1.5 Yıllık aşk hikayemin, bitişi ! Bu aşk çok can yakacak ! (33 Part..)

Bu konuyu okuyanlar

serj

chemicals
Katılım
27 Ağustos 2019
Mesajlar
1,720
Çözümler
3
Reaksiyon puanı
2,920
Puanları
113
Yaş
24
Aboo. Benden daha ruh hastaları da varmış, adamın yazdığı yazıya bak. 9 sene önce buna azim döken arkadaş şu anda kim bilir hangi villalarda, okumadım bu arada. Alt seviye ruh hastası olabilirim.
 

GhosT57

Müdavim
Katılım
27 Temmuz 2020
Mesajlar
4,009
Reaksiyon puanı
4,914
Puanları
113
Yaş
23
Hepsini okudum... Gerçekten üzüldüm. :(
 

BMW_M4

Doçent
Katılım
29 Ekim 2020
Mesajlar
675
Reaksiyon puanı
1,161
Puanları
93
Yaş
21
Geçmiş olsun hocam bende rümeysadan ayrıldım. :c
 

AlicanKocaoglu

Öğrenci
Katılım
5 Şubat 2021
Mesajlar
1
Reaksiyon puanı
1
Puanları
1
Yaş
23
Beyler o kişi benim kızla barıştık. İsterseniz bu hesabımda nasıl barıştığımı anlatabilirim. [Hesabımın şifresini unuttuğum için yeni hesaptan yazıyorum.]
 

Ananim

Profesör
Katılım
29 Ekim 2020
Mesajlar
2,810
Reaksiyon puanı
2,406
Puanları
113
Beyler o kişi benim kızla barıştık. İsterseniz bu hesabımda nasıl barıştığımı anlatabilirim. [Hesabımın şifresini unuttuğum için yeni hesaptan yazıyorum.]
Anlat hocam merakla bekliyoruz
Mesaj otomatik birleştirildi:

Moderatörler adam multi diye ban atmayın olurmu adam hikayesini yazsın öyle atın ban atacaksanızda
 
Son düzenleme:

MrLiver2021

Asistan
Katılım
15 Şubat 2021
Mesajlar
233
Reaksiyon puanı
91
Puanları
28
Yaş
24
Bugün bir part daha giriyorum arkadaşlar. Son part ama onu blogum a koyucam. Küfürlü olacak.
Alicankocaoglu.blogspot.com
a son partı ekledim arkadaşlar 13 Aralık 2012 de yazıldı.

11 Aralık 2012 yeni gelişme: Bu mahlukat benle çıkmadan hoşlandığı çocuğa yaz aylarında teklif etmiş ve çocuk seni kardeşim olarak görüyorum demiş, daha bu gün öğrendim...

Bu yazımda 1.5 yıllık bir ilişkinin 14 şubatta nasıl bittiğini, hayatımın nasıl kaydığını anlatacağım.
İlk mesaja biraz daha açıklama ekliyeyim,
Burayada yazmış olayım.
Yaşım 19 5 Senedir lise okuyorum. Bu yazdığım olaylar 10.10 2010 Yılından bu yana süregelen bir ilişkinin paramparça oluşunu anlatmaktadır.
Tam belimi doğrulttuğumda yediğim tekmeleri anlatmaktadır.
Kızın lisesi bitsede bu sene gitmedi üniversiteye. Ben bu sene 2 senelik bi üniye gidicem o da güzel bi puan yapıp başka bi ilde 4 yıllık üniye gidecek tamamen ayrılmış olacağıız.. Hiç bir şekil de kızın ya da hikaye de geçen kişilerin gerçek isimleri verilmeyecektir, benim dışımda. Saklayacak bişeyim yok kendimle ilgili. Şuan onunla en son 4 gün önce görüştüm. Son mesaj kendine iyi bakdı. Hala benden nasıl ayrıldı çözemiyorum. Hala şoktayım. Hala seviyorum..


Benim bunca yazıya rağmen tek bir isteğim var, bu konuyu öldürmeyin. Bari bu konu yaşasın. Okuyup kendi hayatınıza ders çıkartın. Benim yaptığım hatalara düşmeyin..

.

Part 1 : Geçici Sevgili, Onu İlk Görüş, Kaderin Başlangıcı..

Eveet sayın forumdaşlarım. Benim hayatımı karartan hala daha o insan parçasına aşık olduğum bi ilişkim vardı. Taa ki 14 ŞUBAT' da
bitene kadar...

10. Sınıfdayız. Lise çağlarımız. Ergeniz. Dururmuyuz, tecrübeliyiz, okulun yarısını tanıyoruz. Sevgili yapmam lazım. Evet evet artık benimde bir kız arkadaşım olması gerekiyor.
8.Sınıfdan sonra aynı lisede okuduğum bir kız arkadaşım vardı, kardeşten öte diyelim. Bunun yanın da bir kız gördüm ben. Ve ergenus olarak direk ''BENİM OLMALIĞĞ''
Triplerine girdim. İsmini öğrenip facebooktan ekleyip bir güzel ayarı verdim. İlk buluşma heyecan dorukta. Ben sanıyorum ki kızlar üstün bir yaratık.
Ara ara müzikler vereceğim onları dinleyiverin bu arada.
En yakın arkadaşımı alıp buluştum ben bu kızla. Para da yokki cepte var 20 lira gidelim oturalım bi cafeye dedim. Oturduk, işte ben kıza masanın altından seni seviyorum mesajları falan atıyorum.
Evet beyler masanın altından yanımda ki kıza mesaj atıyorum. VURUN BEYLER.
Gel gelelim takıldık biraz, sonra benim bu arkadaşımın telefonuna mesaj geldi. Sevgilisinin kuzeninden mesaj aynen şu -Kanka şu sevgilin içmiş sarhoş ya bi adres verdi bizim oturduğumuz kafeye 5 dakika mesafede.
Şimdi yanım da kıza bakıyorum bana diyo biz sinemaya gidelim. Lan dur ne sineması. Ne yapıcam ben para yok cepte. Dedim arkadaşıma ayıp olur gel bi gidelim bakalım.
Gittik, lan kız 125 kilo, içmiş leş gibi bira kokuyo. Bi baktık parkın orda yerlere yatıyo yuvarlanıyo topaç gibi. İş başa düştü biz bu kızı evine götürecez. Yanım daki manitaya döndüm kız bana dedi ki '' Ouff puff günümü mahvettin ya sağol''
fok balığı şeklinde konuşmaya başladı bu. Kıza döndüm dedim ki yürü git insanın halinden anlamayı öğren önce yürü evine diye yolladım neyse gitti bu. Gelelim kaderimin kalp hastası çizgisinin çizildiği bölümee..

Part 2 : 10.10.2010 Kalp Hastası Kader Çizgilerimin Çizilmeye Başladığı Gün..

Öncelikle şarkımızı açalım,


Bunu gönderdim ben sonra kafamı bi çevirdim 125 Kilo kızın kuzeni. Canını yediğim. Kurban olduğum. O Saçların altından nasıl bakmaktır, hayatım da ilk defa böyle bişey hissediyorum.
Parfümünün kokusuna öldüğüm orda yer de yuvarlanmakta olan kuzenini kaldırmakla uğraşıyor. Hemen koştum yardım ettim. Kaza bela dikledik kızı. Yolda her fırsatta onun gözüne bakıyorum.
Beyler bak en ufak bi fesatlık bile geçmedi içimden öyle safca aşık olmuştum ki. Öyle temiz duygular beslemiştim ki ona karşı 1-2 Saatde. Sahil yolundan kızı yuvarlayarak geliyoruz(İşin şakası)
Sonra bunun biraz morali bozuldu yolda ailesine ne dicem ben falan diyerekten. Ben bu 125 Kiloyu (Sonradan neden dalga geçtiğimi anlatıcam, dokundu bana.) İteleye kakalaya merdivenlerden çıkartırken kız bana bir tokat çıkardı. Bakın abartısız o elden tokat yiyince
180 Derece döndüm. Tam sövücem bi baktım gelecekteki katilim ordan tatlı tatlı gülüyor. Ah canına yandığım sen de olmasan neyle mutlu olucaz. Ben hayatımda ilk defa tokat yedim diye o gün mutlu oldum. Artık onunla konuşabileceğim bir konu vardı. Evet artık onu facebooktan eklediğim de
Durduk yere bir konu açıp onu tekrar güldürebilecektim. Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim. Aklıma gelişini seveyim. Ne güzelde darma duman ediyorsun beni. Hemen en yakın arkadaşıma sordum. Kardeşim bu kız nasıl bi kızdır, iyimidir kötümüdür.
22 Kasım 2012 Ve ben bana arkadaşımın bu lafı dememesini dilerdim.. ''İyi kız kanka, ciddi bi ilişkin olur''. Gittim eve, facebooktan ekledim. Ve beklediğim atak karşı tarafdan gelmişti.
Durumuna 10.10.10 Ne gündü ama.. yazmış. Hemen yapıştım yorum attım. ''Tokadı biz yedik..'' Diye. Çat yorum dakika 1 gol 1 Canıma değsin haha. Gülüşüne ömrümü adadığıma bak.
Bu konuşmadan sonra özele geçip bi güzel yazdım ben bu kıza ama Ayarın da, . Kız zaten hoşlandığımı anlamıştı da benim arkadaşımda manitasına alican ''o''ndan hoşlanıyo dediği için bana facebooktan akşam bir mesaj geldi.
Çatttt soluk kesildi, kalp yerinden çıkmakta ısrarlı... Gelen mesaj ''Alican, yarın ''Senin en yakın arkadaşın'' ben ve ''o'' buluşacağız. Sen de gelsene.. El ayak birbirine dolaşır...

Part 3 : O bakışlarına, ömrümü vereyim..

Şarkımızı verelim;
www.youtube.com/watch?v=V7pCWM11vTw

Öncelikle şunu belirteyim bu yazı çok uzun bir yazı da olmayabilir 100 lerce part sürmeyebilir yani. Aklım da kalan her detayı yazacağım.

Para bulmaya uğraşılır, öğrenciyiz.
Böle kalp ağrısı yok nasıl atıyor . Giyisiler düzgünce seçilir. Saçlar wax'lanır gözlük temizlenir ( :) )
Yavaş yavaş katilimin bulunduğu noktaya adımlarla gidilir. İlk köşe dönülür ve orada, Allahım eriyorum. Selam verdim arkadaşıma.
Sevgilisinin elini sıktım, elini uzattı bana, elinde ileride kalbime saplayacağı hançeri gizleyerek. Tuttum elini selam verdim.
Beyler, kış günü hava 4 yada 5 derece. Donuyor abartısız. Ben hayatımda öyle sıcak bi el daha tutmadım. O selamı verdikden sonra o beni terk edene kadar üşümedim ben.
Yavaşça suç mahalline doğru yollandık. Kafemize bir güzel oturduk içeceğimiz zehirleri söyledik, ben onun yanına oturdum arkadaşım sevgilisinin yanına.
Duramıyorum yerimde lan. Ona sarılmalıyım onu saklamalıyım. Onun olmalıyım. Havadan sudan muhabbet ettikten sonra, arkadaşıma dönüp gel bi lavaboya inelim biz dedim. Telefonumu da bıraktım masanın üstünde.
Hani karıştırsın da bişey bulamasın diye. İndik lavaboya arkadaşıma dönüp Kardeşim tutayımmı elini lan aşık oldum dedim.
Tut kardeşim dedi. Çıktım yukarı telefonu elinde gördüm ama çaktırmadım ben kapıyı açarken bıraktı hemen masaya oturdum yanına. O bir gün kalbimi söküp alacak eli yavaşça tuttum masanın altından.
Utanmanı seveyim senin. Eğdi başını biraz kaldıramadı. Benim kafam dik havamdayım tam o sırada kafede bi müzik çaldı. Alev alev yandığım doğru, buzlarım çözülüyor aşka, gardım düşüyor..
Allah benim belamı verseydide o kafeye gitmeseydim. O eli tutmasaydım. Nasıl aşık ettin beni kendine. Arkadaşla manitası kendi aleminde hararetli hararetli tartışıyorlar bi konu hakkında.
Sonra kafasını kaldırdı bana baktı. Beyler benim o bakışları unutmam mümkün değil 9 Aydır ayrıyız bir gün bile aklımdan çıkmadı. İnsan anımsarmı lan her gün aynı gözleri ? Anımsıyor...
Utangaçlık, yerini yavaş yavaş gülüşmelere bıraktı. Beni o kıza daha da bağlayan can alıcı bir nokta vardı onun elini tutan ilk erkekdim ben...

Part 4 : Sahi, ilk ben mi tuttum o elleri ?

Şarkımızı verelim ;
Bir erkek için can alıcı noktalardan biridir beyler. Bir kızın ilk sevgilisi olmak.. O kafeden çıktık evlere doğru yollandık, 15 dakika da olsa
Tuttum o ileri de kana bulanacak elleri.. Size yemin ederim bir daha kimsenin elini tutmadım ben sokakta öyle..
Artık benim de ciddi bir ilişkim olacaktı. Ancak bir sorun var ortada, kıza ne sevgilim olurmusun dedim ne başka bişey. Bi an durdum lan ben napıcam nasıl yapıcam derken
Eve gittim facebook'a girdim mesaj gelmiş ''Yaaa gez tabi yaa gelsene artık face'eeee''. Şimdi bana şunu söyleyin beyler.
Ben bu kıza aşık olmıyım da napayım ? Lan şu yaşıma kadar kimse bana böle bişey dememiş. Ben hayatım boyunca terkedildim beyler. Beni ilk terkeden babam oldu, istemeden de olsa daha 8 yaşındayken bıraktı gitti öbür dünyaya..
Ordan burdan para toplayabileceğime güvenerek kızı sinemaya davet ettim. Kabul etti. Göğüs kafesime sokulan levye çıkıverdi çatırdatarak...tekrar kanıyor... biri ambulans çağırsın...
Ve geldi, daha önce birisini hiç öldürmemiş olan bir katille aynı sinemanın koltuklarında yan yana oturacağım gün..
17.10.2010. Bu tarihi unutmayın. Her ayın 17 si benim mezara girdiğim gündür. Sinemaya geldik güzelce bekleme salonundaki sandelyelerden birine oturduk.
Sigara içmeye çıktım ben. Heyecanımı bastırmalıyım. İlk defa birisine karşı böyle şeyler hissediyorum. Ve bu kız benim için asla tipik bir türk kızı değil. Bu kız farklı beyler. Bu kız daha yavaş öldürüyor.
Cümlelerimi toparladım ve çıktım yanına oturduğu sandalyenin önüne diz çöküp o sıcakkanlı katilin ellerini avucumda hissederek, başımı öne eğdim, ve kıza Sevgilim olmanı istiyorum. Belki komik gelecek ama SeniSeviyorum.(Birleşik yazıyorum çünkü alışkanlık oldu ayrı yazarsam trip yiyordum.)
Kafamı kaldırdı. Karşımda Sulanmış gözler vardı beyler. Ne dedim lan. Olm kötü bişeymi dedim diye hayıflanırken, yanağımdan öptü beni.
Öptü lan bildiğin öptü seninim dedi bana Çıldırdım... kız delisin sen ya falan dedi. Dedim deli ettin.
O gözler varya o gözler.. Seansın vakti geldi, yine farklı bir suç mahalline doğru yollandık..
Ben hayatımda bu kadar rezil olmamıştım beyler. Onuda anlatıcam 5. parta geçelim..

Part : 5 Rezilliğin son safhası, yerin dibine giriş

Şarkımızı açalım ;


Oturduk, koltuklarımıza. Filmin adı Cehennem 3D İğrenç bi filmmiş sonradan öğrendim..
Birbirimizin gözlerine bakamıyoruz. Utangaçlık hat safhada. Az önce heyecanla yapılan şebekliklerin sonuna gelindi. Film başladı put gibi duruyoruz..
Yavaşça o kırılası kolumu, Profesyonel bir katil adayı olan sevdiğimin omuzuna bıraktım.. Saçlarından gelen şampuan kokusuyla yaşayabilirim 1.5 sene.
Film devam ediyorda izleyen kim. Hayatımda ilk defa biri gelip bana seninim demiş. Yerim filmini. Onuda kaybetmemeliyim. Ama beyler, içimde kötü bi niyet yoktu lan.
Sadece dudağının yanından ufacık öpecektim. Hani o beni öpmüştü bende bitanecik öpmeliydim. Olaya olgun bakmayın olm. Çocuğuz öyle düşünüyoruz işte.
Kahküllerini düzelttim, kalbim 120 Km Hızla bir kayaya çarpmak üzereydi. Öpmek için yaklaşıp tam öpecekken kafasını çevirdi. Beyler ben en son lise hocasının arkasından söverken kadının arkamdan yürüyo olduğunu farkettiğim zaman böyle rezil olmuştum.
Hiç konuşmadı sadece çok ama çok ufak zoraki bi gülümseme belirdi ve geçti yüzünden. Özür dilerim deyip filmime döndüm. O Filmde bidaha kızın yüzüne bakamadım, ortamın karanlıklığının bana verdiği yetkiye dayanarak suratım kıpkırmızı oldu..
Sinemadan çıktık. Döndüm, Seni evine bırakayım ben, geç oldu. Gerek yok falan desede üstelemedi. Ortalık kış, donuyoruz. Cepte para kalmadı ki kıza taksi tutayım. Neyse mesafe çokta uzak değildi. O kalpsiz bedenin üşüdüğünü farkederek üstümdeki montu vermek için yeltendim. İstemedi.
Ortada ters giden birşeyler vardı. Farkına varamadım. Hiç konuşmadan çıktık yavaşça mahalleye. Döndü bana. Özür dilerim. Ben daha önce kimseyle çıkmadım. Beni anlamalısın dedi.
Anlıyorum, Ama benim sana bir öpücük borcum var ben onu bu akşam ödemeliyim. Bilirsin insan borçlu olunca sıkıntıya giriyor.
Olmaz dedi. Yavaşça oturdum kar kaplı asfalta. Sigarama yeltendim, kaldırdı beni. Benim sebebim oldu. Bir daha aşık oldum o kar tanecikleri saçlarına yapışmış olan kıza.
Soğumuş bir cesedin yanağı gibi olan yanağın birazcık sağına dudağına ufak bir buse kondurdum. İlk defa öptüm onu. 17.10.2010. Sevgilim olduğu, ilk defa öptüğüm gün.
Üzerinde Beyaz montu, altında scooter koyu kahverengi botları normal bi jean ' i ve içerisinde gri bordo ve pembe renklerle çizgilenmiş ve örülmüş olan kazağıyla sarıldı bana.
Saat geç olmuştu, evine kadar bıraktıktan sonra sigaramı yakarak dünyanın en mutlu insanı olarak döndüm evime. 1 Gram üşümeden..

Part 6: İşler yavaş yavaş rayına giriyor..

Şarkımız ;




Herşey yolunda, aşkım diyemiyorum daha tabi sıkıntılıyız.
Face konuşmasını yazıyorum. Eski face'imi şans eseri buldum.

O- Tatlım babam evde face' e giremicem haber veriyim dedim :)
B-Tamam :)
O-Seni Sevdim demiştim ama .f (Şu koyduğu sembol varya, ben hala seviyorum lan onu.)
B- Ben Seni seviyorum sen seni sevdim diyosun :)
O-Tamam seni seviyorum o zaman ben.
B-Dün hoşlanıyorum demiştin ama (Olaya bak. Bırak kız seviyorum diyo da . )
O-Hala hoşlanıyorum. Ne diyim senden hoşlanıyorummu diyim.( Keşke burda bu ilişki bitseydi.)

Başka bir konuşmayla devam edelim..

O- Tatlım ?
B- Efendim canım.
O-Çıktınmı yola ? :( (Eskişehire gidiyodum bi işimden dolayı)
B-Sayılır
O- Napıcaksın orda ya, bırakıp gidiyosun beni zaten :(
B-Kalmıcam ki hemen dönücem ne bırakmasından bahsediyosun. Kurtulamazsın.
O-off tatlm babam geldi ya ! ben sen gidene kadar netten hiç çıkmam diodum :(

Böyle böyle olaylar normal sakin seyirinde gidiyor. 1.Aydayız. Çok güzel bi mesaj yazdım ona. saat tam 00.00 da uyuduğunu düşünerek 1. aya ve bana yakışır bir mesaj attım.
Mesajı gönderdiğim gibi bir mesaj alındı. Aynı zaman diliminde. Aynı şehirde. Biraz üst mahallede. Aynı saatde. Aynı şeyleri düşünerke bana mesaj atan bir insan.
Afalladım. Öyle güzel şeyler yazıyor ki. İnanın okusanız siz aşık olursunuz. Sevdiğimi çok belli etmiyorum. Hani az da olsa biliyorum belli edersem neler olacağını.
Ama o benim üstüme öyle düşüyor ki, beni kendine öyle bağlıyor ki. Bu kızı kaybetmemeliyim korkusu yaşıyorum içten içten.
Seviyorum beyler lan. Olm böyle bi duygu yok. Dese ki öl. Oracıkda ölürdüm. Ciddi ciddi söylüyorum bunu öyle bi sevgi düşünün.
Sonra günler geçti bana daha çok bağlandı artık mahalle aralarında buluşuyoruz. 2 Dakikada bir mesajlaşıyoruz. Aşk böceği olduk bildiğiniz.
Derslerim düzeldi onun sayesinde. Beyler unutmayın. İşleri yolunda giden, mutlu olan adamın yapamıyacağı hiç birşey yoktur. Ben kıza ezilmemek için 10.Sınıfda teşekkür aldım ilk defa hayatım da düşünün.
Hayatımda bunca yıl sonra herşey yolunda gidiyordu. Hep öyle kalmasını dilerdim.. Gözümde hep o masum kız olmasını dilerdim. Onun hayatında birşeyler olmayı dilerdim. Sevmiştim onu..

Part 7: Kalbe onun tarafından girebilecek ilk bıçağın ipuçları, birşeyler ters gidiyor

Ver müziği kısık sesle, alttan alttan yak sigaranı..

1.Ayda arafa düşüp sürekli o anları yaşamayı isterdim can-ı gönülden.
Tarihdende anlamışsınızdır ki 17.10.2012 de 2.sene olmuştu. Ben ona yazdığım upuzun yazıyıda paylaşacağım sizlere ileride.


Beyler, birşeyler oluyor, Kız bana saçma sapan sorular sormaya başlamıştı.
Bana bi akşam durduk yere, ayrılırsak başkasıyla çıkarmısın ? dedi.
Böle birşeyi bi insan size neden sorar ? Ben anlam veremedim.
Ben senden sonra biriyle çıksam bile emin ol sana verdiğim değerin onda birini artık kimseye veremem dedim.
Başkasıyla birlikte olursun yani.. Dedi.
Bilmiyorum niye böyle şeyler soruyosun ya dedim. Ya hiç öylesine merak ettim dedi.
Ve 2. Bıçak darbesi sessizce geldi.
Beni bidaha öpme olurmu ? Yanlış anlama bak. Durdum. Sigaramı yaktım. Başladım yazmaya,
Bak canım, bak benim ömrüm, sevdiğim, bitanem, ayrılmak istiyosan söyleyebilirsin. İnsanların beni üzmekten korktuğu için benimle olmasından nefret ederim.
Sen böyle bi insan değilsin, bana bunu yapmazsın. O yüzden söyle.
Ve o gözlerinde kaybolup gittiğim kızı kaybetme korkusu dahada fazla sardı beni. Bu gitmiş o 125 Kg kuzenine sinemada yaşanan öpmeye çalışma çabamı anlatmış.
Ve kuzeni bunun kanına girerek ''Ohoo kızım öpmeye çalışmış. Kesin amacı farklı'', ''Öpmek için çıkıyodur o senle, beklentileri farklıdır'' Diyerek kızın kanına girmiş.
Bana bunu anlattığında ufaktan gözlerim doldu. Aldım karşıma, bak dedim gözlerime bak. Sen beni böyle bir şerefsiz olarak görüyosan ben burdan giderim bidahada seni gördüğümde yolumu değiştiririm.
Ha emin ol aşkımdan ölsem de yaparım bunları. Ya ık mık etsede kızın kafaya girmiş bi kere şeytan.
İyi dedim sana bi teklif sunup burdan gidicem ve düşünmen için zaman vericem.
Nedir ? dedi.
Seni bidaha, duvağını kaldırırken öpücem. Sana istediğin kadar vakit. Ben burda olucam, ben seni seviyor olucam, ben senin olarak kalıcam.
Peki dedi sadece. O Lafı yetti beni yerle bir etmeye.. O Masallardan kaçmış peri suratıyla benim kalp ritmimi bozmaya..

Part 8 : Mutsuz bekleyiş

Bunsuz olmaz;
www.youtube.com/watch?v=Et0L73bgqHU

Hızlı adımlarla uzaklaştım yanından..
İlk defa bu kadar üzülmüştüm bir şeye. Haliyle kalbimde ki sızıya anlam veremedim. ''İlk defamı seviyorsun lan'' Diyecek iken susturdu ellerim ağzımı.
İlk defa seviyordum. Ya o beni bırakırsa ? Hem de ben onu öptüm diye, ne yaptım ben ? neden bu kadar acele ettim. Ama seviyordum onu, nasıl anlatayım arkadaşlar, misal o benim eşim olmalıydı.
Ben işten döndüğüm de bana kapıyı o açmalıydı, kucağın da çocuğumuzla..
Eve vardım nihayet. Mesaj atmalımıydım, atmamalımıydım bilmiyordum. Ama mutlu değildim bunu biliyordum. Bu 125 kiloyla birlikte olan arkadaşım kız dan ayrılacağını söyledi.
Nedenini sormadım pek, belliydi çünkü arkadaşım zayıf, uzun, iyi biridir. Ama kız normalin de üstünde olunca hâliyle yan yana dolaşamıyordu kızla.
Ben sadece bu 125 kiloya bir kelime etmiştim, arkadaşım ondan ayrıldıkdan sonra. Evet beyler bir kelime, o bir kelime benim hayatım da nelere mâl oldu anlatıcam.
Dönelim konumuza, eve gittim, kendi kendime hayıflanırken, mesaj atmamam gerektiğini anladım, ne de olsa benim dediğim onca kelimelere karşın, bir pekiye lâyık görmüştü beni.
Bir uyku hapı alıp, bilgisayar da slow bir müzik açıp, uzandım yatağıma, telefonu da koydum baş ucuma hani mesaj gelir de uyanırım diye.
O gün hiç mesaj gelmedi. Uyandım, oturdum sabaha kadar bekledim gene mesaj gelmedi.
Ertesi gün uyandığım da her yer biraz daha karla kaplıydı sanki, hava biraz daha bozuk. Telefon titredi, ben titredim. Mesaja baktım;

O-Görüşelim ''Falanca filanca yerde''
B-Peki geliyorum

O gün saçıma, üstüme başıma hiç önem vermedim, hayatımın en zor yolunu yürüyecektim. Yavaş yavaş bırakacaktım kollarına cansız bedenimi, zannımca.
Biliyordum, az da olsa tanıyordum beyler, ayrılacaktı benden. O da bırakacaktı işte. O da gidecekti yine herşey eskisi gibi iğrençleşecekti.
Gittim, hiç moralim yoktu. Kafasını bana doğru çevirdi, samimiyet dolu, sıcak bir gülümsemeyle karşıladı beni.
Ama gördü o halimi, hoş buldum dedim kafamı biraz öne eğerek.
Kafasını biraz eğerek, gözlerini, gözlerime değdirdi.
Bakışından süzülen işvene kurban olayım, nasıl da biliyorsun içimi titretmesini..
Özür dilerim dedi, özür dilerim sana bunları yaşatmaya hakkım yoktu, senin öyle bi insan olmadığını ve olamayacağını biliyorum..
Öyle sıkı sarıldım ki bir kedinin yavrusunu sevdiği gibi, bir annenin çocuğuna sarıldığı gibi sarıldım ona, çok sıkı, ama incitmeden..
Herşey eskisi gibiydi, ilk defa terk edilmemiş ve bu kadar sevilmiştim.. Ne mutlu günlerdi onlar..

Part 9 : Bunca yokluk, bunca kırıklık, bunca acı...

