Türk kadını tabii ki çalışmaz

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Çok güzel ifade etmişsin cabbarcan, herkes "gurur"a bağlıyor, "benim karım çalışmaz" gibi bir mantığa, oysa "kadın çalışsın mı çalışmasın mı diye sormak saçmadır" demen çok güzel bir tespit. Kadın da erkek gibi bir bireydir ve haklarını talep edebilir, buradaki olayı çoğu kimse algılayamıyor ve feci bir şekilde "modernite" tuzağına düşüyorlar. Demek ki bayanları bayram gününde gecenin 12'sine kadar çalıştırmayı ve buna karşılık asgari ücret almayı modernlik zannediyorlar. Sonra da "herşeyi bayanlardan beklemeyin hayat müşterektir" diyorlar. Oysa asıl onlar herşeyi bayanlardan bekliyorlar..
 

idealterror

Asistan
Katılım
11 Haziran 2008
Mesajlar
425
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
kapitalizm olgusunu hayatin musterekligine baglayarak pek iyi niyetli davranmiyorsun gibime geliyor.

bunun asgari ucret+maximum calisma saati ile ne alakasi var? yani calisma kosullari rezalet diye calismamayi savunmak mantikli midir? yoksa calinmis haklarin yeniden elde edilmesi daha mi mantiklidir?

ayrica "fazla şey istemekten ötürü çalıştıklarını kabul ediyorsunuz." diyorsunuz. fazla sey istemek gunah midir? ben simdi arabam serce yerine ithal fiyakali bir araba olsa fena mi olur? cocugum devlet okuluna gitmek yerine ozel okula gitse yazik midir?

ben oyle kadinin haril hurul calissin cani ciksin demiyorum. zira benim kafamdaki kadin imaji daha cok yoneticilik veya mesela dizayn ofisinde insaat projeleri uretmek gibi isler. bunlar da oyle cilginca vakit alan seyler, proje bazli oldugu icin gece gunduz proje uzerine emek harcanmasi gerekiyor.

oyle zaten gunde 12 saat iki kutu tasiyan veya cay pisiren veyahut biraz daha fazla kas gucu gerektiren islerde kadinla erkekle pek para kazanilip pek verim alinamiyor...
verim dedigin sey is gucu degeri yuksek seylerde daha cok ortaya cikiyor ki bana gore boyle konularda erkegin yapabildigi herseyi kadin da yapabiliyor.

kisaca ben sizin bazi isleri kadincil bazi isleri erkekcil olarak tasnif etmenizi dogru buluyorum ama bazi islerin de hem erkekler hem de bayanlar tarafindan yapilabilecegini de goruyorum.

bu arada biz bu kadar kelam ediyoruz, ama "hoooddddtttt benim karim calismaaaazzz" diyen turk erkegi hic gelirim artar, devlet daha iyi verim alir, baska turk erkeklerine is olanaklari da kapanmaz diye dusunmuyor. direkt olarak calisan kadinin sosyal olarak varolabileceginden urker. geleneklerinden taviz veremez, bana kadinini calistirtiyo dedirtemezler felsefesiyle yola cikar.

calisma sartlarinin turkiyedekinden cok cok iyi oldugu almanyadaki turklerde boyle yapar(hani maksat 12 saat calismak filansa) veya rezalet bir is sitemine sahip turkiye turkleri de ayni davranir. bu kafayi bizim aciklamamiz zor. ama burada bu erkekleri desteklemeliyiz cunku bu gorus ekonomiye olan faydayi su sekilde maksimize eder dersek o zaman ben bir nebze destekleyebilirim.

zira hep farkli kulvarlardayiz, ben turkiyenin yarisi kadin, turkiye beyninin yarisi kadin derken siz obur yarisini beyin yerine kas olarak gormekte israr ediyorsunuz. kadinlari hep yuksek kondisyon islere koyuyorsunuz...
 

BAMYA

Öğrenci
Katılım
29 Temmuz 2008
Mesajlar
2
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Bir de şu sorun var; aylık gelirler az olduğu için, aynı iş yerinde çalışan erkekler ikinci bir iş bulmak istiyor ve bu iş yerinde çalışan diğer erkeklerden (aklın yolu bir olduğu için) yardım isteyemeyeceği için, iş arkadaşı olan çalışan bayana yükleniyor. Bayan bekarsa bu durum kötü bir hâl alıyor, çünkü ucu "çok düşüncesiz bir insan olma" yakıştırmasına varıyor.

