Mart 625 Sevval ayinda, Kureysliler Ebu Süfyan'in komutasinda 3000 kisilik bir ordu ile Medine üzerine yürüdüler ve Medine yakinindaki Uhud dagi civarina yerlestiler. Muhammed'e Mekke'deki Akabe Beyat'indan beri yardim eden Hazrec ve Evs kabileleri oldukça tedirgindi ve Muhammed'e verdikleri destegi geri çekmeyi düsünüyorlardi. Ayrica Medine'nin ileri gelenlerinden Abdullah Ibn Ubey de (-ki bu kisi her yerde "münafik lider" olarak geçer) Muhammed'e destek vermeyerek 300 kisilik birligini geri çekti.
Ali Imran 121. Hani sen, sabah erkenden müminleri savas mevzilerine yerlestirmek için ailenden ayrilmistin. . .-Allah, hakkiyle isiten ve bilendir.
Uhud savasinda, Muhammed'in sag ve sol kanatlara yerlestirdigi, Hazrec kabilesinden Seleme ogullari ile Evs kabilesinden Harise ogullari Kureys ordusuna direnme konusunda oldukça çekingenlik gösteriyorlardi. Bu durum Kuran'da su sekilde geçer:
Ali Imran 122. O zaman içinizden iki bölük bozulmaya yüz tutmustu. Halbuki Allah onlarin yardimcisi idi. Müminler, yalniz Allah'a dayanip güvensinler
Muhammed bu kabileleri ve kendi ashabini geri çekilmeme konusunda ikna etmeyi basardi su ayetlerle:
Ali Imran 123 Andolsun, sizler güçsüz oldugunuz halde Allah, Bedir'de de size yardim etmisti. Öyle ise, Allah'tan sakinin ki O'na sükretmis olasiniz
Ali Imran 124 O zaman sen, müminlere söyle diyordun: Indirilen üç bin melekle Rabbinizin sizi takviye etmesi, sizin için yeterli degil midir?
Ali Imran 125 Evet, siz sabir gösterir ve Allah'tan sakinirsaniz, onlar (düsmanlariniz) hemen su anda üzerinize gelseler, Rabbiniz, nisanli bes bin melekle sizi takviye eder.
Dikkat edilirse burada Muhammed, Allah'in melekler ile müminlere yardim edecegi vaadinde bulunuyor ve bu moral destek oldukça ise yariyor çünkü daha önce Bedir savasinda 300 kisilik bir birlik ile 1000 kisilik bir Kureys ordusunu hüsrana ugrartmislardi ve Muhammed Enfal 9-12 arasindaki ayetler ile bunun Allah'in melekleri yoluyla kazanildigi konusunda ashabini ikna etmisti.
Hatirlayalim o ayeti :
Enfal 9. Siz Rabbinizden yardim istiyordunuz, O da: "Ben size birbiri ardinca bin melek ile yardim edecegim," diye duanizi kabul buyurmustu
Bedir savasinda 1'e karsi 3 orani olmasina ragmen savas kazanilmis ve bu durum Muhammed'in ashabi arasinda mucizevi bir durum olarak algilanmis, Muhammed'de bunu firsat bilerek bunu Allah'in kendilerine destek verdigini ispatlamak için kullanmis ve Kuran'a bir dizi "Müslümanlara yardim eden melekler" ile ilgili ayet koydurmustu.
Gelelim Uhud'a: Muhammed 700 kisilik birlikle hareket ederek Uhud daginin yamacina ulasti. Abdullah Ibn Cüheyr komutasinda 50 kisilik okçu kuvvetini de düsmanin sizma ihtimali bulunan dagin geçidine yerlestirdi.
Savasin baslangicinda Muhammed'in ordusu üstün durumdaydi ve Kureys ordusunu bozguna ugratmayi basarmisti. ama Muhammed'in ganimet düskünü ashabi Kureys'in bozuldugunu anlayinca yerlerinde duramayip savas alanina indiler. Okçulari gözetleyen Kureys ordusunun bir kolu bunlarin çogunun yerlerinden ayrildigini görünce hücuma geçti ve Müslümanlara arkadan saldirdi. Tas ve ok yagmuru ile Müslümanlari sikistirdilar ve bu tas yagmurundan Muhammed de nasibin aldi bir disinin kirilmasi, dudak, alin ve yanagindan yara almasiyla.
