Seçil'in seçtikleri

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan seciL
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
Ben seni sevdim mi? Sevdim,kime ne
Tuttum,ta içime oturttum seni
Aldım,okşadım saçlarını,öptüm
İçtim yudum yudum güzelliğini

Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette
Bendeydi özlemlerin en korkuncu
Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan
Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu

Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu
Sevdikçe tamamlandım,bütünlendim
Biri vardı ağlayan gecelerce
Biri vardı sana tutkun; o bendim

Ben seni sevdim mi? Sevdim en büyük
En solmayan güller açtı içimde
Ömrümü değerli kılan şeydin
Sen benim bozbulanık gençliğimde

Ben seni sevdim mi? Sevdim,öyle ya
Bir çizgiye vardım seninle beraber
Ve bir gün orada yitirdim seni
Ben seni sevdim mi? Sevdim, Ya sen beni?

Ümit Yaşar Oğuzcan

ben çok severim bu şiiri...sizle de paylaşayım dedim:)
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
Acı deneyimler yaşar durursunuz hayatımızın belirli dönemlerinde hepimiz özürlü bir aşk yaşamışızdır. Ruhumuzun derinliklerinde izler bırakan…Yine yeniden bir insanın suretini görüyor ve o surette eskimiş anıları tazeliyorum. Hep gidenin ardından geleni, gelende de gideni arıyorum yıpranmışlığıma inat…

Her defasında bulduğumu sandığım ama yandığım büyük yanılgılar içinde dolanıp duruyorum…

Bu yara benim o kadar çok canım acıtıyor ki ey sevgili kendimi bilmediğim insanların yaşamında başrolde buluyorum yaralarıma merhem niyetine…

Tam kabuk bağladığını iyileştiğini düşünürken içimde biriken örümcek ağlarına takılıp düşüveriyorum ruhumun derinliklerinde, onların yaralarımı iyi etmesini beklerken ben yaralarına merhem olmuşumda haberim yok. Oysa ne çok isterdim ey sevgili yaramı temizleyen kedimin dilindeki şefkatli dokunuş olmanı Canımı acıtsan dahi…

Dönmenin bu denli zor olduğunu ve gururuma takılıp kalan kus kanadı kırılganlığındaki yüreğimi çamaşır ipine iki mandalla tutturduğum umudumla rüzgâra karsı savrulup durmasını seyrediyorum bir aşağı bir yukarı…

Sağlam bir beden olamadık seninle ben ayak oldum sana koşan, sen kol olamadın askı sarmalayacak. Özürlü bir aşktı bizimkisi…

Durum bu,
Senin ya da benim suçum var.
Ne çıkar bundan
Durumumuz şimdi anlaşılmaz olduktan sonra
Suç senin olmuş ya da benim ne çıkar…



Özdemir ASAF
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
Zaman geçtikçe alışıyoruz birbirimize. Artık aynı yatakta uyuyup, aynı güne uyanmanın heyecanı yok. Alıştık çünkü, artık doğal sayıyoruz.

2DA8D9B30DDF08A6E8CEA5FA41D8E.jpg


Zaman her şeyi eskitir, ilişkileri de! Doğanın kanunu bu, elbette ilk gün gibi olmayacak ilgimiz. Ancak bir yerlerde hata yapıyoruz. Sevgimiz azalmasa da tahammülümüz azalıyor.
Bazen batar ya insana, bize de batıyor işte bir müddet sonra. Birini sevmek, onu tanıdıkça büyümesi gereken bir duygu olmalı. Ancak bu teoride böyle, pratikte işin rengi değişiyor.
Üstündeki o çiçekli gömlek var ya; hani benim nefret edip, hiç sana söyleyemediğim, onu üstünde her gördüğümde şunu düşünüyorum: “Bir insan bu gömleği seviyorsa, beni nasıl sevebilir?” Öyle işte! Hem beni, hem o gömleği sevebiliyorsun; enteresan!
O zaman akıl başka bir oyun oynuyor. “Ben bu gömleği seven bir adamı nasıl sevebiliyorum?” Buyur buradan yak! Nasıl çıkacağız işin içinden? Öyle işte! Ben de o hoşlanmadığım gömleği bayıla bayıla giyen bir adamı sevebiliyorum. Daha enteresan!
Kendimi tutmasam, kavga etmemiz an meselesi! “O iğrenç gömleği üstünden çıkarır mısın?” desem sert ve alaycı bir tonla, sen bir anda gömleğine daha fazla sahip çıkacaksın. “Nesi iğrençmiş gömleğimin, sen üstündeki bluza bak” gibi bir cümle edeceksin.
Sonra cümleler birbirini kovalayacak ve kavga edeceğiz. Boşuna birbirimizi kırıp, bir veya birkaç günü suratsız geçireceğiz.
Aslında olması gereken bu mu? Elbette değil! Senin o gömleği ve benim sevmeyeceğim daha pek çok şeyi beğeneceğini kabul etmek neden bu kadar zor? Saçlarımın topuzunu abartı bulup, gözlerinle beğenmediğini ifade etmen de aynı şey!
Alıştıkça azalıyor sabrımız, oysa birbirimizi tanıdıkça daha fazla sevmeliyiz. Bence bu işin yolu; tüm beğendiklerimiz ve alışkanlıklarımızla, yani olduğumuz gibi sevmeyi öğrenmeliyiz. Detaylara takılıp, sevmediklerimizi eleştirmek yerine, sevgimizin büyüyerek gelişmesine izin vermeliyiz. Yoksa bir ömür nasıl geçer?
Candan Ünal
candanmektuplar@msn.com

