aliihsangs12
Profesör
- Katılım
- 29 Nisan 2008
- Mesajlar
- 1,348
- Reaksiyon puanı
- 4
- Puanları
- 0

Osman Tanburacı
Galatasaray Türkiye’dir Lafı doğru çıktı
Duydunuz mu?
Galatasaray en çok taraftarı olan takım ilan edildi...
Ne demişti Ali Şen yıllar önce; 25 milyon taraftarım var!
Ali Şen haklı çıktı.
Türkiye 75 milyonsa, onun %33’ü Fenerliymiş.
Yani; ‘25 milyon Fenerli var’ lafı doğru...
Dünkü sonuç da şu;
Türkiye’nin %35’i Galatasaraylı.
Yani Galatasaraylı sayısı; 26 milyon 500 bin.
Dahası var,
51 vilayet Galatasaraylı
29 vilayet Fenerliymiş...
Farka bakın!...
O zaman Adnan Polat’ın Galatasaray Türkiye’dir lafı doğru!
Beşiktaş %20 ile 15 milyon taraftara sahip
Trabzon %4 ile 3 milyon taraftara sahip...
Gerisi; ötekiler.
Medyada bu ilginç istatistiğin hakkını layıkıyle vermedi!
Belli ki yandaşlar ‘Fener ikinci’ diyememişler...
Milliyet mükemmel kullanmış, pek çok gazete tek sütundan görmüş.
Ya Fener birinci takım çıksaydı.
Tövbe!... Yer yerinden oynardı!

Aragones, Daum ve Rijkaard
Önce şunu belirtelim;
Galatasaray günü kurtarmak için bir hoca almadı.
Galatasaray günü kurtarmak peşinde olan bir hoca da almadı.
Bunlar çok önemli.
Galatasaray kendini bir kez daha ispatlamak isteyen, başarıya hala aç olan, çok kaliteli bir hocaya sahip oldu.
Galatasaray sadece para peşinde koşan Daum gibi bir hoca da almadı...
Aragones gibi; kovulsam da tazminatımı alsam düşüncesinde olan bir hoca da almadı!
Galatasaray Mustafa Denizli gibi kendine güveni lafla değil işlevle olan bir hoca aldı.
Bu farkların altını çizmek istedim.
Rijkaard’ın hedefi açık ve net;
Dünya büyüklerine kafa tutmak.
Bunu yapabilmek için de uzun vadeli program ve çalışmaya ihtiyaç duyduğunu biliyor.
Bkz; beş yıllık Barça sürecine...
Herkes buna şapka çıkartmalı!
Herkes Rijkard’ı selamlamalı...
Ayrıca;
Rijkaard tek başına gelmedi ki?
Johan Neeskens, Nezih Ali Boloğlu, Albert Roca ve Carlos Cuadrat en az Rijkaard kadar değerli. Takımı mükemmel çalıştırıyorlar. Albert Roca oyuncuları gruplandırıyor ve onların bireysel durumlarına göre yükleme yaptırıyor. Öyle grup halinde idman yok. Her şey ihtiyaca göre planlı. Geçen sene Dr. Mehmet Kurdoğlu da bunun Galatasaray’da yapılmasını istiyordu ama pek başarılamadı.
Geçen yıl Bordeaux maçında 65’ten sonra 'ölü’ bir Galatasaray izledik. Diğer maçlarda da taktiksel anlamda yetersiz, duran toplarda ne yapacağı belirsiz ve ağır atağa çıkan bir Galatasaray izledik.
Bunları uzun uzun anlatmamın sebebi bir takımın başarısında çok etkenin olduğudur.
Sadece hocayı getirmekle şampiyonluk gelmez. Başarı bütünlük ve plan program ister.
Galatasaray geçen yıl Kalli’yi alt yapıya getirerek ‘Futbol Akademisi’nin temelini attı. Şimdi bunun faydalarını görecek.
Bu konuda Rijkaard’a güveniyorum.
Bir zamanlar kemik erimesinden problemi olan Lionel Messi'nin bu hale gelmesinde Rijkaard ve yardımcısının payı çoktur.
Aydın Yılmaz için de Rijkaard’a ve ekibine güveniyorum. Aydın kuvvetlenirse Aziz Yıldırım’ın cebinden bir 15 milyon euro daha çıkabilir...