O arada birisi "Muhammed öldürüldü" diye bagirdi ve bu ses Müslümanlarin moralini iyice dagitti ama sonra Muhammed'in yasadigini farkedip onun çevresinde toparlandilar ve Uhud dagina dogru geri çekildiler. Uhud daginda bir magranin içinde Muhammed gizlendi.
Ebu Süfyan yanlarina kadar gelip:
--Muhammed aranizda mi, diye seslendi
Muhammed'In emri üzerine kendisine cevap verilmedi. Ebu Süfyan bir kaç kez daha sordu ve yine cevap alamadi.
Bu seferde Ebubekir aranizda mi, diye sordu, sonrada Ömer aranizda mi, diye sordu ve yine cevap alamayinca;
--Bunlar ölmüs. Bunlarin ölmesi bize yeter, diyerek ayrildi.
Ilginçtir ki, Ebu Süfyan Muhammed'in Uhud'daki ashabina elinde imkan olmasina ragmen bir sey yapmamistir. Bir "münafik"tan beklenmeyecek seydir bu. Ikincisi Ebubekir ve Ömer de ortalikta görünmemektedir. Uhud'da savas meydanindan kaçan sahabeler ile ilgili 3 adet liste mevcuttur megazilerde ve bunlardan birinde Ömer'de savas meydanindan kaçan sahabe olarak geçmektedir. Her ne kadar dogru olup olmadigini bilemesekte bu yukaridaki durumdan anladigimiz kadari ile Ömer ve Ebubekir ortada yoktur.
Tabii Muhammed de ancak Ebu Süfyan ve ordusunun Uhud'dan ayrilmasindan sonra saklandığı magradan çikabilmistir.
Bu savasin bir diger ilginç noktasi Vahsi'nin, Hamza'yi öldürmesi ve Ebu Süfyan'in karisi Hind'in, Hamza'nin cigerini yemesidir.
Evet yukarida görülecegi gibi Ali Imran suresinin 123-125 ayetleri hiçte fayda etmemis ve Muhammmed'in Allah'i Bedir'deki gibi melekleri gönderme konsusunda verdigi sözü tutmamistir.
Ama sözünü tutmayan Allah'in bahanesi hazirdir:
Ali Imran152 :Siz Allah'in izni ile düsmanlarinizi öldürürken, Allah, size olan vadini yerine getirmistir. Nihayet, öyle bir an geldi ki, Allah arzuladiginizi (galibiyeti) size gösterdikten sonra zaafa düstünüz; (Peygamberin verdigi) emir konusunda tartismaya kalkistiniz ve asi oldunuz. Dünyayi isteyeniniz de vardi, ahireti isteyeniniz de vardi. Sonra Allah, denemek için sizi onlardan (onlari maglup etmekten) alikoydu. Ve andolsun sizi bagisladi. Zaten Allah, müminlere karsi çok lütufkardir.
Ilginç çünkü bu yenilgiye ragmen Allah "melek göndererek" müminlere yardim vaadini tuttugunu söylüyor ama suçu Muhammed'in emirlerini dinlemeyerek ona asilik yapan sahabelere yükleyerek onlarin "dünyayi isteme" yani okçu birliginin ilk saldirisinda dagilan Kureys birliginin mallarina hücum etmesini bahane göstererek onlari zaferden mahrum ettigini söylüyor üstelik bir "imtihan" olarak.
Devam edelim :
Ali Imran 153 : O zaman Peygamber arkanizdan sizi çagirdigi halde siz, durmadan (savas alanindan) uzaklasiyor, hiç kimseye dönüp bakmiyordunuz. (Allah) size keder üstüne keder verdi ki, bundan dolayi gerek elinizden gidene, gerekse basiniza gelenlere üzülmeyesiniz. Allah yaptiklarinizdan haberdardir.
Evet burada Muhammed'in birlikleri Allah'tan gelecek nisanli (üniformali) melek yardimina güvenmekle hata yaptiklarini anlamislar ve "kaçanin anasi aglamaz" parolasi ile hareket ederek savas meydanindan kaçmislardir. Peki ayetteki su cümleye anlam verebilen var mi ?
