Bu konuyu okuyanlar

Mtn S

Guru
Emektar
Katılım
16 Ocak 2017
Mesajlar
23,354
Reaksiyon puanı
15,370
Puanları
113
  • Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi sal,
  • Bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş...
    • (Âlemde sesin Davut gibi çınlasın!.. Gökkubbede baki kalan sadece hoş bir sedadır; kalıcı olan sadece odur.)
  • Hûb olan elbette kendin gösterür
    • (Güzel olan elbette kendini gösterir.)
  • Mu'ayyen kıssadur sevmek sevilmek mâ-takaddemden
    • (Sevmek, sevilmek eskiden beri bilinen hikâyedir.)
  • Mufassal kıssa başlarsın garip efsane söylersin
    • (Öğüt veren hikaye anlatmaya kalkarsın; bir bakmışsın ki anlattığın hikaye efsaneye dönüşmüş.)
  • Nâdân komaz ki merdüm-i dânâ huzûr ede
    • (Câhil komaz ki, âlim kişi rahat ede.)
  • Dil derdini gamunla dil-efgâr olan bilür
  • Bîmâr hâlini yine bîmâr olan bilür
    • (Gönül derdini gamınla gönlü kırık olan bilir. Hasta hâlini yine hasta olan bilir.)
  • Tutdı cihânı pertev-i hüsnün güneş gibi
  • Doldı sadâ-yı aşkun ile kâh-ı kün fekân
    • (Güzelliğinin ışığı güneş gibi dünyayı tuttu. Kün fekân sarayı (dünya), aşkının yankısı ile doldu.)
  • Bezm-i şevkün içre devr eyler felek bir câmdur / Câmda bir cür' adur aşkun şarabından şafak
    • (Ey sevgili; felek seni arzulamanın meclisinde dönüp dolaşmakta olan bir kadehtir. Şafağın kırmızılığı ise, senin aşkının şarabından o kadehin dibinde kalmış bir yudumdur.)
  • Zülf-i siyâhı sâye-i perr-i hümâ imiş,
  • İklim-i hüsne ânun içün pâdişâ imiş...
    • (Sevgilinin kara zülüfleri, Hüma kuşunun kanadının talih bağışlayan gölgesi gibi olduğu için, güzellik ülkesinin sultanı da odur. [Hümâ kuşunun ele geçirilememesine yapılan bir gönderme de vardır bu beyitte.])
  • Bir secde ile kıldı ruh-i âftâbı zer,
  • Hak-i cenâb-ı dost aceb kîmyâ imiş...
    • (Sevgilinin civar toprağının (avlusunun) öyle bir kimyası var ki Güneş oraya bir secde etmekle yanağı hemen kıpkızıl bir altına dönüşüverdi!)
  • Görmez cihânı gözlerimiz yârı görmese,
  • Mir'ât-ı hüsni var ise âlem-nümâ imiş...
    • (Sevgiliyi gör(e)mediğimiz vakitler gözümüze hiçbir şey görünmez; hatta, cihan bile! Eğer “Ayine-i Âlem-nüma” [dünyayı gösteren güzellik aynası], diye bir şey varsa, zannımızca o, sevgilinin güzelliğinin aynasından başka bir şey değildir.)
  • Zülfün esîri bâkî-i bîçâre dostum,
  • Bir mübtelâ-yı bend-i kemend-i belâ imiş...
    • (Zülfüne bağlanıp esir olan şu çaresiz Bâki, bu haliyle meğer bir bela kemendinin; yani, zülfünün bağına tutulup kalmış...)
 
Üst