Safeviler

Bu konuyu okuyanlar

Murataltug

Müdavim
Katılım
15 Ekim 2017
Mesajlar
5,873
Reaksiyon puanı
3,096
Puanları
113
Yaş
38
İran 18. Yüzyılın sonlarında Perslerin hâkimiyetine girmiş olsa da İran bölgesindeki toplumların %30’u Safevi kökenli Türkmenlerden oluşmaktadır.
Büyük Selçuklu Devletinde Türkleşen İran Coğrafyasını tarihi Safevi Devleti devralmış, 235 yıllık hâkimiyetinde derin izler bırakan Safevi Devleti, günümüz İran ve Azerbeycan Türklerinin kökenini teşkil etmiştir.


Safevi Devleti Safeviye Tarikatı,itikadi bir teşekkül olsa da hâkimiyetler kurmak amacıyla savaşlara girişiyor, fetihler gerçekleştiriyordu. Şah İsmail savaşlarda yükselmiş,tarikat mensubu ordusu ile İran ve çevresinde söz sahibi olmuştu
Şah 14 yaşındayken elde ettiği güç ile Türkmen toplumlarının itibarini kazanmıştı.



Safevi Devleti Safeviye Tarikatına mensup aşiretler göçebe Türkmenlerlen güçlenen Şah İsmail, 1501de Akkoyunlu himayesindeki Tebrizi hâkimiyet altına aldı bağımsızlığını ilan ederek Safevi Devletinin temellerini attı (1501)

Şah İsmail Dönemi (1501 – 1524)
Şah İsmail, aslında Akkoyunlular’ın torunuydu şahın Annesi, Uzun Hasan’ın kızıydı. Şah Tebriz’i Uzun Hasan’ın torunu Mirza’dan almış ve Safevi Devletinin temellerini atmıştı. Tebriz’i almasından 7 yıl sonra ise Akkoyunluları tarih sahnesinden sildi. Şahın Türkmenleri himayeye alması siyasi dengeleri etkiledi.hâkimiyet altındaki İran, Azerbaycan ve Irakta Türkler Araplar Farslar yaşamaktaydı.devlet teşkilatında Türkmenler vazifelendirilmekteydi. Osmanlı Devletinden dışlanan göçebe Türk Toplumlarının Şaha bağlılığı pekişmekteydi.

Safevi Devleti Tebriz’in aldıktan sonra kendisini Azerbaycan Şahı ilan eden İsmail, Sasaniler üzerinde hak iddia ederek İrana ilerledi On yıl süren seferlerde Hamedan,Şiraz Kirman, Necef ve Kerbela, Van,Bağdat, Horasan ve Herat şehirlerini hâkimiyeti altına aldı ve Devletinin Sınırlarını süratle genişletti. Şah İsmail, İran hâkimiyetini kesinleştirmişti Horasan ve Herat’ı Özbek Şehbani Hanlığından almıştı.

Safevi Devleti Özbek Şehbani Hanlığı, Horasan ve Herat mağlubiyetini kabullenmemişler, başarılı olamasalar da Maveraünnehir’e çekilerek onlarca yıl Safevi Devleti ile mücadeleye girişmişlerdir. Özbek mücadeleleri, Şah dönemi boyunca çözülememiştir Şah İsmail’in kurduğu Asya’nın en büyük devleti Safeviler Azerbeycan ve Doğu Anadolu hattındaki sınırları ile devrin en büyük Türk Devleti olan Osmanlı İmparatorluğu ile sınır haline gelmiştir

Safevi Devleti Göçebe Türkmenlerin Bâtınilikten etkilenip Osmanlı Devletince dışlanması Şahın Türk Toplumlarını himaye etmesi büyük bir sorun oldu Şahın Osmanlı Tarafından asi ilan edilen Türkmenleri himayesi Osmanlılar ile Safeviler arasında husumetlere yol açtı.Şah İsmail’in teşebbüsleriyle türkmenler isyan hazırlığına giriştiler.

Safevi Devleti Osmanlı Tebaası olan Bâtıni (Alevi, Şii) Türkmenler, Safevi Şah İsmail ile akraba olan Hasan Baba’nın önderliğindeki Alevi Tekkelerine itibar gösterdiler Safevi tebaası olan Alevi Türkmenlerle yakın ilişkileri bulunan ekke, Osmanlıdan dışlanan Bâtıni Göçebe Türkmenlerin katılımlarıyla Anadolu’da önemli bir nüfuza sahip hale geldi.