(Allah) size keder üstüne keder verdi ki, bundan dolayi gerek elinizden gidene, gerekse basiniza gelenlere üzülmeyesiniz.
Nasil oluyor da keder sonucu insan basina gelene üzülmüyor ? Allah keder veriyor ve bunun sebebini de "üzülmeyesiniz diye verdim" seklinde açikliyor. Demek keder üzüntüye iyi geliyor...
Ali Imran 121. Hani sen, sabah erkenden müminleri savas mevzilerine yerlestirmek için ailenden ayrilmistin. . .-Allah, hakkiyle isiten ve bilendir.
Uhud savasinda, Muhammed'in sag ve sol kanatlara yerlestirdigi, Hazrec kabilesinden Seleme ogullari ile Evs kabilesinden Harise ogullari Kureys ordusuna direnme konusunda oldukça çekingenlik gösteriyorlardi. Bu durum Kuran'da su sekilde geçer:
Ali Imran 122. O zaman içinizden iki bölük bozulmaya yüz tutmustu. Halbuki Allah onlarin yardimcisi idi. Müminler, yalniz Allah'a dayanip güvensinler
Muhammed bu kabileleri ve kendi ashabini geri çekilmeme konusunda ikna etmeyi basardi su ayetlerle:
Ali Imran 123 Andolsun, sizler güçsüz oldugunuz halde Allah, Bedir'de de size yardim etmisti. Öyle ise, Allah'tan sakinin ki O'na sükretmis olasiniz
Ali Imran 124 O zaman sen, müminlere söyle diyordun: Indirilen üç bin melekle Rabbinizin sizi takviye etmesi, sizin için yeterli degil midir?
Ali Imran 125 Evet, siz sabir gösterir ve Allah'tan sakinirsaniz, onlar (düsmanlariniz) hemen su anda üzerinize gelseler, Rabbiniz, nisanli bes bin melekle sizi takviye eder.
Dikkat edilirse burada Muhammed, Allah'in melekler ile müminlere yardim edecegi vaadinde bulunuyor ve bu moral destek oldukça ise yariyor çünkü daha önce Bedir savasinda 300 kisilik bir birlik ile 1000 kisilik bir Kureys ordusunu hüsrana ugrartmislardi ve Muhammed Enfal 9-12 arasindaki ayetler ile bunun Allah'in melekleri yoluyla kazanildigi konusunda ashabini ikna etmisti.
Hatirlayalim o ayeti :
Enfal 9. Siz Rabbinizden yardim istiyordunuz, O da: "Ben size birbiri ardinca bin melek ile yardim edecegim," diye duanizi kabul buyurmustu
Bedir savasinda 1'e karsi 3 orani olmasina ragmen savas kazanilmis ve bu durum Muhammed'in ashabi arasinda mucizevi bir durum olarak algilanmis, Muhammed'de bunu firsat bilerek bunu Allah'in kendilerine destek verdigini ispatlamak için kullanmis ve Kuran'a bir dizi "Müslümanlara yardim eden melekler" ile ilgili ayet koydurmustu.
Gelelim Uhud'a: Muhammed 700 kisilik birlikle hareket ederek Uhud daginin yamacina ulasti. Abdullah Ibn Cüheyr komutasinda 50 kisilik okçu kuvvetini de düsmanin sizma ihtimali bulunan dagin geçidine yerlestirdi.
Savasin baslangicinda Muhammed'in ordusu üstün durumdaydi ve Kureys ordusunu bozguna ugratmayi basarmisti. ama Muhammed'in ganimet düskünü ashabi Kureys'in bozuldugunu anlayinca yerlerinde duramayip savas alanina indiler. Okçulari gözetleyen Kureys ordusunun bir kolu bunlarin çogunun yerlerinden ayrildigini görünce hücuma geçti ve Müslümanlara arkadan saldirdi. Tas ve ok yagmuru ile Müslümanlari sikistirdilar ve bu tas yagmurundan Muhammed de nasibin aldi bir disinin kirilmasi, dudak, alin ve yanagindan yara almasiyla.
O arada birisi "Muhammed öldürüldü" diye bagirdi ve bu ses Müslümanlarin moralini iyice dagitti ama sonra Muhammed'in yasadigini farkedip onun çevresinde toparlandilar ve Uhud dagina dogru geri çekildiler. Uhud daginda bir magranin içinde Muhammed gizlendi.