Bu şarkı çok şey anlatır bana;

www.youtube.com/watch?v=fK8caoBUnxk

Dönmüş sayılırdık eski halimize, bir araba kazası atlatmış gibiydim. Artık ona daha da bağlanmıştım. Onu bir kez daha kaybedemiyeceğimi anlamıştım
Kaybedemezdim onu, çünkü ondan ayrı geçirdiğim vakitler de zaman duruyor, etrafa bir karanlık basıyor, içime karabasan çöküyordu.
Bu bana sorular sormaya başladı tekrar ama kötü değil, soğudun mu benden, ya kuzenim öyle dedi diye ya, lütfen soğuma benden..
Soğumamıştım ama ona biraz da olsa cezasını çektirmek istiyordum, ateşle oynuyordum diyelim . Soğudun mu sorularına hep soğuk şekil de soğumadım diyordum.
Ki bidaha böyle bir şey yapmasın bana. Günler geçiyor, ben onunla büyüyor, ona her gece şiirler dolusu mesajlar atıyordum. Beyler, bunu yapmayın. O uyurken onu düşünmeyin.
Sonradan acısını çok ağır çekersiniz yoksa. Gün oldu, arkadaşım bunun kuzenin den ayrıldı. Bu 125 Kilo olan kız gerçekten çok kötü bir durumdaydı. Faceden yazıyordu işte ağlıyorum falan diye
sevgilim ise bana haberlerini götürüyordu. Ellerini falan tırnaklamış, manyağa bağlamıştı kız. Kızı aradım dertleştik yapma böyle işte karşına daha niceleri çıkar falan dedikçe kız daha da ağlamaya başladı.
kıza telefon da ''ya ilişkiniz pamuk ipliğine bağlıydı zaten'' dedim. Keşke o telefonu açmasaydım. Keşke vicdanımın içine etseydim de kıza yardım etmeye çalışmasaydım.
Kız bunu duyunca ne demek istiyorsun falan dedi. Kıza diyemedim ki yakışmıyosunuz vs vs. Ya ne bileyim dışardan öyle görünüyordu dedim.
Bu 125 Kilo kız ne yaptı beyler biliyormusunuz ? Bu dediğim lafı arkadaşıma çok ama çok değiştirerek anlattı, belki ona geri dönmesi için yada aşık olduğu için.
Arkadaşıma bi olta attı bu kız alican senin benden ayrılcağını biliyomuş, altında başka sebepler var (arkadaşım babamla atıştık falan öyle ayrılalım gibi bişey uydurmuştu üzmemek için)
sen bana bunu nasıl yaparsın bu kadar adi olamazın, alicanın dediklerine inanıyorum ben bilmem ne. Beyler, benim 13 yıllık arkadaşımla ilk defa aram bozuldu, bu yüzden.
Çocuk geldi sen arkamdan nasıl konuşursun nasıl yalan söylersin diye üstüme geldi falan msn den bende acayip sinirlendim nasıl o kıza inanırsın sen diyerekden bende biraz atarlandım.
Dışarı çağırdı arkadaşım, gittim sinirliydik 2 miz de çocuğa ben öyle bişey demedim desem de inandıramadım, tokat attı bu bana. Eve gittim sinirden ağladım. Aradım 125 Kiloyu Teşekkür ederim dedim, herşey için çok teşekkür ederim.
Ama o kız dan sinirimi alamamıştım, benim arkadaşımla aram biraz bozuk kaldı, yolda gördüm bunu, karşıdan geliyor...
Tuttum o kalın kollarından çektim kenara, sen arkadaşıma nasıl yalan söylersin diyerek sesimi yükselttim ne yalan söylicem ya falan deyip gitti bu.
Evet beyler gittiği gibi face'e girip arkadaşıma ''Alican beni yolda sıkıştırdı ona nasıl söylersin benim dediklerimi'' dedi. Evet ben onu yalan söylediği için değil, benim söylediklerimi ona neden söyledin diye sıkıştırmışım.
Şeytan beyler, obez bir şeytan. Bunun üzerine çocuk gene benim üzerime geldi. Gel kardeşim dedim gel bundan sonra sana kendimi anlatamıcam ben vur da ne olcaksa olsun at içindekileri.
Biraz üstüme yürüse de vurmadı. O gün de ordan aramız bozuk ayrıldık..
Sırada ki küfürüm bir dahaki partta bu 125 kilonun benim ile sevgilimin arasını açma çabasına gelsin..

Part 10: Beklenmedik olaylar.

www.youtube.com/watch?v=A92JmcSP89c

İlişkimiz on numara beş yıldız gidiyor, hayatımın en mutlu günlerini yaşadım o zamanlar. Yalan yok.
Onunla kış günü buluşmayı çok seviyordum. Onun okulu bizim okuldan 20 dakika erken çıkıyordu. Ara ara derslerden izin alıp saklanıp, onun okulun önünden geçmesini izlerdim.
Yürürdü kız arkadaşıyla, elinde defteri, gülen gözleri vardı. Masumdu, benimdi, her anımın sahibiydi.
Artık ufak ufak kıskançlıklar başlamıştı, benim hatam bencil olmamdı. Hatalıydım beyler bunu bugün de kabul ediyorum. Kıskanmalıydım onu.
Benden başkası ona aşık olabilirdi. Biri ona teklif edebilirdi. Açıkcası korktum, karşısına benden daha iyi bir seçenek çıkar da beni bırakır diye.
Ama o beni hiç bırakmadı. Ben yavaş yavaş kısıtlamaya başlamıştım onu. Oda istekli gibiydi bu kısıtlamalara, haliyle devam ettirdim.
Aşkım ruj süreyim mi ? Sakınnn. Aşkım saçlarımı yapayım mı ? İyi yap . (Trip), Artık çok acil işimiz olmadığın da çarşıya bile inmiyorduk.
O da ben de deli gibi kıskanıyorduk birbirimizi. Günler böyle geçerken bu 125 Kilo varlık, kuzeninin karşısına yeni bir soru ile çıktı.
''Ya alican ya ben'' Beyler ben bunu öğrendiğim de ellerim ayaklarım boşaldı. Çünkü benim sevdiğim, kuzeniyle beraber büyümüş, herşeyden vazgeçebilirdi onun için.
canını verirdi diyelim. Şimdi gelelim 125 kilo arkadaşın neden böle bişey sorma gereksinimi duyduğuna. Kıskanmıştı beyler, başka açıklaması yoktu. Kuzeni böyle mutluyken o sevdiğinden ayrılmıştı.
Yediremedi. Ben o akşam çok iyi kelime yaptım benim bağrında taş besleyen sevdiğime.
Kuzenine telefon açıp, sen bana böyle bi soruyu nasıl sorarsın ? benim mutluluğumu istemiyormusun ?
falan dedi kız kapattı telefonu , ben gözlerim yaşararak döndüm suratımı sevdiceğime. Seni bırakamam dedim, buruk bi ses tonuyla, zor da olsa.
Gözleri doldu. Aradı tekrar ben alicanı seçiyorum demedi ama seni de seçiyorum demedi. Üstü kapalı konuşarak beni seçtiğini anlattı.
Ve uzunca bir süre sonradan gene benim içimde patlayacak ayrılıkları başladı...

Part 11: Yüreğimin diğer yarısı..

...


Yüreğimin diğer yarısıyla olan ilişkimiz onun kuzeniyle arası bozulduktan sonra daha da düzeldi..
Herşey güzel gidiyordu ve ben artık bu ilişkinin bi üst seviyeye çıkmasını istiyordum. Annemle tanıştıracaktım.
Benim hayatta ki yegâne varlığım annemdir. Ve benim hayatıma 2. şahıs girecekse bunu annem bilmeliydi. En azından eve gelişlerim de yüzümü güldüren şeyin ne olduğunu görmeliydi.
Artık hayatımız da 125 kilo diye bir şey yok, ufak tefek atışmalar dışın da problemimiz yoktu.
Konuyu ona açtım, seni bırakmıyacağımı anlamanı istiyorum, bu yüzden hayatım da daha önce yapmadığım bir şeyi yapmak istiyorum.
Annem'i gelini ile tanışma mutluluğuna nail edermisin ? dedim, Utanırım falan dese de sonradan çok isterime döndü konuşmaları.
Heyecan tekrar dorukda, kan dolaşımı hızlanmıştı. Ev bir güzel tarafımdan temizlenmiş, düzenlenmişti. Fakirin umudu Bim den güzelce alışveriş yapılmış, herşey tamam bir o eksikti.
Tarif etmiştim evi, daha önce de sinema çıkışı evin önünden çıkmıştık mahalleye göstermiştim evimi.
Pencereye yapıştım, anneme de herşeyi anlattım anne ciddi düşünüyorum ona göre diye. Usulca göründü camın mesafesinden o güzel saçları. 1.5 Saniye de kapıya koşup açtım beklemeye başladım.
O an da ki heyecanı kelimelerle anlatamam. Çıktı merdivenleri yavaşça, yüzü gülerek. Öptü beni, sonra annem geldi ''Hoşgeldin kızım'' dedi. Elini öperek hoşbulduk teyzecim diyerek ona ait olan gülümsemesini yaptı.
Oturma odasına geçildi, kaç kardeşsiniz den başladı muhabbet, annem anlattı o dinledi, o anlattı annem dinledi. Bir arkadaş gibi yaklaştı annem ona. Çok sevmişlerdi birbirlerini..
Artık içim de bir rahatlık vardı. Bu kızla evlenicem. Gittim bisküvi meyve suyu falan ne alındıysa onları tabağa koymaya, yardıma geldi beraber dizdik tabakları. Ufacık ufacık kaçamak öpücükler..
Geç kaldığımızı anlayıp oturma odasına servisleri yaptık.. Tam muhabbetin ortasın da kapı çaldı. Lan, misafir gelmesin diye dua ediyorum. Utanıyorum da biraz zaten.
Offff komşunun kızı gelmiş. (Annemle dertleşmeye gelir yaşı var biraz) offf gitti muhabbet hay ya.
Sonra bunu fırsata çevirmek geldi aklıma onu komşu kızıyla tanıştırdım tabağını verip anneme anne siz sohbet edin biz film izleyelim bari dedim. Siz bilirsiniz oğlum dedi.
Odama geçtik, geçtim bilgisayarın başına, utanıyorum. Film falan araştırıyorum..

Part 12: Dünya üzerin de ki hiç bir kelime, yaşadıklarımı tam anlamıyla anlatmaya yetmez.

Sen haklıydın her zaman, annem gibi...

Kapıyla pc nin arası 1 metre. kapının usulca kapandığını gördük den sonra usulca arkamı döndüm.
Şimşek çaktı beyler, sandy kasırgası yaşandı. Ne ara geldin, ne ara kafamı çevireceğim zamanla mesafeyi hesapladın.
Hay senin sayısalını seveyim. İlk defa dudaklar bu şekil de birbirine değdi. Ben diyim 5 siz diyin 6 saniye.
Arkamdan boynuma sarılarak, finish çizgisi öpücüğünü verdi yanağıma. Seni seviyorum dedi, seviyorum..
Filmi açtım not defteri adlı filmi önermişti filmi açtım. O filmi izliyor, düşünüyor. Ben çaktırmadan onu izliyor muziplik peşindeyim.
Beyler lafından sıkıldınız biliyorum.
Beyler ([8D]) böyle dudak olamaz. Aklımdan hala çıkmaz. Böyle bir hissiyat, mutluluk, heyecan yok.
Eski sistemi devreye sokayım dedim. Borcumu almalıyım. Anladı bu borçlu kaldığını ben söylemeden.
Bi yandan da oturma odasını dinliyorum aşık adam herşeyi aynı anda yapabilir.
Konuşmadan film izlerken bi ara bana döndü bu, deli cesaretiyle yapıştım dudağa beyler. Hay canını yediğim hala tadı dudaklarımdadır..
Hiç itiraz etmeden öptü beni. Ben uzatmadım ama 5 saniye bile sürmeden bıraktım. Seni bırakacağımı falan düşünüyosan, çok büyük yanılgıya düşersin haberin olsun dedim.
Sen beni bırakırsan temiz bir dayak yiyeceksin beyefendi dedi.
Bakmayın beyefendi dediğine beyler. Beyefendiyle uzaktan alakam yoktur :) . Omzuma hafifçe koydu başını. Çok mutluyum dedi.
Omzuma koyduğu başı o gün orada bi çukur açtı. Kül kedisinin ayakkabısı gibi bir tek ona ait omuzum da ki çukur.
Film de çok duygusal lan. Erkek adamız falan ama ortam romantik film romantik olunca baktım kızın gözden de yaş getirdi film.
Ufaktan bıraktım kendimi, baktım bende ağlıyorum. Laaan gitti karizmaa.. Film biter, kız dışarı çıkmak için eve söylediği yalanın anlaşılmaması gerektiğini anlatır.
Bir veda busesi bırakılır. Odadan çıkacakken dönüp tekrar sarılır. Alican burda erir biter kimin umrunda. Hayat ona güzel tabi ohh, kız eve yollanır..

Part 13: Eyvah eyvah eyvah yapma volkan yapmaa kırmızı kart..

Söyle, ben nerdeyim, o nerde ? ..
www.youtube.com/watch?v=2mvv29KDYEQ

Seviyordum onu, tüm hücrelerimle hemde.
Buluşmadan duramıyorduk. Ama benim eksikliğini yaşadığım birşey vardı. Bir çok arkadaşımızın başına gelmiştir '' Tanıdık Çıkma Korkusu'' kafe de falan buluşamıyorduk.
1.5 yıl boyunca onun elini ilk tuttuğum kafeden sonra 1 kez kafeye gittim onunla. Ha birde 21 Kasımda çağırdı beni oyuncak gibi. O gün de gittim kafeye, herneyse
Artık mahalle araları meskenimiz olmuştu.
En güzeli nedir biliyormusunuz ?
Her an bir yerden, tanıdık çıkma korkusuyla tutmaktır o elleri.
Mahalle de bir ilköğretim okulu var 2 katlı, üst katının arkasındada 5 tane merdiven var, canlandırın gözünüzde etrafı kapalı kimse tarafından görünmüyor.
Heh, orada oturuyoruz işte. Ona, bak seni gerçekten seviyorum. Ama soğuduğun da, ayrılmak istediğin de lütfen uzatmadan direk suratıma söyle.
Zaten ben böyle bişeyi kaldıramam bu yüzden itiraz falan da edemem sana. Seni asla bırakmıcam muhabbetlerine döndü sohbet.
Korkuyorum dedim. Hayatım da ilk defa bu kadar mutlu olmuşken bunun elimden alınmasından korkuyorum.
Bende korkuyorum dedi kısık ve tatlı bir ses tonuyla. Ya bi gün bensiz yapabileceğini anlarsan ?
Sensiz geçen her günün acısını bilseydin böyle konuşamazdın diyemeden yapıştı bu dudaklarıma.
İlk defa en uzun o zaman öpüşmüştüm. Kıza bakıyorum, gözlerini kapatmış kendini bana doğru çekiyor. Daha da bi delirdim.
Sanırım öperken biraz fazla kaçırmış olucam ki bi iz kaldı. Sonra bu korktu falan evdekilere ne dicem ya falan derken, ben suçluluk duygusu ile
yerin 150 kat derinine cehennemden gelen seslerin biraz üstüne girmiştim. Ve bu bizim hava karardığında ki son buluşmamız oldu..

Part 14: Bir daha sevdim..

Hiç kimseyi koyamıyacağım yerine...

www.youtube.com/watch?v=nytylTGiq_Y


Eve gitti bu, gittiği gibi fondoten falan sürmüş ama sanırım annesi durumu biraz çakmış.
Suçluluk duygusundan ne yapacağımı bilemedim hemen gittim değişik bi maddeden yapılmış bir bileklik ve kolye yaptırdım.
Bilekliğin altına gizli şekilde benim adımı, üst tarafına ise belirgin şekil de onun ismini yazdırdım. Özür dilerim dedim.
Annesi biraz azarlamış sanırım. Artık hava kararmadan evde olması gerekiyordu. 1 Hafta kadar buluşamadan geçti. Cezamı çekmiştim.
Sonun da buluştum biraz morali bozuktu, bi daha olmıyacak, kendimden nefret ediyorum dedim. Çünkü neyi hızlı yaşadıysak ona geç kaldık..
Yo, hayır dedi ben hiç bir şeyden pişman değilim. Sakın kendini suçlama.. Beni bidaha öpmezsen bozuşuruz haa diyerek eğdi başını utangaçlığına
Kaldırdım başını, sarıldım cebine çaktırmadan hediyelerini koydum.. Bidaha akşam buluşamıcaz napıcaz dedi. Seninle geçirdiğim her vakit değerli dedim.
Tek düşmanımız zaman olsun.. Eve gidince cebinde ki hediyeyi bulup çılgına dönmüştü.. Olgunca düşünmeye başlamıştım artık. Geleceğim hakkında planlar kurmaya başlamıştım bile.
Bir evimiz olacaktı. Hatta onunla düğünümüzün akşamında balayına çıkacaktık kendi arabamızla. O mutluluktan gelinliğinin altına giydiği beyaz ayakkabılarını çıkarıp oynayacaktı.
düğünümüzde.
Yarım kaldım beyler, benim başkasıyla baştan hayal kurmamı beklemeyin artık. Herşey tozpembe gidiyordu yukarıda gördüğünüz ve aşağıda göreceğiniz gibi.
Ben dedim ki, annemi de tanıyorsun artık dışarıda buluşacağımıza gel bizde buluşalım hem annemle kaynaşırsın hem tanıdık çıkma korkusu olmaz.
Bunu derken çok korktum beyler, beni yanlış anlarsa diye ödüm koptu. Anlamadı.
Kokusuna hayran kaldığım kız beni yanlış anlamadı. Farklıydı beyler, farklıydı..
Kabul etti, anneme hemen heyecanla konuyu açtım ama biraz da sıkıntılıydım şimdi benim bir abim var biraz sıkıntılıdır. Çocukluğun da havale geçirmiş. Sinir hastası biraz.
Acaba sıkıntı yaratır mı derken anneme açtım konuyu, getir oğlum gelinim değil mi karışamaz kimse dedi. Bir daha sevdim..

Part 15: Sol omzuma göm saçlarını, benimle uyu..

Biz yalandan sevemeyiz .
www.youtube.com/watch?v=KevTBR-KQFc

Artık odam bir dakika bile olsun dağınık durmayacaktı. Kızın maddi durumu biraz sıkıntılıydı bizden de sıkıntılıydı.
Her sabah okula beraber gitmeye başladık. Onun her sabah buz tutmuş merdivenlerden dikkatlice inip yanıma gelmesini seyrederdim..
Para konusunu falan rahatça konuşabiliyorduk, olgunca. Beyler yalan söylemiyim 5 lira falan alıyordum günde.
Onun parası olmadığı zamanlar okula giderken o tam okuluna girecekken kapşonuna koyuyordum. O gün ben yemek yemiyordum ama o mutlu oluyordu.
Bu benim karnımı doyurmaya yeter. 20 milyar param olsa verirdim ona babasının borçlarını kapatması için. Fakat bir sorun vardı.
Dersaneye yazılmıştı. Yeni bir ortam, yeni insanlar, yeni erkekler. Bi hayli gerginlik yarattı bu durum bende. Ses edemedim beni ikna etmek için çok uğraşmıştı.
Aşkımmm artık dersane cıkışları da buluşabilecez diyerek.
Hiç dersane çıkışı buluşamadık beyler. Ya annesi eve çabuk gel demişti, ya da birisi görürdü. Evde buluşmak iyi hoş annemle kaynaşıyosun film izliyoruz, rahat davranıyoruz da
benim eksikliğini yaşadığım şeyler vardı.. Ya beyler ben onu koluma takıp çarşı da rahatca gezmek, farklı yerler görmek istiyordum. Biliyordum sürekli aynı yerde buluşmaktan sıkılır insan.
Bu konuyu ona açtığım da ise ben asla sıkılmam, sen sıkılırsan bilemiyeceğim dedi..
Topu bana attı yani, mecburen ses edemedim. Bana sözünü verip dersane çıkışları buluşamadığımız için tripler artmaya başlamıştı. Artık onu kaybetme korkumu bastırıp bende tavrımı ortaya koyuyordum.
Hata yapıyordum beyler. Bir kız seninse senindir. Bulunduğu ortam, yaptığı makyaj, giydiği elbise bunu değiştirmez. Gitmek isteyen kız hangi şartlar olursa olsun ne kadar senin olmuşsa olsun, gider.
ben bu anımı asla unutmam. Bir gün aşırı derece de trip koyup gece telefonu kapatıp yattım. Dersaneye gidecekti ertesi sabah. Cumartesi, hava soğuk annem abimi işe göndermiş masayı topluyordu sanırım. Ben bi öpücükle uyandım..
Aşkım? Aşkııım ? Poğaça aldıımm kalkta çay yap hadiiii.
Gözümü açtığım da karşımdaydı. Bakın bu rüya gibi bir şey, 2 3 kez ovuşturdum gözümü filmlerde ki gibi. Bir yandan da diyorum lan allahtan boxerla falan yatmamışım, ev kaloriferli sıcak oluyor.
Kafasın da ki pembe şapkayı çıkartarak geçirdi kafama. Ucundan tutarak kaldırdı kafamı, uyandım ama hala bozuğum ona.
Kahvaltıya geçtik annem uyudu. Konuştuk, beni ikna etti. Yüzümü yıkadım ama hala ölüyorum uykusuzluktan , tüm hafta sabah kalkmışım bir de cumartesi de sabah kalkınca, bünye alışık değil tabi.
Beraber uyuyalım mı dedi, dedim sen hayırdır bilader ? yok yok öyle değil. Genelde utanırdı ama annemin uyumasına dayanarak bu lafı sarf etmiş olacak ki
Omuzuma yattı, onun kokusuyla uyuyakaldım...

Part 16: Hatırla beni, hatırla. Her nefes alışında...



Uyandım, karşım da benzersiz silüetiyle bana bakıyordu.
Daha gözlerimi ovuşturmaya kalmadan beni izlemenenin ona verdiği yetkiyle, uyanır uyanmaz sigarayı bırakacaksın dedi.
Bırakırız aşkım dedim, dediğime kendim bile inanmayarak. Korkuyordum. Ona bir söz verip tutamamaktan korkuyordum.
Bu yüzden söz vermekten hep kaçınıyordum. Ya sigarayı bırakamazsam, ne olacak ?
Söylemesinden en çok çekindiğim lafı sarfetti. ''Söz ver, erkek sözü'' dedi uyuduğum sürece beni izlemiş uykusuz gözlerle.
Söz verdim mecburen beyler. O günden itibaren sigara sürmedim ağzıma 8 ay boyunca.
konuyu değiştirerek, horladım mı ? dedim ( Rezilliğe bak lan.) Uyutmadın beni pislik dedi.
Sensin lan pislik hayatımı mahvedeceksin. Diyemedim gelecekten habersiz şekilde, evlenince ne yapacaksın çok merak ediyorum dedim.
Çocuk yapıcam dedi. Ot gibi kaldığımı farkettirmeyerek, Allah analı babalı büyütsün dedim, bozulmuş bir surat ifadesiyle.
Babası gibi horlamasın yeter dedi. Bakmayın böyle dediğine, vallahi horlamıyorum lan işi dalgaya vuruyor çakal.
Annesi gibi güzel olsun o zaman dedim kalbim de ki duyguların patlamasını bastırarak. Hay o kelimelerin için tırların altın da kalayım senin ben.
Ne güzel de öldürüyorsun beni sinsice..
Annem uyandı beyler, harbi sıvtık bu sefer. Ah benim anlayışlı anam mutfağa geçip, mutfakdan doğru '' Oğlum ben ananene çıkıyorum bir ihtiyacınız olursa söylersiniz''
Dedi. Annem gitti beyler. Keşke gitmeseydi. Ben de hala kafamı duvarlara vurduğum o günü yaşamasaydım. Annem gidince daha da manyayan sevgilim, benim ona sen de beni bırakıp gidersin laflarıma dayanarak,
dudaklarıma yapıştı. Bi sn ağlıyorum. Sarhoşum beyler şimdi. 3 Saatir içtiğim adama o beni çağırsa dünyanın bir ucu olsa da '' Halâ'' gideceğimi anlattım durdum.
Ateş - barut ilişkisi beyler. 9. Ay olmuş. Ben bişey yaptım beyler, kızın bana hissettirdiği güvene dayanarak. Keşke yapmasaydım.
Beyler, kız bana tamamen senin olmak istiyorum demişti artık. İkna etmekte zorlanmadı beni. Erkeğiz hak verin.. Bu ateş- barut alev aldı beyler.
Ocağımız yandı, ben eşimle tanıştım. İçim de tonlarca suçluluk duygusu, sevdiğimin yüzünde hüzünlü bir gülümseme.
Artık seninim, inanıyormusun seni bırakmayacağıma diyerek gözlerime bakıyordu, hala yanımdan geçerken gözlerimin ona sulandığı insan..
Unutma beni, ben hiç unutamayacağım seni.. Ben bir erkek olsam da unutamayacağım seni..
Seni Seviyorum iki ucu pisli değneğe dönen ilişkimizde, sen bana fizandayım desen, koşarak geleceğim yanına...

Part 17:Bana ait olan tek varlık

Artık benimdi beyler. Herşeyiyle karşımdaki kişi benimdi.
Öyle bir tutuyorki ellerimi , bıraksa , organ yetmezliğinden ölebilirim.. Beyler, siz hep yazacaksınız , birileri hiç okumayacak..
Hep aynı terane.. Olgunca düşünerek, sahiplenmiştim onu. Sen benimsin dedim. Benimsin artık. Hiç ona suçluluk duygumu hissettirmedim ayrılana kadar.
O zamanlar herşeyi erken yaşadığımın farkına varamadım. Beyler şu kadar söyliyeyim. Kız beni şikayet etse min. 15 Sene yerdim. Ne beni savcılığa şikayet etti, ne benden şikayet etti.
Hep yaşanılan herşeye rağmen, iyiydi güzeldi demeyi bildi. Şimdi beyler. Bu kız bana fizandayım dese gitmezmiyim ben ?
O günden sonra ilişkimize artık beni bırakmayacak gözüyle, çok rahat bakıyordum. Benim oldu lan kız. Varmı ötesi, kime, neye benim diyebilmişim bu zamana kadar ?
Artık bütün geleceğimi onun üzerine kurmuş, planlarımı onun üzerine yapmıştım. Söyleyin bana haksızmıyım böyle yapmakta ? Bana şunu bi açıklayın.
Ben bu ilişkiyi yaşamış bir kişiyim. Benim bile hala çözemediğim noktalar var.
Dönelim ilişkimize. Artık çok mutluyduk. Bilmiyorum onun için de bir korku varmıydı benim onu bırakacağıma dair. Ama ona öyle kelime yapmıştım ki şerefsiz biri olduğumu düşünmemesi için, tüm saflığımla, tüm kalbimle.
Güvenmişti o bana. Ben bana güvenen insanı hiç yarı yolda bırakmadım. Bırakmıyacağım da. Kokusu, dünyanın en güzel parfüm kokusu.
Saçları, dünyanın en güzel saçları. Gözleri, dünyanın en güzel gözleri. Size yalanım varsa en adi şerefsizim. Ben o kızla birlikteyken diğer kızların gözüne bakarken bile suçluluk duygusu hissettim beyler, bakamadım. Önümden geçen her kıza kafamı eğdim.
3 Tane teklif aldım bildiğiniz yürü git dedim (Sövemiyorum beyler konuyu kapatıyorlar) O hiç teklif almadı benle olduğu sürece, en azından aldıysa da bana hiç söylemedi.
Beyler ben onu, annem gibi sevdim. Size yemin olsun şu an gelip evlenelim dese evlenirim. Aramız da bu şey yapma muhabbetini yapmadık uzunca süre. 1. Yıla yaklaşıyorduk.
Mevsimler geçiyor, badireler atlatıyor, büyüyorduk.. Korkmuş olacak ki 11. Ay civarın da, bana , beni hiç bırakmıyacaksın dimi ? Sana gerçekten güveniyorum diye mesaj attı.
Gene kelime yaptım, içimden ne geçtiyse, olduğu gibi hiç düzeltmeden yazdım. Sana bunu yapıp evlenmeyeceksem yaşamıyayım ben dedim.
Bir daha mutlu oldu..
Ben tekrar sevdim...

Part 18: Sevmiyeyim beyler onu, unutturun bana şunu..


Evet beyler( Bu lafı çok yadırgadım, biraz fazla kullanacağım, vurmayın)
1. Sene geldi çattı. Öyle böyle değil ama, en parasız olduğum dönemde 1. seneye denk geldi.
Evde zeytin yok(Doğuş style..) E ben ne yapacağım, ne halt yicem olm 1. sene de. 2 miz de ilk defa biri ile 1.senemizi kutlayacağız.
Ne olursa olsun dedim oturdum bütün gece boyunca hiç yapmadığım bir şey yapıp oturdum sabaha kadar mektup yazdım. Arkalı önlü hemde haa öyle uydurma bir şey değil.
Ertesi sabah bana gelecek. 1. Sene olm borumu . Hey yavrum hey kaç yaşına gelip 1 sene biriyle birlikte olamamış insanlar var onları da düşünün.
Beyler şimdi kahvaltı hazırlasam evde kahvalıtılık bile yok. Anlatırken ben utanıyorum düştüğümüz bu hale. Düşünün kıza karşı nasıl utanıyorum.
Risk alacaktım beyler, kız eve geldi. Dolapta 3 tane bimden alınan nescafe 1 yoğurt bide marul falan var.
Suyu ısıttım ketıl da, bir deli cesaretiyle nescafeleri bardaklara doldurarak, 1. Senemize böyle giricez dedim. Durdu, ne demek istediğimi anlamamış bakışlarıyla kafasını bana çevirdi.
Dedim evde yiyecek bir şey yok kızım. Ne yapayım. Beyler harbi sıkıntıdaydık lan. Ne yaptı biliyonuz mu ? Ekmek dolabına gidip ordan 1 ekmek çıkartıp usulca dilimledi.
O gün ekmekle nescafe yedik sadece. Bana bunları unutturun beyler. Bana anlattırmayın şunları. Kazağımın içerisine girerek boyun hizamdan çıktı. Kazak büyümüş, kimin umrun da olur ?
Umrum da olur diyen çıksın gitsin bu konudan, odunlarla işimiz yok.
Sen ne sandın beni ? dedi. Ne sanmışım ? dedim.
Karın tokluğuna yaşamıyoruz biz paşammm dedi.
Dikkatlice baktım beyler. Neresini öpsem diye . Sarıldım. Gözlerim doldu olm lan. Böyle bişeyi daha önce yeminle yaşamadım.
Şimdi bana o zamanlar, tipik türk kızı olduğunu kim inandırabilir ? Bana 2 tane 70 lik rakı içirt. Gene aynı şeyleri söylerim ben.
9 aydır aynı kelimelerle arkadaşımın kafasını ütülüyorum ben içerken.
Hayatınızdan böyle bi insan çıkarsa, neler kaybedebileceğinizi düşünün, kendinizi benim yerime koyun..

Part 19: Yüzük merasimi, vur patlasın, çal oynasın..