---------- Post added at 00:22 ---------- Previous post was at 00:08 ----------

Sende, bende olmayan bir şeyler arıyorum. Gözümle, yüreğimle, aklımla birlik olup, sana aşık olacak sebepler buluyorum.
morninglight_by_freedomismore-d3fk3ff.jpg


Kendime dayanamadığım uzun gecelerde, hayata dayanmak için sana aşık olmaya uğraşıyorum. Benden farklı, benden üstün ve değişik yanlarını bulmaya çalışıyorum.
Sende olmayanları hayalimde var edip, bir elbise gibi üstüne giydiriyorum. Aşık olma süreci buna deniyor sanırım!
Aslında işin karmaşık yanı; her şeyin farkında olup, bilerek yine de devam ediyor olmam. İnsan, kendi aklına nasıl oyun oynar?
Sana aşık olmak için neden bu kadar çaba harcıyorum? Basit bir hoşlanmayı, cinsel çekimi, aşka döndürme isteği neden?
Kendime dayanamıyorum belli ki! Belki vücuduma, belki davranışlarıma, belki eksik ve kusurlu taraflarıma tahammül edemiyorum.
Aşk, insanın kendinden kaçmasıdır. Romantik bir yazgıya dönüştürüp karşındakini, sana ait olmayan bir düşe sığınma isteğidir.
Bu kaçışların arkasına tutunarak yaşamayı çözebiliyorum belki! Sesimin ulaşmadığı yerlere ulaşmamı sağlayan, bu hayale dalmak olamaz mı?
Aynı kitabı okuyup, farklı satırları beğeneceğimiz bir ilişkinin ihtiyacındayken; hiç kitap okumayan bir adama aşık olmak çabası, başka nasıl açıklanabilir yoksa?
Candan Ünal
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
Birlikte başlamıştık hayata seninle, birlikte yürüdük uzun zaman. Sonra neler oldu? Yollarımız ayrıldı. Ya kalplerimiz?

F0CF7BE3F848474D0339D1E86A4AD.jpg


Çok gençtik, çok toyduk, aşkın gücünü bilemedik. Nasıl yürütülür bir ilişki? Nasıl düzeltilir sorunlar? Nasıl korunur yuva? Hiçbirinden haberimiz yoktu.

Biz hala birbirimize sevdalıyız çünkü gerçekten doyasıya öptüğümüz ilk dudak birbirimizinkiydi. Çocuktuk daha, bedenlerimizi büyütmüş olsak da!

Ben her şeyi ilk seninle yaşadım. O yüzden gözbebeğimsin, değerlimsin. Yukarıda Allah var, ne yalan söyleyeyim; sen hep benim yüreğimdesin.

Üstümüzden ne sular geçti kim bilir? Sen kaç kadını dudağından öptün benden sonra? Ben hangi adamların gözlerine aşk dolu baktım?

Hiç farkında olmadan yine birbirimizi aradık durduk. Ömür akıp geçti. Yıllarla büyüdük biz de, olgunlaştık. Geriye dönüp bakınca, aslında ne kadar birbirimize ait olduğumuzu anladık ama artık çok geçti. Evliliğimizi, evcilik gibi yaşamıştık. Koruyamadık!

Başka yüzükler taktık parmaklarımıza, başka hayatlar kurduk. Yine de kopamadık. Uzaktan uzağa hep bildik nerede olduğumuzu, neler yaptığımızı. Neden?

Şimdi ardan geçen yıllar bana şunu öğretti: Biz hala bize aidiz! Hala aynı sevgiyle bakıyor gözlerimiz ve hala eskisi gibi, seviyoruz yüreklerimizi!

Ben kenara çekildim bekliyorum. Zaman geçecek, yaş da elbet tükenecek. Birlikte başlamıştık ya hayata, birlikte bitireceğiz. Sevgi dediğin, en çok yaşlılıkta lazım değil mi?

Küçük bir sahil kasabasında, bahçesinde renkli çiçekler olan o evde olacağım. Bir akşam vakti, arabanın gürültüsüyle bozulacak sessizlik. Camdan bakacağım. Hafif yağmur yağıyor olacak. Far gözümü alacak, o saatte kimin gelmiş olabileceğini düşüneceğim. Omzumda hırkam, kitabımı bırakıp masanın üstüne kapıyı açacağım. Sen ineceksin arabadan. “Ben geldim” diyeceksin. Elinde bir bavul bile olmayacak. Ne varsa her şeyi bırakıp geldiğini göreceğim. Bir gülümseme yerleşecek yüzüme. “Tam kahve yapmak üzereydim” diyeceğim. “Bana da yap” diyeceksin.

Hiçbir şey değişmemiş gibi, el ele gireceğiz içeri. Sanki sabah gitmişsin gibi….

Candan Ünal
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
images


Göklerin hanı Kalbinim şahı Sarayımın padişahı idin Hiç güvenmediğim kadar güvendiğim
Bir daha sevemeyeceğim kadar sevdiğimdin Şimdilerde ise akan yaşım Sızlayan yüreğim Kanayan yaramsın Yine yaşlarım düştü defterime Yine baktım boş boş kendime Yine anlamadım neden sevdim seni Görmedin ki seven kalbimi Çok özlendin

Ben olsaydın da seni özlemenin zorluğunu anlasaydın Ben sen olsaydım da bu kadar özlenmenin keyfini çıkarsaydım… ben özlüyorum Seni seviyorum
Kalbinde yerimin olmadığını bile bile SEVİYORUM SENİ
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
[video=youtube;27QkLahf7kE]http://www.youtube.com/watch?v=27QkLahf7kE[/video]


