ozciceky
Profesör
- Katılım
- 20 Haziran 2020
- Mesajlar
- 3,163
- Reaksiyon puanı
- 2,748
- Puanları
- 113
- Yaş
- 51
Hukuk tanımayan bir yönetimden beklenen de budur. TCMB onayı ile yürürlüğe girmiş bir anlaşmanın CB'lığı kararı ile kalkacağını sanmak...
Anlatmak istediklerimi anlayabiliyor musunuz merak ediyorum.
"Uluslararası sözleşmeler bazı durumlarda bazı ülkelerin diğer ülkelerin iç işlerine karışacak şekilde söylemlerde bulunmalarına sebep olmaktadır."
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi veya İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gibi sözleşme veya beyannameler yeterlidir. Mesela İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde 2'nci maddesine göre “herkes, ırk, renk, cins, dil, din, siyasal ya da herhangi bir başka inanç, ulusal ya da toplumsal köken, doğuş ya da herhangi bir başka ayrım gözetilmeksizin bütün haklardan ve özgürlüklerden yararlanabilir”. Yani cinsel yönelim hakların korunması için bahsedilmesi gereken bir unsur değildir. Yani bireyler ırk, renk, cins, dil, din, siyasal ya da herhangi bir başka inanç, ulusal ya da toplumsal köken, doğuş ya da herhangi bir başka ayrım gözetilmeksizin haklarını talep edebilirler ve bu haklar devlet tarafından güvence altına alınmalıdır.
O konu biraz karışık bide o dönem meclisten geçmiş ama bakanlar kararı ilr imzayla onaylanmış.. diye biliyorum.. yanı belki feshedebilir . BilmiyorumHukuk tanımayan bir yönetimden beklenen de budur. TCMB onayı ile yürürlüğe girmiş bir anlaşmanın CB'lığı kararı ile kalkacağını sanmak...
Meclis onayından geçen herhangi bir şeyin iptali gene meclis onayı ve/veya Anayasa Mahkemesi kararı ile olur.
Yazı nasıl iç içe girdiO konu biraz karışık bide o dönem meclisten geçmiş ama bakanlar kararı ilr imzayla onaylanmış.. diye biliyorum.. yanı belki feshedebilir . Bilmiyorum
İnatla anlamamakta devam mı ediyorsunuz bilemiyorum. Sözleşmede kötü madde olmaması demek başka ülkelerin iç işlerimize karşı söylemlerde bulunabileceği gerçeğini değiştirmiyor. Ayrıca başka ülkeler biz uygulamıyoruz diye tepki gösterdiğinde bazı grup ve kişilerin "Bakın Avrupa iç işlerimize karışıyor siz yönetemiyorsunuz nerede demokrasi" gibi söylemlerde bulunmalarına da sebep olabilir. Zira bu tür söylemler sık sık ortada dolaşıyor.Bundan doğal daha ne var? Sen istanbul sözleşmesini kabul etmişsin hatta ilk sen kabul etmişsin eğer sözleşmedeki maddeleri uygulamazsan diğer katılımcı ülkeler tepki koymaz mı? İstanbul sözleşmesi maddelerinde kötü bir madde yok.
Sadece bu yeterli değil demekki İstanbul sözleşmesi gibi bir sözleşmeye avrupa ülkeleri bile ihtiyaç duymuş. İstanbul sözleşmesinde bu diğer sözleşmelerde olmayan çoğu şeyden bahseder. Cinayet ve tacizlerin yinelenmemesi için eğitim kurumlarının oluşturulup bu konuda eğitim verilmesine kadar birsürü farklı olay var. Bu yüzden bu sözleşmenin özel ve gerekli olan birçok noktası var.
İnatla anlamamakta devam mı ediyorsunuz bilemiyorum. Sözleşmede kötü madde olmaması demek başka ülkelerin iç işlerimize karşı söylemlerde bulunabileceği gerçeğini değiştirmiyor. Ayrıca başka ülkeler biz uygulamıyoruz diye tepki gösterdiğinde bazı grup ve kişilerin "Bakın Avrupa iç işlerimize karışıyor siz yönetemiyorsunuz nerede demokrasi" gibi söylemlerde bulunmalarına da sebep olabilir. Zira bu tür söylemler sık sık ortada dolaşıyor.
Türkiye sözleşmeyi uygularsa neden içişlerimize karışacak söylemlerde bulunsunlar? Örneğin Avrupa insan hakları sözleşmesini kabul etmiş herhangi bir ülke sözleşmenin yükümlülüklerini yerine getirmiyorsa diğer yükümlü devletler bu ülkeye tepki göstermez mi? Eğer Türkiye sözleşmenin gerekliliklerini uygulamıyorsa bu tepkileri alması normaldir bunda anormal bir durum yoktur.
Mesele çoğu durumda iki yüzlü davranmaları.
Yüzlerce işlerine geldiği gibi davrandıkları veya tavır aldıkları kararlar var.
