- Katılım
- 30 Mayıs 2007
- Mesajlar
- 6,894
- Reaksiyon puanı
- 178
- Puanları
- 1,243
Herkese selamlar.
Bu forumda neredeyse 20 yıldır bulunuyorum ve daha önce burada profesyonel olarak çalıştığım gibi, bilişim, programlama ve e-ticaret alanlarında da yaklaşık yine bu kadar süredir profesyonel olarak tecrübeliyim, eskiler tanıyacaktır.
Bilişim alışverişi, özellikle de bilgisayar alışverişi yaparken yapılan birçok hatalar görüyorum fakat üç tanesi çok trajik. Dizüstü bilgisayar alırken yapılan hataların başında gelen ve çok sık yapılan üç hatayı paylaşmak ve işin mutfağında birisi olarak bilişim severleri bilgilendirmek istiyorum.
Hata 1: "Bilgisayar bana sonradan bantlanmış olarak geldi, bu ürün ikinci el".
Elbette piyasada teşhir ürünü satan satıcılar da var. (Artık çoğu kişi outlet ürün olduğunu ve nedenini zaten belirtiyor, alırken açıklamalara mutlaka bakılması gerekir.) Fakat güvenilir mağazalardan aldığınız bilgisayarların açık olması kesinlikle ikinci el veya outlet olduğunu göstermez. Ürünün sonradan bantlanmasının çok geçerli sebepleri vardır:
1- Ürünün kutusunda küçük bir deformasyon bile olsa, kargoda zarar görmüş olma ihtimaline karşın size gönderilmeden önce açılıp kontrol edilebilir. Kutusu ezilmiştir, delinmiştir vb. durumlarda size gönderilmeden önce mutlaka açılır kontrol edilir ki size kırık/ezik vb. ürün gelmesin. Şüphem yok ki size kırık ürün gelmesini istemezsiniz, o zaman daha büyük sorun yaşarsınız. (Ki üç numaralı hata bununla ilgili.)
2- Nadir de olsa ürünler ülkeye yurt dışından girişi esnasında gümrük memuru tarafından açılıp kontrol edilebilir. Bu gibi durumda da ürün tekrar bantlanıp size gönderilir.
3- Satın aldığınız bilgisayar upgrade yapılmış bir ürün olabilir. Örneğin ürünün orijinalinde 16GB RAM vardır ama satıcı ürünü açıp içerisine bir tane daha 16GB takarak 32GB'a yükseltmiş olabilir. Bu ürünün kullanıldığını göstermez. Aldığınız ürünün upgrade olmasını istemiyorsanız upgrade ürün satın almamalısınız. Eğer upgrade olmasını istemiyorsanız, alacağınız modelin çıplak halini aratıp onu satın almalısınız. Hem ekstra RAM takılmış halini satın alıp hem de "ürün açık geldi" demek sonradan vaktinizin de boşuna gitmesi demektir.*
4- Ne aldığını bilmeyen bir kişi, daha sonradan "açık geldi" veya benzeri sebeple iade etmiş olabilir. Bir ürünün sizden önce birisi tarafından satın alınıp iade edilmiş olması o ürünün "kullanılmış, ikinci el" vb. olduğunu göstermez. Tüketici olarak gerektiğinde her ürünü iade edebilme özgürlüğü istiyorsak, başkasının iade ettiği ürüne ikinci el muamelesi yapmamalıyız.
Neticede bu çok sık yapılan bir hatadır ve bunun neden bir "hata" olduğunu 4 madde ile açıklamış oldum.
Hata 2: "Ürünün sitesinden kontrol ettim garantisi 5 ay önce başlatılmış. Bu ürün ikinci el".
Ürünün orijinal bandını kendisi açtığı halde birçok insanın bu tuhaf hataya düştüğünü görüyorum. Yıllardır bu hata ilk sıralara oynuyor. Sayın arkadaşlar, hiçbir üretici (HP, Dell, Asus, Lenovo vb.) satışı yapan bayiden hangi seri numaralı ürünü ne zaman sattığına dair bir rapor almıyor. Bu gibi ürünlerde "garanti başlatma" diye bir olay yoktur. Garanti siz ürünü satın aldığınızda, fatura düzenlendiği zaman başlar. Hiçbir bayi, hiçbir satıcı "dur şu ürünün garantisini başlatayım" diye bir işlem yapmaz. Hiçbir satıcının da hiçbir bilgisayar üreticisinin de böyle bir prosedürü yoktur. Herhangi bir bayi mesela HP'yi arayıp "biz şu laptopu sattık garantisini başlatır mısınız" gibi bir şey söylese ne anlatıyorsun abi sen diye adama gülerler.
Öncelikle bunu iyi anlamak lazım, tekrar söylüyorum, "garanti başlatma" diye bir olay yoktur. Hiçbir zaman da olmamıştır. Bu tuhaf algı insanların aklına nerede nasıl yerleşti bilmiyorum. Eskiden bazı satıcılar fiziki olarak garanti belgesini kaşelerdi "garanti başlatma" dedikleri şey o olurdu; fakat o zaman bile üreticiye bu bildirilmezdi. Yani o zamanlarda bile "garanti başlatma" diye bir şey yoktu; şimdi her şeyin dijital olduğu çağda zaten kanunlar da değişti artık o garanti belgesi kaşeleme olayı bile kalktı. Tekrar söylüyorum; "garanti başlatma" diye bir şey yoktur. 20 yıldır ısrarla bıkmadan usanmadan bu tuhaf hatanın yapılmasına hayretle bakıyorum.
