Osmanlı'dan Japonya'ya Robot

Elbruz46

Rektör
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
11,938
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
293
Osmanlı'dan Japonya'ya robot
20 Haziran 2009 Cumartesi 12:27
120 yıl önce 2. Abdülhamit Japonya'ya robot göndermiş. Ezan okuyan ve yürüyen robottan geriye iki fotofraf kaldı.

Sultan 2. Abdülhamid’in Japonya’ya 1889 yılında robot hediye ettiği ortaya çıktı.

İnsan şeklinde tasarlanan ve ismi ‘Alamet’ olan robotun özelliği ise sema edip yarım metre yürüyebilmesi ve her saat başı ezan okuyabilmesi...


Bugün gazetesinden Mehmet Rıfat Yeğen'in haberine göre; Araştırmacı-Yazar Oktan Keleş’in arşivinde yer alan Alamet’in orijinal fotoğrafları Yıldız Sarayı yangınında zarar görmüş. Ancak fotoğrafın kalan parçaları bile 120 yıl sonra ilk kez gündeme gelen bu ilginç olayı anlatmaya yetecek cinsten.
FİRKATEYNLE BİRLİKTE SULARA GÖMÜLDÜ

Sultan Abdülhamid Han asrın teknoloji harikası bu eseri, Ertuğrul Firkateyni vasıtasıyla yazılmış özel bir mektup, hediyeler ve nişanlar ile beraber Japon İmparatoru'na göndermişti. Firkateyn dönüş yolunda 450 mürettebatıyla birlikte batmıştı.

120 YIL ÖNCEKİ BULUŞ

Keleş yapılan robotun özelliklerini şu şekilde sıraladı:

“Semâzen şeklinde, normal bir insan boyuna yakın, saatli bir robot. Kaideye oturtulmuş gövdesi; saat başı semâ ediyor, bu esnada kollarını açıyor, gümüş levhalardan yapılmış etekleri açılıyor ve aynı anda ezan okuyor. Tüm bunları yaparken yarım metre yürüyor, hem dönüyor ve ezan bitince de tekrar yarım metre geri giderek yerine dönüyor; kollarını ve eteklerini indiriyor. Robotun tamamı gümüş ve altın kaplamadan yapılmıştı. Robotun arka kısmında kurma yeri mevcuttu ve yedi günde bir kuruluyordu."


1.20090620092626..jpg





94798.jpg

Osmanlı'dan Japonya'ya robot
20 Haziran 2009 Cumartesi 12:27
120 yıl önce 2. Abdülhamit Japonya'ya robot göndermiş. Ezan okuyan ve yürüyen robottan geriye iki fotofraf kaldı.


Sultan 2. Abdülhamid’in Japonya’ya 1889 yılında robot hediye ettiği ortaya çıktı.

İnsan şeklinde tasarlanan ve ismi ‘Alamet’ olan robotun özelliği ise sema edip yarım metre yürüyebilmesi ve her saat başı ezan okuyabilmesi...


Bugün gazetesinden Mehmet Rıfat Yeğen'in haberine göre; Araştırmacı-Yazar Oktan Keleş’in arşivinde yer alan Alamet’in orijinal fotoğrafları Yıldız Sarayı yangınında zarar görmüş. Ancak fotoğrafın kalan parçaları bile 120 yıl sonra ilk kez gündeme gelen bu ilginç olayı anlatmaya yetecek cinsten.
FİRKATEYNLE BİRLİKTE SULARA GÖMÜLDÜ

Sultan Abdülhamid Han asrın teknoloji harikası bu eseri, Ertuğrul Firkateyni vasıtasıyla yazılmış özel bir mektup, hediyeler ve nişanlar ile beraber Japon İmparatoru'na göndermişti. Firkateyn dönüş yolunda 450 mürettebatıyla birlikte batmıştı.

