Mahalle maçları

drsakal

Profesör
Katılım
10 Aralık 2009
Mesajlar
1,602
Reaksiyon puanı
23
Puanları
218



1. Iyi oynayan iki kişinin aynı takımda yer almamasına dikkat edilirdi.

2. Maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu.

3. Maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi.

4. Hava kararınca, ezan okununca, anne-baba çağırınca maç biterdi.

5. Uç korner bir penaltıydı.

6. Topu patlatan parasını öder, patlak top ikiye kesilip kafaya takılırdı.

7. `Frikiklerde açıl biraz` denince `Burası Ali Sami Yen mi` şeklinde cevap verilirdi.

8. Takımlar kurulurken ilk oyuncuyu seçme hakkı, adım almayı iyi bilenindi.

9. Kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe `Açılsana 3 kere sektirdim` derdi, rakip açılırdı; efendilik vardı.

10. Top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse herkes `işe işe!` diye bağırırdı.

11. Penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. Eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı.

12. Abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip kınanırdı.

13. Tanju, Rıdvan, Metin, Ali, Feyyaz, Hagi, Hakan, Hami gibi dönemin popüler futbolcularının adı alınırdı.

14. Topun sahibi tüm kuralları koyar, takımı kurar, kaleyi seçer, istemediği kişileri topuyla oynatmazdı.

15. Klişe laflar vardı: `At bakayim abinin kıllı göğsüne!`

16. Elin avantajı olmazdı.

17. Bel üstü gol sayılmazdı.

18. Taçtan kendi önüne atıp başlatılınca, taç değişirdi.

19. Maçı izleyen küçük bir grup varsa, penaltı olup olmadığına o karar verirdi, saygı vardı.

20. Maçlarda eğer iddia varsa ödüller genel olarak Algida Max, eskimo, meybuz, 2,5 litrelik kola vb. ürünlerden oluşurdu.

21. Pas vermeden sadece çalım atarak gol atılırsa sayılmazdı.

22. Frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin koca bir zıplayışının akabinde 3 koca adım atmasıyla belirlenirdi... Büyük atılan adıma karşılık olarak rakip takım "sen tuvalete de mi böyle gidiyon?" diyerek ortalığı kızıştırırdı.

23. Top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. Topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı.

24. Gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse rakip takım direk o kişiyi yüceltip "adamın gol diyo" diyerek golü alırlardı. Golü kabullenen kişi de kaleye veya defansa alınırdı.

25. Varsa hakeme yapılan en dolu dizgin hakaret: "hakeme gözlük, eline de sözlük" tü.

26. Oynayacakların sayısı eğer tek ise, güçsüzlerden biri devre değiştirerek gönlü alınırdı.

27. Penaltılarda eğer takımınız açık ara farkla öndeyse kaleciye vurdurulurdu. Ama en güçlü forvetiniz penaltıyı kullanacaksa, hemen rakip kalecinin gönlü alınırdı: "Merak etme olm, teknik vuracam."

28. Sabit bir kaleci yoksa 2 golde bir veya dakika usulü oyuncular aralarında değişirdi. Kalecilik sırası "Sonum bir Allah" diye kim başlarsa o kişiden geriye sayılırdı.

29. Dizde veya ayak ucunda top sektirerek de sıra belirlendiği olurdu (genellikle 9 aylık veya 21 aylık gibi oyunlarda). Bu durumlarda ilk sektirmek isteyen "Birim bir Allah, kırmızı bayrak, yeşil kitap" derdi.

30. Kaleci oyuncu kavramı vardı. Takımların genellikle iyi oyuncuları bu kutsal göreve kendilerini adarlardı.

31. Eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek: "Adamın devam ediyor." derdi.

32. Milli birlik ve beraberliğimiz mahalle maçlarında başlamıştır. Önce maçlar yapılır... Centilmenlik skora yansımazsa sopalar, taşlar konuşurdu.

