Doğan Grubu ve Amiral Gemisi'nin 'kaptan-ı derya'sı AKP'nin kapatma davası sürecinde iki aşamalı bir "ÖCÜ" planı uyguluyorlar...
Doğan Grubu'nun "ÖCÜ" harekatı
Doğan Grubu ve bu gruptan ışık alan bazı ulusalcı yazarların AKP'nin kapatılma davası sonrası stratejisi her geçen gün netleşiyor.
22 Temmuz'da ciddi bir halk tokadıyla sarsılan statüko kahramanları, işin sonunun tasfiyeye kadar gideceğini düşünerek ellerindeki son kozları oynuyor.
Ve öncelikli hedef olarak da Erdoğan'ın dayanma gücünü alıyorlar.
Sok, uyuştur ve yut
Başta Amiral Gemisi'nin 'kaptan-ı derya'sı olmak üzere, sazı eline alan hemen her statükocu AKP'yi hedef alan iki yönlü bir söylem kullanıyor.
1. Bunlardan ilki sakinleştirme yöntemi.
Kapatma davasıyla mahremine ilişilen başbakana hep bir ağızdan "aman sakin ol" diyorlar. "Sakin ol. Göreceksin bir şey olmayacak. Belki de parti kapanmayacak. İşler kötüye gitmeyecek. Yargıya güven sen. Gereksiz alarmlara kulak asma. Sus ve bekle. Konuşma da. Heyecanlanma. Anayasayı filan değiştirme. Seçime asla gitme. Çeştili makamlarla ilgili sıra dışı tasarruflarda bulunma. Yargıda reforma kalkışma. Avrupa Birliği'ne şikayette bulunma. ABD'ye derdini açma. Sakın ha fazla mahkemeyle uğraşma. Elindeki imkanların binde birini bile kullanma. Sus ve bekle. Göreceksin hiçbir şey olmayacak. Bunun aksini söyleyenler senin düşmanların. Sen bekle. Göreceksin, kazanacaksızn."
Tabii bu ölümcül sükûnet telkinlerini yaparken "Madem bir şey olmayacaktı bu dava neden açıldı? Cumhurbaşkanı'na ve Başbakan'a bu kin neden?Savaş tamtamları neden çalınıyor? Kapalı kapılar ardından Yüce Divan fezlekeleri niye hazırlanıyor?" gibi sorulara muhatap bile olmak istemiyorlar: Bu konseptte "sus ve bekleden" başka bir şey demiyorlar.
2. Ve ikincisi ise korkutma yöntemi:
"Susmazsan, beklemezsen, direnirsen, harekete geçersen mahvolursun" imaları.
"Partin kapanır. Başın belaya girer. Hapislerde sürünürsün. Mal varlığını ve itibarını yitirirsin." uyarıları.
"Hukuk darbesiyle kalmaz askeri darbe bile görebilirsin. 100 yıllık planlar hazırlandı. Ergenekon'la uğraşırsan sen bitersin. 27 Mayıs'ı hatırla o noktalara kadar gelebilirsin." mesajları.
Ve bu sayede hem Erdoğan'ın hem de ekibinin psikolojisini yıkma, ayaklarındaki fermanı tüketme stratejileri.
Başbakan'ı ve partisini dik duramaz hale getirme taktikleri.
İşte bugün yukarıda adı geçen statükocu tayfası bunu yapmaya çalışıyor. Erdoğan'ı güçlü olduğu bin imkan ve kabiliyet alanı varken, güçsüz olduğu bir iki noktaya hapsedip boğmak istiyorlar. Ve bunun için her türlü arkadan çevirme, içten yıkma yöntemini de deniyorlar.
Başbakan elindeki binlerce imkanı kullanmaz, çevresiyle istişareler yapmaz ve oyunun kuralını kendisi koymazsa gerçekten anlatılan korkunç şeylere maruz kalabilir.
Yok Erdoğan'ı Erdoğan yapan değerlere güvenir ve ekibini- milletini de bu yönde motive edebilirse, siyasi/hayati rakiplerini kendi kurdukları tuzakları içinde bir daha güçlenmemek üzere etkisiz hale getirebilir.
