Başörtülü casus istemiyoruz

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan FY2005
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

MdbK

Doçent
Katılım
9 Mayıs 2008
Mesajlar
542
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
Bu yazının kaynağının Bugün olmasına hiç şaşırmadım. O zaman size bir soru Mahalle baskısı diye tabir edilen baskı da bu yasaya göre aykırı değil mi? Eğer siz insanları zorla örtünmeye teşvik ederseniz bazı kimseler de buna ister istemez tepki koyarlar. Şahsen ben sokakta yürüyen türbanla birisinin başını açsam onun bana hiçbir şey söylemeye hakkı yok. Çünkü tam tersini de onlar başı açık insanlara yapıyorlar. Ha derseniz belki o öyle bir baskı yapmıyor, bunu ben anlayamam. Kurunun yanında yaş da yanar malesef.. :devil:
 

ATmaCA53

Profesör
Katılım
21 Nisan 2009
Mesajlar
3,993
Reaksiyon puanı
35
Puanları
0
Bu yazının kaynağının Bugün olmasına hiç şaşırmadım. O zaman size bir soru Mahalle baskısı diye tabir edilen baskı da bu yasaya göre aykırı değil mi? Eğer siz insanları zorla örtünmeye teşvik ederseniz bazı kimseler de buna ister istemez tepki koyarlar. Şahsen ben sokakta yürüyen türbanla birisinin başını açsam onun bana hiçbir şey söylemeye hakkı yok. Çünkü tam tersini de onlar başı açık insanlara yapıyorlar. Ha derseniz belki o öyle bir baskı yapmıyor, bunu ben anlayamam. Kurunun yanında yaş da yanar malesef.. :devil:
zorlan içki teşvik edene biz ne yapacağız içmeyinmi diyeceğiz, küçük yaştaki çocuklara babaları ve bazı arkadaş ortamından etkilenerek içki içiriyorlar, kardeşime zorlan teşvik ederim ve etmem bu sizi hiç ilgilendirmez, deniz baykal gelse kardeşimin örtüsüne karışamaz el sürdütmem, sen kimsin ki birilerin başını açmaya kalkıyorsun orada abisinin olmadığına şükret ki tekme tokat öteki dünyaya gönderirler seni...
 

croft

Doçent
Katılım
4 Mayıs 2009
Mesajlar
520
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
neden bu başörtüsünden (türbandan ) bukadar korkuyolar
insanın niyeti beynindedir dış kıyafeti ne olursa olsun niyetlerini düüncelerini değiştiremezsiniz eger ben ülkeyi bölmek yada başka şeyler yapmak istiyosam bun kılık kıyafetimle yapmamki türban dinin gereklerindendir devlet yada millet kimseye şöyle düşün böyle giyin diyemezki buna kiimsenin hakkı yoktur
asıl bölücülük türbanı çıkar başını aç benim gibi düşün benim istediğimi yap yoksa özgürlüklerini alırız okuma hakkı vermeyiz diyen zihniyettedir
bi parti başkanı çarşaflılara rozet takıp bünyesine alabiliyosa okulada alınmalıdır
bu bukadar korkulacak bişy değildir eger olsa bi takım diğer ülkelerdede serbest olmazdı
dayatma ile örtünen kişiler vadır yada yoktu zaten dayatma ile yapan kişiler bi süre sonra açıyolar anne babada olsa devlette olsa insan bişeyi yapmayı kafaya koyduktan sonra yapar
ilginç olan ise şu geçenlerde bi haberde bi tereristin tıp egitimini yarıda bırakıp daga çıkması eylemlere ve çatışmalar dahi girdiğini okudum bu kızın ise başı açıktı demekki ne kapalı bi casus nede başı açık olan gercek bi vatan sever olabiliyo
insanları kılık kıyafetine göre değil davranışlarına göre değerlendirmek gerekir
vatana millete ne başı açık nede kapalı olan zarar verir asıl zihniyeti bozuk düşünceleri hain olan zarar verir
özgürlük olsun diye diye gezinirken böyle bi dayatma yapılması hatta daha öteye gidip bu şekilde haksızca yaftalanması gercekten çok utanc verici bunu yapanlar ise aydın gecinen takım yazık gercekten çok yazık
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Mdbk, aferin arkadaşım. İşte sizin çağdaşlığınızın, eğitiminizin ölçüsü bu kadar. Bir fikriniz var ya kafanızda, mutlaka dayatacaksınız. Ne yazıldığını bile okumamışsın!