33. Atan alır spor vardı. Eğer top kime çarpıp çıkmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alırdı.

34. Mahallenin abileri kaleci alıştırırlardı ve buna göre puan verirlerdi. Aralarında kavga eden çocukların puanı kesilirdi.

35. Skor ne olursa olsun akşam!? saati yaklaştığında "Golü atan kazanır." kuralı işlerdi.

36. Maçlardan sonra su sırasına girmek ayrı bir davaydı ve mutlaka koşa koşa gidilirdi. Genellikle yaşlı amca veya teyzeler, zemin katta oturanlar bu işin acımasız kurbanlarıydı.

37. El kasti değilse o top direkt kaleye kullanılmaz, "kasti değilki oğlum, gol olmaz." denirdi...

38. Eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa; o top çizgiye kadar götürülür ya popo dürtmesi yada yere yatıp kafa, burun, alın gibi vucut kısımlarının dürtmesi ile gol atılırdı.

39. Kalecinin degajla gol atabilmesi bir yetenekti fakat gene de gol sayılmazdı. Karşılıklı atışmaların sonunda yoldan geçen herhangi biri hakem yapılırdı ve sonuca o karar verirdi.

40. Para o zamanlar kolay bulunmadığından maçın hangi takım tarafından başlatılacağına; bir tarafına tükürülmüş yassı bir taşın havaya atılıp, yaş mı,kuru mu seçiminde doğru tarafı bilen tarafın başlaması yöntemi ile karar verilirdi.

41.Kaleler taştan olduğu için atılan şut önce defansa çarpıp sonra taşın üstünden geçtiyse şutu atan takım gooll diye yaygara çıkarırdı.Rakip takımın gol değil kale üstü cevabına,gol yoksa korner o zaman ver topu diyerek racon kesilirdi.


Sizlerin var mı eklemek istedikleriniz ?
 

Neanderthal

Profesör
Katılım
17 Ocak 2009
Mesajlar
2,733
Reaksiyon puanı
18
Puanları
218
Ne günlerdi be. Çocukluğumu özledim :crying:
 

findukfaresi_

Profesör
Katılım
31 Mart 2009
Mesajlar
2,000
Reaksiyon puanı
20
Puanları
0
bide dokuz aylık diye bi oyun vardı.. tek kaleydi. topa bi dokunan bi daha dokunamıodu yoksa kaleye geçiyordu
 

Darknes$

Rektör
Emektar
Müdavim
Katılım
13 Haziran 2008
Mesajlar
17,953
Reaksiyon puanı
351
Puanları
3,263
Aynen öyle oluyordu :D:D

ne güzelmiş be o günler
 

Akin_25

Öğrenci
Katılım
30 Aralık 2009
Mesajlar
34
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Öncelikle bu güzel anılarımı tazelememe sebep olduğunuz için teşekkür ederim.Mahalle maçları bence bir kültürdür çok önemli milli- manevi değerlerimizdendir kıldır yündür herneyse.
Öncelikle mahalle maçı herkesle yapılmaz.Belli gruplar vardır.Bu gruplar genelde birbiriyle pek iyi anlaşamayan gruplar olur.Eğer bir maç yapılmaya karar verildiyse karşı tarafa elçi yollanır maç almak için.Karşı taraf maçı kabul ettiyse büyük ihtimal o gün içinde yapılacaktır bu maç kadrolar oluşturulur burda kaptan kişinin bazı arkadaşları kırma ihtimalide vardır.Herneyse maç saati yaklaşır 2 takımda birer top getirir genelde.Maçtan önce son dualar edilir (en az küfür eden kişi eder genelde bu duayı) ve maç başlar.Kıyasıya hatta ölümüne bir mücadele vardır bu maçlarda çünkü ortada mahallenin gururu vardır ve bu herşeyden önemlidir oyuncular açısından.Kaçan goller yıkıma sebep olurken kalemizdeki tehlikelerde yusuf-u emin oluruz.Maçta hakem yoktur genelde ve bu da her pozisyonun ardından tartışmalara hatta kavgalara yok açmaktadır.Maç bu şekilde devam eder eğer başbaşa giden bir mücadele varsa son dakikalardaki tartışmalı bir pozisyon büyük bir infial yaratabilir.Ondan sonra da iki takımın birbirine dalışı ve akşam ezanıyla birlikte kapanış... Öç birdahaki maça alınacaktır.
 