Peki öyleyse diyelim HP marka bir bilgisayar aldınız, hp.com sitesine girip seri numarasından "garanti kontrolü" yaptınız orada görünen bilgiler nedir? Az önce söylemiştim, hiçbir üreticinin "garanti başlatma" diye bir prosedürü yoktur. Orada gördüğünüz "garanti başlangıç tarihi" bir garanti başlatma tarihi değildir; üreticiler maalesef bu konuda aşırı hatalı bir kavram kullanıyor. Orada gördüğünüz tarih ürünün ÜRETİM TARİHİdir.
Üreticiler ürünün ne zaman, kim tarafından ve kime satıldığını BİLMEZLER. O yüzden de garantinin ne zaman başlayıp ne zaman bittiğini de BİLMEZLER. Yani HP firması sizin hedehodo.com gibi bir siteden veya mahallenizdeki bir bilgisayarcıdan hangi ürünü ne zaman aldığınıza dair zerre kadar bir fikri veya bilgisi yok ki neye göre "garantisini başlatsın"? Üreticiler bu bilgileri bilmediği için, garanti süresini takip edebilmek adına başlangıç tarihini üretim tarihi olarak girerler. Yani garanti o tarihte başlamış OLMUYOR, o tarihte üretilmiş oluyor.
Peki garanti o tarihte başlamıyorsa hangi tarihte başlıyor? Sizin adınıza düzenlenmiş fatura tarihinde başlıyor. Peki üreticiye bunu nasıl bildireceğiz?
1- Üreticiye bunu bildirmek zorunda değilsiniz. Üretici sitesinde tarih olarak ne görünürse görünsün sizin garantiniz fatura tarihinde başlar. Eğer ürünle ilgili bir problem yaşarsanız, üreticiyle görüştüğünüzde faturanızı ibraz ettiğiniz an garanti başlama tarihini sizin fatura tarihine göre ayarlarlar. Yani "aa yok bunun garantisi şu tarihte başlamış" demezler; servis başvuru sırasında faturayı ibraz ettiğiniz için ürünü ne zaman aldığınızı ŞİMDİ öğrenmiş olduklarından dolayı size hiç sormadan/söylemeden garanti başlangıç tarihini o an faturanıza göre otomatik olarak güncellerler. Yani servise başvuru olmadığı müddetçe bildirmenize gerek olmadığı gibi sitede görünen tarih de sizi bağlamaz.
2- İçiniz bir türlü rahat edemediyse, üründe bir problem olmadığı halde garanti başlangıç tarihinin sitede illa da sizin istediğiniz gibi görünmesini istiyorsanız, ilgili markanın çağrı merkezini arıyorsunuz, ben bu ürünü satın aldım diyorsunuz, seri numarasını veriyorsunuz, size "faturanızı gönderin" diyorlar, faturayı mail atıyorsunuz ve onlar kısa süre içinde sitede görünen garanti başlangıç tarihini faturanıza göre düzenliyorlar. Yani "yok kardeşim bunun garantisi 5 ay önce başlamış zaten" gibi saçma bir şey söylemiyorlar; "tabii ki efendim" deyip garanti tarihini sizin faturanıza göre giriyorlar ve siz sitede tekrar sorguladığınızda sizin fatura tarihinizin orada yayınlandığını görüyorsunuz.
3- Bazı üreticilerin "ürün kaydı" diye bir uygulaması var. Telefonla aramanıza da gerek kalmıyor. Örneğin Asus ürünü aldınız, Asus ürün kaydı diye Google'da aratıp kendi ürün kategorinize göre bir form oluşturmuşsa o formu bulup ürünü seri numarasıyla kaydedip faturanızı yüklüyorsunuz. Bir süre sonra garanti tarihinin güncellendiğini görüyorsunuz.
Sonuç olarak "bu ürünün garantisi başlatılmış" şeklindeki bu komik hata beni hep şaşırtmıştır. Faturanızı hiç ibraz etmeseniz bile, üretici ürünün garantisi bitmiş gösterse bile, faturanıza göre garanti devam ediyorsa devam ediyordur. Üretici sitesinde aylar hatta yıllar önce garanti bitmiş gibi görünse bile, faturanıza göre garantinin SON GÜNÜ bile olsa ürün garantilidir; boşuna endişelenmeyin. Tüm üreticilerde prosedür böyledir. Hiçbir üretici elinizde fatura varken "bu ürünün garantisi bitmiş" diye sizi reddetmez. Merdiven altı markaların uyduruk servisleri bunu belki yapabilir; fakat onda bile hakem heyeti kanalıysa garanti hakkınızı her türlü kullanırsınız.
Hata 3: "Ürün bana kırık geldi bunu iade almak zorundalar".