Hiçbir çalışan diğerinin işini yapmak zorunda değildir.

Mod. Not: Ard arda yazılan mesajlar birleştirilmiştir.

5434 Sayılı kanuna göre; bir erkek emekli maaşını hakkederek ölürse ve birden fazla eşi varsa (Medeni Kanuna ters düşmesine rağmen), bu emekli maaşı eşler arasında bölüştürülüyor. (Kadınların çalışması gerektiğine işarettir, bir başka eş ya da gayrimeşru bir çocuğun eşinizin ölümünden sonra emekli maaşı için ortaya çıkma olasılığı daha fazladır) Kadın için bu durum böyle değil. Digital makyajlarla, e-devletlerle, ilerleme olmaz. Bir parmağa diken batmışsa, pansumanla geçiştiremezsin, dikeni çıkarmak gerek.

Mod.Not: Bu ikinci uyarım ard arda mesaj yazmıyoruz BAMYA forum kurallarını tekrar gözden geçirmeni tavsiye ediyorum.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Selamlar.

@idealterror, ortaya attığım iddaların hiç birine cevap vermemişsin sevgili kardeşim. Örneğin iş görüşmesi, market, arazi çalışması, bankacılık vs hakkında söylediklerim; hiç birine değinmemişsin. Bundan doğan ücret adaletsizliğinden de bahsetmemişsin, izinler konusunda bayanlara uygulanan pozitif ayrımcılıktan da. Ya da düşen verimden, hiç birini anlatmamışsın?

Bir yanlış anlaşılmayı giderelim; "çalışma koşulları kötü o yüzden çalışmasınlar" demedim yanlış anlamışsın; çalışma koşulları, bayanların yerine getiremeyeceği şekilde ola işlerde çalışmamalılar, dedim. Fikrimi de yineliyorum, arazi etüt çalışmasında kazmalar bellerde kadınların hem çalışamayacaklarını, hem o işten dolayı aldıkları ücreti haketmeden almış olacaklarını, hem de işi yapamayacakları için işlerin aksayacağını savunuyorum. (En azn 3 yönlü zarar söz konusu.)

Kadınlardan çok fazla şey bekliyorsunuz. Hem erkeklerle aynı işte çalışacaklar hem de evin büyük sorumluluğu onların üstünde olacak. Erkekler elbette evi bir ortak yaşama alanı olarak tasavvur edecek ve ona göre davranacaklar. Hatta çoğu kişi bilmez, İslam'da kadının ev işleri yapma zorunluluğu yoktur ve kocasından ev işlerini yapması için birini tutmasını veya buna mukabi ücret vermesini istemek onun en doğal hakkıdır.

Ama sanırım siz "modernite"nin ne olduğunu pek bilmemekle birlikte, bizim düşüncelerimize ezberden "gericilik" olarak yaklaştığınız için sağlıklı düşünemiyorsunuz, halbuki olaya kural koymuyor, felsefesini konuşuyoruz.

Erkek en basit tabirle bu "ev işlerine" istediği kadar yardım etsin, yine de büyük yük kadının omuzlarında olacaktır. Çünkü bu bağlamda kadın ve erkek arasında ciddi farklar vardır. Örneğin erkek kesinlikle çocuk doğuramayacağı gibi, doğduktan sonra da bakımını üstlenemez. İstese de yapamaz çükü bu konuda gerekli duygusal hassasiyete, iç güdüsel tecrübeye sahip değildir.

Örnek vereyim ben ilkokulda yazmayı öğrenirken iki defa yanlış yazdım mı babam "eeh yeter ulan iki şeyi yazamadın" deyip bana kızıyordu, annem ise 10 defa da yanlış yapsam nasıl yapacağımı yine de öğretiyordu. Bir çocuğu, ister kız olsun ister erkek olsun, babasının eline bırakırsan o çocuğun kişiliğinde genellikle büyük bir çarpıklığa neden olursun.

O halde sen hem kadını yapamadığı işlerde çalıştıracaksın, hem de evinde büyük sorumluluğu ona vereceksin. Artı, zaten çalışan kadının ayrıca masrafı olacaktır, çünkü çocuğun bakımını ne anne ne baba üstlenemediği için bakıcı tutulacaktır, çocuk aile kültüründen de uzak kalacaktır; masrafları da artacaktır. (Hem soyut, hem somut zararlar, zira akşam işten döndüklerinde hergün kavga etmeleri olasıdır.)