120 YIL ÖNCEKİ BULUŞ

Keleş yapılan robotun özelliklerini şu şekilde sıraladı:

“Semâzen şeklinde, normal bir insan boyuna yakın, saatli bir robot. Kaideye oturtulmuş gövdesi; saat başı semâ ediyor, bu esnada kollarını açıyor, gümüş levhalardan yapılmış etekleri açılıyor ve aynı anda ezan okuyor. Tüm bunları yaparken yarım metre yürüyor, hem dönüyor ve ezan bitince de tekrar yarım metre geri giderek yerine dönüyor; kollarını ve eteklerini indiriyor. Robotun tamamı gümüş ve altın kaplamadan yapılmıştı. Robotun arka kısmında kurma yeri mevcuttu ve yedi günde bir kuruluyordu."
İŞTE ROBOTUN FOTOĞRAFLARI


1.20090620092626..jpg





2.20090620092639..jpg





İNTERNETHABER.COM
 

emubaltaci

Rektör
Emektar
Katılım
21 Kasım 2005
Mesajlar
18,863
Reaksiyon puanı
129
Puanları
243
haber kaynağını link olarak verelim lütfen. link eklendi
 

ExCeLLeNT

Dekan
Katılım
20 Şubat 2009
Mesajlar
5,774
Reaksiyon puanı
17
Puanları
218
Daha neler var Amerika'nın özgürlük heykelini Osmanlı yapmış sonra Fransa'ya vermiş heykelin tek kolu havada iki kolu değil diye Amerika almış:Dneyse işin şakası bu unuttum ne olduğunu ama parçalar halinde New York'a taşınmış heykel ve milyonlarca kişi heykelin Amerika'ya ait olduğunu düşünüyor belki de Obama bile.
 

pafter

Doçent
Katılım
25 Eylül 2007
Mesajlar
628
Reaksiyon puanı
4
Puanları
0
Daha neler var Amerika'nın özgürlük heykelini Osmanlı yapmış sonra Fransa'ya vermiş heykelin tek kolu havada iki kolu değil diye Amerika almış:Dneyse işin şakası bu unuttum ne olduğunu ama parçalar halinde New York'a taşınmış heykel ve milyonlarca kişi heykelin Amerika'ya ait olduğunu düşünüyor belki de Obama bile.

Bu kaynak bende vardı herhangi biryerden alıntı yapmadım ama nette heryerde bulursunuz bu bilgileri.
-------------------------------------

Özgürlük Anıtını Osmanlı Yaptırmış;..! Anıtı'n parasını da Sultan Abdülaziz vermiştir

Tüm dünyanın Amerika'ya ait olduğunu zannettiği Özgürlük Anıtı'nın aslında Osmanlı'nın parasıyla ve emriyle yapıldığını biliyor muydunuz?
Mısır'ın Port Said Limanı'na dikilmek üzere Fransız Heykeltraş Bartholdi'ye sipariş edilen anıtın bedeli Sultan Abdülaziz Han tarafından peşin ödenmişti.
Hem de 'elinde doğudan yükselen ışığı simgeleyen meşale ve Osmanlı Sultanı'nı simgeleyen yedi sivri uçlu tacı olsun" denilerek…

MAHMUT SAMİ ŞİMŞEK
30 Kasım 1854. Sultan Abdülmecid dönemi. Mısır, Osmanlının bir eyaleti.
İçişlerinde bağımsız, dışişlerinde Osmanlı sultanına bağlı. Mısır Valisi Said Paşa, dünyanın en büyük kanallarından biri olan Kızıldeniz ve Akdeniz'i birbirine bağlayan Süveyş Kanalı projesini hazırlatıp onaylaması için Sultan Abdülmecid'e sunuyor.
Said Paşa, tasdik gecikince projenin gerçekleşmesi için gerekli şirketin kurulmasını emrediyor.
Projeyi onaylamadan vefat eden Abdülmecid Han'ın yerine geçen Sultan Abdülaziz ise denizciliğe önem verdiği için zaten başlamış olan proje için gerekli onayı ve parayı hemen veriyor. İşte o proje içinde bir de heykel bulunuyor.
Doğunun, medeniyet ışığından batıyı da faydalandırdığını anlatmak üzere, elindeki meşaleyle yüzünü batıya dönecek bir heykel.
O heykel yapılıyor ama konulduğu yer Mısır olmuyor.
Evet tahmin ettiğiniz gibi ama önce hikayenin başına dönelim.

