- Konuyu başlatan
- #61
damzchevk
Profesör
- Katılım
- 22 Nisan 2020
- Mesajlar
- 1,148
- Reaksiyon puanı
- 1,013
- Puanları
- 293
Öyle bir niyetim yok.
Mesaj otomatik birleştirildi:
Öyleyse güzel. Bu konunun başka bir konuda tartışılması daha uygun.
Öyle bir niyetim yok.
Mesaj otomatik birleştirildi:
4 olunca da defalarca oluyor. Hem 4 kere değil o olay. İki bireyin, beyin fonksiyonlarının yettiği yere kadar, devam eder.Konu kaymasın dedim ama söyleyeyim. Bir erkek sağlıklı olarak art arda 4 kere boşalabilir. Kadın ise defalarca.
Konu hakkında tefsir,meal,kelam gibi konuları görmemiş eğitimini almamış ve bu alanda kendini zerre kadar tecrübesi olmayan bir peder,rahip veya keşiş gelip de İslam hakkında açıklama yapıp tartışabilir mi ? Mantıklı olan bu mudur ? Senin kendine ait bir görüşün devam eden yorumlarında mevcuttur. Bahsetmek istediğin şey aslında dini bilgi vermek değil bu bilgileri kullanarak sana göre yanlış olduğunu düşündüğün çocuk yaşta evlilik veya çoklu evlilik görüşlerini aktarmaktır. Bunu İslam veya ayetleri kullanmadan da konu açarak yapabilirdin. Yani inancı olmayan biri din hakkında bilgi verdiğinde İslama inanlar bu kişinin dediklerini mi yoksa İslam üzerine kendini geliştirmiş bir alimin verdiği bilgiyi dinler ve dikkate alırlar. Sen gidip doktor yerine hasta olduğunda öğretmene mi muayene olmaya gidersin?
Bana göre bazı şeyleri yanlış veya eksik yapıyorsun. Sen kendince tam ve doğru yaptığın fikrine sahip olabilirsin. Ama nasıl biz İngilizceyi kendi başımıza bir öğretmen olmadan öğrenemiyorsak dinde bu şekilde ele alınabilir. Hz. Muhammede bu dini öğretmek için seçilen peygamberdir. Ve onun öğrettiklerini sahabeler alimlere alimler mürşitlere mürşitler de alim olduklarında kendi mürşitlerine öğreterek 1400 yıl sürede günümüze ulaştırmıştır. Yani sadece okuyacaksak anlamak için öğretmene ihtiyacımız var. Mesela Arapçada latin harfleri ile "halak" olarak yazılan sözcüğün iki tür okunuşu vardır. birinde "h" hırıltılı okunurken, öbüründe türkçedeki gibi okunmaktadır. hırıltılı okunan "halk etmek" yani yaratmak anlamına gelmektedir. diğeri ise traş etmek anlamına. dolayısı ile "allah alemleri yarattı" anlamında arapça cümle kurmak isteyen bir muhterem orada "halak" sözcüğünü Türkçe okunduğu gibi okursa "allah alemleri traş etti" demiş olacaktır. Bunu sadece tefsir ve meal okuyan birisi ayırt etmede ve Arapça yazılı ayette hangi kelimenin buna karşılık geldiğini anlayamaz. Bazen cümleler içerisinde farklı anlamlar barındırır. Bunun için meal,tefsir ve kelam gibi dersler var ve öğretiliyor.Bu kitap bize oku demiyor muydu? Okuyoruz işte. Kuran okuyoruz, hadis okuyoruz,tefsir okuyoruz fıkıh okuyoruz gördüklerimizi yazıyoruz. Konuda islamda çocuk yaşta evlilik var mı yok mu bunun hakkında bir kendi görüşüm yok. Yoksa dediğin gibi kendi belirttiğim görüş bu inancın yaratıcıdan gelip gelmemiş olduğuyla alakalıydı. Asıl konunun kendisiyle bir kşisel mana vermem yoktur.
