Soru [UBAD.com] Evrim saçmalığını gözler önüne seren yazı.

Yahya Furkan

contravolta
Süper Moderatör
İçerik Ekibi
Katılım
29 Şubat 2020
Mesajlar
4,035
Çözümler
14
Reaksiyon puanı
4,610
Puanları
658
a) Bu kanunlardan biri termodinamiğin ikinci yasasıdır. Bu yasa şunu söyler: “Kainatta her mevcud, kendi haline bırakılsa maksimum düzensizlik ve minimum enerjiye gider.” (4). Evrim ise bunun tam tersini, yani zaman içinde her mevcudun kendiliğinden, basitten komplekse ve daha düzenli daha üstün türlere dönüşe dönüşe var olduğunu iddia eder.
Termodinamiğin ikinci yasası (entropi), doğruluğu deneysel olarak kanıtlanmış bir kanundur. Yüzyılımızın en büyük bilim adamlarından biri olan Albert Einstein, bu kanunu “Bütün bilimlerin birinci kanunu” olarak tanımlamıştır (5). Sir Arthur Eddington ondan, “bütün evrenin en üstün metafizik kanunu” olarak bahseder. Hatta evrimin temel dayanaklarından olan evcil hayvan teorisi ve tüm teoriler hakkında bu kanunla tezat oluşturması halinde “En derin bir aşağılama ile çökmeye mahkum ve son derece umutsuz” ifadelerini kullanmaktadır (6). Amerikalı bilim adamı Jeremy Rifkin “Entropi: Yeni Bir Dünya Görüşü” adlı kitabında konuyla ilgili, “Entropi Kanunu, tarihin bundan sonraki ikinci devresinde, hükmedici düzen şeklinde kendini gösterecektir” demektedir. Bunun aksine evrimci bilim adamları, evrimi bilimin birinci kanunu gibi görmekte ve göstermektedir. Öyle görmeyenleri ise dışlamakta, itibarsızlaştırmaktadır.

Bu kanunun evrimle çeliştiği ve evrimi çürüttüğü görüşüne karşı evrimcilerin şöyle bir itirazı olmaktadır: “Bu durum (entropi) kapalı sistemler için geçerlidir güneş sistemi gibi dışarıdan enerji alan açık sistemlerde ise geçersizdir”. Bu itirazı şu gerçek geçersiz kılmaktadır: “Açık sistem dediğimiz dışarıdan enerji alan sistemlerde de kapalı sistemlerde de basit yapıdan kompleks yapıya geçiş tesadüfen ve evrimle açıklanamaz, çünkü şuursuz ve kontrolsüz bir enerji yapıcı değildir, her zaman yıkıcıdır. Sanat icra edemez. Açık ve kapalı sayısız sistemlerle donatılmış olan kainat sayısız sanatlarla süslenmiştir. Madem öyledir, bütün bunları yapan, kör kuvvet, akılsız enerji değildir ve olamaz (7).

d) Ateizmin temel taşı olan ve tesadüfi varoluşun dayanağı kabul edilen evrim, aksi ispat edilemeyen şu kanuna da terstir: Burhan-ı inni diye tabir edilen, eserin müessire, yani eseri yapana delil olma kanunudur. Örneğin duman, ateşe delildir. Ateşin bizzat görülmesi şart değildir. Dumanın görülmesi, ateşin varlığını ispat eder (8). Bir harf dahi katipsiz, bir iğne dahi ustasız olmaz, olamaz. Bir kitap yazarsız, bir bilgisayar ustasız olabilir mi? İnsan beyni, bilgisayarı yapan en üstün ve organik bir bilgisayardır. Teknolojisine yetişilemeyen çok üstün bir modeldir. İnsan beyni de bilgisayar gibi sonradan meydana gelmiştir ve üzerinde inanılması güç şekilde 100 milyar civarında sinir hücresi (nöron), bunun 10-50 katı kadar gliya hücresi ve sinir hücreleri arası yaklaşık 100 trilyon sinaps, yani hücreler arası bağlantı vardır (9). Bilgisayarın da, beynin de, kainatın da hammaddesi aynı atomlardır. En basit bir bilgisayar dahi evrim sürecinde atomların yıllarca savrulup çarpışmasıyla tesadüfen oluşamazsa, beyin nasıl oluşur? Beyni yapan; kör tesadüf, şuursuz evrim, akılsız-ilimsiz maddeler ve atomlar olabilir mi? Kanunlar dahi olamaz. Çünkü kanunlar dahi kanun koyucu ve kanunu işletici olmadan işlemez, ürün vermez, işe yaramaz. Anayasanın ve tüm kanunların, hükümet, polis, savcı, hakim olmadan işlemeyeceği, herhangi bir eseri, tesiri, ürünü görünmeyeceği gibi. Kainatta geçerli ve bilimsel olarak ispatlanmış tüm kanunlar dahi, kanunu işlettirecek kanun koyucuya, hükmediciye muhtaçtır, mahkumdur. Kanunlar, bazı canlıların hastalanmasına, ölmesine ve tahrip olmalarına neden olur. Halbuki bu durumu tahrip olan ölen bu canlılar fıtraten hayata meyilli olduklarından istemezler, bu kanuna isyan etmeye uymamaya meyillidirler. Bu da ispat eder ki, kanuna boyun eğdirici bir hakim olmak zorundadır ki kanun işleyebilsin. Bir köy dahi muhtarsız olmaz, nizamını kaybeder, köy kaos yerine döner. Nasıl olur da bu muhteşem kainat hakimsiz, idarecisiz olabilir (10). Burhan-ı inni’ye göre kainattaki tüm bu orijinal şaheserleri şuursuz evrime vermek, duvarda asılı şaheser bir tabloyu şuursuz fırçaya, boyaya, tuvale vermekten daha büyük bir yanılgıdır ve doğrudan sapmadır. Nihayetinde ressamlar, kainattaki asılları, orjinalleri takliden ve can veremeden sanat icra ederler. Yani bir ağacın iki boyutlu basit bir resmi bile şuursuzlara verilemezken, bir ressam şart iken, canlı olan ve çamurlu suları içip şeker şerbeti meyveleri veren müthiş fabrikalar olan ağaçlar nasıl şuursuz unsurlara, akılsız ve kör evrime verilebilir?

kaynak: Evrimi Çürüten Hakikatler - Uluslararası Bilimsel Araştırmalar Derneği

Ne düşünüyorsunuz? Tartışalım.
 
Üst