"KADINLAR SUSARAK GİDER !" Çok uzun emekler verir ilişkisini yürütmek için. Birinin kadını olmayı yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki, başka bir adama ait olmayı istemez. Erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga çıkarmaz mesela, tam tersi, konuşmamız lazım der. Erkekler de en çok bu cümleye sinir olurlar. Ertelenir o konuşmalar, maç bitimine, yemek sonrasına ve daha birçok lüzumsuz şeyin ardına ötelenir. Kadınlar inatçıdır, hayata tutundukları gibi, aşklarına da sahip çıkarlar. Bu yüzdendir, konuşup derdini anlatma isteği, karşı tarafı ikna edene kadar uğraşırlar. Sonunda pes eder adam, bir ışık görür kadın, tüm derdini paylaşır. Genellikle ne cevap alır? Abuk sabuk konuşma! Gereksiz ve saçma gelmiştir adama anlatılanlar, hiç de üstünde durmamıştır. Yine bir sıkıntı, tatmin edilemeden geçiştirilir ve adam gün gelip bunların kendisine ok gibi döneceğini bilemez. Bir kadın şikayet ediyorsa, ya da erkeklerin deyimi ile vıdı vıdı ediyorsa; erkek bilmelidir ki, o ilişkiden hala ümidi vardır kadının. Yürütmek, birlikte yaşamak, sorunları çözerek mutlu olmak istiyordur. Daha önemlisi, o adamı hala seviyordur. Kadın susarak gider! En önemli detaydır, erkeklerin hiç anlayamadığı durum işte bu kadar basittir. O gün gelene kadar konuşan, kavga eden, tartışan kadın, kendini sessizliğe vermiştir. Ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almış demektir. Yüreğindeki bavulları toplamıştır, kafasındaki biletleri almış ve aslında bedeni orada durarak, ilişkiden çıkıp gitmiştir. Kadın, gerçekten gitmişse, çok sessiz olmuştur ayrılışı, kimse hissetmeden, kapıları vurup kırmadan gitmiştir. Her akşam eve geldiğinde, kapının açıldığını gören adam anlamaz ama bir kadın sessizce gider. Ne mutfağında yemek pişiren, ne yan koltukta televizyon izleyen, ne gece ruhunu kenara koyarak yatakta sevişmeye çalışan kadın, artık o kadındır. Bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir, çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir. CEMAL SÜREYA

---------- Post added at 23:22 ---------- Previous post was at 23:13 ----------

images



Ben;
Benden olgun insan isterim karşımda..
Benden dürüst,
En ufak dalgada;
Arkasını dönmeyecek kadar olgun.
Arkamı döndüğümde,
Sırtımdan vurmayacak kadar güvenilir.
Bir o kadar cesaretli olmalı.
Yağmurdan ıslanıp, fırtınadan kaçmamalı.
Ayağı taşa takılınca kayadan korkmamalı.

"İşine gelince sevip,
Zoru görünce bırakmamalı"!
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
by efsane güzeller tabikii..)arada sırada uğra bence :)
meyse şaka bir yana beğendiğine güzel bulmana sevindim...:)
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228


adrasa beğendiğine sevindim.:)
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
227059_10150188660831185_203606116184_6959475_3227510_s.jpg


Seni seyrediyorum uzaktan, hiç farkında değilsin. Öyle bakıyorum, gözlerimiz hiç birbirine değmiyor. Sende bana ait bir parça var, onu arıyorum. Hepsi bir hayal olabilir, hepsi aklımın oyunlarından ibaret de olabilir. Kanıma sızmış bir virüs gibi, dipten dibe batıyordur belki düşüncelerim, kim bilir?
Sana çekiliyorum… Garip bir hal… Ansızın içime bir sıkıntı düşüyor, elimi uzatıyorum. Görüyorum ki, siyahtasın. Hissediyorum bazen acını, kalbinin içinde dolaşan o asi sızıyı dinliyorum.
Kader belki bizi birlikte yazmıştır, yazmış mıdır? Diyorum ya, hepsi basit bir tesadüf, hepsi saçma bir kurgu olabilir. Hiç dokunmadığım bir ele, dokunduğumu varsaymak küstahlığındayım.
Hiç konuşmadan anlaşabilir miyiz seninle? Sadece gözlerimizle anlatabilir miyiz isteklerimizi? Sen beni, benim seni görebildiğim kadar iyi görür müsün?
Seni seyrediyorum uzaktan, kendi düşündesin. Bir yaprak gibi savruluyorsun rüzgarda. Özgür sanıyorsun kendini, asiliğinden uçabildiğini düşünüyorsun. Oysa hala gözün alabildiği kadar yukarıdasın.
İzliyorum seni, havada süzülüşünü.. Bir aşağı, bir yukarı salınan bedenini.. Bir dalga kadar yıkıcısın ama rüzgara bile karşı koyamayacak kadar narinsin.
O küstah duruşunun altında sakladığın çocuğa bakıyorum. Ağladığını görüyorum. Tek başına, bir yastığa sarılıp, kısa ve soğuk bir uykuya bile hasret kalarak gözlerini tavana diktiğini biliyorum.
Bir kahveyle bozuluyor her şey, bir duble rakıyla da düzelir belki! Bir koyu sohbete bakıyorsa hikayemiz, anlatır gideriz.
Sen ve ben, bir yerlerde karşılaşmaya hazır olduğumuzda; kısmet bu ya, önümüze mutlaka birileri çıkar. Aşka giden yolu kapatırlar belki, kader kendi yazdığı masalı bozar.
Ayrıca kim demiş kurbağalar erkek olur diye? Bazı kurbağaları öpersen, içinden prenses çıkar!
Candan Ünal
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
“Seni Seviyorum” Kavgası!
“Seni seviyorum çünkü kendimi bir başkasının gözlerinden görmek ihtiyacındayım. Severek, kendimi tamamlıyorum” dedim. “Saçma!” dedi.