-moderatör tarafından düzenlendi / Fakehero
Doğrudur iki yüzlü davranıyorlar fakat Avrupa ile sorunumuzu İstanbul sözleşmesinden çekilerek çözemeyiz.
Kadınlar da az değil bakmayın siz, çok fazla erkekleri parmağında oynatan, çocuğunu alıp eşini terk edip başka şehre geçip de boşanmaya da yanaşmayan, sürekli eşinden çocuğun ihtiyacı var diye para isteyip o parayı başka erkeklerle yiyen kadınlara da rast geldim. Psikolojik şiddet olarak birçok yönde kadınlar erkeklerden daha ileride hatta; ancak fiziksel şiddeti hiçbir şekilde tasvip etmiyoruz tabi. Bu yüzden kadın veya erkek üstünlüğü değil tamamen eşit ve dengeli bir hukuk tüm dünyada yayılır inşallah.Ölen erkekler kadın şiddeti sonucu mu öldürülüyor? Arkadaşım burada tepki çekilen şey birinin ölmesinden ziyade kadınların erkekler tarafından katledilmeleri. Çocukları önünde katledilmeleri, toplum önünde katledilmeleri. Normal bir cinayetten bahsetmiyoruz. Hangi kadın çocuğunun gözü önünde bir erkeğin boğazını bıçakla kesti. Hangi kadın eski kocasını kendinden ayrıldı diye hastanelik olana kadar sokak ortasında dövdü? Hangi kadın eski sevgilisi başkasıyla görüşüyor diye bir erkeği öldürüp kurye ile ailesine yolladı? Bu olayın kendi cinsini aşağıda görme ile alakası yok. Siz halen olayı basit bir cinayet sanmaya devam edin.
Bazı toplupsal sorunları ne bir kağıda imza atarak nede o kağıttan çekilerek çözemeyiz zaten bu konuda hem fikirim...
Ama ölümüne Avrupa Amerika ne derse haklıdır doğrudur anlayışına karşıyım. Çünkü onlar sürekli iki yüzlü ve taraflı davranıyor.
Beyler bir taş attım herkes bodozlama atlamış ??
Benim bahsim GERÇEKTEN İNSAN OLAN kadın ve erkek bireylerin ilişkilerinde kadınların erkeklere uyguladığı TRİP.
Elbette kadın veya erkek farketmeksizin bir cinsiyet için delilsiz, kanıtsız hüküm veriliyorsa eşitlikten söz edilemez.
Eşi, sevgilisi tarafından cinayete kurban giden kadınlar için elbet kanun olmalı. Ancak bunu göze kadın erkek diyerek ayırmamak gerek düşüncesindeyim.
Yazacaksın maddeye cinayetin cezası idamdır. Yazacaksın ilişkilerde (sevgili, evli) bir taraf diğerini darp ederse, öldürürse şu şu şu ağır cezayı alır. Aynı haklar verilmiş ve özellikle kadınlar korunmuş olur.
Her ne kadar kadın erkek diyerek cinsiyete bağlı kanun çıkarılırsa ülkenin hem prestijinin düşmesine sebep olur hem de cinsiyetler arası kutuplaştırma yapmış olursun.
Zaten kutuplaşmaların bol olduğu dönemdeyiz basit bir konuda bile ne kadar kutuplaştınız farkına varın.
Ülkeler arasında olupta ceza niteliği taşıyacak kanunlar zor zaten. Her birinin anayasası, kanun sırası farklı. Bunun farkındayım.Mesele sadece bu kadar basit değil. Tabiki cinayete ceza verilirken kadın cinayeti diye ceza verilmiyor erkek kadın farketmeksizin ceza veriliyor. İstanbul sözleşmesini önemli kılan şunun gibi önemli maddeler vardır.
1 Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddet eyleminin ortaya farklı şekillerde çıkışı ve bu eylemlerin çocuklar üzerindeki etkisi ve bu şiddet eylemlerinin önlenmesi ihtiyacı konusunda halk arasındaki farkındalığın ve anlayışın arttırılması için, yerine göre ulusal insan hakları kuruluşları ve eşit haklar kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve özellikle de kadın örgütleriyle işbirliği de dahil olmak üzere, düzenli olarak ve her düzeyde farkındalık arttırıcı kampanya ve programları yaygınlaştıracak veya uygulayacaktır.
2 Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki şiddet eylemlerini önlemeye yönelik mevcut tedbirler konusundaki bilgilerin halk arasında en geniş bir şekilde dağıtımını sağlayacaklardır.
1 Taraflar, yerine göre, tüm eğitim seviyelerinde resmi müfredata, kadın erkek eşitliği, toplumsal klişelerden arındırılmış toplumsal cinsiyet rolleri, karşılıklı saygı, kişisel ilişkilerde çatışmaların şiddete başvurmadan çözüme kavuşturulması, kadınlara karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve kişilik bütünlüğüne saygı gibi konuların, öğrencilerin zaman içinde değişen öğrenme kapasitelerine uyarlanmış bir biçimde dahil edilmesi için gerekli tedbirleri alacaklardır.
