eray045
Rektör
- Katılım
- 12 Nisan 2008
- Mesajlar
- 12,600
- Reaksiyon puanı
- 250
- Puanları
- 243
AKP'nin halkçı masallarından biri daha kötü sonla bitti. 18 yaşın altındaki çocukların sağlık harcamalarının devlet tarafından karşılanacağı vaadinin büyük yalan olduğu ortaya çıktı.
Sağlık ve sosyal güvenlik alanında tek kurum haline getirilen Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK), bütçe açığına olan katkısını "hafifletmek" için harekete geçtiği, 18 yaş altındaki 24 milyonluk nüfusun sağlık harcamalarının, eskiden olduğu gibi ailelerinin üzerinden yapılmaya devam edileceği bildirildi.
"18 yaşın altındaki çocuklara sigorta şartı aranmadan sağlık hizmeti verilmesi" uygulaması, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) yasasının yürürlüğe girişinin üzerinden bir yıl geçmeden, SGK'nın sağlık harcamalarını azaltmak için feda edilen kalemlerden en önemlisini oluşturdu. Değişikliğin, SGK'nın prim toplamadığı kesimlerin sağlık giderlerini karşılaması nedeniyle bütçe açığının artmasından kaynaklandığı iddia edildi.
SGK'nın, Temmuz'dan bu yana sürdürdüğü "gençleri yeniden aileleriyle eşleştirme" işlemini bir ay önce tamamladığı, 18 yaş altındaki 24 milyon çocuktan 17 milyonunun, SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı sigortalısı ebeveyni üzerinden tedavi hizmeti almaya başladığı, geriye kalan 7 milyon çocuğun ise sigortasız olmalarına karşın faydalandıkları sağlık hizmetlerinin faturasının SGK tarafından karşılanacağı belirtildi.
SGK'nın yeni uygulaması, "en az üç çocuk doğurun" diyen Başbakan ve "doğum kontrolüne şiddetle karşı olmasıyla" övünen Sağlık Bakanı'nın "sigortalı olsun olmasın 18 yaş altındaki çocukların sağlık giderlerini devlet karşılayacak" yönlü vaatlerinin sahteliğini ortaya koyarken, sağlıkta dönüşüm programının yol açacağı trajediye dikkat çeken sağlık örgütlerini ve sendikaları da bir kez daha haklı çıkardı.
Sadece "teknik" bir değişiklik değil!
Genel Sağlık Sigortası'nın (GSS) topluma kabul ettirilmesinde en önemli vurgulardan biri olan "18 yaşın altındaki çocukların anne ya da babaları GSS'li olmasalar bile GSS'li kabul edilmesi" uygulamasında eskiye dönüş, aslında bu yılın Temmuz ayında başlamış, konuya duyarlı kesimler, annesi ya da babası GSS kapsamında olmayan milyonlarca çocuğun sağlık hizmeti alamayacağına işaret eden açıklamalar yapmıştı.
Bir SGK yetkilisi, bir ay önce başlatılan yeni uygulamanın nedeninin sadece "teknik" olduğunu söylerken, "SSK, Bağ-Kur bizim kapsamımızda olduğundan, onların harcamalarını zaten biz yaptık. Yeşil Kartlılar ve Emekli Sandığı'na bağlı eski memurlar bize devredilmediği için primini toplamadığımız bu kişilerin çocuklarının tedavi, ameliyat ve ilaç paralarını Maliye Bakanlığı yerine biz ödedik, yani para, devletin bir cebinden çıkıp öbür cebine girdi. Şimdi Emekli Sandığı yeniden Maliye'ye devredilerek, aslında SGK'nın olmayan bir gider, gerçek sahibine devrediliyor. Eşleştirme bu yüzden yapıldı" dedi.
Yetkilinin açıklamaları, aslında, son bir yıl içerisinde sadece ailesi sigortalı olmayan 7 milyon çocuk için sağlık harcaması yapıldığını, geri kalan 17 milyon çocuğun sağlık harcamalarının ise devlet tarafından değil, halihazırda sigorta primi ödemeye devam eden aileleri tarafından karşılandığı gerçeğini ortaya çıkardı. AKP hükümeti ise, ailelerinin ödediği primlerle sağlık hizmeti almalarına karşın 18 yaş altındaki istisnasız tüm çocukların "devletin kanatları" altında olduğunu iddia ederek ucuz popülizmini sürdürdü.
Ayrıca, GSS'nin yürürlüğe girmesinin ardından başlayan sağlık primi ödeme uygulaması uyarınca, ailesi sigortalı olmayan 18 yaşın altındaki söz konusu 7 milyon çocuğun 10 Ekim 2010 tarihinden itibaren, ancak sağlık priminin ailesi tarafından ödenmesi durumunda sağlık hizmeti alabilecek olması, sağlıkta dönüşüm programının en büyük vaatlerinden birinin çöktüğünü gösteriyor. Sadece aylık geliri asgari ücretin 3'te 1'inden az olanların priminin devlet tarafından yatırılması planlanıyor.
