Her Kula Helâl, Müslüman’a Haram

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan crow88
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

crow88

İçerik Ekibi
İçerik Ekibi
Katılım
1 Aralık 2010
Mesajlar
6,931
Çözümler
1
Reaksiyon puanı
3,356
Puanları
1,358
Yaş
60
Her Kula Helâl, Müslüman’a Haram (Konu alıntıdır)Anonim
Anlatım şekli ,yazılımı ,güzel olduğu için alıntı yaptım,yoksa konu anonimdir.
Bu çeşmeden Müslümana su içmek haram!


Bu çeşmeden Müslümana su içmek haram!


Murat Cem/İstanbul
Vaktiyle Bursa’da bir Müslüman, eski adı “Yahudilik Yolağzı”, bugünkü adı Arap Şükrü olan muhitte çeşme yaptırmış ve başına bir kitabe eklemiş:
Her kula helâl, Müslümana haram!..
Bursa başkent, tabii Osmanlı karışmış, bu nasıl fitnedir diye…
Gitmişler kadıya şikâyete, adam yakalanıp yaka-paça huzûra getirilmiş.
Bu nasıl fitnedir, dini İslâm, ahalisi Müslüman olan koca devlette sen kalk, hayrattır, sebildir diye çeşme yap, ama suyunu Müslümana yasakla!... Olacak iş midir, nedir sebebi, aklını mı yitirdin?..” diye çıkışmışlar adama.
Adam: - “Müsaade buyurun, sebebi vardır, lâkin ispat ister, delil şarttır…” dedikçe kadı kızmış:
- “Ne delili, ne ispatı?.. Sen fitne çıkardın, Müslüman ahâlinin huzurunu kaçırdın, katlin vâciptir!” demiş. Demiş ama, bir yandan da merak edermiş:
- “Nedir gerekçen?..” diye sormuş. Adam:
- “Bir tek Sultan’a derim…” diye cevap verince, ortalık yine karışmış. Söz Sultan’a gitmiş, adam yaka paça saraya götürülmüş… Padişah da sinirlenmiş ama, diğer yandan o da meraklanırmış:
- “De bakalım ne diyeceksen. Bu nasıl iştir ki, hem çeşmeyi yaparsın, hem de her kula helâl, Müslümana haram yazarsın?..” Adam, başı önünde konuşur:
- “Delilim vardır, lâkin ispat ister.
- “Ya dediğin gibi sağlam değilse delilin?..
- “O zaman boynum, hükme kıldan incedir Sultânım…
- “Eeee?!..”-
Sultânım, herhangi bir havradan (sinagog) rastgele bir hahamı izahsız yaka-paça tutuklayın, bir hafta tutun. Bakın neler olacak…” Dediği yapılmış adamın. Bütün azınlıklar bir olmuş, başlarında Mûsevîler, “ne oluyor, bu ne zulüm?.. Bizim din adamımıza biz kefiliz, ne gerekirse söyleyin yapalım, o masumdur, gerekirse kefalet ödeyelim…
Çevre ülkelerden bile elçiler gelmiş, elçiler mektup üstüne mektup getirmiş…
Bir hafta dolunca, adam: - “Sultanım, artık bırakmak zamanıdır” demiş.
Haham bırakılmış, azınlıklar mutlu, bu sefer Sultan’a teşekkürler, hediyeler.
- “Aynı işi herhangi bir kiliseden herhangi bir papaz için yaptırınız Sultanım” demiş. Aynı şekilde bir papaz derdest edilip yaka-paça alınmış Pazar ayininden ve aynı tepkiler artarak devam etmiş. Haftası dolunca da serbest bırakılmış. Mutluluk ve sevinç gösterileri daha bir fazlalaşmış, teşekkürler, şükranlar… din adamlarına kavuşmanın mutluluğuyla daha bir sarılmışlar birbirlerine…
Sultan: “Bitti mi?..” demiş adama.
- “Sultânım son bir iş kaldı, sonra hüküm zamanıdır izninizle” demiş.
- “Şimdi nedir isteğin?..”
- “Efendim, pâyitahtımız Bursa’nın en sevilen, âlimini alınız minberinden…” Adamın dediğini yapmışlar, Ulucâmi imamını Cuma hutbesinin ortasında almışlar, yaka-paça götürmüşler… Ve bir ALLAH’ın kulu çıkıp da, “ne oluyor, siz ne yapıyorsunuz?.. Hiç olmazsa vaazı bitene kadar bekleseydiniz”, gibi tek bir kelâm etmemiş, imamın peşinden giden, arayan-soran olmamış… Geçmiş bir hafta, “Nerde imam” diye gelen-giden yok!.. Halk hâlinden memnun, başlamış bir dedikodu, o geçen hafta tutuklanan koca âlim için:
- “Biz de onu adam bilmiş, hoca bellemiştik…”
- “Kim bilir ne suç etti de tevkif edildi!..”
- “Vah vaah!.. Acırım arkasında kıldığım namazlara…”
- “Sorma, sorma…”
Padişah, kadı ve adam izliyorlarmış olup-bitenleri. Sonunda Padişah çeşmeyi yaptırana sormuş:
- “Eee, ne olacak şimdi?.. Adam:
- “Bırakma zamanıdır. Bir de özür dileyip helâllik almak lâzımdır hocadan.” “Haklısın” demiş Padişah, denilenin yapılması için emir buyurmuş ve adama dönmüş. Adam başı önünde konuşmuş:
- “Ey büyük Sultânım, siz irade buyurunuz lütfen, böyle Müslümanlara su helâl edilir mi?..”
Sultan acı acı tebessüm etmiş:
- “Hava bile haram, hava bile!..” demiş..
***
Şimdi siz “Bu menkıbeyi neden anlattın” dersiniz..
Amacım şu; herkes kendisini tartsın, “Herhangi bir olay karşısında peşinen Müslümanı karalıyor mu, karalamıyor mu?
Ya da Müslümana sahip çıkıyor mu, çıkmıyor mu?
 

kmurat

Müdavim
Müdavim
Katılım
8 Şubat 2014
Mesajlar
8,957
Çözümler
3
Reaksiyon puanı
3,902
Puanları
1,358
Hikâyeler, hikâyeler.
Hikâyeler insanları yönlendirmek için uydurulur. pazarlamacılar bunu çok yapar. Hikâyesi olan ürün iyi satılır ve değer görür. Ben de böyle pazarlıyorum adama, hayatında hiç ihtiyacı olmayacak ürünü.
 
Son düzenleme:
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
Hikâyeler, hikâyeler.
Hikâyeler insanları yönlendirmek için uydurulur. pazarlamacılar bunu çok yapar. Hikâyesi olan ürün iyi satılır ve değer görür. Ben de böyle pazarlıyorum adama, hayatında hiç ihtiyacı olmayacak ürünü.

Sevgili kmurat, bu hikayenin satışla, pazarlamayla bir ilgisi yok. İçinde çok büyük bir hakikat payı olan güzel bir hikaye. Gerçekten yaşandı mı yaşanmadı mı bilemem ama hala bugün bile geçerliliğini koruyan ve sosyolojik zihni arka planımızı çok güzel analiz ediyor.
 
Üst