Çok sık yapılan hatalardan biri de odur ki çoğu zaman kargoyu kontrol etmeden teslim alırız. Sonra "kırık geldi" deriz. Öncelikle kimse kimseye maalesef güvenmediği için gerçekten kırık gelmiş bile olsa kırık olduğunu bir tek siz biliyorsunuz. Sizin sözünüze bakarak kargo firması "tüh kırmış mıyız durun hemen parasını ödeyelim" demez. "Kırıksa kontrol etseydiniz, sizin kırmadığınızı nasıl bilelim" der. Siz satıcıya güvenmediğiniz için onun kırık gönderdiğini düşünüyorsanız; peki bu durumda satıcı size neden güvenip onu sizin kırmadığınıza ikna olsun? Yahut da satıcı size güvenip ikna olsa bile, sonuçta o zararın doğru şekilde tazmin edilmesi için sizin de sorumluluklarınızı yerine getirmenizi isteyecek ve "kırıksa almasaydınız" diyecektir. Bunun tüketici olarak kanunen bizim sorumluluğumuz olduğunu unutmamalıyız.
Şu örneğe bizzat kendim şahitlik ettim daha önce. Birisi bir bilgisayar alıyor, sonra "ekranı kırık çıktı" diyerek satın aldığı mağazaya götürüyor. Diyorlar ki kutu sağlam, kargoda olmuş bir durum da yok, ekranın dışında darbe yok fakat içinde darbe var. Yani bilgisayar açıldıktan sonra kırılmış, buna yapabileceğimiz bir şey yok". Adam sinirleniyor, kızıyor, yasal haklarını arayacağı tehdidi ile mağazadan ayrılıyor. Birkaç gün sonra mağazaya tekrar gidiyor, "kusura bakmayın çocuklar laptopun kapağının altında kalem varken unutup kapatmışlar öyle kırılmış, bana söylemeye de korkmuşlar, sonradan öğrendim".
Elbette durum her zaman böyle olmayabilir. Kargo firmalarının ahlakı malum. İşte böyle durumlarda kendiniz mağdur olmamanız, başkasını da mağdur etmemeniz için teslim aldığınız ürünün ambalajında, kargo kutusunda vs. bir ezik, yırtık, delik vb. bir hasar varsa kontrol etmeden teslim almamalısınız. Kargo firması açıkça dışı hasarlı olan paketin içini kontrol ettirmiyorsa KESİNLİKLE hiç teslim almamalı ve satıcı ile görüşmelisiniz. Kargo firmalarının kurye personelleri hasar durumunda sorumluluk almamak için size bırakıp kaçmaya veya sizi açmadan teslim almaya zorlamaya çalışır. Aldığınızda da "bana ne almasaydın" deyip yağ gibi sıyrılırlar. Fakat teslim almadığınız zaman sorumluluktan kaçamazlar. Çünkü ürün satıcıya o hasarla geri dönerse satıcı onu kargo firmasından tazmin ettirebilir. Fakat eğer hasarlı olarak alırsanız, kargo firması sorumluluk almaz, satıcı da "tutanak tutturmalıydınız şimdi kargo firması kendilerinin kırdığını kabul etmeyecek" diyerek iade almak istemeyecektir.
Bu nedenle ürünün ambalajında hasar varsa;
1- İçini açıp bakmalısınız, ürün içeriği sağlamsa teslim alabilirsiniz.
2- İçini açıp baktınız içerik de hasarlı. Bu durumda tutanak tutmalısınız. Fakat işgüzar kuryeler sizi kandırmak için tutanağın içeriğini kasıtlı olarak yanlış yazarlar. Öyle durumda mağdur olmamak için tutanakta ne yazdığına çok dikkat etmelisiniz. Dış ambalaj hasarlı olduğu halde çoğu kurye tutanağı kasıtlı olarak "dış ambalajında hasar yok içi hasarlı" diye tutar. Böylece satıcı firmaya gidip "biz taşırken kırmamışız sen içine kırık koymuşsun" diyerek sorumluluğu atmaya çalışır. Satıcı da ürünün dış ambalajının da hasarlı olduğunu gördüğü zaman hatalı tutanak tutturduğunuz için tutanağınızın geçersiz olduğunu söyleyip iadenizi kabul etmez. Yani eğer hasarlı veya eksik ürünü teslim alıyorsanız mutlaka tutanak tutturmalı ve tutanağın içeriğinin mutlaka doğru olduğuna dikkat etmelisiniz.
3- Ürün kontrol ettiniz, içeriği de hasarlı ve/veya eksik. Eğer ürünü o an teslim almanız aciliyet arz etmiyorsa, hasar durumunda hiç teslim almamanız en sağlam yol olacaktır. Böylece hem satıcıya karşı hem de kargo firmasına karşı hiçbir sorumluluk ispatı yapmanız gerekmez. Ürün kırıksa, hiç teslim almadan geri göndermek sizin için en garanti yol olacaktır.
Sonuç olarak kutusu/ambalajı hasar görmüş veya deforme olmuş bir ürünü teslim almanız, kanunen sorumluluğu kabul ettiğiniz anlamına gelir ve daha sonradan içinde kırık/eksik olduğunu tespit ederseniz mağdur olma ihtimaliniz yüksektir.