Evet. Çok doğrudur. Üstelik bozulmamış iddaasını taşıyor.Bana göre bazı şeyleri yanlış veya eksik yapıyorsun. Sen kendince tam ve doğru yaptığın fikrine sahip olabilirsin. Ama nasıl biz İngilizceyi kendi başımıza bir öğretmen olmadan öğrenemiyorsak dinde bu şekilde ele alınabilir. Hz. Muhammede bu dini öğretmek için seçilen peygamberdir. Ve onun öğrettiklerini sahabeler alimlere alimler mürşitlere mürşitler de alim olduklarında kendi mürşitlerine öğreterek 1400 yıl sürede günümüze ulaştırmıştır. Yani sadece okuyacaksak anlamak için öğretmene ihtiyacımız var. Mesela Arapçada latin harfleri ile "halak" olarak yazılan sözcüğün iki tür okunuşu vardır. birinde "h" hırıltılı okunurken, öbüründe türkçedeki gibi okunmaktadır. hırıltılı okunan "halk etmek" yani yaratmak anlamına gelmektedir. diğeri ise traş etmek anlamına. dolayısı ile "allah alemleri yarattı" anlamında arapça cümle kurmak isteyen bir muhterem orada "halak" sözcüğünü Türkçe okunduğu gibi okursa "allah alemleri traş etti" demiş olacaktır. Bunu sadece tefsir okuyan birisi ayırt etmede ve Arapça yazılı ayette hangi kelimenin buna karşılık geldiğini anlayamaz. Bazen cümleler içerisinde farklı anlamlar barındırır. Bunun için meal,tefsir ve kelam gibi dersler var ve öğretiliyor.
Bana göre bazı şeyleri yanlış veya eksik yapıyorsun. Sen kendince tam ve doğru yaptığın fikrine sahip olabilirsin. Ama nasıl biz İngilizceyi kendi başımıza bir öğretmen olmadan öğrenemiyorsak dinde bu şekilde ele alınabilir. Hz. Muhammede bu dini öğretmek için seçilen peygamberdir. Ve onun öğrettiklerini sahabeler alimlere alimler mürşitlere mürşitler de alim olduklarında kendi mürşitlerine öğreterek 1400 yıl sürede günümüze ulaştırmıştır. Yani sadece okuyacaksak anlamak için öğretmene ihtiyacımız var. Mesela Arapçada latin harfleri ile "halak" olarak yazılan sözcüğün iki tür okunuşu vardır. birinde "h" hırıltılı okunurken, öbüründe türkçedeki gibi okunmaktadır. hırıltılı okunan "halk etmek" yani yaratmak anlamına gelmektedir. diğeri ise traş etmek anlamına. dolayısı ile "allah alemleri yarattı" anlamında arapça cümle kurmak isteyen bir muhterem orada "halak" sözcüğünü Türkçe okunduğu gibi okursa "allah alemleri traş etti" demiş olacaktır. Bunu sadece tefsir okuyan birisi ayırt etmede ve Arapça yazılı ayette hangi kelimenin buna karşılık geldiğini anlayamaz. Bazen cümleler içerisinde farklı anlamlar barındırır. Bunun için meal,tefsir ve kelam gibi dersler var ve öğretiliyor.
Sen çevirmişsin diye tek bir ifadem var mı ? Sen bir yorumdan farklı bir anlam çıkarıyorsun. O zaman alim olmasa sadece okuyarak insanlarda İslamda farklı anlamlar çıkarırlardı. Kısacası senin yazdığın doğru olsa da bu dine inancın olmadığından bu dine inananlar seni dikkate almayabilirler demek istiyorum en başından beri.Kardeşim bu yazdıklarım zaten bu dediğin dersleri almış kişilerin yazıları. Bir tefsire bakıyorum aynı diğeride aynı şeyi demiş üçüncüsüde aynı şeyi demiş artık daha ne diyeyim? Sanki ben çevirmişim gibi yazmışsın.
Furkan kanka, yaşın <16 ve bu anime de kıza, ergenliğin verdiği gaz ile hayransın ve hayallerini (konulu hayallerini) süslüyor XD.Ekran kartları ne zaman gelir ?
Ne demek anime kızları gerçek değil xdFurkan kanka, yaşın <16 ve bu anime de kıza, ergenliğin verdiği gaz ile hayransın ve hayallerini (konulu hayallerini) süslüyor XD.
