yumluanarsist
Rektör
- Katılım
- 11 Haziran 2009
- Mesajlar
- 12,009
- Reaksiyon puanı
- 280
- Puanları
- 0
Microsoft'un işletim sistemi olan Windows ile Linux dağıtımları arasındaki savaş yıllardır devam ediyor. Bunu savaş diye tanımlamamızın sebebi, işin hakarete ve saman altından su yürütmeye varan boyutlarının artık fazlasıyla görünür olması. Bu bir soğuk savaş. Microsoft tekelcilikle suçlanıyor, Linux ise karmaşık olmakla. Peki aslında gerçekten kim haklı? Microsoft'u tekelcilikle suçlayıp, açık kaynak kodlu yazılımı her daim savunan Linux dünyası mı, yoksa teknoloji konusunda önemli olanın son kullanıcıya sağlanan kolaylıklar olduğunu düşünerek hareket eden, şu an dünyada en çok kullanılan işletim sisteminin üreticisi olan Microsoft mu?
Bu cepheye baktığımızda, Microsoft'un en son çıkardığı Windows 7 ile bayağı bir ses getirdiğini görüyoruz. Aynı anda Apple'ın Mac OS X Snow Leopard'ı ve Linux'un da Ubuntu 9.10 Karmic Koala'sı ortaya atılınca, Windows 7 – Mac OS X Snow Leopard – Ubuntu 9.10 Karmic Koala arasında sıkı bir rekabet başladı. Tabii ki bu konuda Microsoft'un büyük bir avantajı var. Donanım üreticileri ve Microsoft'un zeki pazarlamacıları, bu konuda son kullanıcının düşüncelerini Windows 7 yönünde büyük bir şekilde etkiliyor. Donanım üreticilerinin Windows 7'ye destek vermesi, reklam dahilerinin Windows 7'yi, insanları canından bezdiren Vista'ya karşı üstün göstermesi, tüm bunlar son kullanıcının kafasında tek bir seçim bırakıyor: Windows 7.
Bilindiği üzere Microsoft'un son çıkardığı işletim sistemi Windows Vista'ydı. XP'ye verilen desteğin sona ereceği söylentileri, değişen arayüzün varlığı ve birçok şey, kullanıcıları Vista'ya yöneltmişti. Ancak gerek kullanıcıların donanımlarının yetersiz olması, gerekse birçok hata ile piyasaya sürülen Vista'nın yaşattığı sıkıntılar, insanları Windows'tan soğutmuş, herkesi tekrar XP'ye yönlendirmişti. Hatta XP, bir efsane olarak anılmaya başlanmıştı. Microsoft ise servis paketleri ile durumu düzeltmeye çalışmış, ancak insanlarda kırılamaz bir ön yargı oluşmuştu; yani geç kalınmıştı. Bunun yankıları devam ederken, Microsoft yeni bir işletim sistemi ile karşımıza geleceğini duyurdu. 22 Ekim'de tüm dünyada satışa çıkan Windows 7 işletim sistemi, çıkmadan önce yayınlanan deneme kopyaları ile insanların gönüllerini fethetmiş, Vista'dan dolayı Microsoft'a kırgın olan kullanıcıların kalplerini kazanmıştı. Her konuda Vista'ya göre üstünlük sağlayan bu işletim sistemi, birçok kullanıcının gönlündeki XP fanatikliğini de sona erdirmeyi bildi. Şu an için XP kullanan herkes Windows 7'ye geçiş yapmaya başladı. Ön yargısı kırılan kullanıcılar, tekrar Microsoft'la barıştı. Bu arada her şey durulduğunda, biz kullanıcılar bir şeyi daha fark ettik. Vista sadece bir yemdi. Vista aslında mükemmel bir işletim sistemiydi Microsoft için. Evet, yanlış duymadınız. Vista mükemmeldi çünkü Microsoft'un pazarlama stratejisinin dahice bir ürünüydü. Microsoft, Vista'dan daha iyisini yapmak yerine, sadece bir önceki işletimden daha iyisini yaptı. Windows 7'nin performans açısından XP'den biraz daha iyi olduğunu hepimiz test ettik. Peki Vista neydi? Neden performans grafiği XP'den sonra inip Windows 7 ile tekrar eski düzeyine geri geldi? Çünkü Microsoft büyük bir şirket. Ve pazarlama stratejisi de sadece kendisini geçebileceğini öngörüyor. Daha kötü bir işletim sistemi yapıp, ardından daha iyisini yaparak insanları tekrar kendisine yönlendirmeyi iyi bilen Microsoft için Vista ilk değil. Bundan önce Windows Me ve Windows 2000 işletim sistemlerinde de aynı mantığı gütmüş, yine başarılı olmuştu. Microsoft'ta mantık şudur: “Daha kötüsünü yap, ardından en son iyiden biraz daha ama en son kötüden çok daha iyisini sun.”
Peki Windows 7 gerçekten bize neler sunuyor? Öncelikle donanım sürücüleri konusunda fazlasıyla başarılı olacağı bir gerçek. Çünkü Windows 7'yi, donanım üreticileri de her daim destekliyor. Ayrıca yeni teknolojik özelliklerle uyumlu ayarları, Windows 7'yi her bilgisayarda severek kullanılabilir hale getiriyor. Hız konusunda, düşük özellikli sistemlerde bile iyi çalışıyor. Netbook piyasasında da yer edinebileceği şimdiden aşikar çünkü en az 1 GB bellek istiyor. 32-64 bit 1GHz işlemciniz, 16 GB boş sabit disk alanınız ve DirectX9 destekli 128 MB ekran kartınız var ise, Windows 7'nin keyfine varamamanız için hiçbir sebep yok.
Oyunlar konusunda da kullanıcının yüzünü güldüren Windows 7, aldığı destekle de beraber resmi olarak satışa sunulduğu 22 Ekim'den beri kullanıcıların birinci sıradaki tercihi gibi duruyor. Peki yenilikleri insanlara bu kadar hızla kabul ettirebilen Windows 7 ne kadar güvenli? Windows 7'nin çıkmasına az zaman kala, Windows Vista ve aynı zamanda Windows 7'yi de etkileyen ve DOS saldırısıyla sistem hatası verdirebileceği söylenen bir açıktan bahsedildi. Fakat Microsoft'tan yapılan açıklamaya göre bu açık, Windows 7'nin RC olarak yayınlanan sürümünü etkilerken, haziranda tamamlanan son sürümünde bulunmuyor. (Bkz: http://news.cnet.com/8301-13860_3-10347289-56.html?tag=newsEditorsPicksArea.0) Açık kullanılarak yapılan denemelerde, Vista yüklü sistem yeniden başlamış ancak bu açık Windows 7'de çalışmamış. Şu an için başka bilinen bir açık yok. Ayrıca Windows 7, antivirüs üreticilerinden de destek alıyor. SDN Forum'da da haberi yapıldığı üzere, ESET şirketi de Windows 7'ye destek verenler arasında.