Artık ona güvenim tamdı. Az da olsa makyaj yapmasına izin veriyor, hatta param olduğun da ona makyaj malzemesi bile alıyordum.
Vicdanımı seveyim, onu mutlu edebilmeyi özledim..
Beyler demiştim ya olgun düşünmeye başladım diye, aklım da hemen bir yüzük belirdi.
Konuyu ona açtım, ya almayalım şimdi falan dedi sanırım maddi durumumuzdan dolayı.
Bir ay kadar sonra ikna ettim. Yüzükleri alacaktım paramı da biriktirdim beyler ha 80 tl boru değil yemek yemedim okulda, ordan burdan aldığım parayı kenara attım.
Okuldan kaçılır, yüzükler seçilir, önceden kızın parmağından alınmış iplikle ölçü belirlenir, güzel bişey seçilir, çokta güzel değil çok güzelleri 120 liraydı
tanesi 40 liradan alınabilecek en güzel yüzüğü aldım. Adama 5 lira da okulda yemek yemek için aldığım para verilip yüzüklerin antin kuntin bir kutu yerine filmler de gördüğümüz kırmızı kutuya koyulması sağlanır.
Herşey tamam, vakit bekleniyor, sevdiğim okulundan çıkacak, eski mahalle arası meskenimize gelecek.
Vakit geldi, okul elbisesinin içinden o zamanlar bana adriana lima gibi görünen sevdiceğim,katilim, geldi.
İçinde büyük bir heyecan, hadi hadi aşkım bırak şimdi konuşmayı takalım şu yüzükleriiiiii..
Dur dedim. Öyle kolay değil. Bana içinden ne geçiyorsa onun sözünü vereceksin.
10 Larca söz verdi beyler. Cebimden çıkardığım yüzüğü etrafı kolaçan ederken usulca elleri bir pamuk gibi olan sevgilimin parmağına taktım.
Kendi yüzüğümü saklayıp biraz benimle ilgilenmesini sağladıkdan sonra çaldı yüzüğü cebimden..
Ben takıcam bu sefer uzat parmağını dedi, güldüm saçmalama, kızın yüzük taktığı nerde görülmüş dedim.
Uzat lan dedi. Tamam büyüksün dedim tam yüzük parmağımın ucunda ben senden onlarca söz istemiyeceğim. Tek bir söz ver, beni hep sevecekmisin ?
O yüzüğü parmağıma takarken o sözü verdim. Onu hep seveceğim. Erkek adam sözünün eridir...

Part 20: Camlar düştü yerlere, ellerim kan içinde, beni bul anne..


Herşey yolun da gidiyorken, Sövün beyler. 125 Kilo ortaya çıkıyor. Hem de kafasında bir beyin tümörüyle..
Elinde ''Bixi'' Adlı silah var beyler. Tarayacak bizi, delik deşik edecek. Kanımızı akıtacak. Bize hiç acımadan kıyacak.
Geliyor beyler. Hissediyorum. İçimi tek rahatlatan şey, onun benim olmuş olmasıydı..
Bir gün her şey yolun da giderken konusunu açtı bana çaktırmadan, o zamanlar farkına varamamıştım.
Aşkım dedi, ''125 Kilo'' Kansermiş, biliyormusun ?
Üzüldüm lan, bana o kadar pislik yapan biri de olsa üzüldüm olm. Kötü bi insan değilim lan ben. Olamadım hiç bi zaman.
Hadi yaa dedim, yanına gidelim bir şey yapalım dedim. Sana hala düşman, olmaz dedi. Lan ben ne yaptım. Olm şu yazıyı okudunuz baştan aşağı, ben bu kıza ne yaptım.
Bir insan ölümün kıyısın da hala nasıl kıskançlık, çekememezlik yapabilir. Gel zaman git zaman benim sevgilim, 125 kiloyu ziyaret etmeye başladı.
Ne zaman sorsa, git aşkım , yanında olmalısın onun diyordum, içim de ki korku ile. Korktuğum şeyi biliyorsunuz beyler. Biz de insanlık var.
Ölüm döşeğinde ki kıza da kuzenini göndermeyeceksek, adam değiliz biz. Gel zaman, git zaman bu böyle devam etti..
Beyler, o zamanlar çözemediğim kavgalar etmeye başladık biz annemin geliniyle. (Sevgilimle) En ufak şeye atar yapıyor, sinirlenmeye başlıyordu.
İçimden korktuğum şeyin gerçekleşeceğine dair pis kokular duyuyordum. Ama diyordum, ama bir insan bunu da yapamaz. Ölüm döşeğinde bizi ayırmak için uğraşmaz diyordum.
Ben yanılıyordum beyler. 2 Hafta sonra çekinerek de olsa sevgilime sordum, Düşündüğüm şey doğru mu ? Bizi ayırmaya mı çalışıyor ?
Hiç uzatmadan söyledi beyler. Evet dedi. Ama ben ''Bir daha 125 Kiloyu nasıl kıracağım?'' diye sorusunu da ekledi. Bana mf-4 Soraydı da bunu sormayaydı.
Allah belasını versin diyeceğim olmayacak hala hasta 125 kilo. Eğer dedim, eğer onu ikna edebileceksen, 1 sene de olsa beklerim seni..
Hiç istemeyerek dedim bunu lan. Sanki kalbim yerine sığmayacak, yerinden çıkıp benden uzaklaşacaktı. Bilmiyorum ya dedi mesaj da.
2. darbe geldi böylece.. Artık can çekişiyordum. Son bir darbesini bekliyordum, bir volkan gibi patlamak için. Odama kilitlemiş ışığı kapatmış, bazama uzanmış sadece ondan gelecek mesajları bekliyordum.
Bana tek bir şey söyle, gelecek olsan da, olmasan da.
Beni seviyormusun sevgilim ? Bana cevap ver ne olur ne olur..
Ya dedi alican artık sorma birşey bilmiyorum hiç birşey ya. Dedi 2 taraftanda sıkıştırılan sevdiceğim.
Bu 3. Darbeydi, ve ben bazamın başucun da bulunulan çıkartılıp, yan yatırılmış kapının camlarını hiddetle yere indirdim. Camla arkasın da ki duvarın mesafesi 3 cm. Duvara vurdum, ellerimi duvara doğru bastırarak sinir krizi geçirdim.
Geldi o çilemden kurtulamayan anam başucuma, gördü beni gözyaşları içinde, ellerim kan içinde.. Çağırdı komşuyu koşar adımlarla, bindirdiler beni bir arabaya, hüngür hüngür ağlıyorum, neden çünkü ben gerzeğim. Hastaneye girdik..
Tekerlikli sandalyeye oturtturuldum gözyaşları içinde, annemin gözlerine bakamadım ama içten içten hıçkırık sesleri geliyordu..
Geldi doktor, hiç bir şey sormadan sakinleştiricimi yaptı, dikiş odasına aldılar beni. 4 Dikiş attılar canıma acıta acıta.. Aklım evde bıraktığım telefonum da...


Part 21: Teşekkürler, herşey adına..


Beyler. Ben 1.5 Sene o kızın yolunu gözledim. Hiç o beni beklemedi hep ben erkenden gidip onun yanıma gelmesini seyrettim.
Evimin merdivenlerini inişini(yeni taşındığım eve merdiven inerek geliniyor.) O merdivenlerin başın da belirişini seyrettim.
Belki de ilk sağlam kazığı o akşam yedim ben beyler. Beni kendi elleriyle boğsa da seviyorum. Eve geldim beyler.
Telefonum evde kalmıştı, gitmeden önce ona elim kesildi ben hastaneye gidiyorum dedim. Cevap gelmemişti...
Eve döndüm, dikişli olan elime aldım telefonumu, inanmayanlara ss atarım sağ orta parmağım da 4 dikiş izi hala durmaktadır.
Ben bu kızın adının baş harfini odamı boyarken başucuma yazmıştım kocaman. Rezilliğine aldırış etmeden. Canımı verirdim beyler.
Ben o halde evde mesaj attım. Geldim hastaneden konuşalım şu konuyu dedim, son bir kez daha parçalayarak kalbimi, yat, yarın konuşuruz dedi.
Nokia 5800 beyler siyah bi telefon he aklınıza getirin o kalas telefonu. O telefonu duvarda tuz buz ettim. Çıkardım hattı ortadan ikiye kırdım.
Beyler, ben hata mı yaptım ? bana bunu aşağıda ki yorumlarınız da söylerseniz sevinirim. Bu hareketlere karşılık benim yaptığım şey hatamıydı ?
Haksızmıydım ben? Ben bunları yaparken de aşığım ona, başkasının olduğunda da..
Sigara içmeme en çok kızan kadın yani annem bana o akşam abimin paketinden sigara uzattı. O Havale geçirmiş olan abim sigaramı yaktı.
Ellerim normal bi insanınkinden 5 kat fazla titriyordu. Annem ses edemiyor,Abim, bir kız için yaptıklarına bak lan %^'+^'%^'+^' diye sesleniyordu.
Abi allahın varsa sus dedim. Sus lütfen. Sigaramı içtim, hayatımın ilk en uzun gecesine doğru uzandım.. Çok zor.. Ben düşmanımın başına böyle yanlız kalma hissi gelsin istemem..
Dünyanın nüfusu sanki ben hariç 1 olmuştu. Düşüncelerim başka bir şey bilmez, gözlerim başka hiç bir şey görmez oldu. Ama benden ilk o gece vazgeçildi.
Bunu hissederek, vazgeçmeye hazırlamalıydım kendimi. Tabi, eğer böyle birşey mümkünse.. Gözyaşlarınızdan etrafı göremiyecek hale geliyor beyler. Ölmek isteyip ölemiyorsunuz..
Rezil bir durum içinde uyumaya çalıştım o gece...

Part 22:Ayrıldığımızı unut, yanlızlıklar zaten yalan..


Bünyenin verdiği yorgunlukla sabah 4.5- 5 De uyuyakaldım ben.. Ama o saate gelene kadar saniyeler, saat olmuştu.. Uyandım, hava gerçekten sıkıntılı, odaya güneş girmiyor, çünkü güneş görünmüyor.
Yağmur yeni yağmış. Ölüyüm ben artık beyler. Zombi oldum. Hayatım da güzel olan hiç bir şey yok artık. Beni elin de poğaçasıyla gelip uyandırmayacak.
Dolmuştan inişini, merdivenlerin başın da belirişini göremiyeceğim artık. Hemen her gün çevremle falan içiyorum. Sırf alkol tüketiyorum da diyebilirim. Ama beyler içim içimi kemiriyor lan.
Bak gene aynı şeyi hissettim. Olm ya mesaj attıysa lan ? Ya bana ulaşmaya çalıştıysa ? Facebook yok bişey yok kapalı 2mizin de. Sonra benim ortanca kafası yerinde olan abim nişanlıydı. Her günüm böyle iğrenç geçerken,
beni zorla o nişanlısının evine götürmeye çalışıyorlar. Lan gelmicem bırakın beni yanlız. Oğlum kendini kapattın hayata gel lütfen beni seviyosan hem gezmiş olacaksın.
Bişey (küfür edemiyorum anlayın) vardı da gittim oraya. Herkes bana üzülme, daha gençsin kızmı yok diyor koca koca karılar. Yok lan ! Yok kız mız yokkkkkkkk !!!!!!!!!! Diyemedim. Anne dedim telefonunu ver.
Mutfağa gittim bütün sinirimi bastırarak. Ezberime hükmetmiş numarasını, dökülmekte olan telefonun tuşlarına girdim yavaşça. Çaldı telefon
-Dııt
-Dıııt
-Alo?
B-Hattımı kırdım ben. Ulaşmak istersin de ulaşamazsan bu annemin telefonu.
-Ya ben senin en yakın arkadaşına (isim vermediğim için böyle diyorum) mesaj attım zaten alican hattını çıkartsın diye
B-Neden, ne oldu ?
-125 Kiloyla konuştum ben ya sen hattını çıkart dedi bana
B- Çocuksu ve titrek bir ses tonu ile dünyanın en mutlu adamı olarak kapattım o telefonu.
İçeri geldim dedim anne, şu telefonu yaradana kurban olayım ben. Noldu falan dese de anladı ses etmedi diğer kadınlarla konuşmaya devam etti.
Mutfağa geçtim, camda bir sigara yaktım.. Biliyordum.. Benden böyle kolay vazgeçmezdi. Hay içimi tir tir titreten varlık. Kedi canını senin.
Böyle bir mutluluk varsa, ben bilmiyorum. Çünkü ben yaşamadım daha..
O duyguyu size nasıl anlatayım beyler lan. 5km koşardım onun yanına gitmek için..

Part 23: Ya benide götür, ya da gitme..


Hiç görmedim, göremedim yaşanan olayları başkasının gözünden görebilseydim, belki de ondan ben ayrılıp ona acı çektirebilecektim..
Artık size onu şöyle sevdim böyle sevdim demiycem. Sevdim lan işte. Adam gibi sevdim.
Benim içim de sevdiğine dair şüphe olmasa da bana aşık olduğunu düşünmemeye başlamıştım o günden beri.
Anlamaya da çalıştım lan. Anlayamadım arkadaşlar bana o gece yaptığı şeylere bir türlü anlam veremedim.
Omzum da uyuyan biri bunları nasıl diyebildi, inanın aklım almıyor. Beyler şimdi aklıma geldi, biz bundan önce(Annemden aramadan önce) ben 5800 ı kırdıkdan sonra yani
buluştuk bununla. Yağmurun altın da 1.5 saat dersaneden çıkmasını bekledim. Anlatayım. Arkadaşım dan mesaj falan attım buna buluşalım diye dersanedeyim falan dese de çıkışa geliyorum dedim.
Çıkışından 1 saat önce dersanenin karşısın da beklemeye başladım. Geldi bu benim işim var hocalara soru falan sorucam bekleme sen dedi.
Sor gel dedim gitti. yarım saat bekledim, gözlükler de silecek yok tabi, ıslandık. Sarılı parmağımın pansumanı yıpranmış. Geldi bu, çarşıdan çıkana kadar hiç konuşmadık.
Ara sokakdan çıkarken biraz durduk, elini harbiden kesmişsin dedi. Oyun mu oynuyoruz ? dedim. Ya öyle değil ben seni ekmek falan keserken kestin sandım elini dedi.
Ne ekmeği lan gece 11 de ne ekmeği dedim. Sakin ol ya dedi. Sakinlik falan yok ayrılıyoruz lan farkındamısın ? dedim. Eğdi gene o kafasını. Farkındayım, farkındayım.. dedi.
Olm ben ondan ayrılamam nasıl becericem böyle bir şeyi. Beyler herşeyi geçtim en normal halimize dönsek bile bu yaşanmışlıklar var. İnsan bunu nasıl unutur. Ellerinin kanadığını, hayatında geçirdiği ilk sinir krizini, onun umursamaz tavırlarını nasıl unutur?
Ağlayarak, (Evet ağlıyorum.) ayrılalım hadi dedim. Ayrıl git burdan dedim. 10 dakika kadar sustukdan sonra gidecek oldum ben, arkamdan bişey isticem dedi, söyle dedim söyle kurban olduğum söyle..
Son bir kez sarılabilirmiyim dedi. O Akşam gözlerimi döktüm ben orda. Sana burda sarılırsam bidaha bırakmam seni. Kabul ediyosan sarıl dedim. Yapma ne olur yapma dedi. Yürü dedim önden gönderdim bunu arkadan takip ederek evine bırakıcam.
Biraz gittikten sonra gözyaşları yerlere dökülmeye başladı bunun. Dayanamadım lan. İçim sızladı. Evlat acısı gibi koydu.
Gel lan buraya dedim. Islanan ellerimi açarak, koştu sarıldı, bu sefer ona sıkıca sarılamadım, kollarım da güç kalmamıştı..
Bıraktıkdan sonra önden doğru yavaşça yürürken, yanından hızlıca geçerek kulağına, ''125 Kiloya söylersin, inşallah hayatı boyunca mutlu olamaz''..
Gittim eve, 35 lik bazooka parası aldım bide meyvesuyu parası 23 lirayamı ne tekabül ediyodu o zamanlar. Aldım başladım içmeye..

Part 24: Her kışın ardından geliyor bahar..


O akşam içtim falan işte sonra bir önceki partta yaşanan olaylar yaşandı, yani abimin nişanlısının evine gittik falan annemden aradım hattını çıkart falan dedi bana mutlu falan oldum ya hani ha o olaylar.
onunla konuştuktan sonra eve gidip hemen uyunur ertesi gün olması beklenir. Anne zorla giyindirilip çarşıya götürülür.
Hat çıkartılır, evde yastık altların da bulunan telefonlardan olan 1100 a takılır. Mesaj atılır.
B-Hattımı çıkarttım.
o-Tamammmmmmmmm aşkımm.
B- Aşkım mı ?
O- Evet, hatta bitanem, hayatımın anlamı, sevgilimmm, kocacımmmmm.
Mutlu bana bişeyler oluyor mutluğğğ.
Vurdu gol oldu beyler. Canımı çıkarttı bu mesaj benim. Soktu bıçağı çekti tekrar kanıyor..
Noluyor lan. 2 Tokat çaktım suratıma kendime geldim. Seviyor işte beni. Seviyor beyler o da beni seviyor. Vazgeçmedi benden.
Tekrar mutluyum, allahım güneş açıyor. Sana ölürüm dedim, lafın ciddiyetine vararak.
Ölme, dedi bana lazımsın sen..
İçim içimi yiyor beyler, ne oldu ne gitti bilmiyorum haliyle. Geldi bu bize, öptü annemin elini, geçtik odama. O anlattı ben ağladım.
ben ağladım o gözyaşlarımı sildi. Beyler, benden ayrıldıkdan sonra bu 125 kiloyu ziyarete gittiğinde bayağı bi ağlamış.
Gözleri kızarana kadar hemde. 125 Kilo insafa gelmiş lan. Barış alicanla demiş. Ben hiç bir şey yapmadım 125 kiloya. Ama sevdiğime dedim ki
Ben 125 kiloya her ne yaptıysam özür dilerim yüzüne karşı, affetsin beni (affetsin de bidaha girmesin bize. ) Bilmiyorum falan dese de sonradan
bu 125 kiloya mesaj attım ben. 125 Kilo, özür dilerim sana her ne yaptıysam ne olur affet beni, kötü bi insan değilim ben diye. Bakın beyler, gram suçum yok, bizi ayırmaya çalışan insandan özür diliyorum.
Ben hep özür diledim hayatım da. Allah belamı versin ne biçim adamım ben. Sorun değil alican dedi, yeterki siz mutlu olun..
Beyler inanmadım ben buna bu gene yediremiyordu görüyordum mesajlarından. Sinsilik peşinde. Kötü insan her zaman kötü insandır. Ötesi yok.
O yüzden ben bunla kanka olmuş gibi olsam da pek derdimi falan anlatmıyordum hani yok sevgilimle şöyle kavga ettik, yok böyle kavga ettik diye..

Part 25: Coşkun ırmaklardan, tozlu yağmurlardan, taşı yollardan geçtim..



İlişkimiz eski seyrin de gitmese de gidiyordu işte. Biraz fazla düştü üstüme o aralar. Daha çok bağladı beni kendine..
Kaygılarım vardı benim, eskiden o kadar baskın gelmeyen ayrılık korkusu artık ödümü koparıyordu.
Çünkü bir kez olsun tatmıştım o duyguyu. Onun benden ayrıldığın da başıma gelebilecekleri biliyordum artık, herşeyimden vazgeçtim, ona yürüdüm.. Bir uçurum gibi gözlerine adımlar attım..
Bir tek canım kalmıştı, onu da bir insana adamıştım işte.. Umrumda mı dünya ? O benim tekrar.. Üstüme titriyor..
Tabi bunlar yetmedi benim tedirginliğimi geçirmeye. Zamanla anladı tedirgin olduğumu. Niye böyle yapıyosun dedi, bişey yapmıyorum, seviyoruz daa sevmektemi suç diyerekten geçiştirdim konuyu.
Bana ara da sıra da anneme selam söyle diyip duruyordu. Ben de odamdan doğru bağırıyordum işte anne gelinin selamı var diye.
Bi gün böyle dedi tekrar. Annem yok dedim, ereğliye gitti ablamın yanına akşam gelecek dışarı çıkamayacağını biliyorum. Saat 12.00 Civarı.
Bu bana mesaj atmadı, sağlam bir trip koydum. Hala mesaj yok, lan bişey mi oldu derken kendi kendime, kafamı sola çevirdiğim de cam da o masum yüzünü gördüm
Bilirsiniz beyler camın içerisi buğu yapar dışarısıda ıslak şekilde blur yapar. O blurlu noktaya kalp çiziyor. Açtım kapıyı. Hani çıkamazdın dedim, amma uzattın ha sarılacağın vakiti harcadığın konuya bak diyerek hıh yapar gibi kafasını çevirdi.
Sarıldım, kokusunu içime çeke çeke, Sıkı sıkı..
Geleceğimizden konuşuyorduk, uyucaz mı dedi. Çakallık peşinde beyler bişey yapacak.
Biliyor uyuyalım diceğimi. Günün hangi saati olursa olsun, o benim yanımdayken uykuya dalmak hiç zor değildi.
Niye uyuyoruz yaa dedi gözlerini devirerek. O gün bana tekrar bıraktı kendini..
Bunu benim tedirgin olduğumu sezdiği için yaptığına eminim, söylemedi sonradan hiç.
Ben senin karınım dedi.
Beni senden ölüm ayırır ancak.. O pis yalanlarıyla bir kez daha kandırıldım ben..
En güzel anlarımın sahibi oydu artık. Size annemin üzerine yemin ederim ki içimde hiç kötülük yoktu lan.
Ben hiç farklı düşünmedim o kız için..

Part 26: Ben nerde yanlış yapıyorum ?




Artık yavaş yavaş o 125 kiloyla konuşmayı bırakmıştık. Ameliyatını atlatmıştı, ölüm tehlikesi yoktu artık.
Öle kırgınlığımıza değil beyler olayın akışı gereği birbirimize ilgi gösterdik sadece.
Çok kıskanmaya başladım onu.. Herşey ilk günlerde ki gibi olmaya başladı. Zaman böyle geçiyordu her gün bi olay yaşamıyorduk yani.
Sürekli kavgalar etmeye başladık. Bunun sebebi bence çok sık görüşmemiz, mesajlaşmamızdı. Bence ilişkide bunlar yanlış.
Ama beyler, kalp kırılsa da sever. Yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz, ayıktırayım. Artık ona tekrar karışmaya başlamıştım. Çünkü erkeğiz. Ve sahiplenme duygusu böyle bir durum da
daha çok ortaya çıkıyor. Bi gün yanıma geldi bu ''Bence'' daracık bir siyah pantolonla . O pantolonu yarın poşete koyup buraya getiriyosun dedim. Çok ayak diretti.
Zafer benim. O kotu aldım ondan. Bana bu partlara kadar aralar da hediyeler aldı ben ona aldım onları pek koymadım çok ayrıntıya girersem çok uzayacak, sıkılacaktınız.
Kotu bir güzel sakladım ben. Erkek adamız oğloom. Biz yarimize laf ettirmeyiz. Bizim buranın çocukları biraz şerefsizdir. Laf falan atarlar.
Ben saçlarıma wax süremiyor, o ise saçlarını düzleştiremiyordu. O ruj süremiyor , bunun karşılığı olarak kısıtlayabileceği bir şeyim yoktu.
Biraz zaman sonra tekrar 125 kiloyu ziyarete gitmeye başladı, ben git tabi dedim, içimde ki minnacık korku ile..
Gitti, korktuğum olmadı öyle şeyler yaşamadık, ama zamanın verdiğe yetkiye dayanarak sıkılmalar başladığını gözlemliyordum.
Bir gün ruj sürücem ben dedi. Vayy dedim artık soru sormakta yok yani ? Sen bilirsin bizde sormayız artık.
Biliyor tabi sormadan bir iş yapsam çatlayacak kıskançlıktan. Yaaa öyle değil aşkım sürsem ne olacak ? Lan ne demek ne olacak ben senin dudaklarına bitiyorum.
Bir başkasının bitmeyeceğini nerden bilebilirim? Hem sen kime süsleniyosun kızım ? Ya kime süslencem be ! Anlamıyomusun öküzmüsün diğer kızların yanın da çirkin kalıyorum ya!
Sonradan anladım beyler keşke bu kadar kıskanmasaydım. Keşke hiç kıskanmasaydım. Kafamı duvarlara vurduğum 2. konudur buda..
Tamam ne bağırıyosun aşkım. (Hahahayt) 3-2-1 R. Sürmesine izin verdim, artık kıskançlıkları azaltmaya başladım. Beyler benim psikolojimi bozan bir konu vardı.
Lan ben kıza dışarı çıkması için ( sadece kız arkadaşları ile) ruj sürmesi için, saçını yapması için izin veriyorum. Hemde bunları çok zorluk çekerek yapıyorum.
B-Aşkım, ben ''en yakın arkadaşlarımla'' dışarı çıkayım mı ?
o-Nereye ya bu saatte ?
B- aşkım saat daha 21.00 mahallede turlıcaz öyle daraldım evde
O- İyi ya tamam . (Boşluk ve nokta, tribin allahı.)

Şimdi, e sen istediğini yapıyosun ben niye yapamıyorum ? diyemedim. Bir türlü haksız çıkaramadım arkadaş. Bir türlü haksız olduğuna inandıramadım. Ayrılmamız bile hala benim suçumdur.
Ben onun yaptığı hatalardan dolayı ayrılamadığım için trip attım, gün geldi bu tripler bana karşı bir silah olarak kullanıldı. Psikolojim bozuldu, ben nerde yanlış yapıyorum arkadaş..

Part 27 : Sona yaklaşmak..


Kışı severim ben beyler, bana hep onu hatırlatır değişik bi heyecan, bi hüzün bırakır bana.
14 Şubattayız. Sonunda.. O büyük gün..
Bu partı dikkatli okuyun beyler, sınav yapacağım. Soracaklarım olacak. Çalışmadığınız yerden sorabilirim ona göre.

Bana kavgalarımızın arasın da mesaj geldi ''Aşkım ben -kız ismi sallıyorum en yakın kankası- kezbanlarda kalabilirmiyim?
Şimdi kafam da olabiletesi en yüksek şeyler belirdi.
1- Ya içecekler.
2- Ya azıtacaklar
3-Ya da kezbanın faceine girip millete bakacaklar. Çok severler kızlar böyle şeyleri millet dediğim de erkekler ha.
Cevabı güzelce, Hayır şeklinde verdim.
Niye yaaa ? dedi Niyesi yok dedim kalmayacaksın.
Büyük yazıyorum beyler
KALACAM. ANNEMDEN İZİN ALDIM BEN.
Ben Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni değilim beyler. Ama bu cümle bildiğin ''SEN KİMSİN LAN''
Demek değil mi ? Evet aynen o demek. Sen bilirsin dedim kıl kapmış bir şekil de.
Sonra bu benim gönlümü aldı dedi ki , Aşkımmm yarın 14 şubat kezban, kezbanın sevgilisi, sen, ben buluşalım mı ? Şimdi beyler bu benim için
çok iyi bir seçenek normalde çünkü dışarı çıkacaz, her zaman yapamadığımız bir şey. Ama
1- Hem ona acayip alındım.
2-Cebim de 5 kuruş para yok.

Aşkım param yok yarın ya. Başka zaman buluşsak ? dedim utana sıkıla. Bir erkek için çok zor beyler, öyle demeyin. Kaç yıl geçerse geçsin.
Aşkımmmmmmmmmmmmmmmmm ben ananem den 40 lira para aldım sana veririm buluşalım nooolur dedi.
Suçlu falan ama kıyamam lan ona. Canım ciğerim olm o benim, eşim dediğim insan. Her ne kadar istemesem de gittim o gün o buluşmaya..
Buluştuk emral çarşısısın arkasın da, zonguldaklılar bilir..
Gidiyoruz..
Part 28: Tanıştığınız insan, hiç bir zaman ilk tanıdığınız gibi kalmaz..

www.youtube.com/watch?v=MsAvEDhzGos

Şimdi çarşı da küçük biz demirpark tarafına doğru gideceğiz. Çarşının dışında kalıyor. Çarşıda da babalarının görme, bizi dağıtma ihtimalı yüksek.
Kızlara dönüp, kızlar biz önden gidelim siz arkadan gelin de babanız falan görmesin dedim, doğru dediler. Kaybolmayın bi yere bide sizi aramayalım dedim.
Biz sakince yolumuza ilerlerken kendi kafam da ondan parayı nasıl alacağım vardı, e artık geçmişti, çarşıdaydık, mecburen o ödeyecekti. Nolacak lan dedim ben sanki ona hiç para harcamadım.
Arkamı dönüp onlara, ne yönden gideceğimizi soracaktım. Arkamı döndüm, kızlar yoktu beyler. 2 - 3 Dakika gözlerim onları buldu. Karşıya geçmişler, karşıdan buraya kadar gelen kahkahaları ve arkasında 2 tane %^'+'^%^'+ diye bir ettiğim çocuklar bunları kesiyor.
Çocuklar bizim kızlara doğru yürüdüğümüzü görünce uzadılar. Az daha gelselerdi ölümüne atlıyacaktım. Neyse. Bunlara doğru yürürken yanım da ki çocuk kardeşim ben bu kezbanın (temsili isim) ağzını burnunu kıracam tutma beni.
Ben de çocuğa dur kardeşim ben zaten benimkine sabahdan sinirliyim (kezbanlarda kalma olayı) Gittim bunlara yüksek bi sesle siz napıyosunuz ? Napmaya çalışıyosunuz kızım dedim. Gözleri hemen etrafa baktı 2 3 saniyede olsa millet bize baktı işte.
Ne var ya ne yapmışız karşıdan gidelim dedik.
Döndüm arkamı yürüdüm yanım da ki çocukla belediye duraklarını geçtik işte yürüyerek gideceğiz sanıyoruz. Mesaj geldi belediyeye binecez diye, döndük bunların yanına belediyeye binsekmi binmesekmi diye tartışırken binelim dendi.
Ben benimkine dönüp sıkılarak utanarak birazda kısık sesle parayı ver de biletlerimizi alayım dedim (Cebim de sadece yemek param var evden aldığım, kendi yemeğimi karşılayabileceğim para, 20 lira var ama 10 lirasını harcayıp 10 lirası da evde ekmek parası olacakdı..)
Ve kafamın bir kılıçla koparılmasını istediğim o lafı etti, BOZUK YOK ama bunu gülerek söyledi. Dedim şakanın sırası değil belediye kalkacak hadi.
Ya bozuk yok dedi bu tekrar. Lan parayı versene neyle binecez belediyeye. Diğerleri ya tamam hadi biz halledelim falan dese de kilitlendim ben bunun gözlerine. Öldürecek gibi bakıyorum.
Bozuk yok dedi son kez. Hayvan gibi OFFFF ! diye bağırdım yanına ismini de ekleyerek, gittim cebim deki parayla 4 kişilik bilet aldım. 1.5 tanesi. 6 Lira yapıyor işte kaldı harcayabileceğim 4 lira.
Belediyeye bindik sevgilisiyle kezban öne, biz arkaya bindik bunlar önde eğleniyolar falan buda onlara katılıyor konuşmalarına, ben tam bir dışlanmış çocuğum. Mal mal oturuyorum yanın da. Döndü bana, niye böyle yapıyosun dedi.
Neresine vursam diye bakıyorum da vurmadım, hiç bi zaman. Beyler ben şoka girdim. Benim tanıdığım insan bana bunları asla yapmazdı lan. Olm o masum bi kızdı.
Kendi halin de. Hayal kırıklığı yaşadım beyler. En okkalısını. Neyse demirpar avm ye girdik. Çıktık üst kata yemeklerimizi yiyeceğiz güya. Burger kingin önüne oturduk. Bu kafasını masaya koydu uyuyor gibi. Morali bozuk güya. Kezbanda bana dik dik baktı.
Suçlu hissetim lan kendimi. Kıyamadım da canını yediğim sevdiğime. Ve ben jest olsun diye aşkım tamam hadi özür dilerim kalk yemek ısmarla bari lan dedim gülerek. Kafasını kaldırdı, birazdan yeriz dedi. BİRAZDAN YERİZ. yerin dibine soktu beni. Kezbanda bana dönüp, alican yemek yicek iştah mı bıraktın ya dedi.
Yeri geçtim magmaya gidiyorum. Kalktım masadan iyi lan dedim gidiyodum tam, süveterimden tuttu ya nereye gidiyosun dedi sinirli bi sesle. Millet bize bakıyor diyor. Bakmazsa ... dedim.
Şuraya otur bidaha konuşmam senle dedi. Bırak dedim bıraktı, gittim yemeğimi aldım oturdum, kimseye muhtaç olmadan. Niye beklemedin dedi kezban, ısmarlamasını mı bekleyeyim kezban ? dedim.
Sustu, gittiler yemeklerini almaya, masada kaldım ben. Güle eğlene yemeklerini seçtiler, ben orada ölürken..

