TeknoTakip
Doçent
- Katılım
- 31 Mayıs 2018
- Mesajlar
- 879
- Reaksiyon puanı
- 444
- Puanları
- 63
- Yaş
- 19
merhabalar. buraya ilham verici bir konuşma yapmaya değil, belki de benim görüşlerimin değer gördüğü tek yere içimi dökmeye geldim.
moral olarak aşırı ciddi bir çöküş dönemindeyim. yaşadığım hayatın bana verdiği sorumluluklardan bıkmış ve hayallerimden çok uzak bir durumdayım. derin bir çaresizliğin içinde gibi hissediyorum. belki de benim derdim bunu okuyan çoğu kişinin derdinin yanından geçmez ama gene de bu düşünce yardımcı olmayı bırak beni daha da çaresiz hissettiriyor. çünkü benim sorunum gelecek kaygısı.
6 yaşından itibaren bir maratona sokuluyoruz. bazıları başarıyor, kalanlar ise eleniyor. işte ben bu maratonda elendiğim noktada olduğumu düşünüyorum. yıllarca eledim eledim ve sistemin gözünde en iyilerdendim. arkamdakilerin hayallerini düşünmeden yükseldim. sıra bana geldi. çok başarılıydım. en azından imkanıma göre. neredeyse hiç çalışmadan okul dereceleri yapardım. hep iyi bir meslek sahibi olup para ezmeyi düşlerdim.
büyüdük sınavlara girdik ve belli bir seviyeye geldik. artık önemli bir basamak olarak gördüğüm lisedeydim. o güzel hayatın bana yaklaştığını hissediyordum. çünkü kendimden beklediğimden çok daha iyisini yapmıştım ve %2 ye girerek fena da sayılmayacak bir şey başarmıştım.
Üniversite hazırlığı başlasın!!
sabah 6 da kalkıp akşam 4 te eve gelmeye başlamıştım. 8. sınıfta adeta ölmek için tanrıma yalvarıyorken şuan benden mutlusu yoktu. ama işler sandığım gibi değildi
girdiğim ilk matematik sınavından 25 almamla beraber kimsenin şahit dahi olamıyacağı bir çöküş dönemini başlattım. ortalaması 99 küsürlerde olan ben aileme o çok beğendiğim liseden 25 aldığımı söyleyince şaka sandılar. ardından bir daha 25 bir daha 25...
hayat benle dalga geçiyor gibiydi. artık annem adeta benden nefret ediyordu. babamsa hala destekleyebildiği kadar destekliyordu ancak onun da dayanıklılığı bir yere kadardı. onlar bile bana inanmazken durumun onların gördüğünden çok daha kötü olduğunu biliyordum.
corona geldi ve 10. sınıfın 2. dönemini adeta yatarak geçirdim. 11 e geçtiğimde ise bunun bir fırsat dat olduğunu ve bu seneye iyi başlayıp bir ivmelenmeyle kendimi toparlamam gerekiyordu. ancak ilk defa elimden geleni yapmama rağmen başaramıyordum. üniversite versite sınavı da iyice yaklaştı ve ölme arzusu sardı beni gene. ama bu sefer içinden nası çıkarım bilmiyorum.
ben elendim, siz devam edin...
gelecek kaygısının sebebi ise ülkemizin ekonomik çöküşüyle beraber nitelikli bir insan olup yurtdışına çıkamadıktan sonra hayalimdeki hayatın yanından bile geçemiyecek olmam
moral olarak aşırı ciddi bir çöküş dönemindeyim. yaşadığım hayatın bana verdiği sorumluluklardan bıkmış ve hayallerimden çok uzak bir durumdayım. derin bir çaresizliğin içinde gibi hissediyorum. belki de benim derdim bunu okuyan çoğu kişinin derdinin yanından geçmez ama gene de bu düşünce yardımcı olmayı bırak beni daha da çaresiz hissettiriyor. çünkü benim sorunum gelecek kaygısı.
6 yaşından itibaren bir maratona sokuluyoruz. bazıları başarıyor, kalanlar ise eleniyor. işte ben bu maratonda elendiğim noktada olduğumu düşünüyorum. yıllarca eledim eledim ve sistemin gözünde en iyilerdendim. arkamdakilerin hayallerini düşünmeden yükseldim. sıra bana geldi. çok başarılıydım. en azından imkanıma göre. neredeyse hiç çalışmadan okul dereceleri yapardım. hep iyi bir meslek sahibi olup para ezmeyi düşlerdim.
büyüdük sınavlara girdik ve belli bir seviyeye geldik. artık önemli bir basamak olarak gördüğüm lisedeydim. o güzel hayatın bana yaklaştığını hissediyordum. çünkü kendimden beklediğimden çok daha iyisini yapmıştım ve %2 ye girerek fena da sayılmayacak bir şey başarmıştım.
Üniversite hazırlığı başlasın!!
sabah 6 da kalkıp akşam 4 te eve gelmeye başlamıştım. 8. sınıfta adeta ölmek için tanrıma yalvarıyorken şuan benden mutlusu yoktu. ama işler sandığım gibi değildi
girdiğim ilk matematik sınavından 25 almamla beraber kimsenin şahit dahi olamıyacağı bir çöküş dönemini başlattım. ortalaması 99 küsürlerde olan ben aileme o çok beğendiğim liseden 25 aldığımı söyleyince şaka sandılar. ardından bir daha 25 bir daha 25...
hayat benle dalga geçiyor gibiydi. artık annem adeta benden nefret ediyordu. babamsa hala destekleyebildiği kadar destekliyordu ancak onun da dayanıklılığı bir yere kadardı. onlar bile bana inanmazken durumun onların gördüğünden çok daha kötü olduğunu biliyordum.
corona geldi ve 10. sınıfın 2. dönemini adeta yatarak geçirdim. 11 e geçtiğimde ise bunun bir fırsat dat olduğunu ve bu seneye iyi başlayıp bir ivmelenmeyle kendimi toparlamam gerekiyordu. ancak ilk defa elimden geleni yapmama rağmen başaramıyordum. üniversite versite sınavı da iyice yaklaştı ve ölme arzusu sardı beni gene. ama bu sefer içinden nası çıkarım bilmiyorum.
ben elendim, siz devam edin...
Mesaj otomatik birleştirildi:
gelecek kaygısının sebebi ise ülkemizin ekonomik çöküşüyle beraber nitelikli bir insan olup yurtdışına çıkamadıktan sonra hayalimdeki hayatın yanından bile geçemiyecek olmam