Windows ne kadar güvenli?
Windows, antivirüs programları ile rahatça çalışabileceğiniz bir platform haline getirilebilir. Ayrıca sistemde bulunan Windows Güvenlik Merkezi, Vista'yla gelmeye başlayan Windows Defender, Microsoft'un yeni çalışması ücretsiz koruma programı Microsoft Security Essentials ile güvenliğinizi maksimum seviyede tutabilirsiniz. Sürekli yayınlanan güncelleştirmelerle en son yenilikleri ve yamaları da elde edebilirsiniz. Bunun için de Windows Update servisi sizin için hazır. Fakat, antivirüs programlarının çoğu ücretli. Bunlar için 50-100 dolar arasında değişen bir miktarda ödeme yapmanız gerekir. Antivirüs programları dışında, sistemin kararlılığını sağlamak için düzenlemeler yapan programlar da mevcut. Bunlar sisteminizin genel bakımını üstlenen, sistem çökmelerini olabildiği kadar engelleyen yararlı yazılımlardır. Ücretsiz ve ücretli olanları vardır. Burada tercih son kullanıcıya bırakılır.
Nedir bu EULA?
Microsoft EULA, siz ve Microsoft arasında yapılan bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin şartları iyi okunmalıdır. Çünkü sözleşmeyi kabul ettiğiniz her seferde, birçok kurala uymak zorunda olduğunuzu da kabul edersiniz. Bunlardan önemli olanları programın yasal kullanımı, amacında kullanımı, program üzerinden yapılması gerekenler ve yapılmaması gerekenler, gibi. Bir program yüklerken “Next – Next” mantığını kavramamak gerekir. Çünkü orada kabul ettiğimiz şeyler önemlidir. Microsoft bizden izinsiz bilgisayarımızdan veri toplayabilir. Bunu da EULA ile kabul etmiş oluyoruz. Ve sonradan şikayet etme hakkımız bulunmuyor.
Windows'ta her işimi halledebilir miyim?
Elbette yapabilirsiniz. Windows size her türlü kolaylığı sağlamak için sisteminize binbir çeşit sistem özelliği ekliyor. Bir tıkla sistem yedeğinizi alabilir, geri yükleme noktası oluşturabilirsiniz. Windows 7 yüklediniz, hemen sistem görüntünüzü bir DVD'ye yazdırabilirsiniz. Sistem çökmesi anında sisteminizi kurtarabilirsiniz. Windows Live Essentials ile Messenger hizmeti de dahil birçok hizmeti kullanabilirsiniz. Windows altında çalışan popüler yazılımlar vardır. Adobe'nin yazılımları ile tasarım işlerinizi halledebilirsiniz. Windows altında program kurmak kadar basit bir şey yoktur. 2 tıkla program kurulur, sadece programdan programa değişen bir özellik olarak, size seçenekler kısmı sunulabilir. Sisteminizi kişiselleştirmek için Windows sizin yanınızdadır.
Windows 7'de eski ve yeni oyunların hepsini oynayabilir miyim?
Windows 7 uyumluluk özelliği ile gelmiştir. Programın uyumluluk bölümünden hangi sistemde çalışıyorsa onu seçip programı çalıştırabilirsiniz. Oyunlar için de geçerli bu. Windows 7, donanım üreticileri ve oyun yapımcıları tarafından fazlasıyla destekleniyor. Bu sebeple en yeni çıkan oyunları Windows altında oynayamamanız için hiçbir sebep yok. Donanım üreticilerinin de verdiği destekle ve en son model donanımlarla Windows altında oyun zevkine varabilirsiniz. Burada da kısıtlama yok, tek kısıtlama oyunların ücretli oluşudur.
Windows çöker mi?
Evet, her sistem gibi Windows da çökebilir. Sistem dosyaları, işletim sisteminizin tüm işlemlerini üstlenen çok önemli dosyalardır. Bu dosyalar zarar gördüğünde, sisteminiz ya hiç açılmaz ya da açılır ama istikrarlı çalışamaz. Bu sebeple bu dosyaların korunması ve kurcalanmaması çok önemlidir. Sisteminiz çöktüğünde ise, Windows CD/DVD'nizle kurtarma işlemini gerçekleştirmeniz mümkün. Çoğu durumda, bilgisayarı yeniden başlatmadığınız sürece veri kaybına uğraşamayabilirsiniz. Eğer sisteme ciddi bir zarar verdiğinizi düşünüyorsanız, bilgisayarı yeniden başlatmadan son geri yükleme noktasını kullanmanız, olası bir veri kaybını engeller.
Windows'un virüslere bağışıklığı var mıdır?
Maalesef hayır. Windows altında hemen her türlü virüs çalışabilir. Çünkü virüslerin neredeyse tamamı .exe uzantılı dosyaları bozmak için yazılmıştır, bu dosyalar da Windows işletim sistemlerinde bulunur. En önemli sistem dosyalarının (bilgisayarınızın açılmasını sağlayan) uzantıları .exe'dir. Bu sebeple virüslere karşı dayanıksız bir işletim sistemidir Windows. Ancak antivirüs programları ile bu tehditler önlenebilir. Önlendiğini söyleyemeyiz çünkü burada kullanıcının bilinçli olması da önemlidir. Ve antivirüs programları da her virüsü engelleyemez. Çünkü antivirüs programlarının veritabanları vardır. Bunlar, en yeni virüsleri tanımak için sık sık güncellenirler fakat 10 dakika önce yazılmış çok tehlikeli bir virüsü görmeleri, mümkün olmayabilir. Bu da sisteminizi tehlikeye sokar. Ancak bildiğiniz gibi; antivirüs programları, Windows Güvenlik Merkezi, Windows Update, Windows Security Essentials, Windows Defender ve kullanıcı bilinci ile virüslerden olabildiği ölçüde uzak kalabilirsiniz.
Windows 7 için sistemim hazır mı?
Windows 7'ye geçiş aşamasında kullanıcıların kafasında birçok sorun olsa da, Windows 7'nin abisi olan Vista'dan daha az bellek kullandığı tüm testlerle kanıtlanmış durumda. Vista için satın aldığınız yüksek performanslı sisteminiz Windows 7 için hazır. XP mi kullanıyorsunuz? Dert değil. 1 GB RAM'iniz olduğu sürece rahatça ve sorunsuz bir şekilde Windows 7'yi kullanabilirsiniz.
Windows 7'ye geçişim nasıl olacak?
Bunun için Windows 7'yi satın almanız gerekir. Her Windows sürümü, yeniden satın alınan yeni bir işletim sistemidir. İnternetten indirerek yeni sisteminizi kuramazsınız. Eski sistemin üzerine yeni sistem kurulur ve bunun için ödeme yapmanız gerekir. Netbook'lar için, Windows 7'yi USB bellek üzerinden kurabilirsiniz. Optik sürücünüzün olmaması Windows 7'yi kullanmanıza engel değil.
