- Katılım
- 9 Mayıs 2007
- Mesajlar
- 2,699
- Reaksiyon puanı
- 47
- Puanları
- 228
Ahmet bin Hanbel hazretlerine sormuşlar;
“Rahata, huzura ne zaman kavuşacağız” diye.
O da “cennete ayak bastığında” demiş.
Çok değerli sdn üyeleri ve misafirleri;
Biz rahat mı arıyoruz?
Biz huzur mu arıyoruz?
Biz saadet ve mutluluk mu arıyoruz?
Yanlış yerde arıyoruz!
Onların yeri burası değil.
Ya neresi?
Onların yeri cennet,
Onların yeri ebedi saadet yurdu,
Onların yeri %99 ahbabımızın gittiği yer.
Görüyoruz ve biliyoruz;
Sıkıntısız, dertsiz, gamsız, üzüntüsüz ve kedersiz bir hayat sürebilen var mı şu yalancı dünyada?
Eğer varsa lütfen söyleyin de, kurtarın bizi şu yalancı dünyanın yalancı oyuncaklarından.
Ama heyhat;
Eğer sıkıntısız ve dertsiz bir hayat yaşayacak olanlar olsaydı ilk önce peygamberler, nebiler, sahabeler, âlimler ve evliyalar olurdu.
Bakın hepsinin yaşayışına;
Bakın hepsinin ömür dakikalarına.
Göreceksiniz ki belki en fazla sıkıntıyı Kâinat sahibinin elçisi çekmiştir.
Göreceksiniz ki en fazla sıkıntıyı onun avaneleri çekmiştir.
Elbette o sıkıntılara, o dertlere ve o kederlere göğüs germelerinin bir hikmeti vardı.
Bir bildikleri vardı.
Bir inandıkları vardı ki;
Herşeyini feda edebiliyorlardı.
Her sıkıntıya göğüs gerebiliyorlardı.
Onun için dostlar;
Her zaman, her ne şekilde olursa olsun, her sıkıntıya, her derde, her kedere hoş geldin diyerek ve onlara Allah’ın bize vermiş olduğu sabır kuvvetiyle mukabele ederek ve bu dünyanın rahat ve huzur yeri olmadığını bütün hislerimizle inanarak yaşantımızı sürdürebilirsek;
Ne mutlu bizlere;
Aksi takdirde Dünyamız karardığı gibi ahiretimizi de karartabiliriz.
Saygılarımla
Mehmet
“Rahata, huzura ne zaman kavuşacağız” diye.
O da “cennete ayak bastığında” demiş.
Çok değerli sdn üyeleri ve misafirleri;
Biz rahat mı arıyoruz?
Biz huzur mu arıyoruz?
Biz saadet ve mutluluk mu arıyoruz?
Yanlış yerde arıyoruz!
Onların yeri burası değil.
Ya neresi?
Onların yeri cennet,
Onların yeri ebedi saadet yurdu,
Onların yeri %99 ahbabımızın gittiği yer.
Görüyoruz ve biliyoruz;
Sıkıntısız, dertsiz, gamsız, üzüntüsüz ve kedersiz bir hayat sürebilen var mı şu yalancı dünyada?
Eğer varsa lütfen söyleyin de, kurtarın bizi şu yalancı dünyanın yalancı oyuncaklarından.
Ama heyhat;
Eğer sıkıntısız ve dertsiz bir hayat yaşayacak olanlar olsaydı ilk önce peygamberler, nebiler, sahabeler, âlimler ve evliyalar olurdu.
Bakın hepsinin yaşayışına;
Bakın hepsinin ömür dakikalarına.
Göreceksiniz ki belki en fazla sıkıntıyı Kâinat sahibinin elçisi çekmiştir.
Göreceksiniz ki en fazla sıkıntıyı onun avaneleri çekmiştir.
Elbette o sıkıntılara, o dertlere ve o kederlere göğüs germelerinin bir hikmeti vardı.
Bir bildikleri vardı.
Bir inandıkları vardı ki;
Herşeyini feda edebiliyorlardı.
Her sıkıntıya göğüs gerebiliyorlardı.
Onun için dostlar;
Her zaman, her ne şekilde olursa olsun, her sıkıntıya, her derde, her kedere hoş geldin diyerek ve onlara Allah’ın bize vermiş olduğu sabır kuvvetiyle mukabele ederek ve bu dünyanın rahat ve huzur yeri olmadığını bütün hislerimizle inanarak yaşantımızı sürdürebilirsek;
Ne mutlu bizlere;
Aksi takdirde Dünyamız karardığı gibi ahiretimizi de karartabiliriz.
Saygılarımla
Mehmet
