GAVS-I A'ZAM SEYYİD ABDÜLKADİR GEYLANİ (KS)'in Notları İnsan, başına bir iş gelirse.

veysi dede

Asistan
Katılım
9 Kasım 2009
Mesajlar
282
Reaksiyon puanı
16
Puanları
0
GAVS-I A'ZAM SEYYİD ABDÜLKADİR GEYLANİ (KS)'in Notları

İnsan, başına bir iş gelirse... Önce, kendi kendine kurtulmaya çalışır... Muvaffak
olamayınca, etraftan yardım istemeğe koyulur...
Padişahlara gider; rütbe sahiplerine yalvarır. Zenginlere koşar... Hal sahiplerine
gider; dua ister, himmet ister... Eğer hasta ise doktora gider, şifa arar. Bununla da
kurtulamayacağını anlayınca, Allah’a döner.
Eğer kendi işini yapabilseydi, halka dönmeyecekti... İşini halkta bitirebilseydi,
Hak’ka dönmezdi. Burada da arzusu biraz geç kalmağa başlar; fakat gidecek başka
yeri kalmamıştır... Durur yalvarmağa başlar... Dua eder; sena eder. İhtiyaçlarını
teker teker sayar, yalvarır... Bunları yaparken bir yandan da reddolunmaktan
korkar; bir yandan da, isteği yerine geleceğini ümit ederek sevinir...
Son, bu halden de usanır; yaptığı dua ve niyazın işe yaramadığını zanneder... Bu
kerre dua da dahil her şeyi bırakır... Saf, temiz bir halde beklemeğe başlar... Bu
kez kader-i İlahi (Allah’ın emri) ne ise o zuhura gelir... Olacak olur... Herşeyde
Allah’ın kudretini, kuvvetini sezer. Hareket, sükun... her ne varsa, ondan olduğunu
anlar. Hayır, şer, iyilik, kötülük, vermek, almak, genişlik, darlık, ölmek, dirilmek,
izzet, zillet, bunların hepsinin Hak’tan geldiğini mana gözü ile görür...
Bu halleri görür... Ve bu haliyle süt anasının elindeki çocuk gibi olur... Yıkayıcı
elindeki meyyite benzer; kendinden bihaber... Onlar istediğini yapar... Velhasıl,
bir top gibi olur, gayri ihtiyari sağa sola yuvarlanır... Bukalemun gibi renkten renge
geçer. Ne kendisi için, ne de başkası için hiçbir hareket yapmaz... Hakkın işinden
başka şey görmez. Gözü O’ nu görür, kulağı O’nu işitir. Başka şey görse veya işitse,
O’nun için görür veya O’nun için işitir. O’nun nimeti ile beslenir ve O’na yakın
olmakla ferahlar... Bu halle güzelleşir... Bununla hoş olur... Sakinleşir...
Her halde Hak’la mutmain olur. O’nun sözü ile ünsiyet peyda eder. O’ndan başka
her şeyden çekinir ve hoşlanmaz... Daima O’nun zikrine koşar... Ve öylece kalmak
ister. Bu halde kendinde yükseklik duyar. Kuvvetini Hak’tan alır. O’na tevekkül
eder. Yolunu O’nun marifet nuru ile bulur. Onunla giyer, Onunla kuşanır. Böylece
Hak’kın çeşitli ilimlerini öğrenir. O’nun kudreti ile şereflenir. O’ndan işitir. O’na
yaklaşır. Dua eder, hamd eder. Öylece kalır...
 
Üst