073C5619C4BF5BB1DED7CFDC627.jpg


“Neden saçma olsun? Birini sevmek, onaylanma ihtiyacının bir sonucu değil midir? Sevildiğinde, sevileceğini de varsayarsın.
“Seni seviyorum çünkü…..” bu cümleyi yüzlerce farklı sebeple tamamlayabilirim. Söylediğim sadece nedenlerden biri. Benim aklıma yatanlar içinde en geçerli olanlar sıralamasında ilk on içinde üstelik.
Senin bunu kabul etmemen, saçma bulman, onun gerçekliğini ortadan kaldırmıyor. En azından bendeki gerçekliğini…
Hiçbir sebebe dayandırmadan da sevebilirdim ki; bu çok boşlukta bir seviş olurdu. O zaman nasıl ikna olabilirdin seni sevdiğime?
Bu durum sana, içinde bulunduğum psikolojinin sadece sevmeye hazır olduğum bir anda, tesadüfen sana çarpmış olacağım ihtimalini düşündürtmez mi? O sırada, başka biri oturuyor olsaydı senin yerinde, ona da aşık olabileceğim gerçeğini göz ardı eder miydin?
Sevmek için ilk şart; bilinç üstü reddetse bile, ruhunda, kalbinde ve aklının derinliklerinde sevmeye hazır olmaktır. Bu fikri istediğin kadar iteleyebilirsin ama bu sadece egonun üstün kalma mücadelesinden kaynaklanır.
Sen de benzer soruları kendine sormalısın. Neden beni sevdiğini bulmalısın. Seni tamamlayan, iyi hissettiren ve kendini tanımana, sınırlarını aşmana sebep olacak gücü benim bir yanımda bulmasan, yine de beni sever miydin?”
Bu konuşma saatler boyu sürdü ve hepsinin sonunda, dönüp şöyle söyledi sevgilim: “O kafanın içinde neler dolaşıyor çok merak ediyorum. Seni anlayabildiğim zamanlar o kadar az ki!”
“Belki de sen bilinmeyeni keşfetmeyi seviyorsundur. Bak! Bu da beni sevme sebeplerinden biri olabilir ve saatler önce sorduğum sorunun cevabını verir!”
Candan Ünal
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
Aklının alamayacağı,anlasan bile inanamayacağın kadar çok seviyorum seni!
Belki böylesi daha iyi yani anlamaman çünkü anlasan senide korkutur içimdeki sevginin büyüklüğü.
O zaman sende farkına varırsınki böyle bir sevginin yaptıramayacağı,yaşatamayacağı bir şey olmaz
Hem o zaman anlarsında sana ufak gözüken bir şeyin bende böyle büyük etkiler yaptığının nedenini.Ama yinede hiç bir şey anlama! çünkü sana olan içimdeki sevgi öyle benliğime işlemiş öyle benim olmuşki senle paylaşamayacak kadar çok kıskanıyorum onu..
O BENİM.. ve ona benden başka kimse ulaşamaz zarar veremez
Belki şimdi anlatabilmişimdir bendeki sevgiyi nefrete dönüştürmeye senin bile gücünün yetemeyeceğinin nedenini..
Seni kimsenin sevemeyeceği sevmeye cesaret edemeyeceği kadar seviyorum.
sen gidiyorsun ya..O hep benle kalacak..

b100001024313160_111910912186385_1217.jpg


---------- Post added at 22:11 ---------- Previous post was at 20:57 ----------

Ellerim dokunmak istese de ellerine.. Gözlerim görmek istese de gözlerini.. Kulaklarım duymak istese sesini.. Artık yoksun yanımda..

Hayallerimde kaldın sadece.. Bir anı, küçük bir parça.. Mutluluklarım bol olduğu hüzünlerin olmadığı, küçük ve anlamlı.. Yaşamımın en güzel hediyesi.. Artık yoksun yanımda..

Kim bilir olsaydın ne olurdu? Düşünmek istemiyorum artık bunları.. Yorgunum bitkinim. Çünkü artık yoksun yanımda..

Gözlerime mil çekiyorum.. Düşüncelerime de.. Tıpkı senin ismimin üzerine çektiğin gibi.. Artık seni düşünmeyeceğim..Artık yoksun hayatımda..

 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
Mutluyum, sevdiğim için seni. Sevilmesi gereken birini sevdim ben. Sevgiyi hak eden birini sevdim ben. Boşa gitmedi emeklerim, sevmesen de beni, hak etmiştin sen, seni sevmemi. Pişman değilim hayır. Yanlış yapmadım hayır. Öyle güzel bir duygu ki seni sevmek, anlatılmıyor sevdiğim.

