mağdurTüketici
Öğrenci
- Katılım
- 22 Şubat 2020
- Mesajlar
- 1
- Reaksiyon puanı
- 1
- Puanları
- 1
Merhabalar, biraz uzunca bir yazı olacak ama okumanız size fayda sağlayacaktır.
Abartısız internetten yüzlerce kez alışveriş yapmış, çokça kez garanti kapsamında değişim, onarım vb. işlemlerde pek sorun yaşamamış ve bilgisayar yüksek mühendisi sıfatıyla yazıyorum.
Özet:
Gittigidiyor, Hepsiburada ve benzeri (başka isim belirtmek istemedim çünkü ben sadece bu 2’siyle sorun yaşadım) sitelerden alışveriş yaparken çok dikkatli olunuz. Bildiğiniz üzere, Gittigidiyor doğrudan ürün satmaz, sadece aracı sitedir ve Hepsiburada kendisi ürün sattığı gibi aynı zamanda 3. kişili satıcılara da aracılık etmektedir.
Aracı siteler her ne kadar satıcı ile bir problem yaşadığınızda, sizin hakkınızı koruyacaklarına dair vaatlerde bulunsalar ve bunu çoğunlukla yerine getirseler de bazı durumlarda bu siteler de yasaların gerekliliklerini yerine getirdikleri gerekçesiyle, tüketicinin mağduriyetine göz yumuyorlar. Yasaların gerekliliklerini yerine getiriyorlarsa o zaman nasıl oluyor da tüketicinin mağduriyeti söz konusu oluyor diyebilirsiniz. Başımdan geçen 2 olayı anlatacağım birazdan ve ne demek istediğimi o zaman anlayacaksınız.
Yasalarımıza gelince, her ne kadar tüketicinin korunması ile ilgili kanunlarımız olsa da -sadece Türkiye’de değil, Dünya’nın birçok ülkesinde de-, bazı durumlarda kanunlarda bazı zayıflıklar bulunmakta ve bu zayıflıkları çok iyi bilen fırsatçı dolandırıcıların yaptıkları yanlarına kar kalmaktadır. Örneğin, ben ‘Gittigidiyor, Hepsiburada’ gibi aracılık eden kuruluşların sorumluluklarını düzenleyen kanunlar hakkında araştırma yaptığımda, kanunların “Aracı site ürün alıcıya ulaştırmakla yükümlüdür, ücreti satıcıya ulaştırmakla yükümlüdür vb.” gibi yüzeysel düzenlemelerden ibaret olduğunu gördüm. Farkına vardım ki, benim mağdur olduğum 2 durumda da, aracı sitelerin yapmaları gereken pek bir sorumluluk bulunmamakta. Mağdur olan tüketici olarak, ileriki hukuksal süreci tamamen satıcı ile çözmek zorunda olduğumu, hatta arada aracı sitenin olmasının durumun hukuksal yolla çözülmesini daha da zorlaştırdığı sonucunu bizzat deneyimledim.
Deneyimlerimi okumanızı mutlaka tavsiye ederim fakat yine de okumayı sıkıcı buluyorsanız, sizlere kısaca şunu söyleyeyim ki:
Kanunlara ve yönetmeliklere göre aracı siteler her zaman sizin mağduriyetinizi gidermek zorunda değildir. Hukuksal süreci doğrudan, aracı sitede satıcılık yapan taraf ile çözmeniz gerekmekte ve bu durumda da aracı siteleri kullanmanın pek de cazip bir tarafı kalmamaktadır.