Özetle bu ÖCÜ operasyonun gücü bir örümceğin ağı mesabesindedir.
www.aktifhaber.com
Doğan Grubu'nun "ÖCÜ" harekatı
Doğan Grubu ve bu gruptan ışık alan bazı ulusalcı yazarların AKP'nin kapatılma davası sonrası stratejisi her geçen gün netleşiyor.
22 Temmuz'da ciddi bir halk tokadıyla sarsılan statüko kahramanları, işin sonunun tasfiyeye kadar gideceğini düşünerek ellerindeki son kozları oynuyor.
Ve öncelikli hedef olarak da Erdoğan'ın dayanma gücünü alıyorlar.
Sok, uyuştur ve yut
Başta Amiral Gemisi'nin 'kaptan-ı derya'sı olmak üzere, sazı eline alan hemen her statükocu AKP'yi hedef alan iki yönlü bir söylem kullanıyor.
1. Bunlardan ilki sakinleştirme yöntemi.
Kapatma davasıyla mahremine ilişilen başbakana hep bir ağızdan "aman sakin ol" diyorlar. "Sakin ol. Göreceksin bir şey olmayacak. Belki de parti kapanmayacak. İşler kötüye gitmeyecek. Yargıya güven sen. Gereksiz alarmlara kulak asma. Sus ve bekle. Konuşma da. Heyecanlanma. Anayasayı filan değiştirme. Seçime asla gitme. Çeştili makamlarla ilgili sıra dışı tasarruflarda bulunma. Yargıda reforma kalkışma. Avrupa Birliği'ne şikayette bulunma. ABD'ye derdini açma. Sakın ha fazla mahkemeyle uğraşma. Elindeki imkanların binde birini bile kullanma. Sus ve bekle. Göreceksin hiçbir şey olmayacak. Bunun aksini söyleyenler senin düşmanların. Sen bekle. Göreceksin, kazanacaksızn."
Tabii bu ölümcül sükûnet telkinlerini yaparken "Madem bir şey olmayacaktı bu dava neden açıldı? Cumhurbaşkanı'na ve Başbakan'a bu kin neden?Savaş tamtamları neden çalınıyor? Kapalı kapılar ardından Yüce Divan fezlekeleri niye hazırlanıyor?" gibi sorulara muhatap bile olmak istemiyorlar: Bu konseptte "sus ve bekleden" başka bir şey demiyorlar.
2. Ve ikincisi ise korkutma yöntemi:
"Susmazsan, beklemezsen, direnirsen, harekete geçersen mahvolursun" imaları.
"Partin kapanır. Başın belaya girer. Hapislerde sürünürsün. Mal varlığını ve itibarını yitirirsin." uyarıları.
"Hukuk darbesiyle kalmaz askeri darbe bile görebilirsin. 100 yıllık planlar hazırlandı. Ergenekon'la uğraşırsan sen bitersin. 27 Mayıs'ı hatırla o noktalara kadar gelebilirsin." mesajları.
Ve bu sayede hem Erdoğan'ın hem de ekibinin psikolojisini yıkma, ayaklarındaki fermanı tüketme stratejileri.
Başbakan'ı ve partisini dik duramaz hale getirme taktikleri.
İşte bugün yukarıda adı geçen statükocu tayfası bunu yapmaya çalışıyor. Erdoğan'ı güçlü olduğu bin imkan ve kabiliyet alanı varken, güçsüz olduğu bir iki noktaya hapsedip boğmak istiyorlar. Ve bunun için her türlü arkadan çevirme, içten yıkma yöntemini de deniyorlar.
Başbakan elindeki binlerce imkanı kullanmaz, çevresiyle istişareler yapmaz ve oyunun kuralını kendisi koymazsa gerçekten anlatılan korkunç şeylere maruz kalabilir.
Yok Erdoğan'ı Erdoğan yapan değerlere güvenir ve ekibini- milletini de bu yönde motive edebilirse, siyasi/hayati rakiplerini kendi kurdukları tuzakları içinde bir daha güçlenmemek üzere etkisiz hale getirebilir.
Özetle bu ÖCÜ operasyonun gücü bir örümceğin ağı mesabesindedir.
www.aktifhaber.com
Umarım işe yarar..
