Evliya Çelebi Evrenkent'i Niçin Yok?

Senisma34

Profesör
Katılım
22 Nisan 2009
Mesajlar
1,076
Reaksiyon puanı
34
Puanları
0
Bence çok önemli bir konu. Çok değerli bir şahıs, ama...


Dünyanın en önemli seyyahı Evliya Çelebi bir Türk olmasına rağmen ne seyahatnamesinin ne de kendisinin kıymetini bildik.



Adına bir üniversite bile kurmadık
Evliya Çelebi ve Evliya Çelebi Seyahatnamesi gündemde. Ancak bir kişi de kalkıp, dünyada yazılmış en büyük ve en önemli seyahatnamenin yazarı adına niçin bir üniversite kurmadık diye sormuyor. Marko Polo ve İbn Battuta seyahatnameleri en önemli gezi kitaplarıdır ancak bu ikisi bile Evliya Çelebi Seyahatnamesi ile kıyaslanamaz.

BİR RÜYA GÖRDÜ HAYATI DEĞİŞTİ
Evliya Çelebi, 1611'de İstanbul'da Unkapanı'nda doğdu. Babası Derviş Mehmed Zıllî Saray kuyumcubaşısıydı. Evliya muhtemelen hocasına izafeten aldığı lakabıdır. Gerçek adını bilmiyoruz.
Evliya Çelebi, seyahatlerine başlamasını latif bir hikâyeyle anlatır: Evliya Çelebi, evlerinin yakınında bulunan Ahi Çelebi Camii'ne zaman zaman giderdi. Bir gece evinde iken rüyasında kendini Ahi Çelebi Camii'nde gördü ve rüyada yaşadıkları geleceğini şekillendirdi. Rüyasını şöyle anlatır: "İstanbul'da evimde bir gece uykuya dalmıştım. Birden kendimi Yemiş İskelesi yakınında bulunan Ahi Çelebi Camii'nin içinde gördüm. Caminin içi nur yüzlü bir cemaatle dolup taşmıştı. Ben de bu caminin içine girerek minberin yanına diz çökerek oturdum. Nur yüzlü kişileri hayranlıkla seyre daldım. Bunların kim olduklarını anlayamadığımdan yanımda bulunan zata dayanamayarak sordum. "A Sultanım mübarek isminizi buyurur musunuz?' O zat okçuların piri Ebu Vakkas oğlu Sa'd olduğunu söyledi. Derhal elini öptüm.
Yine "Sizin yanınızdaki zatlar kimdir" diye sual ettiğimde "Onlar Sahabe-i Kiram ve Ensar Hazretleridir' dedi. Bu zatlar sıra ile Hazreti Ebubekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman ve Hazreti Ali idi. Bunları doya doya seyredip taze can buldum. Mihrapta ise kâinatın efendisi Hazreti Peygamberimiz oturmakta idi. Biraz sonra yanımda oturmakta olan Ebu Vakkas oğlu Sa'd hazretleri elimden tutup beni Peygamber Efendimiz'in huzuruna götürdü ve dedi ki "Sadık aşığın, Evliya kulun şefaatini diler." Ben de derhal Hazreti Peygamber'in mübarek ellerinden öptüm. Fakat heybetlerinden çok korkarak titredim ve heyecandan kendilerine "Şefaat ya Resulallah" diyeceğim yerde "Seyahat ya Resulallah" deyiverdim. Efendimizin yüzünde tatlı bir tebessüm belirdi. "O zaman seyahatlerimin hayırlı olması için Fatiha" buyurdular. Bundan sonra sıra ile Ashab-ı Kiram'ın ellerini öptüm ve onlar da bana "Alemlerin seyyahı ve mübarek bir kul olasın" diye dua ettiler. Ben de sonrasında Ahi Çelebi Camii'nden çıktım."

MISIR'DAN VİYANA'YA HER YERİ GEZDİ
Evliya Çelebi sabah olunca rüyasını Kasım Paşa'da İbrahim Efendi adında bir zata tabir ettirdi. Rüya tabircisinden "Sen büyük bir seyyah olacaksın. Sana seyahat buyrulmuş" sözlerini işitince de seyahatlerine başladı.
Hz. Peygam*ber'in şefaati, seyahati ve ziyareti ona müjdelediği, Evliya Çelebi İstanbul'u gezip dolaştıktan sonra şehir dışına ilk se*yahatini 1640'ta Bursa'ya yaptı. Ardından değişik devlet adamlarının maiyetinde hiç durmadan Osmanlı İmparatorluğu'nun dört bir yanını gezip, gördüklerini kaleme aldı.
Evliya Çelebi, gezip do*laştığı yerlerde kendisinden iz bırakmak ve latife yapmak için birçok yere "Evliya ruhiyçün el-Fâtiha" yazmıştı. 1684 yılında hayattaydı. Ancak, gerçek adını bilmediğimiz Evliya Çelebi'nin ölüm tarihini ve nerede öldüğünü de bilmiyoruz.