Birincisi, senin hiç kimsenin sokakta giderken başını açmaya hakkın yok, eğer böyle bir şey yapmaya kalktığını ben görürsem seni bundan gerekirse şiddet uygulayarak alıkoyarım. bir kişinin babası veya kocasıyla senin fikrin bir mi? Sen kendini kim olarak görüyorsun da kızın babasıyla kendini aynı kefeye koyuyorsun? Birisi başka birinin başını güya zorla örtüyor diye, sen de bu konuyla ilgisi bile olmayan birisinin başını zorla açacaksın öyle mi? Bu hakkı sana kim verdi? O baba mı, o kadın mı, yoksa başını örten kişi mi?

Neresinden tutsan çocukça, neresinden tutsan akılsızca. Kafalarda hep şu var; "birisi başını örtüyorsa bu mutlaka zorla örtülmüştür". Ne kadar fikirsiz ve ne kadar cahilce. Farz edelim ki bir kişinin başını zorla örtmüşler, bu sana nasıl konuyla ilgisiz başka birinin başını zorla açma hakkını veriyor? Sen o kişinin babası bile olsan, kocası bile olsan zorla açmaya hakkın yok, kaldı ki dış kapının mandalısın.

Peki zorla başı örtülenler ne olacak diyorsun. Doğaldır ki aileler kendi doğrularıyla yetiştirecekler çocuklarını. Nasıl yetiştireceklerini herhalde sana sormayacaklar. O çocuk aklı baliğ olduğunda kendi kararını verir. İsterse örtünür, isterse başını açar, ailesi onu zorla kapanmaya mecbur edemez.

Ancak birisi bu cahilliği yapıyor diye, devletin diğer herkesin başını açmaya zorlama cehaletini yapma hakkı vermez. Düşünsene, şimdi ben bir babanın oğlunu zorla traş ettiğini görüyorum diye sokağa çıkıp kafama esene herkesin kafasını traş etme hakkını mı bulayım kendimde?

Çok ilginç, herkesin inancına karışıyorsunuz ve bunu yapmaktaki gerekçeniz, "kimse birbirinin inancına karışmasın diye" (laiklik). Size de komik gelmiyor mu? Yoksa siz gerçekten sizi kontrol altında tutmak için uydurulmuş bu masallara inanıyor musunuz?

Üstelik bütün bunların yanında, ailesi tarafından başı zorla açılanları da tanıyorum ben! Size kalırsa tüm başı örtülüler sanki zorla örtülmüş zannedeceksiniz, ya başı açık olanlardan ailesi tarafından açılmış olanlara ne diyeceksiniz? Kendisi örtünmek istiyor ama ailesi zorla başını açıyor; ben çok gördüm etrafımda! Siz görmediniz mi? Çünkü işinize gelen bir durum.

Üstelik cahillerden belki 5 tanesi kızının/eşinin başını zorla örtüyor, buna karşılık siz binlerce kişinin başını zorla açıyorsunuz! Hem de devlet yapıyor bunu, laik devlet!

Dediğim gibi vatandaş, eğer benim önümde böyle bir işe kalkışırsan, karşılığını çok çetin alacağından endişen olmasın.
 

webrettin

Profesör
Katılım
16 Mart 2009
Mesajlar
1,676
Reaksiyon puanı
49
Puanları
228
Nasıl ki ezan yasaklandı şimdi buna gülüyoruz, çocuklarımız veya torunlarımızda bu yasaklamalara gülecek...
 

braveheart.fb

Profesör
Katılım
21 Mart 2009
Mesajlar
1,985
Reaksiyon puanı
92
Puanları
228
MdbK özgürlük Bu ülkde herkese lazım.Kader bu ülkenin insanlarını demir zincirlerle bir birine bağlaş.Benim üzgürlüğüm olmadan senin özgürlüğün, senin özgürlüğün olmadan benim özgürlüğüm mümkün değil Bilesin.