Part 29:Bilmiyorsun, ben gibi yaşarken ölmeyi.

Gittiğinden beri hep bi taraf yarım,
İstersen küfret bana, istersen bağır..

www.youtube.com/watch?v=x141YzoSlEo

Geldiler tekrar güle oynaya. Herşey onlar için çok iyi giderken ben yerin dibinen çıkmaya çalışıyor, kendimi sakinleştirip kötü birşey yapmamaya çalışıyordum..
Ben sinirli olduğum için pek bulaşmadılar bana, kendi araların da konuşup eğlendiler. Yemekleri bitti, demirparkı dolaşmaya çıktılar. Bakın beyler 14 Şubat sevgililer günü ve ben dışarı da zorlukla buluştuğum sevdiğimle
bir kez bile güzel bişey yaşayamamışım. Bunlar dolaşırken bu ''Kezban'' la sevgilisi kavga ettiler. Telefonla konuşmak için ayrıldı bizden bu kezban. Kendince trip attı sevgilisine. Benim sevgilim ne yaptı biliyormusunuz ?
Benim ona en ihtiyacım olan an da, o arkadaşının peşinden hiç arkasına bakmadan gitti.
Bunu yaptıktan sonra bi hışımla çıktım ben AVM den..
Telefonuna bi tane mesaj attım, seninle bi daha biyere çıkan alicanın ben... diye.
Koştu bu çıktı avm den geldi arkadan bağırdılar işte bekle diye. Mal gibi bekledim gelmelerini.
Geldiler, hepsinde bi afra tafra. Yanlışı ben mi yapıyorum lan ? Hala kendimden şüphe ederim, orada ben onlara ne yaptım diye.
Ben bana yapılanı hazmedememdiğim için öyle davrandım.. Ama bana yapılanları gören kimse yok..
Sonra ortalığı bi sessizlik aldı.. Yürümeye devam ettik onunla ilk tanıştığım yolda.. 4 Kişi yan yana sokakları kaplayan adımlar atıyoruz..
Ortalık soğuk, hissetmek istediğim tek şey avucumun içinde ki elleri. Yok arkadaş. Yok. Bir kere gelip yanıma sokulmadı. Bizi tekrar önden göndermek istediler, döndüm sinirli bi halle hayırdır sebep ? dedim.
Bu kezban ya burası ''Yol kenarı '' dedi. Lan. Matematiğim iyi değildir de. Bunun dediğine göre biz anca mahalle de yan yana geliriz. Her yer yol kenarı burda biz ne zaman sevgili olduğumuzu hissedebilecez ? dedim
Ya alican napalım bizim suçumuz mu dedi bağırarak. Eyvallah ulan dedim eyvallah.. Gittim o çocuğun yanına önden gidiyoruz. Herkes gergin. Sonra yanımızdan genç bir çift geçti.
Bunların da yanından geçtikten sonra bir gülüşme duydum bunlardan bir de fısıltı '' Gördün mü gördünmü? '' Döndüm ne oldu anlatın 3 saniyeniz var dedim, birşey yok dedi. OFFF Diye bağırdım.
Bağırma bana alican dedi kezban. Anlatcaksınız lan o zaman dedim. Olay şu;
Bu genç çift bizimkilerin yanından geçiyor, erkek olan benim sevgilimi keserken sevgilisi ya da karısı bunun koluna vuruyor. Bizim hiç bi şeyden haberimiz yok önde yürüyoruz.
Şimdi 1. Yaptıkların yetmiyo böyle bişeye gülüyosun 2. Gelip ağzından lafı kerpetenle alıyorum. Bağırarak bana mesaj atma sen dedim, sevgilime. Aman iyi ya dedi, bir zamanlar gözlerine bakmak için çıldırdığım insan..
Bu lafın üstüne solum da bulunan demir trabzanlara çok sert bir yumruk arttım. 3 saniye de balon gibi oldu sağ elim. Yavaşça yollandık eve doğru.
Bunlar bi kahve içelim dediler. Ben eve geçiyorum dedim zaten cepte kalmış 6 lira para anneme ne dicem ben ya.
Soktular zorla. Girdik kahveler söylendi yanıma oturdu benimkisi, onlar da karşımıza oturdu. Fal falan bakıyolar gülüyolar. Ben bir kez bile suratına bakmadım, suratına bakabilmek için can alacağım insanın.
Sonra bunlar gülüşmeye devam ettikçe benim içim acımaya başladı. Ağladım ağlıyacam yaşadıklarım için. Aklıma tanıdık eczaneden sakinleştirici almak geldi.
Ben dedim, ilaç alıp geliyorum. Gittim eczaneye sanırım cem yılmazdan aklımda kalan Passiflorayı aldım, yazdırdım hesaba.
Geldim kafeye, oturdum yanlarına, kimse de surat yok cebimde ki 6 lira parayı masaya bırakıp ordaki çocuğa, kardeşim sen kızları eve bırakırsın, saat geç oldu. Gitme falan dediler. Gitmekte kararlıydım gittim de.
Gitmek için arkamı döndüğüm de tutamadım gözlerimi. İçten içten ağlayarak, biraz da saklayarak..

Part 30 : ...

Eve Doğru, ağlayan adımlarla, yavaşça yürümeye başladım. Bekliyorum ki bana mesaj atsın bişey yapsın. Atmadı.
Eve gittim, hala mesaj yok. Dayanamıyacağımı anlayarak Passifloranın yarısını bitirdim, yerime yattım. Uyudum..
19.00 Da ayrılmıştım yanlarından.. Saat 22.30 Civarı , bana her gün mesajlar atan, dersaneye giderken hafta sonları sabahın köründe mesaj atan insan
bana 3.5 4 Saat sonra mesaj attı. Mesaj ne biliyormusunuz ? Mesajın içeriği sadece ''?'' Bir soru işareti.
Ben daha da sinirlenip kalan passiflorayı bitirip yerime yatıp uyuyorum.. Sabah uyanıyorum, biraz da olsa umutla telefonuma bakıyorum.
Koca adamı bir kez daha yıkıyor, hiç bir şey yapmayarak hemde. Artık sinirlerimin son safhasındayım. O gün okula giderken telefonumu sessize alıp evde bırakıyorum...
Herşey bundan sonra başlıyor işte.. Suçu burda işliyorum.. Okula gidiyorum. Aklım ve kalbim o yastığın altında kalıyor..
Okul çıkışı olan 15.00 dan koşa koşa 15.06 da eve varıyorum. Nasıl hatırlıyosunuz demeyin. O saat, ben bir kez daha yıkılıyorum çünkü..
Eve geliyorum gelen mesaj ''2'' O kahinatın en muazzam hadisesinden 2 adet mesaj .
Birinciyi okuyorum, birebir cümleler olmasalarda aklımdakileri yazıyorum.
Alican, seni çok merak ettim dün.(Çok merak etti evet tek mesaj..)
Neden böyle bişey yaptın anlamıyorum, dünden beri mesaj atmıyosun vsvs..
Yapma böyle falan, benim kalbim deki kızgınlık biraz da olsa yumuşamaya bırakıyor kendini..
Ve ardından 2.mesajı açıyorum. Atma cevap ! Atma tamammı ! Mesajda atma bana bundan sonra ! Bitti..
Usulca oturuyorum, titreyen ellerimle o mesajı atıyorum, Bitirdin mi ?

2 Dakika da gelmesi gereken cevap, bir türü gelmiyor.. Bekliyorum.. Bekliyorum.. Titriyor telefon,
Açıyorum mesajı, '' Ben değil şu yaptıklarınla sen bitirdin bizi..'' Telefonu evde bıraktım lan sadece.
Evde bıraktım evde. Ne hattımı kırdım ne bişey. Bildiğiniz bitirdi.. Ona ne kadar anlatsam da, anlamadı. Ben o bana böyle şeyler yaptığı için öyle davranmıştım.
Durduk yere kimse kimseye öyle davranır mı ya? Anlatamadım. Dünya üzerinde ki hiç bir alfabenin harfleri bir araya gelse anlattıramazdı ona kendimi.
Beklendik olay oldu, ayrıldık, suçlu kim sizce ? Ben..
Ben yine her zaman ki gibi..
Bi başıma kaldım o odada, Ses kesildi, zaman durdu..
Bundan sona yaşayacaklarımın sinyalini ufakda olsa aldım..

Part 31: Ne ararsanız bir sevdanın için de, fazlasıyla bıraktım ardımda..

www.youtube.com/watch?v=_-1d_Tib92Y
Ne olurdu, benim olsan ?

Pardon ekleyememişim..


Bitti beyler. Bitirdi, bir okulun duvarı, bir sinema salonu, odam üzerime yıkıldı..
En bitmez dediğim şey, bitti.
Beni en bırakmaz dediğim insan gitti.
Beyler yaşım belli benim. Ben namusum dediğim insanın gitmeyeceğini düşünürüm.
Şok oldum. Afalladım. Çünkü ciddi bir ayrılıktı bu, ayrılık öncesi yaşadıklarımıza bakarak vardım bu kanıya..
Çok sinirliydim ona, onun ölmesini isteyecek kadar, ama birazdan kollarına ölmeyi isteyecek kadar da seviyordum..
İlk işim, bana aldığı ne varsa ne varsa beyler en ince tüye kadar bir poşete toplayıp vermeye karar verdim..
Bana aldığı kazağı, bana aldığı parfümün boş şişesi.. Bana 1. senemizde yazdığı özel bir mektubu, bir de beyler. Bakın şuan bile zorlukla yazıyorum ben bunu..
Beni bitiren kokusu sindi odaya, dolabı açmamla birlikte. Ondan giydiği için kızdığım ve aldığım gömleğinden geliyordu bu koku.
Ölen birinin eşyasına dokunurmuş gibi gömdüm suratıma gömleğini.. Ağladım hıçkıra hıçkıra. Boğuldum.. Koyabildim onu da sonunda poşete,
Bunu neden yaptım biliyormusunuz beyler ?
Bana ileride fena koyacaktı yoksa bu eşyalar fena halde girebilirdi bana..
O geceyi bir şekil de atlattım. Ertesi günün soğuk sabahı uyanıp elimde poşetle koyuldum okul yoluna.
Onların okulunun karşısın daki büfeye bıraktım onun adını vererek, alacağını söyledim gün içerisinde..
Mesaj attım, beni bıraktığın yola, bugüne getirene kadar ne verdiysen bana, hepsi büfede adına bırakılmış poşette.
Umarım aradığın mutluluğu bulursun..
Cevap gelmedi beyler. Gidip almış o poşeti. Sordum , onun aldığından emin oldum. Artık hem onsuzluğu yaşamak zorundaydım, hem de lanet olası sinirlerime hakim olmak zorundaydım..
Ona en yorgun sabahlar bıraktım, gülüşlerimi, mutluluklarımı.. Ne ararsanız bir sevdanın için de, fazlasıyla bıraktım ardımda..

Part 32: Sahi sarkıntılığa girermi? sen yanımdan geçerken, gözlerimin sana sulanması ?

Tekrar bu şarkı...
www.youtube.com/watch?v=htwAEu7Q7dQ


Bi arkadaşım aracılığıyla öğrendim.. Poşeti alıyor sınıfa çıkıyor, hüngür hüngür ağlıyor parfüm şişesini fırlatıyor, bana yazmış olduğu kağıdı yırtıyor..
Bana mesaj atıyor ve diyor ki bana bunu da yaptın ya... bişey demiyorum sana. Bende ki eşyalarını yarın koyucam o büfeye..
Sakın dedim, sakın öyle bir hata yapma gelir ağzını yüzünü dağıtırım.
Neden o ! Neden bırakamıyorum dedi. Bana vereceğine yak onları, ben içinde sen olan bişey görürde yaşayamam diye verdim sana onları.
Senin öyle bi sorunun olmayacak ki. Bensizliği göze alarak ayrıldın benden.
Ben senden gitmedim, sen beni yolladın.. Ben mi sorunluyum beyler ? Ben ne yaptım bu kıza ?
Ne yaparak gönderdim ? Bana o gün yaptıklarını, kim sineye çekebilirdi ? Kim alttan alabilirdi o 14 şubatı ?
Alttan alamadığım, sineye çekip suyuna gidemediğim için bu ilişkinin katili ben oldum.
Bakmayın böyle atar yaptığıma.. Artık onsuz yapamaz olmuştum.. Ara sıra mesaj atıyordum.. Her günüm o kadar iğrenç geçiyordu ki, artık uyandığıma değecek birşeyler olsun istiyordum..
Çoktan terkedilmişim, üzerim de ki şok hiç gitmemiş. Benden nasıl ayrılabildiğine anlam vermeye çalışarak geçiriyordum günlerimi.. Nasıl gider beyler ?
Hani evlenecektim onunla ? Hani balayına gidecektik arabamızla ? Hani beni asla bırakamazdı.
Niye hayatımdan en gitmez dediğim insan gitmişti ? Hergün kıskançlık krizleri geçiriyordum acaba ne yapıyor ne ediyor diye.
Facesini açtığını gördüm, başka bi arkadaşın faceinden.. Hatırlıyorum o yüzüğü takarken verdiği sözleri.. Aklımı yitireceğim..
Artık iyice terslemeye başlamıştı beni. Ve olayın içine tekrar 125 Kilo girdi. Biraz ayrı kalmalıyız dedi, çok sıktık birbirimizi, hem 125 kiloya da ayrıldım dedim.. Biraz normal yaşayalım sen arkadaşlarınla gez toz hayatına bak dedi
Sen dedim ? sen benim olmayacaksın. Dönmiyeceksin biliyorum dedim, dönücem demesini bekleyerek.. O verilen ara hala bitmedi..
Ben o ara da sıkışıp kaldım.. O hep hayatını yaşadı.. Ben hep onu yaşadım.. Her sabah yastığım da onunla uyandım.. Okula giderken onu görmek için deli gibi can atıyor, bir yandanda allah gibi korkuyodum beyler.
O benim yanımdan geçtiğin de, benim için hayat duruyordu. Her yanımdan geçişinde yüzüme bakmayarak yoluna devam ediyordu, görmemiş edasıyla..
Sahi, sarkıntılığa girermi ?
Sen yanımdan geçerken, gözlerimin sana sulanması ?..

Part 33 FINISH: Beni güzel hatırla..

Şimdi 2 tane şarkı vereceğim 2 sini de dinleyin. Son daki şiiri kesinlikle dinleyin. Kesin dinleyin bak. Azcık hatırım varsa. Pişman olmıyacaksınız..

www.youtube.com/watch?v=HJZayBiffyo

www.youtube.com/watch?v=ho7h7Wtn6AA


Beyler bu gece başımdan geçen aşk hikayemi bitiriyorum, günümüze geliyorum bu partda. Uzun olacak biraz..
Böyle devam eden mesajlar eşliğinde 1 ay geçti..
Arkadaşımla rakı aldık, içiyoruz. Ben ona onu anlatıyorum o dinliyor..
Arkadaşıma dönüp, kardo, bu kız bana en geç 2 aya dönecek ( kızın benim olduğunu bilmiyor, anlam veremiyor)..
Oğlum niye dönsün sana. Ayrılmış işte.
Kankaa, seviyor o beni. Göreceksin, dönecek bana. Tekrar benim olacak. Mutlu bir şekilde konuşuyoruz bunları..
Tam bunu der demez benim cebimde, hırpalanmış telefonum titredi...
Çakırkeyf kafayla açtım mesaja. Hadi lan. Abi olamaz ya. Abi olamaz yaa. Gözlerimi döktüm gene beyler. Çok fena koydu.
Benim bu lafları ederken o kızın bana Alican yeter artık bana bidaha mesaj atma. Bitti artık anlıyomusun. Yeter.
Atma mesaj ya atma bu kadar zormu ? Senin yüzünden hattımı değiştireceğim ya.
Tek bir tane bile mesaj atmadım beyler ondan sonra. Ne bir mesaj, ne başka birşey.
Ben köpek değilim beyler. Hiç olmadım. O Akşam o mesajı aldığım da akın arkadaşımın yanın da hayvan gibi ağladım. Hem rakımı içtim hem sövdüm hem hayvan gibi ağladım. Düşünsenize, arkadaşınıza rakı içerken, o kız bana dönecek diyorsunuz, inanarak ve bu mesaj geliyor.. Ağzınızın payını veriyor... Sanki o lafı ettiğini biliyormuş gibi..
İçim de hayatım iğrenç bir şekilde, alkolik bir şekil de, serseri bir öğrenci şeklinde geçse de hiç birşey yansıtmadım ona. 4.5 Ay Yanlız geçirdikden sonra, bana bu kızın başka bi çocukla konştuğu dedikoduları geldi. Folklor ekiplerinde sazcı bitane avarel.
Sana yapılmasını istemediğin birşeyi, onlar sana yapmadan önce onlara yap. Bunu unutmayın. Beyler ben o hafta okulun nadir güzel kızlarından birini ayarladım.
Zonguldak çocuğuyuz olm biz. Hey yavrum hey.. Ben onun için kapattım ilk kez facemi sonra bu kızla çıkarken faceden ilişki durumu yaptım. Beyler ben kimseyi yarabandı yapmadım hayatım da.
Yapmam da. Şerefsiz hiç değilim. Ben o çıktığım kıza da sahip çıktım. Ama beyler içim de birşeyler ölmüştü.. Kızın elini tuttuğum da birşeyler hissedemiyordum.. Kız güzeldi şimdi allahı var.
Ama ben bi halt yemiştim ve onla çıkmaya başlamıştım ne olursa olsun yarı yolda bırakamazdım o kızı. Bu kız benle 1 hafta çıktıktan sonra benden beni kıskanmıyorsun diye ayrıldı.
Eyvallah şekerim. Canın sağolsun. Gitmeler koymuyor artık bize. Benim sevdiğimden ayrılmamın üzerinden tam 5 ay geçmiş..
Okulun güzel kızıyla ayrıldığım akşam face'imi tekrar açıyorum, ilişkisi yok yapıyorum.. Ama aklımda o gün başka birşey vardı yani meşguldü aklım, pek düşünememişti o gün onu ellerim..
Bana en mesaj atmaz dediğim insan mesaj attı biliyomusun uz ? Beyler beni resmen biptir eden kız bana mesaj atmıştı. LAAAAAAAAAAAAAANNNNNNNNNNNNNNNNNNNN!!!!!!!!!!!!!!
YAKARIM LAN DÜNYAYI !!!!!!!!! TUTMAYIN LAAANNNNNNNNNN.
Tutun olm. Tutun mesaj atmıym. Mesaj atmadan önce en yakın arkadaşıma sordum.
Laaan. Olm lannnnn o mesaj attııı laaaan
Türk erkeğinin normal tepkisi verilir. Ardından harbimi lan denir.
Bana
-Alican?
-Efendim .
-Nasılsın ?
-Bu soruya benim aslında seni ilgilendirmez yazmam gerekirdi ama sadece İyiyim, sen ? yazabildim..
-İyiyim. Yazdı
-Peki. yazdım önemsemediğimi düşünmesi için.
Bu başladı ;
-Yaa sana mesaj atmam hataydı ne sıfatla mesaj atıyorsam. Özür dilerim gerçekten alican rahatsız etmiyeceğim bidaha.
-Saçmalama ya dedim. Allah keşke belamı verseydi demeseydim. Kurtulmak daha kolay olurdu belki..
-Öyle ama. dedi
-Değil dedim.
-Özledin mi beni ? dedi
- Önce sen söyliyeceksin dedim.
-Özlemesem mesaj atarmıyım dedi.
-İnan hiç bilmiyorum, tanıyamıyorum dedim.
-Üfff başlama ya gene triplerine.dedi
-Başlamıyorum tamam dedim
-Seni çok özledim ya sana o kadar çok koşmak istiyorum ama koşamıyorum ki. dedi
-Neden koşamıyosun ? Kapımın açık olduğunu biliyorsun. dedim
- Duvarlar var.. Hayat geç kalmayı affetmiyor ne yazık ki, biz birbirimize çok geç kaldık, çok vakit geçti, sen başkasıyla çıktın adı neydi onun heh ''****'' - İsim vermemek için yıldız koydum- (Trip atar ses tonuyla konuşuyor o kızdan bahsederken.)
-Ne var yani sen de ''Avarel'' le konuşmuşsun. dedim
- Ben sadece konuştum, senin gibi sevgili olamadım.. dedi
-Haklısın, aptallığıma ver.. dedim.
-Öpmeni bile özledim mal .f ( Bu sembolü hatırladınız mı ? Öldürme beni artık, yeter bu kaçıncı bıçak darbesi..) dedi.
-Hiç sorma dedim 5 aydır öpüşmeyi unuttum.. dedim.
- Heeee afferim koçuma .f dedi. Dünyanın en mutlu erkeğinin bi üstünde ki erkek yaparak beni..
Böyle devam eden 2 günlük konuşma ama onun bana dönemiyeceğini söylemesi. Konuşuyoruz ama bak sakın barışıcağımızı düşünme barışamıycaz beni yanlış anlama dedi (125 Kilonun falan da parmağı var bu işte)
Ara sıra ağzından kaçırıyo gibi yapıp bana aşkım demeler 2 gün sonra son buldu..
Artık konuşmayalım alican farkettim ki böyle daha zor oluyor birbirimizden kopmamız..
Kaderime bir kez daha boyun bükerek yanlız kalmıştım..
3 Gün sonra sadece
-Napıyosun ? yazdım, başka birşey değil.
BEN SANA NE DEDİM YA BİLMEM NE. Diye bir başladı bu saydıkca saydı. Sonra aradı ben sana ne dedim ya mesaj atma demedim mi dedi. Yahu ne dedim altı üstü bi napıyosun dedim
Deme ya dedi. İyi lan dedim demem +^%+^%^+%^. Demeyiz lan çok mu zor.
Ona
- Sen çok kötü bi insanmışsın. Seni hiç tanıyamamışım yazıklar olsun sana. Mutlu olama inşallah diye mesaj attım.

Telefon çalıyor. Ya sövecek ya beddua edecek. Bunun bitane atarlı kız arkadaşı arıyormuş.
Alican senmisin lan ?
Benim lan ne oldu söyle ?
Lan senin '+^'^'%^'+^'+ bu kıza mesaj atma bidaha lan
LAN BANA BAK AĞZINI TOPLA O KIZ BANA 2 GÜN ÖNCE ÖZLEDİM DİYE MESAJ ATTI HA !. Dedim
Atabilir lan özlemiştir atmıştır ona bende kızdım atma bidaha mesaj falan dedi
Atmayız lan kapat dedim kapattım.

Daha mesaj atmadım, hiç. Sonra öğrendim ki bu bir çocukla çıkmış beyler bana mesaj atmadan önce. Nasıl da kandırdı beni kimseyle çıkamadım diyerek..
Faceine yazdığı sözleri üstüme alınırdım onun arkadaşı bana dedi ki Alican . Konuşturma beni ya yeter şu kızn peşinde olduğun sana falan yazmıyor onlar. Bu utku denen bi çocukla çıktı 15 gün ayrıldı çocuk bundan onun için geldi 1 ay omzumda ağladı dedi.
Kaynar sular değil beyler. Kafamın üstüne Volkanı tutmuşlar volkan patlamış, lavlar kafamdan aşağı döküldü.
Hemen mesaj attım buna çabuk dışarı çık lan senin yada o utkunun a diye başlayan hakareti kullandım. Konuyu kapatıyolar beyler yoksa.
Ne diyon lan sen falan derken bu çıktı ben en yakın ark. la gittim bunun evinin oraya dedim senin hayatını mahvettim kızım. Sen kimi kandırıyosun lan.
Çocukmu kandırıyosun vs. Derken bu ana avrat kaydı bana beyler. En yakın ark ım için de bu salağı damı getirdin yanında dedi. senin hayatını karartıcam deyip ayrıldım yanından.
Arkadaşımda geldi peşimden olm bi sakin konuşsanıza lan dedi. Sakin falan konuşulmaz böle bi insanla sana da salak dedi dedim. Arkadaşım geri döndü. 5 dk sonra beni çağırdı
Gelmem desem de zorla getirdi arkadaşım. Sakin sakin konuşun dedi.

Çektim köşeye bunu. Niye söylemedin dedim sakince.
Sen öyle deyince diyemedim birden dedi.
Senin hayatını falan mahvetmiceğimi biliyosun dedim.
Gülerek bilmiyorm valla acayip korktum ama dedi.
Korkma benden sana zarar gelmeyecek, seviyorum seni. Ayrılık sana yaramış dedim yeni aldığı kiloları göstererek.
Yaramış dedi gülerek.. Ben içimden söverek devam ediyorum sakinliğime.
Beni seviyor musun sadece bunu söyle dedim . Ya alican sevmekle iş bitmiyo dedi. Seviyomusun sadece onu söyle dedim bilmiyorum dedi.
Ha bu arada beyler bu utku dediğim haysiyetsiz herif benim sevdiğim insandan öptürmedi diye ayrılmış. Benim kızda 1 ay böyle bi insan için ağlamış.
Seviyosun beni kızım işte dedim gülerek.
Hee seviyorum dedi dalga geçercesine. Olayı toparladık. Bana istediğin zaman mesaj atabilirsin dedi ama barışmayacağımızı bil artık anla dedi.
Sen de aynı şekil de dedim. Ayrıldım yanından, hiç mesaj atmadım bidaha. Hatta ayrılırken sigara verdim ona 3 tane winston light.

17.10.2012 Geçen ay 2. senemiz olacaktı. Fazla uzattım sonu gelmiyor ya keşke 5 6 part yapsaydım..
Bu yazı uzunluğunda bir yazı hazırlayıp en yakın 2 arkadaşına gönderdim. Sizce göndermelimiyim diye.
Oğlum ağlattın lan dediler. Biri bana bunu yapsa dönerdim onuda tanıyoruz oda döner sana dediler.
Dönmedi, çünkü o yazıyı okutturmadım ona. Daha önce arkadaşlarına alicanla bidaha olmaz demişti çünkü. Haberi gelmişti kulağıma..
Sakın dedim o yazıyı okursa o, bidaha gözüme gözükmeyin.
Okutmadılar da. Bana hiç mesaj falan gelmedi. 19 Kasım 2012. 6 Gün öncesi. Sen yarim idun filminden çıkıp arkadaşımı evinden alıyorum bir 70lik tekirdağ rakısı deviriyoruz.
Eve gidiyorum face' ye girip onun en yakın arkadaşına onu seviyorum kanka. Lanet olsun sevilmemesi gereken birini seviyorum.. Diyorum.
Sonra 20 Kasım akşamı oluyor Bu kız bana, Kanka sana bişey dicem diyor, De kanka diyor.
Kanka öyle konuşurken lafı açıldı, o sana dönermiş ama eskisi gibi olmandan korkuyomuş trip atmandan falan diyor.
O bana benle tekrar barıştığında onun bir hatası olduğunda yüzüne vurabileceğim konusunda garanti versin gerisi sıkıntı değil dedim.
Çünkü biliyordum beyler, çevremden de duyduğum kadarıyla genelde hep böle şeylerde karşı taraf tehdit ediyor. Bunun içinmi barıştım diyor.
O da yarın oturalım konuşalım kanka dedi. 21 Kasım 2012. Saat 13.10 da emralin arkasında buluştum onları bir kafeye götürdüm . Onun kankasıyla konuşuyorum işte havadan sudan.
Hiç yüzüme bakmadı benimkisi. Sigara uzattım içmicem dedi. Tavla öğrendinmi dedim öğrendim ama oynmıcam dedi. O gün sadece bu kadar konuştuk, eve gittim sms hakkı yaptım cebimde ki son paramla.
Barışıcaz sandm beyler. Kanmıştım ona, Karşımda gördüğüm de bütün güzel şeyler tekrar canlanmıştı aklımda ... Çok seviyordum işte be. Adam gibi seviyordum..
Akşam mesaj attım ben buna, Konuşucakmısın benimle ?
-Hayır, çünkü eskisi gibi birşey hissedemiyorum artık sana karşı. Sakinliğimi korudum beyler, Nasıl olsa ilk defa girmiyordu bana.
-Doğrudur, peki. dedim cevap gelmedi. 20 dakika sonra
-Senden özür dilerim, her gün kafamı duvara vurduğum o kadar çok konu var ki. Sana bana geri dön demiyorum. Ama şunu bil, sen bana dünyanın öteki ucundan, alican ben zor durumdayım desen atlar gelirim yanına en kısa zamanda..
Hayatından ve geleceğinden çaldığım herşey için özür dilerim, beni affet. Tek bir İsteğim var. Beni güzel hatırla..
-Emin ol güzel hatırlarım. Yaşnan herşey güzeldi yinede. Kendine iyi bak. dedi.
- Kendine iyi bak, tüm anlarımın sahibi dedim onun bana verdiği kitabımın içerisindeki cümleye dayanarak..
Son mesajım buydu. Hala onda yaşıyor, onu bekliyor, ona hissettirmemeye çalışıyorum forumdaşlar.
Hepinize iyi geceler diliyorum, ben ölüyorum..
Sürprizleri severim bilirsin, bu da sana son süprizim olsun;
Şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum, beni güzel hatırla, gidiyorum...