Başıma gelen olaylar:
1. Olay:
Hepsiburada’da ‘Hızlıexpress’ takma adı ile satış yapmakta olan, 8140494099000190 mersis nolu ‘WORLD EXPRESS İNTERNET VE BİLİŞİM HİZ. ANONİM ŞİRKETİ’ isimli satıcıdan +18 cinsellik içerikli bir ürün satın aldım. Hem Hepsiburada, hem de satıcı satılan ürünün markasının ‘Fleshlight’ olduğunu vaat etmektedir. Söz konusu marka, sektörde hiçbir rakibi bulunmayan bir Amerikan markasıdır. Dolaysıyla, söz konusu markanın taklit ürünleri Dünya çapında mağduriyetlere sebep olmaktadır. Avrupa’da söz konusu markanın taklit ürünlerini Amazon üzerinden satın alan kişilerin mağdur olduklarını yabancı kaynaklarda okudum. Konumuza dönecek olursak, anladığınız üzere bana da sahte/taklit ürün gönderildi. Ben bunun gerçekleşeceğini hissetmişim gibi, kargo paketini açışımı daha sonra mahkemede delil olarak kullanabilmek adına videoya çektim.
Ürünün sahte olduğundan şüphelenip, internette yaptığım incelemeler sonucu ürünün sahte olduğunu ispatlayan bütün ayrıntıların, bana gönderilen ürünün ayrıntılarıyla uyuştuğunu gördüm. Ardından Amerikan firmasının satış temsilcisi ile yazılı olarak görüştüm ve satış temsilcisi ürünün sahte olduğunu doğruladı.
Tabi benim içim çok rahattı. Sonuçta Türkiye’nin ilk ve belki de hala en popüler olan online alışveriş sitesi aracılığıyla almıştım. Beni asla mağdur etmezlerdi(!)
Elimdeki deliller ile birlikte Hepsiburada’ya iade başvurusunda bulundum. Fakat şok edici bir biçimde Türkiye’nin belki de hala en popüler alışveriş sitesinin bana cevabı benimle alay eder gibiydi. ‘Ürün sahte, para iadesi talep ediyorum’ dediğimde bana ‘konuyla ilgili ayrıntı’ soruyor, delilleri zaten ‘resim ve pdf’ olarak itiraz platformuna yüklediğimi söyleyince, ‘Konu ile ilgili yardımcı olamayacaklarını’ söylüyorlar. Söylediklerine göre, benim iade için geri gönderdiğim ürün bana aynen geri gönderilecek imiş.
Sonuç olarak, Hepsiburada’nın adına güvenerek yaptığım alışverişte, ‘hızlıexpress’ isimli satıcı tarafından tam anlamıyla dolandırıldım. Sanırım Hepsiburada satıcının mersis numarasına sahip, fatura kesen resmi bir şirket olması gerekçesiyle, satılan ürünün taklit olmasının kendilerini bağlamadığını düşünüyor ki büyük ihtimal de haklılar. Yani kanuni olarak Hepsiburada’ya bir sorumluluk düşmüyor. Fakat ne yazık ki gerçek şu ki, fiyatı 3 basamaklı (TL) rakamlardan oluşan sahte ürün hala Türkiye’nin en bilindik sitelerinden biri olan ‘Hepsiburada’ da satılmaya devam ediyor.
Bana iade ettiklerini beyan ettikleri taklit ürünü aldığım gibi, suç ve ceza mahkemesine giderek, taklit ürün satma, nitelikli dolandırıcılık suçlamalarıyla dava açacağım. Umuyorum ki mahkeme hem benim mağduriyetimi bu sefer giderir hem söz konusu dolandırıcıya gerekli yaptırımları uygular hem de aracı siteler için yeni bir düzenleme getirir. Ben ürünü doğrudan hızlıexpress.com dan da satın alabilirdim. Fakat mağduriyet yaşamamak için Hepsiburada’ya güvenmek istedim ama büyük bir hata yapmışım.