Ayrıca Türk erkeğinin ne düşündüğü bizim için bir kriter değil, mevzumuz kadın ve erkeğin kendileri, Türk insanı değil.

Son olarak, daha fazla şey istemek tabi ki günah değil, bu insanların hakkı dedim zaten, ama ihtiyaç anlayışındaki farklılıklar insanları bencilliğe itiyor. Kısacası kadınlar geçim zor olduğu için çalışmıyor, bilakis kadınlar çalıştığı için geçim zorlaşıyor.

Bayanların çalışabilecekleri çok fazla lisans meslekleri var, kimse kadınlar çalışmasın demiyor, ama ücret ve verim adaletsizliği yaratacak işlerde çalışıyorlar; bu durumda sevgili kardeşim, geçimsizlikten şikayet etmeye ne onların, ne de onları destekleyenlerin hakkı yoktur.
 

idealterror

Asistan
Katılım
11 Haziran 2008
Mesajlar
425
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
ben kadinlar calismak zorundadir diye asla birsey soylemedim. ama calismalidir ile calismak zorundadir gibi iki farkli kalibi kendinize gore evirmeyin. ingilterede koskoca kralice var; bizim kadina verdigimiz deger, onu korumak adina sosyal hayata entegre olmasini engellemek icin calismasini engellemekten ibaret. ingilteredeki kraliceyi sembolik diyerek gecistirdiniz.

babanin kendi ogluna kizina duyarsiz olmasini, onu egitmekten kacinmasini (o nasil bir babaysa artik) onume sunup kadinlar evde oturup cocuk bakmalidir dediniz.

turk erkegi kriter degildir dediniz, kadinlar calistiklari islerde verimsizlik yaratir dediniz, hangi belgeye dayanarak konusuyorsunuz. 20 oecd(sayisi yaklasik boyleydi) kadinlarla erkeklere esit firsatlar yaratiliyor; cagin en kapitalist patronlari verim denilen seyi hica sayip ise kadin aliyor. allahallah ne garip...

eger sizi tatmin edecekse; spesifik ornekler uzerinden degilde butun turk is kollari uzerinden konusalim, hangi isi kadin yapar hangisini yaparsa verim duser gibi.
ayrica sorularinizi sematize ederseniz tartismamiz daha rahat olur.

ayrica siz modernitenin ne oldugunu anlamayanlara ates puskurerek onlari ezberden gerici diye 'suclamayi' bilen ender aydinlardansiniz sanirim. bu sebeple erdemli olun, kizmayin. ne yazik ki siz bastan benim fikirlerimi kategorize ederseniz diyalog kurmamiz namumkun. samimiyetlikle soyluyorum ki siz gerici olun olmayin onemli degil.(cok da biryerimde degil) fikirleriniz de oyle gerici felan degil, kim demis gerici diye, kim demis cag disi diye? neye dayanarak bana karsi yikici ithamlarda bulunuyorsunuz? hakaret edin ama haketmedigim degil olmadigim seyleri soylemeyin bari.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Selamlar.

babanin kendi ogluna kizina duyarsiz olmasini, onu egitmekten kacinmasini (o nasil bir babaysa artik) onume sunup kadinlar evde oturup cocuk bakmalidir dediniz.

Sevgili kardeşim hakkımda iftira atıyorsun, nerede söyledim ben bu ifadeleri?

turk erkegi kriter degildir dediniz, kadinlar calistiklari islerde verimsizlik yaratir dediniz, hangi belgeye dayanarak konusuyorsunuz.

Türk erkeği kriter değildir dememdeki kasıt, erkek ve kadının doğasından bahsetmekti; herhangi başka bir koşula bağlı olamadan erkek ve kadın.