KANALA İNGİLİZ ENGELİ
Said Paşa'nın hazırladığı Süveş Kanalı Projesi'nin arkasında Fransa, önünde de -bir engel olarak- İngiltere duruyordu.
Zira Akdeniz ve Hindistan'daki İngiliz hâkimiyetini sona erdirebilecek bu kanal,
Osmanlının malî gücünün yanında denizlerdeki gücünün de artmasına sebep olacaktı.
Bu yüzden İngiltere Sultan Abdülmecid Han'ı, projeyi reddetmesi için sürekli baskı altında tutuyordu. Said Paşa, bu sebeple Sultan Abdülmecid'in tasdikini beklemedi.
30 Kasım'da Fransız mühendise gereken izni verdi.
Fransız sermayesiyle kurulan şirketin hisse senetlerinin tamamı satılınca İngiltere, Osmanlıya baskılarını daha da artırdı.
Sultan Abdülmecid ise Said Paşa'nın projesini yıllarca bekletti.
Sultan projenin kendisinne gelişinden yedi sene sonunda
Ihlamur Kasrı'nda veremden vefat ettiğinde proje hala onay bekliyordu.
Ancak onaylanmasa da ağır aksak ilerlemeye devam ediyordu.
İki sene sonra Said Paşa da anîden vefat etti.
Yerine geçen İsmail Paşa ise İngiliz taraftarıydı.
Fakat bu kanalın Mısır için hayatî önemini fark etmekte gecikmedi ve işe dört elle sarıldı.

Sultan Abdülmecid'in vefatıyla Osmanlı tahtına geçen
Sultan Abdülaziz Han'a da İngiliz baskıları devam etti.
Ama İngilizlerin unuttuğu bir şey vardı ve Abdülaziz Han donanma ve denizciliğe çok önem veriyordu.
Sultan 19 Mart 1866'da yayınladığı fermanla kanala izin vererek projeyi tasdik etti.
Bununla da kalmayıp, Mısır'ın kanal için yaptığı dış borçları devlet garantisi altına alarak, kanal şirketi hisselerine de bizzat kendisi oldukça yüklü paralar yatırdı.
Said Paşa ile kanalın mühendisi Ferdinand de Lesseps arasında 1854'te yapılan anlaşma maddelerinde, bir de heykel projesi vardı.
Süveyş Kanalı'nın Akdeniz'e açılan sahillerinde bulunan Port Said şehri limanına dikilecek olan dev bir kadın heykeli.
Bu heykel, hem Osmanlıyı hem Mısırı temsil edecekti.
Bu yüzden Mısır'ı temsîlen firavunlar dönemi kıyafetlerini giymiş kadın heykelinin başında, 7 iklimin padişahı olan Osmanlı Sultanını temsîlen 7 kıta ve 7 denizi simgeleyen 7 sivri uçlu bir taç olacaktı.
Elinde de bir meşale tutacaktı. Sultan Abdülaziz Han, heykelin yüzünün batıya dönük olmasını istedi.
Zira elindeki ışığı doğudan batıya götürdüğünü, ışığın, medeniyetin, uygarlığın, doğudan yükselip batıyı aydınlattığını simgelemesini istiyordu padişah. Heykelin parası da bizzat Sultan Aziz Han tarafından ödendi.

Sipariş, Fransa'nın meşhur heykeltıraşlarından Frederic Auguste Bartholdi'ye verildi.
Frederic Bartholdi, Fransa'daki atölyesinde çalışmalara başladı.
Heykelin bakır ve çelikten oluşan iskeletini ve mühendislikle alâkalı kısımlarını Paris'teki kendi adıyla anılan kuleyi yapan Gustave Eiffel ile birlikte tamamladı.

Heykele Singer dikiş makinelerinin kurucusu Isaac Singer'in dul eşi Isabelle Eugenie Boyer modellik yaptı.

HEYKEL DEPODA KALDI
Said Paşa'nın ölümünden sonra yerine vali olan İsmail Paşa, bu heykelin Müslüman Mısır halkı arasında hoşnutsuzluğa sebebiyet vereceğini söyleyerek mühendis Ferdinand de Lesseps'e, heykelin Mısır'a getirilmemesi talimatını verdi.
Mühendisin, İsmail Paşa'yı ikna çalışmaları fayda vermedi.
Nihâyet Kasım 1854'te yapımına başlanılan Süveyş Kanalı'nın Kasım 1869'da açılışı yapıldı.
Dünyanın dört bir yanından gelen binlerce insanın katılımıyla oldukça görkemli fakat heykelsiz bir açılış oldu.
Çünkü heykel Fransa'da kaldı. Bartholdi'nin bu muhteşem eseri, Fransa'daki bir depoda yapayalnız, akıbetini beklemeye başladı.