Toparlamak gerekirse, Microsoft cephesinde işler tıkırında. Kullanıcılar da memnun, Microsoft da. Peki olayın diğer cephesinde, Linux dünyasında işler nasıl?
Linux dağıtımları kısa süreli aralıklarla güncellenen ve güncelliğiyle ön planda olan, özgür yazılım felsefesini insanlara yavaştan kabul ettiren ve Microsoft'un korkulu rüyası olan işletim sistemleridir. Ubuntu, OpenSUSE, Pardus, Mandriva, Fedora, vb... Liste uzun çünkü şu an bilinen yaklaşık 300 dağıtım var. Ancak aralarında bazıları gerçekten tek başına Linux'u taşımaya yetecek güce sahipler. Bunlardan biri de Ubuntu. En son yayınladığı 9.04 Jaunty Jackalope sürümü ile ses getiren Ubuntu, 29 Ekim'de çıkardığı 9.10 Karmic Koala ile hayranların yüzlerini bir kez daha güldürmeyi başardı. İnsanları açık kaynağa yönlendirmeye çalışan Linux dağıtımlarının arasından sıyrılanlardan biri de milli işletim sistemimiz olarak adlandırılan, TÜBİTAK destekli Pardus. En son çıkardığı 2008 sürümünde kullanıcıları tam olarak tatmin edememiş olan Pardus, 2009 sürümü ile önceki kötü izlenimleri ortadan kaldırmış gibi görünüyor. Bu arada Mandriva, OpenSUSE gibi sürümler de, özellikle bilişim dergileri tarafından dağıtılarak insanların beğenisine sunuluyor. Peki tüm bu dağıtımlar bizlere neler sağlıyor? Öncelikle hepsinin (bazı istisnalar hariç) tek bir amacı var: Özgür yazılım kullandırmak. Bu felsefe ile hareket eden Linux dağıtımları son kullanıcıya şunu öneriyor: “300 dolar vermek yerine, size formatı ve pahalı antivirüs programlarını unutturacak bedava bir çözüme ne dersiniz?”
Linux sistemleri de çöker. Ancak Linux'taki mantık, yönetici olma yetkisine sahip olmak olduğu için sistemin çökmesini sağlamak büyük bir beceri ister. Windows işletim sistemlerinde programlar sistem üzerinde sizin haberiniz olmadan değişiklikler yapabilirken, Linux sistemlerinde bu imkansızdır. Çünkü buradaki mantık, sistemde değişiklik yapma yetkisinin sadece yöneticiye ait olmasıdır. Bu da programların kafasına göre ve size sormadan hareket etmesine, sisteminize zararlı yazılımlar bulaştırmasına engel olur.
Bu soru, açıklaması zor bir soru. Çünkü Linux'a virüs bulaşmayacağını söyleyemeyiz. Eğer bir sistemde açık varsa, bu açık kullanılarak sistem ele geçirilebilir. Peki virüsler Linux'ta çalışır mı? Hayır, çalışmazlar. Sebebi ise yazılan virüslerin neredeyse tamamının sadece Windows sistemine odaklı olarak yazılmasıdır. Çoğunluğu .exe uzantılı dosyalara etki ederler. Ve .exe uzantılı dosyalar, Linux sistemleri altında çalışmazlar. Kısacası Linux sistemlerinde virüs sorununuz olmaz. Üstteki paragrafı burada da hatırlatmak gerekirse, Linux sistemlerinde hiçbir program kafasına göre hareket edemez, dosyaları düzenleyemez. Bu sebeple Linux altında çalışabilecek bir virüsün bile sistem kararsızlığına yol açması neredeyse imkansızdır.
Linux sistemleri en düşük sistemlerde bile çalışabilir. Çünkü bellek kullanımı konusunda çok yufka yüreklidir. Programlar sizden izinsiz arka planda çalışamadığı için, siz izin vermediğiniz sürece belleğinizi kullanamazlar. Netbook piyasasında da başarılı olan Linux dağıtımları her daim en az bellek kullanımı ile yanınızda!
Şöyle bir söylem duyabilirsiniz: “Bilgisayarı sadece MSN, Facebook ve e-postalarınızı okumak için kullanıyorsanız, Windows size yeter.” Bu lafı Linux fanatikleri Windows'u küçümsüyormuş gibi söylerken, Windows fanatikleri de Linux'un basit şeyler için fazlasıyla karışık olduğunu ima ederek söylerler. Aslında bu söz doğru değildir. Çünkü insanların kafasında oluşan ön yargı, Linux'un kıramayacağı bir ön yargı değil. Linux denilince insanların aklına sadece komutlar geliyor. Sanki Linux'ta her şey komutlarla yapılıyormuş gibi bir his uyanıyor insanlarda. Bu sebeple görsel ve süslü arayüze alışmış olan insanlar, Linux'a soğuk bakıyor. Peki bu komut olayı gerçekten de abartıldığı kadar kötü ve doğru mu?
Linux sistemleri altında program yüklemenin zorluklarını hepiniz duymuşsunuzdur. Uçbirimde yazılan komutlarla, kafa karıştırıcı ayarlarla, program çökmeleriyle çoğu kişi boğuşmuş ve hemen Windows'a geri dönmüştür. Fakat bu gerçekte hiç de abartıldığı gibi değildir. Çünkü Linux sistemlerinde, istediğiniz programı depolardan sadece bir satırlık komut ile indirip kurabilirsiniz. Bunun için Windows'ta uzun araştırmalar yapmanız gerekir. Önce indirmeniz, sonra dosyaya çift tıklayıp yüklemeniz gerekir. Linux'ta programlar dosyaya çift tıklanarak yüklenmez, doğru. Ancak bir komutla internetten istediğiniz programı indirip kurmak? Bu gerçekten cezbedici bir kolaylık. Ayrıca Linux sistemlerinde program yüklemek, eskisine oranla çok ama çok daha kolay. Örneğin Ubuntu kullanıyor ve program yüklemek istiyorsunuz. Paket Yöneticisi sizin için hazır bekliyor. Yapmanız gereken, yönetici olmak. Linux size her kolaylığı sağlıyor. Hatta Windows programlarının Linux sistemleri altında bile çalıştırılabildiğini biliyor muydunuz? Wine isimli programla, bu da mümkün. Her programı istikrarlı bir şekilde çalıştırmak şu an için mümkün olmasa da birçok program ve oyun bu program sayesinde Linux sistemleri altında da çalıştırılabiliyor.