Safevi Devleti Tarihe Şahkulu İsyanı olarak geçen süreçte Osmanlı Tebaası Bâtıni Türkmenler, Şah İsmail’in desteğiyle örgütlenerek Osmanlı Devletinde ayrılıkçı faaliyetlere başladılar.
Hasan Babanın yerine oğlu Şahkulu geçmiş, babasının Alevi nüfuzunu daha da genişleterek Alevi Tekkelerini de kendisine bağlamıştı

Safevi Devleti Şah İsmail, Anadolu’daki Türkmenleri örgütleyerek Şahkulu’nu Anadolu’da halefi ilan etti. Şahkulu Baba’da kendisine bağlı Alevi Türkmenleri örgütleyerek Osmanlı Devletine isyan edip Şah İsmail’e biat etmeleri çağrısında bulunarak Şahkulu ayaklanmalarını başlattı.

Safevi Devleti
Şahkulu İsyanı (1511)
Şahkulu Baba, Anadolu Alevi Türkmenlerinin liderliğini üstlendi Şah İsmail lehine faaliyetler yürüterek tekkesini ve Alevi Cemaatleri Safevi Şah İsmail’e biat etmeye davet etti Bu durum, Anadolu’da Türk Birliğinin sağlamaya çalışan Osmanlıya zarar veriyordu. Şahkulu, söylemlerini eyleme dökerek isyana girişti şehzadelerin mücadelesinden fırsatla kendi tebaasına kılıç kuşandırarak isyan başlattı.

Safevi Devleti şahkulu isyanı
Şah kulu Emrindeki kuvvetlerle Manisa Sancağında Şehzade Korkut’un hazinesine saldırdı hazinesini ele geçirdi. Şahkulu, ilk isyanda başarılı olunca itibar görerek güçlendi ve isyancı Alevi Türkmenlerin sayısı arttı.Şahkulu, emrindeki asiler artınca kendisini Şah İsmail’in halifesi ilan etti çok büyük isyanlara ve katliamlara girişti.

Safevi Devleti şahkulu isyanı şahkulu
Manisa’dan Antalya’ya girdi antalya Kadı’sını öldürdü Kızılcakaya, Korkuteli, Elmalı, Burdur ve Keçiborluya girerek Kadı’ları öldürürdü katliamlar gerçekleştirerek Kütahya’ya kadar ulaştı Şahkulu, üzerine gönderilen Osmanlı Kuvvetlerini mağlup etti isyan pervasızlaştı. Şahkulu Kütahya’yı kuşatarak Anadolu Beylerbeyi Karagöz Ahmet Paşa’yı öldürdü (22 Nisan 1511).

Safevi Devleti şahkulu isyanı
Şahkulu, Kütahya kuşatmasında muvaffak olamadı Bursa’ya yola çıktı. Osmanlı, İsyanı bastırmak için Subaşı Hasan Ağa yısevk etmişti. Şahkulu mücadeleyi kazandı bunun üzerine Vezir-i Azam Hadım Ali Paşa görevlendirildi. Şahkulu,Karaman Beylerbeyi Haydar Paşa’yla mücadeleye girişti galip geldi Şahkulu İsyanı ancak Vezir-i Azam Hadım Ali Paşa’nın müdahalesiyle durdurulabildi.

Safevi Devleti şahkulu isyanı
Veziri azam Hadım Ali Paşa, Şehzade Ahmet’in güçleriyle birleşerek Şahkulu güçlerini Altıntaş mevkiinde kuşattı.Şehzade Ahmet,Yeni Çerilerden, biat etmelerini istedi.Yeni Çerilerin teklifi reddetmesi üzerine İsyanı bastırmadan sancağına çekildi. Şehzade Ahmet’in kuşatmadan çekilmesi üzerine Hadım Ali Paşa kuşatmadan kaçmayı başardı Şahkulu ve isyancılar İran’a doğru kaçmaya başladılar.

Safevi Devleti şahkulu isyanı
Veziri azam Hadım Ali Paşa, Şahkuluyu takip ederek Sivas Çubukovada yetişti. İsyancılar Osmanlı Kuvvetlerine mağlup oldular. İsyanın başı Şahkulu öldürülünce de kargaşa kapandı Hadım Ali Paşa savaş meydanında aldığı okla öldürülünce Osmanlı Kuvvetleri isyancıları takip edemedi Osmanlı Kuvvetleri çekilince isyancılar İran’a kaçtılar.

Safevi Devleti şahkulu isyanı
Şahkulu Baba’nın başını çektiği Bâtıni (Alevi) isyancıları Osmanlıya büyük zararlar verip halk üzerindeki zulümlerle büyük bir sorun oluşturmuşlardı nihayet isyan bastırılmıştı isyan Bâtıni isyanlarının başını çekti. Şah İsmail yanlısı Alevi Türkmenler Osmanlı Devleti aleyhine faaliyetlere başladılar Şahkulu İsyanı, Alevileri isyana teşvik etmiş çözülememiş bir sorun olarak yıllarca önemini korudu.

Çaldıran Savaşı (23 Ağustos 1514)
Sultan Selim, Şahkulu isyanını cezalandırmak ve Osmanlılar için tehdit haline gelen Şah İsmail’i bertaraf etmek için çıktığı İran Seferini tamamlayarak Çaldıran Savaşı’nın yaşandığı Çaldıran Ovasına ulaştı (23 Ağustos 1514).
Sultan Selim, uzun süre Şah ile mektuplaşmış, birbirlerine meydan okumuşlardı mektuplarda Sultan Selim’in Şaha Farsça Şah ise Türkçe kullanmıştır Fars Topraklarına hükmeden Şah ve Safevilerde Türklük ve Türk Kültürü ön plandadır

Çaldıran Savaşı (23 Ağustos 1514)
Sultan Selim, sefere başlarken şaha gönderdiği mektupta Şah ın “İslamiyet’e aykırı hareketlerini tenkit etmiş, mezalimlerden bahsederek katlinin vacip olduğunu ifade ederek kılıcından evvel İslamiyet’i kabul etmesi lazım geldiğini” yazmıştı. Şah ise harbe hazır olduğunu ifade ederek “Er isen meydana gelesin, bizde intizardan kurtuluruz” diyerek cevap vermiştir.

Çaldıran Savaşı (23 Ağustos 1514)
Seferde Sultan Selim, Şah a mektup göndererek “Davete icabet edip memleketine geldik.sen meydanda yoksun. Padişahların hâkimiyetindeki memleket onların nikâhlı karısı gibidir. Yiğit olan ona başkasının elini dokundurmaz.bunca gündür memleketinde yürüyorum senden haber yok. Bundan sonra erkeklik sana haramdır. Miğfer yerine yaşmak, zırh yerine çarşaf giyip serdarlık ve şahlıktan vazgeçesin” diyerek mektupla beraber hırka, şal ve çarşaf göndermiştir.

Çaldıran Savaşı (23 Ağustos 1514)
Şah Osmanlı Ordusunu çetin yollarda yorup savaş meydanına çıkartmaya niyetlenmişti. Beklediği gibi oldu. Osmanlı Ordusu, aylarca süren sefer yolunda zorluklar yaşamış, Yeni Çeriler huzursuzlanmış Padişahları Sultan Selim’in çadırına ok atacak kadar fütursuzlaşmışlardı. Şah savaş meydanına indi Çaldıran Ovasında Osmanlı ordusunu karşılamak üzere hazırlandı.

Çaldıran Savaşı (23 Ağustos 1514)
Osmanlı Ordusu, Çaldırana tepeden indi Ordunun merkezinde Sultan Selim ve Kapıkulu Askerleri bulunuyordu. Sağ cenahta Anadolu Beylerbeyi Hadım Sinan Paşa, sol cenahta Rumeli Beylerbeyi Hasan Paşa bulunuyordu. Ordunun en önünde Azap askerleri konuşlanmıştı. Şah ın ordusu sağ cenahta en büyük kumandan Durmuş Han Şamlu Nur Ali, sol cenahta Diyarbakır Beylerbeyi Ustacluoğlu Mehmet Han bulunuyor, Şah ve muhafızları ordunun en gerisinde ihtiyatta duruyorlardı.

Çaldıran Savaşı (23 Ağustos 1514)
Osmanlı ve safevi kuvvetleri eşit durumdaydılar. Osmanlı ve Safevi güçleri 100 Bin kişiydi. galibiyeti savaş stratejileri ve askeri yetenek belirleyecekti
Osmanlı ordusunun en muntazam birliği Yeni Çerilerdi.Safevi Ordusu ise mükemmel niteliklerdeki süvarilerden oluşuyordu.


Çaldıran Savaşı (23 Ağustos 1514)
Çaldıran Savaşı fevkalade bir şiddetle başladı. Safevi Ordusu Osmanlı Ordusunun sol cenahını bozguna uğrattı. Topların zamanında ateşlenememesi nedeniyle Safeviler ilk başta üstün geldi Beylerbeyi Hasan Paşa ölünce Osmanlı sol kanadında düzensizlikler başladı Hadım Sinan Paşa’nın yerinde hamleleri Zamanında ateşlenen toplar Safevi Ordusunun sol cenahına büyük zayiatlar verdirdi

Çaldıran Savaşı (23 Ağustos 1514)
Safevi Ordusunun sol cenah kumandanı Ustacoğlu Mehmet öldürüldü. Her iki orduda ağır zayiatlar vermiş, kumandanları öldürülmüştü Yeni Çeriler Safevi Ordusunun sağ cenahını bozguna uğrattı Şah İsmail kolundan yaralanmışdı.Safevi Ordusu, geri çekilmeye başladı.



Safevi Devletinin Zayıflaması (1514 – 1524)
Şah İsmail, Çaldırandan sonra Tebriz’e çekildi Sultan Selim’in Tebriz’e girmesiyle iranda konaklamıştı. Sultan Selim Tebriz’i almadan geri dönünce şah yeniden saltanat makamına geçti ancak Çaldıran hezimeti Şah İsmail’in ruhsal çöküntü içerisine girmesine sebep oldu.

Safevi Devletinin Zayıflaması (1514 – 1524)
Şair ve Edebiyatçı olan Şah İsmail, Çaldırandan sonra devlet işlerini bırakıp edebiyat ile ilgilendi Devletin idaresini vezirlerine, valilere ve emirlere bıraktı. Safeviye tarikatının idaresindeki olan Safevi Devleti, Şah İsmail’in pasifiğine rağmen yıkılmadı. Saltanat Tarikatı Safeviye ailesi Şii Türkmenler ile Bâtınilik Anadolu Türkmenlerinin desteği ile ayakta durabiliyordu.

Safevi Devletinin Zayıflaması (1514 – 1524)
Safeviye tarikatı. Şah İsmail döneminde Anadolu Türkmenlerine ve Türkmenlere öncelik vermekteydi. Şah ın yönetimi zayıflayınca Bâtıni Türkmenlerin Safevi Devletindeki üstünlüklerine gölge düştü. dışlanan Göçmen Türkmenler, Bâtınilikten Aleviliğe kaydı kendilerini Alevi olarak ifade eder hale geldiler Şah İsmail’in inisiyatifi kaybetmesiyle Türkmenlere verilen öncelik Fars ve Araplara geçti devlet teşkilatınfa vazife almaya başladılar

Safevi Devletinin Zayıflaması (1514 – 1524)
Şah İsmail’in idaresinin zayıflaması ile Safeviye tarikatının vezirlik gibi makamlarına Farslı devlet adamları atandı Türkmenler bu durumu kabullenmediler Tıpkı Osmanlı Devletindeki Alevi Türkmenlerin Şahkulu isyanıyla devlete meydan okuduğu gibi isyan hareketine girişerek Farslı vezirleri öldürdüler. On beş yıl süren isyanlar neticesinde 5 vezir Türkmenler tarafından öldürüldü.

Safevi Devletinin Zayıflaması (1514 – 1524)
Şah İsmail vezirlerinin türkmenler tarafından öldürülmesine seyirci kalmaktaydı devlet işlerinden vazifeyi Safeviye tarikatının atadığı Vezir, Emir ve Valilere bırakıyordu. Safeviye tarikatı ise etnik ayrılıkçılık güderek Şii Fars ve Arap kökenli devlet adamlarına öncelik veriyordu. Osmanlıdan dışlanınca Safevilere biat eden Türkmenler Safevi Devleti tarafındanda dışlanıyordu

Safevi Devletinin Zayıflaması (1514 – 1524)
Safevi Devletinin Arap ve Farsları öne çıkartması türkmenlerin asimilesine yol açtı. Bâtıni olan Göçebe Türkmenler zamanla Şia mezhebini benimseyerek Şii olmuş, sonrasında lasimilasyona uğrayarak Farslaşmaya başlamışlardı. Türkmenler varlıklarını korumuşlardır Türk Devleti olarak kurulan Safevi Devleti Farslaşmaya ve Fars Devleti haline gelmeye başlamıştır.

Safevi Devletinin Zayıflaması (1514 – 1524)
Şah İsmail’in kudreti ile Türk Devleti olarak kurulan Safeviler Çaldıran mağlubiyetiyle zayıflamış, Devlet mevkilerinin Farsların eline geçmesiyle Farslaşmaya başlamıştır Şah İsmail, 1524 yılında Erdebil’de hastalanarak iç kanama sonucu genç yaşta (37) vefat etti. Şahın ölümüyle yerine oğlu Tahmasp geçti.

1. Tahmasp Dönemi (1524 – 1576)
Şah İsmail döneminde kurulup güçlenen Safeviler Çaldıran sonrasında zayıflamışlardır Osmanlılar Safeviler üzerinde baskı uygulamaya başlamıştır İranı kontrol altına almak isteyen Osmanlılar Safevilerin iç işlerine müdahil oluyor, Vali ve idareci atanmalarında inisiyatif kullanabiliyordu





1. Tahmasp Dönemi (1524 – 1576)
Tahmasp zamanında Horasanda devam eden Özbek mücadeleleri alevlendi. Safevi Devletinin yıktığı Özbek Hanlığı Horasan’da otorite kurmak için Safevilerle mücadele ediyorlardı.Özbeklere karşı ordunun başına geçen Tahmasp, Özbekleri mağlup ederek Horasan’daki otoritesini korudu

1. Tahmasp Dönemi (1524 – 1576)
Devletin idaresini eline alan Tahmasp, Bağdata hareket etti.Bağdat valisi Musullu Zülfikar Bey, Sünni ve Osmanlı yanlısıydı, Bağdat’ı Osmanlı Devletine katmak istiyordu Tahmasp, Bağdatta vali musullu Zülfikar ile mücadeleye girişti mücadeleyi kazanıp Bağdat valiliğine Şii Valiler atadı ve otoritesini sağlamlaştırdı.

1. Tahmasp Dönemi (1524 – 1576)
Tahmasp’ın hedefi Azerbaycan ve Doğu Anadoluydu Şah İsmail döneminde Safevilere bağlı bölgeler Osmanlı Devleti’nin gölgesi altındaydı Osmanlılar batıda Balkan mücadelesindeydi doğuyu ihmal etmekteydi.Tahmasp, babası Şah dönemindeki gibi Alevi Türkmenleri yanına çekmeye, Anadolu Beyliklerinde baskı kurmaya başladı.

1. Tahmasp Dönemi (1524 – 1576)
Tahmaspın baskılarıyla Bitlis ve Van beylikleri Safevilere bağlandı zoraki bağlılık uzun sürmedi.
Sultan Süleyman, Safevi Devletine Sadrazam İbrahim Paşa’yı Azerbaycan seferine gönderdi Tahmasp’ın zorla kendisine bağladığı Sünni beylikler baskılar nedeniyle Osmanlı Devletini bekler duruma gelmişti.


1. Tahmasp Dönemi (1524 – 1576)
Safeviler en önemli şehirlerini kaybediyordu Van, Bitlis, Tebriz Osmanlılar tarafından fethedilmişti. Bu Safevilerin yıkılması anlamına geliyordu. Şah tahmasb kaybettiği topraklar Tebriz ve Vanı hâkimiyet altına aldı Bağdat’taki Osmanlı Ordusu yorulmuş zayıflamıştı. Tebriz’i fethedemeyen Osmanlı Ordusu İstanbul’a döndü ancak Tahmasp Bağdat’ı alamadı.

1. Tahmasp Dönemi (1524 – 1576)
Safeviler Osmanlı seferleriyle zorda kalınca Özbek tehdidi ortaya çıktı. Özbeklerin Horasan’a girmesiyle Tahmasp Horasan seferine çıktı 2 yıllık mücadele sonucunda Özbekleri Horasan’dan çıkarttı Tahmasp, Gürcistana yürüdü. Kafkaslardaki hâkimiyetini kuzeye genişletmek isteyen Tahmasp, Gürcistan seferi ile hâkimiyetini pekiştirdi hem de Devlet hazinesini zenginleştirdi.

1. Tahmasp Dönemi (1524 – 1576)
Tahmasb Gürcistan fethinden sonra kardeşi Elkas Mirzayla mücadeleye başladı. Saltanat Mirza, Safevilerde güce erişemeyince Osmanlı desteğini almak amacıyla İstanbul’a gitti Osmanlı himayesinde Safevilere karşı kullanılan Mirza, Osmanlı Ordusu ile Vanı kuşatma altına aldı.

1. Tahmasp Dönemi (1524 – 1576)
Tahmasba karşı taht mücadelesine girişen Mirza Ulama Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu ile Van’ı aldı Tebriz’e yola çıktı. Ulama Paşa’nın ordusu ve Sultan Süleyman’ın komutasındaki Osmanlı Ordusu ile Tebriz’e girerek Tebrizi fethettiler

1. Tahmasp Dönemi (1524 – 1576)
Van, Bitlis ve Tebriz’i kaybeden Tahmasp,Sultan Süleyman’ın İstanbul’a dönmesiyle taarruza geçerek Anadoluda sefere girişti Erzincan’a ilerledi. seferin amacı fetih değil intikam ve yağmaydı. Tahmasp,yağma ve talandan sonra Karabağ’a çekildi. Tahmasp’ın yağma faaliyetleri Erzincan’la sınırlı kalmadı. Karabağ üzerinden Osmanlı Beyliklerinide yağmaladı Sultan Süleyman aynı şiddetle karşılık verdi

1. Tahmasp Dönemi (1524 – 1576)
Nahcıvan seferine çıkan sultan süleymanın ordusu Safevilere öldürücü darbeyi vurmak için yola çıkmıştı Sultan Süleyman ordusunun başındaydı Musul’u ve Kars’ı fetheden Kanuni, Nahçıvan’a doğru ilerliyordu. Tahmasp, Kanuniden barış istedi Safeviler ile Osmanlılar arasında ilk kez imzalanan barış anlaşması ile Bağdat Irak Azerbaycan’ın Fırat ile Dicle nehirleri arasındaki bölge Tebriz Osmanlı Devletine bırakıldı.

1. Tahmasp Dönemi (1524 – 1576)
Safeviler ile Osmanlılar arasında ilk kez anlaşma imzalanmıştı.barış uzun sürmedi. Anadoludaki emelinden vazgeçmeyen,Tebriz’i Osmanlılara bırakan Tahmasp, Şehzade Bayezid’in isyanına destek verdi osmanlıya hasmane bir tutum izledi doğu sınırlarında cephe açmak istemeyen barış için Kars’ı Safevilere verdi. Ancak Osmanlı tarafından geri alındı

1. Tahmasp Dönemi (1524 – 1576)
Şah İsmail döneminde kurulup büyük bir devlet haline gelen Safeviler Şah İsmail döneminde zayıflamıştı. süreç Şah Tahmasp döneminde devam etti.Tahmasp, güçlendirmiş Osmanlılardan kurtararak sınırlarını genişletmişti


1. Tahmasp Dönemi (1524 – 1576)
Tahmasp, 2. Selim ve 3. Murat döneminde Osmanlılar ile dostane ilişkiler güttü.Safeviler güçlü değildi.Tebriz, Şam ve Van gibi en önemli Safevi Şehirleri Osmanlı hâkimiyetindeydi Varlığını Doğu Azerbaycan, Kuzey İran ve Horasanda devam ettirmeye çalışan Tahmasp,devletin küçülmesine engel olamayarak Osmanlı Devletinin gücünü kabullenmek zorunda kalmıştır.

1. Tahmasp Dönemi (1524 – 1576)
Tahmasp, Sultan Süleyman’ın ölümünden sonra iç karışıklıklar ile uğraşmış, Horasandaki Özbek taarruzlarıyla uğraşmış ve devlet teşkilatında Farsların ön plana çıkmasına engel olamamış, ülkesini ayakta tutmaya çabalamıştır 1576 yılında öldüğünde Safeviler saltanat mücadelelerine sahne olacak, zayıflamış ve küçülmüş Safevi Devleti, cihan devletinden uzaklaşarak zayıf bir devlet haline gelecektir.

2. İsmail Dönemi (1576 – 1577)
Tahmasp’ın ölümüyle büyük oğlu Muhammed hüdabende taht varisiydi yarı kördü. yerine kardeşi İsmail geçti. İsmail, Osmanlılar ile mücadelede büyük başarılara imza atmış, mükâfat olarak Horasan’a vali atanmıştı.

2. İsmail Dönemi (1576 – 1577)
İsmail, babası tahmasbın saltanatını ele geçirme niyetindeydi.düşüncesini güvendikleriyle paylaşan İsmail’in niyeti güvendikleri tarafından Tahmasp’a ulaştırılınca Tahmasp, oğlu İsmail’i hapse atarak 20 yıla mahkûm etmişti.Tahmasp’ın vefatıyla hapisten çıkartıldı.kardeşi Haydar Mirza da saltanat adayıydı ve saltanat makamını Safeviye tarikatı belirleyecekti.

2. İsmail Dönemi (1576 – 1577)
İsmail, Türkmen bir anneden di Kardeşi Haydar Mirza’nın annesi ise Gürcü idi.ayrılığa düşen Safeviler saltanat sahibine karar verememişlerdi. taraftarları Haydar Mirza’yı tahta geçirmeye teşebbüs ettiler.İsmail taraftarları ile yaşanan mücadeleler neticesinde Haydar Mirza öldürüldü İsmail saltanat makamına geçti

2. İsmail Dönemi (1576 – 1577)
İsmail, tahta geçtikten sonra Sünni olduğunu açıkladı.Safevi din önderleri ve Kızılbaş Alevileri tepkiyle karşıladı.Saltanatın verdiği güçle karşı gelenleri bastıran İsmail, 24 Kasım 1577 yılında kız kardeşi Perihan Hanım’ın da yardımı ile zehirlenerek öldürüldü.

Muhammed Hüdabende Dönemi (1577 – 1587)
2. İsmail’in zehirlenerek öldürülmesiyle Tahmasp’ın büyük oğlu Muhammed Hüdabende safevi tahtına geçirildi. Hüdabende döneminde Safevilerde sorunlar meydana geldi Saltanat mücadelesiyle sarsılan devlet otoritesi, yarı kör olan Hüdabende’nin itibarına gölge düşürdü.Türkmenler ile Farslar arasındaki mücadeleler de sorunların büyümesine neden oldu.

Muhammed Hüdabende Dönemi (1577 – 1587)
Ordudadaki Fars-Türkmen çatışmaları saraya kadar uzadı saltanat makamında kendisini gösterdi Horasan’dan uzaklaştırılan Özbekler, Safevilerin zayıflaması ile Horasan’ı zapt ettiler, İran içlerinde söz sahibi duruma geldiler.

Muhammed Hüdabende Dönemi (1577 – 1587)
Safevilerdeki karışıklıklar Osmanlı ilişkilerine gölge düşürdü.Ruslarla mücadele eden Osmanlılar doğu sınırlarını genişletmek istiyordu Safevilerin saltanat mücadelesi Osmanlı’nın Azerbaycan ve Kafkaslardaki stratejilerini kolaylaştırmaktaydı. Bu durumda Hüdabende’nin saltanatına gölge düşürüyordu iç karışıklıklar Safevi sarayındaki komplolar gizli faaliyetler içinden çıkılamaz bir hale geliyordu.

Muhammed Hüdabende Dönemi (1577 – 1587)
Safevi Devleti Türkmen-Fars mücadelelerine sahne oluyor, saltanatta ise siyasi oyunlar bitmiyordu.en sonunda saray darbesi gerçekleşti Hüdabende tahttan indirildi saltanat makamı 14 ay boş kaldı. taraflar birbirleri ile mücadele etmiş, Muhammed Hüdabende’nin oğlu Abbas Safevi Devletinin Şah’ı ilan edilmişti

1. Abbas Dönemi (1588 – 1629)
1. Abbas,entrikalarla babası Muhammed Hüdabende’nin yerine saltanat makamına geçti Şah Abbas, 42 yıllık hâkimiyetinde Safevi Devletini zor durumuna rağmen ayakta tutabilmiş, elde ettiği başarılarla devletin yıkılmasına engel olmuştur.

1. Abbas Dönemi (1588 – 1629)
Şah Abbas’ın ilk faaliyeti,Özbek tehdidini bertaraf etmeye çalışmak oldu.Osmanlı Devleti ile bir anlaşarak Doğu Azerbaycan ve Kafkas topraklarını Osmanlılara terk etti. Safeviler kuzey sınırlarını kaybetmiş ancak Osmanlı Devleti tarafından gelecek tehditlere karşı kendisini güvence altına aldı

1. Abbas Dönemi (1588 – 1629)
Şah Abbas’ın Özbeklerle mücadelesi başarılı olamadı.Safevi ordusu, düzensiz ve yarı sivil bir orduydu. Büyük mücadeleler için düzenli bir ordu gerekiyordu. Abbas,düzenli ordu kurmaya çalıştı Özbekler ile mücadele etti.Düzenli ordunun kurulması mevcut orduyu zayıflatıyordu. Zira mevcut orduda yağmadan pay alan aşiret askerleri, yerlerini Düzenli birliklere bırakmak istemiyorlardı.

1. Abbas Dönemi (1588 – 1629)
Düzenli ordu,ciddi bir maliyet oluyor, maliyet için devlet hazinesi yetersiz kalıyordu. Şah Abbas’ın düzenli ordu kurması 20 yıl sürdü.düzenli ve güçlü orduya sahip olan Abbas, Horasan’a girerek Özbekleri büyük bir bozguna uğratıp Horasandan çıkartmayı başardı.

1. Abbas Dönemi (1588 – 1629)
Horasan’ı Özbeklerden alan Şah Abbas hedefi Osmanlı Devletiydi.Osmanlı Devletinden Doğu Azerbaycan hattını istemiş, Osmanlılarla anlaşamayınca ordusuyla birlikte Azerbaycan seferine çıkarak eski topraklarını Osmanlı Devletinden geri aldı ve Doğu Azerbaycan hattındaki hâkimiyetine yeniden kavuştu

1. Abbas Dönemi (1588 – 1629)
Şah Abbas’ın ordusu Safevilerin çehresini değiştirdi Safevilerin en etkili gücü Alevi Türkmenlerdendi düzenli orduda Türkmenler değil Fars ve Arap tebaaları ile Saltanat makamına sadık Gürcü, Ermeni ve Çerkez köleler vardı Böylece Safevi Devletinin kurucu unsuru Türkmenler Farslaşmaya başlayan Safevi Devletinde geri plana itildi. Türkmenler azınlık durumuna düşmüşlerdi.

1. Abbas Dönemi (1588 – 1629)
Düzenli orduya geçilmesi ile Safeviler başkentini İsfahan’a taşıdı.Farslaşan ve kendisini İran Devleti olarak tanıtan Safeviler Fars kültürel akımına öncelik vererek İsfahan’da pek çok kültürel yapı, meydan ve türbeler inşa ettirerek hem sosyal hem de kültürel mevcudiyetini Fars kültürüne devşirdi.

1. Abbas Dönemi (1588 – 1629)
Bu tarihlerde İsfahan’da şehircilik yükseldi, saltanat makamı ve tüm kurumlar Şii’leşti. Basra körfezinde Portekizler ve İngilizler ile ticaret anlaşmaları yapılarak İsfahan eşrafının zenginleşmesi sağlandı.

1. Abbas Dönemi (1588 – 1629)
Bir Türk Devleti olarak kurulan Safeviler Şah Abbas döneminde Farslaşarak Türkmenler azınlık haline getirildi.İran tarihine mal olan Safeviler toplumsal olarak zenginleşmiş siyasi olarak zayıflamış politik açıdan küçülmüştür. Bu zayıflama, ilerleyen yıllarda Safevi Devletini yıkılma sürecine sürükleyecektir. Şah Abbas, 42 yıllık uzun hâkimiyetinden sonra, 1629’da vefat etti yerine oğlu Safi Mirza geldi.



Safevi Devletinin Farslaşması
Safevi Devletinde Türkmenler çok önemliydi Selçuklu dönemindeki Türk göçleri Anadolu’ya kaymış, Anadolu’ya gidemeyen Türkmenler böl
Safevi Devletinin temellerini teşkil etmişlerdir Devletin kurucusu Şah İsmail,Türkmen topluluklarını sahiplenerek gücüne güç katmış,bu toplumlara Şii inancını nüfuz ettirerek kendi tebaası haline getirmiştir

Safevi Devletinin Farslaşması
Bâtıni Türkmenler, Osmanlıların baskıları nedeniyle Sünni Türk Boyları gibi yerleşik hayata geçememişler, göçebe yaşayarak Bozkır kültürünü devam ettirmişlerdir. at sırtında konar-göçer hareket ede Türkmenler askeri açıdan avantaj sağlıyordu. güçlenmek ve göçebe Türkmenlerden istifade etmek isteyen Şah İsmail, devlete Türkmen beylerini atamış, orduda Türkmenlere görev vererek Fars ve Arapların devlet nizamında yükselmesine mani olmuştur

Safevi Devletinin Farslaşması
Safevilerde yalnızca Türkmenler değil Selçuklular döneminde İran-Irak hattına yerleşen Türk kitleleri Farslar ve Araplar Sasaniler, Samanilerde vardı
Azerbaycan hattında Türkmenler Doğu İran hattında Farslar Özbeklerden Türk boyları ve göçebe Türkmenler Irak ile Acem bölgelerinde ise Türkmenler, Araplar Farslar yaşamaktalardı.

Safevi Devletinin Farslaşması
Safeviler kurulduğu yıllarda yarısı Türkmen yarısı Fars ve Araplardan oluşmaktaydı nüfus dengesi Şah İsmail’in ölümü ile birlikte Farsların lehine geçti Şah Abbas döneminde Farslar asli unsur olarak görülmeye, Türkmenler azınlık durumuna düşmeye başladılar.

Safevi Devletinin Farslaşması
Safevi Devletinin Farslaşmasının ve Osmanlı Devletinden dışlanan Batıni göçebe Türkmenlerin Safevilere bağlanması sonrası hayal kırıklığına uğramalarının sebebi Şii inancıdır Safevi Devleti Şii inancını benimseyen Türk kökenli bir devlettir Safeviye Tarikatını ve Şii inancı benimseyen Farslar tarafından tahakküm altına girmiştir, fars etkisi Safevi Devletinin politikalarına yansımıştır.

Safevi Devletinin Farslaşması
Şah Abbas döneminden sonra Türk kimliği ortadan kalkarak önce İranlılık ön plana çıkmış, Farsların devlet nezdindeki tahakkümü kesinleştikten sonra ise İran Tarihine mâl olur hale gelmiştir. Unutmamak gerekir ki bugün İran devleti içerisinde yaşayan Türkmenler İran nüfusunun %30’undan fazlasını teşkil etmektedirler. Bugünün İran Devleti içerisindeki Türk nüfusunun kökeni de Safevi Devletine dayanmaktadır.

Safevi Devletinin Yıkılışı
Şah Abbas dönemindeki Farslaşma akımı, İngiltere ve Portekiz’in Basra körfezine girmesi ve Safevi Devleti ile girişilen ticari münasebetler Safevi Devletinin ekonomik olarak zenginleşmesine siyasi olarak zayıflamasını ve Safevi Devletinin sonunu hazırlayan süreci başlatmış oldu.

Safevi Devletinin Yıkılışı
Şah Abbas’ın vefatından yerine geçen oğlu Safi Mirza , babası gibi İngiliz oyunlarına alet olunca Safevilerin istikbali felakete sürüklendi Türklükten uzaklaşan Safeviler Osmanlılara savaş ilan edince Safeviler büyük bir darbe aldı. Safeviler için büyük önemli olan Van Osmanlı hâkimiyetindeydi Şah Vana sefer düzenleyince Osmanlıların tepkisi şiddetli oldu.
Osmanlılar Van’ı Bağdat ve Orta Irak sahasını fethetti Safeviler Orta Irak bölgesini Osmanlılara bırakmak zorunda kaldı

Safevi Devletinin Yıkılışı
Şah 1. Safi’den sonra yerine oğlu 2. Abbas geçti (1642 – 1666).dönemi iç çekişmeler, Özbek akınları, iç isyanlar ve mezhep çalışmalarıyla geçti. Osmanlının Suriye, Irak ve Azerbaycan ilerlemelerini durduramayan Abbas, yönetimi oğlu Süleyman’a bırakmış Şah Süleyman döneminde de varlık gösteremeyen Safeviler bölgedeki siyasi otoritesini kaybetmiştir
 
Üst