Kendi iş yerim de dahil bir sürü yerden örnek verdim. Sanırım yazım uzun olduğu için okumadın; eğer okumadıysan anlarım, ama okumadan hakkımda bu çeşit dayanaksız sözler söyleme hakkın olmadığını bilmelisin. Yine de en küçük örneğini tekrar vereyim; biz arazi etüt çalışması yapıyoruz, toprak, su numuleri almak için dere tepe dolaşıyoruz ama bizimle aynı maaşı alan bayanlar bu görevlere katılmıyorlar ya da katılsalar bile arabada oturup bizi seyrediyorlar. Bu yeterli bir belgedir; yetmiyorsa daha önceki verdiğim örnekleri de okuyabilirsin arkadaşım.

kadinlarla erkeklere esit firsatlar yaratiliyor; cagin en kapitalist patronlari verim denilen seyi hica sayip ise kadin aliyor

Yanılıyorsun, bayanları sadece zorlayıcı kanunlardan dolayı işe alıyorlar. Örneğin Türkiye'nin gayri safi milli hasılasından daha çok ciro yapan bir firma olan Wall-Mart, bayanları, kanunlardan dolayı mecburen işe alıyor ve bununla birlikte onlara çok ağır işler yaptırıyor, zamanla da bayanlar ya bu ağır şartlara dayanıp perişan oluyorlar, ya da dayanamayıp istifa ediyorlar. (Kadınlardan çok şey bekliyorsunuz dememin örneği.)

Bayanlar senin bahsettiğin patronların sadece pazarlama konusunda gözdesi. Örneğin otomobil fuarlarında çıplak bayanları dolaştığını elbette çok iyi biliyorsun. Ya da neden halka açık defilelere yüzlerce kişinin kıyafetleri umursamadan katıldığını da biliyorsun. Kısacası bayanlar kullanılıyorlar. Senin bahsettiğin patronlar onları kötü niyetle kullanıyorlar ve bunun modernite olduğunu düşünüyorsun.

Arkadaşım, modernite konusunda kendi kafamdan uydurduğum şeyler söylemedim, Türkiye'nin en bilinen üniversitelerinde "modernity" dersi veren profesörlerden bahsettim; ama sen yine de beni itham etme yolunu seçmişsin. İmkanın varsa bu profesörlere gidip "modernite nedir" diye sormanı ve neden şaşırtıcı olduğunu sorgulamanı tavsiye ederim. Modernite, sadece bir kılıftır, kimsenin ne olduğunu bilmediği ama istediği şeylere meşruiyet kazandırmak için kullandığı bir kılıf. Sanki gökten zenbille inmiş ve uyulması zorunlu olan kurallar varmış da bunların adı moderniteymiş gibi davranılıyor. Halbuki "modernite" diye bir kurallar silsilesi yok; olsa bile kim belirliyor modernitenin kaidelerini?

Önceki mesajıma bakarak söylüyorum, arkadaşım, yine ortaya koyduğum iddialara cevap vermemişsin, sanırım konu değişmiş biraz?
 

idealterror

Asistan
Katılım
11 Haziran 2008
Mesajlar
425
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Örnek vereyim ben ilkokulda yazmayı öğrenirken iki defa yanlış yazdım mı babam "eeh yeter ulan iki şeyi yazamadın" deyip bana kızıyordu, annem ise 10 defa da yanlış yapsam nasıl yapacağımı yine de öğretiyordu. Bir çocuğu, ister kız olsun ister erkek olsun, babasının eline bırakırsan o çocuğun kişiliğinde genellikle büyük bir çarpıklığa neden olursun.

yukaridaki ornegi hangi sebeple verdiniz? ayrica cok cok cok ozur dilerim, ben sizi veya baska bir babayi ozelde kastetmedim. boyle anlasildiysam da affola.

Kendi iş yerim de dahil bir sürü yerden örnek verdim. Sanırım yazım uzun olduğu için okumadın; eğer okumadıysan anlarım, ama okumadan hakkımda bu çeşit dayanaksız sözler söyleme hakkın olmadığını bilmelisin. Yine de en küçük örneğini tekrar vereyim; biz arazi etüt çalışması yapıyoruz, toprak, su numuleri almak için dere tepe dolaşıyoruz ama bizimle aynı maaşı alan bayanlar bu görevlere katılmıyorlar ya da katılsalar bile arabada oturup bizi seyrediyorlar. Bu yeterli bir belgedir; yetmiyorsa daha önceki verdiğim örnekleri de okuyabilirsin arkadaşım.

ben de sunu demisim;
zira hep farkli kulvarlardayiz, ben turkiyenin yarisi kadin, turkiye beyninin yarisi kadin derken siz obur yarisini beyin yerine kas olarak gormekte israr ediyorsunuz. kadinlari hep yuksek kondisyon islere koyuyorsunuz...

sunu da demisim
eger sizi tatmin edecekse; spesifik ornekler uzerinden degilde butun turk is kollari uzerinden konusalim, hangi isi kadin yapar hangisini yaparsa verim duser gibi.
ayrica sorularinizi sematize ederseniz tartismamiz daha rahat olur.



