Erdoğan: Sakın Suriye'de ne işimiz var diyenlerden olmayın

Bu konuyu okuyanlar

Sardaukar

Profesör
Katılım
7 Haziran 2019
Mesajlar
2,129
Reaksiyon puanı
903
Puanları
113
Yaş
24
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis Grup toplantısında yaptığı konuşmada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik olarak, "Hala ısrarla 'Şehitler tepesi boş kalacak' diyen kişi bu ülkeyi düşmana teslim etme peşindedir" ifadelerini kullandı


AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan İdlib'de süren gerilim ve konu üzerinden yürüyen tartışmalara dair açıklamalarda bulundu.

Erdoğan konuşmasında Kılıçdaroğlu'nu hedef alarak "Sürekli kendini bu ülkenin cumhurbaşkanı yerine koyarak ahkamlar kesiyor. Bu ülkenin yönetiminde sorumluluk almak istiyorsa, birilerinin öne sürerek arkadan gülerek olmaz. Malum olmak üzere 2023'te Cumhurbaşkanlığı seçimi var, çıkarsın meydana yetkiyi alabilirsen söylediklerini yapabilirsin. Ama o güne kadar bu zata düşen görev, sorumluluk sahiplerine destek vermektir. Bunu yapamıyorsa da sükut etmesine razıyız" ifadelerini kullandı.

Yunanistan'ın göçmenlere yönelik sert tavrını eleştiren Erdoğan, "Bugün mültecilere sınırlarını kapatan, onları geri göndermeye çalışan her Avrupa ülkesi İnsan Hakları Beyannamesi'ni çiğnemektedir" ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Bin yıldır kanlarımızla sulayarak vatan toprağımız bu topraklarda hür bir şekilde yaşayabilmemiz, ezanımızı semamızda yankılatabilmemiz için hayatını veren tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Terörle mücadelede verdiğimiz binlerce şehide Suriye'de yenileri ekleniyor. İdlib'de rejimin saldırısında hayatını kaybeden 36 askerimizin de aralarında olduğu nice canları toprağa verdik. Bin yıldır olduğu gibi bugün de hiçbir şehidimizin, hiçbir gazimizin kanı boşa gitmiyor. Bu mücadeleyi hedeflediğimiz gibi sonuçlandırdığımızda büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasında önemli yol almış olacağız.


"ŞÜPHESİ OLAN İNANCINI SORGULASIN"

Bunu anlayabilmek için gaza nedir, şehadet nedir, şehit nedir gibi soruların cevaplarını bilmek gerekiyor. Bu soruların cevaplarına ancak yüreğinde ülke ve millet sevgisi varsa, zihin pak ve berraksa, vücudunuzun her zerresinde hissederek ulaşabilirsiniz. Önceki günkü konuşmamda da ifade etmiştim, şehit tam 56 kez tekrarlanıyor. Şehitlikle ilgili en önemli müjde Bakara Suresi'dir. Bu tablo bize ülkemizin ve milletimizin bağımsızlığı için mücadele ederken can veren herkesin şehit olduğunu hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde gösteriyor. Askerlerimizin, polisimizin, jandarmamızın, korucularımızın şüheda makamına yükseldiği konusunda şüphesi olanlar önce kendi inancını sorgulasın.

ŞEHİTLER TEPESİ TARTIŞMASI

'Şehitler tepesi boş kalmayacak' sözünü anlamak için de içinden çıktığınız toplumun kültürünü bilmeniz gerekir. Hala ısrarla 'Şehitler tepesi boş kalacak' diyen kişi bu ülkeyi düşmana teslim etme peşindedir. Tabi 15 Temmuz'da milletimiz sokaklarda şehit olurken, tankların arasından sıyrılıp belediye başkanının konutunda kahvesini yudumlayanlardan bu millete şahadet yolunda gitmek gibi bir şey olmaz. Bu tipler bize dönüp 'Türkiye'nin Suriye'de ne işi var' derken, diğer ülkelere asla böyle bir soru yöneltmiyor. Bunların gözünde ülkemizin mücadelesinin zerre dertleri yoktur. Tek dertleri siyasi çıkar elde etmektir. Suriye tartışması ülkemizdeki beşinci kol faaliyetlerinin nerelere uzandığının göstergesidir.