[DHTUBE=[MEDIA=youtube]YiqhuICe0Y4[/MEDIA]]
Şuan ne yapıyorsun evlendin mi?
 

dövizcicüce45

Öğrenci
Katılım
29 Mart 2021
Mesajlar
49
Reaksiyon puanı
27
Puanları
18
Yaş
23
Bugün bir part daha giriyorum arkadaşlar. Son part ama onu blogum a koyucam. Küfürlü olacak.
Alicankocaoglu.blogspot.com
a son partı ekledim arkadaşlar 13 Aralık 2012 de yazıldı.

11 Aralık 2012 yeni gelişme: Bu mahlukat benle çıkmadan hoşlandığı çocuğa yaz aylarında teklif etmiş ve çocuk seni kardeşim olarak görüyorum demiş, daha bu gün öğrendim...

Bu yazımda 1.5 yıllık bir ilişkinin 14 şubatta nasıl bittiğini, hayatımın nasıl kaydığını anlatacağım.
İlk mesaja biraz daha açıklama ekliyeyim,
Burayada yazmış olayım.
Yaşım 19 5 Senedir lise okuyorum. Bu yazdığım olaylar 10.10 2010 Yılından bu yana süregelen bir ilişkinin paramparça oluşunu anlatmaktadır.
Tam belimi doğrulttuğumda yediğim tekmeleri anlatmaktadır.
Kızın lisesi bitsede bu sene gitmedi üniversiteye. Ben bu sene 2 senelik bi üniye gidicem o da güzel bi puan yapıp başka bi ilde 4 yıllık üniye gidecek tamamen ayrılmış olacağıız.. Hiç bir şekil de kızın ya da hikaye de geçen kişilerin gerçek isimleri verilmeyecektir, benim dışımda. Saklayacak bişeyim yok kendimle ilgili. Şuan onunla en son 4 gün önce görüştüm. Son mesaj kendine iyi bakdı. Hala benden nasıl ayrıldı çözemiyorum. Hala şoktayım. Hala seviyorum..


Benim bunca yazıya rağmen tek bir isteğim var, bu konuyu öldürmeyin. Bari bu konu yaşasın. Okuyup kendi hayatınıza ders çıkartın. Benim yaptığım hatalara düşmeyin..

.

Part 1 : Geçici Sevgili, Onu İlk Görüş, Kaderin Başlangıcı..

Eveet sayın forumdaşlarım. Benim hayatımı karartan hala daha o insan parçasına aşık olduğum bi ilişkim vardı. Taa ki 14 ŞUBAT' da
bitene kadar...

10. Sınıfdayız. Lise çağlarımız. Ergeniz. Dururmuyuz, tecrübeliyiz, okulun yarısını tanıyoruz. Sevgili yapmam lazım. Evet evet artık benimde bir kız arkadaşım olması gerekiyor.
8.Sınıfdan sonra aynı lisede okuduğum bir kız arkadaşım vardı, kardeşten öte diyelim. Bunun yanın da bir kız gördüm ben. Ve ergenus olarak direk ''BENİM OLMALIĞĞ''
Triplerine girdim. İsmini öğrenip facebooktan ekleyip bir güzel ayarı verdim. İlk buluşma heyecan dorukta. Ben sanıyorum ki kızlar üstün bir yaratık.
Ara ara müzikler vereceğim onları dinleyiverin bu arada.
En yakın arkadaşımı alıp buluştum ben bu kızla. Para da yokki cepte var 20 lira gidelim oturalım bi cafeye dedim. Oturduk, işte ben kıza masanın altından seni seviyorum mesajları falan atıyorum.
Evet beyler masanın altından yanımda ki kıza mesaj atıyorum. VURUN BEYLER.
Gel gelelim takıldık biraz, sonra benim bu arkadaşımın telefonuna mesaj geldi. Sevgilisinin kuzeninden mesaj aynen şu -Kanka şu sevgilin içmiş sarhoş ya bi adres verdi bizim oturduğumuz kafeye 5 dakika mesafede.
Şimdi yanım da kıza bakıyorum bana diyo biz sinemaya gidelim. Lan dur ne sineması. Ne yapıcam ben para yok cepte. Dedim arkadaşıma ayıp olur gel bi gidelim bakalım.
Gittik, lan kız 125 kilo, içmiş leş gibi bira kokuyo. Bi baktık parkın orda yerlere yatıyo yuvarlanıyo topaç gibi. İş başa düştü biz bu kızı evine götürecez. Yanım daki manitaya döndüm kız bana dedi ki '' Ouff puff günümü mahvettin ya sağol''
fok balığı şeklinde konuşmaya başladı bu. Kıza döndüm dedim ki yürü git insanın halinden anlamayı öğren önce yürü evine diye yolladım neyse gitti bu. Gelelim kaderimin kalp hastası çizgisinin çizildiği bölümee..

Part 2 : 10.10.2010 Kalp Hastası Kader Çizgilerimin Çizilmeye Başladığı Gün..

Öncelikle şarkımızı açalım,


Bunu gönderdim ben sonra kafamı bi çevirdim 125 Kilo kızın kuzeni. Canını yediğim. Kurban olduğum. O Saçların altından nasıl bakmaktır, hayatım da ilk defa böyle bişey hissediyorum.
Parfümünün kokusuna öldüğüm orda yer de yuvarlanmakta olan kuzenini kaldırmakla uğraşıyor. Hemen koştum yardım ettim. Kaza bela dikledik kızı. Yolda her fırsatta onun gözüne bakıyorum.
Beyler bak en ufak bi fesatlık bile geçmedi içimden öyle safca aşık olmuştum ki. Öyle temiz duygular beslemiştim ki ona karşı 1-2 Saatde. Sahil yolundan kızı yuvarlayarak geliyoruz(İşin şakası)
Sonra bunun biraz morali bozuldu yolda ailesine ne dicem ben falan diyerekten. Ben bu 125 Kiloyu (Sonradan neden dalga geçtiğimi anlatıcam, dokundu bana.) İteleye kakalaya merdivenlerden çıkartırken kız bana bir tokat çıkardı. Bakın abartısız o elden tokat yiyince
180 Derece döndüm. Tam sövücem bi baktım gelecekteki katilim ordan tatlı tatlı gülüyor. Ah canına yandığım sen de olmasan neyle mutlu olucaz. Ben hayatımda ilk defa tokat yedim diye o gün mutlu oldum. Artık onunla konuşabileceğim bir konu vardı. Evet artık onu facebooktan eklediğim de
Durduk yere bir konu açıp onu tekrar güldürebilecektim. Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim. Aklıma gelişini seveyim. Ne güzelde darma duman ediyorsun beni. Hemen en yakın arkadaşıma sordum. Kardeşim bu kız nasıl bi kızdır, iyimidir kötümüdür.
22 Kasım 2012 Ve ben bana arkadaşımın bu lafı dememesini dilerdim.. ''İyi kız kanka, ciddi bi ilişkin olur''. Gittim eve, facebooktan ekledim. Ve beklediğim atak karşı tarafdan gelmişti.
Durumuna 10.10.10 Ne gündü ama.. yazmış. Hemen yapıştım yorum attım. ''Tokadı biz yedik..'' Diye. Çat yorum dakika 1 gol 1 Canıma değsin haha. Gülüşüne ömrümü adadığıma bak.
Bu konuşmadan sonra özele geçip bi güzel yazdım ben bu kıza ama Ayarın da, . Kız zaten hoşlandığımı anlamıştı da benim arkadaşımda manitasına alican ''o''ndan hoşlanıyo dediği için bana facebooktan akşam bir mesaj geldi.
Çatttt soluk kesildi, kalp yerinden çıkmakta ısrarlı... Gelen mesaj ''Alican, yarın ''Senin en yakın arkadaşın'' ben ve ''o'' buluşacağız. Sen de gelsene.. El ayak birbirine dolaşır...

Part 3 : O bakışlarına, ömrümü vereyim..

Şarkımızı verelim;
www.youtube.com/watch?v=V7pCWM11vTw

Öncelikle şunu belirteyim bu yazı çok uzun bir yazı da olmayabilir 100 lerce part sürmeyebilir yani. Aklım da kalan her detayı yazacağım.

Para bulmaya uğraşılır, öğrenciyiz.
Böle kalp ağrısı yok nasıl atıyor . Giyisiler düzgünce seçilir. Saçlar wax'lanır gözlük temizlenir ( :) )
Yavaş yavaş katilimin bulunduğu noktaya adımlarla gidilir. İlk köşe dönülür ve orada, Allahım eriyorum. Selam verdim arkadaşıma.
Sevgilisinin elini sıktım, elini uzattı bana, elinde ileride kalbime saplayacağı hançeri gizleyerek. Tuttum elini selam verdim.
Beyler, kış günü hava 4 yada 5 derece. Donuyor abartısız. Ben hayatımda öyle sıcak bi el daha tutmadım. O selamı verdikden sonra o beni terk edene kadar üşümedim ben.
Yavaşça suç mahalline doğru yollandık. Kafemize bir güzel oturduk içeceğimiz zehirleri söyledik, ben onun yanına oturdum arkadaşım sevgilisinin yanına.
Duramıyorum yerimde lan. Ona sarılmalıyım onu saklamalıyım. Onun olmalıyım. Havadan sudan muhabbet ettikten sonra, arkadaşıma dönüp gel bi lavaboya inelim biz dedim. Telefonumu da bıraktım masanın üstünde.
Hani karıştırsın da bişey bulamasın diye. İndik lavaboya arkadaşıma dönüp Kardeşim tutayımmı elini lan aşık oldum dedim.
Tut kardeşim dedi. Çıktım yukarı telefonu elinde gördüm ama çaktırmadım ben kapıyı açarken bıraktı hemen masaya oturdum yanına. O bir gün kalbimi söküp alacak eli yavaşça tuttum masanın altından.
Utanmanı seveyim senin. Eğdi başını biraz kaldıramadı. Benim kafam dik havamdayım tam o sırada kafede bi müzik çaldı. Alev alev yandığım doğru, buzlarım çözülüyor aşka, gardım düşüyor..
Allah benim belamı verseydide o kafeye gitmeseydim. O eli tutmasaydım. Nasıl aşık ettin beni kendine. Arkadaşla manitası kendi aleminde hararetli hararetli tartışıyorlar bi konu hakkında.
Sonra kafasını kaldırdı bana baktı. Beyler benim o bakışları unutmam mümkün değil 9 Aydır ayrıyız bir gün bile aklımdan çıkmadı. İnsan anımsarmı lan her gün aynı gözleri ? Anımsıyor...
Utangaçlık, yerini yavaş yavaş gülüşmelere bıraktı. Beni o kıza daha da bağlayan can alıcı bir nokta vardı onun elini tutan ilk erkekdim ben...

Part 4 : Sahi, ilk ben mi tuttum o elleri ?

Şarkımızı verelim ;
Bir erkek için can alıcı noktalardan biridir beyler. Bir kızın ilk sevgilisi olmak.. O kafeden çıktık evlere doğru yollandık, 15 dakika da olsa
Tuttum o ileri de kana bulanacak elleri.. Size yemin ederim bir daha kimsenin elini tutmadım ben sokakta öyle..
Artık benim de ciddi bir ilişkim olacaktı. Ancak bir sorun var ortada, kıza ne sevgilim olurmusun dedim ne başka bişey. Bi an durdum lan ben napıcam nasıl yapıcam derken
Eve gittim facebook'a girdim mesaj gelmiş ''Yaaa gez tabi yaa gelsene artık face'eeee''. Şimdi bana şunu söyleyin beyler.
Ben bu kıza aşık olmıyım da napayım ? Lan şu yaşıma kadar kimse bana böle bişey dememiş. Ben hayatım boyunca terkedildim beyler. Beni ilk terkeden babam oldu, istemeden de olsa daha 8 yaşındayken bıraktı gitti öbür dünyaya..
Ordan burdan para toplayabileceğime güvenerek kızı sinemaya davet ettim. Kabul etti. Göğüs kafesime sokulan levye çıkıverdi çatırdatarak...tekrar kanıyor... biri ambulans çağırsın...
Ve geldi, daha önce birisini hiç öldürmemiş olan bir katille aynı sinemanın koltuklarında yan yana oturacağım gün..
17.10.2010. Bu tarihi unutmayın. Her ayın 17 si benim mezara girdiğim gündür. Sinemaya geldik güzelce bekleme salonundaki sandelyelerden birine oturduk.
Sigara içmeye çıktım ben. Heyecanımı bastırmalıyım. İlk defa birisine karşı böyle şeyler hissediyorum. Ve bu kız benim için asla tipik bir türk kızı değil. Bu kız farklı beyler. Bu kız daha yavaş öldürüyor.
Cümlelerimi toparladım ve çıktım yanına oturduğu sandalyenin önüne diz çöküp o sıcakkanlı katilin ellerini avucumda hissederek, başımı öne eğdim, ve kıza Sevgilim olmanı istiyorum. Belki komik gelecek ama SeniSeviyorum.(Birleşik yazıyorum çünkü alışkanlık oldu ayrı yazarsam trip yiyordum.)
Kafamı kaldırdı. Karşımda Sulanmış gözler vardı beyler. Ne dedim lan. Olm kötü bişeymi dedim diye hayıflanırken, yanağımdan öptü beni.
Öptü lan bildiğin öptü seninim dedi bana Çıldırdım... kız delisin sen ya falan dedi. Dedim deli ettin.
O gözler varya o gözler.. Seansın vakti geldi, yine farklı bir suç mahalline doğru yollandık..
Ben hayatımda bu kadar rezil olmamıştım beyler. Onuda anlatıcam 5. parta geçelim..

Part : 5 Rezilliğin son safhası, yerin dibine giriş

Şarkımızı açalım ;


Oturduk, koltuklarımıza. Filmin adı Cehennem 3D İğrenç bi filmmiş sonradan öğrendim..
Birbirimizin gözlerine bakamıyoruz. Utangaçlık hat safhada. Az önce heyecanla yapılan şebekliklerin sonuna gelindi. Film başladı put gibi duruyoruz..
Yavaşça o kırılası kolumu, Profesyonel bir katil adayı olan sevdiğimin omuzuna bıraktım.. Saçlarından gelen şampuan kokusuyla yaşayabilirim 1.5 sene.
Film devam ediyorda izleyen kim. Hayatımda ilk defa biri gelip bana seninim demiş. Yerim filmini. Onuda kaybetmemeliyim. Ama beyler, içimde kötü bi niyet yoktu lan.
Sadece dudağının yanından ufacık öpecektim. Hani o beni öpmüştü bende bitanecik öpmeliydim. Olaya olgun bakmayın olm. Çocuğuz öyle düşünüyoruz işte.
Kahküllerini düzelttim, kalbim 120 Km Hızla bir kayaya çarpmak üzereydi. Öpmek için yaklaşıp tam öpecekken kafasını çevirdi. Beyler ben en son lise hocasının arkasından söverken kadının arkamdan yürüyo olduğunu farkettiğim zaman böyle rezil olmuştum.
Hiç konuşmadı sadece çok ama çok ufak zoraki bi gülümseme belirdi ve geçti yüzünden. Özür dilerim deyip filmime döndüm. O Filmde bidaha kızın yüzüne bakamadım, ortamın karanlıklığının bana verdiği yetkiye dayanarak suratım kıpkırmızı oldu..
Sinemadan çıktık. Döndüm, Seni evine bırakayım ben, geç oldu. Gerek yok falan desede üstelemedi. Ortalık kış, donuyoruz. Cepte para kalmadı ki kıza taksi tutayım. Neyse mesafe çokta uzak değildi. O kalpsiz bedenin üşüdüğünü farkederek üstümdeki montu vermek için yeltendim. İstemedi.
Ortada ters giden birşeyler vardı. Farkına varamadım. Hiç konuşmadan çıktık yavaşça mahalleye. Döndü bana. Özür dilerim. Ben daha önce kimseyle çıkmadım. Beni anlamalısın dedi.
Anlıyorum, Ama benim sana bir öpücük borcum var ben onu bu akşam ödemeliyim. Bilirsin insan borçlu olunca sıkıntıya giriyor.
Olmaz dedi. Yavaşça oturdum kar kaplı asfalta. Sigarama yeltendim, kaldırdı beni. Benim sebebim oldu. Bir daha aşık oldum o kar tanecikleri saçlarına yapışmış olan kıza.
Soğumuş bir cesedin yanağı gibi olan yanağın birazcık sağına dudağına ufak bir buse kondurdum. İlk defa öptüm onu. 17.10.2010. Sevgilim olduğu, ilk defa öptüğüm gün.
Üzerinde Beyaz montu, altında scooter koyu kahverengi botları normal bi jean ' i ve içerisinde gri bordo ve pembe renklerle çizgilenmiş ve örülmüş olan kazağıyla sarıldı bana.
Saat geç olmuştu, evine kadar bıraktıktan sonra sigaramı yakarak dünyanın en mutlu insanı olarak döndüm evime. 1 Gram üşümeden..

Part 6: İşler yavaş yavaş rayına giriyor..

Şarkımız ;




Herşey yolunda, aşkım diyemiyorum daha tabi sıkıntılıyız.
Face konuşmasını yazıyorum. Eski face'imi şans eseri buldum.

O- Tatlım babam evde face' e giremicem haber veriyim dedim :)
B-Tamam :)
O-Seni Sevdim demiştim ama .f (Şu koyduğu sembol varya, ben hala seviyorum lan onu.)
B- Ben Seni seviyorum sen seni sevdim diyosun :)
O-Tamam seni seviyorum o zaman ben.
B-Dün hoşlanıyorum demiştin ama (Olaya bak. Bırak kız seviyorum diyo da . )
O-Hala hoşlanıyorum. Ne diyim senden hoşlanıyorummu diyim.( Keşke burda bu ilişki bitseydi.)

Başka bir konuşmayla devam edelim..

O- Tatlım ?
B- Efendim canım.
O-Çıktınmı yola ? :( (Eskişehire gidiyodum bi işimden dolayı)
B-Sayılır
O- Napıcaksın orda ya, bırakıp gidiyosun beni zaten :(
B-Kalmıcam ki hemen dönücem ne bırakmasından bahsediyosun. Kurtulamazsın.
O-off tatlm babam geldi ya ! ben sen gidene kadar netten hiç çıkmam diodum :(

Böyle böyle olaylar normal sakin seyirinde gidiyor. 1.Aydayız. Çok güzel bi mesaj yazdım ona. saat tam 00.00 da uyuduğunu düşünerek 1. aya ve bana yakışır bir mesaj attım.
Mesajı gönderdiğim gibi bir mesaj alındı. Aynı zaman diliminde. Aynı şehirde. Biraz üst mahallede. Aynı saatde. Aynı şeyleri düşünerke bana mesaj atan bir insan.
Afalladım. Öyle güzel şeyler yazıyor ki. İnanın okusanız siz aşık olursunuz. Sevdiğimi çok belli etmiyorum. Hani az da olsa biliyorum belli edersem neler olacağını.
Ama o benim üstüme öyle düşüyor ki, beni kendine öyle bağlıyor ki. Bu kızı kaybetmemeliyim korkusu yaşıyorum içten içten.
Seviyorum beyler lan. Olm böyle bi duygu yok. Dese ki öl. Oracıkda ölürdüm. Ciddi ciddi söylüyorum bunu öyle bi sevgi düşünün.
Sonra günler geçti bana daha çok bağlandı artık mahalle aralarında buluşuyoruz. 2 Dakikada bir mesajlaşıyoruz. Aşk böceği olduk bildiğiniz.
Derslerim düzeldi onun sayesinde. Beyler unutmayın. İşleri yolunda giden, mutlu olan adamın yapamıyacağı hiç birşey yoktur. Ben kıza ezilmemek için 10.Sınıfda teşekkür aldım ilk defa hayatım da düşünün.
Hayatımda bunca yıl sonra herşey yolunda gidiyordu. Hep öyle kalmasını dilerdim.. Gözümde hep o masum kız olmasını dilerdim. Onun hayatında birşeyler olmayı dilerdim. Sevmiştim onu..

Part 7: Kalbe onun tarafından girebilecek ilk bıçağın ipuçları, birşeyler ters gidiyor

Ver müziği kısık sesle, alttan alttan yak sigaranı..

1.Ayda arafa düşüp sürekli o anları yaşamayı isterdim can-ı gönülden.
Tarihdende anlamışsınızdır ki 17.10.2012 de 2.sene olmuştu. Ben ona yazdığım upuzun yazıyıda paylaşacağım sizlere ileride.


Beyler, birşeyler oluyor, Kız bana saçma sapan sorular sormaya başlamıştı.
Bana bi akşam durduk yere, ayrılırsak başkasıyla çıkarmısın ? dedi.
Böle birşeyi bi insan size neden sorar ? Ben anlam veremedim.
Ben senden sonra biriyle çıksam bile emin ol sana verdiğim değerin onda birini artık kimseye veremem dedim.
Başkasıyla birlikte olursun yani.. Dedi.
Bilmiyorum niye böyle şeyler soruyosun ya dedim. Ya hiç öylesine merak ettim dedi.
Ve 2. Bıçak darbesi sessizce geldi.
Beni bidaha öpme olurmu ? Yanlış anlama bak. Durdum. Sigaramı yaktım. Başladım yazmaya,
Bak canım, bak benim ömrüm, sevdiğim, bitanem, ayrılmak istiyosan söyleyebilirsin. İnsanların beni üzmekten korktuğu için benimle olmasından nefret ederim.
Sen böyle bi insan değilsin, bana bunu yapmazsın. O yüzden söyle.
Ve o gözlerinde kaybolup gittiğim kızı kaybetme korkusu dahada fazla sardı beni. Bu gitmiş o 125 Kg kuzenine sinemada yaşanan öpmeye çalışma çabamı anlatmış.
Ve kuzeni bunun kanına girerek ''Ohoo kızım öpmeye çalışmış. Kesin amacı farklı'', ''Öpmek için çıkıyodur o senle, beklentileri farklıdır'' Diyerek kızın kanına girmiş.
Bana bunu anlattığında ufaktan gözlerim doldu. Aldım karşıma, bak dedim gözlerime bak. Sen beni böyle bir şerefsiz olarak görüyosan ben burdan giderim bidahada seni gördüğümde yolumu değiştiririm.
Ha emin ol aşkımdan ölsem de yaparım bunları. Ya ık mık etsede kızın kafaya girmiş bi kere şeytan.
İyi dedim sana bi teklif sunup burdan gidicem ve düşünmen için zaman vericem.
Nedir ? dedi.
Seni bidaha, duvağını kaldırırken öpücem. Sana istediğin kadar vakit. Ben burda olucam, ben seni seviyor olucam, ben senin olarak kalıcam.
Peki dedi sadece. O Lafı yetti beni yerle bir etmeye.. O Masallardan kaçmış peri suratıyla benim kalp ritmimi bozmaya..

Part 8 : Mutsuz bekleyiş

Bunsuz olmaz;
www.youtube.com/watch?v=Et0L73bgqHU

Hızlı adımlarla uzaklaştım yanından..
İlk defa bu kadar üzülmüştüm bir şeye. Haliyle kalbimde ki sızıya anlam veremedim. ''İlk defamı seviyorsun lan'' Diyecek iken susturdu ellerim ağzımı.
İlk defa seviyordum. Ya o beni bırakırsa ? Hem de ben onu öptüm diye, ne yaptım ben ? neden bu kadar acele ettim. Ama seviyordum onu, nasıl anlatayım arkadaşlar, misal o benim eşim olmalıydı.
Ben işten döndüğüm de bana kapıyı o açmalıydı, kucağın da çocuğumuzla..
Eve vardım nihayet. Mesaj atmalımıydım, atmamalımıydım bilmiyordum. Ama mutlu değildim bunu biliyordum. Bu 125 kiloyla birlikte olan arkadaşım kız dan ayrılacağını söyledi.
Nedenini sormadım pek, belliydi çünkü arkadaşım zayıf, uzun, iyi biridir. Ama kız normalin de üstünde olunca hâliyle yan yana dolaşamıyordu kızla.
Ben sadece bu 125 kiloya bir kelime etmiştim, arkadaşım ondan ayrıldıkdan sonra. Evet beyler bir kelime, o bir kelime benim hayatım da nelere mâl oldu anlatıcam.
Dönelim konumuza, eve gittim, kendi kendime hayıflanırken, mesaj atmamam gerektiğini anladım, ne de olsa benim dediğim onca kelimelere karşın, bir pekiye lâyık görmüştü beni.
Bir uyku hapı alıp, bilgisayar da slow bir müzik açıp, uzandım yatağıma, telefonu da koydum baş ucuma hani mesaj gelir de uyanırım diye.
O gün hiç mesaj gelmedi. Uyandım, oturdum sabaha kadar bekledim gene mesaj gelmedi.
Ertesi gün uyandığım da her yer biraz daha karla kaplıydı sanki, hava biraz daha bozuk. Telefon titredi, ben titredim. Mesaja baktım;

O-Görüşelim ''Falanca filanca yerde''
B-Peki geliyorum

O gün saçıma, üstüme başıma hiç önem vermedim, hayatımın en zor yolunu yürüyecektim. Yavaş yavaş bırakacaktım kollarına cansız bedenimi, zannımca.
Biliyordum, az da olsa tanıyordum beyler, ayrılacaktı benden. O da bırakacaktı işte. O da gidecekti yine herşey eskisi gibi iğrençleşecekti.
Gittim, hiç moralim yoktu. Kafasını bana doğru çevirdi, samimiyet dolu, sıcak bir gülümsemeyle karşıladı beni.
Ama gördü o halimi, hoş buldum dedim kafamı biraz öne eğerek.
Kafasını biraz eğerek, gözlerini, gözlerime değdirdi.
Bakışından süzülen işvene kurban olayım, nasıl da biliyorsun içimi titretmesini..
Özür dilerim dedi, özür dilerim sana bunları yaşatmaya hakkım yoktu, senin öyle bi insan olmadığını ve olamayacağını biliyorum..
Öyle sıkı sarıldım ki bir kedinin yavrusunu sevdiği gibi, bir annenin çocuğuna sarıldığı gibi sarıldım ona, çok sıkı, ama incitmeden..
Herşey eskisi gibiydi, ilk defa terk edilmemiş ve bu kadar sevilmiştim.. Ne mutlu günlerdi onlar..

Part 9 : Bunca yokluk, bunca kırıklık, bunca acı...

Bu şarkı çok şey anlatır bana;

www.youtube.com/watch?v=fK8caoBUnxk

Dönmüş sayılırdık eski halimize, bir araba kazası atlatmış gibiydim. Artık ona daha da bağlanmıştım. Onu bir kez daha kaybedemiyeceğimi anlamıştım
Kaybedemezdim onu, çünkü ondan ayrı geçirdiğim vakitler de zaman duruyor, etrafa bir karanlık basıyor, içime karabasan çöküyordu.
Bu bana sorular sormaya başladı tekrar ama kötü değil, soğudun mu benden, ya kuzenim öyle dedi diye ya, lütfen soğuma benden..
Soğumamıştım ama ona biraz da olsa cezasını çektirmek istiyordum, ateşle oynuyordum diyelim . Soğudun mu sorularına hep soğuk şekil de soğumadım diyordum.
Ki bidaha böyle bir şey yapmasın bana. Günler geçiyor, ben onunla büyüyor, ona her gece şiirler dolusu mesajlar atıyordum. Beyler, bunu yapmayın. O uyurken onu düşünmeyin.
Sonradan acısını çok ağır çekersiniz yoksa. Gün oldu, arkadaşım bunun kuzenin den ayrıldı. Bu 125 Kilo olan kız gerçekten çok kötü bir durumdaydı. Faceden yazıyordu işte ağlıyorum falan diye
sevgilim ise bana haberlerini götürüyordu. Ellerini falan tırnaklamış, manyağa bağlamıştı kız. Kızı aradım dertleştik yapma böyle işte karşına daha niceleri çıkar falan dedikçe kız daha da ağlamaya başladı.
kıza telefon da ''ya ilişkiniz pamuk ipliğine bağlıydı zaten'' dedim. Keşke o telefonu açmasaydım. Keşke vicdanımın içine etseydim de kıza yardım etmeye çalışmasaydım.
Kız bunu duyunca ne demek istiyorsun falan dedi. Kıza diyemedim ki yakışmıyosunuz vs vs. Ya ne bileyim dışardan öyle görünüyordu dedim.
Bu 125 Kilo kız ne yaptı beyler biliyormusunuz ? Bu dediğim lafı arkadaşıma çok ama çok değiştirerek anlattı, belki ona geri dönmesi için yada aşık olduğu için.
Arkadaşıma bi olta attı bu kız alican senin benden ayrılcağını biliyomuş, altında başka sebepler var (arkadaşım babamla atıştık falan öyle ayrılalım gibi bişey uydurmuştu üzmemek için)
sen bana bunu nasıl yaparsın bu kadar adi olamazın, alicanın dediklerine inanıyorum ben bilmem ne. Beyler, benim 13 yıllık arkadaşımla ilk defa aram bozuldu, bu yüzden.
Çocuk geldi sen arkamdan nasıl konuşursun nasıl yalan söylersin diye üstüme geldi falan msn den bende acayip sinirlendim nasıl o kıza inanırsın sen diyerekden bende biraz atarlandım.
Dışarı çağırdı arkadaşım, gittim sinirliydik 2 miz de çocuğa ben öyle bişey demedim desem de inandıramadım, tokat attı bu bana. Eve gittim sinirden ağladım. Aradım 125 Kiloyu Teşekkür ederim dedim, herşey için çok teşekkür ederim.
Ama o kız dan sinirimi alamamıştım, benim arkadaşımla aram biraz bozuk kaldı, yolda gördüm bunu, karşıdan geliyor...
Tuttum o kalın kollarından çektim kenara, sen arkadaşıma nasıl yalan söylersin diyerek sesimi yükselttim ne yalan söylicem ya falan deyip gitti bu.
Evet beyler gittiği gibi face'e girip arkadaşıma ''Alican beni yolda sıkıştırdı ona nasıl söylersin benim dediklerimi'' dedi. Evet ben onu yalan söylediği için değil, benim söylediklerimi ona neden söyledin diye sıkıştırmışım.
Şeytan beyler, obez bir şeytan. Bunun üzerine çocuk gene benim üzerime geldi. Gel kardeşim dedim gel bundan sonra sana kendimi anlatamıcam ben vur da ne olcaksa olsun at içindekileri.
Biraz üstüme yürüse de vurmadı. O gün de ordan aramız bozuk ayrıldık..
Sırada ki küfürüm bir dahaki partta bu 125 kilonun benim ile sevgilimin arasını açma çabasına gelsin..