A|dem

Asistan
Katılım
9 Ocak 2010
Mesajlar
192
Reaksiyon puanı
10
Puanları
0
Yazı 10 üzerinden 10. Süper olmuş. Bizim zamanımızda da aynen öyleydi.
 

Felagund

Profesör
Katılım
23 Nisan 2009
Mesajlar
1,085
Reaksiyon puanı
15
Puanları
218
yaşlanmışız desene :) bizim mahallenin abileri oyuna karışıp o kutsal soruyu sorarlardı: "ben kimdenim" sonra herkezi çalımlayıp gol atmadan da gitmezlerdi. abilerin ayakkabıları kösele olmak zorundadır ve ağızlarında sigara :D
 

NikeSteeL

Dekan
Katılım
13 Mart 2009
Mesajlar
8,421
Reaksiyon puanı
131
Puanları
243
Okurken Çoçukluğumn Fim Gibi Geçti Gözümün Önünden Valla :)

Bir Şey Ekliyeyim Bizim Mahallede

1: Kaleciden Korner Olmaz Kavgaları Olurdu Sürekli ! :)


2: Eğer Çok Güçsüz Ve Yaşça Küçük (2 Yaşı Geçmez ) Biri Varsa Bir Takımda O Sütten Denir Top Ondayken Kimse Almaya Çalışmaz Şut Çekmesine İzin Verilirdi :)

Takım Sıkılıncıda Sütten Olanı Sen Biraz Otur Deyip Atılırdı Oyundan :)
 

Akin_25

Öğrenci
Katılım
30 Aralık 2009
Mesajlar
34
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Bir de dışardan maçı izleyen kız figürü vardır ki anasınıfında dans ettiğim ve aşık olduğumu düşündüğüm kıza hava atmak için yaptığım taklaları hatırladıkça aşk bu olmalı herhalde diye düşünüyorum.:)
 

Darknes$

Rektör
Emektar
Müdavim
Katılım
13 Haziran 2008
Mesajlar
17,953
Reaksiyon puanı
351
Puanları
3,263
Sdn halı saha Turnuvasında:D
Abanmak yok :D:D
 

cih@n3458

Asistan
Katılım
22 Ağustos 2009
Mesajlar
376
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
aynen bir iki tanesi hariç her mahallede aynıydı anlaşılan,çocukluğumuza döndürdün bizi sağol.

---------- saat 23:38 eklendi ---------- önceki mesaj saat 23:35 eklenmişti ----------

bide kaleden kaleye gol oldumu passız çalımsız onuda saymazlardı bizim mahallede.
 

Mai Nai

Guru
Emektar
Katılım
23 Ağustos 2008
Mesajlar
21,614
Reaksiyon puanı
157
Puanları
243
Sanırım yaşlanıyoruz...
 

UndyingDarkness

Profesör
Katılım
9 Ocak 2010
Mesajlar
2,441
Reaksiyon puanı
49
Puanları
0
Çok iyiydi. Bunları hemen hemen hepimiz yaşadık ama artık ileriye bakmak gerekir.
 

SwateR

Müdavim
Müdavim
Katılım
19 Nisan 2009
Mesajlar
10,200
Reaksiyon puanı
662
Puanları
3,293
Eyy gidi günler.Öğlen bir çıkardık evden sokağa ta gece 12 ye kadar eve dönmezidk.Yemek ve su molaları hariç.Demir kapıya topla vurduğumuzda komşunun çıkııp bize bağırması,bizimde tmm abi bir daha olmaz deyişimiz,sonra top tekrar demir kapıya gelirdi ve bütün çocuklar köşe bucak saklanırdık.Baktık apartmanın ışığı yanıyor "aha adam geliyor valla kaçın" bütün çocuklar alabildiğince topuklardık.:D

Şimdi ise bakıyorum sokaklar bomboş.PC ler yaygınlaşınca çocuklar silkroad,metin2, cart curt takıldılar.Ne günlerdi ya :)
 

ahky

Profesör
Katılım
16 Kasım 2007
Mesajlar
4,548
Reaksiyon puanı
65
Puanları
228
Maçtan sonrada ''yendik pişirdik dolma yaptık şişirdik'' diye böğürürdük hep bir ağızdan.
 