KILIÇDAROĞLU'NU HEDEF ALDI

'Hayatta hiçbir laftan tiksinmedim şehitler ölmez vatan bölünmez' diyenlere bir şey ifade etmiyor. 'Bugün Suriye'ye savaş açsak banko Şam'ı tutarım' diyenler yerini yıllar önce belli etmiştir. Kimin nerede olduğunu çok dikkatle takip etmemiz lazım. Bay Kemal'in yeri bellidir. Bay Kemal'in yeri ne vatandır, ne millettir. Onun yeri Esed'in yanıdır. Bir de tavsiye ediyor ya, buyur sen git. Bay monşerlerle güzel bir yolculuk yaparsın. Hezeyanlarına yanıt vermek ağrıma gidiyor. Mesele doğrudan istiklal ve istikbalimize saldırı noktasına gelmiştir. Zaman zaman Kılıçdaroğlu'nun ülkemizin Suriye meselesinden Akdeniz'deki politikalarına kadar söylediği sözleri kimler keyifle dinliyordur diye merak ediyorum. Önümüzdeki fotoğrafa baktığımızda Esed tarifsiz bir sevinçle takip ediyordur, darbeci Hafter alkışlayarak dinliyordur, terör örgütleri şükranla izliyordur, ABD'deki, Avrupa'daki, Rusya'daki bazı çevreler takdirle takip ediyordur. Her sözü ve tutumuyla karşımızdakilere destek veriyor.

Dün de çıkmış 'O gece neredeydiniz' diye soruyor. O gece bu ülkenin Cumhurbaşkanı görevinin başındaydı. Ertesi gün erken saatlerinde de Cumhuriyet tarihinin en yoğun telefon diplomasisiyle görevine devam ediyordu. O gece bu ülkenin Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, milli Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı, İçişleri Bakanı, MİT Başkanı görevlerinin başındaydı. Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları görevlerinin başındaydı. Erinden en üst komutanına kadar TSK'nın tüm mensupları görevlerinin başındaydı. Herkes görevlerinin başındaydı. Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi'nde kahve için televizyon izlerken, herkes canla başla çalışıyordu. Benden telefon bekliyormuş, çok merak ediyorsan Sayın Bahçeli ile Sayın Meral Hanımla, Sayın Karamollaoğlu ile aradılar, görüştüm bilgi verdim, sen de ararsın. Bu protokol anlayışına da sığmaz. Kalkıp ben mi arayacağım, sen ara, niye aramıyorsun?

Hatay Valimizden, İletişim Başkanlığı'na kadar bilgiler milletimizle paylaşılmıştır. Milletimiz başından sonuna kadar izlemiş, takip etmiştir. Bir yandan Esed'le dans eden, Türkiye'nin Suriye'de ne işi var diyen elbette Türkiye'nin çıkarlarının nerede olduğunu göremez. Türkiye, dün Çanakkale'de de emperyanlistlere karşı mücadele ediyordu, bugün Suriye sınırında da mücadele ediyor. Kılıçdaroğlu, Gazi Mustafa Kemal'in Çanakkale'yi savunduğu dönemde İdlbi'in de vatan toprağı olduğunu bilmiyor. Milletimiz Çanakkale'de savaşırken de, İstiklal Harbi'nde de bu zat gibi davranan müstevli destekçileri vardı. Gazi'nin ifadesiyle düşmanlarımız bizi içten yıkmaya çalışıyor. Bozguncu mikropların ajanlarını göstermek yeterlidir. Kılıçdaroğlu da bugün Türkiye'nin iç cephesine saldırıyor. Bunu da kasıtlı bir şekilde yapıyorlar. Bugün de verdiğimiz mücadelede sahada zafere yürüyeceğiz, hem de bu müstevlileri ezerek ülkemizi hedeflerine ulaştıracağız.