Ben İnanıyorum ki gün gelecek geriye dünüp bakacaz ve kendi kendimize soracaz "sahi başörtüsü yasağı neden vardı?" ...

Tıpkı bu gün Amerikalıların "sahi neden eskiden zencilere kötü davranılmış?" sorusu sorduğu gibi soracaz. Kim bilir belki de bizimkisi daha samimi daha içten olur.
 

GKHNCKR

Profesör
Katılım
7 Mayıs 2009
Mesajlar
3,980
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
ben bunların cesaretine şaşıyorum. Ölüm var sonunda, Allah'a(cehenneme) gider durumdasın. hala nasıl onun emirlerine saygısızca karşı çıkma cesaretini gösteriyorsun? inanmıyorsan da sus! karışma inacımıza. inanıyorsanda kanındaki şeytanı çıkar dışarıya. olayın özü budur. kibar kibar anlatıyoruz anlamıyorsunuz.
 

mc92001

Doçent
Katılım
11 Şubat 2009
Mesajlar
786
Reaksiyon puanı
16
Puanları
18
İran gibi olmak? Ben olalım isterdim. Neden mi?
Sebep1
Sebep2
Sebep3
Sebep4

Düşünce ve ifade özgürlüğüne karşı uygulanan katı tutumlarından dolayı da İran gibi olalım istemezdim.

Gerçi Saylan ve onun gibilere bakınca İran'daki fikir özgürlüklüklerine karşı düşmanca tutum içinde olanlardan hiç bir farklarını göremiyorum. Siz ne dersiniz?
katılıyorum.
bu iran gibi ,malezya gibi olma korkusu içinde uykuları kaçanları da anlamıyorum. sanki iran gibi olmaya çalışan bissürü kişi veya dernek var. amerikanın ürettiği sahte düşmanlara benziyor bunlar. bir düşman üret ve ona karşı donkişotluk yap. vay be ne kadar kolay.
 

attigo

Asistan
Katılım
5 Mayıs 2009
Mesajlar
149
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
"Hayır. Böyle bir ilkemiz var. O çocukların bir kısmı militan olarak kullanılıyor. Biz de böyle casus gibi aramızda onları istemiyoruz. Baştan söylüyoruz, herkesin prensipleri var.


şu laftan sonra kimin militan olduu da belli oldu galiba
 

Scorpius

Asistan
Katılım
20 Mayıs 2009
Mesajlar
113
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Ne kadar ironik değil mi Osmanlı torunları birbirlerine sağcı-solcı,şeriatçi-laik birbirine cephe almış onları ayrıştırmak ne kadar kolay değil mi düşünmezler mi bu tartışma sürekli devam eder ve kimse hiçbirşey elde etmez herkesin dini kendinedir onu yargılamak kimseye düşmez.İran olmayın,ABD olmayın,Irak olmayın sadece Türkiye olalım bize yeter.Yıllardır bizi ayrıştırmak için elinden gelen yapanların ekmeğine yağ sürmeyin...
 

Ferman31

Asistan
Katılım
3 Temmuz 2007
Mesajlar
270
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
kadın haklı veya haksız olabilir ama yazı tarafsız olmalıydı.yazan resmen ben yobazım diyor.
 

Ferman31

Asistan
Katılım
3 Temmuz 2007
Mesajlar
270
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
kadın haklı veya haksız olabilir ama yazı tarafsız olmalıydı.yazan resmen ben yobazım diyor.
 

polis_09

Öğrenci
Katılım
3 Eylül 2008
Mesajlar
11
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Eğer Ay'da yaşamıyorsan "Türkan Saylan'ı daha düne kadar kim tanıyordu?" sorusu biraz abes olmuş! Hoş memleketimizde Lise talebelerinin 70'i Kenan Evren'i resminden dahi tanıyamıyor şaşırmamak lazım!

