Güvence İstiyoruz...

*SiRiNe*

Dekan
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Polis terör bahanesiyle ikide bir bütün vatandaşların telefon ve internet haberleşmesini takibe alıyor mu, almıyor mu?

Cep telefonu veya sabit hatlı telefon kullanarak kim kimi ne zaman, kaç kere aradı, kaç dakika konuştu, kime kaç mesaj veya faks gönderdi...

Bu faaliyet ülke çapında izleniyor, belgeleniyor ve Emniyet İstihbarat birimine teslim ediliyor mu? Evet! Evet!

Bu çapta bir gözaltı, her demokratik toplumu ayağa kaldırır, kıyamet kopar ama bizde “Kuzuların Sessizliği” yine kapalı gişe!

Dün sivil toplumdan doğru dürüst bir itiraz sesi çıkmadı.

Fakat Emniyet Genel Müdürlüğü tedbirli. “Bütün Türkiye’yi dinlemiyoruz, sadece telefon, internet ve faks haberleşmesi trafiğini izletiriyor kayda aldırıyor, bu bilgileri terör ve suç örgütleriyle mücadelede önleyici amaçla kullanıyoruz” diyen bir açıklama yayınladı.

Sınır koymak lâzım

Açıklamada “dünyadaki tüm demokratik ülkelerde” polisin aynı olanaktan yararlandığı öne sürülüyor. Acaba öyle mi?

Oralarda da gerektiği zaman mahkeme kararı çıkarılarak bu kayıtlar tutulabiliyor ama dökümler bütün olarak polisin eline teslim edilmiyor. Bir soruşturmanın gereği olduğuna mahkeme ikna olmuşsa, sadece sayılı birkaç kişi arasındaki haberleşmelerin kayıtları polise veriliyor. Fazlası değil.

Türkiye’de böyle mi yapılıyor? Şimdiye kadar böyle mi oldu?

VATAN’daki habere konu olan karar, seçim döneminin güvenliğini gözetiyordu; seçim geçti, korkulan şeyler olmadı, peki gözetlenen haberleşmelerin belgeleri imha edildi mi?

“Dinleme olmadıktan sonra kimin kiminle konuştuğuna dair bilgiler zarar vermez” diyenler mutlaka çıkacaktır ama öyle değil.

Büyük gözaltı, partilerden gazete ve TV’lere, kitle örgütlerinden iş adamlarına ve toplum liderlerine kadar büyük bir kitleyi kapsamıştır. Siyasi iktidar, hangi kurumun ve kişinin hangi sıklıkla, kimlerle haberleştiği bilgisine ulaşabilir mi?.

Ulaşabilir, hem de çok kolay.

Söz yetmez, yasa gerek

Hiçbir gazeteci, siyasetçi veya yönetici, ilişkilerinin siyasi iktidar tarafından bilinmesini istemez. Çünkü haberleşme gizliliği ne kadar bozulursa kişinin bağımsızlığı o kadar zaafa uğrar.

Meselâ iktidar isterse bütün gazetecilerin en çok başvurdukları haber kaynaklarının listesini kayıtlardan kolaylıkla çıkarabilecektir.

Hatta belki çoktan çıkarmıştır bile.

Dengir Mir Mehmet Fırat alınganlık gösterip “AKP soylu partidir, böyle şantajlardan medet ummaz” filân diye bir çıkış yapabilir.

Buna güvenmek isteriz ama siyasetçiler zora düşünce ellerindeki her bilgiyi, ayıp, günah, suç mu diye bakmadan kullanırlar.

Kirlenmekten korkmazlar, çünkü eldivenle yaparlar bu işi.

AKP de çok eldiven stokladı maşallah!

O nedenle sağlam bir güvence istiyoruz.

Güvenceyi, siyasetçi ve bürokrasi ahlâkının pamuk ipliğine değil, açık kapı bırakmayan bir yasa metnine bağlamasını iktidardan istiyoruz.


Güngör MENGİ
 

maxxdump

Dekan
Katılım
2 Nisan 2008
Mesajlar
6,377
Reaksiyon puanı
6
Puanları
38
Yaş
39
bu istihbarat işleri derin ve tehlikeli mevzular biz ne kadarda kendimiz yırtsak parçalasak hakkımızıda arayacak olsak , dinlemek isteyen bizi yada herhangi birisini dinleyebeilir izleyebilir vs.. ;)

haber için teşekkürler..
 
Üst