"Asyanın ısığı" anıtı
O yıllar, Amerika ile Fransa'nın dostluk yıllarıydı. Karşılıklı hediyeleşmeler sırasında Paris'te kurulan Fransız-Amerikan dostluk grubunun başkanı Edouard Rene Lefebvre de Laboulaye'den, Fransız hükümetine bir teklif geldi:
Amerika'ya devasa bir heykel hediye edilsin! İkna edilen Fransız hükümeti, bu heykel için Frederic bartholdi'yi görevlenirdi.
Bartholdi'nin eseri zaten hazırdı. Fransa Hükümetinin istediği heykel, elindeki meşaleye kadar Mısır için hazırlanan heykele benzerlik arzediyordu.
Fransa hükümetinden gelen talimata göre heykel, sol elinde "hukuku temsîlen bir kitap" tutacak,sağ elinde de, "Dünyayı aydınlatan özgürlüğün sembolü bir meşale" olacaktı.
Yani neredeyse Fransa tarafından istenen heykel Abdülaziz Han için hazırlanan heykelin aynısıydı.
Sadece küçük bir iki değişikliğe ihtiyaç vardı.
Bartholdi, heykelin yüzünü tamamen değiştirdi ve annesi Charlotte'nin yüzünü işledi.
Özgürlük Heykeli, Fransa tarafından kuruluşunun 100. yılı münasebetiyle
Amerika'ya 10 yıl gecikmeyle hediye edildi.
Heykeltraş, heykeli 350 parçaya bölerek, İsere adındaki bir Fransız gemisiyle Amerika'ya taşıdı. Newyork limanındaki adalardan birine ,
daha önce görmeye geldiği Özgürlük Adası'na, kaidesini Richard Morris Hunt'un hazırladığı yere 4 ay içinde monte etti. Ve 28 Ekim 1886 da açılışını bizzat kendisi yaptı.
Heykelin sol elindeki kitap üzerinde Bağımsızlık Bildirgesi'nin ve Amerika'nın kuruluşunun tarihi 4 Temmuz 1776 yazıyor.
Heykel 1886 dan beri de Amerika'nın Newyork adalarından birinde bulunuyor.
Ve yüzü Sultan Abdülaziz Han'ın isteğinin tam aksine doğuya bakıyor.
Lâkin güneş ışığı hâlâ doğudan yükseliyor ve her sabah Özgürlük Heykeli'nin yüzünde parlıyor.
 

zeroaxa

Profesör
Katılım
1 Nisan 2009
Mesajlar
1,644
Reaksiyon puanı
6
Puanları
218
ama bi eksik nokta var Ertuğrul fırkateyni dönüş yolunda battı yani japonyaya bu gemi ulaştı törenler merasimler yapıldı dönmek için yola çıktığında tayfuna yakalandı ve battı yani bu japonyaya hediye edilmek için yola çıktı ise zaten yerine ulaşmış olması lazım
 

sdelta

Profesör
Katılım
23 Nisan 2008
Mesajlar
4,234
Reaksiyon puanı
145
Puanları
243
Sonuç olarak ? Bizim değil, başkalarının işine yaradı. Övmeyi bırakın.
 

ReasTa

Profesör
Katılım
12 Ekim 2008
Mesajlar
1,496
Reaksiyon puanı
4
Puanları
218
Sonuç olarak ? Bizim değil, başkalarının işine yaradı. Övmeyi bırakın.


Başkasının işine yarasada sonuç olarak bi türk yaptı o zamanda bu teknoloji büyük bişeydi o yüzden övünüyoruz :hammer:
 

tmpuser

Profesör
Katılım
3 Haziran 2009
Mesajlar
1,248
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Japonlarada en iyi hediye Robot olurdu zaten İyi seçim
 

NikeSteeL

Dekan
Katılım
13 Mart 2009
Mesajlar
8,421
Reaksiyon puanı
131
Puanları
243
Vay bee o Yıllarda Robot yapmak Çok dahice bir Fikirmiş Gerçekten . Ama Kısır Çekişmelere girmesek şimdi Bilmiyorum nerelerde olurduk!
 

HapS

Profesör
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
3,346
Reaksiyon puanı
63
Puanları
228
birisi heykelimizi geri ver abd diye facebook grubu açsın
 

pafter

Doçent
Katılım
25 Eylül 2007
Mesajlar
628
Reaksiyon puanı
4
Puanları
0
Övmeyi bırakalım ve tarihimizden nefret mi edelim
Ya da sen söyle; Kimi övelim? :hammer:
Amerikayı mı?

Zaten böyle düşünenler sadece bizim içimizden çıkar, başka hiçbir memlekette böyle örneklere rastlanmaz, diğer milletler geçmişine ve geleceğine sahip çıkar ve onu korur, sanıyorum eğitim her alanda önemli.
 
Üst