Bu Linux'un suçu değildir. Microsoft cephesinde, donanım üreticilerinin Windows 7'ye destek verdiğini belirtmiştim. Donanım üreticileri, çıkardıkları ürünlerin sürücülerini Windows sistemlerine uyumlu olarak yazıyorlar. Linux'ta bu donanımları çalıştırabilmek için, bunların bazılarının Linux geliştiricileri tarafından sürücüleri yazılıyor. Fakat, donanım üreticileri bu konuda Linux'u da düşünmediği sürece, Microsoft ile kârlı anlaşmalar peşinde koştukça, bu konuda sıkıntı çeken kullanıcıların olacağı aşikâr. Peki, donanımınız Linux'ta uyumlu çalışıyorsa? Bu durumda da önünüze .exe uzantısı engeli çıkıyor fakat bunu da aşmak Wine ile mümkün. Call of Duty, Counter Strike gibi birçok popüler oyun Linux altında çalıştırılabiliyor. Wine isimli program tabii ki ücretsiz. Fakat Wine daha çok, programlar için geliştirildiğinden oyunları çalıştırmak için Cedega isimli bir yazılımı bilgisayarınıza kurmanız gerekiyor. Bu yazılım ile 1500 kadar oyunu Linux sistemleri altında çalıştırabiliyorsunuz. Fakat program ücretsiz değil. Çok cüzi bir miktar karşılığında programı kullanabiliyorsunuz. Bu da satın alma şeklinde değil, bağış yapma şeklinde oluyor. Linux sistemleri için yazılan programların hepsinin ücretsiz olması beklenemez çünkü insanların çok büyük bir emeği geçiyor bu programlara, sırf siz evde rahatça oyunlarınızı oynayabilin diye. O sebeple bu cüzi miktara satın almadan çok, bağış yapma olarak bakarsak, içimiz rahat bir şekilde özgür yazılım dünyasında yerimizi alabiliriz.
İşiniz gereği kullanmanız gereken programlar olabilir. Eğer Linux altında henüz çalıştırılamamış bir programa bağlı iseniz, Linux'un size alternatifleri var. Linux depolarında her gün yenisi eklenen ve güncellenen binlerce program sizi bekliyor! Tek yapmanız gereken, programın indirme komutunu uçbirimde yazmak ve arkanıza yaslanmak veya depolardan istediğinizi seçip kurmak. Linux size bu kolaylığı da sağlıyor. Kullandığınız programlar alışkanlıklarınızdan ibarettir, emin olun ki 100 kişinin geliştirdiği ücretli bir yazılım her zaman için binlerce insanın elinden çıkmış bir yazılımdan daha kötüdür.
Bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişir. Kimi insanlar GNOME arayüzünü beğenirken, kimisi bunu çok sade ve basit bulur; KDE arayüzünü kullanır. Ben Ubuntu'yu kullanıyorum. GNOME arayüzü her zaman için tercihimdir. Ancak alışkanlıklar yönünde değişen bu tercihlere de her zaman saygım vardır. Linux'un da saygısı var. KDE arayüzü ile gelen Pardus'a başka arayüzler yükleyebilirsiniz. Kesinlikle sınırlama ve zorlama yok! Linux dünyasında olamayacağınız kadar özgürsünüz.
İnternetten indirip kurabilirsiniz. Linux size bu kolaylığı sağlıyor. Veya kullandığınız Linux sisteminin CD'sini isteyebilirsiniz. Ubuntu için bu CD evinize kadar hiçbir ücret talep edilmeksizin getiriliyor. Pardus için 2,36 TL olan kargo ücretini ödüyorsunuz sadece. Türkiye'nin neresinde olursanız olun, evinize kadar geliyor. Netbook'lar için, Linux'u USB bellek üzerinden kurabilirsiniz.
Aslında yukarıda yazdığım çoğu şey bu soruya cevap. Ancak kısaca özetlemek gerekirse, insanlarımız bilinçli değil. Özgür yazılımın, açık kaynak kodlu paylaşımın değerini henüz anlayabilmiş değiliz. Bir işletim sistemine 300 dolar verebilecek kadar zenginiz henüz. Zengin olmayan Windows tutkunları ise yasal olmayan yollarla Windows kopyalarını etkinleştirmekteler. Bu da insanları hem korsana teşvik ediyor, hem de özgür yazılıma olan gerekliliğin farkında olunmasını engelliyor. Ayrıca insan, alışkanlık duygusu olan bir varlıktır. Gözlerini Windows'a açan birinden durduk yere Linux'a geçmesini bekleyemeyiz. Linux'un ne olduğunu anlatırız, “Vay bee!” tepkilerini alırız ancak Windows'un insanlara aşıladığı tembellik duygusuna yenik düşen son kullanıcı, birkaç saatlik Linux keşfinin ardından format atar ve Windows'a döner. Okullarda bu konuda eğitim verilmediği, donanım üreticileri Linux'a olan desteğini artırmadığı sürece, bu konuda yapılan çalışmalar her zaman biraz daha eksik kalacaktır. Ancak şunu da biliyoruz ki yakında insanlar özgürlüğün, değişikliğin farkına varacaklar ve özgür yazılımın izinden gidecekler. Microsoft ise, özgür yazılıma destek vermediği sürece her zaman daha az tercih edilen olacaktır.
Linux sizin ürününüzdür. Kendi emeğinizdir. Onu siz geliştirirsiniz. Bir odaya kapatılmış 20 tane yazılım mühendisinin ürünü değildir Linux programları. Onları, yüzbinlerce insan geliştirir ve denetler. Windows'ta bir güvenlik açığını kapatamazsınız. Çünkü Windows, kapalı kaynak kodu felsefesi ile üretilmiştir. Sisteminizdeki dosyaların içeriğini göremezsiniz. Windows size sormadan bilgisayarınızdan veri toplayabilir. Linux bunu yapamaz. Zaten Linux bir şirket veya kuruluş değildir, Linux sizdir. Sizin sesinizdir. Eğer bir açık bulduysanız, bunu siz düzeltebilir ve paylaşabilirsiniz. Kullandığınız şeyi siz test eder, beğenirsiniz. Linux size tekelcilikle yaklaşmaz. Windows'ta öntanımlı tarayıcı olarak Internet Explorer kurulu gelir. Siz bunu değiştirebilirsiniz ama neden değiştiresiniz ki? Sonuçta para verdiniz. Ve Internet Explorer'da bir açık olur, bu açığı birileri görür ama düzeltemez. Microsoft bunun için bir yama çıkarana kadar tehlikelere açık bir şekilde beklemek zorundasınız. Fakat Linux'ta böyle değildir. Tarayıcınız da dahil her şeyi siz seçersiniz. İster Mozilla Firefox, ister Opera yüklersiniz. Hepsi de sizler için geliştirilen, daha iyi olan özgür yazılımlar. Windows sistemlerinde Internet Explorer öntanımlı tarayıcı olarak gelirken, çoğumuzun hemen hemen her gün kullandığı Office yazılımı kurulu bir şekilde gelmez. Office yazılımını yine dolarlar vererek satın almanız gerekir. Durun bir dakika, siz zaten işletim sistemine 300 dolar vermemiş miydiniz? Linux'ta ise Open Office vardır. Benim de şu an bu yazıyı yazdığım mükemmel program. Microsoft'un Office yazılımı içinde aradığınız her şeyi Open Office'te bulabilirsiniz. Üstelik ne mi? Üstelik, Open Office ile hazırladığınız dosyaları Microsoft Office'te çalışacak şekilde kaydedebilirsiniz! Özgürlüğün hiçbir sınırı yok bu dünyada. Daha ne olabilirdi ki?
