legolas4444
Profesör
- Katılım
- 1 Mayıs 2008
- Mesajlar
- 1,367
- Reaksiyon puanı
- 16
- Puanları
- 218
Devr-i Özalda da böyleydi
YILLAR önce de aynı utancı yaşamıştık.
1983 yılında Turgut Özalın liberal hükümeti iktidara gelmişti.
Medyanın büyük bölümü birdenbire Özal hayranı oluvermişti.
Yıllardan beri tanıdığımız, birlikte Babıâlinin sıkıntılarını omuzladığımız arkadaşlarımızın pek çoğu Özalcı kesilmişti.
Her gün köşelerden başbakana övgüler düzülüyor, Özal için afili manşetler çekiliyordu.
Ekonomi harikaydı, Türkiye Özalın reformları sayesinde çağlar atlamıştı.
Başbakanın Aklını kullan, köşeyi dön tavsiyesine balıklama atlayan iktidar yandaşları ülkeyi bir güzel talan ettiler.
İlkelilik, dürüstlük, ahlak, değerlere bağlılık hepsi gözlerden uzak tutuldu.
Onlara göre Türkiye atılımlarıyla dünyanın yıldızı olmuştu.
Özal da dünya lideri...
İşte o günlerden birinde, gazetede yıllar içinde çizgisinde ciddi kırılmalar olan ünlü bir yazarla Özalın telefon konuşmasına tanık olmuştum.
Özala akla hayale gelmeyecek övgüler yağdırmıştı.
Konuşmasını da kendisinin ve çocuklarının saygılarını sunarak bitirmişti.
O gün insanlara duyduğum saygı dağılıp paramparça olmuştu.
* * *
Bugün bakıyorum da aynı yozlaşmanın içindeyiz.
Medyanın yine büyük bölümü bu kez AKPnin peşinden sürükleniyor.
Bu sürüklenmeye bir de ülkeye ihanet demeyeyim ama büyük bir sevgisizlik eklendi.
Bugün, Özala düzülen övgülerin katmerlisi Başbakan Erdoğana yapılıyor.
Yine ekonomi harika.
Yine Türkiye uçuyor.
Yine insanlar mutlu.
Medya sayfalarının büyük bölümünde, köşelerde Tayyip Bey göklere çıkarılıyor.
Onun bir dünya lideri olduğu ilan ediliyor.
Gerçek bu mu? Şimdi biraz ona bakalım.
* * *
İç ve dış politikadaki endişe verici gelişme-leri bir başka yazıya bırakarak ekonomiye, De-nizlide yaşanan drama odaklanmak istiyorum.
Krizin patladığı 2001de tekstil merkezi olan Denizlide 591 firma kapadı.
2008 ise 1690, 2009un ilk 7 ayında 889 firma yok oldu.
On binlerce işçi işsiz kaldı.
Kentin en saygın işadamlarından biri olan Osman Nuri Sözkesen, güvenlik görevlisinin silahıyla yaşamına son verdi.
Onuru, iflas etmiş, borçlarını ödeyemez bir işadamı olarak yaşamasına izin vermedi.
Anadolunun sanayi çınarlarından biri olan Denizli Basmanın kurucusu ve patronu Esat Sivri, fabrikasının kapısına kilit vurmak zorunda kaldı.
O gün işçileriyle veda yemeği yiyip yüreği yana yana Paydos dedi.
Esat Sivriyi tanırım, dürüst, onurlu, ülkesini seven bir insandır.
Ama ülkedeki yanlış yönetim Esat Sivriyi, Osman Nuri Sözkeseni ve onlar gibi pek çok dürüst ve onurlu işadamını bitirdi.
AKP iktidarının, sermaye piyasasını kendine göre yeniden şekillendirme politikalarının daha pek çok işadamının başını yiyeceği de kesin.
Esat Sivrinin CHP heyetine söyledikleri ne kadar hüzün verici.
Gözyaşlarını tutamayan saygın işadamı bakın ne diyor:
Ben namusumdan battım. Alnım açık, utanmıyorum. Çünkü çalmadım çırpmadım. Her şeyime haciz geldi. Bana değil, memlekete yazık oluyor. Bu ülke, bu değerler bizim. Falan yere teşvik vermek için beni bitirmeye hakları yok. 37 yıl çalıştık, ürettik. Artık kavgalar bitsin, gerçek sorunlar konuşulsun.
Bilmem iktidara övgüler yağdıranlar Esat Sivrinin bu sözlerini anladılar mı?