Varlığını bilmek o kadar güzel ki. seni bilmek öyle güzel ki. Varlığın dolduruyor hayattaki tüm boşlukları. Ve her sabah senin varlığını bilerek uyanmak zıplatıyor yataktan. Varlığın, tetikliyor atılacak her adımı. Seni gülerken görebilmek dünyalara bedel inan… Ve tanımaksa zaten değişilmez hiçbir şeye. Seni sevdim ya, sevgimi verdim ya hak edene , ne yapacaksın gerisini, boş ver işte…



---------- Post added at 18:47 ---------- Previous post was at 18:39 ----------

Sevgilim yalan söylersem sana
Kopsun ve mahrum kalsın dilim
Seni seviyorum demek bahtiyarlığından

Sevgilim yalan yazarsam sana
Kurusun ve mahrum kalsın elim
Okşayabilmek saadetinden seni

Sevgilim yalan söylerse sana gözlerim
İki nadim gözyaşı gibi avuçlarıma aksınlar
Ve göremesinler seni bir daha

Nazım Hikmet Ran

 

by efsane

Rektör
Emektar
Katılım
10 Aralık 2008
Mesajlar
14,677
Reaksiyon puanı
2,135
Puanları
293
Boşa gitmedi emeklerim, sevmesen de beni, hak etmiştin sen, seni sevmemi. :(
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
ben
bugün çok mutluyum
çünkü seni düşünüyorum
ben her gün mutluyum
çünkü her gün seni düşünüyorum
ben her an çok mutluyum
çünkü her an seni düşünüyorum

anlatamam
ne kadar mutlu olduğumu
ama çocuklar gibi desem
seni o gülücüklerime anlatabilsem

ben
bugün çok mutluyum
çünkü seni düşünüyorum
keşke her gün bu şiiri yazabilsem
keşke seni anlatabilsem
ama çicekler gibi desem
güzelliğini satırlarıma dökebilsem

evet sevgilim
"SENİ SEVİYORUM"
dediğim gibi bütün satırlarım senin için
ben çok mutluyum
çünkü seni düşünüyorum
çünkü seni seviyorum
çünkü seninleyim
.
.
.
bundan ötesi yok işte
sen benim herşeyimsin...

 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
Hayatıma girip her şeyi değiştirmeni umuyorum. Ayaklarımın yerden kesileceği, yüreğimin bedenime sığmayacağı o güzel anları yaşamak istiyorum.
Biliyorum, sen gelince rengi değişecek dünyamın. Bütün siyahlar dağılacak, dönecek çiçeklerin yüzü aşka. Isınacak ruhum, can bulacak.
Sen gelince, yeni dünyalar tanıyacağım. Hiç bilmediğim diller öğrenip, kendimi seninle çoğaltacağım. Yeni insanlar, yeni dostluklara kavuşacağım.
Hiç görmediğim bir resme bakar gibi şaşkın, durup seni izleyeceğim. Nasıl güldüğünü, nasıl öptüğünü, nasıl seviştiğini bileceğim.
Aşkın kıvrımlarında yol alacağım seninle. Daha güzel şarkılar söyleyeceğim, uzun şiirler yazacağım. Kelimelerim bile değişecek belki…
Biliyorum, sen geldiğinde hayatın anlamı farklılaşacak. Başkası için değil ama başkasıyla yaşamanın o garip tadını bulacağım.
Büyüteceksin beni, kendimi eleyeceğim. Daha önce hiç sevmemiş gibi yapamam ama seni bir başka seveceğim.
Aptallaşacağım bazen, aklım hep sende olduğundan sakarlaşacağım. Telefonu elimden bırakmadan uyuyup, gözümü açar açmaz mesajın geldi mi diye bakacağım.
Kahvem gibi, sigaram gibi, seni de alışkanlıklarım arasına alacağım. Bağımlılığım değil, vazgeçmesi zor olan sevdiklerim arasında yerini alacaksın.
Ne zaman dua etsem, seni diliyorum. Biliyorum, sen geldiğinde gözlerim başka parlayacak. Aşk, üstümde güzel bir elbise gibi duracak ve ben seni sevmenin keyfini çıkaracağım.
Seni diliyorum düş saatlerinde ve biliyorum mutlaka tanışacağız ömrün bir yerinde!
Candan Ünal

 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
Hani bazen çok sevdiğiniz biri uzaklara gider de sanki bütün sevdiğiniz şeyleri beraberinde götürür.Ya da çok bağlandığınız bi dizi en güzel yerinde biter de boşluğa düşersiniz.

Hep eskiye özlem duyarsınız.Bütün güzel şeyler geçmişte kalmış gibi.

İşte bugünlerde ben de böyleyim.Tadım tuzum yok.Sevinçlerim götürülmüş, boşlukta gibi...


S2020880.JPG
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
hayata ve geleceğe dair umutlarım var.tek korkum ya umutlar da biterse...

bfba506c5169612ea37d9b465775b5ea.jpg
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228


Acı insanı olgunlaştırır derler ya eskiden olsa bu söze hadi ya gelsinde bi olgunlaştırsın diyen tiplerden biriydim.Hayat nasıl altüst olunurmuş bunu yaşayınca anladım.Gözümüzde büyüttüğümüz sorunların bazen hiçde büyük olmadığını ancak yaşamın karşısında çaresiz kalınca anlıyoruz.Herşey o kadar üstüste gelirmi? .İsyan etme diyorlar,gelde isyan etme.Bu yaşa kadar ben hiç sorun yaşamamışım,hani üzülüp ağlarız ya,hani sadece dertler bizdeymiş gibi kendimize eziyet ederiz ya,hepsi boş şimdi farkına vardım,şimdi çaresiz bekliyorum.Bu ne kadar zor ; hiçbirşey yapamamak.Çok şey yazmak isterdim ama şuan öylece kalakaldım.İsyansa evet isyan ediyorum hayata ;beni olgunlaştırmak için çaresiz kalışımımı bekledin.
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228


ANLARSIN
Bir gece habersiz bize gel
Merdivenler gıcırdamasın
Öyle yorgunum ki hiç sorma
Sen halimden anlarsın
...
Sabahlara kadar oturup konuşalım
Kimse duymasın
Mavi bir gökyüzümüz olsun
Kanatlarımız dokunarak uçalım.