Senisma34

Profesör
Katılım
22 Nisan 2009
Mesajlar
1,076
Reaksiyon puanı
34
Puanları
0
Vay be, tebessüm ederek güldüm. Aynen de böyleydi mahalle ve sokak maçları..
 

mustang

Dekan
Katılım
30 Ekim 2008
Mesajlar
8,662
Reaksiyon puanı
34
Puanları
228
Teşekkürler kardeşim o günlere bizi götürdüğün için sağol
 

yavuz_4106

Dekan
Katılım
17 Aralık 2008
Mesajlar
6,118
Reaksiyon puanı
51
Puanları
228
20. Maçlarda eğer iddia varsa ödüller genel olarak Algida Max, eskimo, meybuz, 2,5 litrelik kola vb. ürünlerden oluşurdu.

'Ben çok kola içtim böyle :D
 

Blackout

Dekan
Katılım
14 Nisan 2008
Mesajlar
7,495
Reaksiyon puanı
383
Puanları
0
Hahah süper derleme olmuş, birebir neredeyse.:turned:
Ben en çok alman'ı hatırlıyorum çünkü en çok keyif aldığım oyun o olurdu genelde.
 

micoli27

Doçent
Katılım
16 Nisan 2011
Mesajlar
982
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
bi sitede buldum çok hoşuma gitti...

1. Iyi oynayan iki kişinin aynı takımda yer almamasına dikkat edilirdi.

2. Maçlar minyatür kalede oyn...anıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu.

3. Maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi.


4. Hava kararınca, ezan okununca, anne-baba çağırınca maç biterdi.

5. Uç korner bir penaltıydı.

6. Topu patlatan parasını öder, patlak top ikiye kesilip kafaya takılırdı.

7. `Frikiklerde açıl biraz` denince `Burası Ali Sami Yen mi` şeklinde cevap verilirdi.

8. Takımlar kurulurken ilk oyuncuyu seçme hakkı, adım almayı iyi bilenindi.

9. Kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe `Açılsana 3 kere sektirdim` derdi, rakip açılırdı; efendilik vardı.

10. Top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse herkes `işe işe!` diye bağırırdı.

11. Penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. Eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı.

12. Abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip kınanırdı.

13. Tanju, Rıdvan, Metin, Ali, Feyyaz, Hagi, Hakan, Hami gibi dönemin popüler futbolcularının adı alınırdı.

14. Topun sahibi tüm kuralları koyar, takımı kurar, kaleyi seçer, istemediği kişileri topuyla oynatmazdı.

15. Klişe laflar vardı: `At bakayim abinin kıllı göğsüne!`

16. Elin avantajı olmazdı.

17. Bel üstü gol sayılmazdı.

18. Taçtan kendi önüne atıp başlatılınca, taç değişirdi.

19. Maçı izleyen küçük bir grup varsa, penaltı olup olmadığına o karar verirdi, saygı vardı.

20. Maçlarda eğer iddia varsa ödüller genel olarak Algida Max, eskimo, meybuz, 2,5 litrelik kola vb. ürünlerden oluşurdu.

21. Pas vermeden sadece çalım atarak gol atılırsa sayılmazdı.

22. Frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin koca bir zıplayışının akabinde 3 koca adım atmasıyla belirlenirdi... Büyük atılan adıma karşılık olarak rakip takım "sen tuvalete de mi böyle gidiyon?" diyerek ortalığı kızıştırırdı.