Birinci yıl dönümünde GSS: Kimin yararına?
SSGSS yasasının kabul edilişiyle, yürürlüğe giren Genel Sağlık Sigortası uygulamalarının üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçti.
GSS, 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe girerken anlatılan masallar, 18 yaş altı çocukların sağlık hizmetinden koşulsuz yararlanacağı, hiçbir vatandaşın sağlık güvencesi kapsamı dışında kalmayacağı, prim ödeyemez durumda olanların primlerini devletin ödeyeceği, tüm sağlık harcamalarının yasa kapsamında güvenceye alınacağı ve sigortalılara mevcut durumun dışında herhangi bir yük getirilmeyeceği idi.
AKP'nin, nihai hedefi sağlığın özelleştirilmesi ve piyasalaştırılması olan "sağlıkta dönüşüm programı"nın en kapsamlı adımlarından Genel Sağlık Sigortası birinci yılını doldururken, halkın cebinden sağlık harcamaları için çok daha fazla para çıkacağı görüldü. Devletin sağlık harcamalarındaki payının da özel sağlık kuruluşları, özel hastaneleri ve ilaç tekellerine aktarılan kaynaklar nedeniyle yükselmesi hükümetin uygulamaya koyduğu bu planın öngörülür sonuçlarından biri iken, şimdi yeni önlemler almak zorunda olunduğu gerekçesiyle, yük tamamen halkın sırtına bindirilmeye çalışılıyor.
"Tarihi rekorlar kıran bütçe açığının oluşmasında 'önemli' paya sahip sosyal güvenlik giderleri, bu alandaki tedbirleri yeniden gündeme getirdi" şeklinde sunulan haberlerler bir yana, "yeni önlemler" bilindiği gibi, ilaç katkı paylarında artış, yeni ilave ücretler, muayenenin ücretli hale getirilmesi ve muayene ücreti katılım paylarındaki artışın olağan bir uygulama haline getirilmeye çalışılması oldu.
DPT tarafından 30 milyar 995 milyon TL olacağı tahmin edilen SGK'nin 2009 yılı bütçe açığının 19 milyar 571 milyon TL'lik kısmı Ocak-Ağustos döneminde gerçekleşti. Kurumun 2010 yılı açığı ise 31 milyar 776 milyon TL olarak öngörülüyor. Kamu sağlık harcamalarını kısmayı ve bütçeye olan yükünü azaltmayı hedefleyen hükümet, bu açığı, vatandaşların ödediği katkı paylarını artırarak tüm nüfusa yayma gibi yaratıcı çözümleri devreye sokarken, bu çözümlere yenilerinin eklenmesi de kapıda.
kaynak
kaynağı bende pek tasvip etmem içeriğe bakalım
Sağlık ve sosyal güvenlik alanında tek kurum haline getirilen Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK), bütçe açığına olan katkısını "hafifletmek" için harekete geçtiği, 18 yaş altındaki 24 milyonluk nüfusun sağlık harcamalarının, eskiden olduğu gibi ailelerinin üzerinden yapılmaya devam edileceği bildirildi.
"18 yaşın altındaki çocuklara sigorta şartı aranmadan sağlık hizmeti verilmesi" uygulaması, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) yasasının yürürlüğe girişinin üzerinden bir yıl geçmeden, SGK'nın sağlık harcamalarını azaltmak için feda edilen kalemlerden en önemlisini oluşturdu. Değişikliğin, SGK'nın prim toplamadığı kesimlerin sağlık giderlerini karşılaması nedeniyle bütçe açığının artmasından kaynaklandığı iddia edildi.
SGK'nın, Temmuz'dan bu yana sürdürdüğü "gençleri yeniden aileleriyle eşleştirme" işlemini bir ay önce tamamladığı, 18 yaş altındaki 24 milyon çocuktan 17 milyonunun, SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı sigortalısı ebeveyni üzerinden tedavi hizmeti almaya başladığı, geriye kalan 7 milyon çocuğun ise sigortasız olmalarına karşın faydalandıkları sağlık hizmetlerinin faturasının SGK tarafından karşılanacağı belirtildi.
SGK'nın yeni uygulaması, "en az üç çocuk doğurun" diyen Başbakan ve "doğum kontrolüne şiddetle karşı olmasıyla" övünen Sağlık Bakanı'nın "sigortalı olsun olmasın 18 yaş altındaki çocukların sağlık giderlerini devlet karşılayacak" yönlü vaatlerinin sahteliğini ortaya koyarken, sağlıkta dönüşüm programının yol açacağı trajediye dikkat çeken sağlık örgütlerini ve sendikaları da bir kez daha haklı çıkardı.
Sadece "teknik" bir değişiklik değil!
Genel Sağlık Sigortası'nın (GSS) topluma kabul ettirilmesinde en önemli vurgulardan biri olan "18 yaşın altındaki çocukların anne ya da babaları GSS'li olmasalar bile GSS'li kabul edilmesi" uygulamasında eskiye dönüş, aslında bu yılın Temmuz ayında başlamış, konuya duyarlı kesimler, annesi ya da babası GSS kapsamında olmayan milyonlarca çocuğun sağlık hizmeti alamayacağına işaret eden açıklamalar yapmıştı.