Rijkaard’ın zoru ilk 6 ay
Rijkaard, sisteminden ve prensiplerinden asla taviz vermez. Bunu Barça’da gördük.
Maç kazanmak uğruna asla sistemini bozmaz.
Ancak;
Bu sistem denen şeyi de önce oyuncuların anlaması, hazmetmesi ve eksiksiz uygulaması gerekir.
Ki takım otursun...
Endişem şudur;
Oyuncular Rijkaard’ı algılamakta önceleri zorlanacaklar, belki bazı maçlar kaybedilecek. İşte o zaman bizim ucuz hesaplar peşindeki günlük yaşayan medyamız ve boşta kalıp da TV'de yorumculuk yapan ucuz hocalar kim bilir nasıl yorum yapacaklar...
Ama bunların hiç biri bir daha Adnan Polat’a hata yaptıramaz.
Kim ne derse desin; Adnan Polat, Rijkaard’ı yemediği sürece rakipler Rijkaard’ı yiyemez!
Bilmem dikkatinizi çekti mi?
Rijkaard daha ayağının tozuyla Sabri'yi nasıl tarif etti?
’Beyniyle ayakları arasında bağlantı yok.’
İşte Sabri’nin en güzel tarifi.
Bunun anlamı şudur;
Sabri eğer öğrenme özürlü değilse ve hocasını da dinlerse, futbolu beyni ile oynamayı öğrenir.
Futbolun bireysel bir iş olmadığını da öğrenir.. Bunun bir takım oyunu olduğunu, bunu da belirli bir sistemle ve bu sistemde herkesin bir yeri ve görevi olduğunu da öğrenir.
Ancak Rijkaard’a burada katılmıyorum;
Sabri için Kalli de aynı şeyleri söylemişti...
Öğret Hocam, demiştim.
Kalli’nin de cevabı şu olmuştu;
-25 yaşına gelmiş bir oyuncuya hele Galatasaray’daysa öğretecek bir şey olmamalı! Varsa, demek ki öğrenemiyor.
Onun için Sabri’den pek fazla ümitli değilim.
İnşallah Rijkaard başarır. Çünkü Sabri yetenekli bir çocuk.

Tecavüzcü Lincoln en büyük sorun!
Lincoln artık işin suyunu çıkarttı!
Sezon açıldı yine gelmedi...
Kasten yapıyor, ama Galatasaray da müstehak!
Bülent Korkmaz geçen yıl Lincoln’ü fena sürttü!
Lincoln kaprisli, hatta küstah ama o bir yıldız...
Onunla alay edemezsin! Herkesin bir gururu var. Korkmaz onu geçen yıl yenildiği maçlarda bile kulübeye mahkum etti! Kovmaktan beter etti.
Şimdi Lincoln bunların acısını çıkartıyor.
Ancak;
Lincoln’den vaz geçmek zor! Adam iyi futbolcu ama tecavüzcü... Hep izne tecavüz ediyor. Bir de kaprisli hatun gibi... Bir günü ötekine uymuyor!
O zaman vereceksin pasaportunu eline kovacaksın.
Takımın da taraftarın da huzurunu bozmayacaksın!
Lakin o zaman da ortaya maliyet çıkıyor!
Lincoln pahalı maliyet, yönetim bir anda vaz geçtim diyemiyor...
Yani sizin anlayacağınız Lincoln iki ucu boklu değnek!
Rijkaard görmek istemiş... Sanmıyorum. Bu bir kılıf!
Lincoln artık Galatasaray’a yar olmaz!
Adam terelelli!...
Rijkaard onu hizaya sokar mı?
Bence sokar!
Ama nasıl?
Güldürmeyin beni... Adam 30’una gelmiş kimse sokamamışsa Rijkaard da onu hizaya sokamaz!
Galatasaray Lincoln’le vakit kaybetmemeli.

