Sedanter yaşam ve :)

*SiRiNe*

Dekan
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Geçenlerde bir kafede oturuyordum ki, yaşları 30- 35 arası değişen 4 genç hanımın Ayşe Arman’ın Muzaffer Kuşhan’la yaptığı röportajı konuştuğunu duydum. Diyet konusunu öylesine ‘iştahlı’ tartışıyorlardı ki kadınların en ‘iştahlı’, en ballandıra ballandıra konuştuğu konunun diyet ve zayıflama olduğuna eminim. Belki de konuşulurken kilo alınıyordur…

Muzaffer bey bir de ölçü bildirmiş. "Kilosu 70’in üzerinde bir kadına bakmam". Aşki mevzularda okka hesabı yapmak bana tuhaf geliyor, kalkıp biri de ‘saçı beyazladığı halde saçını boyayan bir erkekle asla çıkmam’ diyebilir ki, bu da bir genelleme olur, yani kimine yakışır kiminde ise şık durmaz…

Balıketinde; çinekop, sarı kanat, lüfer, kofana sınırlarını iyi etüt etmiş ve bu muhteşem biliş hacmimi de çocukluğumdan beri yaptığım zayıflama diyetlerine borçlu biri olarak, diyorum ki umarım Ayşe Arman verdiği o 5 kiloyu, promosyonuyla geri almaz. Zira tecrübelerim diyor ki, çabuk giden çabuk gelir… Şahsımın zayıflama ve diyet konusundaki yaklaşımı malum. Bkz. ‘2012 ve organizmanın bilgeliği’ adlı yazım… Zayıflama diyetlerinin şişmanlattığını ve bedenin ‘acıkınca ye, doyunca dur’ prensibini, yani organizmanın bilgeliğini unutturduğunu, kilo almanın sadece bir ‘iştah’ meselesi olmadığını savunuyorum.

‘Diyet şişmanlatır’ tezinin destekçisiyim. Merak edenlere de iki kitap öneriyorum: ‘Pazartesi Rejime Başlıyorum/ Nil Gün’ ve ‘Zayıflama Diyetleri Çöpe/Ozan Tunçer’. Bu arada kilo konusunda Nil Gün’le yaptığım bir röportajda şunları söylemişti. "İnsan cinsel, sosyal, psikolojik doyumsuzluk nedeniyle ve geçmişte yaşanan acıları bastırmak için haz yiyecekleri tüketir. Bazıları anti-depresan alır bazıları alkol, bazıları işkolik olur. Yiyecek bunlardan biri, hem sosyal olarak kabul edilebilir, hem kolay ulaşılabilir. Yaşamdaki doyum hissinin yalnızca yüzde 15’ini insanların mesleki durumu sağlıyor. Geri kalan yüzde 85, kendini saygı duymaktan, barışık olmaktan, yaşam ideallerini gerçekleştirme azminden geliyor. Bunun temelinde özsaygı duygusu var. Özsaygı olmadan kilo versen bile kendini geçici olarak güzel hissedersin sonra geçer. Birçok kadın kilosundan dolayı sevgili bulamadığını, kocasıyla mutlu olamadığını sanıyor. Kadın kilo verse de mutlu olamayacak ve artık o bahane ortadan kalkacak. Hiçbir insan gizli bir çıkarı olmadan kilolu kalmaz. Bilinçli değil elbette ama bilinçdışı olarak".

Bir de ‘sedanter yaşam’ meselesi var ki bu sözcüğü "eşimle sedanter bir yaşam sürüyoruz" diyen bir arkadaşımdan duydum. Meğer ‘Sedanter yaşam’ ‘oturarak vakit geçirme’ demekmiş. Kalktınız, el yüz, vesaire, kahvaltı, asansör, arabaya bindiniz, işinizde masanızdasınız. Bilgisayarla çalıştınız. Öğlen yemek, yine masada oturuş. Paydos, arabayla eve gittiniz, sofra hazırdı. Yemeğin ardından, TV karşısına geçtiniz, elinizde kumanda. Çerez merez atıştırdınız, üstüne bir de çay, bastırsın. Ya da dolaştınız ama internette... Evrendeki her şey hareket ediyor ama siz evrene ters bir sedantersiniz! Tek hareketiniz parmak çalıştırmak… Tuş bağımlısısınız.

Derken beyin hücreleriniz yağcıklarla doluyor. Yağcıklar algılarınızı, duygularınızı köreltmiş. Mesela güzel bir SMS alıyorsunuz ama cevap vermeye üşeniyorsunuz ve atabildiğiniz tek mesaj şu: =)


Aycan SAROĞLU
 
Üst