Bir SGK yetkilisi, bir ay önce başlatılan yeni uygulamanın nedeninin sadece "teknik" olduğunu söylerken, "SSK, Bağ-Kur bizim kapsamımızda olduğundan, onların harcamalarını zaten biz yaptık. Yeşil Kartlılar ve Emekli Sandığı'na bağlı eski memurlar bize devredilmediği için primini toplamadığımız bu kişilerin çocuklarının tedavi, ameliyat ve ilaç paralarını Maliye Bakanlığı yerine biz ödedik, yani para, devletin bir cebinden çıkıp öbür cebine girdi. Şimdi Emekli Sandığı yeniden Maliye'ye devredilerek, aslında SGK'nın olmayan bir gider, gerçek sahibine devrediliyor. Eşleştirme bu yüzden yapıldı" dedi.
Yetkilinin açıklamaları, aslında, son bir yıl içerisinde sadece ailesi sigortalı olmayan 7 milyon çocuk için sağlık harcaması yapıldığını, geri kalan 17 milyon çocuğun sağlık harcamalarının ise devlet tarafından değil, halihazırda sigorta primi ödemeye devam eden aileleri tarafından karşılandığı gerçeğini ortaya çıkardı. AKP hükümeti ise, ailelerinin ödediği primlerle sağlık hizmeti almalarına karşın 18 yaş altındaki istisnasız tüm çocukların "devletin kanatları" altında olduğunu iddia ederek ucuz popülizmini sürdürdü.
Ayrıca, GSS'nin yürürlüğe girmesinin ardından başlayan sağlık primi ödeme uygulaması uyarınca, ailesi sigortalı olmayan 18 yaşın altındaki söz konusu 7 milyon çocuğun 10 Ekim 2010 tarihinden itibaren, ancak sağlık priminin ailesi tarafından ödenmesi durumunda sağlık hizmeti alabilecek olması, sağlıkta dönüşüm programının en büyük vaatlerinden birinin çöktüğünü gösteriyor. Sadece aylık geliri asgari ücretin 3'te 1'inden az olanların priminin devlet tarafından yatırılması planlanıyor.
Birinci yıl dönümünde GSS: Kimin yararına?
SSGSS yasasının kabul edilişiyle, yürürlüğe giren Genel Sağlık Sigortası uygulamalarının üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçti.
GSS, 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe girerken anlatılan masallar, 18 yaş altı çocukların sağlık hizmetinden koşulsuz yararlanacağı, hiçbir vatandaşın sağlık güvencesi kapsamı dışında kalmayacağı, prim ödeyemez durumda olanların primlerini devletin ödeyeceği, tüm sağlık harcamalarının yasa kapsamında güvenceye alınacağı ve sigortalılara mevcut durumun dışında herhangi bir yük getirilmeyeceği idi.
AKP'nin, nihai hedefi sağlığın özelleştirilmesi ve piyasalaştırılması olan "sağlıkta dönüşüm programı"nın en kapsamlı adımlarından Genel Sağlık Sigortası birinci yılını doldururken, halkın cebinden sağlık harcamaları için çok daha fazla para çıkacağı görüldü. Devletin sağlık harcamalarındaki payının da özel sağlık kuruluşları, özel hastaneleri ve ilaç tekellerine aktarılan kaynaklar nedeniyle yükselmesi hükümetin uygulamaya koyduğu bu planın öngörülür sonuçlarından biri iken, şimdi yeni önlemler almak zorunda olunduğu gerekçesiyle, yük tamamen halkın sırtına bindirilmeye çalışılıyor.
"Tarihi rekorlar kıran bütçe açığının oluşmasında 'önemli' paya sahip sosyal güvenlik giderleri, bu alandaki tedbirleri yeniden gündeme getirdi" şeklinde sunulan haberlerler bir yana, "yeni önlemler" bilindiği gibi, ilaç katkı paylarında artış, yeni ilave ücretler, muayenenin ücretli hale getirilmesi ve muayene ücreti katılım paylarındaki artışın olağan bir uygulama haline getirilmeye çalışılması oldu.
DPT tarafından 30 milyar 995 milyon TL olacağı tahmin edilen SGK'nin 2009 yılı bütçe açığının 19 milyar 571 milyon TL'lik kısmı Ocak-Ağustos döneminde gerçekleşti. Kurumun 2010 yılı açığı ise 31 milyar 776 milyon TL olarak öngörülüyor. Kamu sağlık harcamalarını kısmayı ve bütçeye olan yükünü azaltmayı hedefleyen hükümet, bu açığı, vatandaşların ödediği katkı paylarını artırarak tüm nüfusa yayma gibi yaratıcı çözümleri devreye sokarken, bu çözümlere yenilerinin eklenmesi de kapıda.
kaynak
kaynağı bende pek tasvip etmem içeriğe bakalım