Evet, sizce kim haklı?
**Jeaquares**
Microsoft Cephesi
Bu cepheye baktığımızda, Microsoft'un en son çıkardığı Windows 7 ile bayağı bir ses getirdiğini görüyoruz. Aynı anda Apple'ın Mac OS X Snow Leopard'ı ve Linux'un da Ubuntu 9.10 Karmic Koala'sı ortaya atılınca, Windows 7 – Mac OS X Snow Leopard – Ubuntu 9.10 Karmic Koala arasında sıkı bir rekabet başladı. Tabii ki bu konuda Microsoft'un büyük bir avantajı var. Donanım üreticileri ve Microsoft'un zeki pazarlamacıları, bu konuda son kullanıcının düşüncelerini Windows 7 yönünde büyük bir şekilde etkiliyor. Donanım üreticilerinin Windows 7'ye destek vermesi, reklam dahilerinin Windows 7'yi, insanları canından bezdiren Vista'ya karşı üstün göstermesi, tüm bunlar son kullanıcının kafasında tek bir seçim bırakıyor: Windows 7.
Bilindiği üzere Microsoft'un son çıkardığı işletim sistemi Windows Vista'ydı. XP'ye verilen desteğin sona ereceği söylentileri, değişen arayüzün varlığı ve birçok şey, kullanıcıları Vista'ya yöneltmişti. Ancak gerek kullanıcıların donanımlarının yetersiz olması, gerekse birçok hata ile piyasaya sürülen Vista'nın yaşattığı sıkıntılar, insanları Windows'tan soğutmuş, herkesi tekrar XP'ye yönlendirmişti. Hatta XP, bir efsane olarak anılmaya başlanmıştı. Microsoft ise servis paketleri ile durumu düzeltmeye çalışmış, ancak insanlarda kırılamaz bir ön yargı oluşmuştu; yani geç kalınmıştı. Bunun yankıları devam ederken, Microsoft yeni bir işletim sistemi ile karşımıza geleceğini duyurdu. 22 Ekim'de tüm dünyada satışa çıkan Windows 7 işletim sistemi, çıkmadan önce yayınlanan deneme kopyaları ile insanların gönüllerini fethetmiş, Vista'dan dolayı Microsoft'a kırgın olan kullanıcıların kalplerini kazanmıştı. Her konuda Vista'ya göre üstünlük sağlayan bu işletim sistemi, birçok kullanıcının gönlündeki XP fanatikliğini de sona erdirmeyi bildi. Şu an için XP kullanan herkes Windows 7'ye geçiş yapmaya başladı. Ön yargısı kırılan kullanıcılar, tekrar Microsoft'la barıştı. Bu arada her şey durulduğunda, biz kullanıcılar bir şeyi daha fark ettik. Vista sadece bir yemdi. Vista aslında mükemmel bir işletim sistemiydi Microsoft için. Evet, yanlış duymadınız. Vista mükemmeldi çünkü Microsoft'un pazarlama stratejisinin dahice bir ürünüydü. Microsoft, Vista'dan daha iyisini yapmak yerine, sadece bir önceki işletimden daha iyisini yaptı. Windows 7'nin performans açısından XP'den biraz daha iyi olduğunu hepimiz test ettik. Peki Vista neydi? Neden performans grafiği XP'den sonra inip Windows 7 ile tekrar eski düzeyine geri geldi? Çünkü Microsoft büyük bir şirket. Ve pazarlama stratejisi de sadece kendisini geçebileceğini öngörüyor. Daha kötü bir işletim sistemi yapıp, ardından daha iyisini yaparak insanları tekrar kendisine yönlendirmeyi iyi bilen Microsoft için Vista ilk değil. Bundan önce Windows Me ve Windows 2000 işletim sistemlerinde de aynı mantığı gütmüş, yine başarılı olmuştu. Microsoft'ta mantık şudur: “Daha kötüsünü yap, ardından en son iyiden biraz daha ama en son kötüden çok daha iyisini sun.”
Peki Windows 7 gerçekten bize neler sunuyor? Öncelikle donanım sürücüleri konusunda fazlasıyla başarılı olacağı bir gerçek. Çünkü Windows 7'yi, donanım üreticileri de her daim destekliyor. Ayrıca yeni teknolojik özelliklerle uyumlu ayarları, Windows 7'yi her bilgisayarda severek kullanılabilir hale getiriyor. Hız konusunda, düşük özellikli sistemlerde bile iyi çalışıyor. Netbook piyasasında da yer edinebileceği şimdiden aşikar çünkü en az 1 GB bellek istiyor. 32-64 bit 1GHz işlemciniz, 16 GB boş sabit disk alanınız ve DirectX9 destekli 128 MB ekran kartınız var ise, Windows 7'nin keyfine varamamanız için hiçbir sebep yok.
Oyunlar konusunda da kullanıcının yüzünü güldüren Windows 7, aldığı destekle de beraber resmi olarak satışa sunulduğu 22 Ekim'den beri kullanıcıların birinci sıradaki tercihi gibi duruyor. Peki yenilikleri insanlara bu kadar hızla kabul ettirebilen Windows 7 ne kadar güvenli? Windows 7'nin çıkmasına az zaman kala, Windows Vista ve aynı zamanda Windows 7'yi de etkileyen ve DOS saldırısıyla sistem hatası verdirebileceği söylenen bir açıktan bahsedildi. Fakat Microsoft'tan yapılan açıklamaya göre bu açık, Windows 7'nin RC olarak yayınlanan sürümünü etkilerken, haziranda tamamlanan son sürümünde bulunmuyor. (Bkz: http://news.cnet.com/8301-13860_3-10347289-56.html?tag=newsEditorsPicksArea.0) Açık kullanılarak yapılan denemelerde, Vista yüklü sistem yeniden başlamış ancak bu açık Windows 7'de çalışmamış. Şu an için başka bilinen bir açık yok. Ayrıca Windows 7, antivirüs üreticilerinden de destek alıyor. SDN Forum'da da haberi yapıldığı üzere, ESET şirketi de Windows 7'ye destek verenler arasında.
Windows ne kadar güvenli?
Windows, antivirüs programları ile rahatça çalışabileceğiniz bir platform haline getirilebilir. Ayrıca sistemde bulunan Windows Güvenlik Merkezi, Vista'yla gelmeye başlayan Windows Defender, Microsoft'un yeni çalışması ücretsiz koruma programı Microsoft Security Essentials ile güvenliğinizi maksimum seviyede tutabilirsiniz. Sürekli yayınlanan güncelleştirmelerle en son yenilikleri ve yamaları da elde edebilirsiniz. Bunun için de Windows Update servisi sizin için hazır. Fakat, antivirüs programlarının çoğu ücretli. Bunlar için 50-100 dolar arasında değişen bir miktarda ödeme yapmanız gerekir. Antivirüs programları dışında, sistemin kararlılığını sağlamak için düzenlemeler yapan programlar da mevcut. Bunlar sisteminizin genel bakımını üstlenen, sistem çökmelerini olabildiği kadar engelleyen yararlı yazılımlardır. Ücretsiz ve ücretli olanları vardır. Burada tercih son kullanıcıya bırakılır.
