Onur Bey konuştukça batıyor

Ottomanzo

Doçent
Katılım
25 Temmuz 2008
Mesajlar
746
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen öyle bir yere saplandı ki, kurtulmak için debelendikçe batıyor... Bataklığa düşmüş gibi.
Vaziyeti düzeltmek için konuştukça, daha beter duruma sokuyor kendini.
Son savunma cümlesi bir kesimin değişmeyen mantığını da yansıtıyor:
"Ne yani 'Atatürk yanlış yaptı' mı deseydim?"
Demeyeceksin elbet.
Atatürk yanlış yapmaz.
Kazara yanlış yapmış olsa bile, öyle uluorta söylenmez. Açık açık "yanlış yaptı" denmez.
En fazla "o zaman öyle gerekiyordu" denir, o kadar.
***
Atatürk senin benim gibi etten kemikten bir insan mıydı ki yanlış yapsın?
Eli kesilse, kanı akar mıydı kırmızı kırmızı?
Kurşun atılsa işler miydi?
Duygulanır, sevinir, üzülür, gülüp ağlar mıydı?
Karnı acıkır mıydı?
Dersim'de bir yanlış olduysa, İnönü yaptıydı der, geçersin.
Hiç birine dilin dönmüyorsa, "Ben yanlış yaptım" de, otur yerine.
***
Öymen'in Dersim'le ilgili sözlerinin tepki çekmesi üzerine, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Öymen'in "gereğini yapmasını" istiyor.
O konuşmayı Meclis'te ön sırada alkışlayan Kılıçdaroğlu!
"Ne yaptım ben, nasıl alkışladım" makamına yükselmiş olmalı.
Kılıçdaroğlu'nun yara kanadıktan sonraki sözleri:
"Yara kanamıştır. Bu süreçte yapılması gereken tepkileri dikkate almaktır. Tepkileri dikkate alması gereken Sayın Onur Öymen'dir ve gereğini yapmak zorundadır. Gereğini yaptığı zaman hem CHP'yi, hem CHP'deki parlamenterleri ve CHP'lileri rahatlatmış olacaktır."
***
İyi de, o yarayı siz kanattınız. Hep beraber.
Biri konuştu, biri alkışladı, öteki aferin dedi, beriki de yanlış oluyor dedi.
Senelerce de oy devşirdiniz o insanlardan.
Hiçbir dertlerine çözüm aramak için kılınızı bile kıpırdatmadan.
Şimdi, gereğini yapmaktan kastınız, istifa etmek mi?
Nerede o yürek? Kimde? Var mı öyle bir babayiğit?
Onu yapabilecek tek Ecevit vardı, o da vefat etti.
***
"Dersim coğrafyasında yaşanan olay, bir insanlık dramıdır. Bu bölgede yaşayan insanlar, o dönemin acılarını, o dönemin kaybolan hayatlarını, o dönemin ağıtlarını dinleyerek, bugünlere geldiler. O dönemde yapılan çok ciddi, insanlıkla bağdaşmayan olaylar oldu. Ama bu olaylarla, günümüzde terör örgütüyle mücadelenin bir unsuru, benzeriymiş gibi ifade etmenin doğru olmadığını ifade etmek istiyorum." Ne güzel konuşuyor Kemal Bey.
***
Demek, "yetmiş artık o kadar çile" de, nedamet hissi gelivermiş dile...
Of be kardeşim!
Meclis'te alkış tutuyorsun...
Dersim'e gidince "yanlıştı, doğru değildi, gereğini yapmalı, partimizi rahatlatmalı" diyorsun.
Sanki pişmanlık bulut gibi dağları sarmış... Galiba bu işin bir yerinde var bir hile.
***
Merak etmeye değer...
Acaba, Kılıçdaroğlu'nun annesi vefat etmeseydi, tam bu curcuna üzerine Tunceli'ye gider miydi?
Bir diğer konu da şu: Sayın Baykal bu konuda niye iki çift laf etmez?
Biri partideki yardımcısı, diğeri Meclis grubundaki vekili... Adamlar debelenip duruyorlar. Genel Başkan olarak, elini uzatıp yardım etmez mi insan? Bazen yardımcıya da yardımcı olmak gerekir. Böyle zor zamanda yardım etmeyecekse ne zaman edecek?


kaynak
 
Üst