o zamanda laiklik tatışmaları varmıydı acaba?müslümanlar 800 yıl önce neyse bu günde odur değişen bişey yok yorumlardan hal durum bellidir.
:icon_:Moongod sen Cenneti küçük yapsınlar demişsin ya. Merak etme Cennet çok büyük olacak.
Ama bunu unutma ki oraya Ömer Hayyam'ı kabul edenler, Hamas'a terör örgütü diyenler, Müslüman kardeşlerimize elin arabı diyenler, kalbimiz temiz ibadete gerek yok diyenler giremeyecek.
Moongod sen Cenneti küçük yapsınlar demişsin ya. Merak etme Cennet çok büyük olacak.
Ama bunu unutma ki oraya Ömer Hayyam'ı kabul edenler, Hamas'a terör örgütü diyenler, Müslüman kardeşlerimize elin arabı diyenler, kalbimiz temiz ibadete gerek yok diyenler giremeyecek.
Edit: Ya hala konumu niye sildiniz diyorsun. Hem kalk ahlaksız bir şiiri Din Kültürü ve Ahlak bilgisi bölümüne açıyorsun. Hem de niye sildiniz diyorsun.
Rubailerinde, dünya, varoluş, Allah, devlet ve toplumsal örgütlenme biçimleri gibi hayata ve insana ilişkin konularda özgürce ve sınır tanımaz bir şekilde akıl yürüttüğü görülmektedir. Akıl yürütürken ne içinde yaşadığı toplumun ne de daha öncesi zamanlarda yaşayan toplumların kabul ettiği hiçbir kurala/tabuya bağlı kalmamış, kendinden önce yaşayanların insan aklına koymuş olduğu sınırları kabullenmemiş, bir anlamda dünyayı, insanı, varoluşu kendi aklıyla baştan tanımlamış; bu nedenle de çağını aşarak "evrenselliğe" ulaşmıştır. Ancak unutmamak gerekir ki Hayyam'ın yaşadığı dönem, kendisi gibi çağları aşan ve tarihin gördüğü en büyük düşünürlerden birini yaratacak sosyo-kültürel altyapıya sahipti. Kendi tarihinin belki de en aydınlık dönemlerini yaşayan İslam dünyasında felsefenin hakettiği ilgiyi gördüğü, Selçuklu saraylarında ise sentez bir Ortadoğu kültürü (Türk-Hint-Arap-Çin-Bizans) oluşmaya başladığı bir dönemde yaşayan düşünür, böylece nispeten yansız ve bilimsel bir öğrenim görmüş, müslüman fakat felsefeyi günah saymayan bir toplum içinde özgürce felsefe ile ilgilenebilmiştir.
Değerli arkadaşım;Ben gayette Ateist, Deist, Hristiyan, Yahudi, Saman, Hindu vs gibi tum felsefi akimlari Din konusu altinda konusabilirim.
Madem Hayyam, Selçuklular döneminde yaşadı, hükümdar dinimize hakaret eden bu zındığın tez vurula kafasını neden demedi?O zamanın hükümdarı din konusundaki fikirleri Hayyam'ı bağlar, Hayyam sonuçta büyük bir alimdir, bu yüzden onun fikirlerine hoşgörüyle yaklaşılabilir demişmidir acaba?Hayyam'dan hesap soramıyacağımıza göre(sormakda haddimiz değil)neyapalım yazdıkları onu bağlar deyip konuyu büyütmemek gerekir.
Ancak kendi icimde su paradoxu yasamiyor degilim, bir fikir diger fikirlerin yasamasina izin vermiyorsa o fikire ne kadar yasama hakki taninmalidir?