İnsanlardan buz gibi soğudum,
İşte yalnız sen varsın
Öyle halsizim ki hiç sorma
Anlarsın..

"Cahit Külebi"
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228


Birden gülümsediğimi fark ettim... Hangi anı beni böyle gülümsetti acaba diye hızla zihnimden geriye sarmaya başladım düşündüklerimi...

Vaktiyle beni çok ağlatan, çok canımı yakan bir şeye gülümsediğimi fark ettim... Hayret... Zaman hakikaten ne çok şeyi alıp götürüyor, yerine başka bir şey koyuyor... Başka insanlar, başka teselliler hatta bambaşka bakış açıları... Zihnin bir oyunu mu bu acaba?
Şarkının bir yerinde “Biz yarım kalan bir hikâyeyiz” diye şiir okumaya başlıyor ya Tarkan... İşte orada duruyorum... Çok kötü anılarla dolu olsa da hangi aşk hikâyesi tam ki? Ya da kim tamamlandım diyebiliyor ki?

Hepimiz hep eksik eksik yürümüyor muyuz? Cem Mumcu’nun çok sevdiğim bir kitabı vardır, adı “Hayat Kırıklığı”... Sanki tamamlıyor bu iki cümle birbirini...

“Hayat kırıklığı içinde yarım kalan bir hikâyeyiz şimdi...”

Ve her defasında yarım kaldığımız yerden tamamlıyoruz birbirimizi... Çok yıllar önce görkemli Hazar’ın tam ortasından kurumaya başlayarak birbirinden bağımsız iki gölcüğe dönüştüğünden ve bugünün uydu haritalarından bakıldığında iki küçük su lekesi gibi göründüğünden söz ettiğim hüzünlü bir aşk öyküsü yazmıştım.
Kurumuş gölün ortasında üzeri toz kaplı eski gemilerin acıklı yalnızlığı kadının kaderine ve kuruyarak biten bir gölün sonu ise bir türlü iflah olmayan o aşkın sonucuna denk düşüyordu.

Ve öyküm şöyle bitiyordu:

“İşte böyle sevgili... Seninle ikimiz artık haritada iki küçük su lekesi... Hiçbir nehir kavuşturamaz bizi...”

Ama bence...
Yarım kalan hikâyelerin birbiriyle tamamlanma, bağımsız cümlelerin birleşme vaktidir şimdi...
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228


Kandır Beni

Aylar Sonra,Yıllar Belki..
''Seni Sevdim .. Senden Gelen İyi -Kötü Herşeyi Sevdim .Ve Hep Seveceğim '
Diyebilirmisin??
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228


Hani yıllar geçsede unutmayacaktın
Hani yalanların ardına sığınmayacaktın
Hani söz vermiştik bir gün birbirimize
Ne kadar darılsakta ayrılmayacaktık

Günler aylar geçti haber yok senden
Arayıp sormuyorsun artık beni
Unuttun mu yoksa geçen günleri
unuttun mu yoksa sevgilim beni

Hani yıllar geçsede unutmayacaktın
Hani yalanların ardına sığınmayacaktın
Hani söz vermiştik bir gün birbirimize
Ne kadar darılsakta ayrılmayacaktık

---------- Post added at 22:48 ---------- Previous post was at 21:24 ----------

xssssssnh8ky5.jpg



Şu an parmaklarım sadece seni yazmak istiyor… Kalbimin seni istediği gibi..
Seni yazmak ne kadar güzelse..bir o kadar da zor…Bir bilsen bu aralar ne kadar uzaksın bana..
Sana daha yakın olmak için ..Durmadan seni hayal ediyorum.. Seni..!!
Hayaller kuruyorum seninle ilgili..Hani olsaya diyorum;..
Her sabah senin kokunla açsam gözlerimi güne.. ve her sabah sana dokunsam gözlerim kapalıyken henüz… Tüm gece sıcaklığında dalsam uykuya ve bütün gün seni görmenin heyecanıyla beklesem akşamı…
Gecelerden korkuyorum şimdi sensiz geçtikleri için..
O gün gelse…her geceyi öyle basarim ki bağrıma sen gibi!..…Ama.. ama sen yoksun …
Şu an çok güzel bir aşk şarkısı çalıyor.. Aynı şarkıyı defalarda baştan baştan dinliyorum öyle bir an geliyorki huzuru hissediyorum ve duruyorum onu sadece hissediyorum… bir an içindeyim sanıyorum ama aslında baktığım bir resim bu… Şarkı hala çalmaya devam ediyor kim bilir belki onuncu kere dinliyorum ve hala hissetmeye devam ediyorum. …İçine girmek istiyorum bu güzel şarkının bir notası olmak istiyorum… Gücümün yetmediği şeyleri istiyorum bir notanın içinde erimek duyulmak sevilmek dinlenmek sonrada tekrar çalınıncaya dek susmak kaybolmak istiyorum…
Şarkı hala çalıyor ve ben orda olamıyorum içine giremiyorum ruhum notalarında eriyip yok olmuyor. Sadece dünyadan kopuyorum bir kaç saniyeliğine..Sonra gerçeğe dönüyorum..
Senin için varolduğunu bildiğin senin için nefes aldığının farkında olduğun bir yürekten zorunlu olarak ayrı kalmak ne zor…
Çok uzakta bir sen görürüm hayalimde koşarım kavuşmak koklamak sarılmak için sana; Sonra uyanırım..her tarafım uçurum..Sanki bir adım atsam sensizlikte yok olup gidecekmişim gibi.. İşte o an ölürüm..Gözlerimden bir damla sen düşer ağlamaklı olurum. Gecenin karanlığı korkutur göz yaşlarım boğar beni.
İnan ki bir fısıltı gibisin karanlıkta kulaklarımda çınlayan ruhumu duygularımı okşayan ve kanımda damla damla akan.
Seni bekliyorum her güneş ışığında ve her gün doğuşunda.
Her kızıllığında akşamın içime bir ok giriyor tüm bedenimi tarıyor sanki… İçim kanlanıyor akışı yavaşlıyor…
Her akşam ümidimi kendime gömüp tutuyorum evin yolunu… O yalnız yatak sensiz sesler ve boş içim. Sen olmadığından mı bu yabanilik diyorum bazen… Öyle evet… Senin olduğunu anımsıyorum..
Gülümserdim ben… Gülerdi yüzüm gözlerim.
Sana bakmak bakmasam da seni hissetmek yeterdi bana…
Yine hissediyorum ben seni ama ellerim havada…
Boşluğu tutuyorum…
Boslukta geziyor gozlerim…
Ey adına ömrümü adadığım nerdesin?.
Gelsen…
Çok şey de istemiyorum aslında sadece son bir kez gelsen..
Yumaşacık teninle sarsan beni..derin derin çeksem kokunu son bir kez içime..
Çekeyim ki; bir daha gitsen de kokun kalsın üzerimde…
Bilirsin ben en çok geceleri paylaşırım sevgimi seninle…
Gözyüzündeki bir yıldıza bakacağım bu gece ve bu bizim yıldızımız deyip gülümseyeceğim gecenin karanlığında..
Yüreğimi yüreğine katmış koşuyorum yine sana…
Savunmasız sakınmasız sınırsız sevgimi haykırıyorum sana…
Evet..Seni hala..ama hala Çok Seviyorum..
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
dd13ab688f03adda536f950a45e3532e.jpg