* ile işaretlediğim yere de bir dipnot düşeyim: Bugünlerde dizüstü bilgisayarlarda upgrade ürünler çok popülerdir. Örneğin üreticinin 8GB RAM ile fabrika çıkışı yaptığı ürüne ekstra RAM takılarak 16GB, 32GB, 40GB vb. modelleri piyasada satılabilmektedir. Bu gibi durumlarda bazı yetkili servisler işgüzarlık yapıp "bu ürün açılıp içine ORİJİNAL OLMAYAN RAM TAKILMIŞ o yüzden garanti dışına çıkmış" gibi korkunç iddialarda bulunabiliyorlar. Burada bilmeniz gereken çok önemli hususlar var;
1- Bilgisayar üreticilerinin "orijinal RAM'i" diye bir şey yoktur. Yetkili servisler sizi korkutarak kandırmak için bu tabiri kullanır. HP marka bir bilgisayarı açın, içinden ya Samsung, ya Hynix ya da buna benzer bir RAM çıkacaktır. "Orijinal HP RAM" diye bir şey yoktur. Hiçbir bilgisayar üreticisinin kendi RAM'leri yoktur, onlar da zaten diğer RAM üreticilerinden alıp kullanırlar. Hiç Asus RAM diye bir şey gördünüz mü? Öyle bir şey yoktur.
Peki öyleyse yetkili servis neden size "orijinal olmayan RAM takılmış" gibi bir yalan söyler? Çünkü RAM'i kendilerinden almadığınız için kızgındırlar. Aynı RAM'i yetkili servis 3-5 katı pahalıya size satamadığı için sizi kandırıp onu iade ettirerek kendisinden almanızı teşvik etmek için bu yalanı söyler.
2- Aynı yalanı "uyumsuz" parça taktığınızı iddia ederek de söyleyebilirler. Üreticiler de bu işgüzarlığa biraz dahil olarak marka/model seçebiliyor fakat bu yine büyük oranda yetkili servislerin aldatmacasıdır. Ürünlerin teknik özellikleri uyumluysa uyumlu olarak çalışması gerekir. Örneğin DDR4 slotuna o bilgisayarın desteklediği DDR4 bir RAM takarsanız "uyumsuz" demeleri yukarıda söylediğim gibi sizi kandırıp kendi stoklarından benzer ürünü daha pahalıya satmak için uydurulmuş bir yalandır. Aynı zamanında Türk Telekom'un kendisinden alınmamış modemlere "uyumsuz" diye yalan uydurması gibi. Türk Telekom bunu yıllarca yaptı, "bu aldığınız modem internetinize uyumlu değil, nereden aldıysanız iade edip bizden almanız gerekiyor" diyerek vatandaşa aynı marka aynı model ürünü 2-3 katı fahiş fiyatla sattılar yıllarca.
3- Bilgisayar üreticileri ekstra RAM ve SSD slotlarını zaten genişletme yapabilesiniz diye oraya koyar. Bir ürüne ekstra RAM veya SSD takmak onu garanti dışına çıkarmaz. Yetkili servis öyle iddia etse bile haklarınızı yasal olarak her türlü alırsınız. Bazı üreticiler (Huawei gibi) anakartlarına ekstra slot koymaz ve anakartın sökülme yerlerine garanti etiketi koyarlar, onu sökmek garanti dışına çıkaracaktır. Fakat böyle bir durum yoksa ve anakart üzerinde ekstra yuvalar varsa yetkili servis aksini iddia etse bile garanti dışına çıkmış olmazsınız. (Ki yetkili servisler sizi korkutup kandırmak için garanti dışına çıktığını iddia etseler bile sizi kandıramayacağını anladığında yine de garanti kapsamında ücretsiz destek vermeye devam eder.)
İlk iki maddedeki durumu otomobile lastik almak gibi düşünün. Hiçbir otomobil üreticisi garantiye götürdüğünüz otomobil için "orijinal olmayan lastik kullanmışsın" gibi absürt bir şey söyler mi? Yahut da o otomobil fabrika çıkışında sonuçta piyasadaki lastik markalarından biriyle çıkmamış mı zaten? Bilgisayar yetkili servisleri bu daha hassas ve elektronik bir parça olduğu için tüketicileri daha kolay kandırabileceklerini düşündükleri için bu yalanı söylüyorlar oysa durumun bir otomobil lastiğinden farkı yoktur. İstediğiniz gibi aracınızın lastiğini söküp uyumlu olduğu müddetçe yerine istediğiniz marka/model lastiği takabilirsiniz ve hiçbir otomobil üreticisi size bunun yanlış bir hareket olduğunu söylemez, hiçbir otomobil üreticisi garantinizi bu yüzden reddetmez, reddedemez.
Eğer "orijinal RAM" diye bir kavram olsaydı, ekstra RAM takmak garantiyi bozsaydı piyasada bu kadar tekil RAM satışı diye bir şey olmazdı, RAM sadece yetkili servislerde bulunurdu. Birçok RAM üreticisi de olmazdı. Unutmamak gerekir ki yetkili servislerin hemen hemen hepsi özel firmalardır; üreticinin kendisi değildir. Yani HP'nin yetkili servisi dediğiniz servis HP'ye ait değildir, Türkiye'de kurulu olan, HP ile organik bir bağı olmayan, sadece HP ile anlaşmalı özel bir şirkettir. O yüzden kendisi fahiş fiyata satış yapabilmek adına size kolaylıkla yalan söyleyebilir.
Haklarınızı başta siz doğru davranarak korumalısınız. Satıcının, üreticinin, servisin sorumlulukları olduğu gibi tüketicinin de sorumlulukları vardır. Haklıyken haksız duruma düşmemeniz için bu sık yapılan hataları paylaşmak istedim.