Part 10: Beklenmedik olaylar.

www.youtube.com/watch?v=A92JmcSP89c

İlişkimiz on numara beş yıldız gidiyor, hayatımın en mutlu günlerini yaşadım o zamanlar. Yalan yok.
Onunla kış günü buluşmayı çok seviyordum. Onun okulu bizim okuldan 20 dakika erken çıkıyordu. Ara ara derslerden izin alıp saklanıp, onun okulun önünden geçmesini izlerdim.
Yürürdü kız arkadaşıyla, elinde defteri, gülen gözleri vardı. Masumdu, benimdi, her anımın sahibiydi.
Artık ufak ufak kıskançlıklar başlamıştı, benim hatam bencil olmamdı. Hatalıydım beyler bunu bugün de kabul ediyorum. Kıskanmalıydım onu.
Benden başkası ona aşık olabilirdi. Biri ona teklif edebilirdi. Açıkcası korktum, karşısına benden daha iyi bir seçenek çıkar da beni bırakır diye.
Ama o beni hiç bırakmadı. Ben yavaş yavaş kısıtlamaya başlamıştım onu. Oda istekli gibiydi bu kısıtlamalara, haliyle devam ettirdim.
Aşkım ruj süreyim mi ? Sakınnn. Aşkım saçlarımı yapayım mı ? İyi yap . (Trip), Artık çok acil işimiz olmadığın da çarşıya bile inmiyorduk.
O da ben de deli gibi kıskanıyorduk birbirimizi. Günler böyle geçerken bu 125 Kilo varlık, kuzeninin karşısına yeni bir soru ile çıktı.
''Ya alican ya ben'' Beyler ben bunu öğrendiğim de ellerim ayaklarım boşaldı. Çünkü benim sevdiğim, kuzeniyle beraber büyümüş, herşeyden vazgeçebilirdi onun için.
canını verirdi diyelim. Şimdi gelelim 125 kilo arkadaşın neden böle bişey sorma gereksinimi duyduğuna. Kıskanmıştı beyler, başka açıklaması yoktu. Kuzeni böyle mutluyken o sevdiğinden ayrılmıştı.
Yediremedi. Ben o akşam çok iyi kelime yaptım benim bağrında taş besleyen sevdiğime.
Kuzenine telefon açıp, sen bana böyle bi soruyu nasıl sorarsın ? benim mutluluğumu istemiyormusun ?
falan dedi kız kapattı telefonu , ben gözlerim yaşararak döndüm suratımı sevdiceğime. Seni bırakamam dedim, buruk bi ses tonuyla, zor da olsa.
Gözleri doldu. Aradı tekrar ben alicanı seçiyorum demedi ama seni de seçiyorum demedi. Üstü kapalı konuşarak beni seçtiğini anlattı.
Ve uzunca bir süre sonradan gene benim içimde patlayacak ayrılıkları başladı...

Part 11: Yüreğimin diğer yarısı..

...


Yüreğimin diğer yarısıyla olan ilişkimiz onun kuzeniyle arası bozulduktan sonra daha da düzeldi..
Herşey güzel gidiyordu ve ben artık bu ilişkinin bi üst seviyeye çıkmasını istiyordum. Annemle tanıştıracaktım.
Benim hayatta ki yegâne varlığım annemdir. Ve benim hayatıma 2. şahıs girecekse bunu annem bilmeliydi. En azından eve gelişlerim de yüzümü güldüren şeyin ne olduğunu görmeliydi.
Artık hayatımız da 125 kilo diye bir şey yok, ufak tefek atışmalar dışın da problemimiz yoktu.
Konuyu ona açtım, seni bırakmıyacağımı anlamanı istiyorum, bu yüzden hayatım da daha önce yapmadığım bir şeyi yapmak istiyorum.
Annem'i gelini ile tanışma mutluluğuna nail edermisin ? dedim, Utanırım falan dese de sonradan çok isterime döndü konuşmaları.
Heyecan tekrar dorukda, kan dolaşımı hızlanmıştı. Ev bir güzel tarafımdan temizlenmiş, düzenlenmişti. Fakirin umudu Bim den güzelce alışveriş yapılmış, herşey tamam bir o eksikti.
Tarif etmiştim evi, daha önce de sinema çıkışı evin önünden çıkmıştık mahalleye göstermiştim evimi.
Pencereye yapıştım, anneme de herşeyi anlattım anne ciddi düşünüyorum ona göre diye. Usulca göründü camın mesafesinden o güzel saçları. 1.5 Saniye de kapıya koşup açtım beklemeye başladım.
O an da ki heyecanı kelimelerle anlatamam. Çıktı merdivenleri yavaşça, yüzü gülerek. Öptü beni, sonra annem geldi ''Hoşgeldin kızım'' dedi. Elini öperek hoşbulduk teyzecim diyerek ona ait olan gülümsemesini yaptı.
Oturma odasına geçildi, kaç kardeşsiniz den başladı muhabbet, annem anlattı o dinledi, o anlattı annem dinledi. Bir arkadaş gibi yaklaştı annem ona. Çok sevmişlerdi birbirlerini..
Artık içim de bir rahatlık vardı. Bu kızla evlenicem. Gittim bisküvi meyve suyu falan ne alındıysa onları tabağa koymaya, yardıma geldi beraber dizdik tabakları. Ufacık ufacık kaçamak öpücükler..
Geç kaldığımızı anlayıp oturma odasına servisleri yaptık.. Tam muhabbetin ortasın da kapı çaldı. Lan, misafir gelmesin diye dua ediyorum. Utanıyorum da biraz zaten.
Offff komşunun kızı gelmiş. (Annemle dertleşmeye gelir yaşı var biraz) offf gitti muhabbet hay ya.
Sonra bunu fırsata çevirmek geldi aklıma onu komşu kızıyla tanıştırdım tabağını verip anneme anne siz sohbet edin biz film izleyelim bari dedim. Siz bilirsiniz oğlum dedi.
Odama geçtik, geçtim bilgisayarın başına, utanıyorum. Film falan araştırıyorum..

Part 12: Dünya üzerin de ki hiç bir kelime, yaşadıklarımı tam anlamıyla anlatmaya yetmez.

Sen haklıydın her zaman, annem gibi...

Kapıyla pc nin arası 1 metre. kapının usulca kapandığını gördük den sonra usulca arkamı döndüm.
Şimşek çaktı beyler, sandy kasırgası yaşandı. Ne ara geldin, ne ara kafamı çevireceğim zamanla mesafeyi hesapladın.
Hay senin sayısalını seveyim. İlk defa dudaklar bu şekil de birbirine değdi. Ben diyim 5 siz diyin 6 saniye.
Arkamdan boynuma sarılarak, finish çizgisi öpücüğünü verdi yanağıma. Seni seviyorum dedi, seviyorum..
Filmi açtım not defteri adlı filmi önermişti filmi açtım. O filmi izliyor, düşünüyor. Ben çaktırmadan onu izliyor muziplik peşindeyim.
Beyler lafından sıkıldınız biliyorum.
Beyler ([8D]) böyle dudak olamaz. Aklımdan hala çıkmaz. Böyle bir hissiyat, mutluluk, heyecan yok.
Eski sistemi devreye sokayım dedim. Borcumu almalıyım. Anladı bu borçlu kaldığını ben söylemeden.
Bi yandan da oturma odasını dinliyorum aşık adam herşeyi aynı anda yapabilir.
Konuşmadan film izlerken bi ara bana döndü bu, deli cesaretiyle yapıştım dudağa beyler. Hay canını yediğim hala tadı dudaklarımdadır..
Hiç itiraz etmeden öptü beni. Ben uzatmadım ama 5 saniye bile sürmeden bıraktım. Seni bırakacağımı falan düşünüyosan, çok büyük yanılgıya düşersin haberin olsun dedim.
Sen beni bırakırsan temiz bir dayak yiyeceksin beyefendi dedi.
Bakmayın beyefendi dediğine beyler. Beyefendiyle uzaktan alakam yoktur :) . Omzuma hafifçe koydu başını. Çok mutluyum dedi.
Omzuma koyduğu başı o gün orada bi çukur açtı. Kül kedisinin ayakkabısı gibi bir tek ona ait omuzum da ki çukur.
Film de çok duygusal lan. Erkek adamız falan ama ortam romantik film romantik olunca baktım kızın gözden de yaş getirdi film.
Ufaktan bıraktım kendimi, baktım bende ağlıyorum. Laaan gitti karizmaa.. Film biter, kız dışarı çıkmak için eve söylediği yalanın anlaşılmaması gerektiğini anlatır.
Bir veda busesi bırakılır. Odadan çıkacakken dönüp tekrar sarılır. Alican burda erir biter kimin umrunda. Hayat ona güzel tabi ohh, kız eve yollanır..

Part 13: Eyvah eyvah eyvah yapma volkan yapmaa kırmızı kart..

Söyle, ben nerdeyim, o nerde ? ..
www.youtube.com/watch?v=2mvv29KDYEQ

Seviyordum onu, tüm hücrelerimle hemde.
Buluşmadan duramıyorduk. Ama benim eksikliğini yaşadığım birşey vardı. Bir çok arkadaşımızın başına gelmiştir '' Tanıdık Çıkma Korkusu'' kafe de falan buluşamıyorduk.
1.5 yıl boyunca onun elini ilk tuttuğum kafeden sonra 1 kez kafeye gittim onunla. Ha birde 21 Kasımda çağırdı beni oyuncak gibi. O gün de gittim kafeye, herneyse
Artık mahalle araları meskenimiz olmuştu.
En güzeli nedir biliyormusunuz ?
Her an bir yerden, tanıdık çıkma korkusuyla tutmaktır o elleri.
Mahalle de bir ilköğretim okulu var 2 katlı, üst katının arkasındada 5 tane merdiven var, canlandırın gözünüzde etrafı kapalı kimse tarafından görünmüyor.
Heh, orada oturuyoruz işte. Ona, bak seni gerçekten seviyorum. Ama soğuduğun da, ayrılmak istediğin de lütfen uzatmadan direk suratıma söyle.
Zaten ben böyle bişeyi kaldıramam bu yüzden itiraz falan da edemem sana. Seni asla bırakmıcam muhabbetlerine döndü sohbet.
Korkuyorum dedim. Hayatım da ilk defa bu kadar mutlu olmuşken bunun elimden alınmasından korkuyorum.
Bende korkuyorum dedi kısık ve tatlı bir ses tonuyla. Ya bi gün bensiz yapabileceğini anlarsan ?
Sensiz geçen her günün acısını bilseydin böyle konuşamazdın diyemeden yapıştı bu dudaklarıma.
İlk defa en uzun o zaman öpüşmüştüm. Kıza bakıyorum, gözlerini kapatmış kendini bana doğru çekiyor. Daha da bi delirdim.
Sanırım öperken biraz fazla kaçırmış olucam ki bi iz kaldı. Sonra bu korktu falan evdekilere ne dicem ya falan derken, ben suçluluk duygusu ile
yerin 150 kat derinine cehennemden gelen seslerin biraz üstüne girmiştim. Ve bu bizim hava karardığında ki son buluşmamız oldu..

Part 14: Bir daha sevdim..

Hiç kimseyi koyamıyacağım yerine...

www.youtube.com/watch?v=nytylTGiq_Y


Eve gitti bu, gittiği gibi fondoten falan sürmüş ama sanırım annesi durumu biraz çakmış.
Suçluluk duygusundan ne yapacağımı bilemedim hemen gittim değişik bi maddeden yapılmış bir bileklik ve kolye yaptırdım.
Bilekliğin altına gizli şekilde benim adımı, üst tarafına ise belirgin şekil de onun ismini yazdırdım. Özür dilerim dedim.
Annesi biraz azarlamış sanırım. Artık hava kararmadan evde olması gerekiyordu. 1 Hafta kadar buluşamadan geçti. Cezamı çekmiştim.
Sonun da buluştum biraz morali bozuktu, bi daha olmıyacak, kendimden nefret ediyorum dedim. Çünkü neyi hızlı yaşadıysak ona geç kaldık..
Yo, hayır dedi ben hiç bir şeyden pişman değilim. Sakın kendini suçlama.. Beni bidaha öpmezsen bozuşuruz haa diyerek eğdi başını utangaçlığına
Kaldırdım başını, sarıldım cebine çaktırmadan hediyelerini koydum.. Bidaha akşam buluşamıcaz napıcaz dedi. Seninle geçirdiğim her vakit değerli dedim.
Tek düşmanımız zaman olsun.. Eve gidince cebinde ki hediyeyi bulup çılgına dönmüştü.. Olgunca düşünmeye başlamıştım artık. Geleceğim hakkında planlar kurmaya başlamıştım bile.
Bir evimiz olacaktı. Hatta onunla düğünümüzün akşamında balayına çıkacaktık kendi arabamızla. O mutluluktan gelinliğinin altına giydiği beyaz ayakkabılarını çıkarıp oynayacaktı.
düğünümüzde.
Yarım kaldım beyler, benim başkasıyla baştan hayal kurmamı beklemeyin artık. Herşey tozpembe gidiyordu yukarıda gördüğünüz ve aşağıda göreceğiniz gibi.
Ben dedim ki, annemi de tanıyorsun artık dışarıda buluşacağımıza gel bizde buluşalım hem annemle kaynaşırsın hem tanıdık çıkma korkusu olmaz.
Bunu derken çok korktum beyler, beni yanlış anlarsa diye ödüm koptu. Anlamadı.
Kokusuna hayran kaldığım kız beni yanlış anlamadı. Farklıydı beyler, farklıydı..
Kabul etti, anneme hemen heyecanla konuyu açtım ama biraz da sıkıntılıydım şimdi benim bir abim var biraz sıkıntılıdır. Çocukluğun da havale geçirmiş. Sinir hastası biraz.
Acaba sıkıntı yaratır mı derken anneme açtım konuyu, getir oğlum gelinim değil mi karışamaz kimse dedi. Bir daha sevdim..

Part 15: Sol omzuma göm saçlarını, benimle uyu..

Biz yalandan sevemeyiz .
www.youtube.com/watch?v=KevTBR-KQFc

Artık odam bir dakika bile olsun dağınık durmayacaktı. Kızın maddi durumu biraz sıkıntılıydı bizden de sıkıntılıydı.
Her sabah okula beraber gitmeye başladık. Onun her sabah buz tutmuş merdivenlerden dikkatlice inip yanıma gelmesini seyrederdim..
Para konusunu falan rahatça konuşabiliyorduk, olgunca. Beyler yalan söylemiyim 5 lira falan alıyordum günde.
Onun parası olmadığı zamanlar okula giderken o tam okuluna girecekken kapşonuna koyuyordum. O gün ben yemek yemiyordum ama o mutlu oluyordu.
Bu benim karnımı doyurmaya yeter. 20 milyar param olsa verirdim ona babasının borçlarını kapatması için. Fakat bir sorun vardı.
Dersaneye yazılmıştı. Yeni bir ortam, yeni insanlar, yeni erkekler. Bi hayli gerginlik yarattı bu durum bende. Ses edemedim beni ikna etmek için çok uğraşmıştı.
Aşkımmm artık dersane cıkışları da buluşabilecez diyerek.
Hiç dersane çıkışı buluşamadık beyler. Ya annesi eve çabuk gel demişti, ya da birisi görürdü. Evde buluşmak iyi hoş annemle kaynaşıyosun film izliyoruz, rahat davranıyoruz da
benim eksikliğini yaşadığım şeyler vardı.. Ya beyler ben onu koluma takıp çarşı da rahatca gezmek, farklı yerler görmek istiyordum. Biliyordum sürekli aynı yerde buluşmaktan sıkılır insan.
Bu konuyu ona açtığım da ise ben asla sıkılmam, sen sıkılırsan bilemiyeceğim dedi..
Topu bana attı yani, mecburen ses edemedim. Bana sözünü verip dersane çıkışları buluşamadığımız için tripler artmaya başlamıştı. Artık onu kaybetme korkumu bastırıp bende tavrımı ortaya koyuyordum.
Hata yapıyordum beyler. Bir kız seninse senindir. Bulunduğu ortam, yaptığı makyaj, giydiği elbise bunu değiştirmez. Gitmek isteyen kız hangi şartlar olursa olsun ne kadar senin olmuşsa olsun, gider.
ben bu anımı asla unutmam. Bir gün aşırı derece de trip koyup gece telefonu kapatıp yattım. Dersaneye gidecekti ertesi sabah. Cumartesi, hava soğuk annem abimi işe göndermiş masayı topluyordu sanırım. Ben bi öpücükle uyandım..
Aşkım? Aşkııım ? Poğaça aldıımm kalkta çay yap hadiiii.
Gözümü açtığım da karşımdaydı. Bakın bu rüya gibi bir şey, 2 3 kez ovuşturdum gözümü filmlerde ki gibi. Bir yandan da diyorum lan allahtan boxerla falan yatmamışım, ev kaloriferli sıcak oluyor.
Kafasın da ki pembe şapkayı çıkartarak geçirdi kafama. Ucundan tutarak kaldırdı kafamı, uyandım ama hala bozuğum ona.
Kahvaltıya geçtik annem uyudu. Konuştuk, beni ikna etti. Yüzümü yıkadım ama hala ölüyorum uykusuzluktan , tüm hafta sabah kalkmışım bir de cumartesi de sabah kalkınca, bünye alışık değil tabi.
Beraber uyuyalım mı dedi, dedim sen hayırdır bilader ? yok yok öyle değil. Genelde utanırdı ama annemin uyumasına dayanarak bu lafı sarf etmiş olacak ki
Omuzuma yattı, onun kokusuyla uyuyakaldım...

Part 16: Hatırla beni, hatırla. Her nefes alışında...



Uyandım, karşım da benzersiz silüetiyle bana bakıyordu.
Daha gözlerimi ovuşturmaya kalmadan beni izlemenenin ona verdiği yetkiyle, uyanır uyanmaz sigarayı bırakacaksın dedi.
Bırakırız aşkım dedim, dediğime kendim bile inanmayarak. Korkuyordum. Ona bir söz verip tutamamaktan korkuyordum.
Bu yüzden söz vermekten hep kaçınıyordum. Ya sigarayı bırakamazsam, ne olacak ?
Söylemesinden en çok çekindiğim lafı sarfetti. ''Söz ver, erkek sözü'' dedi uyuduğum sürece beni izlemiş uykusuz gözlerle.
Söz verdim mecburen beyler. O günden itibaren sigara sürmedim ağzıma 8 ay boyunca.
konuyu değiştirerek, horladım mı ? dedim ( Rezilliğe bak lan.) Uyutmadın beni pislik dedi.
Sensin lan pislik hayatımı mahvedeceksin. Diyemedim gelecekten habersiz şekilde, evlenince ne yapacaksın çok merak ediyorum dedim.
Çocuk yapıcam dedi. Ot gibi kaldığımı farkettirmeyerek, Allah analı babalı büyütsün dedim, bozulmuş bir surat ifadesiyle.
Babası gibi horlamasın yeter dedi. Bakmayın böyle dediğine, vallahi horlamıyorum lan işi dalgaya vuruyor çakal.
Annesi gibi güzel olsun o zaman dedim kalbim de ki duyguların patlamasını bastırarak. Hay o kelimelerin için tırların altın da kalayım senin ben.
Ne güzel de öldürüyorsun beni sinsice..
Annem uyandı beyler, harbi sıvtık bu sefer. Ah benim anlayışlı anam mutfağa geçip, mutfakdan doğru '' Oğlum ben ananene çıkıyorum bir ihtiyacınız olursa söylersiniz''
Dedi. Annem gitti beyler. Keşke gitmeseydi. Ben de hala kafamı duvarlara vurduğum o günü yaşamasaydım. Annem gidince daha da manyayan sevgilim, benim ona sen de beni bırakıp gidersin laflarıma dayanarak,
dudaklarıma yapıştı. Bi sn ağlıyorum. Sarhoşum beyler şimdi. 3 Saatir içtiğim adama o beni çağırsa dünyanın bir ucu olsa da '' Halâ'' gideceğimi anlattım durdum.
Ateş - barut ilişkisi beyler. 9. Ay olmuş. Ben bişey yaptım beyler, kızın bana hissettirdiği güvene dayanarak. Keşke yapmasaydım.
Beyler, kız bana tamamen senin olmak istiyorum demişti artık. İkna etmekte zorlanmadı beni. Erkeğiz hak verin.. Bu ateş- barut alev aldı beyler.
Ocağımız yandı, ben eşimle tanıştım. İçim de tonlarca suçluluk duygusu, sevdiğimin yüzünde hüzünlü bir gülümseme.
Artık seninim, inanıyormusun seni bırakmayacağıma diyerek gözlerime bakıyordu, hala yanımdan geçerken gözlerimin ona sulandığı insan..
Unutma beni, ben hiç unutamayacağım seni.. Ben bir erkek olsam da unutamayacağım seni..
Seni Seviyorum iki ucu pisli değneğe dönen ilişkimizde, sen bana fizandayım desen, koşarak geleceğim yanına...

Part 17:Bana ait olan tek varlık

Artık benimdi beyler. Herşeyiyle karşımdaki kişi benimdi.
Öyle bir tutuyorki ellerimi , bıraksa , organ yetmezliğinden ölebilirim.. Beyler, siz hep yazacaksınız , birileri hiç okumayacak..
Hep aynı terane.. Olgunca düşünerek, sahiplenmiştim onu. Sen benimsin dedim. Benimsin artık. Hiç ona suçluluk duygumu hissettirmedim ayrılana kadar.
O zamanlar herşeyi erken yaşadığımın farkına varamadım. Beyler şu kadar söyliyeyim. Kız beni şikayet etse min. 15 Sene yerdim. Ne beni savcılığa şikayet etti, ne benden şikayet etti.
Hep yaşanılan herşeye rağmen, iyiydi güzeldi demeyi bildi. Şimdi beyler. Bu kız bana fizandayım dese gitmezmiyim ben ?
O günden sonra ilişkimize artık beni bırakmayacak gözüyle, çok rahat bakıyordum. Benim oldu lan kız. Varmı ötesi, kime, neye benim diyebilmişim bu zamana kadar ?
Artık bütün geleceğimi onun üzerine kurmuş, planlarımı onun üzerine yapmıştım. Söyleyin bana haksızmıyım böyle yapmakta ? Bana şunu bi açıklayın.
Ben bu ilişkiyi yaşamış bir kişiyim. Benim bile hala çözemediğim noktalar var.
Dönelim ilişkimize. Artık çok mutluyduk. Bilmiyorum onun için de bir korku varmıydı benim onu bırakacağıma dair. Ama ona öyle kelime yapmıştım ki şerefsiz biri olduğumu düşünmemesi için, tüm saflığımla, tüm kalbimle.
Güvenmişti o bana. Ben bana güvenen insanı hiç yarı yolda bırakmadım. Bırakmıyacağım da. Kokusu, dünyanın en güzel parfüm kokusu.
Saçları, dünyanın en güzel saçları. Gözleri, dünyanın en güzel gözleri. Size yalanım varsa en adi şerefsizim. Ben o kızla birlikteyken diğer kızların gözüne bakarken bile suçluluk duygusu hissettim beyler, bakamadım. Önümden geçen her kıza kafamı eğdim.
3 Tane teklif aldım bildiğiniz yürü git dedim (Sövemiyorum beyler konuyu kapatıyorlar) O hiç teklif almadı benle olduğu sürece, en azından aldıysa da bana hiç söylemedi.
Beyler ben onu, annem gibi sevdim. Size yemin olsun şu an gelip evlenelim dese evlenirim. Aramız da bu şey yapma muhabbetini yapmadık uzunca süre. 1. Yıla yaklaşıyorduk.
Mevsimler geçiyor, badireler atlatıyor, büyüyorduk.. Korkmuş olacak ki 11. Ay civarın da, bana , beni hiç bırakmıyacaksın dimi ? Sana gerçekten güveniyorum diye mesaj attı.
Gene kelime yaptım, içimden ne geçtiyse, olduğu gibi hiç düzeltmeden yazdım. Sana bunu yapıp evlenmeyeceksem yaşamıyayım ben dedim.
Bir daha mutlu oldu..
Ben tekrar sevdim...

Part 18: Sevmiyeyim beyler onu, unutturun bana şunu..


Evet beyler( Bu lafı çok yadırgadım, biraz fazla kullanacağım, vurmayın)
1. Sene geldi çattı. Öyle böyle değil ama, en parasız olduğum dönemde 1. seneye denk geldi.
Evde zeytin yok(Doğuş style..) E ben ne yapacağım, ne halt yicem olm 1. sene de. 2 miz de ilk defa biri ile 1.senemizi kutlayacağız.
Ne olursa olsun dedim oturdum bütün gece boyunca hiç yapmadığım bir şey yapıp oturdum sabaha kadar mektup yazdım. Arkalı önlü hemde haa öyle uydurma bir şey değil.
Ertesi sabah bana gelecek. 1. Sene olm borumu . Hey yavrum hey kaç yaşına gelip 1 sene biriyle birlikte olamamış insanlar var onları da düşünün.
Beyler şimdi kahvaltı hazırlasam evde kahvalıtılık bile yok. Anlatırken ben utanıyorum düştüğümüz bu hale. Düşünün kıza karşı nasıl utanıyorum.
Risk alacaktım beyler, kız eve geldi. Dolapta 3 tane bimden alınan nescafe 1 yoğurt bide marul falan var.
Suyu ısıttım ketıl da, bir deli cesaretiyle nescafeleri bardaklara doldurarak, 1. Senemize böyle giricez dedim. Durdu, ne demek istediğimi anlamamış bakışlarıyla kafasını bana çevirdi.
Dedim evde yiyecek bir şey yok kızım. Ne yapayım. Beyler harbi sıkıntıdaydık lan. Ne yaptı biliyonuz mu ? Ekmek dolabına gidip ordan 1 ekmek çıkartıp usulca dilimledi.
O gün ekmekle nescafe yedik sadece. Bana bunları unutturun beyler. Bana anlattırmayın şunları. Kazağımın içerisine girerek boyun hizamdan çıktı. Kazak büyümüş, kimin umrun da olur ?
Umrum da olur diyen çıksın gitsin bu konudan, odunlarla işimiz yok.
Sen ne sandın beni ? dedi. Ne sanmışım ? dedim.
Karın tokluğuna yaşamıyoruz biz paşammm dedi.
Dikkatlice baktım beyler. Neresini öpsem diye . Sarıldım. Gözlerim doldu olm lan. Böyle bişeyi daha önce yeminle yaşamadım.
Şimdi bana o zamanlar, tipik türk kızı olduğunu kim inandırabilir ? Bana 2 tane 70 lik rakı içirt. Gene aynı şeyleri söylerim ben.
9 aydır aynı kelimelerle arkadaşımın kafasını ütülüyorum ben içerken.
Hayatınızdan böyle bi insan çıkarsa, neler kaybedebileceğinizi düşünün, kendinizi benim yerime koyun..

Part 19: Yüzük merasimi, vur patlasın, çal oynasın..


Artık ona güvenim tamdı. Az da olsa makyaj yapmasına izin veriyor, hatta param olduğun da ona makyaj malzemesi bile alıyordum.
Vicdanımı seveyim, onu mutlu edebilmeyi özledim..
Beyler demiştim ya olgun düşünmeye başladım diye, aklım da hemen bir yüzük belirdi.
Konuyu ona açtım, ya almayalım şimdi falan dedi sanırım maddi durumumuzdan dolayı.
Bir ay kadar sonra ikna ettim. Yüzükleri alacaktım paramı da biriktirdim beyler ha 80 tl boru değil yemek yemedim okulda, ordan burdan aldığım parayı kenara attım.
Okuldan kaçılır, yüzükler seçilir, önceden kızın parmağından alınmış iplikle ölçü belirlenir, güzel bişey seçilir, çokta güzel değil çok güzelleri 120 liraydı
tanesi 40 liradan alınabilecek en güzel yüzüğü aldım. Adama 5 lira da okulda yemek yemek için aldığım para verilip yüzüklerin antin kuntin bir kutu yerine filmler de gördüğümüz kırmızı kutuya koyulması sağlanır.
Herşey tamam, vakit bekleniyor, sevdiğim okulundan çıkacak, eski mahalle arası meskenimize gelecek.
Vakit geldi, okul elbisesinin içinden o zamanlar bana adriana lima gibi görünen sevdiceğim,katilim, geldi.
İçinde büyük bir heyecan, hadi hadi aşkım bırak şimdi konuşmayı takalım şu yüzükleriiiiii..
Dur dedim. Öyle kolay değil. Bana içinden ne geçiyorsa onun sözünü vereceksin.
10 Larca söz verdi beyler. Cebimden çıkardığım yüzüğü etrafı kolaçan ederken usulca elleri bir pamuk gibi olan sevgilimin parmağına taktım.
Kendi yüzüğümü saklayıp biraz benimle ilgilenmesini sağladıkdan sonra çaldı yüzüğü cebimden..
Ben takıcam bu sefer uzat parmağını dedi, güldüm saçmalama, kızın yüzük taktığı nerde görülmüş dedim.
Uzat lan dedi. Tamam büyüksün dedim tam yüzük parmağımın ucunda ben senden onlarca söz istemiyeceğim. Tek bir söz ver, beni hep sevecekmisin ?
O yüzüğü parmağıma takarken o sözü verdim. Onu hep seveceğim. Erkek adam sözünün eridir...