'YÜREĞİN YETİYORSA ADAY OL'

Bu zatın gözünün ve gönlünün başka yerlerde olduğunu biliyoruz. Türkiye'nin bu tarihi mücadelesini fitneyle, yalanla, iftirayla lekeleme çalışan şerefsizdir, onursuzdur, alçaktır, haindir. Sürekli kendini bu ülkenin cumhurbaşkanı yerine koyarak ahkamlar kesiyor. Bu ülkenin yönetiminde sorumluluk almak istiyorsa, birilerinin öne sürerek arkadan gülerek olmaz. Malum olmak üzere 2023'te Cumhurbaşkanlığı seçimi var, çıkarsın meydana yetkiyi alabilirsen söylediklerini yapabilirsin. Ama o güne kadar bu zata düşen görev, sorumluluk sahiplerine destek vermektir. Bunu yapamıyorsa da sükut etmesine razıyız.

Türkiye’nin bu tarihi mücadelesini yalanla lekemeye çalışan her kim olursa olsun haysiyetsizdir, onursuzdur, şerefsizdir, haindir.

Suriye'deki durum, yeni acılar, yeni trajedilerle daha da kötüleşiyor. Şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmıyoruz.

Rejiminkiyle mukayese edilemeyecek kadar az da olsa elbette bizim de kayıplarımız var.

GÖÇ KRİZİ

Bize düşen bu insanların yeniden evlerine dönerek, huzur ve güven içinde yaşayabilecek iklimi vermektir. Sivilleri öldürerek, halksız bir devletin katliamından kaçanlar Türkiye'ye yöneliyorsa bu bizim vicdanımız, ahlakımızdır. 36 şehit verdiğimiz saldırının ardından sınırlarımızı açma kararı almıştık. Bu tamamen uluslararası hukuka uygundur. Bugün mültecilerini sınırlarını kapatan, onları döverek, vurarak geri göndermeye çalışan her Avrupa ülkesi İnsan Hakları Beyannamesi'ni çiğnemektedir. Botları şişleyerek batırıyor. Yunanistan 2. Dünya Savaşı sırasında sürgünde kurduğu hükümetle varlığını devam ettirmeye çalışıyordu. Nazi saldırılarından kaçarak Suriye'ye sığınan Yunanları gösteren fotoğrafı hatırlatmak istiyorum. Türkiye, Yunanistan'ın açlıkla boğuştuğu bu dönemde, gemilerle gıda yardımıyla komşusuna destek vermiştir. Pek çok Yunanlı ülkemizde huzur ve güven içinde yaşamıştır. Her türlü yolu deneyen Yunanlı bir gün bu merhamete kendilerinin de ihtiyacı olduğunu unutmamalı.

"BİZİ ALDATMAYA KALKMAYIN"

Kalkıp 350 +350 milyon euro yardım göndermeye hazırız diyor. 10 yıldır, 4 milyon mülteciyi topraklarında barındıran Türkiye'ye böyle bir destek verdiniz mi? Bugün geliyorlar, konuşacağız. Vermediler, vermiyorlar. Çünkü ikircikli davranıyorlar. Bunların tek yüzü yok. Verecekseniz verirsiniz, vermeyecekseniz vermezsiniz. Bizi aldatmaya kalkmayın. 40 milyar doları harcayan Türkiye, bir 40 milyar dolar daha harcar. Avrupa ülkeleri sorunu çözmek istiyorlarsa, Türkiye'nin Suriye'de gerçekleştirmeye çalıştığı çözüme destek vermelidir. Faşizmin ayak seslerinin daha çok duyulduğu Avrupa ülkeleri için böyle bir durum gerçek bir felaket anlamı taşıyacaktır. Böyle durumlarda Avrupa toplumları önce kendi komşularının gırtlağına sarılmaktadır. Umudumuz, AB'nin gerçekleri görmesidir."

PUTİN SORUSUNA YANIT

Erdoğan, TBMM'den ayrılırken gazetecilerin gündeme ilişkin olarak yönelttiği soruları da yanıtladı. "Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapacağınız görüşmeden beklentiniz neler?" sorusuna Erdoğan, "Beklentimiz ateşkesin sağlanması" yanıtını verdi.
 
Üst