha geniş örtünme yükümlülüğü getirilmiştir. Böylece kadın ; başkalarının da korunmasına yardım ve katkıda bulunacak, hem de kendi namus ve iffetini koruyacaktır.

SÜNNET'E GÖRE ÖRTÜNME

Buharî, Ebu Dâvud, Nesaî'den gelen bazı hadislere göre Peygamber Efendimizin zamanında, kadın ve erkek müslümanlar ayni su kapından abdest almaktaydılar. Ebu Dâvud'un eserinde : Kadın ve erkek, ellerimizi aynı kaba sarkıtıp daldırarak toplu halde abdest alırdık. denmektedir. Bu da gösteriyor ki Asrısaadet'te kadınlar erkekler yanında abdest uzuvlarını açabiliyorlardı. O halde dirseklere kadar kollar, ayaklar, yüz ve başın abdeste, meshe esas olacak kısmı serbesttir. Bu yerleri de abdest dışındaki zamanlarda kapatmak hassasiyetini gösterenlere saygı duyulur, ancak bunu yapmayanlar hor görülmez.
(Bkz. Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an'daki İslâm - Say: 615-616)

ÖRTÜNMEYİ BİRİNCİ SORUN YAPANLAR

Örtünmeyi Kur'ân'ın en önemli hükmü imiş gibi göstererek toplumun huzurunu bozanlar, İslâm'ın omurgası niteliğindeki yasalara hiç değinmemekte, adeta onları gizlemektedirler. Kur'ân'da, örtünme hakkında yalnızca iki ayet bulunmaktadır. Oysa İslâm'ın esasını teşkil eden TAKVA, yüzlerce ayetle vurgulanmıştır. İnsanları Allah'a ulaştıracak, onun rahmetine, sevgisine kavuşturacak örtünme ise TAKVA ELBİSESİ ile olur. A'raf 7/26 :« Ey Ademoğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek örtü ve bir de süs elbisesi indirdik. Fakat TAKVA ELBİSESİ'si hepsinden hayırlıdır. »
(Bkz. Bu KitapTakvâ Elbisesi )

SONUÇ

Kadında abdest uzuvları olan; bileğe kadar ayaklar, dirseğe kadar eller, yüz ve baş örtünme dışıdır. İslâm'ın kadını; abdest yerlerinin dışında kalan bölgelerini de, Nûr 31 ayetinin belirlediği çerçeve içinde; coğrafya, iklim şartları, örf ve adetlere göre kapatmalıdır. Hımar kelimesini baş örtüsü olarak algılayan, dolayısıyla saçların örtülmesini gerekli gören anlayış da saygı ile karşılanmalıdır.

Örtünme; toplumumuzda ciddi huzursuzluklara sebep olduğundan, sorunun mutlaka çağdaş bir Din Şûrası ile en kısa zamanda çözülmelidir. Seçkin bilginlerden kurulu Din Şûrası'nın alacağı yeni karar ve fetvalar, ilmihal kitaplarına geçirilerek halkımız aydınlanmalıdır. Böylece sorunlar, Cenâb-ı Allah'ın öngördüğü sistem ile çözüleceğinden, toplumumuzda anlaşmazlıklar ve tartışmalar bitecek, dünya ve ahirette kurtuluş ve esenliğe erişilecektir.

Bu da Yahudi ve Hristiyan adeti örtünme şekli;

TEVRAT VE İNCİL'DE ÖRTÜNME

«Kâhin kadını RAB'in önünde durdurduktan sonra onun saçını açacak, anımsatma sunusu, yani kıskançlık sunusunu eline verecek. »(Sayılar 5/18)

«Rebeka gözlerini kaldırıp İshak'ı görünce, deveden indi. Ve köleye dedi: Bizi karşılamak için tarlada yürüyen bu adam kimdir? Köle: Efendimdir, dedi; ve Rebeka peçesini alıp örtündü.» (Tekvin 24/64-65)