... Demek ki bayanları bayram gününde gecenin 12'sine kadar çalıştırmayı ve buna karşılık asgari ücret almayı modernlik zannediyorlar.

Yanılıyorsun, bayanları sadece zorlayıcı kanunlardan dolayı işe alıyorlar. Örneğin Türkiye'nin gayri safi milli hasılasından daha çok ciro yapan bir firma olan Wall-Mart, bayanları, kanunlardan dolayı mecburen işe alıyor ve bununla birlikte onlara çok ağır işler yaptırıyor, zamanla da bayanlar ya bu ağır şartlara dayanıp perişan oluyorlar, ya da dayanamayıp istifa ediyorlar. (Kadınlardan çok şey bekliyorsunuz dememin örneği.)

dedigim gibi kotu calisma sartlari sebebi ile kadin calismasin dediginizi dusunuyorum hala. bu arada iyi ki wallmart ornegini verdiniz,
1)wallmart kimseye gel bende calis demiyor.
2)igrenc bir yayilma ve fakirlestirme politikalari var. geldikleri heryerde marketleri ve kucuk esnafi bitiriyorlar. issizlik yaratiyorlar
3) yarattiklari issizlik sorunu sadece erkeklere has degil kadinlar da var iclerinde.
4) eskiden iyi bir iste calisan bayanlar ve erkekler ac kalmamak adina fakirlestirme politikalarina boyun egiyor. asgari ucretle obur firmalardan daha cok calistiriliyorlar.
5) bir sure sonra wallmartdan sadece bayanlar degil erkek calisanlari da bezmis durumda.
6) bu donguden tek karli cikan wallmart baska bolgeleri fakirlestirmeye devam eder, ama NY State'den iceri giremez, oyle kalirlar.
7) bence wallmart, ABD'yi iyi bilmeyen biri icin kotu bir ornekti...
 

oguzhan85

Öğrenci
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
43
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
İlginçtir hala herkes "ekmek parası" diyor, yakından uzaktan alakası yok. Evli çiflere bakın ikisi birden çalışıyorsa asla ekmek parası derdinde değillerdir; ya yazlık için çalışıyorlardır, ya yaylalık, ya araba için. Bunlardan yoksun olan karı koca çalışanlar çok azdır.

Bir yanda, aynı anda yazlık alırken çocuğunu kolejde okutmanın ne kadar zor olduğunu anlatan kişiler, bir yanda ise tek asgari maaşla geçinmeye çalışan aileler. Burada, devletin az asgari ücret vermesi değildir sorun; zira devletin sınırsız hazineleri yoktur, bir yerde kaynak elbette tükenecek. Sorun, fırsat eşitliğini devletle birlikte insanların ortaklaşa bozuyor olmaları.

Senin "ekmek parası kazanmak-kazanamamak" ölçütün bir yazlık alıp alamıyor olmandır, oysa diğer tarafta bir adamın kazanıp kazanamıyor olmaktaki ölçütü çocuğuna hergün kuru ekmek yedirmektir.

Lise yıllarımda müdür yardımıcısının odasındayken bir bayan öğretmen içeri girdi ve aynen şunları söyledi:

"Ya falanca evi alacağım, 5 milyar borç istedim kimse vermedi, ihtiyaçları ne ihtiyacı yazlık almıyorsun araba almıyorsun.."

Düşünün, bu bayanın "ekmek parası, ihtiyaç" ölçütü beğendiği bir yazlığı, bir arabayı veya yaylalığı almak.. Elbette herkesin bunları talep etmeye hakkı var. Ama uygun şartlarda. Çünkü bir çok meslek alanında bayanlar kendilerinden beklenen performansı gösteremezler yukarıda bir sürü örneğini verdik.

Zaten kimse kadınlar çalışmasın demiyor; fizikososyal yapılarına daha uygun işlerde çalışmalılar. Bu şekilde hem diğer ailelere istihdam doğacak ve fakirlerin, açların sayısı epey azalacak, hem işlerden daha fazla verim alınacağı için ülke kalkınacak, hem kadınlar kendilerine daya uygun mesleklerde çalışırlarsa evliliklerde huzur olacak, hem çocuklar topluma daha sağlıklı bireyler olarak kavuşacaklar..