Nedir bu EULA?
Microsoft EULA, siz ve Microsoft arasında yapılan bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin şartları iyi okunmalıdır. Çünkü sözleşmeyi kabul ettiğiniz her seferde, birçok kurala uymak zorunda olduğunuzu da kabul edersiniz. Bunlardan önemli olanları programın yasal kullanımı, amacında kullanımı, program üzerinden yapılması gerekenler ve yapılmaması gerekenler, gibi. Bir program yüklerken “Next – Next” mantığını kavramamak gerekir. Çünkü orada kabul ettiğimiz şeyler önemlidir. Microsoft bizden izinsiz bilgisayarımızdan veri toplayabilir. Bunu da EULA ile kabul etmiş oluyoruz. Ve sonradan şikayet etme hakkımız bulunmuyor.
Windows'ta her işimi halledebilir miyim?
Elbette yapabilirsiniz. Windows size her türlü kolaylığı sağlamak için sisteminize binbir çeşit sistem özelliği ekliyor. Bir tıkla sistem yedeğinizi alabilir, geri yükleme noktası oluşturabilirsiniz. Windows 7 yüklediniz, hemen sistem görüntünüzü bir DVD'ye yazdırabilirsiniz. Sistem çökmesi anında sisteminizi kurtarabilirsiniz. Windows Live Essentials ile Messenger hizmeti de dahil birçok hizmeti kullanabilirsiniz. Windows altında çalışan popüler yazılımlar vardır. Adobe'nin yazılımları ile tasarım işlerinizi halledebilirsiniz. Windows altında program kurmak kadar basit bir şey yoktur. 2 tıkla program kurulur, sadece programdan programa değişen bir özellik olarak, size seçenekler kısmı sunulabilir. Sisteminizi kişiselleştirmek için Windows sizin yanınızdadır.
Windows 7'de eski ve yeni oyunların hepsini oynayabilir miyim?
Windows 7 uyumluluk özelliği ile gelmiştir. Programın uyumluluk bölümünden hangi sistemde çalışıyorsa onu seçip programı çalıştırabilirsiniz. Oyunlar için de geçerli bu. Windows 7, donanım üreticileri ve oyun yapımcıları tarafından fazlasıyla destekleniyor. Bu sebeple en yeni çıkan oyunları Windows altında oynayamamanız için hiçbir sebep yok. Donanım üreticilerinin de verdiği destekle ve en son model donanımlarla Windows altında oyun zevkine varabilirsiniz. Burada da kısıtlama yok, tek kısıtlama oyunların ücretli oluşudur.
Windows çöker mi?
Evet, her sistem gibi Windows da çökebilir. Sistem dosyaları, işletim sisteminizin tüm işlemlerini üstlenen çok önemli dosyalardır. Bu dosyalar zarar gördüğünde, sisteminiz ya hiç açılmaz ya da açılır ama istikrarlı çalışamaz. Bu sebeple bu dosyaların korunması ve kurcalanmaması çok önemlidir. Sisteminiz çöktüğünde ise, Windows CD/DVD'nizle kurtarma işlemini gerçekleştirmeniz mümkün. Çoğu durumda, bilgisayarı yeniden başlatmadığınız sürece veri kaybına uğraşamayabilirsiniz. Eğer sisteme ciddi bir zarar verdiğinizi düşünüyorsanız, bilgisayarı yeniden başlatmadan son geri yükleme noktasını kullanmanız, olası bir veri kaybını engeller.
Windows'un virüslere bağışıklığı var mıdır?
Maalesef hayır. Windows altında hemen her türlü virüs çalışabilir. Çünkü virüslerin neredeyse tamamı .exe uzantılı dosyaları bozmak için yazılmıştır, bu dosyalar da Windows işletim sistemlerinde bulunur. En önemli sistem dosyalarının (bilgisayarınızın açılmasını sağlayan) uzantıları .exe'dir. Bu sebeple virüslere karşı dayanıksız bir işletim sistemidir Windows. Ancak antivirüs programları ile bu tehditler önlenebilir. Önlendiğini söyleyemeyiz çünkü burada kullanıcının bilinçli olması da önemlidir. Ve antivirüs programları da her virüsü engelleyemez. Çünkü antivirüs programlarının veritabanları vardır. Bunlar, en yeni virüsleri tanımak için sık sık güncellenirler fakat 10 dakika önce yazılmış çok tehlikeli bir virüsü görmeleri, mümkün olmayabilir. Bu da sisteminizi tehlikeye sokar. Ancak bildiğiniz gibi; antivirüs programları, Windows Güvenlik Merkezi, Windows Update, Windows Security Essentials, Windows Defender ve kullanıcı bilinci ile virüslerden olabildiği ölçüde uzak kalabilirsiniz.
Windows 7 için sistemim hazır mı?
Windows 7'ye geçiş aşamasında kullanıcıların kafasında birçok sorun olsa da, Windows 7'nin abisi olan Vista'dan daha az bellek kullandığı tüm testlerle kanıtlanmış durumda. Vista için satın aldığınız yüksek performanslı sisteminiz Windows 7 için hazır. XP mi kullanıyorsunuz? Dert değil. 1 GB RAM'iniz olduğu sürece rahatça ve sorunsuz bir şekilde Windows 7'yi kullanabilirsiniz.
Windows 7'ye geçişim nasıl olacak?
Bunun için Windows 7'yi satın almanız gerekir. Her Windows sürümü, yeniden satın alınan yeni bir işletim sistemidir. İnternetten indirerek yeni sisteminizi kuramazsınız. Eski sistemin üzerine yeni sistem kurulur ve bunun için ödeme yapmanız gerekir. Netbook'lar için, Windows 7'yi USB bellek üzerinden kurabilirsiniz. Optik sürücünüzün olmaması Windows 7'yi kullanmanıza engel değil.
Toparlamak gerekirse, Microsoft cephesinde işler tıkırında. Kullanıcılar da memnun, Microsoft da. Peki olayın diğer cephesinde, Linux dünyasında işler nasıl?