1- Hocam araya giriyorum kusura bakmayın ikinizede ama arkadaş "Sen çevirmişsin" dediğinizi söylemiyor "sanki" öyle bir anlam katarak söylüyorsunuz diyor.Sen çevirmişsin diye tek bir ifadem var mı ? Sen bir yorumdan farklı bir anlam çıkarıyorsun. O zaman alim olmasa sadece okuyarak insanlarda İslamda farklı anlamlar çıkarırlardı. Kısacası senin yazdığın doğru olsa da bu dine inancın olmadığından bu dine inananlar seni dikkate almayabilirler demek istiyorum en başından beri.
Sen çevirmişsin diye tek bir ifadem var mı ? Sen bir yorumdan farklı bir anlam çıkarıyorsun. O zaman alim olmasa sadece okuyarak insanlarda İslamda farklı anlamlar çıkarırlardı. Kısacası senin yazdığın doğru olsa da bu dine inancın olmadığından bu dine inananlar seni dikkate almayabilirler demek istiyorum en başından beri.
İyi hayaller XD.Ne demek anime kızları gerçek değil xd
Acaba iki tarafında görüşlerini dinlerken İslam boyutunda kimleri referans aldınız dikkate aldınız?1- Hocam araya giriyorum kusura bakmayın ikinizede ama arkadaş "Sen çevirmişsin" dediğinizi söylemiyor "sanki" öyle bir anlam katarak söylüyorsunuz diyor.
==
2- Arkadaşa bu dine inananlar seni dikkate almayabilirler diyorsunuz ama bu sadece bir ihtimal, bunu neden sorun ediyorsunuz? İkincisi ben eski bir Müslüman olarak ateizmin varlığını öğrendiğimde iki tarafın da görüşlerini dinledim objektif bir şekilde kendi fikirlerimi oluşturabilmek için, ki çoğu İslamî kaynağın ayetleri büktüğünü de fark ediyorsunuz öyle olunca. O yüzden bir Müslüman'ın bu fikirleri dikkate almaması onun sorunu olur, bu da konuyu kapatmayı gerektirir mi?
Adaletli olmak kaydıyla 4 eş sınırı vardır. Aslında onun amacı da kıtlık,toplu ölüm ve savaş gibi durumlarda dul ve erkek nüfusun azalmasıyla evlenememiş kadınların himayesi içindir. Yani günümüzde en zenginde olsan 4 eş içinde bir Hz. Ömer kadar adil davranamıyorsan 1 kişi ile evlenmen gerekir. O kadar ince bir nüans vardır ki orada 4 eş içinde maddi manevi eşitlik sağlayacaksın. Bunu bir erkeğin yapması cidden çok zordur.Zaten çok eşliliği İslam dini 4 le sınırlamamışmıdır ? Ben mi yanlış biliyorum ?
Sorgulamadan kabullenmek sadece düşüncelerini zincirlemektir.Dinimiz ne buyurduysa öyle.
Kesinlikle katılıyorum .Adaletli olmak kaydıyla 4 eş sınırı vardır. Aslında onun amacı da kıtlık,toplu ölüm ve savaş gibi durumlarda dul ve erkek nüfusun azalmasıyla evlenememiş kadınların himayesi içindir. Yani günümüzde en zenginde olsan 4 eş içinde bir Hz. Ömer kadar adil davranamıyorsan 1 kişi ile evlenmen gerekir. O kadar ince bir nüans vardır ki orada 4 eş içinde maddi manevi eşitlik sağlayacaksın. Bunu bir erkeğin yapması cidden çok zordur.
Adaletli olmak kaydıyla 4 eş sınırı vardır. Aslında onun amacı da kıtlık,toplu ölüm ve savaş gibi durumlarda dul ve erkek nüfusun azalmasıyla evlenememiş kadınların himayesi içindir. Yani günümüzde en zenginde olsan 4 eş içinde bir Hz. Ömer kadar adil davranamıyorsan 1 kişi ile evlenmen gerekir. O kadar ince bir nüans vardır ki orada 4 eş içinde maddi manevi eşitlik sağlayacaksın. Bunu bir erkeğin yapması cidden çok zordur.
Konu sahibi bu konuyu daha öncede 2-3 kere daha açmamış mıydı ?
Döndürüp döndürüp aynı konuyu veya benzer konuları açmasındaki ana amaç ney acaba ?