Anlasalar bile ne değişecek ki? diyeceksiniz.
Yerden göğe kadar haklısınız.
Kaynak
YILLAR önce de aynı utancı yaşamıştık.
1983 yılında Turgut Özalın liberal hükümeti iktidara gelmişti.
Medyanın büyük bölümü birdenbire Özal hayranı oluvermişti.
Yıllardan beri tanıdığımız, birlikte Babıâlinin sıkıntılarını omuzladığımız arkadaşlarımızın pek çoğu Özalcı kesilmişti.
Her gün köşelerden başbakana övgüler düzülüyor, Özal için afili manşetler çekiliyordu.
Ekonomi harikaydı, Türkiye Özalın reformları sayesinde çağlar atlamıştı.
Başbakanın Aklını kullan, köşeyi dön tavsiyesine balıklama atlayan iktidar yandaşları ülkeyi bir güzel talan ettiler.
İlkelilik, dürüstlük, ahlak, değerlere bağlılık hepsi gözlerden uzak tutuldu.
Onlara göre Türkiye atılımlarıyla dünyanın yıldızı olmuştu.
Özal da dünya lideri...
İşte o günlerden birinde, gazetede yıllar içinde çizgisinde ciddi kırılmalar olan ünlü bir yazarla Özalın telefon konuşmasına tanık olmuştum.
Özala akla hayale gelmeyecek övgüler yağdırmıştı.
Konuşmasını da kendisinin ve çocuklarının saygılarını sunarak bitirmişti.
O gün insanlara duyduğum saygı dağılıp paramparça olmuştu.
* * *
Bugün bakıyorum da aynı yozlaşmanın içindeyiz.
Medyanın yine büyük bölümü bu kez AKPnin peşinden sürükleniyor.
Bu sürüklenmeye bir de ülkeye ihanet demeyeyim ama büyük bir sevgisizlik eklendi.
Bugün, Özala düzülen övgülerin katmerlisi Başbakan Erdoğana yapılıyor.
Yine ekonomi harika.
Yine Türkiye uçuyor.
Yine insanlar mutlu.
Medya sayfalarının büyük bölümünde, köşelerde Tayyip Bey göklere çıkarılıyor.
Onun bir dünya lideri olduğu ilan ediliyor.
Gerçek bu mu? Şimdi biraz ona bakalım.
* * *
İç ve dış politikadaki endişe verici gelişme-leri bir başka yazıya bırakarak ekonomiye, De-nizlide yaşanan drama odaklanmak istiyorum.
Krizin patladığı 2001de tekstil merkezi olan Denizlide 591 firma kapadı.
2008 ise 1690, 2009un ilk 7 ayında 889 firma yok oldu.
On binlerce işçi işsiz kaldı.
Kentin en saygın işadamlarından biri olan Osman Nuri Sözkesen, güvenlik görevlisinin silahıyla yaşamına son verdi.
Onuru, iflas etmiş, borçlarını ödeyemez bir işadamı olarak yaşamasına izin vermedi.
Anadolunun sanayi çınarlarından biri olan Denizli Basmanın kurucusu ve patronu Esat Sivri, fabrikasının kapısına kilit vurmak zorunda kaldı.
O gün işçileriyle veda yemeği yiyip yüreği yana yana Paydos dedi.
Esat Sivriyi tanırım, dürüst, onurlu, ülkesini seven bir insandır.
Ama ülkedeki yanlış yönetim Esat Sivriyi, Osman Nuri Sözkeseni ve onlar gibi pek çok dürüst ve onurlu işadamını bitirdi.
AKP iktidarının, sermaye piyasasını kendine göre yeniden şekillendirme politikalarının daha pek çok işadamının başını yiyeceği de kesin.
Esat Sivrinin CHP heyetine söyledikleri ne kadar hüzün verici.
Gözyaşlarını tutamayan saygın işadamı bakın ne diyor:
Ben namusumdan battım. Alnım açık, utanmıyorum. Çünkü çalmadım çırpmadım. Her şeyime haciz geldi. Bana değil, memlekete yazık oluyor. Bu ülke, bu değerler bizim. Falan yere teşvik vermek için beni bitirmeye hakları yok. 37 yıl çalıştık, ürettik. Artık kavgalar bitsin, gerçek sorunlar konuşulsun.
Bilmem iktidara övgüler yağdıranlar Esat Sivrinin bu sözlerini anladılar mı?
Anlasalar bile ne değişecek ki? diyeceksiniz.
Yerden göğe kadar haklısınız.
Kaynak