Rehber Tespih Kültürü Ve Adab-ı Nedir ?

murat zorluu

Moderatör
Moderatör
Katılım
17 Mayıs 2017
Mesajlar
3,944
Çözümler
2
Reaksiyon puanı
1,382
Puanları
358
Konum
İstanbul/Kartal
Tespih Kullanma Kültürü; Kolleksiyon mu yapıyorsun? İbadet mi ediyorsun? Hangisi doğru?

IMG_3568.jpeg

(75 gr Damla Kehribar Yarım Ay Modeli Litvanya Menşeili Tek Parça Küre Kesim Ve Oturtma İmameli Diyarbakır İşçiliği Görseldir)

Tespihin iki farklı hayatı vardır: biri sessiz ve derin, diğeri gösterişli ve koleksiyon raflarında kendine yer bulan. Bu iki hayat bazen çatışıyor gibi görünür, ama biraz dikkat edince aynı kökten su içtiklerini fark edersin.

İbadet tarafı önce gelir. Zikrin ritmi, tekrarın sakinliği, tespihin parmaklarda oluşturduğu devinim—bunlar insan zihnini ayarlayan küçük fiziksel ankrajlardır. Bir tür meditasyon aygıtıdır; dinî bağlamda anlamı güçlenir, ama insan psikolojisi açısından evrensel bir etki de yaratır. Bu kullanım “doğru”dur, çünkü tespihin tarihsel varlık sebebi tam da buradadır.

Koleksiyon tarafı başka bir sahne. Burada tespih bir kültür nesnesine dönüşür. Saray döneminden kalma ustaların el işi dokunuşlarını taşıyan parçalar, kehribarın kimyasal yaşını anlatan kabarcıklar, kuka üzerindeki doğal yağlanmanın yıllarla değişen rengi… Bunlar tespihi bir “objeye” dönüştürür. Koleksiyoncu, malzemeyi, ustanın imzasını, formun estetik yasalarını okur. Bu okuma da tamamen meşrudur; aslında bir tür kültür arkeolojisidir.

IMG_3690.jpeg

(66 gr Damla Kehribar Şeffaf Model Tek Parçadan Yurtdışı Arabistan İşçilikli 45’lik Model Görseldir)

Aradaki çatışma “niyet” üzerinden kurulur. Niyet, dini literatürde etik pusuladır; kültürel analizde ise davranışın bağlamını belirler. Bir kişi tespihi sadece statü göstergesi olarak kullanıyorsa—mesela üç aylığına aldığı arabanın anahtarlığı gibi sallıyorsa—burada kültürden uzaklaşma başlar. Ama koleksiyonculuk, yani tespihin tarihine, malzemesine, ustalığına hürmet eden yaklaşım, tıpkı hat sanatı, ebru veya sedefkârî koleksiyonculuğu kadar saygındır.

Zikir için tespih kullanan biriyle, sanat eseri gibi tespih biriktiren biri arasında ahlaki bir üstünlük ilişkisi yoktur. İkisi de farklı yolları yürür, ama aynı geleneğin içindedir. Zikir tespihi taşıyan kişi, tespihin “manevî işlevini” öncelemiştir. Koleksiyoncu ise tespihin “kültürel ve estetik işlevini” korur. Her iki davranış da kültürün yaşaması için gereklidir; biri geleneğin neden var olduğunu hatırlatır, diğeri o geleneğin unutulmamasını ve her daim kıymetli kalmasını sağlar.

Tespih, biraz da burada güzelleşir: Hem zihni dizginleyen bir ritüel nesnesidir hem de insanlığın el işçiliğine duyduğu hayranlığın küçük bir müzesidir. Bu ikili yaşamı kavramak benim yazdığım kitabın özünü oluşturacak, sizin de tespihle olan ilişkinizde barışı sağlayacak.


IMG_3655.jpeg

(His Taşı İmame 1000 Ayar Gümüş Diyarbakır Telkari Sanatı Görseldir)


Not : Resimlerdeki Tespihler Benim Kendi Koleksiyonumun Ürünleridir…(Herhangi bir amaçlı kullanılamaz)
 
Son düzenleme:
Üst