Cariye tamamen farklı bir konu. Cariye ile cinsel birliktelik olmaz. Cariye savaşta esir düşen kafir kadın demektir. Cariyelerle yetinmek dersen açıklama yapmazsak iş farklı yöne gider. Yani cariye ile evlenmeden her istediğini yaptıramazsın. Cariyenin de savaşta esir olan kafir kadın olma şartı var. İşte o zaman günümüzde ne cariyelik ne de çoklu evliliğin yapılabileceğinden bahsedemeyiz.Zaten eğer adaleti yerine getiremem diyorsan cariyelerin varsa onlarla yetinebiliyorsun. Onlar hakkında bir hür kadına olduğu gibi bir adalet sorumluluğun yok.
Cariye tamamen farklı bir konu. Cariye ile cinsel birliktelik olmaz. Cariye savaşta esir düşen kafir kadın demektir. Cariyelerle yetinmek dersen açıklama yapmazsak iş farklı yöne gider. Yani cariye ile evlenmeden her istediğini yaptıramazsın. Cariyenin de savaşta esir olan kafir kadın olma şartı var. İşte o zaman günümüzde ne cariyelik ne de çoklu evliliğin yapılabileceğinden bahsedemeyiz.
Ayette der ki
“Eğer (birden çok evlilikte kadınlar arasında) adaleti gerçekleştirmekten endişe ederseniz, bir kadınla veya eliniz altında olan cariyelerle yetinin.”(Nisa, 4/3).
Cariye kimdir? Efendisi cariye ile cinsi münasebet kurmak istediği zaman, cariyenin reddetme hakkı var mıydı? | Sorularla İslamiyet
Kölelik ve cariyelik İslam’ın getirmediği, ama önce ıslah ettiği ve zamanla tamamen kalkmasını hedeflediği bir statü idi; dünya milletlerinin de aynı noktaya gelmeleri sonunda geri dönüşsüz olarak tarihe karıştı. Ama şunu unutmayalım ki, bugün dünyanın birçok yerinde açlar, açıklar, işsiziler...sorularlaislamiyet.com
din kültürü ve ahlak bilgisi başlığı altında açmış konuyu. bence cevap bulabileceği bir yer.bu tarz konulara cevap bulacağın yer burası değil kardeşim, burası teknoloji forumu.
hocam güncelleme konusunu siz yanlış anlamışsınız?[Bu Mesaj Silindi]
Cariyeye nikah gerekmez çünkü cariyeye sahip olmayı sağlayan akit ve tasarruf hukuki olduğundan nikah akdi yerine geçiyor.Cariyelerle ilgili olan evlilik, ayette: “eliniz altında bulunanlar” şeklinde ifade edilmiştir. Buna “milkü’l-yemin” veya “akdu’l-mülk” da denilir.
İslam fıkhında bu konuyla ilgili önemli bir kavram da “Teserri” kavramıdır. Bunun anlamı; cariye olarak elde edilen bir köle kadını eş olarak almaya, onunla birlikte olmaya karar vermek demektir.
İslam hukukuna göre, teserri olgusu, sadece cariyeye sahip olmakla gerçekleşmez. Nikah akdi dışında, normal kadınlarla evlilikte gereken bütün şartların hazırlanması gerekir. Hanefî Mezhebi'ne göre teserrinin gerçekleşmesi için iki şart vardır:
(Nikah akdi dışndayı ekleyerek kafa karıştıyor, cümlenin anlanmasını zorlaştırıyorlar. Hür kadınla evlenirken aşağıdaki iki şartı ve artı olarak nikah akdi gerekir ama cariyede nikah akdi dışında sadece bu ikisi gerekir diyor cümle.)
Birincisi: Normal hür kadınlardan olan eşlerine ayırdığı gibi, tesri (birlikte olmak) istediği cariyesi için de hususî bir mesken ayırması.
İkincisi, diğer eşleri için birlikte olmak için ayırdığı zamanı ona da ayırması. Ebu Yusuf’a göre ondan bir çocuk edinme arzusu da şarttır. (bk. el-Bedai’, 8/344-45-şamile) Bu iki şart Şafii mezhebinde geçerlidir. (bk. Muğni’l-Muhtac, 20/316; Nihayetu’l-muhtac, 29/343-şamile)
Bu şartları yerine getirirse izin alması gerekmez. Nitekim hür eşi de olsa kocası kendisini cimaya çağırdığında, karısının bunu özürsüz olarak reddetmesi, câiz değildir. Hattâ âdetli olması da bir özür değildir. Çünkü kocası onun, âdetli iken haram olan bölgesi dışında bir yerinden yararlanabilir. (Fetâvây-i Hindiyye -yazma- 611/45; Müslim, hayz 16, Nesâî, taharet 180; Ibn Mâce, taharet 124)
- İslam alimlerine göre, bir kadınla birlikte olmak ancak iki şekilde helal olur; nikah akdi ve milkü’l-yemin (cariyenin mülkiyetini elinde tutma) akdi ile olur.(bk. Reddu’l-Muhtar, 3/163).