2. Olay:
Çözüme kavuşması artık pek mümkün olmasa da kamuoyuna bilgi olması adına yazıyorum. Gittigidiyor aracılığı ile ‘İşe Yarar Şeyler / İşe Yarar Her şey’ isimli satıcıdan elektrikli ısıtıcı sipariş ettim. Ben ürünü 283 TL’ye sipariş ettikten hemen sonra, satıcı fiyatı 450 TL olarak güncelledi. Daha siparişi verdiğim gibi içime bir kurt düşmüştü ve haklı olduğumu kargoyu açınca anladım. Ürün kutudan kırık çıktı. Hem köpük ve hem de havalı bez ile düzgünce sarılmıştı. Neyse ürünü geri gönderdim. Fakat ürün bana, kargo ücreti karşı ödemeli olarak gönderilmişti. Neyse, aradan biraz zaman geçti, satıcıdan ses seda yok. Ne yeni ürün, ne para iadesi. Satıcı, 30 günlük yasal hakkını sessizlik içinde kullanarak, 30. gün Gittigidiyor’un çözüm merkezine yalan dahi söyleyerek bir açıklama girdi ve 40 günün sonunda nihayet Gittigidiyor ürün bedelini bana iade etti. Ama 20 TL lik kargo parası benden çıkmış oldu. Kesinlikle umursayacağım bir miktar değil, eğer satıcı ürünü kendisine gönderdiğimde olaya çözüm odaklı yaklaşsaydı, 20 TL yi asla dert etmezdim. Ama satıcının 30 gün boyunca ses çıkarmaması, aynı zamanda internette gördüğüm üzere aynı satıcının başka tüketicileri de mağdur ettiğini görünce, satıcının açık bir şekilde art niyetli olduğunu anlamak sinirlerimi oldukça bozmuştu.
Gittigidiyor’un satıcı ile alıcı arasında oluşturduğu mesafeli satış sözleşmesine göre de ürünün ayıplı çıkması durumunda, satıcı, alıcıyı borç altına sokan bütün ücretleri alıcıya ödemekle yükümlüdür, maddesi bulunmakta. Fakat gel gelelim, söz konusu bu maddenin gerçekleştirilmesi olunca Gittigidiyor kabuğuna çekiliyor, tabiri caizse hukuksal süreç başlat diyor.
Dolayısıyla olayı Tüketici Hakem heyetine taşımak istedim, 20 TL lik kargo parasının iadesi talebiyle. Tek derdim satıcıyı biraz uğraştırmaktı. Fakat istemez olaydım! Tüketici hakem heyeti beni haklı buldu bulmasına, paranın da iadesine karar verdi ama, kararı ne Gittigidiyor umursadı, ne de satıcı. Ben de madem bu kadar uğraştım, bir de bu satıcıyı icraya vereyim bari dedim, vermez olaydım! Dosyanın açılması, araştırmanın yapılması vb. her kalem işlem için benden yaklaşık 100 TL tahsil edildi. Dosya ücreti satıcıdan tahsil edilecek ya olay sonunda, o yüzden içim ferah(!).
Fakat gel gelelim, elinizde mahkeme kararı bile olsa, borçludan ilamlı icra yoluyla alacağınızı almak o kadar da kolay değilmiş. Bu durumu zora sokan tek şey ise alışverişin aracı bir site üzerinden yapılmış olması. Ne kadar ilginç değil mi? Güvenli olsun diye Gittigidiyor aracılığıyla alıyorsunuz. Fakat bu durum sizin aleyhinize, dolandırıcının ise lehine dönüşüveriyor. İcra dairesinin satıcıdan para tahsil edebilmek için, satıcının hangi bankada hesabı olduğu bilgisine ihtiyacı varmış. Araştırılmasını istediğiniz her bir banka için İcra dairesi sizden ek ücret talep ediyor, neredeyse yüzlerce bankanın bulunduğu ülkemizde her banka için gereken ücreti ödemeyi kabullenmek ise büyük risk teşkil ediyor. Bu durum karşısında ben yine, benim hakkımı korumayı vaat eden Gittigidiyor’a soruyorum satıcının hangi banka ile çalıştığını, fakat Gittigidiyor kişisel verilerin korunması gerekliliği gerekçesiyle olsa ki yine benim mağduriyetime göz yumarak, satıcının bankası hakkında bana bilgi vermiyor.