1 Taraflar, bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddet eylemlerinin mağdurları veya mağduriyete neden olanlar üzerinde çalışan ilgili profesyonel kadroların, söz konusu şiddet olaylarının önlenmesi ve tespit edilmesi, kadın erkek eşitliği, mağdurların ihtiyaçları ve haklarının yanı sıra, ikincil mağduriyetin önlenmesi konularında uygun bir şekilde eğitimini sağlayacak veya bu eğitimi güçlendireceklerdir.
2 Taraflar 1. fıkrada sözü edilen eğitimin, bu Sözleşme kapsamındaki şiddet olayı vakalarının çeşitli kurumlara sevkedildiklerinde kapsamlı ve uygun bir biçimde ilgilenilmelerini mümkün kılmak üzere, birden fazla kurum ve kuruluş arasında koordineli işbirliği konusunda eğitimi de içermesini teşvik edeceklerdir
1 Taraflar ileride meydana gelecek şiddet olaylarını önleme ve şiddete dayalı davranış kalıplarını değiştirme amacıyla, aile içi şiddet girişiminde bulunanlar için, kişisel ilişkilerde şiddete başvurmayan davranışlar benimsemeyi öğretmeye yönelik eğitim programları oluşturulmasını veya desteklenmesini mümkün kılacak gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.
2 Taraflar özellikle cinsel suç işleyenlerin yeniden suç işlemelerini önlemeye yönelik eğitim programları oluşturulmasını veya desteklenmesini mümkün kılacak gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır
3 Taraflar 1. ve 2. fıkrada belirtilen tedbirleri alırken, mağdurların insan haklarının emniyetinin ve desteklenmesinin başlıca kaygı olmasını ve yerine göre bu programların mağdurlara yönelik özel destek hizmetleriyle yakın koordinasyon içinde oluşturulup uygulanmasını temin edeceklerdir.
Bu sözleşme suçları tanımlayıp bunlara ceza veren bir sözleşme değil. Bu sözleşme taraf ülkelerin toplumlarında kadına karşı adaletsiz bakış açısını ve şiddetin kökeninin araştırılıp düzeltilmesine kadar birçok farklı konuyu ele alan bir sözleşme. Bizim ceza knaunumuzda zaten suçların cezası var. Bu sözleşmenin yeri ayrı.
77 barodan ortak açıklama geldi: İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir.
Hee madem yürürlükte kadına şiddet uygulayacaklar veya eşini öldürecekler az daha bekler tamamen kalsın o zaman yaparım diye . Yürürlükte olsa ne olmasa ne zihniyette aktif olmadıktan sonra.
Meclise gelse ne değişecek 301 vekil imzası lazım her türlü bulunacak ipe un sermek bu söylemler
Hukuk devletinde herşey usulüne uygun yapılmalıdır. Kalacaksa mecliste kalksın.Meclise gelse ne değişecek 301 vekil imzası lazım her türlü bulunacak ipe un sermek bu söylemler
İşte o sözleşmede o zihniyetin değişmesini sağlayacak birsürü eylem var eğer yapılırsa.
Hukuk devletinde herşey usulüne uygun yapılmalıdır. Kalacaksa mecliste kalksın.
2014 te biz taraf olmuşuk sözleşmeye ve o günden sonra kadın cinayetlerinde bir düşüş yok
Kadına şiddete veya cinayetine bir faydası yok sözleşmenin...
Bizim gibi Ortadoğuya yakın bir ülkede bir imza ile sözleşme ile hiç bir şey düzelmez...
Ekli dosyayı görüntüle 144315
Şuan çoğu kişi usule uygun diyor. Usule uygun değilse bir yerden döner heralde.
İmza atılıyor, yürürlüğe giriyor ancak İstanbul Sözleşmesi'ne dair hiçbir şey uygulanmıyor. Sadece işlemlerin hızlanmasını, tedbirlerin alınmasını, yargıcı ikna edecek bir uluslararası sözleşme vardı.Biz sözleşmeyi 2012 de imzalıyoz 2014 yürürlüğe giriyor ve o günden sonra kadın cinayetlerinde bir düşüş yok
Kadına şiddete veya cinayetine bir faydası yok sözleşmenin...
Bizim gibi Ortadoğuya yakın bir ülkede bir imza ile sözleşme ile hiç bir şey düzelmez...
Ekli dosyayı görüntüle 144315
Şuan çoğu kişi usule uygun diyor. Usule uygun değilse bir yerden döner heralde.
Bu bir sözleşme sonuçta içinde ceza içermiyor. Çünkü sözleşme kadınların şiddetten korunmasını söylüyor ne kadar ceza verileceğini değil. Bende bu yüzden baştan beri kadına şiddete dair kanunun güncellenmesi ve ceza kanunun buna göre düzenlenmesi gerektiğini söyledim.İmza atılıyor, yürürlüğe giriyor ancak İstanbul Sözleşmesi'ne dair hiçbir şey uygulanmıyor. Sadece işlemlerin hızlanmasını, tedbirlerin alınmasını, yargıcı ikna edecek bir uluslararası sözleşme vardı.