Burada Tesseri kavramını yerine getirmesi için nikah gerekmez cariyenin mülkünde olması ve ona eşi gibi yer ve zaman ayrıması yeterlidir. Zaten Cariye ile ilişki için nikah gerekir mi diye aratırsanız gerekmediğini göreceksiniz. Cariyeninde sınırı yoktur. Nikah kıyılmak zorunda olsa zaten 4 eşle sınırlandırdığı için cariyeyi ayriyeten ayette belirtmesi anlamsız olur. Hür kadınlar için 4 cariyeler için şartlar farklıdır.
Ayrıca cübbelidende dilnleyin birde.
Cariyeye nikah gerekmez çünkü cariyeye sahip olmayı sağlayan akit ve tasarruf hukuki olduğundan nikah akdi yerine geçiyor.
Nikah akdi, ikisi de hür olan (bu sebeple vücutlarına da malik bulunan) bir erkekle bir kadının, karşılıklı olarak bir aile kurma ve cinsî yönden birbirinden yararlanma konulu -şartlarına uyarak yaptıkları- bir sözleşmeden ibarettir. Cariyeye sahip olmayı sağlayan akit ve tasarruf da (satın alma, miras, ganimet veya bağış yoluyla elde etme…) bir hukuki işlemdir ve bu hukuki işlem, sahibi ile cariye arasında karı-koca gibi yaşama hakkını da vermekte, nikah akdinden daha güçlü ve kapsamlı olarak onun yerine de geçmektedir.
Yani demek istediğim evlenmeden cariye ile her istediğini yapamazsın demek bu akit ve tasarruf yapılmadan ve kadın cariyelik şartlarını taşımadan kafama göre bu benim cariyem diyip cinsi münasebet yaşayamazsın demek oluyor. Hani bir müslüman erkek evliyken gidipte müslüman olmayan bir kadınla cinsi münasebet yaşayıp bu benim cariyem diyerek yırtamaz demek istiyorum.
nikah akdinden daha güçlü ve kapsamlı olarak onun yerine de geçmektedir.
O zaman her kadın cariye olamayacağı ve 4 tane hür kadınla nikahta adil davranmanın zor olacağını göz önüne alırsak bu ikisininde günümüzde olma ihtimalinin çok düşük olduğunu söyleyebiliriz ve noktayı koyup konuyu sonlandırabiliriz.Zaten cariye dediğimiz kişi sokaktaki sahipsiz herhangi bir kadın değil. Ayettede dediği gibi elinizin altındaki kişilerdir. Elinin yani mülkiyetinin altında olduğu için nikah gerekmez, zaten mülkiyeti altında değilse o cariyesi olmaz.
Hür kadınla yapılan nikahın yerine geçmez. normal nikah 4 hür kadınla sınırlandırılmıştır normal nikah ve cariyenin mülkünün altında olması ve ondan yararlanılması farklı şeylerdir. Sonuç olarak bu şartları yerine getirerek cariyeler ile ayette dediği gibi yetinilir.
Günümüzde köle sistemi olmadığından olamaz tabi. Tabi Pakistan, afganistan, ırak vb. yerlerde çocuk yaşta evlilik ve çoklu evlilik hala olduğu için cariye mevzusu hala var mı bilemiyorum. Ayrıca çok değil 200 yıl önce kadar bunlar tamamen uygulanıyordu. Önemli olanda bunların bugün dahi ayıp veya yanlış değil caiz olan şeyler olmasıdır. Çocuk evliliği, çoklu evlilik, cariye sistemi. Bunların uygulanması günah değil.O zaman her kadın cariye olamayacağı ve 4 tane hür kadınla nikahta adil davranmanın zor olacağını göz önüne alırsak bu ikisininde günümüzde olma ihtimalinin çok düşük olduğunu söyleyebiliriz ve noktayı koyup konuyu sonlandırabiliriz.