23. Top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. Topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı.

24. Gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse rakip takım direk o kişiyi yüceltip "adamın gol diyo" diyerek golü alırlardı. Golü kabullenen kişi de kaleye veya defansa alınırdı.

25. Varsa hakeme yapılan en dolu dizgin hakaret: "hakeme gözlük, eline de sözlük" tü.

26. Oynayacakların sayısı eğer tek ise, güçsüzlerden biri devre değiştirerek gönlü alınırdı.

27. Penaltılarda eğer takımınız açık ara farkla öndeyse kaleciye vurdurulurdu. Ama en güçlü forvetiniz penaltıyı kullanacaksa, hemen rakip kalecinin gönlü alınırdı: "Merak etme olm, teknik vuracam."

28. Sabit bir kaleci yoksa 2 golde bir veya dakika usulü oyuncular aralarında değişirdi. Kalecilik sırası "Sonum bir Allah" diye kim başlarsa o kişiden geriye sayılırdı.

29. Dizde veya ayak ucunda top sektirerek de sıra belirlendiği olurdu (genellikle 9 aylık veya 21 aylık gibi oyunlarda). Bu durumlarda ilk sektirmek isteyen "Birim bir Allah, kırmızı bayrak, yeşil kitap" derdi.

30. Kaleci oyuncu kavramı vardı. Takımların genellikle iyi oyuncuları bu kutsal göreve kendilerini adarlardı.

31. Eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek: "Adamın devam ediyor." derdi.

32. Milli birlik ve beraberliğimiz mahalle maçlarında başlamıştır. Önce maçlar yapılır... Centilmenlik skora yansımazsa sopalar, taşlar konuşurdu.

33. Atan alır spor vardı. Eğer top kime çarpıp çıkmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alırdı.

34. Mahallenin abileri kaleci alıştırırlardı ve buna göre puan verirlerdi. Aralarında kavga eden çocukların puanı kesilirdi.

35. Skor ne olursa olsun akşam!? saati yaklaştığında "Golü atan kazanır." kuralı işlerdi.

36. Maçlardan sonra su sırasına girmek ayrı bir davaydı ve mutlaka koşa koşa gidilirdi. Genellikle yaşlı amca veya teyzeler, zemin katta oturanlar bu işin acımasız kurbanlarıydı.

37. El kasti değilse o top direkt kaleye kullanılmaz, "kasti değilki oğlum, gol olmaz." denirdi...

38. Eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa; o top çizgiye kadar ***ürülür ya popo dürtmesi yada yere yatıp kafa, burun, alın gibi vucut kısımlarının dürtmesi ile gol atılırdı.

39. Kalecinin degajla gol atabilmesi bir yetenekti fakat gene de gol sayılmazdı. Karşılıklı atışmaların sonunda yoldan geçen herhangi biri hakem yapılırdı ve sonuca o karar verirdi.

40. Para o zamanlar kolay bulunmadığından maçın hangi takım tarafından başlatılacağına; bir tarafına tükürülmüş yassı bir taşın havaya atılıp, yaş mı,kuru mu seçiminde doğru tarafı bilen tarafın başlaması yöntemi ile karar verilirdi.

41.Kaleler taştan olduğu için atılan şut önce defansa çarpıp sonra taşın üstünden geçtiyse şutu atan takım gooll diye yaygara çıkarırdı.Rakip takımın gol değil kale üstü cevabına,gol yoksa korner o zaman ver topu diyerek racon kesilirdi.
 

michuozawa

Guru
Emektar
Müdavim
Katılım
6 Ağustos 2008
Mesajlar
20,604
Reaksiyon puanı
493
Puanları
7,263
90 değil hepsi :D 2000ler de de geçerliydi
okudum hepsini :)
 

micoli27

Doçent
Katılım
16 Nisan 2011
Mesajlar
982
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
her kuralında çocukluğumu buldum ya...........
 

Erngnctrk

Asistan
Katılım
16 Haziran 2009
Mesajlar
454
Reaksiyon puanı
8
Puanları
18
çok güzeller :D hangi mantıkla koyup bu kuralları oynamıssak artık :F
 
Üst