Tevrat'ta bulunan birçok ayet, o tarihte kadınların örtündüğünü göstermektedir. Açık olarak ifade edildiği gibi çarşaf, başörtüsü ve yüzü örten peçe kullanılmıştır. Yahudiler Tevrat'tan sonra, kendi din adamlarının yorumlamış olduğu Talmud'u en kutsal kitap olarak kabul ederler, eğitim ve öğrenimlerinde de onu esas almışlardır.Tevrat'ı tefsir eden bu fıkıh kitabına göre; kadınlar yabancı erkekler karşısında saçlarını örtmeli, başı açık sokağa çıkmamalı, başkaları yanında çok konuşmayarak sessiz kalmalı, yabancı erkekleri tahrik edici hareketlerden sakınmalı, sadece erkeğine karşı süslenmelidir. (http:\\www.biriz.biz\tesettur\)

«Kadın başını açarsa saçını kestirsin. Ama kadının saçını kestirmesi, ya da traş etmesi ayıpsa, başını örtsün.» (1. Korintliler 11/6)

«Çünkü erkek kadından değil, kadın erkekten yaratıldı. Erkek kadın için değil, kadın erkek için yaratıldı. Bu nedenle ve melekler uğruna kadının başı üzerinde yetkisi olmalıdır. Siz kendiniz karar verin. Kadının açık başla Tanrı'ya dua etmesi uygun mu?» (1. Korintliler 11/8,10,13)

İncil'in bir bölümünü oluşturan "Pavlus'un Mektupları'nda", yukarıda görüldüğü gibi Hıristiyanların örtünmesi ile ilgili açıklamalar bulunmaktadır. Pavlus, Hz. İsa'nın gerçek temsilcisi Nasrani Hıristiyanların karşı koymalarına rağmen "Hıristiyanların Mimarı" olma başarısına erişmişti. Bu tarihten sonra Hıristiyanlıkta saçın bir telini bile göstermeyen baş örtüsü Rahibe Kıyafetleri oluşmuş ve günümüze kadar gelmiştir. İslamiyette de örf ve adet gereği saçın bir kısmının açık kaldığı baş örtüsü kullanılmakla beraber, Kur'an'da tüm saç tellerinin görünmemesi gerektiğine ait hiçbir ayet bulunmamaktadır. Saçları tamamıyla kapatan bir başörtüsü olan Türban, Hıristiyanlıktan İslamiyet'e geçmiş bir örtünme tarzıdır.

Kaynak: Kuran'da Kadn
 

mc92001

Doçent
11 Şubat 2009
786
16
18
Araştırmadığımı nereden biliyorsunuz...?

Öncelikle senin yazdığın ayete bir İslam profesörünün görüşleri ile karşı çıkayım;
Kaynak: Prof. Dr. Hüseyin Hatemi İlâhi Hikmette Kadın-Say:225-249
....
Kaynak: Kuran'da Kadn

kardeşim "cilbab'ın ne olduğunu da kendiniz araştırın" diye bilerek yazdım. çünkü cilbab hakkında çok farklı görüşler var. Hüseyin hateminin görüşü bunlardan biri.
Türban anlayışımız sanırım farklı. Türban, başörtüsü ne derseniz deyin. Kur'an-ı Kerimin de nur suresinde belirtilen örtünme şekli açık ve net.
konu başörtüsü tartışmasına dönecek yine. Daha fazla uzatmak istemiyorum.

Saygılar.
 

respector

Asistan
15 Mart 2009
475
2
0
kardeşim "cilbab'ın ne olduğunu da kendiniz araştırın" diye bilerek yazdım. çünkü cilbab hakkında çok farklı görüşler var. Hüseyin hateminin görüşü bunlardan biri.
Türban anlayışımız sanırım farklı. Türban, başörtüsü ne derseniz deyin. Kur'an-ı Kerimin de nur suresinde belirtilen örtünme şekli açık ve net.
konu başörtüsü tartışmasına dönecek yine. Daha fazla uzatmak istemiyorum.

Saygılar.

Seviyeli yazışma tarzınız için teşekkür ederim.
 
Üst