Sonuç olarak, icra dosyası birkaç yıldır hala açık durmakta ve muhtemelen zaman aşımına uğradığında tozlu arşivlere gömülecek ve söz konusu satıcı da tüketicileri mağdur etmeye devam edecek.
Abartısız internetten yüzlerce kez alışveriş yapmış, çokça kez garanti kapsamında değişim, onarım vb. işlemlerde pek sorun yaşamamış ve bilgisayar yüksek mühendisi sıfatıyla yazıyorum.
Özet:
Gittigidiyor, Hepsiburada ve benzeri (başka isim belirtmek istemedim çünkü ben sadece bu 2’siyle sorun yaşadım) sitelerden alışveriş yaparken çok dikkatli olunuz. Bildiğiniz üzere, Gittigidiyor doğrudan ürün satmaz, sadece aracı sitedir ve Hepsiburada kendisi ürün sattığı gibi aynı zamanda 3. kişili satıcılara da aracılık etmektedir.
Aracı siteler her ne kadar satıcı ile bir problem yaşadığınızda, sizin hakkınızı koruyacaklarına dair vaatlerde bulunsalar ve bunu çoğunlukla yerine getirseler de bazı durumlarda bu siteler de yasaların gerekliliklerini yerine getirdikleri gerekçesiyle, tüketicinin mağduriyetine göz yumuyorlar. Yasaların gerekliliklerini yerine getiriyorlarsa o zaman nasıl oluyor da tüketicinin mağduriyeti söz konusu oluyor diyebilirsiniz. Başımdan geçen 2 olayı anlatacağım birazdan ve ne demek istediğimi o zaman anlayacaksınız.
Yasalarımıza gelince, her ne kadar tüketicinin korunması ile ilgili kanunlarımız olsa da -sadece Türkiye’de değil, Dünya’nın birçok ülkesinde de-, bazı durumlarda kanunlarda bazı zayıflıklar bulunmakta ve bu zayıflıkları çok iyi bilen fırsatçı dolandırıcıların yaptıkları yanlarına kar kalmaktadır. Örneğin, ben ‘Gittigidiyor, Hepsiburada’ gibi aracılık eden kuruluşların sorumluluklarını düzenleyen kanunlar hakkında araştırma yaptığımda, kanunların “Aracı site ürün alıcıya ulaştırmakla yükümlüdür, ücreti satıcıya ulaştırmakla yükümlüdür vb.” gibi yüzeysel düzenlemelerden ibaret olduğunu gördüm. Farkına vardım ki, benim mağdur olduğum 2 durumda da, aracı sitelerin yapmaları gereken pek bir sorumluluk bulunmamakta. Mağdur olan tüketici olarak, ileriki hukuksal süreci tamamen satıcı ile çözmek zorunda olduğumu, hatta arada aracı sitenin olmasının durumun hukuksal yolla çözülmesini daha da zorlaştırdığı sonucunu bizzat deneyimledim.
Deneyimlerimi okumanızı mutlaka tavsiye ederim fakat yine de okumayı sıkıcı buluyorsanız, sizlere kısaca şunu söyleyeyim ki:
Kanunlara ve yönetmeliklere göre aracı siteler her zaman sizin mağduriyetinizi gidermek zorunda değildir. Hukuksal süreci doğrudan, aracı sitede satıcılık yapan taraf ile çözmeniz gerekmekte ve bu durumda da aracı siteleri kullanmanın pek de cazip bir tarafı kalmamaktadır.
Başıma gelen olaylar:
1. Olay:
Hepsiburada’da ‘Hızlıexpress’ takma adı ile satış yapmakta olan, 8140494099000190 mersis nolu ‘WORLD EXPRESS İNTERNET VE BİLİŞİM HİZ. ANONİM ŞİRKETİ’ isimli satıcıdan +18 cinsellik içerikli bir ürün satın aldım. Hem Hepsiburada, hem de satıcı satılan ürünün markasının ‘Fleshlight’ olduğunu vaat etmektedir. Söz konusu marka, sektörde hiçbir rakibi bulunmayan bir Amerikan markasıdır. Dolaysıyla, söz konusu markanın taklit ürünleri Dünya çapında mağduriyetlere sebep olmaktadır. Avrupa’da söz konusu markanın taklit ürünlerini Amazon üzerinden satın alan kişilerin mağdur olduklarını yabancı kaynaklarda okudum. Konumuza dönecek olursak, anladığınız üzere bana da sahte/taklit ürün gönderildi. Ben bunun gerçekleşeceğini hissetmişim gibi, kargo paketini açışımı daha sonra mahkemede delil olarak kullanabilmek adına videoya çektim.