Güzel günler dilerim.
Bu forumda neredeyse 20 yıldır bulunuyorum ve daha önce burada profesyonel olarak çalıştığım gibi, bilişim, programlama ve e-ticaret alanlarında da yaklaşık yine bu kadar süredir profesyonel olarak tecrübeliyim, eskiler tanıyacaktır.
Bilişim alışverişi, özellikle de bilgisayar alışverişi yaparken yapılan birçok hatalar görüyorum fakat üç tanesi çok trajik. Dizüstü bilgisayar alırken yapılan hataların başında gelen ve çok sık yapılan üç hatayı paylaşmak ve işin mutfağında birisi olarak bilişim severleri bilgilendirmek istiyorum.
Hata 1: "Bilgisayar bana sonradan bantlanmış olarak geldi, bu ürün ikinci el".
Elbette piyasada teşhir ürünü satan satıcılar da var. (Artık çoğu kişi outlet ürün olduğunu ve nedenini zaten belirtiyor, alırken açıklamalara mutlaka bakılması gerekir.) Fakat güvenilir mağazalardan aldığınız bilgisayarların açık olması kesinlikle ikinci el veya outlet olduğunu göstermez. Ürünün sonradan bantlanmasının çok geçerli sebepleri vardır:
1- Ürünün kutusunda küçük bir deformasyon bile olsa, kargoda zarar görmüş olma ihtimaline karşın size gönderilmeden önce açılıp kontrol edilebilir. Kutusu ezilmiştir, delinmiştir vb. durumlarda size gönderilmeden önce mutlaka açılır kontrol edilir ki size kırık/ezik vb. ürün gelmesin. Şüphem yok ki size kırık ürün gelmesini istemezsiniz, o zaman daha büyük sorun yaşarsınız. (Ki üç numaralı hata bununla ilgili.)
2- Nadir de olsa ürünler ülkeye yurt dışından girişi esnasında gümrük memuru tarafından açılıp kontrol edilebilir. Bu gibi durumda da ürün tekrar bantlanıp size gönderilir.
3- Satın aldığınız bilgisayar upgrade yapılmış bir ürün olabilir. Örneğin ürünün orijinalinde 16GB RAM vardır ama satıcı ürünü açıp içerisine bir tane daha 16GB takarak 32GB'a yükseltmiş olabilir. Bu ürünün kullanıldığını göstermez. Aldığınız ürünün upgrade olmasını istemiyorsanız upgrade ürün satın almamalısınız. Eğer upgrade olmasını istemiyorsanız, alacağınız modelin çıplak halini aratıp onu satın almalısınız. Hem ekstra RAM takılmış halini satın alıp hem de "ürün açık geldi" demek sonradan vaktinizin de boşuna gitmesi demektir.*
4- Ne aldığını bilmeyen bir kişi, daha sonradan "açık geldi" veya benzeri sebeple iade etmiş olabilir. Bir ürünün sizden önce birisi tarafından satın alınıp iade edilmiş olması o ürünün "kullanılmış, ikinci el" vb. olduğunu göstermez. Tüketici olarak gerektiğinde her ürünü iade edebilme özgürlüğü istiyorsak, başkasının iade ettiği ürüne ikinci el muamelesi yapmamalıyız.
Neticede bu çok sık yapılan bir hatadır ve bunun neden bir "hata" olduğunu 4 madde ile açıklamış oldum.
Hata 2: "Ürünün sitesinden kontrol ettim garantisi 5 ay önce başlatılmış. Bu ürün ikinci el".
Ürünün orijinal bandını kendisi açtığı halde birçok insanın bu tuhaf hataya düştüğünü görüyorum. Yıllardır bu hata ilk sıralara oynuyor. Sayın arkadaşlar, hiçbir üretici (HP, Dell, Asus, Lenovo vb.) satışı yapan bayiden hangi seri numaralı ürünü ne zaman sattığına dair bir rapor almıyor. Bu gibi ürünlerde "garanti başlatma" diye bir olay yoktur. Garanti siz ürünü satın aldığınızda, fatura düzenlendiği zaman başlar. Hiçbir bayi, hiçbir satıcı "dur şu ürünün garantisini başlatayım" diye bir işlem yapmaz. Hiçbir satıcının da hiçbir bilgisayar üreticisinin de böyle bir prosedürü yoktur. Herhangi bir bayi mesela HP'yi arayıp "biz şu laptopu sattık garantisini başlatır mısınız" gibi bir şey söylese ne anlatıyorsun abi sen diye adama gülerler.
Öncelikle bunu iyi anlamak lazım, tekrar söylüyorum, "garanti başlatma" diye bir olay yoktur. Hiçbir zaman da olmamıştır. Bu tuhaf algı insanların aklına nerede nasıl yerleşti bilmiyorum. Eskiden bazı satıcılar fiziki olarak garanti belgesini kaşelerdi "garanti başlatma" dedikleri şey o olurdu; fakat o zaman bile üreticiye bu bildirilmezdi. Yani o zamanlarda bile "garanti başlatma" diye bir şey yoktu; şimdi her şeyin dijital olduğu çağda zaten kanunlar da değişti artık o garanti belgesi kaşeleme olayı bile kalktı. Tekrar söylüyorum; "garanti başlatma" diye bir şey yoktur. 20 yıldır ısrarla bıkmadan usanmadan bu tuhaf hatanın yapılmasına hayretle bakıyorum.