Linux Cephesi
Linux dağıtımları kısa süreli aralıklarla güncellenen ve güncelliğiyle ön planda olan, özgür yazılım felsefesini insanlara yavaştan kabul ettiren ve Microsoft'un korkulu rüyası olan işletim sistemleridir. Ubuntu, OpenSUSE, Pardus, Mandriva, Fedora, vb... Liste uzun çünkü şu an bilinen yaklaşık 300 dağıtım var. Ancak aralarında bazıları gerçekten tek başına Linux'u taşımaya yetecek güce sahipler. Bunlardan biri de Ubuntu. En son yayınladığı 9.04 Jaunty Jackalope sürümü ile ses getiren Ubuntu, 29 Ekim'de çıkardığı 9.10 Karmic Koala ile hayranların yüzlerini bir kez daha güldürmeyi başardı. İnsanları açık kaynağa yönlendirmeye çalışan Linux dağıtımlarının arasından sıyrılanlardan biri de milli işletim sistemimiz olarak adlandırılan, TÜBİTAK destekli Pardus. En son çıkardığı 2008 sürümünde kullanıcıları tam olarak tatmin edememiş olan Pardus, 2009 sürümü ile önceki kötü izlenimleri ortadan kaldırmış gibi görünüyor. Bu arada Mandriva, OpenSUSE gibi sürümler de, özellikle bilişim dergileri tarafından dağıtılarak insanların beğenisine sunuluyor. Peki tüm bu dağıtımlar bizlere neler sağlıyor? Öncelikle hepsinin (bazı istisnalar hariç) tek bir amacı var: Özgür yazılım kullandırmak. Bu felsefe ile hareket eden Linux dağıtımları son kullanıcıya şunu öneriyor: “300 dolar vermek yerine, size formatı ve pahalı antivirüs programlarını unutturacak bedava bir çözüme ne dersiniz?”
Linux sistemleri çökmez mi?
Linux sistemleri de çöker. Ancak Linux'taki mantık, yönetici olma yetkisine sahip olmak olduğu için sistemin çökmesini sağlamak büyük bir beceri ister. Windows işletim sistemlerinde programlar sistem üzerinde sizin haberiniz olmadan değişiklikler yapabilirken, Linux sistemlerinde bu imkansızdır. Çünkü buradaki mantık, sistemde değişiklik yapma yetkisinin sadece yöneticiye ait olmasıdır. Bu da programların kafasına göre ve size sormadan hareket etmesine, sisteminize zararlı yazılımlar bulaştırmasına engel olur.
Linux sistemlerine virüs bulaşmaz mı?
Bu soru, açıklaması zor bir soru. Çünkü Linux'a virüs bulaşmayacağını söyleyemeyiz. Eğer bir sistemde açık varsa, bu açık kullanılarak sistem ele geçirilebilir. Peki virüsler Linux'ta çalışır mı? Hayır, çalışmazlar. Sebebi ise yazılan virüslerin neredeyse tamamının sadece Windows sistemine odaklı olarak yazılmasıdır. Çoğunluğu .exe uzantılı dosyalara etki ederler. Ve .exe uzantılı dosyalar, Linux sistemleri altında çalışmazlar. Kısacası Linux sistemlerinde virüs sorununuz olmaz. Üstteki paragrafı burada da hatırlatmak gerekirse, Linux sistemlerinde hiçbir program kafasına göre hareket edemez, dosyaları düzenleyemez. Bu sebeple Linux altında çalışabilecek bir virüsün bile sistem kararsızlığına yol açması neredeyse imkansızdır.
Linux sistemleri RAM'imi çok yer mi?
Linux sistemleri en düşük sistemlerde bile çalışabilir. Çünkü bellek kullanımı konusunda çok yufka yüreklidir. Programlar sizden izinsiz arka planda çalışamadığı için, siz izin vermediğiniz sürece belleğinizi kullanamazlar. Netbook piyasasında da başarılı olan Linux dağıtımları her daim en az bellek kullanımı ile yanınızda!
Linux'u kullanması zor mudur?
Şöyle bir söylem duyabilirsiniz: “Bilgisayarı sadece MSN, Facebook ve e-postalarınızı okumak için kullanıyorsanız, Windows size yeter.” Bu lafı Linux fanatikleri Windows'u küçümsüyormuş gibi söylerken, Windows fanatikleri de Linux'un basit şeyler için fazlasıyla karışık olduğunu ima ederek söylerler. Aslında bu söz doğru değildir. Çünkü insanların kafasında oluşan ön yargı, Linux'un kıramayacağı bir ön yargı değil. Linux denilince insanların aklına sadece komutlar geliyor. Sanki Linux'ta her şey komutlarla yapılıyormuş gibi bir his uyanıyor insanlarda. Bu sebeple görsel ve süslü arayüze alışmış olan insanlar, Linux'a soğuk bakıyor. Peki bu komut olayı gerçekten de abartıldığı kadar kötü ve doğru mu?
Linux sistemleri altında program yüklemenin zorluklarını hepiniz duymuşsunuzdur. Uçbirimde yazılan komutlarla, kafa karıştırıcı ayarlarla, program çökmeleriyle çoğu kişi boğuşmuş ve hemen Windows'a geri dönmüştür. Fakat bu gerçekte hiç de abartıldığı gibi değildir. Çünkü Linux sistemlerinde, istediğiniz programı depolardan sadece bir satırlık komut ile indirip kurabilirsiniz. Bunun için Windows'ta uzun araştırmalar yapmanız gerekir. Önce indirmeniz, sonra dosyaya çift tıklayıp yüklemeniz gerekir. Linux'ta programlar dosyaya çift tıklanarak yüklenmez, doğru. Ancak bir komutla internetten istediğiniz programı indirip kurmak? Bu gerçekten cezbedici bir kolaylık. Ayrıca Linux sistemlerinde program yüklemek, eskisine oranla çok ama çok daha kolay. Örneğin Ubuntu kullanıyor ve program yüklemek istiyorsunuz. Paket Yöneticisi sizin için hazır bekliyor. Yapmanız gereken, yönetici olmak. Linux size her kolaylığı sağlıyor. Hatta Windows programlarının Linux sistemleri altında bile çalıştırılabildiğini biliyor muydunuz? Wine isimli programla, bu da mümkün. Her programı istikrarlı bir şekilde çalıştırmak şu an için mümkün olmasa da birçok program ve oyun bu program sayesinde Linux sistemleri altında da çalıştırılabiliyor.
Linux'ta oyun oynayamıyorum!
Bu Linux'un suçu değildir. Microsoft cephesinde, donanım üreticilerinin Windows 7'ye destek verdiğini belirtmiştim. Donanım üreticileri, çıkardıkları ürünlerin sürücülerini Windows sistemlerine uyumlu olarak yazıyorlar. Linux'ta bu donanımları çalıştırabilmek için, bunların bazılarının Linux geliştiricileri tarafından sürücüleri yazılıyor. Fakat, donanım üreticileri bu konuda Linux'u da düşünmediği sürece, Microsoft ile kârlı anlaşmalar peşinde koştukça, bu konuda sıkıntı çeken kullanıcıların olacağı aşikâr. Peki, donanımınız Linux'ta uyumlu çalışıyorsa? Bu durumda da önünüze .exe uzantısı engeli çıkıyor fakat bunu da aşmak Wine ile mümkün. Call of Duty, Counter Strike gibi birçok popüler oyun Linux altında çalıştırılabiliyor. Wine isimli program tabii ki ücretsiz. Fakat Wine daha çok, programlar için geliştirildiğinden oyunları çalıştırmak için Cedega isimli bir yazılımı bilgisayarınıza kurmanız gerekiyor. Bu yazılım ile 1500 kadar oyunu Linux sistemleri altında çalıştırabiliyorsunuz. Fakat program ücretsiz değil. Çok cüzi bir miktar karşılığında programı kullanabiliyorsunuz. Bu da satın alma şeklinde değil, bağış yapma şeklinde oluyor. Linux sistemleri için yazılan programların hepsinin ücretsiz olması beklenemez çünkü insanların çok büyük bir emeği geçiyor bu programlara, sırf siz evde rahatça oyunlarınızı oynayabilin diye. O sebeple bu cüzi miktara satın almadan çok, bağış yapma olarak bakarsak, içimiz rahat bir şekilde özgür yazılım dünyasında yerimizi alabiliriz.