Ürünün sahte olduğundan şüphelenip, internette yaptığım incelemeler sonucu ürünün sahte olduğunu ispatlayan bütün ayrıntıların, bana gönderilen ürünün ayrıntılarıyla uyuştuğunu gördüm. Ardından Amerikan firmasının satış temsilcisi ile yazılı olarak görüştüm ve satış temsilcisi ürünün sahte olduğunu doğruladı.
Tabi benim içim çok rahattı. Sonuçta Türkiye’nin ilk ve belki de hala en popüler olan online alışveriş sitesi aracılığıyla almıştım. Beni asla mağdur etmezlerdi(!)
Elimdeki deliller ile birlikte Hepsiburada’ya iade başvurusunda bulundum. Fakat şok edici bir biçimde Türkiye’nin belki de hala en popüler alışveriş sitesinin bana cevabı benimle alay eder gibiydi. ‘Ürün sahte, para iadesi talep ediyorum’ dediğimde bana ‘konuyla ilgili ayrıntı’ soruyor, delilleri zaten ‘resim ve pdf’ olarak itiraz platformuna yüklediğimi söyleyince, ‘Konu ile ilgili yardımcı olamayacaklarını’ söylüyorlar. Söylediklerine göre, benim iade için geri gönderdiğim ürün bana aynen geri gönderilecek imiş.
Sonuç olarak, Hepsiburada’nın adına güvenerek yaptığım alışverişte, ‘hızlıexpress’ isimli satıcı tarafından tam anlamıyla dolandırıldım. Sanırım Hepsiburada satıcının mersis numarasına sahip, fatura kesen resmi bir şirket olması gerekçesiyle, satılan ürünün taklit olmasının kendilerini bağlamadığını düşünüyor ki büyük ihtimal de haklılar. Yani kanuni olarak Hepsiburada’ya bir sorumluluk düşmüyor. Fakat ne yazık ki gerçek şu ki, fiyatı 3 basamaklı (TL) rakamlardan oluşan sahte ürün hala Türkiye’nin en bilindik sitelerinden biri olan ‘Hepsiburada’ da satılmaya devam ediyor.
Bana iade ettiklerini beyan ettikleri taklit ürünü aldığım gibi, suç ve ceza mahkemesine giderek, taklit ürün satma, nitelikli dolandırıcılık suçlamalarıyla dava açacağım. Umuyorum ki mahkeme hem benim mağduriyetimi bu sefer giderir hem söz konusu dolandırıcıya gerekli yaptırımları uygular hem de aracı siteler için yeni bir düzenleme getirir. Ben ürünü doğrudan hızlıexpress.com dan da satın alabilirdim. Fakat mağduriyet yaşamamak için Hepsiburada’ya güvenmek istedim ama büyük bir hata yapmışım.