Peki öyleyse diyelim HP marka bir bilgisayar aldınız, hp.com sitesine girip seri numarasından "garanti kontrolü" yaptınız orada görünen bilgiler nedir? Az önce söylemiştim, hiçbir üreticinin "garanti başlatma" diye bir prosedürü yoktur. Orada gördüğünüz "garanti başlangıç tarihi" bir garanti başlatma tarihi değildir; üreticiler maalesef bu konuda aşırı hatalı bir kavram kullanıyor. Orada gördüğünüz tarih ürünün ÜRETİM TARİHİdir.
Üreticiler ürünün ne zaman, kim tarafından ve kime satıldığını BİLMEZLER. O yüzden de garantinin ne zaman başlayıp ne zaman bittiğini de BİLMEZLER. Yani HP firması sizin hedehodo.com gibi bir siteden veya mahallenizdeki bir bilgisayarcıdan hangi ürünü ne zaman aldığınıza dair zerre kadar bir fikri veya bilgisi yok ki neye göre "garantisini başlatsın"? Üreticiler bu bilgileri bilmediği için, garanti süresini takip edebilmek adına başlangıç tarihini üretim tarihi olarak girerler. Yani garanti o tarihte başlamış OLMUYOR, o tarihte üretilmiş oluyor.
Peki garanti o tarihte başlamıyorsa hangi tarihte başlıyor? Sizin adınıza düzenlenmiş fatura tarihinde başlıyor. Peki üreticiye bunu nasıl bildireceğiz?
1- Üreticiye bunu bildirmek zorunda değilsiniz. Üretici sitesinde tarih olarak ne görünürse görünsün sizin garantiniz fatura tarihinde başlar. Eğer ürünle ilgili bir problem yaşarsanız, üreticiyle görüştüğünüzde faturanızı ibraz ettiğiniz an garanti başlama tarihini sizin fatura tarihine göre ayarlarlar. Yani "aa yok bunun garantisi şu tarihte başlamış" demezler; servis başvuru sırasında faturayı ibraz ettiğiniz için ürünü ne zaman aldığınızı ŞİMDİ öğrenmiş olduklarından dolayı size hiç sormadan/söylemeden garanti başlangıç tarihini o an faturanıza göre otomatik olarak güncellerler. Yani servise başvuru olmadığı müddetçe bildirmenize gerek olmadığı gibi sitede görünen tarih de sizi bağlamaz.
2- İçiniz bir türlü rahat edemediyse, üründe bir problem olmadığı halde garanti başlangıç tarihinin sitede illa da sizin istediğiniz gibi görünmesini istiyorsanız, ilgili markanın çağrı merkezini arıyorsunuz, ben bu ürünü satın aldım diyorsunuz, seri numarasını veriyorsunuz, size "faturanızı gönderin" diyorlar, faturayı mail atıyorsunuz ve onlar kısa süre içinde sitede görünen garanti başlangıç tarihini faturanıza göre düzenliyorlar. Yani "yok kardeşim bunun garantisi 5 ay önce başlamış zaten" gibi saçma bir şey söylemiyorlar; "tabii ki efendim" deyip garanti tarihini sizin faturanıza göre giriyorlar ve siz sitede tekrar sorguladığınızda sizin fatura tarihinizin orada yayınlandığını görüyorsunuz.
3- Bazı üreticilerin "ürün kaydı" diye bir uygulaması var. Telefonla aramanıza da gerek kalmıyor. Örneğin Asus ürünü aldınız, Asus ürün kaydı diye Google'da aratıp kendi ürün kategorinize göre bir form oluşturmuşsa o formu bulup ürünü seri numarasıyla kaydedip faturanızı yüklüyorsunuz. Bir süre sonra garanti tarihinin güncellendiğini görüyorsunuz.
Sonuç olarak "bu ürünün garantisi başlatılmış" şeklindeki bu komik hata beni hep şaşırtmıştır. Faturanızı hiç ibraz etmeseniz bile, üretici ürünün garantisi bitmiş gösterse bile, faturanıza göre garanti devam ediyorsa devam ediyordur. Üretici sitesinde aylar hatta yıllar önce garanti bitmiş gibi görünse bile, faturanıza göre garantinin SON GÜNÜ bile olsa ürün garantilidir; boşuna endişelenmeyin. Tüm üreticilerde prosedür böyledir. Hiçbir üretici elinizde fatura varken "bu ürünün garantisi bitmiş" diye sizi reddetmez. Merdiven altı markaların uyduruk servisleri bunu belki yapabilir; fakat onda bile hakem heyeti kanalıysa garanti hakkınızı her türlü kullanırsınız.
Hata 3: "Ürün bana kırık geldi bunu iade almak zorundalar".