Part 20: Camlar düştü yerlere, ellerim kan içinde, beni bul anne..


Herşey yolun da gidiyorken, Sövün beyler. 125 Kilo ortaya çıkıyor. Hem de kafasında bir beyin tümörüyle..
Elinde ''Bixi'' Adlı silah var beyler. Tarayacak bizi, delik deşik edecek. Kanımızı akıtacak. Bize hiç acımadan kıyacak.
Geliyor beyler. Hissediyorum. İçimi tek rahatlatan şey, onun benim olmuş olmasıydı..
Bir gün her şey yolun da giderken konusunu açtı bana çaktırmadan, o zamanlar farkına varamamıştım.
Aşkım dedi, ''125 Kilo'' Kansermiş, biliyormusun ?
Üzüldüm lan, bana o kadar pislik yapan biri de olsa üzüldüm olm. Kötü bi insan değilim lan ben. Olamadım hiç bi zaman.
Hadi yaa dedim, yanına gidelim bir şey yapalım dedim. Sana hala düşman, olmaz dedi. Lan ben ne yaptım. Olm şu yazıyı okudunuz baştan aşağı, ben bu kıza ne yaptım.
Bir insan ölümün kıyısın da hala nasıl kıskançlık, çekememezlik yapabilir. Gel zaman git zaman benim sevgilim, 125 kiloyu ziyaret etmeye başladı.
Ne zaman sorsa, git aşkım , yanında olmalısın onun diyordum, içim de ki korku ile. Korktuğum şeyi biliyorsunuz beyler. Biz de insanlık var.
Ölüm döşeğinde ki kıza da kuzenini göndermeyeceksek, adam değiliz biz. Gel zaman, git zaman bu böyle devam etti..
Beyler, o zamanlar çözemediğim kavgalar etmeye başladık biz annemin geliniyle. (Sevgilimle) En ufak şeye atar yapıyor, sinirlenmeye başlıyordu.
İçimden korktuğum şeyin gerçekleşeceğine dair pis kokular duyuyordum. Ama diyordum, ama bir insan bunu da yapamaz. Ölüm döşeğinde bizi ayırmak için uğraşmaz diyordum.
Ben yanılıyordum beyler. 2 Hafta sonra çekinerek de olsa sevgilime sordum, Düşündüğüm şey doğru mu ? Bizi ayırmaya mı çalışıyor ?
Hiç uzatmadan söyledi beyler. Evet dedi. Ama ben ''Bir daha 125 Kiloyu nasıl kıracağım?'' diye sorusunu da ekledi. Bana mf-4 Soraydı da bunu sormayaydı.
Allah belasını versin diyeceğim olmayacak hala hasta 125 kilo. Eğer dedim, eğer onu ikna edebileceksen, 1 sene de olsa beklerim seni..
Hiç istemeyerek dedim bunu lan. Sanki kalbim yerine sığmayacak, yerinden çıkıp benden uzaklaşacaktı. Bilmiyorum ya dedi mesaj da.
2. darbe geldi böylece.. Artık can çekişiyordum. Son bir darbesini bekliyordum, bir volkan gibi patlamak için. Odama kilitlemiş ışığı kapatmış, bazama uzanmış sadece ondan gelecek mesajları bekliyordum.
Bana tek bir şey söyle, gelecek olsan da, olmasan da.
Beni seviyormusun sevgilim ? Bana cevap ver ne olur ne olur..
Ya dedi alican artık sorma birşey bilmiyorum hiç birşey ya. Dedi 2 taraftanda sıkıştırılan sevdiceğim.
Bu 3. Darbeydi, ve ben bazamın başucun da bulunulan çıkartılıp, yan yatırılmış kapının camlarını hiddetle yere indirdim. Camla arkasın da ki duvarın mesafesi 3 cm. Duvara vurdum, ellerimi duvara doğru bastırarak sinir krizi geçirdim.
Geldi o çilemden kurtulamayan anam başucuma, gördü beni gözyaşları içinde, ellerim kan içinde.. Çağırdı komşuyu koşar adımlarla, bindirdiler beni bir arabaya, hüngür hüngür ağlıyorum, neden çünkü ben gerzeğim. Hastaneye girdik..
Tekerlikli sandalyeye oturtturuldum gözyaşları içinde, annemin gözlerine bakamadım ama içten içten hıçkırık sesleri geliyordu..
Geldi doktor, hiç bir şey sormadan sakinleştiricimi yaptı, dikiş odasına aldılar beni. 4 Dikiş attılar canıma acıta acıta.. Aklım evde bıraktığım telefonum da...


Part 21: Teşekkürler, herşey adına..


Beyler. Ben 1.5 Sene o kızın yolunu gözledim. Hiç o beni beklemedi hep ben erkenden gidip onun yanıma gelmesini seyrettim.
Evimin merdivenlerini inişini(yeni taşındığım eve merdiven inerek geliniyor.) O merdivenlerin başın da belirişini seyrettim.
Belki de ilk sağlam kazığı o akşam yedim ben beyler. Beni kendi elleriyle boğsa da seviyorum. Eve geldim beyler.
Telefonum evde kalmıştı, gitmeden önce ona elim kesildi ben hastaneye gidiyorum dedim. Cevap gelmemişti...
Eve döndüm, dikişli olan elime aldım telefonumu, inanmayanlara ss atarım sağ orta parmağım da 4 dikiş izi hala durmaktadır.
Ben bu kızın adının baş harfini odamı boyarken başucuma yazmıştım kocaman. Rezilliğine aldırış etmeden. Canımı verirdim beyler.
Ben o halde evde mesaj attım. Geldim hastaneden konuşalım şu konuyu dedim, son bir kez daha parçalayarak kalbimi, yat, yarın konuşuruz dedi.
Nokia 5800 beyler siyah bi telefon he aklınıza getirin o kalas telefonu. O telefonu duvarda tuz buz ettim. Çıkardım hattı ortadan ikiye kırdım.
Beyler, ben hata mı yaptım ? bana bunu aşağıda ki yorumlarınız da söylerseniz sevinirim. Bu hareketlere karşılık benim yaptığım şey hatamıydı ?
Haksızmıydım ben? Ben bunları yaparken de aşığım ona, başkasının olduğunda da..
Sigara içmeme en çok kızan kadın yani annem bana o akşam abimin paketinden sigara uzattı. O Havale geçirmiş olan abim sigaramı yaktı.
Ellerim normal bi insanınkinden 5 kat fazla titriyordu. Annem ses edemiyor,Abim, bir kız için yaptıklarına bak lan %^'+^'%^'+^' diye sesleniyordu.
Abi allahın varsa sus dedim. Sus lütfen. Sigaramı içtim, hayatımın ilk en uzun gecesine doğru uzandım.. Çok zor.. Ben düşmanımın başına böyle yanlız kalma hissi gelsin istemem..
Dünyanın nüfusu sanki ben hariç 1 olmuştu. Düşüncelerim başka bir şey bilmez, gözlerim başka hiç bir şey görmez oldu. Ama benden ilk o gece vazgeçildi.
Bunu hissederek, vazgeçmeye hazırlamalıydım kendimi. Tabi, eğer böyle birşey mümkünse.. Gözyaşlarınızdan etrafı göremiyecek hale geliyor beyler. Ölmek isteyip ölemiyorsunuz..
Rezil bir durum içinde uyumaya çalıştım o gece...

Part 22:Ayrıldığımızı unut, yanlızlıklar zaten yalan..


Bünyenin verdiği yorgunlukla sabah 4.5- 5 De uyuyakaldım ben.. Ama o saate gelene kadar saniyeler, saat olmuştu.. Uyandım, hava gerçekten sıkıntılı, odaya güneş girmiyor, çünkü güneş görünmüyor.
Yağmur yeni yağmış. Ölüyüm ben artık beyler. Zombi oldum. Hayatım da güzel olan hiç bir şey yok artık. Beni elin de poğaçasıyla gelip uyandırmayacak.
Dolmuştan inişini, merdivenlerin başın da belirişini göremiyeceğim artık. Hemen her gün çevremle falan içiyorum. Sırf alkol tüketiyorum da diyebilirim. Ama beyler içim içimi kemiriyor lan.
Bak gene aynı şeyi hissettim. Olm ya mesaj attıysa lan ? Ya bana ulaşmaya çalıştıysa ? Facebook yok bişey yok kapalı 2mizin de. Sonra benim ortanca kafası yerinde olan abim nişanlıydı. Her günüm böyle iğrenç geçerken,
beni zorla o nişanlısının evine götürmeye çalışıyorlar. Lan gelmicem bırakın beni yanlız. Oğlum kendini kapattın hayata gel lütfen beni seviyosan hem gezmiş olacaksın.
Bişey (küfür edemiyorum anlayın) vardı da gittim oraya. Herkes bana üzülme, daha gençsin kızmı yok diyor koca koca karılar. Yok lan ! Yok kız mız yokkkkkkkk !!!!!!!!!! Diyemedim. Anne dedim telefonunu ver.
Mutfağa gittim bütün sinirimi bastırarak. Ezberime hükmetmiş numarasını, dökülmekte olan telefonun tuşlarına girdim yavaşça. Çaldı telefon
-Dııt
-Dıııt
-Alo?
B-Hattımı kırdım ben. Ulaşmak istersin de ulaşamazsan bu annemin telefonu.
-Ya ben senin en yakın arkadaşına (isim vermediğim için böyle diyorum) mesaj attım zaten alican hattını çıkartsın diye
B-Neden, ne oldu ?
-125 Kiloyla konuştum ben ya sen hattını çıkart dedi bana
B- Çocuksu ve titrek bir ses tonu ile dünyanın en mutlu adamı olarak kapattım o telefonu.
İçeri geldim dedim anne, şu telefonu yaradana kurban olayım ben. Noldu falan dese de anladı ses etmedi diğer kadınlarla konuşmaya devam etti.
Mutfağa geçtim, camda bir sigara yaktım.. Biliyordum.. Benden böyle kolay vazgeçmezdi. Hay içimi tir tir titreten varlık. Kedi canını senin.
Böyle bir mutluluk varsa, ben bilmiyorum. Çünkü ben yaşamadım daha..
O duyguyu size nasıl anlatayım beyler lan. 5km koşardım onun yanına gitmek için..

Part 23: Ya benide götür, ya da gitme..


Hiç görmedim, göremedim yaşanan olayları başkasının gözünden görebilseydim, belki de ondan ben ayrılıp ona acı çektirebilecektim..
Artık size onu şöyle sevdim böyle sevdim demiycem. Sevdim lan işte. Adam gibi sevdim.
Benim içim de sevdiğine dair şüphe olmasa da bana aşık olduğunu düşünmemeye başlamıştım o günden beri.
Anlamaya da çalıştım lan. Anlayamadım arkadaşlar bana o gece yaptığı şeylere bir türlü anlam veremedim.
Omzum da uyuyan biri bunları nasıl diyebildi, inanın aklım almıyor. Beyler şimdi aklıma geldi, biz bundan önce(Annemden aramadan önce) ben 5800 ı kırdıkdan sonra yani
buluştuk bununla. Yağmurun altın da 1.5 saat dersaneden çıkmasını bekledim. Anlatayım. Arkadaşım dan mesaj falan attım buna buluşalım diye dersanedeyim falan dese de çıkışa geliyorum dedim.
Çıkışından 1 saat önce dersanenin karşısın da beklemeye başladım. Geldi bu benim işim var hocalara soru falan sorucam bekleme sen dedi.
Sor gel dedim gitti. yarım saat bekledim, gözlükler de silecek yok tabi, ıslandık. Sarılı parmağımın pansumanı yıpranmış. Geldi bu, çarşıdan çıkana kadar hiç konuşmadık.
Ara sokakdan çıkarken biraz durduk, elini harbiden kesmişsin dedi. Oyun mu oynuyoruz ? dedim. Ya öyle değil ben seni ekmek falan keserken kestin sandım elini dedi.
Ne ekmeği lan gece 11 de ne ekmeği dedim. Sakin ol ya dedi. Sakinlik falan yok ayrılıyoruz lan farkındamısın ? dedim. Eğdi gene o kafasını. Farkındayım, farkındayım.. dedi.
Olm ben ondan ayrılamam nasıl becericem böyle bir şeyi. Beyler herşeyi geçtim en normal halimize dönsek bile bu yaşanmışlıklar var. İnsan bunu nasıl unutur. Ellerinin kanadığını, hayatında geçirdiği ilk sinir krizini, onun umursamaz tavırlarını nasıl unutur?
Ağlayarak, (Evet ağlıyorum.) ayrılalım hadi dedim. Ayrıl git burdan dedim. 10 dakika kadar sustukdan sonra gidecek oldum ben, arkamdan bişey isticem dedi, söyle dedim söyle kurban olduğum söyle..
Son bir kez sarılabilirmiyim dedi. O Akşam gözlerimi döktüm ben orda. Sana burda sarılırsam bidaha bırakmam seni. Kabul ediyosan sarıl dedim. Yapma ne olur yapma dedi. Yürü dedim önden gönderdim bunu arkadan takip ederek evine bırakıcam.
Biraz gittikten sonra gözyaşları yerlere dökülmeye başladı bunun. Dayanamadım lan. İçim sızladı. Evlat acısı gibi koydu.
Gel lan buraya dedim. Islanan ellerimi açarak, koştu sarıldı, bu sefer ona sıkıca sarılamadım, kollarım da güç kalmamıştı..
Bıraktıkdan sonra önden doğru yavaşça yürürken, yanından hızlıca geçerek kulağına, ''125 Kiloya söylersin, inşallah hayatı boyunca mutlu olamaz''..
Gittim eve, 35 lik bazooka parası aldım bide meyvesuyu parası 23 lirayamı ne tekabül ediyodu o zamanlar. Aldım başladım içmeye..

Part 24: Her kışın ardından geliyor bahar..


O akşam içtim falan işte sonra bir önceki partta yaşanan olaylar yaşandı, yani abimin nişanlısının evine gittik falan annemden aradım hattını çıkart falan dedi bana mutlu falan oldum ya hani ha o olaylar.
onunla konuştuktan sonra eve gidip hemen uyunur ertesi gün olması beklenir. Anne zorla giyindirilip çarşıya götürülür.
Hat çıkartılır, evde yastık altların da bulunan telefonlardan olan 1100 a takılır. Mesaj atılır.
B-Hattımı çıkarttım.
o-Tamammmmmmmmm aşkımm.
B- Aşkım mı ?
O- Evet, hatta bitanem, hayatımın anlamı, sevgilimmm, kocacımmmmm.
Mutlu bana bişeyler oluyor mutluğğğ.
Vurdu gol oldu beyler. Canımı çıkarttı bu mesaj benim. Soktu bıçağı çekti tekrar kanıyor..
Noluyor lan. 2 Tokat çaktım suratıma kendime geldim. Seviyor işte beni. Seviyor beyler o da beni seviyor. Vazgeçmedi benden.
Tekrar mutluyum, allahım güneş açıyor. Sana ölürüm dedim, lafın ciddiyetine vararak.
Ölme, dedi bana lazımsın sen..
İçim içimi yiyor beyler, ne oldu ne gitti bilmiyorum haliyle. Geldi bu bize, öptü annemin elini, geçtik odama. O anlattı ben ağladım.
ben ağladım o gözyaşlarımı sildi. Beyler, benden ayrıldıkdan sonra bu 125 kiloyu ziyarete gittiğinde bayağı bi ağlamış.
Gözleri kızarana kadar hemde. 125 Kilo insafa gelmiş lan. Barış alicanla demiş. Ben hiç bir şey yapmadım 125 kiloya. Ama sevdiğime dedim ki
Ben 125 kiloya her ne yaptıysam özür dilerim yüzüne karşı, affetsin beni (affetsin de bidaha girmesin bize. ) Bilmiyorum falan dese de sonradan
bu 125 kiloya mesaj attım ben. 125 Kilo, özür dilerim sana her ne yaptıysam ne olur affet beni, kötü bi insan değilim ben diye. Bakın beyler, gram suçum yok, bizi ayırmaya çalışan insandan özür diliyorum.
Ben hep özür diledim hayatım da. Allah belamı versin ne biçim adamım ben. Sorun değil alican dedi, yeterki siz mutlu olun..
Beyler inanmadım ben buna bu gene yediremiyordu görüyordum mesajlarından. Sinsilik peşinde. Kötü insan her zaman kötü insandır. Ötesi yok.
O yüzden ben bunla kanka olmuş gibi olsam da pek derdimi falan anlatmıyordum hani yok sevgilimle şöyle kavga ettik, yok böyle kavga ettik diye..

Part 25: Coşkun ırmaklardan, tozlu yağmurlardan, taşı yollardan geçtim..



İlişkimiz eski seyrin de gitmese de gidiyordu işte. Biraz fazla düştü üstüme o aralar. Daha çok bağladı beni kendine..
Kaygılarım vardı benim, eskiden o kadar baskın gelmeyen ayrılık korkusu artık ödümü koparıyordu.
Çünkü bir kez olsun tatmıştım o duyguyu. Onun benden ayrıldığın da başıma gelebilecekleri biliyordum artık, herşeyimden vazgeçtim, ona yürüdüm.. Bir uçurum gibi gözlerine adımlar attım..
Bir tek canım kalmıştı, onu da bir insana adamıştım işte.. Umrumda mı dünya ? O benim tekrar.. Üstüme titriyor..
Tabi bunlar yetmedi benim tedirginliğimi geçirmeye. Zamanla anladı tedirgin olduğumu. Niye böyle yapıyosun dedi, bişey yapmıyorum, seviyoruz daa sevmektemi suç diyerekten geçiştirdim konuyu.
Bana ara da sıra da anneme selam söyle diyip duruyordu. Ben de odamdan doğru bağırıyordum işte anne gelinin selamı var diye.
Bi gün böyle dedi tekrar. Annem yok dedim, ereğliye gitti ablamın yanına akşam gelecek dışarı çıkamayacağını biliyorum. Saat 12.00 Civarı.
Bu bana mesaj atmadı, sağlam bir trip koydum. Hala mesaj yok, lan bişey mi oldu derken kendi kendime, kafamı sola çevirdiğim de cam da o masum yüzünü gördüm
Bilirsiniz beyler camın içerisi buğu yapar dışarısıda ıslak şekilde blur yapar. O blurlu noktaya kalp çiziyor. Açtım kapıyı. Hani çıkamazdın dedim, amma uzattın ha sarılacağın vakiti harcadığın konuya bak diyerek hıh yapar gibi kafasını çevirdi.
Sarıldım, kokusunu içime çeke çeke, Sıkı sıkı..
Geleceğimizden konuşuyorduk, uyucaz mı dedi. Çakallık peşinde beyler bişey yapacak.
Biliyor uyuyalım diceğimi. Günün hangi saati olursa olsun, o benim yanımdayken uykuya dalmak hiç zor değildi.
Niye uyuyoruz yaa dedi gözlerini devirerek. O gün bana tekrar bıraktı kendini..
Bunu benim tedirgin olduğumu sezdiği için yaptığına eminim, söylemedi sonradan hiç.
Ben senin karınım dedi.
Beni senden ölüm ayırır ancak.. O pis yalanlarıyla bir kez daha kandırıldım ben..
En güzel anlarımın sahibi oydu artık. Size annemin üzerine yemin ederim ki içimde hiç kötülük yoktu lan.
Ben hiç farklı düşünmedim o kız için..

Part 26: Ben nerde yanlış yapıyorum ?




Artık yavaş yavaş o 125 kiloyla konuşmayı bırakmıştık. Ameliyatını atlatmıştı, ölüm tehlikesi yoktu artık.
Öle kırgınlığımıza değil beyler olayın akışı gereği birbirimize ilgi gösterdik sadece.
Çok kıskanmaya başladım onu.. Herşey ilk günlerde ki gibi olmaya başladı. Zaman böyle geçiyordu her gün bi olay yaşamıyorduk yani.
Sürekli kavgalar etmeye başladık. Bunun sebebi bence çok sık görüşmemiz, mesajlaşmamızdı. Bence ilişkide bunlar yanlış.
Ama beyler, kalp kırılsa da sever. Yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz, ayıktırayım. Artık ona tekrar karışmaya başlamıştım. Çünkü erkeğiz. Ve sahiplenme duygusu böyle bir durum da
daha çok ortaya çıkıyor. Bi gün yanıma geldi bu ''Bence'' daracık bir siyah pantolonla . O pantolonu yarın poşete koyup buraya getiriyosun dedim. Çok ayak diretti.
Zafer benim. O kotu aldım ondan. Bana bu partlara kadar aralar da hediyeler aldı ben ona aldım onları pek koymadım çok ayrıntıya girersem çok uzayacak, sıkılacaktınız.
Kotu bir güzel sakladım ben. Erkek adamız oğloom. Biz yarimize laf ettirmeyiz. Bizim buranın çocukları biraz şerefsizdir. Laf falan atarlar.
Ben saçlarıma wax süremiyor, o ise saçlarını düzleştiremiyordu. O ruj süremiyor , bunun karşılığı olarak kısıtlayabileceği bir şeyim yoktu.
Biraz zaman sonra tekrar 125 kiloyu ziyarete gitmeye başladı, ben git tabi dedim, içimde ki minnacık korku ile..
Gitti, korktuğum olmadı öyle şeyler yaşamadık, ama zamanın verdiğe yetkiye dayanarak sıkılmalar başladığını gözlemliyordum.
Bir gün ruj sürücem ben dedi. Vayy dedim artık soru sormakta yok yani ? Sen bilirsin bizde sormayız artık.
Biliyor tabi sormadan bir iş yapsam çatlayacak kıskançlıktan. Yaaa öyle değil aşkım sürsem ne olacak ? Lan ne demek ne olacak ben senin dudaklarına bitiyorum.
Bir başkasının bitmeyeceğini nerden bilebilirim? Hem sen kime süsleniyosun kızım ? Ya kime süslencem be ! Anlamıyomusun öküzmüsün diğer kızların yanın da çirkin kalıyorum ya!
Sonradan anladım beyler keşke bu kadar kıskanmasaydım. Keşke hiç kıskanmasaydım. Kafamı duvarlara vurduğum 2. konudur buda..
Tamam ne bağırıyosun aşkım. (Hahahayt) 3-2-1 R. Sürmesine izin verdim, artık kıskançlıkları azaltmaya başladım. Beyler benim psikolojimi bozan bir konu vardı.
Lan ben kıza dışarı çıkması için ( sadece kız arkadaşları ile) ruj sürmesi için, saçını yapması için izin veriyorum. Hemde bunları çok zorluk çekerek yapıyorum.
B-Aşkım, ben ''en yakın arkadaşlarımla'' dışarı çıkayım mı ?
o-Nereye ya bu saatte ?
B- aşkım saat daha 21.00 mahallede turlıcaz öyle daraldım evde
O- İyi ya tamam . (Boşluk ve nokta, tribin allahı.)

Şimdi, e sen istediğini yapıyosun ben niye yapamıyorum ? diyemedim. Bir türlü haksız çıkaramadım arkadaş. Bir türlü haksız olduğuna inandıramadım. Ayrılmamız bile hala benim suçumdur.
Ben onun yaptığı hatalardan dolayı ayrılamadığım için trip attım, gün geldi bu tripler bana karşı bir silah olarak kullanıldı. Psikolojim bozuldu, ben nerde yanlış yapıyorum arkadaş..

Part 27 : Sona yaklaşmak..


Kışı severim ben beyler, bana hep onu hatırlatır değişik bi heyecan, bi hüzün bırakır bana.
14 Şubattayız. Sonunda.. O büyük gün..
Bu partı dikkatli okuyun beyler, sınav yapacağım. Soracaklarım olacak. Çalışmadığınız yerden sorabilirim ona göre.

Bana kavgalarımızın arasın da mesaj geldi ''Aşkım ben -kız ismi sallıyorum en yakın kankası- kezbanlarda kalabilirmiyim?
Şimdi kafam da olabiletesi en yüksek şeyler belirdi.
1- Ya içecekler.
2- Ya azıtacaklar
3-Ya da kezbanın faceine girip millete bakacaklar. Çok severler kızlar böyle şeyleri millet dediğim de erkekler ha.
Cevabı güzelce, Hayır şeklinde verdim.
Niye yaaa ? dedi Niyesi yok dedim kalmayacaksın.
Büyük yazıyorum beyler
KALACAM. ANNEMDEN İZİN ALDIM BEN.
Ben Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni değilim beyler. Ama bu cümle bildiğin ''SEN KİMSİN LAN''
Demek değil mi ? Evet aynen o demek. Sen bilirsin dedim kıl kapmış bir şekil de.
Sonra bu benim gönlümü aldı dedi ki , Aşkımmm yarın 14 şubat kezban, kezbanın sevgilisi, sen, ben buluşalım mı ? Şimdi beyler bu benim için
çok iyi bir seçenek normalde çünkü dışarı çıkacaz, her zaman yapamadığımız bir şey. Ama
1- Hem ona acayip alındım.
2-Cebim de 5 kuruş para yok.

Aşkım param yok yarın ya. Başka zaman buluşsak ? dedim utana sıkıla. Bir erkek için çok zor beyler, öyle demeyin. Kaç yıl geçerse geçsin.
Aşkımmmmmmmmmmmmmmmmm ben ananem den 40 lira para aldım sana veririm buluşalım nooolur dedi.
Suçlu falan ama kıyamam lan ona. Canım ciğerim olm o benim, eşim dediğim insan. Her ne kadar istemesem de gittim o gün o buluşmaya..
Buluştuk emral çarşısısın arkasın da, zonguldaklılar bilir..
Gidiyoruz..
Part 28: Tanıştığınız insan, hiç bir zaman ilk tanıdığınız gibi kalmaz..

www.youtube.com/watch?v=MsAvEDhzGos

Şimdi çarşı da küçük biz demirpark tarafına doğru gideceğiz. Çarşının dışında kalıyor. Çarşıda da babalarının görme, bizi dağıtma ihtimalı yüksek.
Kızlara dönüp, kızlar biz önden gidelim siz arkadan gelin de babanız falan görmesin dedim, doğru dediler. Kaybolmayın bi yere bide sizi aramayalım dedim.
Biz sakince yolumuza ilerlerken kendi kafam da ondan parayı nasıl alacağım vardı, e artık geçmişti, çarşıdaydık, mecburen o ödeyecekti. Nolacak lan dedim ben sanki ona hiç para harcamadım.
Arkamı dönüp onlara, ne yönden gideceğimizi soracaktım. Arkamı döndüm, kızlar yoktu beyler. 2 - 3 Dakika gözlerim onları buldu. Karşıya geçmişler, karşıdan buraya kadar gelen kahkahaları ve arkasında 2 tane %^'+'^%^'+ diye bir ettiğim çocuklar bunları kesiyor.
Çocuklar bizim kızlara doğru yürüdüğümüzü görünce uzadılar. Az daha gelselerdi ölümüne atlıyacaktım. Neyse. Bunlara doğru yürürken yanım da ki çocuk kardeşim ben bu kezbanın (temsili isim) ağzını burnunu kıracam tutma beni.
Ben de çocuğa dur kardeşim ben zaten benimkine sabahdan sinirliyim (kezbanlarda kalma olayı) Gittim bunlara yüksek bi sesle siz napıyosunuz ? Napmaya çalışıyosunuz kızım dedim. Gözleri hemen etrafa baktı 2 3 saniyede olsa millet bize baktı işte.
Ne var ya ne yapmışız karşıdan gidelim dedik.
Döndüm arkamı yürüdüm yanım da ki çocukla belediye duraklarını geçtik işte yürüyerek gideceğiz sanıyoruz. Mesaj geldi belediyeye binecez diye, döndük bunların yanına belediyeye binsekmi binmesekmi diye tartışırken binelim dendi.
Ben benimkine dönüp sıkılarak utanarak birazda kısık sesle parayı ver de biletlerimizi alayım dedim (Cebim de sadece yemek param var evden aldığım, kendi yemeğimi karşılayabileceğim para, 20 lira var ama 10 lirasını harcayıp 10 lirası da evde ekmek parası olacakdı..)
Ve kafamın bir kılıçla koparılmasını istediğim o lafı etti, BOZUK YOK ama bunu gülerek söyledi. Dedim şakanın sırası değil belediye kalkacak hadi.
Ya bozuk yok dedi bu tekrar. Lan parayı versene neyle binecez belediyeye. Diğerleri ya tamam hadi biz halledelim falan dese de kilitlendim ben bunun gözlerine. Öldürecek gibi bakıyorum.
Bozuk yok dedi son kez. Hayvan gibi OFFFF ! diye bağırdım yanına ismini de ekleyerek, gittim cebim deki parayla 4 kişilik bilet aldım. 1.5 tanesi. 6 Lira yapıyor işte kaldı harcayabileceğim 4 lira.
Belediyeye bindik sevgilisiyle kezban öne, biz arkaya bindik bunlar önde eğleniyolar falan buda onlara katılıyor konuşmalarına, ben tam bir dışlanmış çocuğum. Mal mal oturuyorum yanın da. Döndü bana, niye böyle yapıyosun dedi.
Neresine vursam diye bakıyorum da vurmadım, hiç bi zaman. Beyler ben şoka girdim. Benim tanıdığım insan bana bunları asla yapmazdı lan. Olm o masum bi kızdı.
Kendi halin de. Hayal kırıklığı yaşadım beyler. En okkalısını. Neyse demirpar avm ye girdik. Çıktık üst kata yemeklerimizi yiyeceğiz güya. Burger kingin önüne oturduk. Bu kafasını masaya koydu uyuyor gibi. Morali bozuk güya. Kezbanda bana dik dik baktı.
Suçlu hissetim lan kendimi. Kıyamadım da canını yediğim sevdiğime. Ve ben jest olsun diye aşkım tamam hadi özür dilerim kalk yemek ısmarla bari lan dedim gülerek. Kafasını kaldırdı, birazdan yeriz dedi. BİRAZDAN YERİZ. yerin dibine soktu beni. Kezbanda bana dönüp, alican yemek yicek iştah mı bıraktın ya dedi.
Yeri geçtim magmaya gidiyorum. Kalktım masadan iyi lan dedim gidiyodum tam, süveterimden tuttu ya nereye gidiyosun dedi sinirli bi sesle. Millet bize bakıyor diyor. Bakmazsa ... dedim.
Şuraya otur bidaha konuşmam senle dedi. Bırak dedim bıraktı, gittim yemeğimi aldım oturdum, kimseye muhtaç olmadan. Niye beklemedin dedi kezban, ısmarlamasını mı bekleyeyim kezban ? dedim.
Sustu, gittiler yemeklerini almaya, masada kaldım ben. Güle eğlene yemeklerini seçtiler, ben orada ölürken..