2. Olay:
Çözüme kavuşması artık pek mümkün olmasa da kamuoyuna bilgi olması adına yazıyorum. Gittigidiyor aracılığı ile ‘İşe Yarar Şeyler / İşe Yarar Her şey’ isimli satıcıdan elektrikli ısıtıcı sipariş ettim. Ben ürünü 283 TL’ye sipariş ettikten hemen sonra, satıcı fiyatı 450 TL olarak güncelledi. Daha siparişi verdiğim gibi içime bir kurt düşmüştü ve haklı olduğumu kargoyu açınca anladım. Ürün kutudan kırık çıktı. Hem köpük ve hem de havalı bez ile düzgünce sarılmıştı. Neyse ürünü geri gönderdim. Fakat ürün bana, kargo ücreti karşı ödemeli olarak gönderilmişti. Neyse, aradan biraz zaman geçti, satıcıdan ses seda yok. Ne yeni ürün, ne para iadesi. Satıcı, 30 günlük yasal hakkını sessizlik içinde kullanarak, 30. gün Gittigidiyor’un çözüm merkezine yalan dahi söyleyerek bir açıklama girdi ve 40 günün sonunda nihayet Gittigidiyor ürün bedelini bana iade etti. Ama 20 TL lik kargo parası benden çıkmış oldu. Kesinlikle umursayacağım bir miktar değil, eğer satıcı ürünü kendisine gönderdiğimde olaya çözüm odaklı yaklaşsaydı, 20 TL yi asla dert etmezdim. Ama satıcının 30 gün boyunca ses çıkarmaması, aynı zamanda internette gördüğüm üzere aynı satıcının başka tüketicileri de mağdur ettiğini görünce, satıcının açık bir şekilde art niyetli olduğunu anlamak sinirlerimi oldukça bozmuştu.
Gittigidiyor’un satıcı ile alıcı arasında oluşturduğu mesafeli satış sözleşmesine göre de ürünün ayıplı çıkması durumunda, satıcı, alıcıyı borç altına sokan bütün ücretleri alıcıya ödemekle yükümlüdür, maddesi bulunmakta. Fakat gel gelelim, söz konusu bu maddenin gerçekleştirilmesi olunca Gittigidiyor kabuğuna çekiliyor, tabiri caizse hukuksal süreç başlat diyor.
Dolayısıyla olayı Tüketici Hakem heyetine taşımak istedim, 20 TL lik kargo parasının iadesi talebiyle. Tek derdim satıcıyı biraz uğraştırmaktı. Fakat istemez olaydım! Tüketici hakem heyeti beni haklı buldu bulmasına, paranın da iadesine karar verdi ama, kararı ne Gittigidiyor umursadı, ne de satıcı. Ben de madem bu kadar uğraştım, bir de bu satıcıyı icraya vereyim bari dedim, vermez olaydım! Dosyanın açılması, araştırmanın yapılması vb. her kalem işlem için benden yaklaşık 100 TL tahsil edildi. Dosya ücreti satıcıdan tahsil edilecek ya olay sonunda, o yüzden içim ferah(!).
Fakat gel gelelim, elinizde mahkeme kararı bile olsa, borçludan ilamlı icra yoluyla alacağınızı almak o kadar da kolay değilmiş. Bu durumu zora sokan tek şey ise alışverişin aracı bir site üzerinden yapılmış olması. Ne kadar ilginç değil mi? Güvenli olsun diye Gittigidiyor aracılığıyla alıyorsunuz. Fakat bu durum sizin aleyhinize, dolandırıcının ise lehine dönüşüveriyor. İcra dairesinin satıcıdan para tahsil edebilmek için, satıcının hangi bankada hesabı olduğu bilgisine ihtiyacı varmış. Araştırılmasını istediğiniz her bir banka için İcra dairesi sizden ek ücret talep ediyor, neredeyse yüzlerce bankanın bulunduğu ülkemizde her banka için gereken ücreti ödemeyi kabullenmek ise büyük risk teşkil ediyor. Bu durum karşısında ben yine, benim hakkımı korumayı vaat eden Gittigidiyor’a soruyorum satıcının hangi banka ile çalıştığını, fakat Gittigidiyor kişisel verilerin korunması gerekliliği gerekçesiyle olsa ki yine benim mağduriyetime göz yumarak, satıcının bankası hakkında bana bilgi vermiyor.
Sonuç olarak, icra dosyası birkaç yıldır hala açık durmakta ve muhtemelen zaman aşımına uğradığında tozlu arşivlere gömülecek ve söz konusu satıcı da tüketicileri mağdur etmeye devam edecek.