Söylediklerinizin bazılarına hak vermemek elde değil ama çoğunluk böyle değil sizin bahsettiğiniz kesim bence en fazla %20'lerdedir.Gerisi daha iyi yaşam standartlarına kavuşmak için birlikte çalışır karı koca olarak.

DipNot:Bahsettiğim daha iyi yaşam standartları ev, araba değildir.Hangimiz birşey alırken düşünmek, sofraya birkaç birşey daha koymak isterken sıkıntı yaşamak ister.Güzel ülkeme göre bence daha iyi yaşam standardı bunlardır :)
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Selamlar yeniden.

idealterror dedi ki:
yukaridaki ornegi hangi sebeple verdiniz? ayrica cok cok cok ozur dilerim, ben sizi veya baska bir babayi ozelde kastetmedim. boyle anlasildiysam da affola.

Bu örneği özellikle bir şahıstan bahsetmek için vermedim. Daha önce şöyle demiştim:
Türk erkeği kriter değildir dememdeki kasıt, erkek ve kadının doğasından bahsetmekti; herhangi başka bir koşula bağlı olamadan erkek ve kadın.

Yani burada erkek ve kadının doğasından bahsediyoruz; tek başına bir şahıstan değil. O yüzden sanırım örnekleme yapınca şahıslar üzerine yoğunlaştın. Baba, her zaman annenin içgüdüsel tecrübe ve çocuğa olan duygusal yakınlığından, daha farklıdır. Asla anne ile yarışamaz. Ayrıca çocuğun her yönden gelişimiyle de ilgili bir durum var; aile kültüründen iyice uzaklaşan bir topluma dönüşüyoruz. Lütfen bayanların çalışma oranlarının çok yüksek olduğu "gelişmiş" ülkelere bakınız; Amerika, İngiltere, Hollanda, Almanya gibi yerler. Gençler ailelerinden kopuk, ya da anne baba ayrı, ya da aile anlayışı/ahlakı yok ve sosyopsikolojik ve sosyokültürel bir çöküşe doğru ilerliyorlar hergün.

idealterror dedi ki:
zira hep farkli kulvarlardayiz, ben turkiyenin yarisi kadin, turkiye beyninin yarisi kadin derken siz obur yarisini beyin yerine kas olarak gormekte israr ediyorsunuz. kadinlari hep yuksek kondisyon islere koyuyorsunuz...

Ben zaten bundan bahsederken, fizikososyal yapılarına daha uygun mesleklerde çalışmalılar demiştim. Yani hem fiziksel hem de duygusal; elbette kas yapısını da hesaba katacağız başka şeyleri de. Örneğin verdiğim bir örnek şuydu:

İstanbul'dan atla arabaya Hakkari'ye git iş görüşmesi yap gel..

Gördüğün gibi "kas gücü" söz konusu değil. Ya da polis olarak çatışmaya katman da oldukça zor ve tehlikeli, bu da kas gücüyle alakalı değil. Bayanlar ve erkekler arasında farklı yaklaşımlar olduğu ve EQ farklılıkların olduğu benim fikrim değil, bilakis bilimsel olarak ıspatlanmış bir gerçek. Neden doğası farklı olan iki yapıya illa ki birbirinin aynı muamele ederek adaletsizlik yarattığınızı bir türlü anlayamıyorum. Burada hatta kadına karşı pozitif bir ayrımcılık bile var; asıl erkeğin şikayet etmesi lazım..

Fikrimi yineliyorum; "çalışma şartları kıötü, o yüzden çalışmasınlar" demiyorum, "çalışma şartlarına uyum sağlayamayacakları yerlerde çalışmaları hem onlar için kötü olur, hem de iş verimi için kötü olur" diyorum.

Çalışabilecekleri ve hatta çalışmaları gereken çokça meslek var; öğretmenlik, hemşirelik, psikolojik danışmanlık, yerine göre halkla ilişkiler, tıp doktorluğu (ki kendi içinde onlarca uzmanlık alanları var), diş hekimliği, tercümanlık, güzel sanatlar daha epey şeyler sayabiliriz.

Ben ısrarla eşit olmayana eşitmiş gibi davranarak adaletsizlik yapıldığını vurguluyor ve eşit olmamanın bir alçalma ve üste çıkma olarak algılanmasının yanlış olduğunu dile getiriyorum.
 
Üst