Lin’ler başa bela; Lincoln ve Linderoth
Linderoth’un hikayesi uzun... Adam beyefendi ama Galatasaray onu kızına almayacak ki...
Yine antrenmanı yarım bırakmış...
Gönder gitsin!
Bir rivayete göre;
İsveç’te uzun yıllar çalışmış ve oradan emekli olmuş aynı zamanda İsveç’te hakemlik yapmış Kudret diye bir arkadaşla Eski Foça’da tanıştım. Bakın neler dedi;
‘Linderoth’un Galatasaray’a geldiğini duyunca şaşırdım! Olamaz dedim...
Linderoth o yıl neredeyse futbolu bırakıyordu. İsveç’e geldi 3. lig takımında veteran gibi oynayacaktı ki Galatasaray’a gittiğini duydum. Linderoth daha o zaman müzmin sakattı... İnanmayan varsa her yerde yüzleşirim’ diyor...
Yani adında ‘Lin’ olanlar Galatasaray’a hayretmez!
Ama Lincoln ama Linderoth!
Fark etmez!

Biraz da transfer önerileri...
Zaman daraldı bu saatten sonra olmaz ama ben yine bir kez daha yazayım;
Galatasaray hala bir sağ bek arıyorsa Bordeaux'nun eski oyuncusu ve milli Julien Faubert West Ham'dan ayrılmak istiyor. Faubert’le sağ kanat tıkır tıkır işler...
ABD’nin savunması OGUCHI ONYEWU
Onyewu çok iyi bir oyuncu ve bedava. Hem atletik, hem kapı gibi hem de yan toplara çok hakim. Kornerlerde hep gole gidiyor. 1.93 boyunda müthiş biz fiziğe sahip. Konfederasyon Kupası’nda izlenecek 10 adam varsa biri budur. Sözleşmesi sona erecek. S. Liege'de oynadı, Newcastle United macerası var.
Onyewu Fener’e giderse Bilica ile yan yana kimseye geçit vermezler. Fenerbahçe çok iyi bir iş yapmış olur. Hele Aziz Başkan bir de sol bek bulursa Fener defansı kaya gibi olur.
Daha başka isimler de var;
Luton Shelton; forvet, 23 yaşında. 1.83 boyunda. Jamaika milli takımının gölcüsü.
Şu an Aalborg BK´da kiralık oynuyor bonservisi Valerenga IF´de. Milli Takımda 41 maçta 27 golü bulunuyor. Değeri 1.8 milyon euro civarında....
Joseph Akpala; forvet, 22 yaşında. 1.85 boyunda. Geçen sezon FC Brügge´de 18 gole imza attı. Nijerya milli takım oyuncusu. Değeri 3.5 milyon euro civarında.
Antonio Rukavina; Sağ bek, 25 yaşında. 1,79 boyunda. Almanya 2. Ligi’nde TSV 1860´da oynuyor. Ortalar çok iyi ve geri dönüşleri çabuk. Alman disiplinini birebir uygulayan bir görev adamı. Değeri 1 milyon civarında
Sıvaslı Hayrettin belki...
Sol bek Hayrettin’e karşı Sıvas bir miktar parayla Aydın Yılmaz ve Alpaslan’ı istiyor.
Bence olmaz!
Haldun Üstünel bana şöyle demişti;
‘Osman Ağabey, açılışa değil ama Hollanda kampına yeni transferler yetişir.’
Galatasaray Hollanda’ya gitti bile.
Şampiyonlar Ligi ilk ön eleme de Temmuz 16’da.
Rakip Kazak...
Galatasaray da hala atlet!
Para yok ki transfer olsun,
Geceleri Messi girer rüyama sağ olsun!
Kaynak