- Katılım
- 20 Eylül 2006
- Mesajlar
- 2,369
- Reaksiyon puanı
- 19
- Puanları
- 0
Yazının aslı
"...
Bir kisinin surekli yasak koymasi dominant olmasi sevdigin insani kisi olarak onemsemedigini gosterir. Cunku bir iliski kisiye aittir bir kisi onu hegomanyasi altina almak istedigi anda o iliski tek kisilik olur cunku diger kisi onun kimliginde erir..
..."
Olması gerekeni
"...
Bir kişinin sürekli yasak koyması dominant olması sevdiğin insanı kişi olarak önemsemediğini gösterir. Çünkü bir ilişki kişiye aittir. bir kişi onu hegomanyasi altına almak istediği anda o ilişki tek kişilik olur çünkü diğer kişi onun kimliğinde erir..
..." (noktalama işaretleri ve cümle düzeltmesine gitmeden sadece harf düzeltmesi yapılmıştır.)
yukarıda okkalı kelimeler (dominant, hegomanya v.s.) olsa da Türkçe karakterlerden yoksun olması hakkını vermiyor anlatılanın. Türkçe'yi kullanırken sadece anlatmak istediğimizi dile getirmek için kullanmak yerine anlatırken de korumamız gerektiğini savunuyorum.
şunları anlayabilirim;
- cümleye başlarken ve özel isimlerin ilk harfini büyük yazmama ve özel kelimeleri tırnakla ayırmama (bu yazıları okurken cümle başlarında büyük harf kullanmadığım gibi... Murat yerine murat, Murat'ın yerine muratın gibi)
- noktalama işaretlerini bazen (cümlenin anlamını bozmamak kaydı ile) kullanmama
- Türkçe'de bulunan ç,ğ,i,ö,ş,ü harflerini kullandığı halde kelimelerin yazılması gerektiği gibi kullanılmaması(islanıorum= ıslanıorum)
- yabancı bir dilden kelime kullanılması
- kelimelerde kısaltmalar yapılma (selam=slm , merhaba=mrb........ v.s.)
Türkçedeki kelimelerden anlamlı cümle kurmak bizi mutlu etmeli ve haz alabilmemizi sağlamalı. mimiklerin olmadığı -ki her yeri geldiğinde bu mimik konusuna parmak basarım) bir ortamda kendimizi anlatmanın çıplak yüzüdür kelimeler ve karşındakini/karşındakileri ne kadar ciddiye aldığınla alakalıdır.
yukarıdaki tırnak içine alınmış metin sadece bir örnek niteliğindedir. en son o metni okuyup konu açmamda tetikleyici olma artısı var yani. yoksa daha vahimleri mevcut, etrafımız kelime çöplüğü... zihnimin burnu varmış gibi tıkayıp geçiyorum etraflarından...
tabiki dejenere olmasına yüzde yüz engel olamayız. teknoloji sayesinde hızlı tüketiyoruz. fakat hızlı tüketirken hızlı düşünmeye de çalışmak ve olabildiğince korunması gereken Türkçemizi koruyalım.
Not: bu Türkçe'nin korunmasıyla ilgili bir çok kez konu açıldı SDN'de. ara ara da açılması iyi olduğu kanısındayım.
"...
Bir kisinin surekli yasak koymasi dominant olmasi sevdigin insani kisi olarak onemsemedigini gosterir. Cunku bir iliski kisiye aittir bir kisi onu hegomanyasi altina almak istedigi anda o iliski tek kisilik olur cunku diger kisi onun kimliginde erir..
..."
Olması gerekeni
"...
Bir kişinin sürekli yasak koyması dominant olması sevdiğin insanı kişi olarak önemsemediğini gösterir. Çünkü bir ilişki kişiye aittir. bir kişi onu hegomanyasi altına almak istediği anda o ilişki tek kişilik olur çünkü diğer kişi onun kimliğinde erir..
..." (noktalama işaretleri ve cümle düzeltmesine gitmeden sadece harf düzeltmesi yapılmıştır.)
yukarıda okkalı kelimeler (dominant, hegomanya v.s.) olsa da Türkçe karakterlerden yoksun olması hakkını vermiyor anlatılanın. Türkçe'yi kullanırken sadece anlatmak istediğimizi dile getirmek için kullanmak yerine anlatırken de korumamız gerektiğini savunuyorum.
şunları anlayabilirim;
- cümleye başlarken ve özel isimlerin ilk harfini büyük yazmama ve özel kelimeleri tırnakla ayırmama (bu yazıları okurken cümle başlarında büyük harf kullanmadığım gibi... Murat yerine murat, Murat'ın yerine muratın gibi)
- noktalama işaretlerini bazen (cümlenin anlamını bozmamak kaydı ile) kullanmama
- Türkçe'de bulunan ç,ğ,i,ö,ş,ü harflerini kullandığı halde kelimelerin yazılması gerektiği gibi kullanılmaması(islanıorum= ıslanıorum)
- yabancı bir dilden kelime kullanılması
- kelimelerde kısaltmalar yapılma (selam=slm , merhaba=mrb........ v.s.)
Türkçedeki kelimelerden anlamlı cümle kurmak bizi mutlu etmeli ve haz alabilmemizi sağlamalı. mimiklerin olmadığı -ki her yeri geldiğinde bu mimik konusuna parmak basarım) bir ortamda kendimizi anlatmanın çıplak yüzüdür kelimeler ve karşındakini/karşındakileri ne kadar ciddiye aldığınla alakalıdır.
yukarıdaki tırnak içine alınmış metin sadece bir örnek niteliğindedir. en son o metni okuyup konu açmamda tetikleyici olma artısı var yani. yoksa daha vahimleri mevcut, etrafımız kelime çöplüğü... zihnimin burnu varmış gibi tıkayıp geçiyorum etraflarından...
tabiki dejenere olmasına yüzde yüz engel olamayız. teknoloji sayesinde hızlı tüketiyoruz. fakat hızlı tüketirken hızlı düşünmeye de çalışmak ve olabildiğince korunması gereken Türkçemizi koruyalım.
Not: bu Türkçe'nin korunmasıyla ilgili bir çok kez konu açıldı SDN'de. ara ara da açılması iyi olduğu kanısındayım.