Part 29:Bilmiyorsun, ben gibi yaşarken ölmeyi.

Gittiğinden beri hep bi taraf yarım,
İstersen küfret bana, istersen bağır..

www.youtube.com/watch?v=x141YzoSlEo

Geldiler tekrar güle oynaya. Herşey onlar için çok iyi giderken ben yerin dibinen çıkmaya çalışıyor, kendimi sakinleştirip kötü birşey yapmamaya çalışıyordum..
Ben sinirli olduğum için pek bulaşmadılar bana, kendi araların da konuşup eğlendiler. Yemekleri bitti, demirparkı dolaşmaya çıktılar. Bakın beyler 14 Şubat sevgililer günü ve ben dışarı da zorlukla buluştuğum sevdiğimle
bir kez bile güzel bişey yaşayamamışım. Bunlar dolaşırken bu ''Kezban'' la sevgilisi kavga ettiler. Telefonla konuşmak için ayrıldı bizden bu kezban. Kendince trip attı sevgilisine. Benim sevgilim ne yaptı biliyormusunuz ?
Benim ona en ihtiyacım olan an da, o arkadaşının peşinden hiç arkasına bakmadan gitti.
Bunu yaptıktan sonra bi hışımla çıktım ben AVM den..
Telefonuna bi tane mesaj attım, seninle bi daha biyere çıkan alicanın ben... diye.
Koştu bu çıktı avm den geldi arkadan bağırdılar işte bekle diye. Mal gibi bekledim gelmelerini.
Geldiler, hepsinde bi afra tafra. Yanlışı ben mi yapıyorum lan ? Hala kendimden şüphe ederim, orada ben onlara ne yaptım diye.
Ben bana yapılanı hazmedememdiğim için öyle davrandım.. Ama bana yapılanları gören kimse yok..
Sonra ortalığı bi sessizlik aldı.. Yürümeye devam ettik onunla ilk tanıştığım yolda.. 4 Kişi yan yana sokakları kaplayan adımlar atıyoruz..
Ortalık soğuk, hissetmek istediğim tek şey avucumun içinde ki elleri. Yok arkadaş. Yok. Bir kere gelip yanıma sokulmadı. Bizi tekrar önden göndermek istediler, döndüm sinirli bi halle hayırdır sebep ? dedim.
Bu kezban ya burası ''Yol kenarı '' dedi. Lan. Matematiğim iyi değildir de. Bunun dediğine göre biz anca mahalle de yan yana geliriz. Her yer yol kenarı burda biz ne zaman sevgili olduğumuzu hissedebilecez ? dedim
Ya alican napalım bizim suçumuz mu dedi bağırarak. Eyvallah ulan dedim eyvallah.. Gittim o çocuğun yanına önden gidiyoruz. Herkes gergin. Sonra yanımızdan genç bir çift geçti.
Bunların da yanından geçtikten sonra bir gülüşme duydum bunlardan bir de fısıltı '' Gördün mü gördünmü? '' Döndüm ne oldu anlatın 3 saniyeniz var dedim, birşey yok dedi. OFFF Diye bağırdım.
Bağırma bana alican dedi kezban. Anlatcaksınız lan o zaman dedim. Olay şu;
Bu genç çift bizimkilerin yanından geçiyor, erkek olan benim sevgilimi keserken sevgilisi ya da karısı bunun koluna vuruyor. Bizim hiç bi şeyden haberimiz yok önde yürüyoruz.
Şimdi 1. Yaptıkların yetmiyo böyle bişeye gülüyosun 2. Gelip ağzından lafı kerpetenle alıyorum. Bağırarak bana mesaj atma sen dedim, sevgilime. Aman iyi ya dedi, bir zamanlar gözlerine bakmak için çıldırdığım insan..
Bu lafın üstüne solum da bulunan demir trabzanlara çok sert bir yumruk arttım. 3 saniye de balon gibi oldu sağ elim. Yavaşça yollandık eve doğru.
Bunlar bi kahve içelim dediler. Ben eve geçiyorum dedim zaten cepte kalmış 6 lira para anneme ne dicem ben ya.
Soktular zorla. Girdik kahveler söylendi yanıma oturdu benimkisi, onlar da karşımıza oturdu. Fal falan bakıyolar gülüyolar. Ben bir kez bile suratına bakmadım, suratına bakabilmek için can alacağım insanın.
Sonra bunlar gülüşmeye devam ettikçe benim içim acımaya başladı. Ağladım ağlıyacam yaşadıklarım için. Aklıma tanıdık eczaneden sakinleştirici almak geldi.
Ben dedim, ilaç alıp geliyorum. Gittim eczaneye sanırım cem yılmazdan aklımda kalan Passiflorayı aldım, yazdırdım hesaba.
Geldim kafeye, oturdum yanlarına, kimse de surat yok cebimde ki 6 lira parayı masaya bırakıp ordaki çocuğa, kardeşim sen kızları eve bırakırsın, saat geç oldu. Gitme falan dediler. Gitmekte kararlıydım gittim de.
Gitmek için arkamı döndüğüm de tutamadım gözlerimi. İçten içten ağlayarak, biraz da saklayarak..

Part 30 : ...

Eve Doğru, ağlayan adımlarla, yavaşça yürümeye başladım. Bekliyorum ki bana mesaj atsın bişey yapsın. Atmadı.
Eve gittim, hala mesaj yok. Dayanamıyacağımı anlayarak Passifloranın yarısını bitirdim, yerime yattım. Uyudum..
19.00 Da ayrılmıştım yanlarından.. Saat 22.30 Civarı , bana her gün mesajlar atan, dersaneye giderken hafta sonları sabahın köründe mesaj atan insan
bana 3.5 4 Saat sonra mesaj attı. Mesaj ne biliyormusunuz ? Mesajın içeriği sadece ''?'' Bir soru işareti.
Ben daha da sinirlenip kalan passiflorayı bitirip yerime yatıp uyuyorum.. Sabah uyanıyorum, biraz da olsa umutla telefonuma bakıyorum.
Koca adamı bir kez daha yıkıyor, hiç bir şey yapmayarak hemde. Artık sinirlerimin son safhasındayım. O gün okula giderken telefonumu sessize alıp evde bırakıyorum...
Herşey bundan sonra başlıyor işte.. Suçu burda işliyorum.. Okula gidiyorum. Aklım ve kalbim o yastığın altında kalıyor..
Okul çıkışı olan 15.00 dan koşa koşa 15.06 da eve varıyorum. Nasıl hatırlıyosunuz demeyin. O saat, ben bir kez daha yıkılıyorum çünkü..
Eve geliyorum gelen mesaj ''2'' O kahinatın en muazzam hadisesinden 2 adet mesaj .
Birinciyi okuyorum, birebir cümleler olmasalarda aklımdakileri yazıyorum.
Alican, seni çok merak ettim dün.(Çok merak etti evet tek mesaj..)
Neden böyle bişey yaptın anlamıyorum, dünden beri mesaj atmıyosun vsvs..
Yapma böyle falan, benim kalbim deki kızgınlık biraz da olsa yumuşamaya bırakıyor kendini..
Ve ardından 2.mesajı açıyorum. Atma cevap ! Atma tamammı ! Mesajda atma bana bundan sonra ! Bitti..
Usulca oturuyorum, titreyen ellerimle o mesajı atıyorum, Bitirdin mi ?

2 Dakika da gelmesi gereken cevap, bir türü gelmiyor.. Bekliyorum.. Bekliyorum.. Titriyor telefon,
Açıyorum mesajı, '' Ben değil şu yaptıklarınla sen bitirdin bizi..'' Telefonu evde bıraktım lan sadece.
Evde bıraktım evde. Ne hattımı kırdım ne bişey. Bildiğiniz bitirdi.. Ona ne kadar anlatsam da, anlamadı. Ben o bana böyle şeyler yaptığı için öyle davranmıştım.
Durduk yere kimse kimseye öyle davranır mı ya? Anlatamadım. Dünya üzerinde ki hiç bir alfabenin harfleri bir araya gelse anlattıramazdı ona kendimi.
Beklendik olay oldu, ayrıldık, suçlu kim sizce ? Ben..
Ben yine her zaman ki gibi..
Bi başıma kaldım o odada, Ses kesildi, zaman durdu..
Bundan sona yaşayacaklarımın sinyalini ufakda olsa aldım..

Part 31: Ne ararsanız bir sevdanın için de, fazlasıyla bıraktım ardımda..

www.youtube.com/watch?v=_-1d_Tib92Y
Ne olurdu, benim olsan ?

Pardon ekleyememişim..


Bitti beyler. Bitirdi, bir okulun duvarı, bir sinema salonu, odam üzerime yıkıldı..
En bitmez dediğim şey, bitti.
Beni en bırakmaz dediğim insan gitti.
Beyler yaşım belli benim. Ben namusum dediğim insanın gitmeyeceğini düşünürüm.
Şok oldum. Afalladım. Çünkü ciddi bir ayrılıktı bu, ayrılık öncesi yaşadıklarımıza bakarak vardım bu kanıya..
Çok sinirliydim ona, onun ölmesini isteyecek kadar, ama birazdan kollarına ölmeyi isteyecek kadar da seviyordum..
İlk işim, bana aldığı ne varsa ne varsa beyler en ince tüye kadar bir poşete toplayıp vermeye karar verdim..
Bana aldığı kazağı, bana aldığı parfümün boş şişesi.. Bana 1. senemizde yazdığı özel bir mektubu, bir de beyler. Bakın şuan bile zorlukla yazıyorum ben bunu..
Beni bitiren kokusu sindi odaya, dolabı açmamla birlikte. Ondan giydiği için kızdığım ve aldığım gömleğinden geliyordu bu koku.
Ölen birinin eşyasına dokunurmuş gibi gömdüm suratıma gömleğini.. Ağladım hıçkıra hıçkıra. Boğuldum.. Koyabildim onu da sonunda poşete,
Bunu neden yaptım biliyormusunuz beyler ?
Bana ileride fena koyacaktı yoksa bu eşyalar fena halde girebilirdi bana..
O geceyi bir şekil de atlattım. Ertesi günün soğuk sabahı uyanıp elimde poşetle koyuldum okul yoluna.
Onların okulunun karşısın daki büfeye bıraktım onun adını vererek, alacağını söyledim gün içerisinde..
Mesaj attım, beni bıraktığın yola, bugüne getirene kadar ne verdiysen bana, hepsi büfede adına bırakılmış poşette.
Umarım aradığın mutluluğu bulursun..
Cevap gelmedi beyler. Gidip almış o poşeti. Sordum , onun aldığından emin oldum. Artık hem onsuzluğu yaşamak zorundaydım, hem de lanet olası sinirlerime hakim olmak zorundaydım..
Ona en yorgun sabahlar bıraktım, gülüşlerimi, mutluluklarımı.. Ne ararsanız bir sevdanın için de, fazlasıyla bıraktım ardımda..

Part 32: Sahi sarkıntılığa girermi? sen yanımdan geçerken, gözlerimin sana sulanması ?

Tekrar bu şarkı...
www.youtube.com/watch?v=htwAEu7Q7dQ


Bi arkadaşım aracılığıyla öğrendim.. Poşeti alıyor sınıfa çıkıyor, hüngür hüngür ağlıyor parfüm şişesini fırlatıyor, bana yazmış olduğu kağıdı yırtıyor..
Bana mesaj atıyor ve diyor ki bana bunu da yaptın ya... bişey demiyorum sana. Bende ki eşyalarını yarın koyucam o büfeye..
Sakın dedim, sakın öyle bir hata yapma gelir ağzını yüzünü dağıtırım.
Neden o ! Neden bırakamıyorum dedi. Bana vereceğine yak onları, ben içinde sen olan bişey görürde yaşayamam diye verdim sana onları.
Senin öyle bi sorunun olmayacak ki. Bensizliği göze alarak ayrıldın benden.
Ben senden gitmedim, sen beni yolladın.. Ben mi sorunluyum beyler ? Ben ne yaptım bu kıza ?
Ne yaparak gönderdim ? Bana o gün yaptıklarını, kim sineye çekebilirdi ? Kim alttan alabilirdi o 14 şubatı ?
Alttan alamadığım, sineye çekip suyuna gidemediğim için bu ilişkinin katili ben oldum.
Bakmayın böyle atar yaptığıma.. Artık onsuz yapamaz olmuştum.. Ara sıra mesaj atıyordum.. Her günüm o kadar iğrenç geçiyordu ki, artık uyandığıma değecek birşeyler olsun istiyordum..
Çoktan terkedilmişim, üzerim de ki şok hiç gitmemiş. Benden nasıl ayrılabildiğine anlam vermeye çalışarak geçiriyordum günlerimi.. Nasıl gider beyler ?
Hani evlenecektim onunla ? Hani balayına gidecektik arabamızla ? Hani beni asla bırakamazdı.
Niye hayatımdan en gitmez dediğim insan gitmişti ? Hergün kıskançlık krizleri geçiriyordum acaba ne yapıyor ne ediyor diye.
Facesini açtığını gördüm, başka bi arkadaşın faceinden.. Hatırlıyorum o yüzüğü takarken verdiği sözleri.. Aklımı yitireceğim..
Artık iyice terslemeye başlamıştı beni. Ve olayın içine tekrar 125 Kilo girdi. Biraz ayrı kalmalıyız dedi, çok sıktık birbirimizi, hem 125 kiloya da ayrıldım dedim.. Biraz normal yaşayalım sen arkadaşlarınla gez toz hayatına bak dedi
Sen dedim ? sen benim olmayacaksın. Dönmiyeceksin biliyorum dedim, dönücem demesini bekleyerek.. O verilen ara hala bitmedi..
Ben o ara da sıkışıp kaldım.. O hep hayatını yaşadı.. Ben hep onu yaşadım.. Her sabah yastığım da onunla uyandım.. Okula giderken onu görmek için deli gibi can atıyor, bir yandanda allah gibi korkuyodum beyler.
O benim yanımdan geçtiğin de, benim için hayat duruyordu. Her yanımdan geçişinde yüzüme bakmayarak yoluna devam ediyordu, görmemiş edasıyla..
Sahi, sarkıntılığa girermi ?
Sen yanımdan geçerken, gözlerimin sana sulanması ?..

Part 33 FINISH: Beni güzel hatırla..

Şimdi 2 tane şarkı vereceğim 2 sini de dinleyin. Son daki şiiri kesinlikle dinleyin. Kesin dinleyin bak. Azcık hatırım varsa. Pişman olmıyacaksınız..

www.youtube.com/watch?v=HJZayBiffyo

www.youtube.com/watch?v=ho7h7Wtn6AA


Beyler bu gece başımdan geçen aşk hikayemi bitiriyorum, günümüze geliyorum bu partda. Uzun olacak biraz..
Böyle devam eden mesajlar eşliğinde 1 ay geçti..
Arkadaşımla rakı aldık, içiyoruz. Ben ona onu anlatıyorum o dinliyor..
Arkadaşıma dönüp, kardo, bu kız bana en geç 2 aya dönecek ( kızın benim olduğunu bilmiyor, anlam veremiyor)..
Oğlum niye dönsün sana. Ayrılmış işte.
Kankaa, seviyor o beni. Göreceksin, dönecek bana. Tekrar benim olacak. Mutlu bir şekilde konuşuyoruz bunları..
Tam bunu der demez benim cebimde, hırpalanmış telefonum titredi...
Çakırkeyf kafayla açtım mesaja. Hadi lan. Abi olamaz ya. Abi olamaz yaa. Gözlerimi döktüm gene beyler. Çok fena koydu.
Benim bu lafları ederken o kızın bana Alican yeter artık bana bidaha mesaj atma. Bitti artık anlıyomusun. Yeter.
Atma mesaj ya atma bu kadar zormu ? Senin yüzünden hattımı değiştireceğim ya.
Tek bir tane bile mesaj atmadım beyler ondan sonra. Ne bir mesaj, ne başka birşey.
Ben köpek değilim beyler. Hiç olmadım. O Akşam o mesajı aldığım da akın arkadaşımın yanın da hayvan gibi ağladım. Hem rakımı içtim hem sövdüm hem hayvan gibi ağladım. Düşünsenize, arkadaşınıza rakı içerken, o kız bana dönecek diyorsunuz, inanarak ve bu mesaj geliyor.. Ağzınızın payını veriyor... Sanki o lafı ettiğini biliyormuş gibi..
İçim de hayatım iğrenç bir şekilde, alkolik bir şekil de, serseri bir öğrenci şeklinde geçse de hiç birşey yansıtmadım ona. 4.5 Ay Yanlız geçirdikden sonra, bana bu kızın başka bi çocukla konştuğu dedikoduları geldi. Folklor ekiplerinde sazcı bitane avarel.
Sana yapılmasını istemediğin birşeyi, onlar sana yapmadan önce onlara yap. Bunu unutmayın. Beyler ben o hafta okulun nadir güzel kızlarından birini ayarladım.
Zonguldak çocuğuyuz olm biz. Hey yavrum hey.. Ben onun için kapattım ilk kez facemi sonra bu kızla çıkarken faceden ilişki durumu yaptım. Beyler ben kimseyi yarabandı yapmadım hayatım da.
Yapmam da. Şerefsiz hiç değilim. Ben o çıktığım kıza da sahip çıktım. Ama beyler içim de birşeyler ölmüştü.. Kızın elini tuttuğum da birşeyler hissedemiyordum.. Kız güzeldi şimdi allahı var.
Ama ben bi halt yemiştim ve onla çıkmaya başlamıştım ne olursa olsun yarı yolda bırakamazdım o kızı. Bu kız benle 1 hafta çıktıktan sonra benden beni kıskanmıyorsun diye ayrıldı.
Eyvallah şekerim. Canın sağolsun. Gitmeler koymuyor artık bize. Benim sevdiğimden ayrılmamın üzerinden tam 5 ay geçmiş..
Okulun güzel kızıyla ayrıldığım akşam face'imi tekrar açıyorum, ilişkisi yok yapıyorum.. Ama aklımda o gün başka birşey vardı yani meşguldü aklım, pek düşünememişti o gün onu ellerim..
Bana en mesaj atmaz dediğim insan mesaj attı biliyomusun uz ? Beyler beni resmen biptir eden kız bana mesaj atmıştı. LAAAAAAAAAAAAAANNNNNNNNNNNNNNNNNNNN!!!!!!!!!!!!!!
YAKARIM LAN DÜNYAYI !!!!!!!!! TUTMAYIN LAAANNNNNNNNNN.
Tutun olm. Tutun mesaj atmıym. Mesaj atmadan önce en yakın arkadaşıma sordum.
Laaan. Olm lannnnn o mesaj attııı laaaan
Türk erkeğinin normal tepkisi verilir. Ardından harbimi lan denir.
Bana
-Alican?
-Efendim .
-Nasılsın ?
-Bu soruya benim aslında seni ilgilendirmez yazmam gerekirdi ama sadece İyiyim, sen ? yazabildim..
-İyiyim. Yazdı
-Peki. yazdım önemsemediğimi düşünmesi için.
Bu başladı ;
-Yaa sana mesaj atmam hataydı ne sıfatla mesaj atıyorsam. Özür dilerim gerçekten alican rahatsız etmiyeceğim bidaha.
-Saçmalama ya dedim. Allah keşke belamı verseydi demeseydim. Kurtulmak daha kolay olurdu belki..
-Öyle ama. dedi
-Değil dedim.
-Özledin mi beni ? dedi
- Önce sen söyliyeceksin dedim.
-Özlemesem mesaj atarmıyım dedi.
-İnan hiç bilmiyorum, tanıyamıyorum dedim.
-Üfff başlama ya gene triplerine.dedi
-Başlamıyorum tamam dedim
-Seni çok özledim ya sana o kadar çok koşmak istiyorum ama koşamıyorum ki. dedi
-Neden koşamıyosun ? Kapımın açık olduğunu biliyorsun. dedim
- Duvarlar var.. Hayat geç kalmayı affetmiyor ne yazık ki, biz birbirimize çok geç kaldık, çok vakit geçti, sen başkasıyla çıktın adı neydi onun heh ''****'' - İsim vermemek için yıldız koydum- (Trip atar ses tonuyla konuşuyor o kızdan bahsederken.)
-Ne var yani sen de ''Avarel'' le konuşmuşsun. dedim
- Ben sadece konuştum, senin gibi sevgili olamadım.. dedi
-Haklısın, aptallığıma ver.. dedim.
-Öpmeni bile özledim mal .f ( Bu sembolü hatırladınız mı ? Öldürme beni artık, yeter bu kaçıncı bıçak darbesi..) dedi.
-Hiç sorma dedim 5 aydır öpüşmeyi unuttum.. dedim.
- Heeee afferim koçuma .f dedi. Dünyanın en mutlu erkeğinin bi üstünde ki erkek yaparak beni..
Böyle devam eden 2 günlük konuşma ama onun bana dönemiyeceğini söylemesi. Konuşuyoruz ama bak sakın barışıcağımızı düşünme barışamıycaz beni yanlış anlama dedi (125 Kilonun falan da parmağı var bu işte)
Ara sıra ağzından kaçırıyo gibi yapıp bana aşkım demeler 2 gün sonra son buldu..
Artık konuşmayalım alican farkettim ki böyle daha zor oluyor birbirimizden kopmamız..
Kaderime bir kez daha boyun bükerek yanlız kalmıştım..
3 Gün sonra sadece
-Napıyosun ? yazdım, başka birşey değil.
BEN SANA NE DEDİM YA BİLMEM NE. Diye bir başladı bu saydıkca saydı. Sonra aradı ben sana ne dedim ya mesaj atma demedim mi dedi. Yahu ne dedim altı üstü bi napıyosun dedim
Deme ya dedi. İyi lan dedim demem +^%+^%^+%^. Demeyiz lan çok mu zor.
Ona
- Sen çok kötü bi insanmışsın. Seni hiç tanıyamamışım yazıklar olsun sana. Mutlu olama inşallah diye mesaj attım.

Telefon çalıyor. Ya sövecek ya beddua edecek. Bunun bitane atarlı kız arkadaşı arıyormuş.
Alican senmisin lan ?
Benim lan ne oldu söyle ?
Lan senin '+^'^'%^'+^'+ bu kıza mesaj atma bidaha lan
LAN BANA BAK AĞZINI TOPLA O KIZ BANA 2 GÜN ÖNCE ÖZLEDİM DİYE MESAJ ATTI HA !. Dedim
Atabilir lan özlemiştir atmıştır ona bende kızdım atma bidaha mesaj falan dedi
Atmayız lan kapat dedim kapattım.

Daha mesaj atmadım, hiç. Sonra öğrendim ki bu bir çocukla çıkmış beyler bana mesaj atmadan önce. Nasıl da kandırdı beni kimseyle çıkamadım diyerek..
Faceine yazdığı sözleri üstüme alınırdım onun arkadaşı bana dedi ki Alican . Konuşturma beni ya yeter şu kızn peşinde olduğun sana falan yazmıyor onlar. Bu utku denen bi çocukla çıktı 15 gün ayrıldı çocuk bundan onun için geldi 1 ay omzumda ağladı dedi.
Kaynar sular değil beyler. Kafamın üstüne Volkanı tutmuşlar volkan patlamış, lavlar kafamdan aşağı döküldü.
Hemen mesaj attım buna çabuk dışarı çık lan senin yada o utkunun a diye başlayan hakareti kullandım. Konuyu kapatıyolar beyler yoksa.
Ne diyon lan sen falan derken bu çıktı ben en yakın ark. la gittim bunun evinin oraya dedim senin hayatını mahvettim kızım. Sen kimi kandırıyosun lan.
Çocukmu kandırıyosun vs. Derken bu ana avrat kaydı bana beyler. En yakın ark ım için de bu salağı damı getirdin yanında dedi. senin hayatını karartıcam deyip ayrıldım yanından.
Arkadaşımda geldi peşimden olm bi sakin konuşsanıza lan dedi. Sakin falan konuşulmaz böle bi insanla sana da salak dedi dedim. Arkadaşım geri döndü. 5 dk sonra beni çağırdı
Gelmem desem de zorla getirdi arkadaşım. Sakin sakin konuşun dedi.

Çektim köşeye bunu. Niye söylemedin dedim sakince.
Sen öyle deyince diyemedim birden dedi.
Senin hayatını falan mahvetmiceğimi biliyosun dedim.
Gülerek bilmiyorm valla acayip korktum ama dedi.
Korkma benden sana zarar gelmeyecek, seviyorum seni. Ayrılık sana yaramış dedim yeni aldığı kiloları göstererek.
Yaramış dedi gülerek.. Ben içimden söverek devam ediyorum sakinliğime.
Beni seviyor musun sadece bunu söyle dedim . Ya alican sevmekle iş bitmiyo dedi. Seviyomusun sadece onu söyle dedim bilmiyorum dedi.
Ha bu arada beyler bu utku dediğim haysiyetsiz herif benim sevdiğim insandan öptürmedi diye ayrılmış. Benim kızda 1 ay böyle bi insan için ağlamış.
Seviyosun beni kızım işte dedim gülerek.
Hee seviyorum dedi dalga geçercesine. Olayı toparladık. Bana istediğin zaman mesaj atabilirsin dedi ama barışmayacağımızı bil artık anla dedi.
Sen de aynı şekil de dedim. Ayrıldım yanından, hiç mesaj atmadım bidaha. Hatta ayrılırken sigara verdim ona 3 tane winston light.

17.10.2012 Geçen ay 2. senemiz olacaktı. Fazla uzattım sonu gelmiyor ya keşke 5 6 part yapsaydım..
Bu yazı uzunluğunda bir yazı hazırlayıp en yakın 2 arkadaşına gönderdim. Sizce göndermelimiyim diye.
Oğlum ağlattın lan dediler. Biri bana bunu yapsa dönerdim onuda tanıyoruz oda döner sana dediler.
Dönmedi, çünkü o yazıyı okutturmadım ona. Daha önce arkadaşlarına alicanla bidaha olmaz demişti çünkü. Haberi gelmişti kulağıma..
Sakın dedim o yazıyı okursa o, bidaha gözüme gözükmeyin.
Okutmadılar da. Bana hiç mesaj falan gelmedi. 19 Kasım 2012. 6 Gün öncesi. Sen yarim idun filminden çıkıp arkadaşımı evinden alıyorum bir 70lik tekirdağ rakısı deviriyoruz.
Eve gidiyorum face' ye girip onun en yakın arkadaşına onu seviyorum kanka. Lanet olsun sevilmemesi gereken birini seviyorum.. Diyorum.
Sonra 20 Kasım akşamı oluyor Bu kız bana, Kanka sana bişey dicem diyor, De kanka diyor.
Kanka öyle konuşurken lafı açıldı, o sana dönermiş ama eskisi gibi olmandan korkuyomuş trip atmandan falan diyor.
O bana benle tekrar barıştığında onun bir hatası olduğunda yüzüne vurabileceğim konusunda garanti versin gerisi sıkıntı değil dedim.
Çünkü biliyordum beyler, çevremden de duyduğum kadarıyla genelde hep böle şeylerde karşı taraf tehdit ediyor. Bunun içinmi barıştım diyor.
O da yarın oturalım konuşalım kanka dedi. 21 Kasım 2012. Saat 13.10 da emralin arkasında buluştum onları bir kafeye götürdüm . Onun kankasıyla konuşuyorum işte havadan sudan.
Hiç yüzüme bakmadı benimkisi. Sigara uzattım içmicem dedi. Tavla öğrendinmi dedim öğrendim ama oynmıcam dedi. O gün sadece bu kadar konuştuk, eve gittim sms hakkı yaptım cebimde ki son paramla.
Barışıcaz sandm beyler. Kanmıştım ona, Karşımda gördüğüm de bütün güzel şeyler tekrar canlanmıştı aklımda ... Çok seviyordum işte be. Adam gibi seviyordum..
Akşam mesaj attım ben buna, Konuşucakmısın benimle ?
-Hayır, çünkü eskisi gibi birşey hissedemiyorum artık sana karşı. Sakinliğimi korudum beyler, Nasıl olsa ilk defa girmiyordu bana.
-Doğrudur, peki. dedim cevap gelmedi. 20 dakika sonra
-Senden özür dilerim, her gün kafamı duvara vurduğum o kadar çok konu var ki. Sana bana geri dön demiyorum. Ama şunu bil, sen bana dünyanın öteki ucundan, alican ben zor durumdayım desen atlar gelirim yanına en kısa zamanda..
Hayatından ve geleceğinden çaldığım herşey için özür dilerim, beni affet. Tek bir İsteğim var. Beni güzel hatırla..
-Emin ol güzel hatırlarım. Yaşnan herşey güzeldi yinede. Kendine iyi bak. dedi.
- Kendine iyi bak, tüm anlarımın sahibi dedim onun bana verdiği kitabımın içerisindeki cümleye dayanarak..
Son mesajım buydu. Hala onda yaşıyor, onu bekliyor, ona hissettirmemeye çalışıyorum forumdaşlar.
Hepinize iyi geceler diliyorum, ben ölüyorum..
Sürprizleri severim bilirsin, bu da sana son süprizim olsun;
Şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum, beni güzel hatırla, gidiyorum...





[DHTUBE=[MEDIA=youtube]YiqhuICe0Y4[/MEDIA]]
la bari kitabını çıkarsaydın en azından para kazanırdın:)
 

Little Cat

Müdavim
Katılım
28 Haziran 2020
Mesajlar
5,159
Reaksiyon puanı
10,462
Puanları
113
Yaş
29
Hepsini okudum ve buna yakarım ağa ne diyeyim.
 

bwr

Doçent
Katılım
14 Mayıs 2020
Mesajlar
999
Reaksiyon puanı
758
Puanları
113
Okuyamam hepsi çok uzun, özet geçebilecek var mı acaba?
 
Üst