yanımda, yoksun. dokunmak, tutunmak istesem... başımda kavak yelleri eserken geldin. bu süt liman gecelerde sanadır, bunca sitem...

bahçede bir kaç dal titrer, yüreğimde bütün bir sen. seni nasıl özlediğimi bir bilsen...

yokuşlar çıkar karşıma birden, duvarlar yükselir, inceden. mesafeler uzar, zaman daralır, ufukta ufalır, ne kaldıysa önceden...

salkım söğütlerden bir yaprak düşer, yüreğimden bütün bir sen. seni nasıl özlediğimi bir bilsen...

miadını dolduruyor, yaşanmamış sevdalar. bir daha yaşanmayacaklar. hasretlerini savuruyor, yüreğimde tüm ağaçlar. bil ki, sensizliği asla kuşanmayacaklar...

gözlerimde iki damla yaş kalır, yüreğimde bütün bir sen...aahh, seni nasıl özlediğimi bir bilsen;

seni nasıl özlediğimi bir bilsen...
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
[video=youtube;BI_lQ9L_5vQ]http://www.youtube.com/watch?v=BI_lQ9L_5vQ[/video]


Neler dilemedim ki şu hercai hayattan? Ne yüzsüzlükler ettim, hiç haddimi bilmeden. Sevdalar öldü gözlerimin önünde, üstelik en çok onlara güvenmiştim.

Yaşamla bir alıp veremediğim var benim, adını koyamadığım.. Belki de bu yüzdendir, geceler boyu kanatarak tırnaklarımı yazma ihtiyacım…
Ertelenmiş düşlerin son atımlık kurşunu gibiyim. Zulada saklanmışım. Kimseyi bulamazsa sevecek, her gördüğümde içimin titrediği; beni seçecek! Bir kurşun değilsen, reva mıdır sevdayı tek başına taşımak?
Belki hayat alacaklıdır benden, kim bilir? Onun defterinde ne borçlarım yazılı sayamadım ki! Hayasız sevişmelerin düşlerini kurduğum da oldu, bir tek papatya için ağladığımda; gece yarılarında yüreğimi kanattığım da oldu, ipiyle kuyuya inilemeyecek adamlara…
Ne kadar çok dileğim olduysa, ne kadar düşlediysem, o kadar alacaklı olabilir hayat benden.. Açarsak kara kaplıyı günü geldiğinde; onun sayfalar boyu yazılmış alacak hesabına karşılık; tek satırda bitivermiş borcu kazılıdır eskimiş sayfalarda.
Yaşıyormuş gibi yaptığım cahillik zamanlarından, elimde kalan yalnızca hayal kırıklığıysa eğer; bir kalemde silip atmalıdır tüm borcumu kader. Ama ne gezer!
Kalbimin kıblesini aşktan başka yana çevirmemişim. Sadece bu sebepten bile cezalandırılıyor olabilirim. Haksız diyemem ama haklı da sayılmaz. Hayata katlanılmayı kolay kılıyorken sevda, benim her nefes alışımda aşkı sayıklamam yadırganamaz.
Bildiğim, bilmediğim bütün yollara girdim. Adamın hasını da, namerdini de sevdim. Bıçak da oldum, yara da; hem kanadım, hem ağladım. Köpeklerin bile sessizlikten öldüğü arka sokaklarda, gece yarıları hiç sigarasız dolaştım. Kadın da oldum, efelik de ettim. Sesim kimi zaman dağları deldi, kiminde çığlığım ancak yüreğime erdi.
Hayatla hep alıp veremediğim oldu ve olmakta ama sonunda yaşam şunu öğretiyor: Bu şehrin caddelerinde umutsuz dolaşılmıyor!