Kaynak: Türkan Saylan - Vikipedi
kes kopyala yapıştır..oh ne güzel.o yazılanlar kişilere ait özgeçmişler.güzel koplamışsın brovo.Peki ya yazılmayanlar.yapılıp da gözden kaçanlar.biz millet olarak yıllarca hep bastırıldık.ama sonradan gizli hesaplar öğrenildi ve bizler hep geri kalmışlığımızla kaldık.bunun ne demek olduğunu güzel ülkemin %70 bilmiyor.bırak lise talebelerini Kenan Evreni.bizler bu günlere nasıl geldik.önemli olan o.
Ana madde: Arap Ayaklanması
İlk tayin yeri olan Kahire'de İngiliz Askeri Haberalma Servisi için çalıştı. Araplarla olan sıcak ilişkileri Lawrence'ı, İngiliz ve Arap kuvvetleri arasındaki irtibat subaylığı görevi için biçilmiş kaftan kılıyordu. Ekim 1916'da, Arap millî faaliyetlerini rapor etmesi için çöle gönderildi.
Mekke şerifi Hüseyin bin Ali'nin oğlu Emir Faysal komutasındaki düzensiz birliklerle birlikte Osmanlı ordusuna karşı gerilla mücadelesi verdi. Arapları, Medine'deki Osmanlı muhafız birliklerini şehirden çıkarmamaları konusunda ikna etti. Böylece Araplar, şehre malzeme getiren Hicaz demiryoluna yaptıkları saldırılara ağırlık verebildiler. Osmanlı askerleri de hem şehri hem de demiryolunu savunmak ve tamir etmek zorunda kalarak oyalandılar. Lawrence, Akabe ve Şam'ın işgalinde de önemli rol aldı.
Araplarla geçirdiği zaman zarfında, gelenek ve yaşantılarına bayağı adapte oldu. Deve ile seyahat edip, sıkı bir dostluk kurduğu Prens Faysal'ın hediye ettiği yerel kıyafetleri giymeye alıştı.
I. Dünya Savaşı'nın sonlarında İngiliz hükümetini, Arapların bağımsızlığının İngilizlerin yararına olduğuna ikna etme konusunda oldukça başarılı oldu.

Efsanenin Yayılışı [değiştir]

Lawrence, 1918'de savaş muhabiri Lowell Thomas'ın belgesel film ve fotoğraflar çekmesine yardımcı oldu. Savaştan sonra bu belge niteliğindeki fotoğraf ve filmlerle dünya turuna çıkan Lowell Thomas, oldukça yüksek kazançlar elde etti.
Lowell Thomas'ın Lawrence'ı büyük bir kahraman gibi göstermesi, Lawrence'ın da kendi anılarında bölgede daha önceden yüzlerce İngiliz ajanı tarafından yapılmış bir çok şeyi kendine mal etmesi Lawrence'ın aslında çok da hak etmediği bir üne kavuşmasını sağladı.
Öyle ki sonradan Lawrence'ın efsanesini kaleme alan yazarlar yeri geldiğinde Lawrence'ı gerilla savaşı'nın mucidi olarak kabul etmişlerdir.
1962'de çekilen Arabistanlı Lawrence filmi ise efsaneyi doruk noktasına ulaştırmıştır.

Bilgeliğin Yedi Sütunu [değiştir]