Çok sık yapılan hatalardan biri de odur ki çoğu zaman kargoyu kontrol etmeden teslim alırız. Sonra "kırık geldi" deriz. Öncelikle kimse kimseye maalesef güvenmediği için gerçekten kırık gelmiş bile olsa kırık olduğunu bir tek siz biliyorsunuz. Sizin sözünüze bakarak kargo firması "tüh kırmış mıyız durun hemen parasını ödeyelim" demez. "Kırıksa kontrol etseydiniz, sizin kırmadığınızı nasıl bilelim" der. Siz satıcıya güvenmediğiniz için onun kırık gönderdiğini düşünüyorsanız; peki bu durumda satıcı size neden güvenip onu sizin kırmadığınıza ikna olsun? Yahut da satıcı size güvenip ikna olsa bile, sonuçta o zararın doğru şekilde tazmin edilmesi için sizin de sorumluluklarınızı yerine getirmenizi isteyecek ve "kırıksa almasaydınız" diyecektir. Bunun tüketici olarak kanunen bizim sorumluluğumuz olduğunu unutmamalıyız.
Şu örneğe bizzat kendim şahitlik ettim daha önce. Birisi bir bilgisayar alıyor, sonra "ekranı kırık çıktı" diyerek satın aldığı mağazaya götürüyor. Diyorlar ki kutu sağlam, kargoda olmuş bir durum da yok, ekranın dışında darbe yok fakat içinde darbe var. Yani bilgisayar açıldıktan sonra kırılmış, buna yapabileceğimiz bir şey yok". Adam sinirleniyor, kızıyor, yasal haklarını arayacağı tehdidi ile mağazadan ayrılıyor. Birkaç gün sonra mağazaya tekrar gidiyor, "kusura bakmayın çocuklar laptopun kapağının altında kalem varken unutup kapatmışlar öyle kırılmış, bana söylemeye de korkmuşlar, sonradan öğrendim".
Elbette durum her zaman böyle olmayabilir. Kargo firmalarının ahlakı malum. İşte böyle durumlarda kendiniz mağdur olmamanız, başkasını da mağdur etmemeniz için teslim aldığınız ürünün ambalajında, kargo kutusunda vs. bir ezik, yırtık, delik vb. bir hasar varsa kontrol etmeden teslim almamalısınız. Kargo firması açıkça dışı hasarlı olan paketin içini kontrol ettirmiyorsa KESİNLİKLE hiç teslim almamalı ve satıcı ile görüşmelisiniz. Kargo firmalarının kurye personelleri hasar durumunda sorumluluk almamak için size bırakıp kaçmaya veya sizi açmadan teslim almaya zorlamaya çalışır. Aldığınızda da "bana ne almasaydın" deyip yağ gibi sıyrılırlar. Fakat teslim almadığınız zaman sorumluluktan kaçamazlar. Çünkü ürün satıcıya o hasarla geri dönerse satıcı onu kargo firmasından tazmin ettirebilir. Fakat eğer hasarlı olarak alırsanız, kargo firması sorumluluk almaz, satıcı da "tutanak tutturmalıydınız şimdi kargo firması kendilerinin kırdığını kabul etmeyecek" diyerek iade almak istemeyecektir.
Bu nedenle ürünün ambalajında hasar varsa;
1- İçini açıp bakmalısınız, ürün içeriği sağlamsa teslim alabilirsiniz.
2- İçini açıp baktınız içerik de hasarlı. Bu durumda tutanak tutmalısınız. Fakat işgüzar kuryeler sizi kandırmak için tutanağın içeriğini kasıtlı olarak yanlış yazarlar. Öyle durumda mağdur olmamak için tutanakta ne yazdığına çok dikkat etmelisiniz. Dış ambalaj hasarlı olduğu halde çoğu kurye tutanağı kasıtlı olarak "dış ambalajında hasar yok içi hasarlı" diye tutar. Böylece satıcı firmaya gidip "biz taşırken kırmamışız sen içine kırık koymuşsun" diyerek sorumluluğu atmaya çalışır. Satıcı da ürünün dış ambalajının da hasarlı olduğunu gördüğü zaman hatalı tutanak tutturduğunuz için tutanağınızın geçersiz olduğunu söyleyip iadenizi kabul etmez. Yani eğer hasarlı veya eksik ürünü teslim alıyorsanız mutlaka tutanak tutturmalı ve tutanağın içeriğinin mutlaka doğru olduğuna dikkat etmelisiniz.
3- Ürün kontrol ettiniz, içeriği de hasarlı ve/veya eksik. Eğer ürünü o an teslim almanız aciliyet arz etmiyorsa, hasar durumunda hiç teslim almamanız en sağlam yol olacaktır. Böylece hem satıcıya karşı hem de kargo firmasına karşı hiçbir sorumluluk ispatı yapmanız gerekmez. Ürün kırıksa, hiç teslim almadan geri göndermek sizin için en garanti yol olacaktır.
Sonuç olarak kutusu/ambalajı hasar görmüş veya deforme olmuş bir ürünü teslim almanız, kanunen sorumluluğu kabul ettiğiniz anlamına gelir ve daha sonradan içinde kırık/eksik olduğunu tespit ederseniz mağdur olma ihtimaliniz yüksektir.