Candan Ünal

ben bu satırları sibel can ın Hancer parcasını dinlerken okudum,müzik ben ve bu satırlar, üçü birarada...............çokk nefissssssssssssssssssss
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228


Süzülüp gidiyorum işte
Bela olmadan
Yoluna çıkmadan
Hesap filan sormadan
İncitmeden, acıtmadan...
Bir bileti yırtar gibi
Bir kabuğu atar gibi
Sıyrılıp gidiyorum işte
Geride kaldın sen...

Bir tren penceresinden
Akıp giden bozkırın
Ortasında bir kuru ağaç gibi
Geride kaldın sen...

Yusuf Hayaloğlu
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228


adım attın hayatıma ürkek narin bir şekilde teklifsizce...fanus içindeydim tozlarla kaplı her yanı...geldin önümde durdun temiz ellerini kirleterek tozunu aldın...ben baktım seni gördüm gözlerim takılı kaldı gözlerinde sen de nemli gözler ben de ise gözyaşları vardı artık yanağımdan süzülen...o an insan olduğumu hatırladım kendimden utandım...

Ayağını bastın odama, kırk yıllık beton çayır çimen şimdi...

Nazım Hikmet
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
fae4a53f5462784ee5d640bd58cf5085.jpg


Gözlerinde ölür müyüm bir gece vakti? Hani başka bir rengi seversen, olur ya hayat bu, gözlerinde son bulur muyum?

Aşkın büyüsünü bulduğum o aynalarda, bir gün yok oluşu da tanır mıyım? Seninle var olmadım elbette ama sendeki var oluşuma tutunmuşluğum çoktur.
Bir gün gelirde yok olursam içinde, bir yanım eksik kalır. Sözüm eksilir düşlerden, sesim kaybolur. Kına sürülmüş eller gibi, mühürlenirim bir zaman…
Eşin dostun diline düşerim; gerçi dost değildir muhtemelen dilinde taşıyan ama yine de bir söz işitirim arkamdan. Aklım karışır biraz, yüreğim daralır, uzun süre elim kolum bağlanır.
Senin gözlerinde ölürsem, yüreğimin kırgınlıklarına bir yenisi eklenir. Hamallığa alışmış kalbime, biraz daha yük binse ne olur? Yıpranır!
Aşktan yine vazgeçmem mutlaka, senden önce de inanır olduğumu hatırlarım. Ancak çok zor geçer bu yangın. Kırıp atmadan, çökmeden bırakmaz. Ne olsa yaşın da yorgunluğu var…
Düşmesem de, sendelerim. Biraz mola alırım hayattan. Birkaç filmi art arda seyrederim, ne kadar abur cubur varsa yerim. Koltuktan kalkmadan, banyo yapmadan, uyuyup uyanarak birkaç günü deviririm.
Sonra bir sabah güneş yüzüme vurur, kapalı perdelere rağmen. Anlarım işareti, gidip suyla arınırım üstümdeki ataletten. Banyo aynasında kendime bakarım. Gözümden bir damla daha yaş süzülür. “Kısmet değilmiş kızım, ne yapalım, topla kendini! Birileri için ölmüş olsan da, kendin için yaşam devam ediyor!” derim. Kırmızı bir ruj sürer, üstümü giyinirim. Havalanmamış, bulaşığı masa üstünde birikmiş ve izmarit kokan evimin camını açar, her şeyi bırakıp dışarı çıkarım.
Sokakta insanların arasına karışırım. Yine tebessüm ederim kapıyı açan yabancıya. Hayat kaldığı yerden devam eder. Çocukları, arabaları, denizi, insanları seyreder, eve dönerim. Temizlerim senden kalanları.
Yatağımda uyur, içinde sen olan rüyalar görürüm. Sabah yeniden başlar gün, rutine dönerim.Senin gözlerinde ölürsem, bir müddet kendimde de sönerim. Lakin izin vermez hayat tükenmeme, yeniden kalkar ayağa, başka gönüllerde sevilmeyi beklerim.
Candan Ünal
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228


seni anlatmamı isteselerdi,bir yürek anlatırdım içinde koskocaman bir dünya dünyada kocaman bir fener,ve sevgi yolu aydınlatan,
deselerdi yaz onu yazardım Yazardım parmaklarım morarıncaya kadar yazardım,yüreğim yorulup duruluncaya kadar.
deselerdi çiz onu çizerdim dünyayı,dünya her tarafı yedi veren gülleri yedi renk açan,en mevsimsiz çiçeklerin açtığı özenli bir dünya,ve korkardım kendi çizdiğim dünyaya dokunmaya korkardım
deselerdi kim o o derdim o işte yüreğinde deryalar taşıyıpta tek bir dünyalıya konuşmayan o sınırsız sevgi deryasında yelkeni açıp giderken sevgisini utangaç kişiliğine gömen biri
ve o derdim,
beni sabahlara kadar kendisini düşünmek zorunda bırakan insafsız biri o konuşsa yüreğindeki alli tebessümlerde kaybolurdum,konuşsa yanmadan yıkılmadan söndürürdü beni derdim,sigaram kadar tiryakisi olduğum içkim kadar başımı döndüren görmediğim kadar özlediğim özlediğim kadar dokunmadığım,dokunamadığım
o derdim,
yaşayıpta yitirdiğim değil yaşamayıpta bilmek istediğim konuşmasını beklediğim dudaklarına hasretlendiğim hasreti ile eridiğim yanımda iken bile özlediğim gittiği yerden kıskandığım aydınlık günlerimi aradığım
o derdim
 
Üst