Bilgeliğin Yedi Sütunu, bunun haricinde ikisi çeviri olan birkaç kitabı daha bulunan Lawrence'ın başyapıtıdır. 1919 yılında All Souls Koleji'nde araştırma yapma şansı verilmiş, bu çalışmaları yedi yıl sürmüştür. Kitap, Lawrence'in savaş anılarından müteşekkildir ancak bazı kısımları askerî strateji, Arap kültürü ve coğrafyasıyla ilgili denemeler de içermektedir. Kitap oldukça yoğun ve karmaşık bir kelime örgüsü ile yazılmış, yer yer acıklı, yer yer komik öğeler içeren önemli bir yapıttır.
Lawrence, notlarını kaybettiği için kitabı üç defa yazmak zorunda kalmıştır. Öyküsel anlatımında gerçek ile fantaziyi ayırt etmek zaman zaman zor olmaktadır. Gerçekle hayali karıştırmaktan zevk aldığı aşikârdır. Kendisiyle olan iç hesaplaşmaları yer yer kendisini küçümsemesine ve yer yer de Arap İsyanı'nda aldığı rolü abartmasına neden olmuştur. Bu anlamda kitap hem otobiyografi olarak hem de tarih ve psikoloji açısından önemli bir yapıttır.
Lawrence'in abartma alışkanlığı, biyografisini yazan yazarlar ve diğer araştırmacıları zaman zaman anlaşmazlığa düşürmüştür. Kitabında süslü bir anlatımla dile getirdiği iddiaların bir kısmı sonradan yalanlanmış ve aksi ispat edilmiştir. Sina Çölü'nü iki günde geçtiği iddiası ve birçok savaş yarası olduğu iddiası bunlardan ikisidir. Gerçekte bu yolculuk üç gün sürmüştür ve sadece birkaç savaş yarası vardır.
Arap İsyanı'na katıldığı doğrudur ancak bu isyanın temel taşlarından biri, hatta ilham perisi olduğu iddiası doğru değildir. Almanlar Arap İsyanı'nı her yönüyle anlatan 12 ciltlik bir rapor hazırlamışlardır. Bu büyük raporda Lawrence'ın adına bile rastlanmaz. Buna rağmen Araplar, etkisi olduğunu kabul ederler.
George Bernard Shaw, Lawrence'a kitabını düzenlemesinde yardımcı olmuş ve gramer hatalarını düzeltmiştir. Lawrence kitabının önsözünde Shaw'a ve eşine hiç istemediği halde teşekkür etmiştir.
Kitabın 1926'daki ilk baskısı fahiş fiyattan satılıyordu ve özel sipariş gerektiriyordu. Halkın, kendisinin çok fazla kazanç elde edeceğini düşünmesinden korkarak, halkın gönlünü kazanmak amacıyla bu kitabın kendisinin savaş anıları olduğunu ilan etti. Daha sonra bu kitabın gelirinden bir kuruş bile almayacağına yemin etti ve kitabın fiyatını basım masrafının üçte birine düşürdü. Gerçekten de kitabın gelirinden pay almadı ve büyük bir mebla olan borcunu da ödedi.
 

respector

Asistan
Katılım
15 Mart 2009
Mesajlar
475
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
En son yerel seçimler öncesi kendin Emin konuşan vatandaş sen değilmiydin Halk aslında herşeyin cevabını veriyor ama nasıl yüz varsa hala Bu görüşleri savunmaya anlamıyorum :razz:



Irak ile iranı birbirine Benzetme ırak karma insan topluluğunun olduğu bir ülke Başta içten satıldılar ırak hükümetine bakarsak ırakın ne denli kolay alındığını anlıyabiliriz ama İran %80 Şii olan bi toplum Ve iran ırak ile savaşmadan önceki iran değil Daha güçlü Ve daha teknolojik silahlara sahip artık Amerika aslında ırakda baya kayıp verdi afganistana bile natodan asker istiyor İsrail Amerikanın sonu iran ile rusyanın elinde...

"vakti geldiğinde sana bu mesajdan alıntı yapacağım" demiştim hatırlarsan. Çok da beklememize gerek kalmadı. " radara yakalanmayan Uçak yaptık, füze yaptık vs." tarzı acem palavralarıyla dünyayı uyutan İran'da ki korku krallığının temelleri titremeye başladı bile. Senin demenle "%80'i Şii olan" ama insan hakkı nedir bilmeyen mollaların kalbi bu aralar epey çarpıntı yapıyordur. Din diye, İslam diye uydurduklarıyla yarattıkları köleler başkaldırdı ve bu ateş yukardakileri yakmadan da dinmez bence...

Cumhuriyetimizin ve insanca yaşama hakkına sahip oluşumuzun kıymetini bilelim.
 
Üst