* ile işaretlediğim yere de bir dipnot düşeyim: Bugünlerde dizüstü bilgisayarlarda upgrade ürünler çok popülerdir. Örneğin üreticinin 8GB RAM ile fabrika çıkışı yaptığı ürüne ekstra RAM takılarak 16GB, 32GB, 40GB vb. modelleri piyasada satılabilmektedir. Bu gibi durumlarda bazı yetkili servisler işgüzarlık yapıp "bu ürün açılıp içine ORİJİNAL OLMAYAN RAM TAKILMIŞ o yüzden garanti dışına çıkmış" gibi korkunç iddialarda bulunabiliyorlar. Burada bilmeniz gereken çok önemli hususlar var;
1- Bilgisayar üreticilerinin "orijinal RAM'i" diye bir şey yoktur. Yetkili servisler sizi korkutarak kandırmak için bu tabiri kullanır. HP marka bir bilgisayarı açın, içinden ya Samsung, ya Hynix ya da buna benzer bir RAM çıkacaktır. "Orijinal HP RAM" diye bir şey yoktur. Hiçbir bilgisayar üreticisinin kendi RAM'leri yoktur, onlar da zaten diğer RAM üreticilerinden alıp kullanırlar. Hiç Asus RAM diye bir şey gördünüz mü? Öyle bir şey yoktur.
Peki öyleyse yetkili servis neden size "orijinal olmayan RAM takılmış" gibi bir yalan söyler? Çünkü RAM'i kendilerinden almadığınız için kızgındırlar. Aynı RAM'i yetkili servis 3-5 katı pahalıya size satamadığı için sizi kandırıp onu iade ettirerek kendisinden almanızı teşvik etmek için bu yalanı söyler.
2- Aynı yalanı "uyumsuz" parça taktığınızı iddia ederek de söyleyebilirler. Üreticiler de bu işgüzarlığa biraz dahil olarak marka/model seçebiliyor fakat bu yine büyük oranda yetkili servislerin aldatmacasıdır. Ürünlerin teknik özellikleri uyumluysa uyumlu olarak çalışması gerekir. Örneğin DDR4 slotuna o bilgisayarın desteklediği DDR4 bir RAM takarsanız "uyumsuz" demeleri yukarıda söylediğim gibi sizi kandırıp kendi stoklarından benzer ürünü daha pahalıya satmak için uydurulmuş bir yalandır. Aynı zamanında Türk Telekom'un kendisinden alınmamış modemlere "uyumsuz" diye yalan uydurması gibi. Türk Telekom bunu yıllarca yaptı, "bu aldığınız modem internetinize uyumlu değil, nereden aldıysanız iade edip bizden almanız gerekiyor" diyerek vatandaşa aynı marka aynı model ürünü 2-3 katı fahiş fiyatla sattılar yıllarca.
3- Bilgisayar üreticileri ekstra RAM ve SSD slotlarını zaten genişletme yapabilesiniz diye oraya koyar. Bir ürüne ekstra RAM veya SSD takmak onu garanti dışına çıkarmaz. Yetkili servis öyle iddia etse bile haklarınızı yasal olarak her türlü alırsınız. Bazı üreticiler (Huawei gibi) anakartlarına ekstra slot koymaz ve anakartın sökülme yerlerine garanti etiketi koyarlar, onu sökmek garanti dışına çıkaracaktır. Fakat böyle bir durum yoksa ve anakart üzerinde ekstra yuvalar varsa yetkili servis aksini iddia etse bile garanti dışına çıkmış olmazsınız. (Ki yetkili servisler sizi korkutup kandırmak için garanti dışına çıktığını iddia etseler bile sizi kandıramayacağını anladığında yine de garanti kapsamında ücretsiz destek vermeye devam eder.)
İlk iki maddedeki durumu otomobile lastik almak gibi düşünün. Hiçbir otomobil üreticisi garantiye götürdüğünüz otomobil için "orijinal olmayan lastik kullanmışsın" gibi absürt bir şey söyler mi? Yahut da o otomobil fabrika çıkışında sonuçta piyasadaki lastik markalarından biriyle çıkmamış mı zaten? Bilgisayar yetkili servisleri bu daha hassas ve elektronik bir parça olduğu için tüketicileri daha kolay kandırabileceklerini düşündükleri için bu yalanı söylüyorlar oysa durumun bir otomobil lastiğinden farkı yoktur. İstediğiniz gibi aracınızın lastiğini söküp uyumlu olduğu müddetçe yerine istediğiniz marka/model lastiği takabilirsiniz ve hiçbir otomobil üreticisi size bunun yanlış bir hareket olduğunu söylemez, hiçbir otomobil üreticisi garantinizi bu yüzden reddetmez, reddedemez.
Eğer "orijinal RAM" diye bir kavram olsaydı, ekstra RAM takmak garantiyi bozsaydı piyasada bu kadar tekil RAM satışı diye bir şey olmazdı, RAM sadece yetkili servislerde bulunurdu. Birçok RAM üreticisi de olmazdı. Unutmamak gerekir ki yetkili servislerin hemen hemen hepsi özel firmalardır; üreticinin kendisi değildir. Yani HP'nin yetkili servisi dediğiniz servis HP'ye ait değildir, Türkiye'de kurulu olan, HP ile organik bir bağı olmayan, sadece HP ile anlaşmalı özel bir şirkettir. O yüzden kendisi fahiş fiyata satış yapabilmek adına size kolaylıkla yalan söyleyebilir.
Haklarınızı başta siz doğru davranarak korumalısınız. Satıcının, üreticinin, servisin sorumlulukları olduğu gibi tüketicinin de sorumlulukları vardır. Haklıyken haksız duruma düşmemeniz için bu sık yapılan hataları paylaşmak istedim.
Güzel günler dilerim.
Son düzenleme: