Peygamber niye çok eşliydi?

wwhirlwind

Profesör
Katılım
21 Aralık 2006
Mesajlar
2,313
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Tekbir Giyim'in sahibi Mustafa Karaduman önce ünlü mankenlerle yaptığı tesettür defilesiyle gündeme geldi. Ardından da "3 karım var, kime ne?" açıklamasıyla!.. 3 eşiyle de aynı evde yaşayan Karaduman'a göre İslamda bunlar yasak değildi...

3 ya da 4 eş alanlar İslamda bunun yasak olmadığını, Peygamberimizin de çok eş aldığını söylüyorlar. Peki Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in çok eş almasının sebebi neydi? İlahiyatçı Süleyman Ateş bu sorunun cevabını şöyle açıklıyor:

52 YAŞINA KADAR TEK EŞLİYDİ

"Hazreti peygamberimiz 52 yaşına kadar kendisinden yaşça 10 yıl büyük olan tek kadınla yetinmiş, onun üstüne evlenmeyi düşünmemiştir. Karısı Hatice’nin vefatı üzerine Peygamberimiz çok desteksiz kalmıştı. Davasını yaymak için desteğe ihtiyacı vardı.

AKRABALIK BAĞINI GELİŞTİRMEK İÇİN

Araplar akrabalığa büyük önem verirlerdi. Manevi gücünü maddi hısımlık bağıyla artırmak, pekiştirmek için akrabalıklar kurmayı gerekli gördü. Bundan dolayı en yakın arkadaşı Ebubekir’in kızı Ayşe ve yine yakın arkadaşı Ömer’in kızı Hafsa ile evlenmek suretiyle bu arkadaşlarını hısımlık bağıyla da kendisine bağladı.

EŞİNİN ÇOCUKLARINA SAHİP ÇIKTI

Peygamberimizin diğer hanımları da çoklukla kabile liderlerinin, toplumda saygın kişilerin kızlarıdır. Bir kabile reisi Peygamberle akraba olunca bütün kabile Peygamber’in destekçisi olmuştur. Bir hanımı da Uhud’da şehit düşen çok sevdiği bir arkadaşının eşi olan Ümmü Seleme’dir. Peygamberimiz, onun çocuklarına sahip çıkma yanında son derece zeki ve hikmet sahibi bu hanımın görüş ve kararlarından yararlanmak üzere onunla evlenmiştir.

TOPLUMDA HUZURSUZLUK YARATMADI

Bu evlilik o zamanki toplumda bir huzursuzluk yaratmamış, tam tersine huzur ve sevinç sağlamıştır. İlk hanımı Hatice ile Mısırlı cariyesinden başka herhangi bir hanımından çocuğu da olmamıştır.




kaynak : http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=138576
 

Be5tE

Dekan
Katılım
22 Nisan 2008
Mesajlar
7,346
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
wwhirlwind dedi ki:
EŞİNİN ÇOCUKLARINA SAHİP ÇIKTI

Peygamberimizin diğer hanımları da çoklukla kabile liderlerinin, toplumda saygın kişilerin kızlarıdır. Bir kabile reisi Peygamberle akraba olunca bütün kabile Peygamber’in destekçisi olmuştur. Bir hanımı da Uhud’da şehit düşen çok sevdiği bir arkadaşının eşi olan Ümmü Seleme’dir. Peygamberimiz, onun çocuklarına sahip çıkma yanında son derece zeki ve hikmet sahibi bu hanımın görüş ve kararlarından yararlanmak üzere onunla evlenmiştir.

TOPLUMDA HUZURSUZLUK YARATMADI

Bu evlilik o zamanki toplumda bir huzursuzluk yaratmamış, tam tersine huzur ve sevinç sağlamıştır. İlk hanımı Hatice ile Mısırlı cariyesinden başka herhangi bir hanımından çocuğu da olmamıştır.

İşte bu yüzden ... Fazla bir söze gerek yok toplumumuzda neyin ne olduğunu görüyoruz biliyoruz. Önceden de öyle olsaydı o zaman Pygamberimiz çok eşli olmazdı.
 

Mars

Öğrenci
Katılım
5 Nisan 2008
Mesajlar
50
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Yazı bana Ait değil.ALINTIDIR.

********
********

Gerekli açıklama birazdan!
 

heyula07

Asistan
Katılım
15 Ocak 2008
Mesajlar
183
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Alıntı:
Hz. Resul Efendimiz isteseydi daha gençliğinde iken ; genç , zengin bir çok kızla evlenebilirdi. Bu imkanı vardı fakat evlenmemişlerdir:

Peygamber efendimiz kendi döneminde ‘Muhammedü’l-emin ‘ (güvenilir Muhammed ) olarak adlandırılmış ,sadece zenginlerin üye olabildiği ‘Hılfu’l-fudul’ derneğine zengin olmadığı halde kabul edilmiş ,çevresince kendine güvenilen ,genç,ahlaklı ve yakışıklı bir insandı.Kabeyi su bastığı zaman ‘ Haceru’l –esved ‘ taşını , kabile reisleri arasında tek reis olmayan peygamberimiz yerine koymuştur.Peygamber efendimiz peygamberliğini ilan ettiği zaman Mekkeli müşrikler peygamberimize şu teklifte bulunurlar : ‘Ey Muhammed eğer sen para istiyorsan sana para verelim, başımıza başkan olmak istiyorsan seni başkan yapalım, eğer istiyorsan seni kabilemizin güzel kızlarıyla evlendirelim.Yeter ki sen bu davadan yani İslam'ı anlatmaktan vazgeç. ‘

Peygamberimiz onlara şu cevabı verir: ‘Bir elime ayı , bir elime güneşi koysanız ben bu davadan vazgeçmem.’

Görüldüğü gibi Peygamberimizin dünya malına düşkün olması veya benzeri bir iddia gerçek olsa idi , daha genç iken tüm bu imkânları elinin tersi ile bir kenara itmemesi gerekirdi!Ama O Yüce insan , insanları battığı ahlaksızlık ve kötülük batağından kurtarmak için mücadele ve iftiralara muhatap olma pahasına iyiliği tebliğ ve yayama yolunu tercih etmişlerdir...

Peygamberimiz 25 yaşına kadar evlenmemiş , ibadetle meşgul olmuştur.

Peygamber efendimiz 25 yaşında iken 40 yaşında ve dul olan Hz. Hatice ile evlenir.Hz. Resul Hatice annemizle zenginliği için evlenmemiştir.Çünkü Hz. Resul , Hz. Hatice’nin tüm malını Allah yolunda dağıtmıştır(Hz. Resul daha sonra kendisine gönderilen hediye ve altınları da fakirlere dağıtacaktır.) Hz. Hatice ile peygamberimiz 25 sene evli kalırlar.Hz. Hatice , peygamberimize :’Ey Muhammed ben yaşlandım , artık başka hanımla evlen ‘ deyince peygamberimiz şu cevabı verir: ‘ Böyle söyleme Hatice , üzülürüm.’Hz. Hatice 65 yayında vefat eder. Hz. Resul 2-3 sene daha kimse ile evlenmez , 53 yaşına gelir.

Not : O dönemde ‘sahabi’ ( Peygamber Efendimizin arkadaşları) savaşlarda şehit oluyor, eşleri dul, çocukları yetim kalıyordu. Peygamberimiz sahabiye bu dul hanımlar ile evlenmelerini, onları evsiz, çocuklarını bakımsız bırakmamalarını tavsiye ediyor, kendisi de bu dul hanımlar ile 53 yaşından sonra evleniyorlar.

Hz. Sevde: 53 yaşında, dul.

Hz. Aişe: Peygamberimizin dul olmayan tek eşidir. Peygamberimiz genç yaşta olan (17-18 yaşlarında : Hz. Aişe’nin ablası Esma hicrette 27 yaşındaydı. Hz. Aişe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre onun da hicrette tam 17 yaşında olması gerekir. Ayrıca Hz. Aişe peygamberimizden önce Cübeyr’le nişanlanmış, daha sonra dini nedenlerle ayrılmışlardı. Demek ki evlenecek çağda bir kızdı, nişanlanmış, nişan bozulmuş sonra peygamberimizle evlenmiştir-) Hz. Aişe ile evlenir. Müslüman hanımların sormaya utandığı sorulara cevap vermesi için peygamberimiz Hz. Aişe ile evlenmiş ve onu öğretmen olarak yetiştirmiştir. Hz. Aişe peygamberimizden 2000 hadis rivayet etmiş, Müslüman kadın ve erkeklere öğretmenlik yapmış, hatta Müslüman orduların komutanlığını dahi üstlenmiştir.

Hz. Hafsa: Dul,

Huzeyfe kızı Zeynep: 60 yaşında dul,

Ümmü Seleme: 65 yaşında 4 çocuklu dul,

Cahş kızı Zeynep: Dul,

Ümmü Habibe: 55 yaşında dul,

Cüveyriye, Safiye: Esir (esir ve cariyelerle evlenmek âdet değil iken peygamberimiz onlar ile evlenerek onların da aile kurma haklarının olduğunu , onlarında insan olduğunu çevresindekilere ispat eder .)

Meymune: 2 çocuklu dul,

Mısırlı Mariye: Cariye

Hz. Resul 50 küsür yaşına kadar tek eşle evli kalıyor ,her türlü dünyevi teklifleri reddediyor ve 50 yaşından sonra genç ve zengin bir çok kız yerine koruma ve tebliğ amacını güden , karşılıklı rızaya dayanan evliliklerini objektif olarak inceleyen herkes evliliklerin hiç birinde dünyevi bir amaç olmadığını görebilirler yeter ki tarafsız olarak olayları inceleyebilelim.

Bazılarının aklına şu soru takılabilir, evlenmeden o kadınlara yardım yapılamaz mı idi ?

NE KADAR IYI BILINIRSE BILINSIN BIR ERKEK DUL BIR KADININ EVINE ARADA BiR BILE OLSA VE KADINLAR 50-55-65 YASLARINDA BILE OLSA UGRARSA DEDIKODU KAÇINILMAZ OLUR! ÖZELLIKLE BÜTÜN PROJEKTÖRLER ÜZERINE ÇEVRILI VE DEVAMLI HATASI ARANAN BİR UYARICI VE “REJİM DÜŞMANI “ ( ! ) OLURSAN... HZ. MUHAMMAD’E DÜŞMANLARI (HAŞA ) “ DELİ, CİNLENMİŞ , YALANCI... “ DEDİLER AMA HİÇ BİR DÜŞMANI ONA " ŞEHVET DÜŞKÜNÜ , ÇIKARCI, RÜŞVETÇİ , ..." DİYEMEMİŞTİR. ÖZELLİKLE BU KONULARDA DÜŞMANDAN DAHA İYİ ŞAHİT Mİ OLUR.. AYRICA EFENDİMİZİN OLAYA CİNSEL AÇIDAN YAKLAŞMADIĞININ BİR DİĞER DELİLİ BAZI ANNELERIMIZIN "YASLARINDAN DOLAYI" O TÜR IHTIYAÇ DÖNEMINI ÇOKTAN GEÇTİKLERİDİR HELE YAS 50 -65 ARASI İSE VE ÜLKE INSANLARIN ERKEN OLGUNLASIP YASLANDIGI SICAK BIR ÜLKEDE YAŞANILIYORSA ... YAZI BÜTÜNÜ İLE OKUNUNCA ZATEN HZ. MUHAMMED'IN DÜNYA ZEVKINE DÜSKÜN OLMADIGININ ÖRNEKLERI ILE DOLU OLDUĞU GÖRÜLECEKTİR.

NE MUTLU O’NA VE O’NUN İZİNDEN GİDEBİLENLERE !

Bazı ön yargılı çevreler Hz. Zeynep annemiz ile Hz. Resul’ün evliliklerine dillerine dolarlar. Güya Hz. Zeynep’ten hoşlanan Hz. Resul onun eşinden boşanmasını bekleyip onunla evlenir. Halbuki Hz. Zeynep Hz. Resul’ün akrabasıdır ve daha onu kız iken tanımaktadır. İstese onunla kız iken evlenebilirdi. Halbuki evlenmedi ve kendi eli ile Zeynep’i evlatlığı olan kölesi ile evlendirir. Ailenin devamı için huzursuzluk baş gösterip, boşanma talepleri gelince Hz. Resul hep bunlara engel olur. Fakat aile kendiliğinden dağılıp boşanma vuku bulunca her konuda, her türlü tapuyu yıkmakla görevlendirilen Hz. Resul, evlâtlıkta evlât gibidir. Evlenince hanımı kızın gibi olur türünden ön yargıları yıkmak için Allah’ın ayeti ile emretmesi üzerine Hz. Zeynep ile evlenir. Tapu dolayısıyla dedikodular çıkacağını bile bile, çünkü Hz. Resul insâni olmayan tüm tapu-taassuplara savaş açmıştı: Kadın savaşmıyor, miras alamaz, kız çocuğu uğursuzdur, namusumuza leke getirebilir, diri diri gömülmelidir. Soy erkek çocuktan devam eder, kız çocuk soyun kesilmesine neden olur...gibi bir çok günah – zararlı ön yargıları, yaşayarak, hayatıyla peygamber efendimiz yıkmış, yok etmiştir.

Hz. Muhammed’e atılan bir diğer iftira ‘da Hz. Safiye ile evlenmeleri olayıdır : Güya Hz. Resul esir olan Safiye annemize “ benimle evlenirsen seni serbest bırakırım , “ diye bir teklifte bulunmuştur. Halbuki olay şöyle gelişmiştir:

...Savaşta esir olan Yahudilerden olan Hz. Safiye ‘ye Hz. Resul “ sana bir teklifim var , istersen serbestsin mallarını al ve git , istersen sana evlenme teklif ediyorum ,Müslüman ol , yanımda kal “ teklifini özgür ve hür iradesiyle değerlendiren Hz. Safiye annemiz , kendi isteği ile teklifi kabul eder ve Hz. Muhammed’in yanında kalır. Bunun üzerine Müslümanlar “ biz annemizin akrabalarını esir etmeyiz , “ diyerek esir edilen tüm Yahudileri serbest bırakırlar... Yahudilerde bu gelişmeler üzerine İslam'a girerler...- Dinsiz T.Dursun iki maddeden oluşan teklifi tek maddede birleştirerek aktarır:" Benimle evlenirsen serbestsin!"..Düşünebiliyor musunuz, bu tek cümleye indirme ile Safiye annemizin seçme hakkı da ortadan kaldırılmış olunuyor.Amacı da bu zaten.Bilerek iftira böyle atılıyor işte.!
 

heyula07

Asistan
Katılım
15 Ocak 2008
Mesajlar
183
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Syn Mars iftiralarınızla ancak kendinizi alçaltırsınız. Müslümanlık dinini yayarak yüzbinleri etkileyen bir peygamber asla şehvet düşkünü olamaz.
 

cevher21

Öğrenci
Katılım
21 Haziran 2007
Mesajlar
76
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
yazı sana ait değilse bilip bilmeden atma
sen ve senin gibi düşünen küçük beyinliler Peygamber efendimizin neden çok eşli olduğunu anlayamazlar. çünkü herkesi kendiniz gibi bilirisiniz.şehvetine düşkün.
sizin elinizde olsa herhalde böyle yapacaktınız ne kadar güzel kadın varsa almaya çalışırsınız. zaten sizde çok eşlilik yok gurup eşliliği var yanılmıyorsam. çünkü siz anlaşma yapmadan idare ediyorsunuz.
 

Headhunter

Doçent
Katılım
20 Temmuz 2007
Mesajlar
827
Reaksiyon puanı
8
Puanları
18
Sayın forum yöneticileri Mars adlı üyenin Peygamber efendimiz Hz.Muhammed (s.a.v) hakkında çirkince bir yazı yayımlaması sebebiyle yazısının kaldırılmasını istiyoruz.Peygamber efendimize İftira atılmış ve dolaylı yoldan hakaret edilmiştir.Yazının kaynağındada görüldüğü gibi yazı ataistliği(Allah' inanmamak) savunmaktadır.Bu durumun SDN yönetimi tarafından sonlandırılmasını talep ediyoruz.

Teşekkür Ederiz.
 

GAMEHUNTER

Asistan
Katılım
29 Nisan 2008
Mesajlar
149
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
Tesadüfen bu başlığı gördüm ve mesaj yazmak için üye oldum.

"mars" nickli üye bir peygambere asker arkadaşına hitap eder gibi hitap edemezsin. İnanıp inanmamak sana kalmış inanca olduğu kadar inançsızlığa da saygım vardır. Fakat sende saygı çerçevesinin dışına çıkma !

Peygamberimiz HZ. Muhammed (S.A.V.)çok eşliliği şehveti açıdan değil himaye (korumaya alma) sebebiyledir. O zamanın şartları onu gerektiriyormuş. Böyle yazılar yazarak İslam düşmanlığı yapmayın.

Günümüzde bunu sünnet diye kendi çıkarlarına uyarlayanlar tabiiki de var. O kişileri sonuna kadar eleştirin ama genelleme yapmayın.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Herkese selamlar.

Müslüman arkadaşlar, kardeşler, sakin olun. H.z Peygamber'e bugüne kadar söylenen sözlerin haddi hesabı yoktur. Şüphesiz, onun da söylediği gibi, "Allah ona yardımcı olarak yeter". O yüzden sizin sinirlenip başkalarına hakaret etmeniz sizin de, peygamberin de işine yaramaz ve hatta Allah'ı gazaplandırabilirizsiniz.

Yazıya gelince; İslam peygamberinin akrabalığı çoğaltmak için evlenmesi söz konusu olamaz. Bazı yerde maslahat gereği farklı davranabilir; ama "falanca ile de akraba olayım, şununla da akraba olayım, bununla da akaraba olayım" diyerek onlarca kadın ile evlenmez. Bu nasıl ahlak anlayışı? Hz. Muhammed, davasını, öğretisini en yüksek seviyede yaşayarak yaydı; bol bol evlenerek değil. O yüzden, burada Sayın Süleyman Ateş kendi görüşünü öne sürmüştür; yoksa peygamberin gerçek yaşam tarzını değil. Düşünsenize "falanı da müslüman yapayım, filanı da katakulliye getireyim de o da müslüman olsun" gibi şeyler düşünen bir peygamber? Aklınız alıyor mu?

Ayrıca şunu belirtmek istiyorum, Hz. Hatice hakkında İslam dünyasının önemli bir kısmının yanlış bir bilgisi vardır. Hz. Hatice, Hz. Muhammed ile evlenmeden önce başkasıyla evlenmemişti. Yani dul değil bekardı. Hatice'nin çocuğu olduğu zannedilen çocuklarsa Hatice validemizin yanlış hatırlamıyorsam Hale isimli kızkardeşinin çocuklarıdır. (Zeynep ve Ümmügülsüm) Anne ve babaları vefat edince teyzeleri olan Hatice onların bakımını üstlenmiş, haliyle de Hz. Peygamber'in çocukları gibi telakki edilmişlerdir.

Mars isimli üyeye gelince; kendisi daha önce kıvrak tavırlarından ve kişisel hakarete varan saygısızlık ve densizliği yüzünden forumdan atılan hacıcavcavdır. O nedenle, yazdıkları üzerinde durmamanızı, onun yerine gerçek kitaplar okumanızı tavsiye ederim.

Mars'ın (eski adıyla hacıcavcav) efendisi olan Turan Dursun ise kendisinden çok daha kıvrak ve bilgiyi çok daha şeytanca kullanan bir adamdır. Nitekim herkesçe bilinmeyen bazı gerçekleri, aynı heyula isimli kardeşin söylediği gibi aralardan keserek veya birleştirerek anlamından tamamen uzaklaştırarak ateistleri ve daha bir çok kimseyi büyük bir başarıyla uyutabilmiştir. Örneğin Allah kelimesi konusunda bile el-İlah 'tan türediğini bile bile, ses benzeşmesini çarpıtarak bu kelimenin Al-lah şeklinde olduğunu ve El-lat isimli putun büyüğü olduğunu iddia etmiştir. Bu da onun ne kadar kurnaz ve hasta beyinli olduğunu göstermekle birlikte, kıvraklığını ve pis bir amaca hizmet etmek için bile bile yalan söyleme haysiyetsizliğini gösterdiğini ortaya koymaktadır.

Kısacası gönlünüz rahat olsun derim.

Sevgiler.
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Hayırlı akşamlar çok değerli SDN üyeleri ve misafir arkadaşlarım;

Öncelikler mars isimli arkadaşımız mesajını saat 17 civarında yazmış.
Bende dünya işlerimin yoğunluğundan dolayı ancak saat 18 civarında görebildim.
Bu vesile ile bu yazının yayınlanmasına 1 saat kadar müsade etmiş bulundum.
Bundan dolayı sizlerden özür dileyerek haklarınızı helal etmenizi istirham ediyorum.

Bu arada yazı hakkında bilgisi olmayan arkadaşlarımız ise gerçekten çok şanslılar.
Çünkü ben inanıyorum ki,onlar yazıyı görmüş olsalardı gerçekten tepkileri çok daha farklı olurdu.

(Değerli demiyeceğim,arkadaşım demiyeceğim)Mars;

Sana karşı yazacağım yazımı nerden başlıyacağımı inan olsun bilmiyorum.

Sen ateistin.Saygım var.
Benim ve tüm müslümanların nefret ettiği bir adamın yazılarını okuyorsun ve onun inandıklarına inanıyorsun.Saygım var.
1,3 milyar insanın inandığı hakikatlerin aksini isbat etmeye çalışıyorsun.Saygım var.
1,3 milyar insanın kabul ettiği ve onun hükümleri ile yaşamaya çalıştığı ve zaman ihtiyarladıkça kendisi genlenen bir kitabı abuk subuk kelime oyunları ile küçültmeye ve değerini düşürmeye çalışıyorsun.Saygım var.
1,3 milyar insanın günde beş defa kıldığı namazı ilkel bir ibadet gibi görüp bunu mesajınla açıklıyorsun.Saygım var.

Ama herşeyin bir sınırı var değil mi?
Sende bal gibi farkındasın o sınırı aştığının?


1,3 milyar insanın sevdiği,muhabbet ettiği,rüyasında bile görmek için varını yoğunu dökmeye hazır,onun yoluna başkoymuş,onun davası için canını ve cananını hiçe saymış bir insanı küçük düşürmeye,ondan bahsederken sanki senin askerlik arkadaşınmış gibi bahsetmene,ve onun hanımlarını (sanki neyse dilim varmıyor söylemeye) günlük hayatta farklı anlamlarda kullanılan bir kelime kullanarak küçültmeye çalışmana ise hiç ama saygım yok.

Nefretle kınıyorum.
Ben senin kendi inandığın değerlere bile saygın olacağına inanmıyorum.


Eğer olsa burada böyle hayasızca bir yazı kaleme almazsın.
Yazı senin olmayabilir.
İyi o zaman bende internette abuk subuk şeyler bulup buraya kopyalayayım vede yazı bana ait değil diyeyim.
Herhalde çocuk kandırmıyorsun değil mi mars.

Birde
Eğer bir miktar gururunuz ve enaniyetiniz olsa idi,kovulduğunuz yere tekrar gelmezdiniz.

Siz nasıl olurda ben dahil 1,3 milyar insanın canını seve seve vereceği kudsi bir davanın elçisinin hanımlarına karşı (ka..) diye bahsedersiniz?


Neyse;
SDN üye ve misafir arkadaşlarımdan özür dileyerek yazımı sonlandırıyorum.

Saygılarımla
Mehmet
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Alçak her zaman alçaktır Mehmetcim, Mars, ya da hacıcavcavın ateist olduğuna dahi inanmıyorum. Çünkü çok sistemli çalışıyor ve bir ateistin heyecanından ve savunduğu fikirlerin samimiyetinden yoksun. Neye hizmet ettiğinin elbet kokusu çıkacaktır, er ya da geç. Biz sabırla bekleriz.
 

hellmarch

Profesör
Katılım
15 Eylül 2007
Mesajlar
2,041
Reaksiyon puanı
20
Puanları
218
Peygamber efendimizin hayatını sorgulamak ne idüğü belirsizlere mi düştü?
 

Mars

Öğrenci
Katılım
5 Nisan 2008
Mesajlar
50
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Cevap vermek yerine hertürlü hakaretin haddi hesabı yok.Sadece yazıklar olsun diyorum.Muhammet bu kadar kadınla evlendiyse evlendiğini burada söylemek neden hakaret oluyor bunu anlamış değilim.Ortada bir hakaret varsa; kabahati bende değil evlenen zatta aramanız gerekir.

Açıkçası benim muhammed ve diğer peygamberler hakkındaki düşüncelerim hiç hoş değil ama bu düşüncelerimi küfürle, hakaretle dile getirmiyorum. Tabiki muhammed ismini zikrederken başına hz. sonuna sav koymam da mümkün değil zira benim için saygı duyulması gereken bir şahsiyet değil kendisi. sizler duyduğunuz saygıyı bu sıfatları kullanarak ya da başka türlü ifade etmekte de serbestsiniz.

şimdi gelelim meseleye

Hadislerde "nikah" bölümü var o kısımları okumanızı öneririm...muhammed Ayşeyi aldığında ayşenin 6(ALTI) yaşında olduğunu gerdek günü ise 9 yaşında olduğunu ben söylemiyorum ayşe söylüyor ve hadislerde yer alıyor...

İstersen aktarayım...


5575 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, ben altı yaşında iken benimle evlendi. Medine'ye geldik. Benî'l-Hâris İbnu'l-Hazrec kabilesine indik. Ben hummaya yakalandım. Saçlarım döküldü. (İyileşince) saçım yine uzadı. Annem Ümmü Rumân, ben arkadaşlarımla salıncakta oynarken, bana geldi, benden ne istediğini bilmeksizin yanına gittim. Elimden tuttu. Evin kapısında beni durdurdu. Evimizde, Ensârdan bir grup kadın vardı. "Hayırlı, bereketli olsun!", "Uğurlu mübarek olsun!" diye dualar, tebrikler ettiler. Annem beni onlara teslim etti. Onlar kılık-kıyafetime çeki düzen verdiler. Beni, (kuşluk vakti aniden) Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm(ın gelişinden) başka bir şey şaşırtmadı. Annem beni O'na teslim etti. O gün ben dokuz yaşında idim."

Buhari: Nikâh 38, 39, 57, 59, 61;
Müslim: Nikah 69, (1422);
Ebu Dâvud: Nikâh 34, (2121); Edeb 63, (4933, 4934, 4935, 4936, 4937);
Nesai: Nikah 29, (6, 82).

Ayşenin bebeklerle oynadığı da oyun bölümündeki hadislerde yer alır... Aktarayım...

Hadis No : 5326
Ravi: Aişe
Tanım: Resulullah (sav)'ın yanında bebeklerle oynardım. Arkadaşlarım (da oynamak için) yanıma gelirlerdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (eve gelince, utanarak) saklanırlardı. Ama Aleyhissalatu vesselam onları tekrar bana gönderirdi. Beraber oynamaya devam ederdik."

Kaynak: Buhari, Edeb 81; Müslim, Fedailu's-Sahabe 81, (2440); Ebu Davud, Edeb 62, (4931, 4932)

Yorum yapmayayım diyorum ama insanı mecbur bırakıyorsunuz.

Sizin 6 yaşındaki kızınızı 52 yaşına gelmiş bir insan gelip istese,kızınız dokuz yaşına geldiğinde de gerdeğe girse siz bunu kabul edermisiniz?

Hacıcavcav olduğum hususunda iddialar var.Ben hacıcavcav değilim.Bu bir..
AMA ONUN RUHUYUM...buda iki...
 

egkhan

Öğrenci
Katılım
6 Nisan 2008
Mesajlar
87
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Ruh diye bir şey var mı ki sen onun ruhusun ?
Şu andan sonra sana olan saygılı yaklaşımım da buhar oldu ey mars...oracagada yı görmüştük malum yazıda...seni de gördük...
Ben oturmuş saf saf sana akıl-bilim çerçevesinde cevaplar yazıp aklımca "tartışıyorum"
Senin gibi bir zihin anlatılanı anlamaktan aciz ise bu bizim suçumuz değil.
Mesela ben şimdi senin bu tarzda yetişmene müsade ettiği için ailene saygı duymuyorum desem, benim için saygı değer olmadığı için de saygı kelimeleri kullanmak bir yana hakaret bile etsem bunu da kaldıracak mı miden ???
Ki Hz. Muhammed bizler için ana babamızdan daha azizdir bilirsin...
Bundan sonra sana cevap vermeye gerek var mı bilmiyorum ?
Zaten tek bildiğin cümleleri budayıp kafandan çelişki uydurmak
Sana tek söz Arap yarımadasında Bluğ çağı yaşı kaçtır ?

iki ihtimal var:
A-) Ya bunu bilmiyorsun, ki bu durumda bu kara cahil halinle bu kadar büyük laflar etmen bomboş bir insan olduğunu gösterir.
B-) Ya da bunun cevabını biliyorsun ama kasıtlı olarak göz önüne almayıp insanları yanıltmaya çalışıyorsun ki bu da en mukaddes konuda bile sahtekarlık,yalancılık yapacak kadar seviyesiz bir insan olduğunu gösterir....
Geri kalanlara cevap vermek sadece kendini önemli hissetmene sebep olacağından bu soruyla noktalıyorum....
Ha Mars, hangisi A ? B?
 

GAMEHUNTER

Asistan
Katılım
29 Nisan 2008
Mesajlar
149
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
Şu marsı marsa geri yollayacak bir yetkili yok mu ?

Veya materyalizm ile ilgili bir kategori açın orada takılsın.
 

GurenGursel

Profesör
Katılım
15 Kasım 2007
Mesajlar
1,163
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
Ya arkadaşlar, Peygamberim(n)iz yaptı diye hepimiz yapmak zorunda değiliz. Yapmamak zorunda da değiliz. Neyini kurcalıyorsunuz? Dini kenara bırakalım? Her erkek cinsel yapısı dolayısıyla birden çok kadınla birlikte olmayı ister. Çok eşlilik de bunun bir sonucu. MS. 500-600'lü yıllarda geçen olayı 2008 yılında tartışmanın çok manası yok?
 

heyula07

Asistan
Katılım
15 Ocak 2008
Mesajlar
183
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Ya el insaf. İftiranın bu kadarı. Hz aişe 9 yaşında peygamberle evlenmiş. Bu ne kadar adice bir iftiradır ya . Peygamberimiz hz Aişe ile 17-18 yaşlarında evlenmiştir. Yalan yalnış iftiralarla, sahte hadislerle olmaz bu işler. İşin aslı şu:

Hz. Aişe’nin ablası Esma hicrette 27 yaşındaydı. Hz. Aişe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre onun da hicrette tam 17 yaşında olması gerekir. Ayrıca Hz. Aişe peygamberimizden önce Cübeyr’le nişanlanmış, daha sonra dini nedenlerle ayrılmışlardı. Demek ki evlenecek çağda bir kızdı, nişanlanmış, nişan bozulmuş sonra peygamberimizle evlenmiştir.
 

ETerNiTYy

Öğrenci
Katılım
18 Ekim 2006
Mesajlar
68
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
Ayşe ile 9 yaşında evlenmiştir. Evlilik tamamen siyasi amaçlarla yapılmıştır. Hz Peygamberin Nikahlarının çoğu sahiplenme ve siyasi amaçlıdır. (Arap kaynaklarına göre 12 evlilik vardır)

Unutmamak lazımdır ki Hz ali ye kızını veren Hz peygamber, tek eşlilik şartı ile evliliğe izin vermiştir.

Yani bu demek oluyor ki, Sünnettir diye 4+ kadınla evlilik yapmak kabul edilemez.

Zoru görenlerin kaçanken hicret sünnettir demesi gibi mantıksız bir uygulamadır.

İslam akıl mantık dinidir. İnsanların zevkleri için yorumlanabilecek bir din değil.
En yetkili kurum diyanet işleridir. bakın ne demişler.

T.C.
BAŞBAKANLIK
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI


Sayı :
Konu: Çok Eşlilik

29.04.2008

BASIN AÇIKLAMASI

29/04/2008 tarihinde (bugün) bir haber ajansı tarafından web sayfamızda bulunan ilmihal bilgilerinden hareketle, bağlamından koparılarak hazırlanan ve servis edilen haberin, kamuoyuna “Diyanet’ten çok eşliliğe vize”, “Diyanet’ten çok eşliliğe şartlı vize” vb. başlıklarla yansıması ve çok eşliliğe tavsiye olarak yorumlanması üzerine, Başkanlığımızca aşağıdaki açıklamanın yapılmasına lüzum görülmüştür.

Toplumu din konusunda aydınlatmak ve bilgilendirmekle yükümlü olan Başkanlığımızın web sayfasında İslam dini ile ilgili çeşitli bilgiler ihtiva eden yazılar bulunmaktadır. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi tarafından alanının uzmanı din bilginlerine hazırlatılan ve 2002 yılında baskısı yapılan İlmihal isimli 2 ciltlik eser de web sayfamızda 3 yıl gibi uzunca bir süredir bulunmaktadır. İlmihalin habere konu olan aile hayatı ile ilgili bölümünde; bu konudaki ayet ve hadislerin İslam’ın tarihsel tecrübesinde nasıl anlaşıldığı ve uygulandığı hakkında özet bilgi verilmiş, aile hayatında günümüzde ortaya çıkan problemlerin çözümüne, aile içinde karşılıklı olarak hak ve sorumlulukların yerine getirilmesi, aile bütünlüğünün ve huzurunun sağlanmasına yönelik olarak bir dizi dini ve ahlaki öğüde yer verilmiştir.

Aile hayatıyla ilgili olarak klasik fıkıh kaynaklarında yer alan bilgilerin bir kısmı bu konudaki ayet ve hadislerin İslam toplumlarınca nasıl anlaşıldığına ve uygulandığına dair açıklamalar, büyük bir kısmı da Müslüman toplumların uzun bir zaman diliminde oluşan ve içinde bulunulan şartlarla sıkı bağlantısı da olan tarihsel tecrübesi ve kültürü niteliğindedir. Dinin ana kaynaklarında yer alan, asırlardır Müslüman-Türk toplumlarında sınırlı ölçüde de olsa uygulama alanı bulan çok evlilik konusunda bilgi verilmesini, Diyanet İşleri Başkanlığının birden çok evliliğe izin verdiği ve teşvik ettiği şeklinde anlamak asla doğru değildir. Bir erkeğin birden çok kadınla evlenmesi (teaddüd-i zevcât) ile ilgili bu tür dini bilgiler, Başkanlığımızca veya Türkiye Diyanet Vakfınca yayımlanan birçok eserde ve en son olarak Başkanlığımızca hazırlatılan ve web sayfamızda yer alan Dini Kavramlar Sözlüğü’nde de bulunmaktadır.

Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur’an ve Hadislerde yer alan veya müslümanların tarihsel tecrübesinde yer edinen konular hakkında toplumu aydınlatırken hem dinin tarihindeki yorum, yaklaşım ve uygulama zenginliğini olduğu şekliyle yansıtmaya, hem de bu tür konuların hukuki ve kazai yönünün ülkemizin mer’i mevzuatı, aile hukukunda Medeni Kanun esas alınarak çözülmesi gerektiğine vurgu yapmaya özen göstermektedir. Bu tutumumuz, aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanlığının, hem dinin doğru bilgisiyle toplumu aydınlatma, hem de laiklik ilkesini esas alarak topluma hizmet sunma sorumluluğunun bir gereğidir. Aynı şekilde Başkanlığımız, ilgili Kur’an ayetinin (en-Nisa 4/3) çok evliliği değil tek eşliliği teşvik ettiğini, hukuken ve toplumsal genel kabul yönüyle tek evliliğin esas olduğu ülkemizde, kadının hakkı korunamadığı, çocukların nesebi ve mirası gibi konularda haksızlıklar söz konusu ve neticede kadın mağdur olduğu için ikinci evliliğin dinen de uygun olmadığını her vesileyle ifade etmekte, Başkanlık personelinin uygulaması ve toplumu bilgilendirmesi de bu yönde olmaktadır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.



DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI


http://www.diyanet.gov.tr/turkish/baciklama.asp?id=1199
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Mars, yine demogoji yaparak üste çıkmaya çalışıyorsun. Hakaret eden sensin ama hakarete uğramış gibi davranarak olayı ve konuyu çarpıtıyorsun.

Sana sorulan soruları her zaman yanıtsız bıraktın ama yine de amacının ne olduğunu göstermek için soruyorum; bize "şu şu kitapları okudum, şunu şunu araştırdım" diyebileceğin elle tutulur herhangi bir şey gösterebilir misin?
 

Headhunter

Doçent
Katılım
20 Temmuz 2007
Mesajlar
827
Reaksiyon puanı
8
Puanları
18
ya arkadaşlar "Mars" adlıı üye islam dini çatısı altında toplanmış müslümanların birliğini bozmak ve islam dinini ve peygamberini kötülemek amacı ile kendini tatmin etme arzusu içindedir.Böyle şeylere aldanıp kendimizi dinsiz imansızların diline düşürmeyelim.zaten Allah gereken cezayı verecektir.
 

paleokastro

Doçent
Katılım
7 Aralık 2006
Mesajlar
646
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Headhunter dedi ki:
ya arkadaşlar "Mars" adlıı üye islam dini çatısı altında toplanmış müslümanların birliğini bozmak ve islam dinini ve peygamberini kötülemek amacı ile kendini tatmin etme arzusu içindedir.Böyle şeylere aldanıp kendimizi dinsiz imansızların diline düşürmeyelim.zaten Allah gereken cezayı verecektir.

Bu yönden birçok müslümanın olduğu gibi benim de içim rahat. Şayet "mars" adlı üye gibilerin çırpınışları dini bütün müslümanlar için sinek vızıltısından öte gidemez..
 

teknobaycan

Doçent
Katılım
4 Ocak 2008
Mesajlar
519
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
ben ilk yazılanları okumadığımdan belki yazılmış olbilir ancak durum şu,
peygamberimiz dul kalan, sahipsiz kalan hanımlara yardım etmek maksadıyla ve
dikkat edin herbir hanımı farklı kabileden olduğundan o kabile ile dostluk
kurmak için. ve ayrıca bilmediğimiz durumlar... %(
 

RastaRules

Öğrenci
Katılım
10 Haziran 2008
Mesajlar
67
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Aklı selim, mantıklı bir insa anlatılanı anlar anlamayanlar da ******* gibi namazla, ezanla, Peygamberimizle dalga geçerler.Elbet hepsine hesap sorulduğu birgün olacaktır ama küçük de olsa bu aciz basit insanlara tavsiyem başkalarının kutsal değerleri, inançlarıyla dalga geçmeyin.Bu size birşey kazandırmaz, kaybettirir mi bunu zaten geçmişte gördük, gelecekte zaman içinde de görürüz.
 

findukfaresi

Dekan
Katılım
29 Mart 2008
Mesajlar
7,300
Reaksiyon puanı
73
Puanları
0
ya hani söleniyor ya bizim peygambermiz kadına kıza düşkünmüş o yüzden çok eşi varmış ( töbe töbeee) öyle olsaydı gerçekten böle bi zaafı var idiyse neden 25 yaşına kadar evlenmedi hem de insanların erkenden ergenliğe girdiği bi memlekette.25inde de kaç yaş büyük kadınla evlendii
Allahım affet ya neleri tartışıyozzzz
 

seckintat

Öğrenci
Katılım
21 Mart 2008
Mesajlar
67
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Selamın aleykum.

Saygıdeğer kardeşlerim. Tarih öğretisinden biliyoruzki efendimiz (a.s.m) hakkında asr-ı saadet ten tut günümüze kadar çeşitli konularda hakikat-i halde vuku bulmayan meseleleri, yada meydana gelmiş fakat manasını anlayamamış bazı sathi,yüzeysel görüşleri bir ksıım insanlar tenkite medar bir olay olarak bizilerin nazarına sunnmaya çalışmışlardır. Forumda takip ettiğim kadarıyla bu arkadaşların ortaya koyduğu iddialara pek itibar edilmiyor zaten. Ama allah onlardan razı olsun ki, onlar kaderin ince sırlarına akıl erdiremediklerinden farkında olmadan bizim birbirimizle olan münasebet bağlarınımızı kuvvetlendirmede aktif rol oynamaktadırlar. Onlar evrimleşti, genleşti,oluştu yada malum bu konu gibi diğer bir çok alanda ortaya attıkları iddalar bizim hakikata ulaşma noktasında birer araç olmakta. En azından hangimizin aklına bu tür sorgulamalar geliyordu, kaçımız merak edip araştırıyorduk. Dinimiz akıl dini demiyormuyuz. Bu meselelerde de aklı teslime sevk edecek cevapları aramak gerekiyor. İman meselelerinde bir kaide var. Akıl ile ikrar, kalp ile tasdik. Yani bu meseleler akıl süzgeçinden geçmeden kalbin malı olamıyor zaten. Şimdi gelelim bu konu hakkında şahsen benim akıl ve kalbimi ikna eden cevaba ;

Bir zat bu konu hakkında şöle bir yorumda bulunmuş: "Yüz bin defa hâşâ ve kellâ! O dâmen-i muallâya(yüksek hakikata) şöyle pest(pis) şübehâtın(şüphe) eli yetişmez. Evet, on beş yaşından kırk yaşına kadar, hararet-i gariziyenin(vücut ateşi) galeyanı( üstünlüğü) hengâmında(zamanında) ve hevesât-ı nefsaniyenin(nefasani his ve heveslerin) iltihabı(şiddeti) zamanında, dost ve düşmanın ittifakıyla kemâl-i iffet ve tamam-ı ismetle Haticetü'l-Kübrâ (r.a.) gibi ihtiyarca birtek kadınla iktifa ve kanaat eden bir zâtın, kırktan sonra, yani hararet-i gariziye tevakkufu(söndüğü) hengâmında ve hevesât-ı nefsâniyenin sükûneti(sakinliği) zamanında kesret-i izdivaç ve tezevvücâtı(birdfen fazla hanımla evlenmesi), bizzarure ve bilbedâhe, nefsanî olmadığını ve başka ehemmiyetli hikmetlere müstenit(dayalı) olduğunu, zerre kadar insafı olana ispat eder bir hüccettir.(delildir)

O hikmetlerden birisi şudur ki: Zât-ı Risaletin akvâli(sözü,konuşması) gibi, ef'al ve ahvâli ve etvar ve harekâtı( hareketleri,fiilleri,davranışları) dahi menâbi-i din ve şeriattır ve ahkâmın me'hazlarıdır(din ve şeriatın ve kanunların kaynaklarındandır). Şıkk-ı zâhirîsine(sosyal hayatta) Sahabeler hamele(gözlemci) oldukları gibi, hususî dairesindeki mahfî(gizli) ahvâlâtından tezahür eden esrar-ı din ve ahkâm-ı şeriatın hameleleri ve râvileri de ezvâc-ı tâhirattır ve bilfiil o vazifeyi ifa etmişlerdir. Esrar ve ahkâm-ı dinin hemen yarısı, belki onlardan geliyor. Demek bu azîm vazifeye, birçok ve meşrepçe muhtelif ezvâc-ı tâhirat lâzımdır.

saygılar...
 

myefsane

Dekan
Katılım
15 Eylül 2006
Mesajlar
6,949
Reaksiyon puanı
49
Puanları
228
Peygamber efendimizle evlenmek isteyen yüzlerce bayan vardı. kimi şefaata erişmek kimi yardım amaçlı bir çok bilgi var aslıdan bu konu ile ilgili

Şöle bir yazı okumuştum Hz. yusuf okadar güzeldi ki saraydaki bayanlar elma soyarken parmaklarını kesiyorlarmış. Ancak Peygamber efendimizi görselermiş parmaklarını kopardıklarını bile anlamazlarmış.....
 
Üst