|Ⓢєччαh|
Guru
- Katılım
- 12 Mart 2011
- Mesajlar
- 35,203
- Reaksiyon puanı
- 10,315
- Puanları
- 293
Hürriyet!..
Küçük bir çocukken, yere atılan izmaritlerle müptela olmuş bir abimiz var... dı!.. Kalbi, ciğerleri herkesten sağlamdı ama bacak damarları sırayla tıkandı. Fakat o yine de, hastanelerde bile tütün içmeye çalışıyordu. Sonunda, ameliyatlarda aldığı narkoz bağırsaklarını eritti!
Kayıtlı bir gerçektir şu: Beden doktorlarının Bırakmazsan ölürsün dediği kimseler, ölüyor ama sigarayı bırakmıyormuş!
Öyleyse Gönül doktorunun sesini dinle!
*
Bir baba, koynunda uyuttuğu minik kızı; püf kokuyorsun dediği için sigarayı bırakmıştı! Bir başkası, arabasındaki sevdiceği rahatsız olunca, bir daha sigara içmemişti. Birkaç kere yazdım ya, ben de: Bıraktıktan ne kadar zaman sonra hangi güzellikler olacak diye bir yazı okuduğumda terk etmiştim sigarayı, o anda. Paketim yarımdı, kenarda yıllarca kaldı, tek dal içmedim.
Ben bu konuda korku faktörüne pek inanmıyorum. Çünkü bir zamanlar her ne zaman; sigaranın insanı mahvettiğini gösteren bir kare görsem, hemen paketime sarılıp Bırakmadan önce bari bir tane yakayım derdim...
Korku etkili olsa, 1633te olurdu: Uyuyan bir tiryaki İstanbulda 20 bin evi yaktı, 50 bin insan sokakta kaldı ve konan şiddetli yasağa rağmen tütün içmeye devam eden 20 bin müptelanın öldürüldüğü söylendi. Sonuç işte ortada!
Sigarayı bırakmanın yolu korku durağından geçmiyor!
Yahut korku ile nikotinden vazgeçenler, korkuları geçtiğinde verdikleri moladan da vazgeçiyorlar!
*
Ve bir gün; anahtar kelime yine yüreklere sokulur ve yine sevgi yönüne doğru çevrilir... Seviyorsan içme ne güzel ve ne etkili bir sözdür... Kendini seviyorsan sigara içme, çocuklarını seviyorsan ve senin elinden geçecek işleri umursuyorsan...
Müptelalık; size takılmış, ilerlemenizi yavaşlatan (fakat kurtulabileceğiniz) bir çengeldir sadece! Veya solunabilecek şu koca asuman varken, bir avuç dumana esir olmaktır, tiryakilik!
Küçük bir çocukken, yere atılan izmaritlerle müptela olmuş bir abimiz var... dı!.. Kalbi, ciğerleri herkesten sağlamdı ama bacak damarları sırayla tıkandı. Fakat o yine de, hastanelerde bile tütün içmeye çalışıyordu. Sonunda, ameliyatlarda aldığı narkoz bağırsaklarını eritti!
Kayıtlı bir gerçektir şu: Beden doktorlarının Bırakmazsan ölürsün dediği kimseler, ölüyor ama sigarayı bırakmıyormuş!
Öyleyse Gönül doktorunun sesini dinle!
*
Bir baba, koynunda uyuttuğu minik kızı; püf kokuyorsun dediği için sigarayı bırakmıştı! Bir başkası, arabasındaki sevdiceği rahatsız olunca, bir daha sigara içmemişti. Birkaç kere yazdım ya, ben de: Bıraktıktan ne kadar zaman sonra hangi güzellikler olacak diye bir yazı okuduğumda terk etmiştim sigarayı, o anda. Paketim yarımdı, kenarda yıllarca kaldı, tek dal içmedim.
Ben bu konuda korku faktörüne pek inanmıyorum. Çünkü bir zamanlar her ne zaman; sigaranın insanı mahvettiğini gösteren bir kare görsem, hemen paketime sarılıp Bırakmadan önce bari bir tane yakayım derdim...
Korku etkili olsa, 1633te olurdu: Uyuyan bir tiryaki İstanbulda 20 bin evi yaktı, 50 bin insan sokakta kaldı ve konan şiddetli yasağa rağmen tütün içmeye devam eden 20 bin müptelanın öldürüldüğü söylendi. Sonuç işte ortada!
Sigarayı bırakmanın yolu korku durağından geçmiyor!
Yahut korku ile nikotinden vazgeçenler, korkuları geçtiğinde verdikleri moladan da vazgeçiyorlar!
*
Ve bir gün; anahtar kelime yine yüreklere sokulur ve yine sevgi yönüne doğru çevrilir... Seviyorsan içme ne güzel ve ne etkili bir sözdür... Kendini seviyorsan sigara içme, çocuklarını seviyorsan ve senin elinden geçecek işleri umursuyorsan...
Müptelalık; size takılmış, ilerlemenizi yavaşlatan (fakat kurtulabileceğiniz) bir çengeldir sadece! Veya solunabilecek şu koca asuman varken, bir avuç dumana esir olmaktır, tiryakilik!