Kullandığım program Linux sistemleri altında hiçbir şekilde çalışmıyor!
İşiniz gereği kullanmanız gereken programlar olabilir. Eğer Linux altında henüz çalıştırılamamış bir programa bağlı iseniz, Linux'un size alternatifleri var. Linux depolarında her gün yenisi eklenen ve güncellenen binlerce program sizi bekliyor! Tek yapmanız gereken, programın indirme komutunu uçbirimde yazmak ve arkanıza yaslanmak veya depolardan istediğinizi seçip kurmak. Linux size bu kolaylığı da sağlıyor. Kullandığınız programlar alışkanlıklarınızdan ibarettir, emin olun ki 100 kişinin geliştirdiği ücretli bir yazılım her zaman için binlerce insanın elinden çıkmış bir yazılımdan daha kötüdür.
Hangi Linux dağıtımını kullanmalıyım?
Bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişir. Kimi insanlar GNOME arayüzünü beğenirken, kimisi bunu çok sade ve basit bulur; KDE arayüzünü kullanır. Ben Ubuntu'yu kullanıyorum. GNOME arayüzü her zaman için tercihimdir. Ancak alışkanlıklar yönünde değişen bu tercihlere de her zaman saygım vardır. Linux'un da saygısı var. KDE arayüzü ile gelen Pardus'a başka arayüzler yükleyebilirsiniz. Kesinlikle sınırlama ve zorlama yok! Linux dünyasında olamayacağınız kadar özgürsünüz.
Kullandığım Linux dağıtımının yeni sürümüne nasıl ulaşabilirim?
İnternetten indirip kurabilirsiniz. Linux size bu kolaylığı sağlıyor. Veya kullandığınız Linux sisteminin CD'sini isteyebilirsiniz. Ubuntu için bu CD evinize kadar hiçbir ücret talep edilmeksizin getiriliyor. Pardus için 2,36 TL olan kargo ücretini ödüyorsunuz sadece. Türkiye'nin neresinde olursanız olun, evinize kadar geliyor. Netbook'lar için, Linux'u USB bellek üzerinden kurabilirsiniz.
Peki neden hala en çok tercih edilen işletim sistemi Windows?
Aslında yukarıda yazdığım çoğu şey bu soruya cevap. Ancak kısaca özetlemek gerekirse, insanlarımız bilinçli değil. Özgür yazılımın, açık kaynak kodlu paylaşımın değerini henüz anlayabilmiş değiliz. Bir işletim sistemine 300 dolar verebilecek kadar zenginiz henüz. Zengin olmayan Windows tutkunları ise yasal olmayan yollarla Windows kopyalarını etkinleştirmekteler. Bu da insanları hem korsana teşvik ediyor, hem de özgür yazılıma olan gerekliliğin farkında olunmasını engelliyor. Ayrıca insan, alışkanlık duygusu olan bir varlıktır. Gözlerini Windows'a açan birinden durduk yere Linux'a geçmesini bekleyemeyiz. Linux'un ne olduğunu anlatırız, “Vay bee!” tepkilerini alırız ancak Windows'un insanlara aşıladığı tembellik duygusuna yenik düşen son kullanıcı, birkaç saatlik Linux keşfinin ardından format atar ve Windows'a döner. Okullarda bu konuda eğitim verilmediği, donanım üreticileri Linux'a olan desteğini artırmadığı sürece, bu konuda yapılan çalışmalar her zaman biraz daha eksik kalacaktır. Ancak şunu da biliyoruz ki yakında insanlar özgürlüğün, değişikliğin farkına varacaklar ve özgür yazılımın izinden gidecekler. Microsoft ise, özgür yazılıma destek vermediği sürece her zaman daha az tercih edilen olacaktır.
Linux'a geçmem için son birkaç şey daha?
Linux sizin ürününüzdür. Kendi emeğinizdir. Onu siz geliştirirsiniz. Bir odaya kapatılmış 20 tane yazılım mühendisinin ürünü değildir Linux programları. Onları, yüzbinlerce insan geliştirir ve denetler. Windows'ta bir güvenlik açığını kapatamazsınız. Çünkü Windows, kapalı kaynak kodu felsefesi ile üretilmiştir. Sisteminizdeki dosyaların içeriğini göremezsiniz. Windows size sormadan bilgisayarınızdan veri toplayabilir. Linux bunu yapamaz. Zaten Linux bir şirket veya kuruluş değildir, Linux sizdir. Sizin sesinizdir. Eğer bir açık bulduysanız, bunu siz düzeltebilir ve paylaşabilirsiniz. Kullandığınız şeyi siz test eder, beğenirsiniz. Linux size tekelcilikle yaklaşmaz. Windows'ta öntanımlı tarayıcı olarak Internet Explorer kurulu gelir. Siz bunu değiştirebilirsiniz ama neden değiştiresiniz ki? Sonuçta para verdiniz. Ve Internet Explorer'da bir açık olur, bu açığı birileri görür ama düzeltemez. Microsoft bunun için bir yama çıkarana kadar tehlikelere açık bir şekilde beklemek zorundasınız. Fakat Linux'ta böyle değildir. Tarayıcınız da dahil her şeyi siz seçersiniz. İster Mozilla Firefox, ister Opera yüklersiniz. Hepsi de sizler için geliştirilen, daha iyi olan özgür yazılımlar. Windows sistemlerinde Internet Explorer öntanımlı tarayıcı olarak gelirken, çoğumuzun hemen hemen her gün kullandığı Office yazılımı kurulu bir şekilde gelmez. Office yazılımını yine dolarlar vererek satın almanız gerekir. Durun bir dakika, siz zaten işletim sistemine 300 dolar vermemiş miydiniz? Linux'ta ise Open Office vardır. Benim de şu an bu yazıyı yazdığım mükemmel program. Microsoft'un Office yazılımı içinde aradığınız her şeyi Open Office'te bulabilirsiniz. Üstelik ne mi? Üstelik, Open Office ile hazırladığınız dosyaları Microsoft Office'te çalışacak şekilde kaydedebilirsiniz! Özgürlüğün hiçbir sınırı yok bu dünyada. Daha ne olabilirdi ki?
Evet, sizce kim haklı?
**Jeaquares**