Babıali

Bu konuyu okuyanlar

Ottomanzo

Doçent
Katılım
25 Temmuz 2008
Mesajlar
746
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0
Bir zamanlar ülkeye yön veren birkaç gazete günlük hayatın yaşandığı yer diye bilinen, uzun yıllar Babıali denilen Cağaloğlu‘ndaki küçük idare binalarında hazırlanıyordu.
Bodrum katlarına sıkıştırılan matbaalarda basılıyordu...
En büyük sermayesinin insan olduğu ve kariyer budalalarının uzak durduğu o günlerde gazetecilerin birçoğu akıl değil, para fukarasıydı...
Gelecek kaygısı olmadan maddi beklentileri sıfır noktasına indirgeyerek gece gündüz demeden çalışan insanların yaşadığı adreslerdeki tek ortak nokta; aynı yerde buluşmak ve aynı istikamete gitmek ve yolun sonuna başı dik, alnı açık varabilme duygusuydu...
Taa ki, Babıali parayla tanışıncaya dek...
*
Ustalar vardı, bir de ‘ustalıktan’ uzak olanlar...
Babıali duvarlarında sevap kadar, günah da var...
Asla gözükmeyen müzevirleri de...
O zamanlar birileri dirilişin, birileri de isyanların fitilini ateşleme gayretindeydi...
Yani, saflar belliydi...
Babıali palazlandırılınca önce teknolojisini değiştirdi. Daha sonra para fukarası insanların arasına kariyer budalalarını karıştırdı...
Ve daha beter kirli bir yarış başladı...
Para, Babıali‘nin geleneklerini artık bozmuştu...
*
Kısaca, karanlık bir zindana benziyor medya...
Kim vuruyor, kim seviyor, kim öldürüyor belli değil!
Plazalar büyüdükçe, adamlar küçülüyor...
Çünkü; dünyayı millete anlatan ve dürüstlük adına kirli çamaşırları ortaya döken Babıali kendi tarihine ait bir şey anlatamıyor...
Bu tarih yazılmadığı için niceleri kahraman diye anılmaya devam ediyor... Para fukaralarının arasına paralı ama akıldan fukara karikatürize kafalar katılınca Babıali; düşüncesiz, yarını görmeyen, günü kurtaran ve iktidara giden yolda her şeyi mübah kılan bir anlayışa sahip oldu...
Aydınlık yarınlardan söz edenler büyük bir iddianın sahibidir, yani karanlık bir yanı olma lüksü yoktur...


Mehmet Soysal

 
Üst