RAHMETLİ YÜCEL DAĞLI'NIN GAYRETLERİYLE EVLİYA ÇELEBİ SEYAHATNAMESİ'NE KAVUŞTUK
Evliya Çelebi'nin bir tür hatırat olan 10 ciltlik seyahatnamesi Türk kültür tarihi için vazgeçilmez bir kaynak olduğu kadar Osmanlı hakimiyetinde yaşayan milletler için de vazgeçilmez bir eserdir. Seyahatnamede Mısır'dan Viyana'ya kadar birçok yeri anlatır.
Seyahatname, 1840'lı yıllardan itibaren yayınlanmaya çalışıldı. Necip Asım Bey ve Ahmed Cevdet Bey'in gayretleriyle 1896'dan itibaren yayınlanmaya başladı. Ancak 1938'de yayını tamamlanabildi. Ancak Evliya Çelebi'nin dili ile oynanmış, birçok ifade yanlış okunmuş ve seyahatname yer yer sansürlenmişti.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi yıllarca okunuş hataları ve birçok eksiği olan bu neşirden kullanıldı. 1996'da rahmetli Yücel Dağlı'nın gayretleriyle Yapı Kredi Yayınları tarafından seyahatnamenin yeni bir neşri yapılmaya başlandı. Ancak rahmetli Yücel Dağlı yaptığı işin kıymetini anlamayan ve yıllarca Evliya Çelebi'yi tekellerine almalarına rağmen, hiçbir iş yapmayan kişilerin tenkitleriyle karşılaştı. Evliya Çelebi'nin yayınlanmasını önlemek için kendisine yapılan bu saldırılar karşısında yılmadı. Rahmetli Yücel Dağlı, sanki ömrünün uzun sürmeyeceğinin farkında olmuş gibi tenkitlerden yılmadan Seyit Ali Kahraman ve Robert Dankoff başta olmak üzere birçok bilim adamıyla birlikte seyahatnameyi yayınlamaya devam etti ve seyahatnamenin son cildi olan 10. cildi 2007'nin sonlarında neşretti. Kısa bir süre sonra da 12 Ağustos 2009 Çarşamba günü Hakk'ın rahmetine kavuştu Yücel Dağlı kardeşimi rahmetle anıyorum.

OSMANLI-İRAN İLİŞKİLERİNE IŞIK TUTAN KAYNAK BİR ESER
Çamlıca Basım Yayın, bir süredir Osmanlı tarihinin kaynakları olan ve çoğu günümüze kadar yazma halde kalmış olan tarihleri yayınlıyor. En son Rahimizâde İbrahim Çavuş'un 1583-1590 yılları arasında Osmanlı-İran Savaşları'nı ve Gence'nin fethini anlattığı Kitab-ı Gencîne-i Feth-i Gence isimli eserini yayınladı. Eser Günay Karaağaç ve Adnan Eskikurt tarafından çeviri yazısı ve tıpkı basımı ile birlikte neşredildi. Eserde ayrıca bahsi geçen hadiselerle ilgili 20 tane minyatür de bulunmaktadır.
Osmanlı-Safevi ilişkileri ve Kafkasya tarihi açısından önemli bir kaynak olan bu eseri yayınladıkları için Çamlıca Basım Yayın ile Günay Karaağaç ve Adnan Eskikurt'u tebrik ediyoruz.


Erhan AFYONCU
 

sdmh

Profesör
Katılım
22 Ağustos 2008
Mesajlar
1,108
Reaksiyon puanı
14
Puanları
38
Evrenkent nedir ? Ne alakası var diye düşünürken buldum. Üniversite demekmiş :blush:
 

Senisma34

Profesör
Katılım
22 Nisan 2009
Mesajlar
1,076
Reaksiyon puanı
34
Puanları
0
Evet, University. Türkçe olarak Evrenkent.
 

orcnd

Dekan
Katılım
13 Ekim 2008
Mesajlar
6,394
Reaksiyon puanı
255
Puanları
63
Oktay sinanoğlunun bir çevirisi evrenkent. ancak çok basit, sıradan ve amatörce bir çeviri.

İngilizcede
universe + city = university

Türkçede
Universe=evren
City = şehir, kent
Evrenkent

Bence yeni bir kelime üreticeksek bu doğrudan bir çeviri olmamalı. (LED) Light Emitting Diode kelimesinide ISD(ışık saçan diyot) diye çevirmek gibi bir şey.
 

ByEGT

Profesör
Katılım
26 Kasım 2009
Mesajlar
3,025
Reaksiyon puanı
15
Puanları
38
Bye Bye Türkçe kitabını okursan daha net anlarsın.

Adına bir üniversite açılırsa her ilde bir kampüsün kurulması anlamlı olabilir. Gezgin sonuçta.
 
Üst