Ebu Süfyan yanlarina kadar gelip:
--Muhammed aranizda mi, diye seslendi
Muhammed'In emri üzerine kendisine cevap verilmedi. Ebu Süfyan bir kaç kez daha sordu ve yine cevap alamadi.
Bu seferde Ebubekir aranizda mi, diye sordu, sonrada Ömer aranizda mi, diye sordu ve yine cevap alamayinca;
--Bunlar ölmüs. Bunlarin ölmesi bize yeter, diyerek ayrildi.
Ilginçtir ki, Ebu Süfyan Muhammed'in Uhud'daki ashabina elinde imkan olmasina ragmen bir sey yapmamistir. Bir "münafik"tan beklenmeyecek seydir bu. Ikincisi Ebubekir ve Ömer de ortalikta görünmemektedir. Uhud'da savas meydanindan kaçan sahabeler ile ilgili 3 adet liste mevcuttur megazilerde ve bunlardan birinde Ömer'de savas meydanindan kaçan sahabe olarak geçmektedir. Her ne kadar dogru olup olmadigini bilemesekte bu yukaridaki durumdan anladigimiz kadari ile Ömer ve Ebubekir ortada yoktur.
Tabii Muhammed de ancak Ebu Süfyan ve ordusunun Uhud'dan ayrilmasindan sonra saklandığı magradan çikabilmistir.
Bu savasin bir diger ilginç noktasi Vahsi'nin, Hamza'yi öldürmesi ve Ebu Süfyan'in karisi Hind'in, Hamza'nin cigerini yemesidir.
Evet yukarida görülecegi gibi Ali Imran suresinin 123-125 ayetleri hiçte fayda etmemis ve Muhammmed'in Allah'i Bedir'deki gibi melekleri gönderme konsusunda verdigi sözü tutmamistir.
Ama sözünü tutmayan Allah'in bahanesi hazirdir:
Ali Imran152 :Siz Allah'in izni ile düsmanlarinizi öldürürken, Allah, size olan vadini yerine getirmistir. Nihayet, öyle bir an geldi ki, Allah arzuladiginizi (galibiyeti) size gösterdikten sonra zaafa düstünüz; (Peygamberin verdigi) emir konusunda tartismaya kalkistiniz ve asi oldunuz. Dünyayi isteyeniniz de vardi, ahireti isteyeniniz de vardi. Sonra Allah, denemek için sizi onlardan (onlari maglup etmekten) alikoydu. Ve andolsun sizi bagisladi. Zaten Allah, müminlere karsi çok lütufkardir.
Ilginç çünkü bu yenilgiye ragmen Allah "melek göndererek" müminlere yardim vaadini tuttugunu söylüyor ama suçu Muhammed'in emirlerini dinlemeyerek ona asilik yapan sahabelere yükleyerek onlarin "dünyayi isteme" yani okçu birliginin ilk saldirisinda dagilan Kureys birliginin mallarina hücum etmesini bahane göstererek onlari zaferden mahrum ettigini söylüyor üstelik bir "imtihan" olarak.
Devam edelim :
Ali Imran 153 : O zaman Peygamber arkanizdan sizi çagirdigi halde siz, durmadan (savas alanindan) uzaklasiyor, hiç kimseye dönüp bakmiyordunuz. (Allah) size keder üstüne keder verdi ki, bundan dolayi gerek elinizden gidene, gerekse basiniza gelenlere üzülmeyesiniz. Allah yaptiklarinizdan haberdardir.
Evet burada Muhammed'in birlikleri Allah'tan gelecek nisanli (üniformali) melek yardimina güvenmekle hata yaptiklarini anlamislar ve "kaçanin anasi aglamaz" parolasi ile hareket ederek savas meydanindan kaçmislardir. Peki ayetteki su cümleye anlam verebilen var mi ?
(Allah) size keder üstüne keder verdi ki, bundan dolayi gerek elinizden gidene, gerekse basiniza gelenlere üzülmeyesiniz.
Nasil oluyor da keder sonucu insan basina gelene üzülmüyor ? Allah keder veriyor ve bunun sebebini de "üzülmeyesiniz diye verdim" seklinde açikliyor. Demek keder üzüntüye iyi geliyor...